23 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

23 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SA 5. TAN Gündelik Gazete m BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN HAN'n hedefi: Haberde, fi- kirde, her şeyde temiz, dü: Tüst, e ii k, yada Üzetesi olmıya çalışmaktır. | sonun MESELELERİ | ğın İmtiyazlı Terbiye seseleri Dün terbiyeye ait okuduğum bir Tda. söyle bir fıkraya rastladım: Türkiyede hem ana, baba- 15. hem talebelerin halis halkçı kök- rine ye Svirteri renin imtiyazlı müesseseleri ha- gelecek ve binnetice bir sınıf şu- varacak şartlar içinde büyü- birkaç terbiye milessesesi vardır, ika eümhuriyeti gibi bir eimhu- İyette, geniş mikyasta hallıçı kldie- Rirla ortaya atıldığı halde, sonraları er imtiyazlı sınıf müessesesi hall. 18 Selen terbiye milesseselerinin in- tarihini yoklamak ve onları bü İle düşüren şartların neler olduğu- Ma tesbit etmek, dayandığı esaslar- birinin halkçılık olduğu ilân eden Yürk Taştarına maarifi için yapılacak esaslı 8 ardan biridi o Bu Müesseseler Hangileridir Türkiyede ecnebi mekteplerle, ba- N Türk mekteplerinin şimdiden bu yazlı müesseseler haline gelmiye adığını görüyoruz. ektepler çocuğa demokrat ter- Diye veren en kuvvetli milessesemiz- » Burada her sınıf halk tabakaları. Ma mensup çocuklar bir arada okur, Yİ arada kaynaşır, bir arada hamur Olurlar, Fakat ilkmektepten sonra çocuğu- Mizan gideceği mektepte nasıl hir ikamette inkişaf edeceğini tayin e- aç e hebi mektepleri ve hattâ bazı resmi r arasında, çocuklar arasında Mf farkı vücude getiren müessese- Yardır. Bunlardan bir kısmı şim- “ilen zengin, müreffeh sınıfın çocuk- mahsus gibidir, Bu mektepler- “6 demokrasi ruhu ölmüş, yerine im- İlyazlı sınıf zihniyeti hâkim olmıya tar, Maarifin bu mesele üzerinde ehem- Diyetle durması lâzımdır. kanaatin- deyiz, Halkın Hamiyet Ve Şefkatini Suistimal Edenler e, “başlarında dükkân, dükkân, ev, dolaşarak size şu veya bu hayır A ssesesi nama takvim, muhtıra, kg rün resim ve heykelini satan- ie tesadüf edersiniz. Sattıkları ma- kıymeti on kuruştur, fakat onlar a size on liraya satmıya çalışır | » Bu açık dolandırıcılığa sebep ol-| duk Üzere de, mensup olduklarını id- kı; "tikleri cemiyetin adını kullanır. mar memleketin her tarafma den adamlar gönderirler, valiler. Dağa saf halka kadar binlerce tak- muhtıra ve resim satarlar, iç kiyede son senelerde pek yapı- İm dolandırıcılığın esası sudu u. Veya bu vatani maksatla veya hayır kasdile teşekkül etmiş *emiyet vardır. Birkaç dolandırıcı Ha, yete müracaat ederek onlar m bir takvim veya muhtıra çı- ia Müyı teklif eder ve buna karşılık kı, “iyete muayyen bir para verir. Mig niyet hiç yorulmadan temin dn DE varidattan dolayı memnun- > Teklifi kabul eder ve bir daha ba olmamak üzere bu işi o miite- re ihale eder. ma tehbieler, cemiyetin adımı ve "ikti kullanmak salâhiyetini al- NE Sonra, o cemiyet namma tak- Gr Vesaire satmak bahanesile orta- peitaca bağlarlar, ma uydurulmuş bir nevi Yetiş liktir. Halkın hamiyet ve TAN Türk musikisi günün, devrin ve devrimin davasıdır. Fakat şu da muhakkak ki Türk musikisi bir devrime mühtaçtır ve bunu haklı olarak bekliyor. İşte.. bu sayfada bugün de - Hüdayinabit te olsa - bir müte- hassısın fikirlerini bulacak ve alâka ile okuyacaksınız. TÜRK MUSİKİSİNİ ISLAH İCİN usiki hakkındaki musa- habenin TAN'da neş- redildiğinin ertesi günü, Köp- rünün Kadıköy iskelesi gazi- nosunda mubterem üstat B. Hüseyin Sadettine rastgeldim. Ustat, TAN'daki musahabeyi tamamen yerinde bulmuş. Ay- ni fikörde olduğunu söyliyerek bana iltifatta bulundular. Derhal musikimizin ıslahı çarele- ri hakkında söz açtık, Ben fikrimi söyledim: Bir doktor, bir enimar, bir mühendis, İyi bir kumandan, bir idareci, maliyeci, hülâsa her meslek erbabı, o mesleğe ait mektepte tah. sil görmedikçe yetişemiyeceği bu- gün nasıl bir hakikat ise mektebi olmadıkça, iyi bir musikişinas ta yetişemez. Çünkü istediğimiz gibi iş ıslah edilmiş olür, mesele de kal- | maz. Bu bestekâr kimdir? Nasil ol- malı? Nerede bulmalı? Bunun için evvelâ tshsil lâzım, vaktile iyi fena, bir Darülelhan var dı. Bilmem ne hikmete mebni, lâğ- vedildi. Behemahal eskisinden daha mükemmel bir Türk musiki mekte. bi lâm. Burada hazari, ameli, en muktedir muallimler tarafından dersler verilmeli ve bu kısma de- vam edecek talebe, Garp musikisi kısmına da devam mecburiyetinde olarak Garp ve Şark musikisini öğ- renmeli ve bizde tahsilini bitirdik. ten sonra muktedirleri Avrupa konservatuvarlarında çalıştırılmalı Ondan sonradır ki istediğimiz mü- tehassıs bestekârı bulacağız ve ap- cak onlardır ki musikimizi ıslaha muvaffak olacaklardır. tedenberi Türk musikisinin nazariyatı, cazip ve hususi noktaları hakkında, “Revue de Mu- sicoloğie” “Le Monde Musicale” “La Revue Musicale” gibi mecmualarda yazıları, makaleleri görülen, Fran. sız Öjen Borel, umumi harpte türk- çe öğrenmiş ve Türk musikisini tet- kik etmiş bir zattir. Bu zat vak- tile Darülelhanı da gezmiş, Türk, ve Garp musikisinin ayrı ayrı okut turulduğundan bahisle, ancak bu sa yede iki musikiye de vâkr? olarak yetişeceklerin, Türk müsikizini bir kat daha ıslaha ve bilhassa armo- ni meselesini halledeceklerini söyle- miş ve Türk musikisinin bir sanat ve makamlarının şayanı hayret bir hazine demek olduğunu anlatmış ve neticede bu misikişinas ta, mu- siki mektebinin lüzumundan bah- setmiştir. Armoni meselesine gelince; bi musikimizde armoni olmayışı den büyük bir noksandır. Hattâ bu hususla, bilen de bilmiyen de, her» nunen yas» etmek mümkün olmazsa bile idareten önüne geçmek ve hal kı korumak lâzımdır. Nitekim hükümetin bu gibiler hak- kında tahkikata başladığı haber ve- rilmektedir. Bu tahkikatın müsbet netice vermesini görmek hepimizi se- Bünahyay 2 ularıı istismar etmek, en büyüğüdür. Bunu ka- vindirecektir NE YAPALIM? d TİE .. A Yazan: Mazhar Müfit EE musikide armo- kes daima “bizim ni yok. Bu, lâzımdır” fikrini ileri sü terler. Bunu daima işitirim. Evvelâ ârmoni, muhtelif seslerin akor halinde ayni amanda işittirilmesine ait kaide- ler ve saire demektir. Acaba biz bunu musikimize tatbik edemez mi- yiz? Buna cevap vermek İçin evve- lâ Garp musikisinin tekniği bilin. melidir ve hiç olmazsa armoni, kon- İrpuan, kanun, ful, kompozisyon, enstrümantasyon, örkestrasyon ve- sa're gibi, her biri başlı başma bi- | rer ilim olan ve hepsi birden Garp tekniğini teşkil eden, ilimlerden ha- bersiz ve mahrum kaldıkça Garp armonisinin bize tatbikına imkân olamaz. Bu ilimleri tahsil edenler ve bizim musikimizin de nazariyat ve ameliyatına hakkiyle vâkıf o- lanlar, ancak bu imkânsızlığı izale edebilirler. rmoni güç bir meseledir di- yorum. Yani bizim musiki- mize tatbiki en güç bir meseledir diyorum. Neden ? Çünkü Garp mu- sikisi, (sekizli aralığı) “oktavı” müsavi on iki kısma ayır- mıştır ve tam tampere esasını ka- bul etmiştir, Bizim musiki bu aralı ğı gayri müsavi olmak üzere yirmi dörde taksim etmiştir, Şu halde on iki müsavi kısma ayrılmış bir diziye mahsus âhengi gayri müsa- vi yirmi dörde ayrılmış bir diziye uydurmanın ne kadar müşkül oldu- gunu erbabı anlar, Şunu da söylü- yeyim ki Garpte bu armoni mese- lesi, hergün terakkidedir. Başka başka cereyanlar alıyor. Meselâ po- litormüite, atonalite, politrmoni ve- #aire gibi cereyanlar başka bir man zara ve mahiyet göstermeğe başla- dı. Onlar da eski trsülden ayriliyor- lar. Bizim usuller, yani ölçülerimiz, Garbin usul ve ölçüsüne uymaz. Garpte usuller ikişerli, üçerli ola- rak çifttir. Bizde ise bunların bir. leşmesinden müzdeviç ölçüler var, Bir misal vereyim: Meselâ 10/8 armonisi, aksak semai 3 #2412 1-3—10 ve aksak yani 5/8 ise2 4 3 —5 şeklinde bir müzdeviçtir. Fakat Garpte ölçüler biribirine müsavidir, Meselâ3 *3-3veya2 1212 gibi. Fakat bizim müzdeviç olçüleri- miz Garpte de beğenilmektedir. On dört gayri müsavi kısma taksimin- den dolayı tatbiki müşküldür, Bu- nunla beraber Garp musikişinasla- rmn dabu sekizli taksimattan memnun olmadıklarını, arasıra eser lerinden anlıyoruz, Hülâsa: Gerek musikimizin tsla- hı için ve gerek armoni meselesi i- çin herhalde tahsil, bilgi lâzım. Yoksa benim gibi hüdayi nâbitlerin bu mslahata değil, hattâ musikimize bir kelime bile ilâve edemiyecekle. rine şüphe yoktur. imdi yapılacak iş: İstediği- miz gibi mütefennin, müte- hassıs yetişinceye kadar musikimiz e olacak? Musikimizi ticaret vâsı- tası yapanların elinde bırakmamak ve öldürmemek için, geçenki hasbi- halde de söylediğim gibi, bugün Şark ve Garp musikisine vâkıf mü- tehassıslardan derhal bir heyet teş kil etmeli ve bugünkü vaziyeti kur tarmak için icap eden tedbirleri an cak bu heyete aldırmalıdır. Fakat bu da ancak Maarif Vekâletimizin himmetile olabilir, Filiyata geçelim. Musiki hususunda bilen de bilmi. yen de, bakınız aczime bakmıyarak | ben bile işe karıştım. Çok şeyler ya | zildi ve yazdık, söylendi ve söyle- dik.. Ecnebi mütehassıslar geldi, tetkikler yapıldı, raporlar yazıldı, hepsi oldu, Artık bu yazılar bu söy- lentiler, raporlar filân ve falanlar kâfi, bugün lâzım olan derhal fi. Jiyata geçmektir. Bunun zamanı gel miş değil, hattâ geçmiştir bile, Muh. terem Üstat B. Hüseyin Sadettin bu #ikir ve mütaleama tamamen işti- rak ettiler. Garp