ğ 10 “eeaeeasaaeaeeeeeeeaeeeeeeeeeeemeaeasemeereeeeeee p| Yıldızdan San Remoya “YAZAN: 5. S & ...... No. 64 İki Dakika Sonra Bü Aktö — Hayır. (Paşavat) m relslerin den birkaç kişi ile görüşmek istiyo git, Kendi Şimdi, kendilerine haber göndeririz. ici odayı terkeder etmez, Sa- östermek gibi & zannederim güzetedeki şu a bir münasebet var, gibi geliyor bane.. Her ne hal anlarız. Onlari buray: odanı periş biraz toplıya rada, bu kadar da ka ortada, üzerine renk- tülmüş yuvarlak bir Tiase,. Onun üzerinde de sarar - mış bir #urabi ile kenarla 'bardak.. Kapmm arkasında, bir dolâp buluna topluyorlar... da yerlere atı külle, ziyete geçmişti, rinde tesir lar tertib Ces #up olanlardan ii #mıfına men - kişiye emretmiş r sandalye alm, Mer- a oturun. vermişti: — İcap ederse, odaya siz girip çıkarsın Natık Pı — Paşa. ya dönmüştü Siz, burada kalın. atık-Paşa, ikinci smıftandı. Hoca Sabri Efendinin onu si bir kurnazlıktı. is sırada ona (Paşa) k Paşa da artacaktı, Kürt Zeynelâbidinin de derhal tayin etmişti: — Moila!.. Sen, aynada biraz çekidlizen ver. Aşağıya “Efendiler hazeratı, mühiri meselenin müzakeresile vazifesini kendine in. hir meşgul. hat buyurunuz.” filân de... B r gönderdiği zaman, kendilerini al getir. Ot ye de söyle, çay getirsin. Son olarak Zeynelâbidin hocaya ndi Hazretleri. Biz de lâ- giyelim. Resmi bir va - Eğer bir tulünt kumpanyası re isörü de olsaydı, sahneyi ve de - korları bu kadar çabuk (tanrim. de bu kadar sühületle tevzi aktörler, yerli Mustafa Sabri l in hocalar sırtlarm- da lâtaları, Mustafa Natık Paşa d& arkasında biraz bolen görünen re- dingotu İle yuvarlak masanın ke - narma dizilmişlerdi, Karşılarına da İki boş snndeiyeyi gelişi güzel ko- . Artik perde açı- « Mustafa Sabri hoca, odar sk rolünü oynıya - cak olen sabık bir telgraf müdürü- ne emir verdi: — Haber ver. Buyursunlar. Hiç ümit edilmiyen bir zaman da zuhur eden bu komedinin hâsr- Jatından kendisine de bir pay bek- liyen sabık telgraf müdürü, koşa ri inmiş. Otelel- ölünmüş odasında, idin ile çetrefü bir n bu iki meçhul mi- — Buyurunuz, efendim. Diye mırıldasmıştı. Ve çarpıla onların önlerine | dilşerek, aktörün poz aldıkları sar armıştı Kuataf Natık Paşa, mizafirie. rler Yerlerini Aldılar kat hocalar, hafifçe yerleriden ki- yam ederek: — Faddalü! Diye murildı kar ve heybe turmuşlardı. Sabık e leri meçhul şısındaki Sa: tü. Misafirler nazikâ vermişler İerdi, Arada, birer (merhnba!..) 8€ lâm da teati edildikten sonra, ki- esi geçmişti. uzun boylu ve olanı, nazik bir 8 girişmişti: Aft ederim, © im, Kendilerine hitap şerefile mübahi olduğumuz zevatı kiramı tanımak, a bir şeref teşkil e- nüllelâm, heni ın misafirlere, kar dalyeleri işaret etmiş- © birer çok temiz giy tebessümle & rüp hafifçe bir öksürdükten sonra, (Ayın) ları çatlata çatlata cevap Elendi yan azayi ki eti İtilâ? fırkası mü- essisi ve reisi muhteremi, Ze; bidin Efendi Hâiretleri... Bu fendi... zalik, mes Asitanci aliye muhafızı, orduyu os- mani top tafa Ni Misafir zat, başını eğ bele et işle müşerref olduk, efendim.. Tamâm.. Biz de, zatı ali. yelerile teşerrif etmek emrini al- muştık. Müsaade ( buyururusanız, #İmdi biz de kendimizi takdim e- sır hükümeti nezdinde mi - lerinin hususi kâtibi, Câbir bin Ab h... Bu zat ta, mümessillik ü- âtibi Halit bin Saimdir.. memuriyetle geliyoruz. Ve aldı emri, zatı aliyyelerine aynen arzediyoruz. B u sözler, üç baş aktörlin vü- cudüne âdeta hir lerze ver mişti. Az kalsın sabık Şeyhülislâm vakarımı unutarak: il ?.. Ben size söylemedim mi?.. Bu ziyaretle, bu havadis ara- sında bir münasebet var zânnedi - yorum; demedim m Diye bağıracak.. Ve sahneyi bö- zacaktı. Kendini, güç toplamıştı. Maamnfih, büsbütün iradesine has kim olamıyarak masanm altından ayaklarmı usullacık sağa sola aç- miş. Sağ ayağın: Zeynelâbidin ho- canm, sol ayağını da Mustafa Na- tik Paşanm ayaklarına basmıştı. Fakat, sol ayağınm ucu, Mustafa Natık Paganın nasırlı parmağına tesadüf ettiği için koca topçu ku- mandanmın, gülle yemiş gibi fena halde canı yanmış; ner bir pi) feryadi koparmasma ramak kal» muştı. Bereket versin ki, kendini çabuk toparlamıştı, (Mustafa Na- tık Paşanm Şevket beye gönderdi. ği mektuptan çıkarılmıştır. Cabir Bey, Mekke şivesi güzel bir türkçe ile sözüne devam etmiş» di ; — Efendim!.. Zatı aliyyelerine tebliğ etmekle müşerref olduğum dur... Celfletmaap, Melik Hüseyin Hazretleri: Sultan Veh- Mekkeye davet buyurdular, üyeleri, Sultan Hazretlerini misafi Biraderane bir şekilde kalplerini ylemektir. Bu davet, hiç si maksadı ih etimive- cektir, Sadece, dostane ve birade- rane bir ni aketten ibare 1 meyanda, Celâletmaap Hazretleri sizleri de düşünmüşler. Burda müzayaka içinde bir hayat geçirdi- inizi öğrenmişler. Buna kalben ve vicdanen riza göstermemişler., Siz lerin de refah inde yaşamanız Hicaza tegrifiniz! arru etmişler. Aran ene i k etmek, BULMACA Dünkü bulmacanın hal edilmiş şekli 3456 789 © SOLDAN SAGA: 1 — Nakil vasıtası 2 — Yurdumuzun bir parç lâik 3 — Çocuklar yarar 4 — Cefa — Kartlaşmış. 5 — Poker ratılahı — Lâtife 6 — Edat — Erkek at 7 — Eski kâğıt para — edatı. aaceüp 10 — Acı su » YUKARDAN AŞAĞI: 1 — Bir nevi bez 2 — Sayı — Vakit. 3 — Mahsup — Hitap 4 — Ev parçası — ütüin — Gökte 5 — Yunan vilâyeti — Hayvanm küçüğü. 6 — Vücut bulan — Emir sigası - 7 — Kirli — İşaret 8 — Küşat eder — Nesne 9 — Bulgar kasabası — Emir si. ni 10 — Büyük yemek kabı TOPLANTILAR e DAVETLER e Ziya Gökalpın Ölüm Yıldönümü Şehremini halkevinden: Büyük Türk mütefekkiri Ziya Göl alpm ölümü yılınm dönümü müna- sebetile evimizde 24-10-1937 pa- zar günü saat 21 de bir toplantı yapı- lacaktır. Bu merasime &it programı- mız aşağıda yazılıdır. 1 — Ön söz: Baha Gökoğlu 2 — Ziya Gökalpın hususi hayatı. Edebi, ilmi hizmetleri: Yusuf Ziya. 3 — Ziya Gükalpın felsefesi ve iç- timaiyatı: Hilmi Ziya Ulker. 4 — Ziya Gökalpm şiirleri: han Kutbay). 5 — Herkes gelebilir. Son tram- Yay 24,30 dadır. : Eminönü Halkevinde Eminönü halkevind ük Türk mütefekkiri Ziya Gökalpın ölümü yıldönümt münese- betile 25—10—937 pazartesi günü © vimiz tarafından bir ihtifal yapıda - caktır. Bu ihtifale iştirak etmek istiyen bütün yurttaşlar o gün saat (15.30) da evimizin Cağrloğlu merkez salo- nunda toplanacak ve buradan Mah- mudiye Türbesindeki mezarı başma gidilecektir. Bütün yurttaşları bu ih- tifale çağırırız. * KONFERANS Peyoğlu Halkevinden: 1 — 28.10.9397 Salı günü saat 18,30 | da evimizin Tepebaşindaki merkez bi- inde Bay İsmail Habib tarafından rk şiirinde ahenk tekâmllü,, mev zruhda konferans verilecektir. : 2 — Bu konferansa herkes gelebi- ir, (Or- | Güneş Klübünün İştimaf Toplantıları Her sene içtima! toplantılar yapan Güneş klübüntin önümüzdeki mevsim in zengin hir program hazırladığı- aber aldık. | Güneş küçükleri tarafından i anne radvnda verilen karny her hametle baktılar, akşamı (HİKAYEDEN MABAAT) Köle Ana (Başı 6 meıda) düğünü öğrendi. Ona: 'Amca, diye yalvardı, bana şu yakınlardan bir tahtıravan bulur Eve kadar yürüyümiyece- ru, köyün dar, pis yolunda emlesiz bir tahtıravan görün- dü. İşinde kabak yaprağı gibi soluk ve buru- $uk orta yaşlı bir kadın vardı. leri kapalı, nefesleri cansızdı kaktan geçenler ona hayret ve mer Çocuklar g köye bir fevkalâdelik | bağırişarik otahtıravancıların ar- kasından koşuşmiya başladılar, anlar &- anki bir domuz sürü- hyormuş gibi yuha çe- | avanın kendi evle- Yine giden köşeye saptığını, kendi kapıların önünde durduğunu gö- rünce şaşırdı. Bir kenara bakmıya başladı. Öteki çocuklar da ürkek ek tahtıravann etr: da toplanmışlardı. Kadm dışarı çıktı. Üstü başı yırtık, saçı başı da Zinık, üç yıl önce bıraktığındanberi bemer hiç uznmamş büyümemiş yavrusunun bu çöcuklar arasında olduğunu farkedecek halde değildi. Birdenbire haykır: “Bahararmağarı! ocuklar şaşaladılar. Ç armağanı içeriye, babası» nin yanına kaçtı. Kirli, karanlık odada uzun zaman oturdukları hal de ne kadınm; ne'de kocanın du - daklarmdan bir tek söz çıkmadı. Yalnız alaca k etrafı sarın- ça erkek ba; rasında idi Bahar “Yemeği hazırlasan fena olmez... dedi Kadın. zorla ayağa İralktı. Oda- ahi sen büyüklerin evi gıyordun, Pirinç mi? İşte şu cıgura kutusunun içinde,,, Gece baba oğluna: “Bahararmağanı!,, dedi, gece sen annenle yatacaksm.,, Sobanm yanmda oturan çocuk ağlamıya başladı. Annesi yanma yaklaştı. “Bahararmağanı, benim sevgilim!” O okşamak istedikçe ç0- cuk kaçıyordu. Şimdi kiri yatakta, Oya nmda garip ve yabancı (o (Ba. harirmağanı) İle, gözleri apaçık zihnine biran | d güzel (Güz ağanı) olduğu hissi geldi. Han- gisi olduğunu tanımadan uzanıp çocuğu kollarma aldı. Uyku içinde yavru bir yandan öbilr yana dön- dü. Anne Onu armarkı kucakladı. Tatir tatl: horuldıyan gocuk, yüzü- nü bir sevkitabit ile tuttuğu göğüs Jerin arasına gömdü. Bitip tükenmiyen gece, ölüm gi. bi sessiz ve soğuk ikisini de sar - dı... Sardı. “Bu BİTTİ eş nn ikinci bir büyükler korosu ilâve edil diği gibi ayrıca haftanın Muayy günlerinde memleketimizin gi bilginleri tarafindan da muhte mevzularda konferanslar verilecek - | tir. . Beyoğlu Halkevinin Voleybol Şampiyonası Beyoğlu Halkevi spor Şubesi voley bol'un ilerlemesi ve yayımı için fede- re ve gayrifedere bütün takımlara a- — olmak üzere her sene bir şampi. yona hazırlamaktadır. Bu seneki şam İ piyonaya 14-11.097. pazartesi günü Halkevinin salonunda başlanacaktır. Kayıt 7 — 11 — 937 pazar günü) kaj yanacak Uç k i Üzerine tasnif ödile- cek olan anla kaydı için alâka dar takım mümessillerinin diğer çe.| rafti anlamak Üzere her gin saat 17 den 19 za kadar Beyoğlu Halkevi spo, komitesine müracaat etmeleri tiçâ o- Dersimcilerin Muhakemesi (Başı 7 incidö) ile yaşamasına imkân el Tun- esastan diği tarihtenberi cürümleri; nalı m zaldığını ve fa ectiğ yerek diyor ki “— Dersim; çapul, silâh ve ser- illerinin tamamen ele | çapa ve e Dersim esirlik ve koyu ünceli, kendi var- me ve buna inanarak kendine bir kiymet vermedir. Der sim; mağara ve çadır hayatıydı. Tunceli; üstünde 50 kilometre sü- Tunceli çocuklarınm teh, durduğu mektepleri ile ideal ç: manm örneğidir. Şu halde bu ayaklanma neden ol muştur? Göçmiye yüz tutan fani vücutlar nasil birtakım marazi te- zahürler gösterirse, ömürleri sona erişen, yaşamaktan ümidi kesilen çürük müesesseler de birtakım fa- »at simaları yetiştirir. Bu bet - htlardan birinin sorgu sırasmda iraf ettiği gibi, göz- ve kendileri timarhane- ik olurlar. Muzir varlıklarını" bir n fazla ayakta tutabilmek için akları marifet kalmaz. sayılı bir kaç şeririn ha- rı bu kıyarım ifade eti mâna, Aşir son can çekişme dır. Jinnamenin bundan sonraki ki- sınılarında Cümhuriyet hükümet, nin Tuncelinde yaptığı kudretli in- zırladı. 1vranışı, ölüm nde 42 aşiret vardır. m ki usları 110 bini ge- , Fakat, asırlarca hükümet nü- han ndan hariç yaşamış, kanun ün n 24.10-937 Balyada Tü vE Yüzünden Bir | Cina yetişlendi vaka olmuştur. Tafel delikanlıları kö n, kapı 5 giren Mamak Susun kardeşim için söylemeyin onu, der türküyü inden Salih ann de birini öldürmüş, Al mi de ağır surette yaralamı Salih yakalanmıştır. —— Profesör A, Egger Bir Konferans Verdi Ankara, 23 (Tan muhabirinden) — Bugün halkevinde Zürich Üniver sitesi medeni hukuk profesörü A, Egger hükük ilmini yayma kurumu- İmun davetlisi olarak “Bugünkü me- deni hukukta cemiyet ve fert” adli enteresan bir konferans vermiştir. Konferansta - Adliye Vekili Şükrü Saraçoğlu, siyasi ve idari müsteşar- lar, mebuslar, temyiz ve Devlet Şü- râsı azaları, profesörler, avukatlar ve yüksek mektepler talebeleri bu « Turenuştur. Hukuk ilmini yayma kurumu bu- gün Anadolu kiübünde profesör şe- | refine bir öğle ziyafeti vermiştir. mania Örülen | İskenderundaki Türk Konsolosunun Beyanafı Antakya, 23 (Tan muhabirin- den) — İskenderun Türk konsolosu Bay Neesti Menemencioğlu, bir güze teye şu beyanatta bulunmuştur: — Türkiye hükümeti Hataym sa- adetini temini maksadile iktisadi zi- rai ve smai yardımlarda bulunacağı nı muhtelif münasebetlerle tasrih et- miştir. Fakat, birçok kimseler, Tür. ilk İ kiyenin Hatay istiklâlina vardi 5ilmiş olmalar 'balini şüpheye düşüremez, Se- e reis, bu defa kendilerine men halki bile tamamen arka” an sürükliyememişlerdir. Ça» adan yaşımıya alışkın seyitle reisin, çapul ve talan İşlerinde bir ile eri gibi hare - leri bu defa onları yi- rilklemiştir. Sup ne isyana ve iddinnemeden öğreniyo- Tuz ki, kıyam hareketine 8- len iştirak eden aşi Malaz kismen Yusufan, Nâzımiye kaza - ler şunlardır: girt kazasından Demenan ve hemmiyetin hakikatin hâlâ anlıyama mış görünmektedirŞurası bilinmelidir ki, Hatay, cins ve mezhep farkı ol - maksızm Hataylılarndır. Türkiyenin hiçbir kimsenin toprağında gözü ol. madığı gibi burasını istilâya da niyeti yoktur. Türkiye, sadece, kendi toprak larr Üzerinde mesut bir hayat sürmek istiyor. Gümrükte Terfi Eden Memurlar Ankara, 23 (TAN) — Gümrükler | Umum Müdürlüğü, memurjarı arasın s#mdan yine kismen Haydaran, Ho- !da bazı terfiler yapmıştır: İsimlerin zat kazasından Abbas uşağı, yar aşireti reisi Şahinle Ku | tinin Şeyhanlı kolu re- isi Hisso Seydonun arkalara tak- tıkları on beşer, Yirmişer kişilik ça- pulcuları da bunlara ilâve etmek lâzımdır. İddinname, kıyam hareketini bü- fhaları ile teşrih ettikten son ra miiddelumumi Hatemi gözlerini öyle bitirdi: Sayın beşkan, Yüksek mah - ye tevdi eti lere isbat edecek, düne ki ş merkezi olarak faza eden Der leri ve o devrin te- eri ile birlikte tarihe gömerek onun yerine Orta Anadoluda yeni bir itilâ merkezini, Tunc ebe- diyen yaşatacaktır., iddianamesi bu le tamamlanmış oluyor Mahke me, bundan sonra, İddianeme kar- « Buçlularm sorgusufla baş- vusta VW. İ Sıhhat Müdürleri Arasında 3 (TAN) — Se; timai Muavenet Müdürü Muhittin, maaşile Denizli Sıhhat dürlüğüne, Denizli Sihhat Müdürü Kemal de Seyhan bildiriyorum: Izmir başmüdürü Sey fi, Sam: müdürü Salim, İzmir baş müdürlüğü kimyagerlerinden Salâha' tin, Enis, Samsun kimyageri Hasar Tahsin, Izmir ihracat gümrüğü mü dürü Fahri, İzmir İthelâç gümrüği müdür muavini Azmi, Urfa müdüri Feyzi, Antep müdürü Tevfik, Samsu başmemuru Bürhanettin, Antalya mi dür Refik, Izmir başmemuru Mu znffer, Mardin müdürü Abdullah, Bol rum müdürü İbrahim Etem, İzmi ihracat gümrüğünden Cemal, Hay dar, Hüseyin, Samsundan Ali Rızi Izmirden Fevzi, Ibrahim, Ragıp, Hi mit, merkezden Mahmure, Kema! Muhittin, Şükrü, Istanbuldan Kâzm Münip, Reşit, ve Hâmit birer derec terfi etmişlerdir. Deniz Dibinden Hazine Çıkarılıyor Sofya. 23 (TAN) — Rus ihtil İsonlarımda aKradenizde Roman; sahiline yakm Ekrene yanında bati Rus Büyük Petro vapurunun çikar mas: ameliyesine devam edilmekt dir. Vernaya uğrayan Rus mühed disi Nikolay Maksimes'in beyana na göre, dalgiclar deniz sltmda $ tan gemiye şimdiye kadar 15 del delmi dir. Daha on delik delin cektir. Bu deliklerden geçirile0 dubalar vasıtasile vapur yüzdürü cektir, Batan vapurda Çarlık Rus) sının hâzinesi bulunmaktadır, Rİ | yetlere göre hazinenin büyük bir hat Mü İmr şimdiye kadar Romen dal