SLOT RaRAERLUN kA MESELE KSSLA AN 5 Sİ | # * | Wi | İ 10-1—958 TAN Gündelik Gazete » . AN;n hedefi; Haberde, fikirde, | #eyde temiz. dürüst, samimi Kğ ——ABONE BEDEL — Türkiye bi 4400 Xir, 1 Sene Ki, M0 > 6GAy 400 >» Say 180 > Ay Silletlerarası posta Tetihadma dahil memleketler için 30, 16, 9, 3.5 bira 1: Abone bedeli peşindir, Adres değiş | GÜNÜN MESELELERİ Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu Kamutay, Cuma günkü toplantı devlet ziraat işletmeleri kuru- Wu hakkındaki kanan lâyihasınm Müzakeresini yaptı. Devlet ziraat İşletmeleri kurumu, Türkiyede örneği mevcut bir zirai iş in genişletilmesi suretile bü- tüh memleketin zirai kalkınmasında, M6 bunun neticesi olarak, ekonomi- büyük bir vazife ifasına nam- Wet çok modern bir teşekküldür. Ata- Üirk'ün 1 Ikinciteşrin günü, Kamuta- sEsiF > , , a | İ | İ dadır; Bu uutaklarında Atatürk zi- Matin, sanayi, ticaret ve nafın ile bir dl tedi etiğine işaret buyurmuşlar. &hri yine Atatürkün 11 — 6 — 1987 mektaplariyle hazineye teber- Yü ettikleri çiftlik ve müesseselerin Maro tarzında, tâ kuruldukları gün- yin İtibaren fili ifadesini bulmuş. En modern ziraat usulleri, ekonomi İaplarına uygun bir işletme, bulun- dukları yerlerde kalkınıp gelişme te- Mininj istihdaf eden isabetli bir gü- ve dinlenmek İçin —okan-| fiları, gazino'arı ve diğer tesisleri. İ— bir orman temin etmiş, hilesiz Rida maddeleri vermiş; bunların pi- Yasadaki fiyatlarını ayarlamıştır. Bu z , teberrü edilen diğer çift- İk ve müesseseler için de aynen tek- tariryabiliriz. Üyaca göre— diğer ziraat mıntaka- tesis edilecek yenilerini de Mirleştirip, hepsini, şimdiye kadar ol- Muğu gibi, ticari usullerle idare et- Mek vazifesi. üzerine alacaktır. Ticaret usullerine ve binnetice hu- isi hukuk htikümlerine göre tedvir #illecek olan yen! kurumun on beş Milyon lira itibari sermayesi olacak Ye lüzum görüldüğü takdirde maliye- Man kefaleti ile tahvilât çıkarabile Bu kadar esaslı ve etraflı düşünü- rek en iyi gayelerle kurulmakta 0- ka devlet ziraat işletmeleri kurumu- Min memleketimiz bünyesinde pek ha Mrir tesirleri olacağı muhakkaktır. Yeni milesseseyi en derin memnu- Nivetle karşılamalıyız. mmm eme Çifte İle Oynarken yAydn, (TAN) — Koçarlıya bağlı #iköyde feci bir kaza olmuştur. Bati kızı 15 yaşmda Asman, kar. “ai Ahmedin oğlu 12 yaşında Rama Mtla oynarken, Ramazanın elindeki Ntte patlamış, Asüman beyninden vu Mlarak öimüştür, ŞE yedik Tokat Halkevinde Yeni Tiyatro Sahnesi Tokat, (TAN) — Halkevi tiyatro mumun bütün tesisatı bitirilmiştir &lön Türkiyede eşi nadir denile. yek kadar güzeldir. Sahnesi ray- A, Derinde işlemek suretile müte. ü | r SÜRAUA r&ek Kadam dünyamı ye en büyük adamların dan yirmi kişilik bir liste vü- cüde getirmeniz istense, kim- leri seçersiniz acaba? Birden- bire birçok isimlerin aklımız- dan göçeceği şüphe götürmez. Fakat bunları seçmeden evvel büyüklüğün ne olduğunu dü- şünmeniz ve tarif etmeniz ge- rektir, Büyüklük hakkındaki tariflerin en kolayı şudur: Dilnya üzerinde en kuvvetli nüfuza sahip olmak! Bu bakımdan tabaati keşfeden a dam Şekspirden daha büyük $a- yılmak icap eder. Yahut büyük edam, kendi devri miz Üzerinde en derin izi bırakan dır, diyebilirsiniz. O takdirde Sok rat, Atinada saat 11 den sonra s0 kaklarda aşik oynanmasını mene den Atinalı zabıta memurundan da ha küçük bir vaziyete düşmüş olur. Büyüzlüğün klâsik tarifi bam başkadır: “Büyüklük insanın yaptı ğı iş üzerinde ulvi hâkimiye yük- sek orijinalite, zamane kaydından azade kalarak eser veya şahsiyetin. de asalet hassasını göstermesidir. Bu bakimdan Napolyon ile Dra ke nerede kalır? Şimdi tarihin önünde, geçen a. sırlarda büyükler arasndan bir | > —— “OKUYUCU MEKTUPLARI liste çıkâralım: AHNATON (Milâttan önce 1375) Mısır Fravunu idi. Tarih onu bir Allaha inanan ve onu güneş ile tem sil eden İlk adam olarak gösteri yor. Merhametli, iyilik sever, hlir riyete âşık bir adamdı. Ahnatonu, ortadan kaldırmak istediği sayısız #lâhların kâhinleri ezdiler, Ve sulh sever bir adam olduğu için döğtt ğı askerlerin eliyle başından tacını aldılar. GOTANA BUDDA (Milâttan önce 500) Hindistanm muharip prenslerin dendi ve Isadan çok önce onun öğ retmek istediklerinin çoğunu bildir- miştir. Buğdda, muvaffakıyet gahi kalarının en yükseğine varmış, mu- zaffer olmuş, servet içinde yüzmüş, sevilmiğ, fakat bütün bunları, ha- , Tarihe Hi İsim Veren İnsanlar kikat tanıdığı ve inandığı geyi ta kip için feda etmişti, SOKRAT (Milâttan önce 399-470) kullanmıya dayanan ea bü yük medeniyetin, yani Atina mede niyetinin en yüksek filozofu idi. Içini yakan susuzluk sevkiyle bir çok meseleleri araştırmış ve bu a raştırmalar talebesi olan Platona filozof ünvanını kazandırmıştır, Kendisini zehirliyerek öldürmek is tedikleri zaman zehiri gülümsiye rek içmiş, küçük bir borcunun öden- mesini arkadaşlarmdan rica etmişti. JUL SEZAR (Milâttan önce 44-102) Hareket adamlarının en büyükle- rinden biridir, Devlet sdsınır “Yasi, fatih. katıp ve muharrirdi. Karan Wk devirlerde Romanın ışıklarını »n karanlık yerlere yaydı. Ve bir tek sözle isyanı bastırdı. PETRO (Milâttan önce 30- Milâtten sonra 60) Hiyaneti kendi kanile silen bir haindi, Hıristiyanlık kilisesinin ni essisidir, Kendini İsa gibi dik dura rak haça gerilmeğe lâyık görmedi. Zİ için başaşağı dikilerek haşa girilmişti, HİLDEBRANT (1023 - 1085) Papa Yedinci Grigori diye tanm mıştır, Bir zamanlar meçhuj bir Al man rahibi idi. Fakat Alman Impa Tatorunu Cenoasa kalesinin dışında ve karlar altında bekletmiye mu vaffak olmuştu. ASSİLİ FRANSUVA (1181 - 1226) Azizler içinde istihzalarile maruf tur. Hastalar, yoksullar, ve cüzamir lar arasmda çalışırdı. Yarını dil şünmez bir adamdı. İki tarikat vü cude getirmiş ve ordusu olmadığı halde bir ehli salibe girişmişti, Göz lerini çıkarmak için kullan:lacak a tegle istihza etmiş ve insanlar ara sında hayvanlar âlemine “kardeş ler” demekle tanmmıştı. Bütün be Ee etrafında toplanan ve ken. i dinler görünen kuşlara sarfederdi, e CENGİZ HAN (1162 - 1227) Dünya tarihinin en büylk fatihi dir. Bir tek kabile sayesinde muka vemet edilmez kumandanlık hüne ri ve inanılmaz süratile Karade. niz De Akdeniz, Sarıdeniz ve Vol ga ile Sent arasındaki âlemi çiğne mişti. Tesis ettiği devlet kendinder sonra dört batın devam etti, TİMUR (1330 - 1405) Dünyanın en büyük fatihlerinien biridir. 1369 dan evvel de birtakım fütuhat ile meşgul olmuş, fakat bu yıldan başlıyarak muszzam fü tuhata girişmiştir. Orduları, Ha. zer denizine vararak İranın en bü ylik kısmını fethetmiş. Daha s0 1298 de Hindislanı istilâ et Delhiyi zapta muvaffak olmuştu. Osmanlılar ve Misırlılarla muhare beleri de muvaffakıyetle neticelen miş, Timur daha sonra Çini fethet meyi düşünmüş, fakat 1405 te ül müştü. JAN - DARK (1412-1431) ja bi y 17 yi lduğ halde şahsiyetinin kuvvetle mağ lp bir orduyu galip bir orduya çevirmişti. Iki sene içinde Avrupa nm haritasmı öyle bir tahavvlile uğrattı ki bu harita bir daha eski halini alamadı. Bakire idi ve asker ler içinde yaşadığı halde onlara ka din olduğunu unuttururdu. LEONARDO DA VİNCİ (1452 - 1519) Rönesans hareketinin şah!kası dır. Resim yapan bir riyaziyeci, heykel yapan bir mubteri idi, Tik tayyareyi tasarlıyen odur. Cihanğil mül bir deha idi, LUTHER (1483 . 1546) Bir münakaşa mevzuu bulmak sayesinde reformasyon İevrini ça buklaştıran meçhul bir Alman ra hibi idi. En muvaffakıyetli zengin ihti'âlini istemiyerek hazırlamıştı. Hursfe düşmanı idi, MİCHEL ANGELO (1475 - 1564) Büyüklüğün portresini yapan yüksek bir deha sahibi idi. Resmi, kadın işi saydığı için taşla uğ. raşmıya başlamış ve bu yeni vası tayı dâ en büyük muvaffakıyetle kulanmıştı. Açtığı sanst mektebi ancsk Üç asır sonra eskidi. Seksen Yaşında şiir yazmıya başlamıştı. Zeytinciler Tuz İstiyor Bir okuyücumuz yarıyor; “Mürmâfk mıntakasmda bu sene seytin mahsulü çek iyidir, Vaziyetin bu kadar 1 mit verici olacağı evvelden kestirilemedi Binden, geytin müstahsilleri son zamanlar da müşiüldtla | kcarşılaşmışlardır:. Bu da tuz nolfanadır, Zeytin iyi ve bereketli bir mabsuldür, Fakat, onu meydana çıkaran tuzdar; o Marmara o mıntakasında zeytin mahsulünün mühim bir kımı yağlığa ay rilmıştır: Mudanya, © Gemlik bavalisi de mahsulünün çoğunu kaplığa ayırmıştır, On, on beş milyon kilo tuzlanacık zeytin bulun duğa dalde, İnhisarlar İdaresi depolarmda mevcut tuz İki milyonu geçmiyor, Zeytin ciler tuz tedariki için alikadar makamlara baş vurmuşlardır, Tuzun gecikmesi endişe sile de, kaplığa ayrdan seytinlerin mühim bir kmmı tekrar yağlığa ayrılmıstır, Alâ 7 i | | FATMEE DAMIEN IGNATİUS LAYOLA (1491 - 1556) Reformasyona karşı gelmek için vücude getirilen jezvitlik hareketi nin müessisidir. Şiar, beden ile mü cadele idi, Maksatlarndan biri harp kılıcı ile sulh incilini birleşti ren bir sistem vücude getirmekti. WILLIAN SKOKESPEARE (1564 - 1616) Kraliçe Elizabet devrinin edebi yatını bir hamlede en ulvi şiir ve €n yüksek insanlık seviyesine var dırdı, Eserleri, ölmiyen birer şah eserdir. ROMBRANDO - 1669) içinde karanlığı gö rüzür hale getiren yenicidir. Rea Hsm ve Romanticism'e karşi gele rek realiteyi yarattı. Bir saray gü zeli ile alâkadar olduğu kadar pa çavralar içinde gezen bir dilenci ve ya ibtiyar ile alâkadar olur, yiyece ini sardığı kliğıtlar üzerinde re sun çizerdi. BEETHOVEN (1770-1827) Herşeyi anlatabilen bestekârdi. Siravinsky ve Vagner derecesinde büyük bir mücedditti, Fakat onlar gibi zamana bağlı değildi. Sağırlık ruhunu kırmamış ve verimini azalt mamıştır. KARL MARX (1818 - 1883) Yeni bir mezhebin mucidid'r, Ken di sınıfını izmihlâle sürükliyen bir burjuva idi, Ölümünden nicoza man sonra en büyük içtimai ihti lâlin &mili olmuştur. See dikkat nazarma koymanın rica İFLORENCE NİGHTİNGALE i © Muallimlere Terzilât Yapılmalı İzmirden muallim Tabsin imzasile yazı Mayor; “Aldığım maaş 45 İiradırı Bu para ile birkaç nüfuslu sile £ geçindiriyorum: Fa kat, burada otobüs fiyatları çok pahalıdır, Muallimler ekseriyetle az maaşlı kimseler dir: Vesaiti nakliyede bazı kimselere nasi tenzilât yapılıyorsa, mnallimlere de Ayni ge kilde tenzilât yapılmalıdır: Burada Karşı yaka tramvaylarında tenzili vardır. Bu hareketin biltün memleket nakil vasıtaları na teşmili çok iyi olur, Maallim görmek germek ihtiyacında olan bir adamdır; Bu su retle talabesine, memlekete daha faydalı alar... (1820 - 1910) Kırım harbinde elinde bir ışık taşıyarak askerler arasında dolaş mayı evinde kalarak refah içinde yaşamıya tercih etmiştir. Hastaba kıcılığı ona borçlu gibiyiz. Çünkü o da, hastalığı tahammül edilir bir hale getirmiştir. Kadınları kurtar ma hareketinin ilk Jideri sayılır. DAMİEN (1840 - 1889) Belçikalı bir rahipti ve hayatını cüzami:larla meşgul olmrya vakfet miştir. Bu yüzden Büyük Okyanus Vatandaş Türkçe... Konuş Demeden Önce Azıcık Realist Olamaz mıyız? (Yazan: Aka Gündüz) —— Sayın Bay Toprak, Dün vatandaşlar arasında Musevi lerin başka bir durum arzettiklerini söylemiştim, Türkiye musevileri rum larımıza, ermenilerimize benzemezler, Musevilerin bu durumu kendilerinin hesabma hakikaten pek hazin bir du rumdur, Kumun milli dili vardır konuşur. Devlet dili olan türkçe dili vardır ko muşur, Ermeninin milli dili vardır ko nuşur. Devlet dili vardır ki onu daha çok konuşur, Hattâ bazı Ermeni züm relerinde Türk dili milli dillerinin ye rine geçmiştir. Fakat zavallı Musevi vatandaşm milli dili yoktur konusma» Devlet di Uni bilmez, öğrenmemiştir konuş- maz. Buninrım yerine ağma geleni konuşur. Bu, daha hazin, daha ser naklı bir manzaradır. Çünkü konuşta ğu yabancı dillerin hepsini de akılla iru hayretler vercek dercede bozuk ko nuşur, Museviler ilmi ve içtimai minasile İ bir millet olmaktan ziyade bir ümmet mahiyetindedirler Ümmet ve din di), leri ibraanicedir. Buna milli dil diyebi lirlerse hadi konuşsunlar, Serbesttir şler. Fakat onu da bilmemek gibi bir İtalihsizlikleri vardır, Kudüs radyosu nun dilini olsun bilselerdi yasak tak ,riri vermiye lüzum kalmazdı. Onu da konussunlar, punu da der geçerdiniz. ! Bizim museviler İspanyolcadan İ bozma ve ispanyolcaya çok yerde ay , kırı bir acaip dil konuşurlar. Musevi Rusyada rusça, Berlinde , Hitlerce, Romada Duçece, Şamda Su " riyece, Pariste frenkçe, Londrada ( Taymisçe konuşur. Bulunduğu mem leketin dilini mili dil, ümmetinin dili sayar, Ne yapsın? Kendi sosyal dili yok, İ” Fakat bizim memlekette İyi saatte olsün, yalnız, türkçe konuşmaz. Her dilce konuşur da türkçe konuşmak istemz, Bunu ne bea söylüyorum, te biz, Geçenki gazeteleri okumuşunuz dur, kendi cemaatlerinin reisi doğra bir yürekle ve mertçesine, açık açık dememiş miydi: Bizimkiler hatırla, gönülle, tavsiye ile filân türkçe konuş mazlar. Onlara kanun zoru Hizm! Yine cemaat İleri gelenlerinin Hade lerine bakılırsa Avrupa görmüş birta ençler, aralarında (inat icin türkçe konuşmıyanlar cemiyeti) diye hir cemiyet kurmuş İmişlermiş. Buna İnanmak çok zordur. Ne çare ki ha yat ve hâdisat adanım kafasını gözü nü yumruklaya yumruklaya: saa! diyor. Halbuki Milâs, Fethiye, Bodrum, Rados musevilerinden birçok dostla» rım, vatandaşlarım vardır ki bizim mekteplerde okumuşlardır ve benden çok daha iyi türkçe konuşurlar. Ken dilerini Türk camiasının özünde tuta? lar. Başka memleketlerin musevisi ne den bulunduğu yerin dilini kendi dil ediyor da bize gelince konuşmasını de il, sadece öğrenmesini bile esirgi yor? Bu maammayı ne biz çözebiliriz, ne sizin kanuni teklifiniz, ne de ha hambaşı. Bu öyle hazin bir muamma dır ki teessürü bize düşmez, İşte bu sebeplerden ötürü, Musevi vatandaşlara gelince onların durumla rı bambaşkadır, demiştim, Bu yarım Jan sövle bir netice çıkarabiliriz: Musevi vatandaşlarımız dan öz Türkten istediğimiz kadar şid eti. türkçe isteriz. Ispanyol dili Mu sevi dili değildir, Türkçeyi ne kadar iyi bilirler ve ne kadar bol konuşu larsa o kadar şeref bulurlar. Eğer Türk vatandaşı olmak haysiyetlerine dokunmuyorsa... Yine mevzuun özüne gelelim. Va tandaş türkçe... konuş demden önce realist olalım, Çünkü davanız epeyce zayıf gibi görünüyor bana. — Yarmı — taki Molokal adasmda yaşamıştı. Nihayet kendisi de bu müthiş has talığa yakalanarak ölmüştür s Siz bu listeyi beğenmezseniz baş ka şahsiyetlerden mürekkep bir liste vücude getirmek elinizdedir. Çünkü iarih, adı tanmmış veya ta nmmamış nice nice bilyüklerle do. Tudur, Londrada çıkan Daily Exprens'den