musikisine gelince; bazı 26- vat benim Garp musikisini beğen- mediğim zannını hâsıl etmişler. Gl p müstKİSEN AEAELN BÜYÜK Jüğünü ve nasıl bir sanat olduğunu inkâr edecek idraksizlerden deği- lim. Ben nazariyatı yüksek olduğu- 5 GÖPÜŞSLEP HALKIN ei EVİ Vapurun iki saat Ineboluda kal- masından istifade ederek şehre çık- tık. Iskelede bir genç, İnebolu Halke- vinin reisi karşımıza çıktı: — Bir kahvemizi içmez misiniz? Bugün $9 Ağustos bayramı münase- betile köy muhtarlarmı evimize da- vet ettik, öğle yemeğini beraber ye. dik, şimdi motörlerle bir gezinti ya- pacağız. Bu fırsatla size evimiz hak- kında da biraz malümat veririm, Bu nâzik daveti memnuniyetle ka- bul ettik. Halkevi salonunda, geniş masaların etrafına toplanmış köy muhtarlarile beraberiz. Şimdiye ka» dar yalnız şehrin uşağı olan köylüyü, köyün mümessillerini halkın evinde, kendi evinde görmek, kalbe ne tat bir sevinç veriyor. Halkevinde reis, evin faaliyetlerini anlattı. “Gayemiz, Halkevini halkın içine sokmak, halka faydalı kılmaktır. Ine- | bolu dahilinde halkı tenvir ile uğraştı Eımız gibi, bütün etraftaki köylere de girdik. Burada gördüğünüz mah- tarlar, bütün Mebolu etrafındaki köy leri temsil ediyorlar. Bunlarla sık sık buluşuruz, köylere gider, dertlerini, ıstıraplarını dinler, yksek mercilere arz İle, dertlerine çare bulmıya çalı- şırız.Halkevinin böyle samimiyetle kö ye girmesi, şimdiye kadar şehirden ayrı kalan köylüyü bize yaklaştırı- yor. Köylü, burasını kendi evi bilir, ve ona burasını, her derdi için başvuracağı bir ev yapmıya çalışıyo- Halkevi, yakım zamana kadar om- laşıldığı gibi, senede bir balo veren, halkın tepesinde duran, salonlarda toplanan üç beş gence ders vermek» le iktifa eden, siyasi makamlara hoş görünmek için çalışır görünen bilro- kratik bir müessese değildir. Halkevi, halkın içine giren, köylü ile, cemiye- tin fakir halkı ve onların dertlerile meşgul olan içtimai bir teşekküldür, İnebolu Halkevi, ve orada toplanan muhtarlar, Halkevinin şimdi fone- tion'unu bulduğunu gösteriyor.Bütün halkevleri böyle çalışıyorlar mı bil- na kani bulunduğum bizim musi- kimizin de ihmal edilemiyeceğini, ruhumuzun ihtiyacı olan nağmeleri mizden tamamen uzaklaşamıyacağı mızı ve fakat ıslaha mühtaç oldu- Funu söylüyorum ve diyorum ki; Türk musikisi sanatini, Garp musi- Jar dâ 7/8 ve 5/4 gibi müzdeviç usul (o kisinden daha ileri ve mütekâmil ler istimaline başladılar. Bu böyle olmakla beraber armoninin bizim musikimizde “sekizli aralık” yirmi bir sekle götürelim ve bu lâzımdır. Bizdeki! saz heyetlerinden başka bir makalede bahsederiz. ) * o CEVAP rr Avukatımız, TAN okuyucuları- nın muhtelif suallerine şu cevapla- rı vermektedir: Tarsusta Bay Sabriye: Ikinci mektubunuzu aldır. Hal. buki mektubunuzun cevabı bundan €vvelki Tan gazetesinde çıkmıştır. Adapazarında Bay Mustafa Kâ- şife: Karmızın başka bir erkekle zina ettiğini isbat edebilmeniz icap eder. Bunun için de şahit lâzımdır. Ta- bil kanunen muteber sair delillerle de isbat edilebilir. Elinizde delil varsa ceza mahkemesine müracaat ediniz. Bu şekilde boşanma davası da daha kolay olur. Fakat isbat €- demiyeceğiniz bir işe de kalkısmak makul değildir. Zina davası ikame etmeden evvel, müşterek bir de ç0- cuğunuz olduğunu unutmayın. Her halde çocuğunuzu yanımıza alınız. Boşanma davasi ikame etmek gayet basittir, Kanunda sebepleri yazılı- dır, Karınızın fens hareketlerini ve | kahahatli olduğunu isbat edebilecek seniz davayı açmız. Nafakanın tak- diri hâkime bırakılmıştır. Mütekait Yüzbaşı Bay Asaf Ku- raner, Lâleli caddesinde: Çok haklısınız. Fakat sizin ka- dar biz de haklıyız, çünkü ayni 1s- tırapla biz de çırpınmaktayız. Ben ÇITA BİZE SORUNUZ N N VERELİM | İİ EMİ şahsen teşebbüslerde bulundum. Maatteessüf netice elde edemedim. Yalnız sâdece vaatlerle karşılaştım. Fakat kuru vaat karm doyurmaz derler. Dava ikame etmek hususu- na gelince müsbet bir netice alma- mıyacağma katiyyen emin bulun- duğumdan, boşuna bir de muhake- me masrafları ile hasım tarafın a- vukatlık ücretini ödemenize ve faz la olarak sizin de birçok masraflar yapmanıza mahal yoktur, zannm- dayım. Mektubunuzu bir daha te- kit ediniz. Başka ne diyeyim. Bay Salih Ozalpa: Cevapları kapalı olarak veriyo » rum, Yalnız siz anlıyabileceğinizdeh gazetede yazıyorum. Bütün mesele işin zamanında ya- pılıp yapılmadığıdır. Bu hususu ise mahkeme tetkik edebilir. Hakkmızı ancak orada müdafaa etmelisiniz ve bana yazdıklarınızı orada söyleme- lisiniz, Ankarada Bayan E, Fraşere* Ikinci mektubunuzu aldım Bi - rinci mektubunuza posta ile talep ettiğiniz üzere cevap göndermiştim. Bu hafta zarfında bir daha adresi- nize yazı ile suallerinizin cevapla- rini bildireceğim. ISMATL KEMAL ELBİR (istanbul barosunda avukat) mem?. Fakat İnebolu Halkevi, bütüm. halkevleri için güzel bir örnektir, Sabiha Zekeriya Muğlada Zeytin Bu Sene Daha Az Muğla 22 (A.A, — Bu yıl il içinde zeytin mahsulü geçen yıla nispetle azdır. Bu yıl geçen yıla nazaran en fazla istihsa) yapan Milis müstesna, diğer ilçelerde oldukça bereketli mah sul vardır, Bu yılki mahsule nazaran elde edilecek zeytin yağı mahsulü ü- mum il için iki lâ iki buçuk milyon arasında tahmin edilmektedir Fransız Bütçesinde Varidat Fazla Londra, 22 (TAN) — Başvekil Chautemps bu hafta zarfinda bütçe- yi meclise takdim edeceğini,, bütçe» nin mütevazin olduğunu bildirmiştir. Maliye nazırı Bonnet ise, bütçede 11,5 milyon İngiliz lirası mikdarında va» ridat fazlasi bulunduğunu söylemiş» tir, Adaspor Adapazar Şampiyonu Oldu Adapazar, (TAN) — Istanbulun Fener — Galetasarayı kadar iddiali olan Adaspor — Gençay maçı Yzar İ günü yapıldı. Adaspor 3—0 galip var ziyette iken havanm kararması yü - glnden oyun tatil edildi. Ertesi Yünü | her iki takım tekrar karşılaştılar. Tik devreyi 1—0 galip bitiren Genç, & kinci devre Adasporun hâkim 0! karşısında bozuldu ve İlstüste 5 gol yiyerek maçı 5—1 kaybetti, R su retle Adapazar şampiyonu olan Ada» rek Akyeşil klübile karşılaşacak ve bu maçın galibi Kocaeli şampiyonu 0- larak Türkiye birinciliklerine iştirük İ edecektir. spor önümüzdeki pazar Izmite gide. *

Bu sayıdan diğer sayfalar: