Zetirecek ye Pikat , yalvarmaya başlamıştı.. Baykan, bir &rlıç par. Mi *da savrulan bu kılıç iş, kani Pahinin ensesine çarp- Yuvayı DİP kelle, döne döne ile- İS giy şenişt. Yerde debelenen Ünenb, Pahinin omuzlarının a. 09 kalmış. buradan kıp- kırmıya başlamıştı. adamlarından biri, lanağ Kanlı Genesini, uzan bi- Mia; tutarak ileri doğru da Miray ii kişi de, bacaklarm- içn yk omuzlarının ara- kiran O büşsiz göv TAE önünden uzaklaştırmış” A kanların birkaç dam- Na, bacaklardaki Tatar da, Içramıştı. Birkaç dam- li tahtma bulaşmış- ” Yalın kılıçlı yeniçeri i o bostancılar #tnm arkasında bir NA Pvy ite SVel coşkun bir meserret k *r, birdenbire susmuşlar- . gibi donakalmışlardı.. Müğgı, N, © VE kanlı hâdise karşı- in Yapacaklarını, ne söyli- iyi * VE ne düşlinebilecek- emişlandı, 1 Kayn Koluhan), sa (Zeynel Han) & çevir- YeelHanm çehresi, mos- Sa ei titriye , iğ Han, arkadasınm kolunu NR Aş ağına eğilerek: tık. gideli e Eidelim, irkilme ile halkı yarıp çi- İÇ Sm (Bab Hümayun) ek <!YA kadar, hiribirlerine Sk, > Söylememişlerdi.. An- ve daya camisinin (meyyit) Map geldikleri zaman, Zey- a Sâniye duralamaş.. Hü- > pş, Un yüzüne bakmış. ete, Bün.. bir saat bile vakit Diye, “den, (iran) a dönelim. lenmişti, ” Sarayında, Büyük Bir Endişe a Han vazifesini bitirip ee Memleketine dönen bir GR elini gibi değil.. hiçbir My 1 Merhalede durup dinlen» Si. hür daimi tatarı gibi İrana bl bu iş kadar sürat ve telâş » herkesten ziyade Şah “ay çak vermişti. Onun için, Ma " ayağınm tozu ile hu- bul ederek İstanbulda Ni İl, l8n, korkunç bir mukad- * girişmişti. N © Söz olarak: ker Şahım, felâket... Bu © tahta ayak bastığı mla başladı. Bu kan, k.. Ve hiç şüphe et- bu kanlı siyaset; bi- İclâket getirecek en Şeyleri öğrenmek is- hı kar. Şah İsmaili ttretmiğ- “aha birkaç sene evvel, bâkimi (Alâüddevle) bir güzelliğe malik 0- Yüzünden (Selim) ile een rekabet, daha o ta- Yak kanlr hüdiselere se- My İsti, Halbuki o zaman Sinan iz bir hükümdar deği “ kuvvet ve salâhiyet bir (vali) den ibaret- “duğu halide, o küçük Azerbaycan topraklarına Sr tarafı altüst ederek m a Sani ii ALAN & SAN E... . — — Selim, koca bir imparatorluğun, ve Avrupadaki komşu hükümetle- ri tiril tiril titreten bir ordunun başına geçmişti. Birdenbire bu ka- dar büyük kudrete malik oluveren bu haşin ruhlu ve mücadeleci a- dam; hiç şüphesiz ki eski macera. lârr hatırlıyacak, onlarm hesapla. rı görmek istiyecekti. Bütün bunlar, yıldırım süratiyle Şah İsmailin zihninden geçmişü. Endişesini gösteren bir telâş ile: öyle. bütün gördüklerini ve işittiklerini naklet Demişti. Zeynel Han; İkinci Beyazıt za- manındaki vaziyeti, birçok mek- tuplarla Şah İsmaile bildirmişti. Onun için o kısımıları tekrara Jü- zum görmemişti Selimin. tahta çıktığı gün cereyan eden hâdise- lerden başlıyarak söze girişmişti. abasmın hastalandığını du- yan Selim, İstanbula nasıl gelmişti? O gün; birdenbire yeniçerilerle sipahiler nasıl birleşmişler... Sara- ya nasıl gitmişlerdi?.. İhtiyarlıktan ve hastalıktan bit- kin bir hale gelen Ikinci Beyazıt, saltanattan ne suretle feragat et- mişti?, Selim, ne büyük cüret ve atıl ganlıkla Osmanlı tahtma geçmiş- ti? Ve tahta çıktığının üzerinden henüz yarım saât geçmeden.. o velveleli biat merasimi esnasmda, dev gibi bir sipahi ağasınm kafa- sını, tahlım önünde nasıl kestir. mişti?. . Zeynel Han; en küçük teferrna- ta kadar, bütün bunları naklet- mişti. : Şah İsmsil, büyük bir dikkatle Zeynel Hanı dinlemişti. Ve dinler. ken de renkten renge girmişti. Adeta, sesi pürüzlenerek: — Onun bu hareketini.. yeniçe- rilerle sipahiler nasıl telâkki etti- ler? Demişti. — Şahım! Yeniçerilerle sipa- hiler; bir anda kafalarma bir to. puz yemiş gibi sersemlediler. O kadar sersemlediler ki... gözlerinin önünde cereyan eden bu karlı ve şımarıkça manzaradan büyük bir hiddet ve teessür duymakla bera- ber, en küçük bir hareket bile gös- teremediler, — Ya, halk?... — Halk, birdenbire sindi... O gün, çok dikkat ettim. O dev gibi sipâhinin, başsız cesedini sürükle- yip götürürlerken, gözlerimi der- hal, halk tabakası Üzerinde gez- dirdim. Onların hissiyatını anlamak istedim... Halk ta benim gibi ha- reket etmişti. Onlar da; bu kanl manzara karşısında, yeniçerileria sipahilerin düşüncelerini anlamak için, etrafarma göz gezdirmişler- di... Fakat; onların derin bir hay- retle donup kaldıklarmı görünce, derhal gözlerini yere indirmişler... Mütevekkilâne bir vaziyet almak mecburiyetini hissetmişlerdi... An cak şu var ki; o heyecanlı dakiks- lar zall olduktan sonra, umumi düşünceler bir dereceye kadar te. bellür etti. ah İsmail, telâş ile Zeynel Hanin sözünü ketmleti: Nasıl Na cihi? Yazan : Ziya Şakir AHIM! — Şahım! Malümu şahaneniz- dir ki. Insanlar, acayip mahlük- lardır. Birinin ak gördüğünü, öte- ki kara görlir. Birinin methettiği mi öteki zemmeğder, İşte, için de böyle oldu... Ertesi gün, ben yine kıyafetimi tebdil ettim. Hülk ve yeniçeriler arasında gez- dim. Muhtelif vesilelerle bunları söylettim... Gerek halktan ve ge- rek yeniçerilerden bir çokları; Sö- limin tahta ayak basar basmaz gösterdiği bu kanlı hareketi çok makul buluyorlar. (Memlekette- ki düzensizlik ve karışıklık, ancak böyle bir siyasetle ıslah edilir) di- yorlar... Bazıları ise, (belâı bir padişaha çattık. Bu adam, bize göz açtırmıyacak. Hem, görürsünüz. Selim, kendisine rakip brrakmamak için saltanat hanedanmdan kimse. yi sağ koymıyacak) diyorlar, — Hangi düşüncenin taraftarı çok ?.. — İkinci diişüncenin, — Ya, sipahiler?.. (Arkası var) EKONOMİ İlk Fındık Mahsulü Yola Çıktı Giresunda Büyük Merasim Yapıldı Giresun, (Tan muhabirinden) — Yeni fmdık mahsulünden ilk parti fm dık, bugün büyük merasimle Aksu vapuruna yüklenmiştir. Merasimde, vali, komutan, belediye reis vekili, ilgili daire müdürleri ve kalabalık bir halk kütlesi bulunmuştur. İstiklâl marşından sonra Ticaret Odası baş- kâtibi bir hitabe söylemiş, ipekli kur delâ ve çiçeklerle süslenmiş atlas çu- vallar mavnalara yükletil tezahlirat arasmda vapura gönderil miştir. Fındık ihracatını kontrol talimatnamesi İktisat Vekâletince hazırlanarak devlet şürasmda tetkik olunan fındık ihracatının mürakabesi hakkındaki nizamname yakında tatbik sahasma girecektir. Bu nizamname ile fındık ihracatı yalnız Trabzon, Giresun, Or- du, Fatsa ve İstanbul limanlarından yapılacaktır. Fakat, İktısat Vekâleti, lüzum gördüğü takdirde yeni iskele- lere izin verebileceği gihi yakm iske- lelere de kontrol memuru göndere - bilecektir. Bulgaristanda Hububat Alış Fiyatları Bulgaristan yeni bir kanun la hububat inhisarmm 1937 mev- simi hububat alış fiatlarmı tesbit et- miştir. Bu kanuna göre buğdaym be her kilosuna 3,20 ve çavdarm kilosu- na 2,45 leva fiat konulmuştur. Vücuddaki Dövmeler Çıkarılır mı? Göğsünün üzerine dövme İle as- lan resmi yaptırmak istediği halde iğnenin acısına dayanamıyarak vaz geçen babayiğitin hikâyesini bilirsi niz, Erzurumda okuyucularımızdan bir zat vaktile o acıya dayanmış, © saman yaptırmış olduğu resmin ne olduğunu yazmıyorsa da, şimdi dövmesini bir çirkinlik bulduğunu söylüyor ve bundan kurtulmak için, haber aldığı ilâcın ne olduğunu biz- den soruyor. Dövmelerin bir çirkinlik olduğu hakkında sayın okuyucümuzun fik- rine iştirak edemiyeceğim. Vücüt ü- zerinde dövmeyle resim yaptırmak usulü, insanlığın daha tarihten ön ceki zamanında, erkeklerin kendile rini kadınlara beğendirmek ve kah ramanlık göstermek arzusundan çık mıştır, Eskiden bizim babayiğitle- rin göğüslerine veya kollarma “Ah, minel - aşk!” diye yazdırmaları, ya hu aslan resmi yaptırmaları da vu nn gösterir, Dövmeler, vakıâ, öte- denberi, daha siyade kabadayılar âleminde görülür, Fakat meşbur bir İngiliz ordunun göğsü üzerin- deki asilzadelik armasile kolunun üzerine yaptırdığı, sevgilisinin ayak İs resmini görenler o usulün yal- nız kabadayılara mahsus olmadığı- ni kabul etmiye mecbur olurlar, Onun için, Erzurumdaki saym 0- kuyucumuza dövmelerin mutlaka “dadaşlık” alâmeti olamıyacağını söylemek İsterim, Zaten öyle olsa bile, dadaşlık pek çok defa hakiki kahramanlıkla beraber gittiği için dövmeler - resim güzel olursa - bir çirkinlik sayılamaz. Bununla beraber, geneliklerinde dövme iğnesinin acısına dayandıkda rı halde, sonradan dövmelerinden kurtulmak istiyen babayiğitler çok <a olduğundan hekimler bunun için türlü türlü çareler bulmuşlardır: Kimisi dövmenin üzerine koyu bir tanen mahlülü döker, yine dövme iğnesile bunu cildin içerisine geçirir, | sonra üzerine cehennemtası kalami | ni sıkıca sürer, Döyme yeri kararır kabuk bağlar ve düşer. Yerinde ka lan kırmızılık, yavaş yavas kaybo- lur, En sonunda dövmeden eser kal maz, Kimisi de, eski babayiğit ada- mı yeniden iğne acısma maruz kıl mamak #zere, dövmenin üzerini ©- terle ve süblimeyle yıkayarak, ko- kainle de uyuşturduktan sonra, ora ya sarı yakı yapıştırır ve bir çey- rek saat kadar amonyak ile ıslatır. Dövmenin yeri kabarır, onu bir crm bızla kaldırırlar. Sonra yine cehen- nemtaşmı kuvvetlice sürerler ve tuzlu suyla pansuman yaparlarsa birkaç gün içinde kaybolur. Bu babayiğitlik alâmetini pehli- van yakısı da kaybettirir, Ru usul ayni cinsten tedavi demek olmakla beraber çok acı verir. Çünkü pehli- van yakısmı bir gün bıraktıktan sonra dövmeli deriyi keskin çakı ile hacamat etmek ve kızıl demirle yak mak lizım olur, Hekimlerden bazıları da dövme resmin aralarına tekrar dövmeler yaparak resmi karıştırırlar. Fakat bu usul - bir müsvedde yazıyı çiz- mek gibi - beyaz küğda, yani deri ye daha ziyade çirkinlik verir. Bence en iyisi dövmeli deri üzeri ne İpekten bir gömlek giyerek üze- rindeki güzel resmi yalnız mahrem- lerine göstermektir: Pek kıymetli bir hususi tablo müzesi gibi, . Tekirdağında Bay K. Taşkın — Sunllerinize gazetenin herkese açık sayfasında cevap vermek mümkün olamıyacağını lütfen kabul etmeni- zi rica ederim. rek coşkun | 2 ri | i Çeklerin Alacağ acağı ..|y.. Tütünler Çekoslovakya firmaları- na evvelce nümunelik ola- rak gönderilen Samsun ve İzmir tütünleri çok beğenil- miştir. Çekoslovak tütün idaresi, bizden büyük bir parti tütün alacaktır. Türk firmalarından birkaçı açı: lan münakasaya girmişler ve iyi fiyat bulmuşlardır. Çekoslovakya, daimi tü tün müşterilerimiz arasında olduğundan ilerde bu piya- saya daha mühim satışlar yapılacağı anlaşılıyor. | Göçmen Evleri Için Keresteler Göçmen evleri için Romanyadan getirilmekte olan kerestelerin taksit- le ödenen bedelleri tamamlanmak ü- zeredir. Sıhhiye Vekâletinin talebi ü- zerine Maliye Vekâleti 13428 metre mikâb: bir parti kerestenin 248489 li ra tutan bedeli karşılığı olarak Vize- li tediye emrini Merkez Bankasına göndermiştir. , simli | Bulgaristanda Tütün Cinslerinin Islahı Bulgaristanda ilk defx olarak bir tütün servisi ihdas olunmuştur. Tü. tün servisi, ziraat nezaretinin bir şu besi olarak tütünlerin ziraat ve tica- retine ait bütün işlerin ıslahına çalı- sacaktır. Ziraat nezareti Bulgaristan da tütün yetiştiren mmtakaları do- kuza ayırmış ve tecrübe İstasyonla- rı tesisisine karar vermiştir. | BORSA 28 Ağustos PERŞEMBE PARALAK | | Sterlin Dolar 123,— Fransız Fr. Oo 90— Liret 10— Belçika frangı 80.— Drahmi ş İsviçre Fr va Florin | Kron Çek Şilin Avusturya21 Mark 2 İ Ziot 20 86,6425 3,4395 63,4165 1,4314 226714 1,1854 12.492 1,9650 4,1810 İ Cenevre Sofya Amsterdam 4,1790 | 3,9825 3,9810 İ 106,54 — 1084975 | 344034 3490 | 2,1236 27225| Moskova o 20425 20435 | 3075 o &ö7a8| a ek Ml Borsa Muameleleri Dün borsa muameleleri yine gevşek | geçmiştir. 15 liradan açılan Ünitürk İ öğleye doğru tekrar düşmiye başla- mıştır. Öğleden sonra alıcılar görün- mediği için 14.85 liradan kapanmış. tır, Aslan çimentosu da 10,50 liraya düşmüştür. Diğer tahviller üzerinde hiçbir muamele olmamıştır. Bir İn. giliz lirası 631 kuruş tespit olunmuş- tur. Varşova İ Budapeşte | Bükreş Belgrad Yokohama Buğdayda Düşüklük Görüldü Dün Güleimize 33 Vagon Mal Geldi Dün şehrimize otuz üç vagon büğ- day ile bir vagon çavdar gelmiştir. Piyasa gevşekliğini muhafaza etmek le beraber buğdaylarda 2.3 para kas dar bir düşüklük olmuştur. Sıra mal larından O yumuşuk buğdaylar ,276,05 kuruş arasmda, sert buğ- daylar 6,30 kurustan satılmıştır. Polatlmın 3 çavdarlı buğday arı 6,12.6,17 kuruştan fiyat bulabil- iştir. Çavdar ve arpalurda 2-3 para kadar yükseklik olmuştur. Bunun 88- bebi az mal gelmesi Çavdarlar 2,5 kuruştan, arpalar da 4 kuruş- tan satılmıştır. Tekirdağ kuşyemleri 739 kuruştan ve Trakya kuşyemi dökme olarak 7,10 xuruştan müşteri bulmuştur. Kuru bakla satışları canlanmıya başlamıştır. Bandırma mahisulünden 100000 kiloluk bi bir parti kuru bakla geçen haftaya göre 4 para faz- lasile 4,04 kuruştan satılmıştır. Amerikanın buğday rekoltesi Beynelmil verdiği malümata Birleşik Devletleri 1937 buğüi koltesi 24 on ton olarg edilmektedir. sindenberi bu kadar fazla bir rekolte elde edilme miştir. Bu miktardan 2.500,000 tonun ihraç dileceği umulmaktadır. Kanada bu rekoltesinin 186 6,100,000 ton: cağı kat'i. yetle söylenmektedir. yet Rusya hariç olmak Üzere bütün Avrupa buğ rekoltesinin 42,100,000 ton olaca h amm 1919 danberi elde edilen rekoltelerin en aşağı rakamı J olduğu bildirilmektedir. Bulgaristanın Deri İhracatı Epeyce Arttı Bulgaristanın deri ihracatında büs yük bir Artış vardır. Kuzu derilerinin kısmı azamı Polonya, Çekoslovakya, Almanya ve Macaristana; keçi derle Ti bilhassa Almanya ve Amerikaya; koyun derileri Almanya, Yugoslavya, İsveç ve Avusturyaya ihraç edilmiş« tir. Keçi derileri için en müsait piyasa Amerika, İsviçre ve Almanyadır. Av derileri çin İngiltere, Almanya ve Ar vustürya; tilki derileri için Avusturya ve Almanyadır. a var ma ZAHİRE BORSASI 26-8.937 | FIYATLAR İ Cinsi Aşağı KP, 6— Yukarı &.P, | Buğday yumuşak 6.1216 bir ve 321 Çavdar Arpa Bakla Kuşyemi Susam İç fındık Tiftik Buğday Çavdar Arpa Nohut Keten tohumu Yapak Kepe' Un Yulaf Tiftik DIŞ FIYATLAR Buğday Liverpul n Şikago , | Vinipek Arpa Anvers Mısır Londra Keten T. Londra Fındık G. Hambürg