26 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

26 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ü YAZAN :- SS 10 — p * .-. 'Yıldızdan San Remo ya W | İ t âî' i n Fakat Mustafa Sabri Efendi, sağ elinin şahadet parmağını dudakla - Tının üstüne dayamış : — Süküüüt!. Telâş yok.. Ümidi- mizin hilâfma olarak karşımıza çı- " kan ikbali, acele ve telâş ile kaçır-. Taryalım, Diye cevap vermişti, ustafa Sabri Hoca, cidden * kurnaz hareket etmitşi. Her şeyden evvel, orâda bulunanları toplryarak: — Buü mesele, tamamen mektum — kalacak. Öteki arkadaşlara, hiç bir B R. söz sızdırılmıyacak, Boşboğazlık e- | derseniz, siz zarar edersiniz. Yok, eğer mektum davranırsanız, mükâ- fatmmı görürsünüz, Demişti. $ — Bu adamlar esasen dünyaya, yal — nız mükâfat beklemek için gelmiş © lerdi, Onun için, sükütu vadetmiş- K lerdi. — O gece, yine o otelde, bir meclis — aktedilmişti. Fakat bu meclis, büs- | bütün hususi idi. Hemen hemen, — yukarıdaki şahislara inhisar etmiş — tL Fakat tam müzakereye başlıya- cakları zaman Rıza Tevfik Bey de — geldiği için, onu baştan savmak is- - Rıza Tevfik Bey gündüzkü işler- — den haberdar olmadığı için, yana — yakıla yolculuğundan bahsetmişti: — — Ancak üç gün sonra vapur — var. Onunla hareket edeceğim. Çok — büyük istikbal projelerim var, Bel- ki bir gün size de menfaatim doku- — nur. Eğer ben orada tutuhursam, — birer birer sizi de aldırırım. — © O zaman sabık Şeyhislâm, gülüm - Biyerek: — Bizi kayırmak istediğine te- $ — ggokkür ederiz. Fakat artık ona lü- — Ozum-kalmadı. Yakında ancemaatin — hepimiz gidiyoruz. a| Diye cevap vermiş.. Gündüz cere L “yan eden sahneyi, hülâsaten naklet — mişti. — Rıza Tevfik Bey, az çok heyecan _ lanarak bu hikâyeyi dinlemekle be — Taber, Hicaza gitmek için büyük |— bir iştiha göstermemişti. |— — Beni de aranıza katmak iste- _idiönize teşekkür ederim, hocam., |—Fakat Hicaz, benim gideceğim yer değil... — Demişti. Ve.. ötekilerin, hayretle — kendisine baktığmı görünce, bunun — sebebini izah etmişti: — — Ben, bir ilim ve felsefe taciri- — yim. Benim mallarım, orada geç- “!ımez. Bana, biraz daha munis, biraz /— daha umumi hayata yakm bir mu- — hit lâzım... Ben, kalabalık isterim. Kalabalığı görünce coşmak İsterim, ;aıapıığ görüp te coşunca, kon- /“ferans vermek isterim... Halbuki o- Örad a, bunu bulabilmek için, mutla- — ka seneden seneye, haç mevsimini — beklemek lâzım.. Haç mevsimi gele _îmk te.. Ben, zemzem kuyusunun ba | şma gececeğfim de.. Hacıları başı- -— ma topliyacağım da.. Elime bir bar » dakz alıp ta.. —x_r!hi! ve felsefesi hakkında konfe- /| Tans vereceğim.. Hiç, bu beni tat- — min eder mi?.. Sonra, öyle bir mu- |— hit ki, daha hâlâ oradakilerin, çe- — kirge pilâvı ile kertenkele haşlama SI sevdiklerinden.. ve pilâvın yağ- Kd şıipır. şipir. dirseklerinden — damlatarak avuclarile yediklerin- '.