TAN Mü #porlarımızdan ciritçiliği ihya için çalışan Bayburtlu İstanbula geldikleri sırada.. gençler gecen senelerde Okçuluğu Diriltmek İçin Çalışanlar İçinde Kısa Bir Konuşma B tün dekorlarile Türk okçu- Büriş duğunu gözler önüne seren 1k ya salondayım. Duvarlarda Kanağ €Nİ Yilzlerce ok... Birer çelik iy. Gİbİ gerilmiş her çeşitten sl hafifinden başlıyarak Men yerle sayıyorlar: Kepaze.. bay, PUİS, halka, perv MİLİ Sonra oklar: Gez, puta, Oy mayis, menzil okları. e, tor- Ma rim genel sekreteri Ye, > Kıyamadık, diye söze başi günlerini yaşıyan bu eski Enli Vanesinin sönüp gitmesine Üz bir türlü razı olmad.,, Bi a Meşhur okçulardan Ibra- ki karışıyor: Yey abamm diyor, bana bir vasi- 15 “Oğlum, başındaki tak Müz fskat oklarma, el Sür. Belir, lâzım olur..” demiş- mi vasiyeti. yerine getirdin. YAY kan tahı günlerimde bile ok ve hag ça yorumu satmak aklım- day ned > İ. Okçuluk sevgisi, biz- say, det gibi başlamıştır. Onu *e terkedemiyeceğiz." İm Nüzhet, içini çekti: Zaten, kim kaldı eski ok- ei de 1 Topu topu sekiz kişi. Yaşça altmışı geçkin. Al m sinden versin, onlar da gö- Mİ& kimse kalmıyacak. a & Sekiz kiymetli okçuyu, Ok. ai Mar altıma. toplamakla, Türk ka PÜYÜK bir hizmet yaptığı- D, iz, i > ağ duran yaylardan erd Bin, tersine çevirip kur- ne bilyük enerji sarfı Jâ- naz ancak erbabı N türke, okçuluğu öğ- tk i ancı, memleketten e Bim iye mecbur olacak- « Meyse ki, tam vaktinde Şi Seçilde. Şimdilci halde, Av okçuların attığı oklar, a metreyi geçemediği hal. dayi İni 1k okçularımız, 700 â o atça buluyorlar. Anka- y, Ni N son tecrübe atışların- kay ünz Müsait olmadığı halde Bay La nu dört yiz metreye ka key O ak, bir zamanlar, “Tür. hü çin belli başi mefahii i En bi ye Türk okçusu, Rodos ö- ndeki kap ni koparmı- görünce, he Dİsan alıp düşman kap iruşta denize yuva: lar. m o da de: ii eki bayrağı kapar, yü ayrağı i kalyonuna dönerek ka diker. Fakat bu ka- Mx “Tekrar denize at- çor CR YAZAN: | Salâhattin GÜNGÖR ; aaa aa Aİ ” Mel ei Genç bir ciritçi atının üstünde lar, yaralı Venedik kaptanınm kafa sm koparır, ve ancak bu kanlı kel- Jeyi, bayrağının alt yanma astıktan azifesinin tamam olduğuna t getirerek gönlü rahat eder.” arihin haber verdiği de- gerli okçularımız arasında, delen, Hacı Emin Ağa, Şüc- a, Şeyh Hamdullah, Ali usta gibi, herbiri, kendi devrinde büyük kah- ramanlık sahneleri yaratmış insan- lar pek çoktu.. Vaktile okçular, haf tada iki gün, pazartesi ve perşem- be giinleri, Okmeydanında toplanır- lardı. Müsabaka şöyle olurdu: Her okçu, kendi derecesine göre yer ala rak ayak taşlarile tesbit edilen rüz gürm istiksmetine arka verir ve bu vaziyetete oklarını atmıya haşlar. lârdı. Rekor kırmıyan okçu, kendin den Üstün'olanın smıfma geçemez- di. Her menzilin ayrı ayri rekort- merleri vardı, Ihtiyar okçulardan seçilmiş yet, hakem vazifesi. ni görürdü. Her rekor kırılışta okun isabet et tiği noktaya bir nişan teş dikmek üdetti. Hâkem meclislerinin halle- demediği ihtilâflar, mahkemelere havale edilirdi. me yalnız spor ihti- lâflarin balle memur iki mahkeme vardı. Bu mahkemeler- den biri, Galatada, öteki Kasımpa- şada, vazife görürdü. Bu mahkeme: lerin kadıları, tecrübeli akçular 'a- | burada bağ, bahçe yapılamazdı. Ok çular cemiyeti, Kemenkeşan namı altımda, 327 tarihine kadar toplu bir halde çalışabilmişti, Mühürleri de işte: Dört parça ol- duğuna hayret mi ettiniz? Sebebi var: Bu mührün her parçası, a; dan birinin cebinde bulunurdu, T dil bir araya gelmedikçe, remesinler diye! Yay yap yük hünere ve devamlı çalışı mühtaç bir işti. 20 yılda vücude gelen yayla dı. Tahta, boynuz, sinir ve bali kalı: işte yaym terkibi... Oklar da çam ağacı yapılırdı. Çanakka- ormanları vaktile okçulara vakfedilmişti, kun şu ti kısmına yele derler. Kuğu ve kartal ka- natları bu işte kullanılır. Yelenin vazifesi, havayı delerek okun süra tinl artırmak ve müvazenesini te- min etmektir., Bay Safi, bunları anlatırken, ok- çu İbrahim de, gözümün önünde en çetin yayları tutup tutup kıvırıyor. du. Türk sporların piri olan okun bu son kahramanlarına, giriştikleri teşebbüste basarı dilayarek ayrıl ğım sırada, İerleğrmarbirmojdö KEZ beri fısıldadılar: — Hasköy gençleri hep birden | “Okspor” a Üye yazılmıya karar vermişler! Demek pek yakmda, ak saçlı ih- tiyar okçular arasına yay gibi ger gin, ok gibi atılgan gençlerin de ka rıştığını göreceğiz. Son Seylâpta . Yıkılan Evler 300 ü Buldu Merzifon, ('Tan muhabirinden) — Gümüşhacıköy ilçesinin uğradığı son felâket hakkında elde ettiğim tafsilâ- tr bildiriyorum: Bütün kasabayı baştanbaşa seller altmda bırakan şiddetli yağmurlar, cuma günü saat 12 de başlamış, iki saat içinde bir âfet halini almıştır. Halk, büyük bir korku ve heyecana düşmüştür. Dere boyundaki bütün evler, sula- rm tesirile sürüklenmiye başlamış, caddelerde seller üç metreyi bulmus» İtur. Dereboyu civarındaki evlerden birisinde oturan Tevfiğin karısı ile çocukları derhal evin kiremitliğine İ çıkmışlar, bağrışarak imdat istemi- ye koyulmuşlardır. | Sel, bu evi, olduğu gibi elli metre İ kadar klemiştir, Fakat, ne eve, İne de üzerindekilere hiçbir şey ol- mamıştır. Belediye reisine ait olan buğday dolu büyük ambar da bu rüklenmiştir. Boşken bile yirmi k hin kaldıramıyacağı bu ambar, 200 metre ileriye kadar yürümüş ve er işlek bir enddenin ortasmda kalmış- tır. Elektrik fabrikasını da sular bas-| mış, bütün makineleri dağıtmış ve| İ Jane Wyman bir sabah gezintisinde.. Kasabada yıkılan evlerin sayısı 300 | Dik yakası, bol caket ve eteğindeki götürmüştür. arada sü- 7 MU Çocuk Kaçırma Modası Holivuttan haber verildiğine 5 güce, kim oldukları benli ahla- sılamıyan bazı haydutlar, meş- hur sinema artisti Wallace Be. ery'ye bir tehdit mektubu gön- dererek kendilerine 50,000 dolar g vermediği takdirde minimini kr: g 4 zını çalıp öldüreceklerini bildir. g mişlerdir. / Zavallı baba derhal ihtiyat Ç tedbirleri almakla beraber, bir- yandan da polise başvurmuştur. V Wallace Beerydev cüsseli ve hayli kuvvetli bir sinema artis- tidir, Ayni zamanda çok cesur, 9 hattâ cüretkârdır. Amerika ga- zetelerine verdiği bir ilânda böy- le bir haydutluğa cüret edecek adamı, cürmümeşhut halinde ya» akdirde kendi eliyle öl- bildirmiştir. "ara. İİİ MARA Berry ve çocuğu | Yeni Yıldızlardan | Yeni doğan sinema yıldızlarından rasından seçilirdi. Verdikleri bü- | dür. Bunlardan hernen hiçbir eşya | şıklığa bakınız. kürn kati idi. Istinaf ve temyiz ka- bul etmezdi, Tarihte spor işlerini bizim kadar disiplin altnda idare eden başka bir millet gösterilemez. ©k meydanı, âdeta mukaddes bir verdi, Ok mevdanma davar girmez; kurtarılamamıştır. Enkaz altından İ çıkarılan cesetlerin sayısı 11 dir. Bir hayli hayvan da boğulmuştur. Çarşı içindeki derenin tünel ağzı yıkılan ve sularla toplanıp gelen ku- İvak ağaçları enkazı ile tıkanmıştır, ! Sevlâptan sonra, her tarafta elbir- liği ile büyük bir faaliyet göze çarp- maktadır. Felâketzedelere peyder- pey yardımlar yapılmaktadır. Birçok evlerin alt katlarını seller götürdüğü için bunlar da oturulamaz hale gel- Büyük Harbin ilk iie Prencip Avusturya Vehahdini öldür dükten sonra "X,, İŞARETLİ HARP KUNDAĞI undan yirmi dört yıl ve alt- miş Üç gün önceki sabahm saat dokuzuna kadar Avrupa, bir sulh kombinezonu içindeydi, Ger- çi diken üstünde yaşıyordu, amma harbin de hemen çatıp geleceğini ummuyordu. O günün sast onunda elli mil yonluk Avusturya imparatorluğu- nun Veliahti Arşidük François Ferdinand, İmparatorluğun pençe- #i altnda bulunan Boshaherseğin merkezi Sarayuvaya geldi. Büyük İ manevralar bir gün önce bitmişti. | Saat on buçukta belediyenin ka- İ pis önünde bir silâh patladı. ve Prinçip adındaki Sırp delikanlısı- nın kurşunu Arşidükle beraber Im. paratorluğu yere serdi, Sırplı Prinçipin bu kanlı işi bir Sırp milli kurtuluş davasmin bil- fil açıldığmı ilân etmişti. Çünkü Sırbiya elden gidecekti. Çünkü em- peryalizmanın karakteristik ve ör- nek bir mümessili olan Habsburg- sekiz İ insandan mürekkep 0- lan dokuz müllete hâkimdi. Buna küçük Sırp krallığında katmıya karar vermişti. ava karşılıklı idi: Emperya- lizma ile milli benlik ve istik- 1â1.. Müspet ve menfi iki dava ha- linde çarpışıyordu. On beş gün sonra mevzii başlı - yan harp, derhal bir Avrupa harbi oldu. Ve çok geçmeden bütün dün yayı sardı, Milyonlarca insan payapay dört sene çarpıştı. Yalnız ölüsü, yara- hat on dört milyon olan o harbin acısmı beşer hâli çekmektedir. Haklısı, haksızı bugünedek aymrt edilemiyen o korkunç harpten bir ğın kemik, bir yığın kan pıhtısı bir yığın istırap, bir yığın buhran kaldi, Yirmi dört sene, altmış üç gün içinde “Meçhul asker,, lerin türbe- lerine nekadar zeytin dalları ko- nursa konsun, dünya menfiye doğ- rü ilerledi ve menfiye doğru terak- ki etti, Sulhü istiyenler, sulh için silâh- landılar. Harbi istiyenler, harp İ- çin silâhlandılar. Avrupa yine bir sulh kombinezo- nu İçindedir. Gerçi yine diken üs tünde yaşıyor, amma bu sefer har bin hemen çatıp gelmiyeceğini &- mar görünmüyor. rinçipin attığı bir kurşun du. Dünyanın yarısını 24 yıl 63 gün kasıp kavurdu. Meçhul tayyare ile meçhul de- mizaltınm attıkları bombadır, tor- pildir. Ve bir defaya mahsus ve bir hedefe mahsus değildir. Prinçipin tek kurşunu bir emper yalizmanm bağrına saplanmıştı. Meçhul mütecavizlerin . bomba- i ları ve torpilleri, cephaneliğe dö- nen kürelarzın her tarafını sap- lanıyor. Bugünün karşılıklı davası ne- dir? Bilir görünenler de bilmiyor. Her milleti ayrı ayrı ele alalım. Her birinden duyulan ses birdir: Aman, sulh! Eğer bu (Aman) doğru lan işler nedir? Bunun doğruluğunu biran için kabul edelim. O takdirde beşeriye- tin ve kürrelarzın miztmiderineyii ise o e Yar ara peer » YAZAN: AKA GÜNDÜZ m e .—— il e ili O ilk kıwılcımdan yıllar geçtik ten sonra: Uzak Şarkta bir kup möbelgisi keyfince hakem olmak istiyen Franco mudur? Beşeriyet, meğs- niyet ve kürrelurz karanlıklarda ve arkadan mütecaviz (x)in küstah ça hakaretlerine daha nekadar ta- hammül edecek? Sulh uğurunda bunca fedakârlıklarda bulunanlar meçhul bir dünya kundakçısını, mazarratmı yapamıyacak vaziyete #okamıyacak mı? Masum millet- ler yine mi kanlarını dökecek? A- nalar yine mi saçmı yolacak? İn- sanlık yine mi diş dişe, pençe pen- çeye, süngü süngüye boğuşacak? 1914 yarı dünyayı yakınıştı, 1937 bütün varlığı mı kül kömür ede- cek? pi bu sualler bütün bir insanlığın kafasını, kalbini kemiriyor. Dünya nekadar sulhçü olursa ol« gun ortada (x) marka bir harp kundağı var ki, bütün sulh geçit- lerini torpilliyor. Diplomasi şöyle dursun, onun dışındaki beşeriyet şunu biliyor: Harp geliyor ve kür- reiarz müthiş bir tehlike geçirmek- tedir. Nikbin olmak için hiçbir se- bep kalmamıştır. Biz, samimi sulhçü Türkiyeye gelince: bütün dileğimiz, dostlari. mizm ve İnsanlığın bu âfetten mâ- sun kalmasıdır. yükçekmece Halkı Son Karardan Memnun Büyükçekmece nahiyesinin tekrar kaza haline getirileceğini ve bu husus ta yapılan tetkiklerin müspet netice verdiğini yazmıştık. Büyükçekmece den gazetemize gönderilen bir mek- tupla vekâletin bu kararına nahiye halkı namma teşekkür edilmekte, mü him bir ihraç iskelesi olmıya namzet bulunan Büyükçekmecenin bu suret- ke yeni bir inkişafa kavuşacağı bildi.