Nu. 5g Yazan : Ziya Şakir “Yalan, İftira Ediyorlar, Bari Siz Bana Acıyın!,, * Yarım saat geçme- dep, Züh; ni » Zühre Şah İsmailin o- Feel de #2, bu vakitsiz davetin €t etmiyeceğini bildiği rengi, bembeyaz ke- iki mann, evvelâ onu yumuşak a istemişti. Odadan - Birmez; İŞ Kizim! Biraz daha yak- Mürgt yea. Otur bakalım. Nasıl, Diy “den memnun musun girişmişti.. Büyük a- ayatlarma karışan kiz eş © hoş görünmiyecek " Mi, “inap etmelerine dair ba “ahi,,, Söylemişti. Ve sonra bir. — hi ak. Bügün bir kabahat et- aralık bahçeye inmiş. *eylep, koy, vaklarından birile bir lie US. O konuştu- Deyi & kimdir? m başma bir yıldırım düş- Haha, tiremişti, Biraz evvel ön pi 2 olan çehresi, şimdi ok Miş © Dar gibi kıpkırmızı kesil AB Mİ, Ali Hazret. Hâşâ. iy teye inmedim.. Ben, Hiç #örilşmedim. ta yi ” i, ve insan kalp liklerine kadar nüfuz kın olan Şah Ismail, bu iva ettiği mânayı anla- ikmemişti, k davrandığı takâirde bu '#m edeceğini hissetmiş; İyetini değiştirmişti, T& yerinden tirtamış.. Be saplı hançeri çekerek Bane “ei -“ Böğsiine dayamıştı. Dişle Da pe amy? e Romurdarmıştı eee şaşırmıştı. Fena hal Miştr. Sonra, çarçabuk 20X toplamıştı. » Şahım. Bana iftira « e, ağ Bana acıymız.. Gençiiği- JâYInIZ. Yay, Yalvarmıya başlamıştı, yalvarma, Şah İsmak La bu ti ine €h küçük bir merhamet —E maş. Ya yle. 0 delikanlı ile ne ko- — i Biye, kimse ile konuşmadım, “ ka ayn söyle. Yoksa, âşı- aydır. — Nİ Şahım... eceksin.. Yoksa öldürü- “mi Say giyorum, Şahım. SMA İn bileği, birdenbire Belmişti.. Hançerin kes- Vri ucu, Zührenin nermin işti, ; Gün acısı ile sarsılmıştı. kayak ve dişlerini srkarak in #Yikırmıştı. Ve sonra, ar- © hazırlanır gibi, gözlerini >k « Ög Olüyorsun., Söyle. ti, Dir, » Şahım.. Bilmiyorum, Y bilmiyorum. "inal, ucu Zührenin göğ Büz, A 16 bütan hançeri geri çek Sik orguvun rengi Hint di- Yapılmış olan Zührenin > a bir leke belirmişti. i söylemiyorsun, öyle hi Pekâyy yı iy , “© Ben sana söyletmesini A , £ öl kalkmış Hizir adımlar. v kapıyı açmıştı, Orada “yı Kölelere, öfke ile: Ma ©U köpeği.. Bir yere ka- oğla başıya haber verin. Diye — hazırlasın. emıştı, vr derhal Zührenin üzerine a dan bir tily gibi yerden Dışarı çıkardıktan $ kapamışlardı. Şah İsmail, hayretler içinde idi. Bir kızın bu kadar bilyük metanet göstereceğine bir türlü akıl erdire- miyor.. Bir elini göğsüne, koyarak, öteki eliyle bıyıklarını bura bura geziniyor: — Bu mesele, zahnettiğimden daha mühim... Eğer bu kızm konuş tuğu delikanlı, onun âşıkı olsaydı. Veyahut, konuştukları şey, söyle- necek gibi şeylerden ibaret bulun- saydı.. Kız, bana kendisini o kadar hırpalatmaz; mutlaka doğrusunu söyle, Fakat onun bu inadı ve ketumiyeti gösteriyor ki; bunların ârasındâki sir, itiraf edilemiyecek kadar mühimdir... Artık hiç şüphe etmiyorum, Bu kız, muhakkak bir casustur. Belki de Sultan Selimin... casusu, Ne ise, biraz sabredelim. Hele bir kere o, taş odaya girsin.. Cellât başının eline geçsin.. herşe- Yi itiraf edecektir. Diye söyleniyor. Büyük bir sa- Birsizlik içinde gezimerek vançıvan başının gelmesini, ve o genç bahçı- van yamağını getirmesini bekliyor- du. Bir Atın Çiftesi, Bir Hayatı Ölümden Kurtarabilir mi? enç bahçıvan yamağı, saray dan çıktıktan sonra, koşa koşa Tebrizin sokaklarına dalmıştı, Birtakım yollardan dolaştıktan son ra, hücra bir mahallede, dar bir çik maz sokağın içinde bir kulübenin önüne gelmiş,. Takip edilmediğin- den emin olmak için arkasına bak- tiktan sonra, derhal klübenin kapı sını açarak içeri girmiş.. Karşısma çıkan ihtiyar bir kadına; — Dede, nerede ? Demişti. Kadın, parmağını dudaklarının üzerine koyarak: — Yavaş söyle. İçeride bir adem la görüşüyor, Sait. Diye cevap vermişti. Adı, Sait olan bahçıvan çırağı sa bırsızlık göstermişti. — Fekat, benim işim çok acele... Onu, bir an evvel görmeliyim. Tek- rar saraya avdet edeceğim. — Biraz sabret. Şimdi o adam çı kıp gidecek. Giderken seni görme- sin Şuraya saklan. Kadın bu sözleri söylerken, Aptal dedenin sesi işitilmişti. Aptaldede mırıltıya benziyen bir sesle: — Hadi.. Hak erenler, muinin ol sun... Çalış gayret ot. Bir haftaya kadar bana bu malümeti getir. Diye, o adama son talimatını ver mekte idi. 1 Sait, derhal bir köşeye gizlenmiş ti. O adam, çıkıp gitmişti. Ondan sonra Sait, Aptaldedenin yanma gir miati Aptaldede Saidi görünce: — Hayır ola evlât., Pek telâşlısın. Demişti. Ve aralarında şu kısa konuşma geçmişti. vet, Dede. koşa koşa gel- dim — Ümit ederim ki, iyi bir haber getirdin. — Getirdiğim haberin, iyi veya- hut fena olduğumu bilmiyorum, Bir az evvel Zühre, penceresine kırmızı bir bez astı. Bu işaretle, benimle ko aramizda kararlaştırdığımız yere gittim, Orada bekledim. Zühre bt. yük bir telâş ile geldi. “Koş git, Da deye söyle.. Yarın buradan derviş kıyafetinde üç kişi çıkacak, Ne var sa onlarda var. Dede, bu adamları ele geçirsin ” dedi. Bu sözleri söy- ler söylemez; bir saniye bile durma / zam gelen bir nokta vardır. O da şu- dan saraya avdet etti. Ben de git- tim, bahçıvanbaşıdan izin aldım. Ko şa koşa buraya geldim. Derhal sura ya avdet etmeliyim. — Derviş kıyafetinde üç adam, öyle mi?. — Evet, Dedem. — Yarn.. < Brat yea. — Zühre, başka birşey söyleme- di mi?. — Hayır. — Pekâlâ.. Teşekkür ederim. Ar tık işin bitti. Tekrar saraya avdet edebilirsin. Şimdilik şu parayı al. Hizmetin arttıkça, bu paranm beş on mislini daha alaceksm. (Arkası var) - MM XOĞUTL. Çulluk Iki dost Amiral İmroz adasm- da çulluk avlamıya gideceklermiş., Bunu geçen gün bizim gazete yaz- mış ve sebebini de ilâve etmişti: Im roz adasmda çulluk çok bulunur- muş ta ondan, Çulluk daha başka birçok yerler de bulunur. Istanbulda da, en bü- yüklerinden bile vardır: İmrozda daha çok bulunmasına sebep, şüp- hesiz, oranın ada ve havasınm ru- tubetli olmasıdır. Çünkü çulluk bö- cek yiyerek geçinir, onları da rutu- betli ve yumuşak toprakların ara- sında daha kolay bulur, Bundan dolayıdır ki av eti meraklıları çullu gun içini boşalttırmadan yemesini severler ve kuşun karnında böcek bulunması, ona daha yiiksek bir lez zet verir, derler, Zaten çulluk, yuvasını da, başka kuşlar gibi , yükseklerde değil, yer de otlarm veya ağaç köklerinin a- rasında, yaprakların arasmda ya- par. Bunun için de en çok rutubet- li toprakları sever. Büyük kuşlar dan ve karmlaki büyük hayvanlar. dan pek korktuğundan ancak alaca karanlık zamanlarda meydana çi- kar, Avcılar ağaçları siper alarak gizlenirler ve çulluk, yuvasından çı kıp ta bir ince, onun arkasından bir boğuk ses çıkarmca nişan alırlar, Çulluk etini sevenler çok olduğun dan bu kuşu mahsus yuvalarda bö- ceklerle, ekmekle ve karmeca yu- murtasile besliyerek yetiştiren sa- nat adamları da vardır. .Almanya İle hasalarda haslın itiyatlar kuralmman. EKONOMİ TİFTİK, YAPAĞI İyi Satışlar Oldu, Ticaret Anlaşması Almanya ile ticaret anlaşmasınm parafe edilmesi, piyasamızda, çok ta- bii olarak, büyük bir tesir hâsıl et- miştir, Bir kısım fiyatlarda derhal yük - selme istidatları görülmüş, başka memleketler için dünya piyasası fi- yatlarma hazırlanan. birtakım mun meleler geri kalmıştır. Biz piyasanın bu telâşlı hareketini yanlış buluyoruz. Almanya ile ticare- çok fena tecrübelerden geçmiştir, Al- manyaya ihracatm yüksek fiyatları- na kapılanların bir çoğu, bekledikleri menfaatlerin kat kat fazlasını faiz o- larak ödemişlerdir. Memleket hakmımdan da bir çok poramız bağlı kalmıs, piyasa sıkmtı çekmiş, blokajı eritmek için fevkalâ- de tedhir düşünmek lâzım gelmiştir. | Yeni anlaşmada elbette bu mah -| zurların önune geçecek tedbirler dü- snülmüştür. Almanyaya yapılacak! ihracat, miktar itibarile tahdit edil -| miş ve diğer ihtiyat tedbirleri aran- mıştır. Tüccar için en doğru hareket tarzı, Almanya ticareti hakkında tam | bir hllkiim vermek için anlaşmanm metnini beklemektir. Memleketimizin Almanyadan tabü olarak tedarik edebileceği eşyaya mu kabil Almanyaya Türk malı satılma- sı arzu edilecek bir şey olmakla be. raber memleket hesabına da, tüccar hesabına da hatırdan çıkmaması lâ-; dur: Dünya piyasasmda “ozla fiyata mal satmayı ümit etmek (Oşbir şeydir. Bunun ihtimali yoktur. Aradaki fark | mutlaka bir suretle ve hattâ kat kat fazlasile ödenecektir. Böyle bir hayale kapılıp ta devamlı mahreçleri elden kaçırmak ve o pi- na imkân vermek en ağır bir zarar 0. Vur. Bundan başka memlekete döviz girmesi, zâhiri ve muvakkat fiyat farklarını tazmin edecek bir menfa- attir. Hükümetimiz, mübaliğalı fi - yatla diğer piyasaların elden kaçırıl- ması tehlikesine karşı mutlaka tedbir ler düşünecek ve dövizle satış lehine de elbette kolaylıklar arayacaktır. ER iğ . . Püresi Av etlerini iyice ayırt edemiyen- ler çulluk etini de, bayatlatılmış, başka av etleri gibi, hazmi güç ve sağlığı zararlıdır diye iddia eder- ler.Halbuki, çulluk eti, bayatlatılmı ya gelmez. Müstesna olarak tuze ta 76 yenilir. Hayvan genç te olursa insana dokunmasına bir sebep kal maz. Bayatlatılarak yenilen av etle rinin bayat olduğundan dolayı do- kunacağını iddia etmek te pek doğ- rn değildir. Av etinin bayatlatıl. ması başka, kokması da baska sey- lerdir. Kokmuş et süphesiz dokunur. Fakat av etini kokutmadan, süde- €e bayatlatarak yemek - hayvan yorgun değilse - dokunmaz. Av hay vanı yorgun olmadan ve kokmadan yenilirse hem lezzetli, hem de za- rarsız et olur. Bundan dolayıdır ki bu gibi işlerde pek usta olan Çinli- ler av hayvanlarını tüfekle vurarak değil, tuzakta tutarak yerler. Avcılardan bazıları çulluğu var» duktan sonra onu hemen taze taze kebap ederek yerler. Fakat doğru- su bu kadar acele etmek daha Zi- yade aç gözlülüktür. Bundan baş- ka çulluk gibi kibar bir av etini yalnız başına yemek fazla hodbin- lik olur. Daha kibarcası çullukları eve götürüp dostlarla yemektir. Çulluk eetinin kaç türlü kızartı- lacağı, kaç türlü pişirilebileceği say makla tükenmez. Şampanya İle, portakal suyu ile pisirilen türlüleri bile vardır. Fakat en mefisi, hattâ ahıçılık sanatinin en yüksek derece Fiyatlar Sağlam Italya İle iş Yapan Tüccarlar Dün Odada Toplandılaı Yapağı ve tiftik piyasalarının canlılığı devam etmekte ve fiyat- tin birtakım hususiyetleri vardır ki, | lar yükselmektedir. Dün İngiltere hesabına olarak Kastamonu memleket sıfatile de, fert sıfatile de! tiftikleri 137,5 ve Yozgat malları 135,5 kuruştan toplanmıştır. İn- giltere piyasalarmda da tiftik fiyatlarının yükseldiği haber ve- rilmektedir. Sovyetler de tiftik ve yapağı için oferto istemektedirler, Fransızlar he. sabma Trakya yapağıları 69 kuruş» tan, kirli Anadolu malları 64 kuruş- tan, yıkanmış yapağılar 90 kuruştan alınmıştır. Ayrıca yine Fransa için 19,500 kiloluk yıkanmış bir parti ya- pağı kilosu 100 kuruştan satılmıştır. Eskişehir tiftiği 6729 kiloluk bir par- | ti 130 dan, 8848 kiloluk keskin mahı 130 kuruştan toplanmıştır. Trakya yapağılarından ds on beş bin kilo ka- dar satılmıştır. Bulvadin mallarından S0 kiloluk bir parti de ayni fiyat la verilmiştir. İtalya ile iş yapan tüccarlar toplandılar İtalya ile iş yapan ithalâtçı ve ih- racatçı tüccarlar dün ticaret odasma davet edilerek kendilerinden bazı ma lümat istenilmiştir Haber aldığımıza göre, hükümetçe ticaretimizin her i- ki memleketin menfaatlerine uygun bir şekilde inkişafı için çareler düşü- nülmektedir. Son zamanlarda İtalya gibi Türk mallarını arayan piyasalar- daki durgunluğu gidermek ve ihrae” tımızı artırmak için tedbirler caktır. İtalya piyasalarmda Tü © Jarı arandığı için İtalya hükümeti Yemermerrenez vur yedi “retiy yüz bin liretlik kontenjan vermiştir. İtal- yanlar bizden deri, pamuk, yumurta, tare balık almaktadır. Bu sene kon - tenjana konulan dört milyonluk deri, 6 milyonluk pamuk, üç milyonluk yu- murta, ki milyonluk taze balıktan maada ilâve olarak balıkyağı, kitro, paçavra ile kuru tizüm ve meşe pala- mut ta alacaklardır. TEN (BORSA İ — SEYli ÇARŞAMBA İCPARALAR 630,— 123,50 Fransız Fr. 88,50 İ Üret 102,56 Belçika trangı 80,— Drahmi 8, İsviçre Pr. İ Leva | Florin Kron Çek | Şilin Avusturya Mark Zloti | Pengo Ley Sterlin Dölar Epe 2 Dinar Kron İsveç i Altın : Bânknot 251,— ÇEKLER Londra 640,— New- York Paris i Milâno Brüksel Atina Cenevre İ Sofya Amsterdam i Prağ ! Viyana | Madrid Berlin i Varşova 14,9365 4,6532 B6,7460 3,4212 63,4920 1,4204 22,52 4,1682 12,0634 1,9095 4,1270 İ | Budupeşte © 3/9880 İ Bükreş Belgrad ! Yokohama i Moskova i Stokholm i 106,6666 34,325 2.7268 204025 3,0787 ZE si, çulluk püresi sayılır. Rivayete göre Mâhlar biribirlerine ziyafet çektikleri vakit en muteber ye mek olarak çulluk püresi pisirirler. Size de bir gün, böyle ilâhlar sof dırma teslimi kilosu dört ku - ruştan satılmıştır. » j4 fındıklar iki gün içinde 40 kuruştan 43,5 kuruşa fırlamış ve bu fiyatla muamele | | olmuştur. : andırma havalisinden top- | lanan yulaflardan kırk İl İ bin kiloluk bir parti kilosu 4,27 kuruştan verilmiştir. . 'ethiye mıntakasınm yeni | mahsulünden yirmi iki bin kilo çuvallı olarak susamm | kilosu 17,20 kuruştan müşteri bulmuştur. Arpalar Yükseldi Tüccarlar Şimdiden Stok Yapıyorlar Dün şehrimize 13 vagon buğday, 4 vagon arpa ile iki vagon yapağı gel- miştir, Buğday piyasası kendini mu- bafaya etmiştir. Gelen mallar satıl - mıştır. Yumuşak buğdaylar cinsleri- ne göre 5,20—6 kuruş arasında, Po- latlımm ekstraları da 6,15—6,26 ku- Tuş arasında müşteri bulmuştur, Sert buğdaylar da 5,20—5,33 kuruştan ve» rilmiştir. Arpa piyasası yükselmiştir. Arpa İ ihracatçıları şimdiden stok yapmıya >) İ | başlamışlardır. Şehrimize gelen ar - İ palar 335—4 kuruşa kadar satılır. ken dünkü arpalar 4,07,5 kuruşa tez- elden toplanmıştır. Çavdar 4,30 ku- ruştan ulınmaktadır. PM a MISIR GELMİYOR Bir haftadanberi piyasamıza mr sır gelmemektedir. Karadeniz sahil lerinde fazla miktar kullanılan mısı- rm yavaş yavaş yokluğu hissedilmi- ye baslandığından piyasamızdan mr sır aranmaktadır. Yeni mahsul çıkm cıya kadar mevcut #tokun fiyatı düş- mesi lâzımgeldiği halde isteğin artma 8 Üzerine fiyatlar da tekrar yüksel- miştir. Sarı mısırlar ancak beş kuru- ga alınabilmektedir. Fındık Kontrolü Fındık kontrol talimatnamesi mü- cibince teşkli olunacak hakem heye. tine tlenret odası tarafından İki aza geçilecektir. Bu azalar bir sene mild- ——— —- — Tasma yakışan, bir çulluk püresi ik ram ederlerse ondan yemekte hiç tereddüt etmeyiniz. Çünkü onun za rar verebileceği ancak pek zayıf mi delerdir.