10 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

10 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lâkin Vahdettin de ittihatçdarın İtü kudretlerini kaybettiklerine İbinüz kani değildi. Cemiyetin er. kin asliyesinin Avrupayn firar et. Sima'arına rağmen o da iii ların gizli kuvvetlesun Lir ortay. atılarak Istarkulu 24 ft edeceklerine. belki de kendi Ve tahtını da devireceklerine kanidi, Onun için kendisine Mosir. ln çekilen bu telgrafnameye mem olmakla beraber; telgraftaki lerin tervicine girişememiş ve hatta telgraf sahiplerine cevap ver tiye de cesaret “dememiş. sadece Eği Dedirtmişti: İ, Padişah Vahdettin artık yavaş Yavaş sarayla temasa gelen eski ji. İ Süfçlara da ayni şekilde gizlice ta Yarak verdirmişti. Ve matbuatta ya Mlicak neşriyatın, bilhassa İngiliz asızların nazarı dikkatlerini | Mibederecek şekilde olmasına ehem İİ iye verilmesini de ilâve etmişti. | uz senelerdenberi kalpleri, Feti Şılara karşı intikam ateşlerile Ptan'ara; — padiçei Valdettinin ie gizlice gözkirpması kâfi gel Ati, Istanbulda ve Anadoluda, Üthal intikam ve ihtiras ateşleri işti # İ | i | | İtslirdi. Fakat, Tttihatçılara bin bir 'Yyiat atfederek (hamiyet) i yal hag rilerine hasretmek istiyen da (Mebus memleket, emsalsiz bir felâket içindeydi. Dört Sihedenberi hudutlarda parlıyan “liman süngüleri, artık © kadar ya laşmıtı ki, küçük bir hareket kabzalarına kadar milletin sine girecekti, Millet ve memleket bilenlerin, bu feci hal karşı nda bütün şahsi kinleri, ve sahsi Mtikamları bir tarafa bırakarak; Ed fçılar; Ortaköyden, Salıpazarı kadar sıra sıra yatan düşman ların. Istanbul sokaklarında | Nağrur edalarla gezerken kendileri hakaretle kol çarpan düşmanla | a, dan birer dost, —hayır, sade / ir değil; birer (halâskâr)— ikki etmişler. Ittihatçılarla kor İ Süne bir intikam ratlcndelesinin ha İrliklerma girişmislerdi. Mn liç intikamcı unsur, işti: 1 — Hürriyet ve Ttilâfelar. SİN Hürriyet ve Itilâfçıların m8 hâmisi olan padişah. e Bu iki vasıtadan istifade Ri, azami derecede menfaat te. #tmek istiyen düşmanlar... GN bu üç unsur birleştikten son eğrinlevvel — Salk... LN in, Osmanlı Mebusan Mecli B, © Mühim bir ce'se aktedilmişti. Kang, meşum mitareke senele gu (galip Ttaf devletleri) ile, Yaa ere istinat ederek ##maran le ım masum Türk milletine al klanı haksız cereyanların İşte ağ teşkil etmişti. | atar, günden itibarendir ki; (İt İleri davası) na bulaştıran Tir, © ve yüzbinlerce günahsız Miley Svlâdı, en acı azap ve işken Yi, çtitimda ezim ezim ezilmiş. 7 İnüm inlemişti.. (5 Tegrinlevvel Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? — İKİNCİ KISIM — Salı) günü, senelerdenberi sinsi kalplerde biriken gayz ve ihtiraslar birdenbire deşilivermiş.. Osmanlı Mebusan Meclisinin içtima salonun da, zehir ve ufunet saçan korkunç bir hava husule gelmişti. ört buçuk harp senesini, a kıllara durgunluk verecek mahrumiyetler ve ıztıraplarla geçi ren Türk milleti; (Mondros) ta imza edilen mütarekeyi, son büyük felâket olarak telâkki etmiş. Ar tık derin bir sükünete kavutşrak yaralı kalbinin kanlarını, gözyaşla rile yıkayacağını zannetmişti, Fa kat, mütarekenin imzası gününden itibaren büsbütün hain ellere ge çen zavalir Türk milletinin çilesi, bu son büyük felâketle de bitme mişti... Hattâ, yeni bir felâket ve facia silsilesi başgösterm'şti. (5 Teşrinlevvel Salı) günü, me bus'ardan Mirçokları erkenden Mec Mise gelmişler; encümen odalarmda ve teneffüs salonlarında, büyüklü küçüklü gruplar teşkil ederek hu Sus! müzakerelere girişmişlerdi. Bu müzakereler arasında, bilhassa şu sözler işititmekte idi: — Bugün, birçok takrirler veri lecek, — Beş senelik sükütün acısı, bu gün çıkacak. Bu sözler arasında, içtimaa da vet zilleri çalınmıya başlamıştı. I kinci reis Hüseyin Cahit Bey, riya #et makamına geçerek celseyi aç marsi. Ruznameye göre o gü şartnamesi hakkında müzskerede bulunmak için gizli bir cölse akto lunacaktı. 'Tam bu celsenin zabıtnamesi o kunacağı zaman, salonda şöylece bir ses yükselmişti. — Efendiler!.. Okunduğu zaman insanların tüylerini ürpertecek maddelerle dolu takrirlerimiz var, Toessü? olunur ki, bunlardan en z: yade alâkadar olan'ar arasında, bu Meclisin reisi olan Halil Beyefendi de vardır. Bu ağır sözler karşısmda, birden bire salona ağır bir durgunluk ve sükünet gelmişti. Bu sesin sahibi olan zat, husu le getirdiği bu tesirden büyük bir sevinç duyarak, şimdi de gözlerini, riyaset makamında bulunan Hüse yin Cahit Beve çevirmiş. Sözlerine devam etmişti; — Bu gibi mesa'lde,. Ve bu gibi gerait ve ahval içinde. zatı #lini zin de, riyaset arzusunda bulunup bulunmadığınız bi'emem... Bende nizin srzetmek istediğim, şudur... 'Bu Mectis.. milletim'zin huzurunda. Bu riyaset divanı ile arzı vücut e demez. Bir anda, Meclis salonunda bo ucu bir hava esmişti. Bu sözler, riyaset divanma karşı çok açık, çok sarih.. ve bilhassa, çok acıklı bir tecavüz ve hskaretti. Samiin loçalarmda, kulaktan ku lağa bir fısiltr geçmişti: — Dehşet! — Yahu, kim bu kahraman?. — Gördün mü ?. Mebus dediğin, böyle olmal. — Kim acaba?, — Tanımıyor musunuz, yabuüu!. Aydın mebusu, Emanuelidi Efendi. vet.. Bu kahraman hatip, Aydm mebusu Emanuelidi Efendi idi. O, Emanuelidi Efendi ki, Osmanlı Mebusan Meclisi kurul duğu gündenberi bu Mecliste de vam eden Mebusluk hayatında, ds ima derin ve büyük bir sükünet göstermişti... Fakat bugün, Meclis. salonunda. birdenbire gükremiş bir aslan kesilmişti. Ve, .o Pmanuelidi Efendi ki; vaktile (Hürriyet ve Itilâf fırkası) nın müzaheret dilendiği (Rum Meş Yazan : Ziya Şakir Mütareke Günlerinde tilâfçılar ve Yardakçıları rutiyet klübü) nün erkânı asliyesin den olup, fırka namma kendisi ile temasa memur olan Şaban Efendi vasıtasile; o fırkanm fırı'dağını çe viren rüzgârların en sayıldarından iriydi, Fakat bu zat, senelerce derin bir süküt ile, sadece meclis müzakera ttnr dinlemekle vaikt geçirdiği hal de, bugün nasıl olup ta coşkun ve cüretkâr bir hatip kesilmişti?. Bunun Sırrını, bir anda kavramış olan Hüseyin Cahit Bey: — Riyaset divanı, bu heyeti celi lenin intihabile teşekkül etti. E ger ipkası arzu edilmiyorsa, ben ve arakdaşlarım, derhal istifaya ha arız. Hayır.. Meclis salonunun geniş pencerelerinden, görünen İngiliz ve Fransız harp gemilerini mağrur bir eda ile süzen mebus Emanveli di Efendinin istediği, o değildi NI tekim Emanuelidi Efendi derhal ağ zindan baklayı çıkarmış. Kendisin den hiç ümit edilmiyen., ve dinli yenlere hayret veren tantanalı bir nutuktan sonra: — Meclis.. Kanun ve tarih karşı sina alnı açık çıkmak İstiyorsa.. , Bugünden itibaren, kendisini feshet meli... Diyerek, (Hürriyet ve tlilAf fır kas) mensup ve taraftarları ile, pa dişah Vahdettinin ilk hamlede yap mak istediği işe rehberlik emişli. Arkası var) « Sevda Mektupları Hayli Azalmış (Başı 7 nelde) mi da, bizzat mektup sahiplerinin omuzlarına yükleniyor, Mektup s2. biplerinden şikâyet ederken, şöyle diyorlar: — Çok zaman adres sarih yazıl maz, müvezzi arar, durur. Mektubu iade etmek mecburiyeti hâsıl olur. Bazan, mektubu gönderenin adresi de yazılı değildir. Mektup el'mizde kalır.. O zaman, bu sahibi meçhul mektubu, postane salonundaki ca. mekânda bir iki ay teşhir ederiz. Sa hibi çıkmazsa, bir komisyon huzu. runda mektup açılır. İçinde adresi aranır. Bulunursa, tekrar kapatı - br. O adrese yollanır. Bulunamaz. sa, imha edilir, »stanede bir de abone kutu ları var. İstanbul merkez postanesinde 760 kutu var, Bunlar senede 6 lira kira ile 'stiyene veri- lir. Kutunun kiracısı kendisine ge len mektupları bu kutudan alır, Posta işlerinin en zevkli tarafı da postrestan dedikleri servistir. “Postrestan., adresine gelen mek. tuplar, ekseriya sevda''larm vaz . dıkları gizli aşk hikâyeleridir. Sev. gililerin kimseye emniyeti olmadı. Zından, “postrestan,, vasrtasile gön dermeyi tere'h ederler. Fakat, an lattıklarma göre, şimdi, eskisi ka. dar faz'a “postrestan,, isi vok. Gün de, merkez postanesine 300 kadar bu nevi mektup geliyor. Eskiden bu rakam günde bine yakınmış, Bunun sebebini kendi kendime düşünerek buldum. Eski yıllarda olduğu gibi, sevgililerin biribirini bu'up konuşması müşkül değil. Za ten, roman kadar uzün ask mek. tubu yazan eski kara sevdalılar ne rede? “Postrestan,, mehtubu aramak icin, bir sabah bir aksam, günde iki defa postane merdivenlerini 2. şmdıran bağrı yanıklar şimdi tari. he karıştı. Sevgilisinin, ince satır lar: üzerinde dakikslarca durarak düsünen, onun hayalini gözlerinin önünde can'andırımva çalısarak iç çeken eski Aşıklar ka'mvalı, nosta İdaresinin bu servisinde iş azalmış olsa gerek. o” mütereke - Tereyağ Siz de, belki, geçen gün gazete- de görmüşsünüzdür. Almanyada, yemek için tereyağ bulamıyan za- vallılara, hiç olmazsa, onun koku- sunu tattırmak üzere, şişeler için-, de, tereyağ gibi koku veren bir madde satıyorlarmış. Tereyağ kokusunu, gül kokusn gibi, menekşe kokusu gibi, şişe içe risine koyabilmek, yilksek kuire- tini zaten herkesin teslim ettiği Al man kimyasının yeni bir muvaffa kıyetidir, Bu muvaffakıyetten do- layı Almanları tebrik, fakat tere- yağ Kokusunu şişelere koymak mecburiyetinden dolayı anlara acı- mak lâzımdır. Tereyağ kokusu, vakıâ yiyecek kokularının en güzeli denilemezse de —çünkü bazılarıda külbastı kokusunu terelh ederler — en güzellerinden biridir, Tereyağını yemeyi sevmiyenler bile onun ko- kusundan hoşlanırlar, Bir çok memleketlerdö, yemek sofrası Üze- rinde salata gibi, tarşu gibi, mah- sus tabağı içinde ve üstünde buz parçaslle, tereyağı bulundurulma- $ı biraz da onun güzel kokusunden dır, Tereyağ kokusu iştah açar diye tanmmıştır. de yine mikropların yaptıkları gi- bi. Şişe içerisine giren tereyağ ko- kusunda, ağıza alındığı vakit. tere- yağ lezzeti de bulunursa kimyacı. larla muvaffakıyeti iki kat demek- tir. Böyle olmasa bile, tereyağ'ko- kusunu, çiçek esansları gibi. yalnız ellere sürerek koklamak ta "oşa gidecek birşey olur. Fakat, kimya ilminin muvaffa- Kokusu Sürüldüğü vakit üzerine bal ya- hut reçel de ilâve edilirse tadına doyum olmaz. Üzerine tatlı ilâve edilmeden, yal nız olarak bile âdeta tatlı bir ye- mek gibi gelir. Çocukların birçoğu onu reçelle veya reçelsiz yemeği severler, Sevmiyenlere de onu sev- dirmek ve hergün yedirmek 'âzım dır, Çocuğu en iyi besliyerek ve büyümesine hizmet edecek en fay- dalı yemeklerden biri tereyağdır. Içinde bol bol bulunan A yüz gram da (250 — 800) ve D (150 — 825) vitaminlerinin çocuklara ne kadar lüzumlu olduğunu bilirs'niz. Çocuklara tereyağı daha lüzum» lu olmakla beraber, büyüklere de lüzumu vardır, En yeni hesaplara göre bir insanın günde en az kırk gram tereyağ yemesi lâzımdır. İn san bu kadar tereyağ yemeyince sıhhati ergeç bozulur. Bunun hepsini bayağı tereyağ şeklinde ekmek üzerine sürerek ye- mek tabii mecburi değildir, Ye- meklerimize lezzet vermek İçin koyduğumuz yağ da tereyağıdır. Her yerde yemeklerde daha ziya- de tereyağı kullanılması onun en kolay hazmedilecek yağ olmasın- dandır. Içyağı asama tereyağından daha ziyade kuvvet verir, fakat 0- num kadar kolay hazmedilemez. Erimemiş taze tereyağı erimiş yağdan daha kolay hazmedildiği için, midesi zayıf hastalara yedi- rilecek yemekleri sade suyla pisir- dikten sonra yenileceği vakit üze- rine tereyağ koymayı tavsiye eder ler. Şişmanlarla karaciğerleri bozuk olanlardan, bir de, kum sancıları çekenlerden baska O tereyağından zarar görecek milzmin hastalar he- men hemen hiç yoktur. Hele zayıf, Türk Paras (Türk parasmı kıymetini koruma hakkındaki 12 sayılı kararnamenin neşrine devam ediyoruz:) Madde $ — Bankalar Türk parası olarak yapılan tevdintı, müsandesiz, hiçbir suretle ecnebi kambiyo ve nu- kuduna tahvil edemez'er. Banka ve bankerler vesair müesse selerle eşhas tarâfından Türkiye ha- ricinde bulunan eşhas ve müessesat lehine Türk parası Üzerinden kredi açılamıyacağı gibi Türk parasile tev diat ta yapılamaz. Bazı İstisna ve hususi hallerde bu gekilde kredi kü. şadı. Maliye Vekâletinin ve tevdiat İcrası da kambiyo murakabe mer- cilerinin mezuniyetine bağıdır. Bu tarzdaki tevdizttan tediyat yapılma» sı aşağıdaki fıkrnm hükümlerine ta bidir. Ecnebi mem'eketlerdeki efrad ve müessesatın Türkiyedeki bankalar veya şubeleri veya muhabirleri nez - dindeki Türk lirası matlüplarınm is- timali kambiyo murakabe mercileri - nin vizesine mütevakkıftır. Bloke paraların sureti istimali ma iye vekâletince bir talimatname ile tayin ve kambiyo murakabe mercile rine tebliğ olunur. Madde 9 — Kambiyo ve ecnebi nu kut iş'eri peşin olarak yapılır. Bun - İ ların teslim ve tezellüml akid günü. nün ertesi akşamına kadar ifa ve ik- mal olunur. Alivre mal satışlarının mukabili olan dövizler Bankalarca vadeli 0- larak satın almabilir. Bankalar bu İ dövizleri Borsaya (arzelmeğe mec- burdurlar, Bu akid'erden mütevellid döviz borçları döviz olarak ödenir, Alivre mal satışları har'cinde ka- lan ihracat eşyasma ait dövizin ban- kalarca borsaya arzedilmek şartile a- lınması satış vesaikinin bankalara tesi'mine mütevakkıftır. Bundan mü tevellit borçlar bankalarca tahsil o- lunacak mal bedelinin dövizi ile ka- patır. Ithalât eşyasma alt vesaikin tesi mi hariçte bedelinin peşinen tediye- sine mütevakkıf olan ahvalde banka- lar mlşter'lerine kendi kred lerinden avans yapabilirler. Bundan mütevel- lit borçlar eşyanın gümrükten imra- rında usulen vesaik ibrazı süretiyle kambiyo murakabe mercilerinden me zuniyeti alınabilecek dövizlerle kapa- takır. Cirolu çekler ve senetler Madde 10 — Ecnebi döv'zini natık İ çek ve bonolar ve pol'çeler ve hesabi cariler ancak bankalara ciro edilir Bankalardan gayri eşhasa ciro edile- bilmesi kambiyo murakabe mercile- rinin muvafakatile olabilir. Crolü çekler ve diğer ticari senodat ancak bu mercilerin verecekleri müsaade U- zerine bankalarca kabul olunur. Madde 11 — Bankalar nezdindeki döviz hesabı carisihde bakiyei mat- lüpları mevcut olan eşhas ve müesse Sat bu mevcutlarını murakabe mere'- lerinin müsaadesile istimal edeb'lecek leri gibi banka gişelerinde de serbest- çe sattırabilirler, Madde 12 — Kambiyo. murakabe mervilerinden döviz talebinde bulu- nanların Türk'ye dahil ve haricinde dövizleri mevcut ise ihtiyaçları kam- biyo murakabe mercilerinin mezuni- yeti ile evvelemirde bu dövizlerden, olmadığı takdirde borsadan veya ban kalardan mlbayaa suretile temin o- lunur. Döviz talebinde bulunanlar beyannamelerinde bu ciheti tasrıh et mek mecburiyetindedirler. Ne gibi ahva'de beyanname vermekten Va reste kalabileceği kambiyo muraka- be mercilerince tayin edilir. Madde 13 — Imt'yazlı ve sermaye- s'nde devletin iştiraki olan şirketler mevdustlarını ancak Milli Bankalar- da bulundurabilirler, Madde 14 — Türkiyeden © ecnebi memleketlere mal ihraç eden hakiki veya hükmi şahıslar bu malların ke deli olan dövizleri emirlerine geçti tarihten itibaren on beş gün içinde Türkiyede bir bankaya satmıya veya kendi namlarma Türkiye e Cümivıri yet Merkez Bankasına tevdie mec- burdurlar, Türkiye gimrüklerinden ihraç edil diği tarihten itibaren üç ay içinde malın satılmaması avarya olmasi müş teri tarafından tesellim edilmemesi, müşterinin tediye müşkülâtma veya ını Koruma Kararnamesi iflâsa maruz kalması, malm ihreç &- dildiği memlekette kambiyo tahdida ta mevzu bulutması gib' zaruri sebep lere binen ihracat bedelini döviz ola. | rak bankalara satamıyan veya Cüm- huriyet Merkez Bankasına tevdi ede- miyen ihracatçılar teahhur sebepieri- ni kambiyo murakabe mercilerine bir beyanname ile bid'rmiye mecburdur lar, Beyannımelerinde gösterdikleri sebepler kambiyo murakabe mersile- rince makul görülenlere yeniden müh let verilir. Yedi ihtiyarlarında olm yan esbaptan dolayı Ihracat eşyası dövizlerini kısmen veya tamamen memlekete get'remiyecekler'ni vesa- ik ibrazı suretile ispat edenler kamibi- yo murakabe mercilerince bu mecbu- riyetten istisna edilebilirler. Ihracat tacirlerinin verd kleri 'hra cat beyannamelerinden birer nüsha- sını gümrük İdareleri tasdikli ocarak gümrük muamelelerinin intacını ta- kip eden gün içinde kambiyo mura- İ kabe mercilerine tevd'a mecburdur. lar, Ihracatı bir başkası nam ve hesa- bma icra edenler gümrüğe verecekle- ri ihracat beyannamelerinde bu cihe- ti tasrih ve namına ihracatı yaptığı tacirin isim ve şöhretini ve adresini irae eylemekle mükelleftirler, Işbu maddede mevzuubahis döviz yerine altın getirilmesi de caizdir. Şu kadar ki döv'z yerine altın getirenler bunun hariçten ithal &Mi'miş olduğu- nu gümrük idaresince bir zabıt vara- kasiyle tevsik ettirdikten sonra aj tınları Türkiye Cümhuriyet Merkez Bankasma veyahut onun gösterece- Bi muhabire ibraz ile resmi ray'ç ü- zerinden satmıya ve merkür zabıt va- rakasile bankanın alış vesikasını kam biyo murakabe mercilerine üçer aylık beyannamelere rapten teslime mec- burdurlar, Kararnamenin gerek bu maddesin de gerek diğer maddelerinde ihracat, dövizlerine a't olarak mevcut ahkâm altınlar hakkında da cari olacaktır. Madde 15 — Türkiyede bulunan bankalarla eşhas ve müessesatın ha- riçte bulunan eşhias ve'müessesat les | hine yapmış oldukları; hizmetlerden. doğan ve doğacak olan komisyon ve, buna mümasil yine hizmetten mütevel Ut alacaklarının düv'zlerini elde ettik leri tarihten itibaren nihayet on beş gün zarfında memlekete getirip bir bankaya satmıya veya kendi namları na Cümhuriyet Merkez Bankasına tevdi etmiye veya Maliye Vekâletinin tayin edeceği esham ve tahv'lât: ha- riçten mübayaa edip memlekete ithal etm'ye mecburdurlar, Madde 16 — Ihracst yapanlar bi- rincisi Birincikânun iptidasından Şu- bat gayesine kadar ve diğerleri mü- teakıp üçer aylır devreyi ihtiva et- mek üzere her üç ayda bir aşağıdaki ma'ümat: havi b'r beyanname tanzim etmiye mecburdurlar. A — Beyannamenin taallük ettiği devre zarfında ihraç ettikleri malim gümrük idarelerine mevdu ihracat beyannamelerinde yazılı miktar ve cinsi, B — Gümrük beyanname numara» ları ve tarihi ve beyannamelerin han- g gümrüğe verildi; « C — Malın hangi memlekete ihraç edildiği ve ihracatın kendi veya bir başkası namına yapıldığı, D — Ne nevi para ile satıldığı ve her satış bedel'nin döviz olarak bali- ği ve satışm kati veya ankonsinyas- yon mu olduğu, E — Bu mallar mukabili ele geçen döv lerin hangi tarihlerde hangi ban 'kalara satıldığı, F — Geçen devreden matlübu olan döviz miktardan bu devrede ele ge- çirdiği miktarla bunların hangi ban- kalara hangi tarihlerde satıldığı, G — Bu devredeki ihracattan ala- cağı kalan miktar, Bu beyannameler tasllâk ettikleri devrenin hitamından itisaren nhay- yet bir ay zarfında kambiyo muraka- be mercilerine makbuz mukabilinde tevdi olunur. Ihraç edilen her malın ticari def- terlere uygun Ve ticarethane tarafın- dan musaddak bir satış falurası su- retinin beyannamelere raptedilmesi mecburidir. Bu faturalarda ihracat eşyası bedelinin hakiki satış bedelin- den noksan gösterilmesi memnudur, "(Arkası var) 8 — 000

Bu sayıdan diğer sayfalar: