9 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

9 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Florya Treninde - Kadını Yaralıyan — İhtiyar Ceza Yedi Yetmiş Yaşındaki Suçlu, Bir Sene 2 Ay Hapis Yatacak Asliye Dördüncü Ceza mahkemesi, dün 70 yaşında Aziz adlı bir suçluya bir sene iki ay hapis, 100 lira para ve 50 liralık taz- minat cezası vermiş ve derhal tevkif etmiştir. Davacı Fatihte Nuhbey sokağında 23 numaralı evde oturan bir kadındır. tafanın aşçısıdır. İddiaya göre hâdise şudur Vazifede Hakaret Etmiş! - Dün adliye jandarma nezarethane- sinde bir sövme hâdisesi olmuştur. Mesele şudur: Bergüzar adlı bir kadım mevkuf - lardan Ali Osmanla konuşmak iste- miştir. Karakol kumandanı Kamber, Bergüzara burada koönuşmanm ya- sak olduğunu söylemiştir. Bergüzar bundan müteessir olmuş — Ve onbaşıya küfür etmişti. Suçlu ka- dım hakkında zabıt tutularak derhal meşhüt suçlar müddeiumumiliğine ll Ben, davacıya değil, kocama küfür ettim, demiştir. Müddeiumumi — Beyoğluna Bgi- den bazı şahitleri de getirttikten sonra Bergüzarı vazife halinde haka- ret suçu ile asliye üçüncü ceza mah- |— kemesine vermiştir. “Tevkifanedeki - Cinayet F Dördüncü istintak hâkimliği, dün de altı gün evvel tevkifanede öldürülen Fe.zi hakkımdaki tahkikatla meşgul olmuştur, Tahkikat sırasında yeniden 11 şahit dinlenmiştir. ——— - Çatalca Yolunda Bulunan Başıboş Araba Birkaç gün evvel, Çatalcada Dağ- yenice köyü civarında tek atlı bir a- — yabanım başıboş gezdiği görülmüştür. — Korucular arabayı durdurmuşlar ve içerde birisinin cansız bir halde yat- /“tığımı görmüşlerdir. Tahkikat sor.un- — da ölü olarak bulunan adamın Aya- Bayan Muammer, Küçükçekmece- de oturan Raifle evlidir. Raif, Muam- mer aleyhine bir boşanma davası aç- mıştır. Bu dava devam etmektedir. Muammer geçen gün Küçükçekmece. deki evinde oturan kiracısından parâ& almıya gitmiş, tren istasyona girdiği zaman da Sani isminde bir gençten çocuğunu sormuştur. Aziz bu konuş- mayı uzaktan duymuş ve kocasına Muammerin Sani ile münasebette bu- lunduğunu söylemiş ve bundan da es- ki dava hızlanmıştır. Muammer ikin. ci bir gidişinde Azize: — 70 yaşmdasın, ben Saniden ço- cuğumu sordum. Sen bunun fena bir maksatla yapıldığını kocama bildir- mişsin, evimizi yıkıyorsun, ayıp de- ğil mi? demiştir. Aziz, Mua rin bu ser çok müteessir olmuş ve hemen koca- man bir saldırma tedarik ederek Mu- a in İstanbula dö ini bekl- miştir. Muammer ağustosun 18 inci günü trene binmiş, kadınlara mahsus kompartimanda oturmuştur. Aziz de ayni tren için bilet almış ve tren is- tasyondan ayrıldıktan sonra Muam- merin kompartimanma geçmiştir. Ya vaşça kadının yanına sokularak girt- lağımdan yakaladığı gibi yere yatır- mış ve saldırmasile boğazlamıya baş- lamıştır. Kadın Çü prtimuğy Vağırmış, gırtlağını saldırmadan kurtarmıştır. Fakat, ihtiyar Aziz, bu sefer saldır- masını tam sekiz defa kadının rastge- le yerine saplamıştır. Yolculardan birisi imdat düdüğünü çekince tren durmuş, makinist İsa, hâdise yerine gelerek Azizi yakalamış ve yaralmın ilk tedavisini yaptırdıktan sonra has- taneye göndermiştir, Dün mahkemede üç şahit dinlenmiş tir. Mahkeme, suçu sabit gördüğü i- çin Azizi mahküm etmiş ve tevkifa. neye göndermiştir. şinden sofyada Akbıyık mahallesinde Cami sokağında 12 numaralı evde oturan Ahmet olduğu ve yeni aldığı arabayı şehre getirirken kalp sektesinden öl- düğü' anlaşılmıştır. n Muammer adlı genç Aziz de Küçükçekmece karşısında komisyoncu Mus- a | Büyücülük ve falcılık Suçluları Asliye birinci ceza mahkeme- sinde dün bir büyü yapma, bir de falcılık davasma bakılmıştır. Falcılık suçlusu, Taksim Be- kâr sokağında 12 ada 0- turan Madam Sürpiktir. Iddiaya göre, Madam, 25 kuruş mukabi- Hinde kahve falma bakarken si- vil polis memurlarımdan Bayan ihrümmisa, — kendisini cürmü halindi. l Suçlu, mahkemede her şeyi in« kâr etmiştir. Bu dava şahitlerin celbi için talik edildikten sonra mahke - meye Hatice adlı bir kadım alın- mıştır. Bu da büyücülük yap - maktan suçludur. İddiaya göre, Hatice, evlileri biribirinden ayır-. mak için kapılarma ve duvarla- rma domuzyağı sürüyormuş. Mahkeme, bu iddiayı sabit gör mediği içim hakkında beraet ka- YARIN !v Baş rollerde: Bu akşam bütün İstanbul halkı Altn sesli: Yeni Sinema Mevsiminin Birinci Haftası Şerefine GECE Fransızca sözlü aşk - heyecan ve hareketli, her- kesin beğeneceği, takdir edeceği muazzam film. BEYAZ KADIN TİGARETİ KATE DO NAGY - JEAN PİERRE AUMONT ŞANLİIİ sinemâ- sında r INÖNÜ MAREŞAL | ! !, Büyük resmigeçid - 1000 | den satılmaktadır. v $ AR A Y SsinemasınıN Yeni 1937 — 1938 sinema mevsimi münasebetile verilecek GALA MÜSAMERESİNE iştirak edecektir. ilk proğfanti Câsus AŞK" ( GERTA, ALPAR AA gibi iki büyük yıldız tarafından şahane bir surette temsil edilen ve emsalsiz bir lüks ve ihtişam içindt ” S reyan eden Musiki, Aşk ve Casuslu Filmi, taveten: BÜYÜK TRAKYA MANEVRALARI ve PARAMOUNT JURNAL Bu akşam için yerlerinizi evvelden temin ediniz, Telefon: 41656 Komedi Fransezden: ORDUMUZUN BUYUL TRAKYA Ma_ı!ıevra.'afîj ATATÜRK Vekiller Heyeti ve Generallerimiz, Sabiha Göke çen ve Kahraman Tayyarecilerimiz. dost Devletler Askeri Heyetleri. Tayyaâre - | Topçu « Süvari ve Motörlü kıtalarımız. SESLI VE TURKÇE SOZLU YARIN GECE için numaralı koltuklar Telefon: Fransızcâ JULES BERRY ÇAKMAK Mütt;g:î% KERE . Mi metrelik film. Sözlü) — İ e| dünya | havi ; Rüşvet Davası Dün Asliye birinci ceza mahkeme- rarı vermiştir. G sinde rüşvet aldığı iddiasile tevkif e- addinin muhal devam edildi. Fatura mı, Bono mu? — Bir Sahtekârlık Davasına Bakılıyor Dün ağır ceza mahkemesinde bir sahtekârlık davasma başlanmıştır. Davacı Onofurye adlı bir çanta tüc- carı idi. Suçlu yerinde de Anesti, Yor go, Katina ve Perikli vardı. Iddiaya göre suçlulardan Anesti, davacıdan üç yüz kuruşluk bir fatu- ra almıştır, Sonra bu fatura kâğıdı: dakdâ Hlşrtikendalri a dlman Tereşmny — Te A0 ÇA ve rakamları da 3025 Tira yapmak su- retile bono haline koymuşlar ve icra. ya da müracaat etmişlerdir. Onofur- ye kendisine tebligat yapılınca hay- rette kalmış ve hemen müddeiumu- miliğe müracaat ederek bir sahtekâr- lık karşısında kaldığını bildirmiştir. Suçlulardan Katina, hastalığı dola- yısile geçen — celse — gelemediği- ni Osöylediği için —davacı — ve- kili (Katinanm —muayene ettiril- mesini istemişti. Dün Katina gel- mişti. Suçluları, avukat Nail Tan ile Hayri, davacıyı de Besim Şerif tem- sil ediyorlardı. Suçlular, sahteliği söy lenen kâğıdım bono olduğunda, davacı avukatı da faturalığında ısrar etti - Mahkeme, geçen celsesinde rüşvet vermiye mevzu olduğu iddia edilen toprak meselesini Sarıyer kaymakam lığından sormuştu. Dün gelen cevap okundu. Mahkeme, cevabı. müphem bulduğu için tekrar sormıya karar verdi. Suçlu avukatı, bu toprak sa- hasmın hâdiseden çok evvel Nafıa Vekâleti tarafından kapatıldığı için oradan toprak nakline imkân bulun- madığını iddia etti. Muhakeme baska bir güne talik edildi. N— Ziraat Enstitüsü Ziraat Kısmı Müdürlüğü - Ziraat Vekâleti Ziraat umum mü- dürü Abidin, ziraat enstitüsü ziraat kısmı müdürlüğüne naklen tayin e- dilmiştir; Umumi müdürlüğe | kimin çün Haa L YAK GA T gee müdürlerinden Selim vekâleten u- mum müdürlük işlerine bakmaktadır. YELEKU a D Nüfus Kâğıtlarını Henüz Almıyanlar 936 ve 937 seneleri içinde nüfus kâ gıtlarını kaybettikleri için yenisini a- lanlarla henüz müracaat etmiyenlerin Emniyet direktörlüğü ikinci şube mü dürlüğüne müracaat etmeleri lüzumu alâkadarlara bildirilmiştir. Ertuğrul Sadi Tek Bu gece Yeşilköy Aile Tiyatrosunda NUR BABA ler, Muhakeme şahitlerin çağrılması için talik edildi. Voduil 3 perde e— — — dilen Yeniköy nahiyesi müdürü Alâ- | TOPLANTLAR I © DAVETLER © Ra Yenikapıda _ Sünnet Düğünü Kızılây Kumkapi şubesinden: Yenikapıda Sandıkburnunda Bizim Aile gazinosunda Kıztlay Kumkapı na hiye şubesi tarafından 9-9-937 pet- şembe günü akşam saat 20 de fakir çocukların sünneti mütenevvi eğlen- celer tertip edilerek yapılacaktır. Kaptan ve Makinistler Cemiyeti Kongresi Toplandı Türk Ticaret ve Kaptan Makinist- ler cemiyetinin yıllık kongresi dür LA —.. h toplanmıştır. Kongreye şehrimizde bulunan vapurların bütün kaptanları ve birçok makinistler iştirak etmiş- lerdir, Evvelâ ruznamedeki mesele - ler görüşülmüş ve bilhassa cemiyetin çıkarmakta olduğu mecmua üzerinde bir çok münakaşalar yapılmıştır,. E.- ge süvarisi Sait Özegehin cemiyet re- isliğinden çekilmek hususundaki 15- rarı üzerine seçim yapılmış ve reisli- ğe Cumhuriyet süvarisi Süreyya Gürsun, ikinci reisliğe de Nail Özçif- çi getirilmiştir. Kâzım Güney umumi kâtipliğe, De- nizyollarından Etem, Necmi, Bahaet- tin, Akaydan Nasuhi, balık gemisi süvarisi Burhanettin Arhon, Şirketi Hayriyeden Hayri kaptanlar da aza- Irklara seçilmişlerdir. nes'den konser den de... Günün programı — Istanbil | ÖĞLE NEŞRİYATI: Saat 12,30 Plâkla Türk ©M 12,50 Havadis 13,05 Muhtelif | neşriyatı 14 SON FN ARSAM NEŞRIYATI: ; Saat 18,3.0 Plâkla dans 19,30 Spor müsahabeleri: n fik tarafından 20 Sadi ve arkâd'yf tarafından Türk musikisi ve halk kıları, 20,30 Bay Ömer Rıza dan Arapça söylev, 20,45 BSY’;Ö mel ve arkadaşları tarafmdlgug" musikisi ve halk şarkıları ( .’,J yarı) 21,15 Orkestra 2215 ?J borsa haberleri ve ertesi gün“”'ı a ramı 22,30 Plâkla sololar, oper'â * peret parçaları, 23 SON e Günün Program Üzü -HAFİF KONSERLER müsiki (8.15: Devamı). 9:20 FJj kısa dalgası: Plâk 9,45: Ke%;__,. | 30: Keza, 11.50: Keza. 13: Keği, 13 Berlin kısa dalgası: ki (1415: Devamı), 13,1 rışık musiki plâkları. 1415 * kısa dalgası: Lille'den konsef li. 14,25 Bükreş: Eğlenceli plâ, sikisi, 15 Paris kısa dalgasi: kısa dalgası: Orkestra, şarki, Hz4 no, 18 Varşova: Roma kısa dalgası: Orkestrâ: ran, 18,45 Berlin kısa dalgas!! Love'nin Balladlarmdan, 20 LAY Eğlenceli musiki, 20,25 Peşte dalgası: Büyük askeri bandı yo salon orkestrası, 21 Berlir Lâypzig: Orkestra, tenor, 80 22,25 Prag kısa dalgası: OrKe (Sehumann ? Vagner), 23 P 15 Lokantadan musiki nakli. 23, ma: Varyete neşriyatı. 23,30 dyo y m mü B Hafif W'y 0 Bükreğ ği 1; ai gl nakli. 16, Hafif musi 0: 2 j j — Hacı Efendi Dayı! Sen bizi açlıktan öldürmiye mi davet ettin, yoksa hık mık diye ağlamanızı gös- termiye mi? Meserret yaşlarınım ucunda kahkahalar vardır. Hepsi gülmiye başladılar. Vergici baktı, Erdenin teyzesi kalkmış, odadan çıkıyor. Hemen sıçradı: — Vallahi olmaz. Yağma yok! Ben müjde edece- m! ğlKa.pıda.n fırladı. Ve sofadaki oda kapılarmı fiske- lemiye başladı: — Abla! Hanım abla! canım abla! gülüm abla! Bir ses ver, bak ne müjdelerim var. Yalnız, bunu söylerken sesini kısıyor, aşağıdakile- re duyurmak istemiyordu. Güner odalardan birinde idi. Fakat ses vermedi. Müjde hakkı Vergicinin olmak üzere, annesi içeriye girdi ve bir saniye sonra orada da kucak kucağa, yüzyüze bir ağlaşma oldu. ; * Erkekler şimdi aşağı inmişlerdi. Yüzbaşı sofanın ortasına gelince: * — Beyler! efendiler! dedi, Önümüzdeki perşembe günü, öğle namazından sonra burada, nikâh cemiye- timiz var. Sizi şimdiden davet etmiye memurum. ' Yemek gürültülü bir şetaretle biterken, yukartda da bir başka sahne vardı. Hâfız Hanırm yanına oturt- tuğu Güneri sol koliyle sarmış, gizli gizli, gülüşerek birşeyler söylüyor, Güner de utancından önüne baka- Tak cevap veriyordu. Öteye beriye telâşla gidip gelen ve sevincinden ne yapacağını bilmiyen annesi bir a- Tralık: — A! dedi, Kıskanırım! Öyle gizli gizli ne söyleşip duruyorsunuz? Yanlarına sokulduğu vakit, kızının hafif dekolte göğsünde bir pantantif sarkıyor: — Hele hele! Ben bayramlık birşey vermediğim için demek teyzene gittin. F& ŞiMDiLiK Hâfız Hanım gülerek: — Bayramlık değil o, bayramlığı evde hazır duru- yor, el öpmiye gelince alacak. — Bu da nesi ya? Annesi bilmiyor gibi susuyordu. Teyzesi: — Ne olacak. Benim kızım o kadar güzel ki, bü- tün kızların arasında öylece biricik ki kaybolmasın, çalmasınlar diye nişan taktım. — Pek iyi öyle ise! Hadi değiş edelim. Sen Güneri al ben de Erdeni. Sanki benim Erdenim çirkin mi, ben de ona nişan takarım işte. Hemen gitti, efendisinin dolabını açtı. Sedefli çek- meceden, iri tek taşlı yakuttan, bir kafesli yüzük çı- kardı, Hâfız Hanımın bir göz işareti üzerine, yüzüğü kızına uzatarak: ı — AL, gittiğimiz vakit verirsin. Kız utandı. Teyzesinin hafif bir dürtüşile alıp orta parmağına geçirdi. Şimdi onların da yemeği gelmiş- ti. Bacı nine tepsiyi iskemleye koydu, Ve Günerin an- nesine dönerek iki yumruğunu biribirine vurup nis- bet etti: — Oh işte!, Aldık ya. Kafesinizden bülbülü kacır- dık ya. Bu ne saadetli bir bayramdı. İhtiyar kadınlar birer taze kadın kadar şakrak, küçük hizmetcçi kızlar, ayak ları yere basmıyacak kadar kanat alıştırmış birer kuş. Erkekler dağılırken Hâfız Hanım kapı arkasın- dan Erdene tenbih etti: — Akşama yemeğe gel, enişten bizde. En arkaya kalan Vergici: — Ayıptır hanım anne! Bir altımdan mı sakınıyor- sun. Hem iki defa elini öperdik. — Hay Allah ocağını şen etsin oğul! Vallahi üstüm de yok. Akşama gel iki tane vereyim. — Benim akşama işim var. — Ermeninin orada mı? — Keramet sahibisin hanım anne! Haydi sökül al- tını. Kör olayım ki almadan gitmem, — Yok dedim canım. — Ödünç al, — Kimden alayım oğul? Hacı, Erden gittiler, — Benden al yine bana ver. Sonra ödersin, benim sana emniyetim var, Kapının arkasındaki Güner dayanamadı, gülmeye başladı. Ali kızmış gibi: — Öyle ya, işini uyduranlar böyle güler, Biz de toz lu topraklı bir altın için... Günerin annesi söze kariştı: — Anlaşıldı bırakmıyacak. Dur hele, bir bakayım, efendinin dolabında varsa al ver. — Yaşa be Hanım teyze! Gördün mü cömerdi. Am ma, ben yalnız senden istemiyorum, hanım annem- — A a, demek bu da benden? Bir sürü patırdı, kütürdü, kahkahadan sonra rı lira koparan Vergici aşağı indi., Doğru mu ber | girdi, İki evin dört küçük ahretliğini, iki ihtiyar V, cısını etrafına topladı. Şöyle bir kuruldu, YM sesle: kiz K — Ahçı hanımlar! Bacı nineler! yemekleriniz gl hoşuma gitti, memnun oldum. Alın ikinize bir al bahşiş! Her vakit böyle memnun ederseniz, kâl)' tenbih ettim, bahşişinizi eksik etmiyecek. j — Haydi oradan! Sen altın mı verirsin! j — Ben mi! Beni ne sandınız! Nah işte! d”"'v İhtiyar kadınlar baktılar. (Sahiden altın gi!) gülüşüp aldılar. Ali sonra kızlara döndü: pit — Siz de güzel hizmet ettiniz. 'Size de bir altın! H, de pay edersiniz! Perşembe günü de birer çift 1 şer altınlık küpe ihsan edeceğim! Sağlığıma Hafız Hanım, Alinin mutfakta gevezelik işitince pencereden seslendi: — Hü! Bacı nine! O deli fişenk orada ne işliy0” — Etrafma altm saçıyor. yi Vergici azametle kollarını sallıyarak avluya çııılî" başını pencereye çevirdi, hem yürüyor hem hây yordu: — Herkes sizin gibi cimri değil! (l Ve arkasından bir kahkaha firtması bırakarak © tı gitti. Köşenin başında bekliyenler sıkılmışlard” — Nerede kaldın canım? t ' — Siz nerede idiniz? Ortalığa altın dağıttım- file yüzüme bakmayın? Payınızı verdim. Gelecek fer de size... v SA — Oha! Altını bulsan Artine horç sildirirsin. — Kızdırmayın, döner dağıttıklarımı gerisil riye alırım da isbat için getiririm. (Arkası V? $t | " duâ v ği u İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: