Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Fuar Kupası maçlarına iştirak S a e— A YS 0IN eden İzmir futbolcuları hAY TRe İzmirde Son Maç Dün Yapıldı Ankaralı Gençler Bu Son İzmir, 14 (Hususi sürette giden ar kadaşımız, Şazi Tezcan telefon edi- yor): Üç şehir takımı 'arasındaki Fuar kupası maçlarmn sonuncusu dün ak- şam Ankara - İzmir takmları arasın- da oynandı. Saha çok kalabalıktı. An- karalılar, getirdikleri Keşfiyi ve Kad- rifi de müdafaaya alarak kuvvetli ve enerjik bir takım çıkarmışlardır. İzmi muhteliti ise sakat olan Sa- idden ve oynatılamıyan Enverden mahrum olarak şu kadro ile çıktı: Hilmi, Adnan, Ali, Mehmet, Nured- din, Adil, Hikmet, Mehmet, Hakkı, Fuat, Hakkı. Takımın teşkilinde isabet olmadı- ğı, daha oyun başlar başlamaz belli oldu. Ankara gibi enerjik ve seri bir takıma karşı sol hafa Mehmedin kon- ması ve sonra İstanbul maçında oy- Müsabakayı nıyamıyan Hakkının tekrar oyııaul-’ ması doğru değildi. Birinci Devre: 3-1 Kazandılar Dün Izmiri yenen Ankaralı oyuncular _K;ı;dini Astıran Bir Pehlivan Oyuna antrenör, Mister Grimwell' in hakemliği altında ve İzmir takımı tarafından başlandı. Henüz oyun in- | kişaf etmemiş bir vaziyette iken İz -| mir sağ hafının topa seyirci kalması : yüzünden Ankara sağ- açığı Selim, | goldan gelen topu durdurmadan dör- düncü dakikada ilk golü kaydetti. Do kuzuncu dakikada İzmir korner vü- ruşundan güzel bir fırsat elde ettiy- se de istifade edemedi. Oyun inkişaf ettikçe Ankaralı genç lerin, İzmirlilerden daha düzgün ve güzel oynadıkları görülüyordu. Bil - hassa müdafaa hattı, İzmir forlarına fırsat vermiyordu. Müdafaanın bu yardımile Ankaralı mühacimler nis- bi bir hâkimiyet kurdular. İzmirli o- yunculam her topa vuruşları karşı ta rafa avantaj temin ediyor ve atılan toplar, bir türlü yerini bulmuyodu. On üçüncü dakikada Adnann lüzum- suz bir dripling az kaldı İzmire bir go le mal olacaktı. On dördüncü dakika- da Selim, bir hücum esnasımda yara- landı ve oyun haricinde kaldı. 16 ıncı dakikada Hakkı, topu Ankara kalesi- ne kadar sürdü ve Fuade güzel bir pas verdi. Fuat, İzmirin yegâne golü- nü attı. Otuz beşinci dakikadan sonra Ân - kara forları hücumlarmı sıklaştırdı- lar. 37 inci dakikada Yaşarın çok ya- kımdan çektiği sert bir şütü Hilmi; güzel bir plonjonla kurtardı. Devrenin sonlarına doğru korner vüu ruşundan Ankaralılar, ikinci sayıyı da vaptılar. Devre 1-2 Ankara lehine bitti. İkinci Devre: İkinci devreyö Ankara, Selimden mahrum olârak çıktı. İzmir takımı da bazı tadilât yapmıştı. Ankaralılar, 10 &işi oynamalarına rağmen İzmirden daha müessir ak:n-” lar yapıyor, bilhassa defans hattı çok güzel oynuyordu. 30 uncu dakikada İzmir kalesinden bir ceza vuruşu çe- kildi. İzmir müdafii Ali, tona ivi vt- Amerikada bazı serbest güreşçiler eski Roma oyunlarında müsabaka ya pan gladiyatörler kadar kanlı ve ca- na kıyarak tutuşuyorlar. Bereket versin, Amerikanın her ta. rafında ve daima yapılmıyan pankre- as tarzındaki bu güreşlerde muvaffak olabilmek için canımı acıya alıştırmak adalelerini fil adalesi haline getirmek lâzımdır. Beykoz Yüzücüleri İzmire Gittiler Federasyon tarafından gönderilen Tekin ve Ismailden başka, Beykoz klübü azasından Hayri, Fahri, Vedat, İskender, Fuat, Ali, Murat ve Fikret te yarışları takip etmek üzere dün Konya vapurile İzmire hareket et - mişlerdir. Doğu Muhteliti Afyon Muhteliti İle Karşılaştı Afyon, (TAN) — Eski Galatasa- raylı müdafi Cevadm idaresinde fuf' neye çıkan Doğu muhteliti şehrimiz muhtelitile karşılaştı. Sahada iki bin kişilik bir kalabalık vali ve vilâyet erkânı vardı. İlk an- larda sahaya yadırgayan Doğulular, karşı tarafın oyununu da anlamayaâ uğraşıyorlardı. Bu sırada — ilk golü yediler. Birkaç dakika geçtikten son ra Doğulular sol tarafından Afyon kalesini sıkıştırmaya başladılar ve biribiri arkasına dört gol yaptılar. Afyon da bir gol atarak Haftaym 4—2 Doğuluların-lehine bitti. İkinci haftaymda her iki taraf ta üçer gol atarak 5 e karşı 7 gölle Do- gulular galip geldiler. Doğu Takımı İzmirde muvaffakıyetli futbol maç ları yapan Doğu muhteliti bu hafta Resmini koyduğumuz Erni Dusek, | şehrimize gelerek Galatasarayla kar- öldürücü güreşlerde şöhret kazanmış bir pankreascıdır. Kendini astırarak idman ettiğine bakarak yaptığı güre- şin ne şekilde olabileceğini tahmin e- debilirsiniz. DÜLELARĞ a Aydınlılar Umurluda Mağlüp Aydın (TAN) — Spor klübü ikin- ci futbol takımı Umurluya gitmiş, Oralı gençlerle yaptığı maçı ikiye karşı üç sayı ile kaybetmiştir. ramadığmdan, top Niyaziye, ondan Yaşara geçti. Yaşar da sıkı bir şütle üçüncü golü İzmir kalesine soktu. Hava karardığı için bundan sonraki oyun zevksiz cereyan etti. Maç 3-1 Ankaranın galibiyetile so- na erdi. şılaşacaktır. Atletler Döndüler Bükreşte Sekizinci Balkan oyunla- rina iştirak etmiş olan atletlerimiz dün Romanya vapurile şehrimize dön müşler, rıhtımda sporcular ve dostla- rı tarafımdan karşılanmışlardır. Türkiye Turing ve Otomobil Klübü Azalarma Turing Klübün vapur gezintisi ey- lülün 18 inci Cumartesi günü yapıla- caktır. Heybeliada Plâjında öğle ye- meğinden sonra Boğaza çıkılarak sa- at sekizde Köprüye gelinecektir. Yemek ve plâj ücreti dahil olarak bilet bir liradır. Vapur Köprüden sa- at ona ceyrek kalg hareket edecektir. 15-9-937 ——i N apolinin Fıkaralar mahalle- sinde insanlar fareler gibi üreyip deliklere sokuluyorlardı. Tâ beşinci katta kalm bir duvarla ay- rılan bitişik iki odada idiler, Hem biribirine pek yakın, hem de pek u- zak, bitişik iki oda. İki odanın birile ötekisi arasında bir münasebet, bir alışveriş - yok- tu. Hattâ-iki odanın her birinin çatlaklarında gezinen hamam bö- cekleri; ve öteyi beriyi ağlarile ör- ten örümcekleri bile odasına göre başka başka idiler. Yalnız odanın birindea bir dikiş makinesi vardı ki her nasılsa gürül tüsünü bir odadan ötekine gönde- rebiliyordu.. O uzun kış geceleri, makinenin yeknesak, telâşli, mutta rit mırıltısı durmadan dinlemeden kendini duyururdu. Erkek yorgundu. Aklı darmada- ğiniktı.. Sabrı tükendi. Yumruğu ile duvarı vurdu. Makine gürültüsü durunca adam bir kâbustan kurtul- muş gibi derin bir nefes aldı. Öteki odadaki kendisile konuşacak mı di- ye kulağmı duvara dayadı. İnce ve erlız bir kadım sesi geldi: — Duvara vuran kim? — Benim! Benim sesimi duyu- yoör musun? — Sen kimsin? — Korkma komşunum. — Ne istiyorsunuz? — Baksana hanım, sana yalvarı rım. Sabahı bekle bari. Gündüz iş- lersin. — Bekliyemem. — Bana ne, bu saatte uyumak benim hakkımdır a. — Haklısınız amma acıyımız ba- na, müsaade ediniz de işliyeyim. — Başka bir odan yok mu? Ora- da işle. — Yok. — Dışarı çıkıp gecitte işlesene. — Soğuk, hem kapının anahtarı bende değil ki. — Nasıl olur? kimde ya? — Aman soörmayınız.. Sabredi- veriniz. Biraz sonra uyursunuz. * kisi de sıra ile konuşurken ı duvara düdaklarımı ve din- lerken dudalkdlas uti Hü YIyur laPlr Ve sanki yüz yüze konuşuyorlarmış gi bi ellerini kollarını sallıyorlardı. — Dinle hanımcığım, sabretsem de para etmez. Ben uyumak değil, fakat çalışmak istiyorum. Ben de çalışmak mecburiyetindeyim. — Çalışmanıza kim mâni? — Makinenizin gürültüsü, aklı: mı altüst ediyor.. Aklımı başıma topliyabildiğim yok. Önümdeki be- yaz kâğıt bile gözlerimde kararı- yor. Halbuki peşimi zebaniler kova lıyormuş gibi durmamacasına çalış mak mecburiyetindeyim. Kıyamet kopsa da ben yine yazarım a, Fa- kat bu gece her nedense makine- nin gürültüsü sinirlerime dokunu- yor, —Sabaha kadar bekliyemez mi- siniz? Ne olur? Sabahleyin ben işi- mi bitirmiş olacağım, — Siz beklesenize! * — İmkânı olsa beklerdim. İmkâ- nı yok, zaten demiştim ya. — Ben de bekliyemiyorum işte. — Başka bir odada dışarıda ça- İişsanıza. — Soğuktan ölürüm, hastayım. — Vah zavallı, size acıyorum. — Acıyorsunuz amma yardım et miyorsunuz. — Beni affedin. Ah bilseniz, bir saat içinde işimi bitirmiş olmalı- yım, Aksi halde.. — Ne?, — Sormayım, bana acıyın. — Ay yine makinenin zırıltısını mı tutturacaksınız? — Evet evet beni affedin. Kızılcahamam Yolları Tekrar Yapıldı Kızılcahamam (TAN) — Geçenler- deki âni ve şiddetli yağmurlar yüzün den, vesaiti nakliyenin geçemiyeceği kadar harap olan Kızılcahamam - Gö vem, Kızıleahamam - Ankara şoseleri tamamile tamir edilmiştir. F İt li Kızılcahamamda Orman İşleri Kızılcahamam (TAN) — Kazamız orman kadrosuna kırk neferlik bir as keri kitat da iltihak etmiştir. Orman kanununa muhalif harekât ve ruhsat sız katiyat, kaçakçılık gibi ahval hemen tamamen ortadan kalkmıstır.. YAZAN: Roberto Bracco ÇEVİREN: Cevat Kabaağaçlı — İyiamma iki saat sonraya kadar ben de işimi bitiremezsem tıpkı sizin gibi halim yaman olacak. Ayni vaziyetteyiz — Bana acıyın! — BSiz bana niye acımıyorsunuz? — Ben bir kadınım. — Ben de hastayım. — Zavallı! Dinleyiniz. Eğer 1s- rar ederseniz, ben makineyi işlet- mem. Fakat dikkat ediniz. Çün'sü sonra vicdanınız yanacaktır, — Vicdanım mı? — l sak gt — İlâç mı satm almak mecburi- yetindesiniz? Nedir bu işlemekteki aceleniz. — Sormayın. — Hasta bir çocuğunuz, ananız mı var? — Allah aşkma sörmayın. G enç adam sustu. Bekledi. On saniye sonra makineyi yine duydu. Sendeliye sendeliye masa- sının başma geçti. Sönük sönük ya- nan bir lâmba karanlıkları güç belâ yenebiliyordu. İradesini derleyip toplayıp kalemi eline aldı. Önünde kimi yazılı, kimisi boş birkaç yap- rak kâğıt yayılıydı. Fakat yaza- mıyordu. Kalemin ucu dikiş maki- nesinin gürültüsüne uyarak titri- yordu. Sözler sanki elele vermişler kâğıtların üzerinde zıplayıp hoplu- yorlar. Kalemin ucundaki titreyis eline sirayet etti. Oradan koluna, kolundan beynine geçti. Sinirleri sarsılıyordu. Her taraf gürültüyle doldu. Önündeki kâğıtlar bomboş kaldılar. * Tam busmrada kapısı çalındı. Gün adam akıllı ağarmakta idi. Ka pıyı açtı. Giren adam selâmsız sa- bahsız sert sert “yazdın mı?” diye bağırdı. Genç.“hayır” diyince o da UVAR HiRKAYE “alay mı ediyorsun?” diye haykıf” dı. “Nasıl olur? İşte sabah ol Birkaç saat sonra o yazı yazil' ” bulunmalı. Eğer birkaç saate K” dar Rafaele Pagani aleyhindeki B zı intişar etmezse mahvoldum mektir. İntihabatta o kazanır. ben kendim yazı bileydim, şü P ganiyi dilediğim gibi berbat ede” dim.” diye ilâve etti. Genç: — Üzülmeyin o kadar, ne yB_P" yım, İşte yazıyı yazamadım S“Ş' Paganiyi iyi ve dürüst bir adami lirim. Davrandım davrandım kıyamadım.” dedi. Ötekinin gözleri kan çan&ğ’”' dönmüştü. Birden ayağa fırladIı: “Öyleyse açlıktan geber. Şakâ ğil bu. Sana para! para! veret? tim. Şimdi git te dilen. Senin 15f lama bir iftiracı olduğunu biln”yak mi var.” diye homurdanarak. auğüti Genç adam odasına maw? mahzun bir göz gezdirdi: yanan şehrin gürültüsünü dü gi!“’ ya başlıyordu. Dikiş makine ,d gürültüsü kesilmişti. Fakat N* 0? Komşu odadan bir erkek se$ ö bağırdığını düuydu.. Bu bir wtif' sesiydi. Öyleye kadar, para İ mezsen, alimallah boğazmı * rırma,, diyordu. Sonra kuca bir de yıkılıyormuş gibi bir gürültü du. Herif sızmıştı galiba. aq;df' Genç adam sandalyesine ö müş. Başını ellerine almıştı. $U , kiş makinesi olmasaydı, masum üe adama karşı bir sürü iftiralar d müş olacaktım, diye düıâımür:ğu, kadınım usullacık duvarı vurd y nu duydu. Kadın işaret edİW’:;_J Duvara koştu. O da cevap Ol ge vurdu. Sonra birdenbire ikisİ dşkid vara dudaklarını dayadılar.. çrit t Vi yör” de ayni zamanda teşekkür ed dediler, Fakat bu yumuşak V© t:y' sözleri ne biri, ne de ötekisi d muştu. İkisinin de dudaklari iş rıcı duvara ayni zamanda deY! ti. Onu ancak duvar duydu. nd”en: iki taraflı duvardan uzakllğ"k di “yuran o değildi galiba” diy? şünüyorlardı.. _—/ İzmir Güreşleri Başlıyor D ni iIzmirde bu hafta başlıyacak olan beşinci Balkan güreş şşmp?)'ası. sına iştirak edecek Yugoslav güreş ekibi dün sabah Sirkeciye iymidı şam da Bandırma yoluyla Izmire gitmiştir. Romanya ekibinin de bugir trenle gelmesi bekleniyor. Yunanlılar Pireden doğruca Izmire gitm —| Güreşler Izmirde cuma günü başlıyacak, müteakıp iki gün devam cektir, Resimde Yugoslav ekibini görüyoruz.