ğen bahsedivorlar. Ben ise, bunlar- |— dan nefret ederim... Maamafih, Ce - lâletmaap Meliki Hicaz Hazretleri, — mademki bizleri düşünmek.. ve cüm lemizi refah ve saadete eritşirmek Tütufkârlığında bulunmuşlar.. Şu — halde; ben bundan başka suretle is — tifade ederim... Muhterem mahdum “ları Emir Abdullah Hazretleri, üç gündenberi Kahirede bulunuyorlar — Mış. Zatı necibaneleri, Hicazdan teş — rif buyurdukları için, süphesiz ki, celâletmaap pederi mülükâneleri - nin bizler hakkındaki halisane ni- “yet ve fikirlerine vâkıftırlar.. Bu Girü — takdirde, hiç programımı bozma- — dan, bu âciz kullarını da bermurat — buyururlar... Size ve bana uğurlar « , dostlarım... Fakat, siz bu ta- /— rafa.. Bendeniz bu tarafa, * v No. 66 ç Rıza Tevfik, "Ben İlim ve Felsefe Tüccarıyım,,Diyor ıza Tevfik Bey bu muhtasar nutkunu bitirdiği zaman, Mustafa Sabri Efendi, mütebessim nazarlarımı, süratle orada bulunan- lara gezdirmişti Herkes, hafifçe mütebessimdi. Sanki herkes: — Geçmiş olsun.. Şu zevzekten kurtuluyoruz. Demek istiyor gibiydi. Müzakere, geç vakte kadar de- vam etmişti. Başlıca, şu kararlar verilmişti: 1 — Derhal Maltaya mektup ya- zılacak.. Vaziyet, Vahdettine izah olunacak, 2 — Hicaza, mümkün olduğu ka dar az gidilecek.. Ve yalnız işe ya- rayanlar götürülecek. 3 — Cemaatin, açlıktan imanla- rı gevriyen avâm güruhunun, bu meseleden dolayı infial ve hiddetle- rini celbederek bir rezalete"sebebi- yet verilmemesi için mümkün oldu ğu kadar ketumiyet muhafaza edi- lecek.. Şayet onlar haberdar olur- larsa; (Hicazda mahrem bir kon- gre aktedilecek. Pek mahdut zevat davet edilmiş, Kongrenin n den, siz de müstefit olacaksmız.) denilecek.. böylece o güruhun da- maklarma birer parmak bal çalı- narak şerlerinin önüne geçilecek.. Cemaatin avam güruhundan bu kadar korkmaları, pek o kadar da sebepsiz değildi. Bunları nakleden vapur, doğruca İskenderiyenin ka- rantinehanesine getirerek, oraya gilkivermitşi, Mısır hükümeti, bun- ları şehre kabul etmek istememişti. Fakat bu ipsiz sapsız adamlar; et- rafrtel örgülerle çevrilmiş olan ka- rantinehanede, ancak kırk sekiz sa at zaptedilebilmişlerdi. Bu müddet zarfmda, karantine- hanenin bütün yataklarını, yorgan- larmı, hattâ helâlarını görülmemiş BULMACA Dünkü bulmacanım hal edilmiş şekli 12834567800 AİSİTİMİPİAİŞ| KATİ% IİOlLİM l l | | hn|tri f öN c M WRKH NİN AİTİ A EİLİIİA l A RİMİE FİTİUN oLKİI DN P ERLA | BUGUNKUÜ BULMAC, g ta ü Af aanı M M KAPEYERA AAA Zİ-İN—|a 'R A L A L I va Dme v » İ-Jle S 6ö < Ö A aa W Nİ — €e LİM | | © SOLDAN SAGA: ', 1— Egenin en güzel şehri — Renk 2 — Ayakta — Ruhani reis 3 — İçine eşya konan — Kabın a- gırlığı 4 — İstirahat — Hisse 5 — Eski saraylarda memurlar dairesi 6 — Her şeyden temiz — Su 7 — Para — Büyük, dede, 8 — Millt 9 — Bir nevi türkü — Büyük 10 — Tohum dikme — Taraf © YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Ağırlama 2 — Alfebeden iki harf — İstan- bulun bir köyü 3 — Hacim ölçüsü — Eski maliye senesi 4 — Tesbih başlığı — Elemler 5 — Hayret! — Gıda 6 — İngilizce elkap — Pus 7T — Madenden yapılmış — İşaret 8 — İçini çekiş — Sağlam değil 9 — Gelir 10 — Ruhani veis — Asürilerin pay tahtı. TAN (BAŞMAKALEDEN MABAAT) 20 Lira Yerine 2000 Lira (Başı 1 incide) mügavir!iğ'lne de iki defa daha uğ - rTamış. Nihayet onuncu aym sonunda yir- mi liranm sahibine müjde vermişler: “İş bitti. Muhasebe paranı verecek.,, işin takibine yardım eden merhamet- li zat ta: “Artık mesele kalmadı. Pa- rana kavuştun.,, diye teyit etmiş. Aradan iki ay geçmiş. Bu zat, iş sahibile karşılaşmış: — Parayı elbette aldın. demiş. Cevap şu olmuş: N — Hayır daha alamadım. — Nasıl olur? — Tam muhasebe paramı verecek iken ilk istidamı okudular, Dediler ki: “Senin vergi borcun varmış. Ken- din itiraf ediyorsun. Parayı buraya Mmahsup edeceğiz.,, Borcun on âay €vvel olduğunu bu para geri kalınca başka yerden bulup ödediğimi anlat- tım, Muhasebeci vergi dairelerinden tahkikte ısrar etti. Devletin benden alacağı varsa bunu tahsil için muay- yen kaide ve vasıtaları olduğunu, bir vehim üzerine hakkımın çiğnene- Miyeceğini anlattım. Dinletemedim. ışhndl vergi dairelerinden soruyor- v SN Nihayet cevap müspet çıkmış. Bu vatandaş canından bıkacak bir ha- le geldikten sonra yirmi lirasına ka- vuşmüş, ana bu macerayı anlatan arka- daşla şöyle bir Hesap ettik. Temyizden çıkan bir ilâma rağmen, bir menfaati belki de zayi olür yehmiyle deylet makinesinin mühtelif çarklarınım bir sene boşuna döndürülmesi acaba hazineye kaça mal olmuştur. Bir fabrikanın zama- na, maaşlı adamların emeklerine ve umumi masraflara dayanan maliyet usulleriyle böyle bir hesap yapılsa hazinenin bir vehim yüzünden hiç olmazsa iki bin liralık masrafa girdi- Fakat ne olmuştur? Birçok memur bir derecede telvig etmişlerdi. Ba- zıları, yatak çarşaflarını çakılarla kesip biçerek kendilerine don göm- lek dikmek istemişlerdi. Misafir edildikleri binanın kori- dorlarma ve helâ duvarlarma, kö- mür parçalarile koca koca yazılar yazmışlar... En iğrenç ve müstekreh resimler yapmışlar.. öğle ve ak- şam yemekleri için, ekmek peynir getiren- gardiyanlarım yüzlerine: — Biz, siyasi adamlarız. Şan ve şerefimizle. mütenasip yemek, iç- mek isteriz. Diye bağırmışlar.. Hattâ: — Bizi burada hapsetmeye ne hakkınız var? Eğer bu mevkufiye- timiz devam ederse, bü binaları ça- tır çatır yakarız. Diye tehdide başlamışlardı. arantine müdürü, bu belâla- rm derhal başından defe- dilmesi için hükümete müracaat et- mişti, Mısır hükümeti de, (Gure- bayi müslimin) e tahsis edilen bil- mem ne vakfından bunların elleri- ne beşer yüz kuruş vererek; .— İIşte size son iyilik, Bundan sonra, başınızın çaresine bakın. Diyerek onları kendi haline ter- ketmişti. Bazıları, bu küçük sermaye ile kendilerine birer geçim yolu temi- porta tedarik ederek ayak satıcı. lığma teşebbüs etmişlerdi. Fakat bir takımları da, o parayı bir gece zarfmda meyhanelerde yiyivermiş- lerdi... İşte şimdi bu aç güruh, göz- lerini cemaatin paralr güruhuna dikmişler: — Biz buralarda, sizin yüzünüz- den sürünüyoruz. Dört seneden- beri davulu boynumuza taktmız, bize davul çaldırdınız.. parsayı siz topladmız. Kemerlerdeki paraları sö külün bakalım. Diye, tehdide yeltenmektelerdi... Bu adamlar, (eşhası siyasiye) di- ye Hicaza götürülecek olurlarsa, orada ne rezaletler irtikâp etmez- lerdi?.. Mustafa Sabri Efendinin bu âki- lâne fikrini ötekiler de tasdik et- mişler; Hicaz meselesinden, onlara zerre kadar bahsetmemeye karar vermişlerdi. 1 ÇN SLiik x çu lar, o iye için karar mesuliyetini Dost Başvekil Geliyor (Bası 1 incide) Muhterem ve kıymetli misafirimiz saat 18,45 te Perapalastan hareket edecek, Denizyolları rıhtımından hu- susi bir vapurla Haydarpaşaya geçe- cektir. Tatarescu'yu Ankaraya götü- recek hususi tren saat 19,30 da gar- dan hareket edecek, büyük merasim- le uğurlanacaktır. ta Ankaraya varacak, istasyonda Başvekil Celâl Bayar, Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arası hükümet erkâ- nı, sefirler, komutanlar tarafımdan istikbal edilecek, bir kıta asker ve bando selâm resmini ifa edecektir. - Romanya Başvekili saat 11 de Ri- yâseticümhur köşküne giderek def- teri mahsusu imzalayacak, — saat 11,20 de Romanya sefirile birlikte Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Arası, saat 11,40 ta Başvekil Celâl Bayarı, saat 12 de Büyük Millet Meclisi Rei- sini ziyaret edecektir. Bu ziyaretler müteakıp Saatlerde iade olunacaktır. B. Ttarescu, öğle yemeğini husu- si surette Romanya sefarethanesin- de yiyecektir. Akşam saat 20,30 da Başvekil Ce- lâl Bayar tarafmdan misafirimiz şe- refine bir akşam yemeği verilecek, yemeği bir kabul resmi takip edecek- tir. Romen Başvekili, ayın 29 uncu gü- nü öğle yemeğinden sonra, Büyük Millet Meclisinde Reisicümhur Ata - türk tarafından kabul edilecektir. | Muhterem misafirimiz, bundan son Hususi tren ertesi günü saat 10,5 | tiT üzerlerinden atmışlardır. En basit bir hareketin mesuliyetine hazine hukuk müşavirine kadar birçok daire ve ma kamları karıştırmak ve mesuliyeti kırtasi usul mucibince dağıtmak iste- mişlerdir. Bu vaziyette herkes ziyandadır. Hazine, temyizin ilâmını bir sene sön ra yerine getirmiş, zaman ve emek is raf etmiştir. Bir vatandaş ve onun mu hiti işkence derecesinde acr duymuş- tur. Devlet makinesi, böylece ha - |, vanda su döverken, diğer birçok va- tandaşların acele işleri sıra beklemiş- Kuvvetle ümit ediyoruz ki, mazi- den kalan bu fena mirasın tasfiyesi günleri çok yakmdır. O zaman dev- let makinesi daha verimli bir suret - te çalışacak ve vatandaşlar da lüzum suz ıztıraplardan kurtulacaktır. Ahmet Emin YALMAN Bir İhtiyar Bıçakla Karısını Yaraladı Hasköyde oturan Yako isminde bir ihtiyar, dün, ötedenberi arası a- çık olan.karısı Sara ile kavgaya tu- tuşmuştur. Yako, bu sırada eline ge- çirdiği bıçakla Sarayı muhtelif yer- lerinden ağır surette yaralamıştır. Kadm, Balat Müsevi hastanesine kal da adliyeye verilmiştir. 26 . 10-937 “ Yunus Nadi ,, nin İş Dolaplarından Birkaç Misal Daha: (Başı 1 incide) duğunü, fakat bu hataları yaparken en saf memleket endişelerinden başka bir saike tâbi olmadığımı arzettim. Inkılâbı yaratan ve yürü- ten, uzak ve geniş görüşlü Büyük Şef: “Buna kani olmasaydım sa- na söz söyler miydim?” dediler. Demek ki ortada dünyanın en yük- - sek manevi mahkemesinin huzurunda tamamile tasfiye edilmiş bir Mazi vardır. Bugün de “Nadi” kendi hareketlerinin müdafaa kabul eder ta- Tafı olmadığını bildiği için Baba Tahirin vasıtalarına başvurmak ih- tiyacını duyuyor. Neticede şunu ifade etmiş oluyor: — İş hayatım ağıza almmıyacak şekildedir. Esrar perdesi: altın- da saklı sandığım hareketlerimi müdafaadan âcizim. - “Nadi” bana: “Gazetemde yerin her vakit hazırdır.,, dediğini de inkâr ediyor. Hayret etmiyorum. Çünkü bunu itiraf ederse küfür ve tecavüze dayanan hücum sistemi kökünden yıkılmış olacaktır. Tek- lif Ankarapalas barımda olmuştur. © e adinin dolaplarından birkaçını dünkü sayımızda işaret ettik, Fa- kat bunlar ancak birkaç misalden ibarettir. Bunları yazdıktan sonra buğday işleri hakkında ve köylüye yardım perdesi altında “Cum- huriyet” gazetesinde yapilan neşriyata dikkatimizi celbettiler. Bu do- labm verdiği mahsulün de çok zengin olduğu söyleniyor. Son.ı.a. linyit madeni diye Nadinin diğer geniş bir işi var. Senede bir- kaç yüz bin lira varidat bıraktığı söylenen bu işin teferrüatını bilmi- yoruz. Yalnız şunu biliyoruz ki devlet işletmesi altına alman işler ara- sında Soma madenleri nasılsa gözden kaçmış olmalıdır. Bilhassa kö- mür Madenlerinin devlet tarafından işletilmesindeki hikmet şudur: Memleketin en büyük bir servet membamın yanlış galeriler açmak, grizu patlamasından, yanmak yüzünden tehlikeye maruz bırakılmamasıdır. So- ma İinyit işi bu bakımdan ehemmiyetle tetkike muhtaçtır. /| Boyâbat petrol işinden ancak “Nadi” nin iktısadi alâkalarmn geniş- liğine bir misal diye bahsedeceğiz. B eykozda Serviburnundaki gaz depoları bundan birkaç sene evvel . Tarengiz surette yanmıştı. Tahkikat bu yangının kasten ya- pıldığını meydana çıkarmıştı. Öğrendiğimize göre bu gaz depolarında Nadinin bir Musevi vatandaşıyla ortak olarak petrol işi yaptıkları anla- şılmışt yangman bazı vergi kaçakçılığını gizlemek için ihdas edildiği tes- pit edilmiş ve vesaik yangımdan kurtarılmıştır. Bu vesikalar ve bu işe ait dosyanın şimdi Sanayi Umum Müdürlüğünde bulunduğu öğrenilmiş- tir. Bu dosyanın mahkemeye verilmesini ve bu işin efkârı umumiye önünde aydınlatılmasmı dileriz. Nadinin bir de dillerde dolaşan Rusyaya ihracatın vesikaya tâbi oldu« ğu zamanlarda yaptığı bir vesika ticareti vardır. Bu vesika ticaretinde Nadinin yüz bin liralık bir komisyon aldığını söyliyenler vardır. ün Habip Edibe verilmiş bir mektuptan bahsetmiştik. Bu mektu- bun verilmesine saik olan hâdise şudur: Nadi, gazete ve matba»- ,asını bir milyon liralık bir şirkete devretmiye teşebbüs ediyor. Bu teşebe büsü kuvveden fiile çıl k için bazı bileri geliyor, Ecne- LA Bilerle temas işini Habip Edip gördüğü için mektubu ona yazıyor. Yalnız bu mektup Nadinin alnma sürülmüş öyle bir lekedir ki, bunu ömrünce temizlemiye muktedir olamıyacaktır. Pek iyi tahmin edileceği üzere, liste bununla tamam olmaktan uzak- tır. Çünkü “Nadi,, nin FİL İŞTİHASINI tatmin etmek ba- sit bir iş değildir. “Nadi,, bana, birkaç sene evvel İngilterede tasfiyeye uğratılan muazzam bir rezaleti hatırlatıyor: Bartelmes isminde bir İn- giliz Mebusu vardı. Koyu milliyetperver bir haftalık gazete çıkarırdı. İn- giliz milliyetperverliğini inhisar altında tutar gibi bir tavrı vardı. Atak bir adamdı. Bütün muhiti susturarak gemisini yürütmenin yollarını bu- luyordu. Nihayet bir gün geldi, Bartelmes yakayı ele verdi. O zaman kirli işleri Çorap söküğü gibi ortaya çıktı. Yaldızlar içinde geçen Ömrü suçlu sandalyasında sonuna vardı... A, E. Y. Nafıa Vekâletinden: Derincedeki travers fabrikası sahasında ikişer odalı bir çift lojiman İle birer odalı lojimanın ve bir işçi barakası ile umumi helânın ve bir makine sundurmasının inşaları kapalı zarf usulile münakasaya konulmuştur. 1 .— Münakasa 10—l1—937 tarihine tesadüf eden Çarşamba günü sa- at on beşte Demiryollar Inşaat dairesindeki münakasa Komisyonu Oda« sında yapılacaktır. 2 — Bu binaların muhammen bedelleri mecmuu 17850 İiradır. 3 — Muvakkat teminatı 1338.75 liradır. 4 — Mukavele projesi, münakasa şartnamesi, Bayındırlık işleri genel şartnamesi, bina projeleri vesair evraktan müteşekkil bir takım münan kasa evrakı 90 kuruş mukabilinde Demiryollar İnşaat Dairesinden veril- mektedir. : | 5 — Bu münakasaya girmek isteyenler 2490 numaralı arttırma, ek- siltme ve ihale kanunu mucibince ibrazına mecbur oldukları vesaik ile fiat teklifini havi zarflarını ve 937 takvim senesi içinde muteber Nafra Vekâletinden verilmiş müteahhit vesikalarmı mezküir kanunun tarifatı dairesinde hazırlıyarak münakasa saatinden bir saat evveline kadar mak- buz mukabilinde Demiryollar Inşaat Dairesi Arttırma, Eksiltme ve ihale komisyonu başkanlığına vermiş olmaları lâzımdır. (4002) (7281) Hariciye Vekili tarafından bir akşam yemeği verilecek, yemeği, sergi evin- deki suvare takip edecektir. Muhtrem misafirimiz, ayın 30 un- cu günü saat 14,30 da trenle Anka- radan İstanbula hareket edecek, er- tesi günü saat 14 te Istanbula mu - lat edecektir. Ayni gün saat 16 Ta, cümhuriyet bayramı münasebeti- le yapılacak büyük geçit resminde da vapurla memleketine avdet ede- hazır bulunacak, gece saat 20,30 da cektir. Akay İşletmesinden: Cami altında işletmemize ait “Sebat” motörü teknesi heyeti hazırasiy- le 1 — İkinciteşrin — 937 pazartesi günü saat 14 de açik arttırma ile satılacaktır. Tafsilât istiyenlerin her gün ve arttırmaya iştrak için 96 7,5 muvak- kat teminatlariyle tayin olunan gün ve saatte Akay levazım şefliğine müracaatları. (7218) HAĞ C bi güAZ w n İstanbul Gümrüğü Başmüdürlüğünden : MNK 7875 bilâ marka No. ıuğı.ğırhğı 31205 kilo 2%6 lira 5l kuruş de- ğerinde demir halat MEN; 1871 DWYER marka bilâ No. lu 21 kilo 501 lira 66 değerinde dolü sinema filmi MKN 1207T A marka bilâ No. 114 kilo 1158 lira 88 kuruş değerinde pudra açık artırma ile MKN 1194 A. M. markalı 11/50 No. lu 2524 kilo 500 gram ağırlığında 1311 lira 39 kuruş değerinde Keten idrofiller transide pazarlıkla 3—11—937 günü saat 14 Sirkecide Reşadiye caddesinde gümtük satış salonunda dahile ve Harice satılacağı isteklilerden saat 13,5 ğa kadar vezneye yatırmak şar- tile 96 7,5 pey akçesi ve maliye ünvan tezkeresi istenir. (7280) deği Pa KA CA - M iDere d — h İktisat Vekâleti İş Dairesi Üçüncü İstanbul Bölge Âmirliğinden: ' 3008 sayılı iş kanununa tâbi olup da 29 Ilkteşrin Cumhuriyet Bayra- mı gününde işlerini tatil edecek olan iş verenlerin, gündelikle veya sa- atle çalıştırdıkları işçilerin tam olarak günlük kazançlarını ve parça ba- gına yahut iş mikdarma göre çalışanların 29 İlkteşrin gününden önceki iş haftasında kazanmış oldukları ücret tutarının altı iş gününe taksimin- den elde edilecek vasati mikdarda ücretlerini; işlerinin mahiyeti dolayı- sile 29 Ilkteşrin gününde de calışan işçilerin ise o güne ait ücretlerini iki misli olarak ve 28 Ilkteşrin gününde ödemeleri, iş & 46 ncı madesi icabından olduğu alâkıdırlı.l;a. ihtar olunur. (7279) j Gi ÇüriüRüz brü d MT KA ' A B iyise Geda ai KK İ riĞ B ü e D,

Bu sayıdan diğer sayfalar: