RAZI RAN KAZ TAL RET Er TANA e e ÜTS cer AN Gündelik Gazete pe mA MUHARRIRI Ti, in YALMAN ki hedefi Haberde, fi Tün, seyde temiz, dü #âmimi olmak, karin Bip hal kay ettenberi Akdenizde meç Mü teh, “ileri deniz ticaret yolla Bu p,, “der bir vaziyet aldılar. harp gemilerinin kime | batıran bu korsan gemi- ait olduğunu tayin güçtür. ya girdiği şayi olan| gemisi de yakalanır. | Üzere tertibat alınmış- tiz, emniyet esasına daya- Pe ollarıın tehdit altma gi xi Münasebetleri sekteye wğ- ; Nitekim daha simdiden Akde- ren gemiler için sigorta üc- Müthiş surette yükselmiştir. deniz ticaret yolla- olmadığını * gösteren | dgs ortada, yalnız Akdeniz İüğiy © değil, Akdenizde işi olan devletler alikadardırlar. Bu iş- mallari vie İki, * diğer ticaret: gemilerine mis- King erabesindedir. ii, Tik ri donanmalarmın hima-| koymuşlardır. Fakat bu| » İngiliz ve Fransız gemilerinin & ri & mâmi olamamıştır. Yh korsanlar meselesi ar- e ein tedbiri icap ettirecek ayç “ike halini almıştır. Devletler, işin lerinin selâmetini te- Say birliğiyle harekete ve müş. "oy Sulhü koruma cephesi kur- Mecbur olacaklardır. Bady Kaheetiyesi a olanlar bu ayın sonuna idaresine uğrıyarak bir doldurmıya ve izin almıya A em yoktur. tTuhsatiye bedeli olarak al Meg, Ürayı eski şirket iki taksitte bal radyosu olanlar için tı, Memlekette radyonun mümkünse her evde bi- isg Myo bulunmasını temin etmek elin faydalı ve zarert b » Ruhsatiye parasını bir taksft- birçokları radyo Kullan- bile alıkoyabilir. Satan müesseseler, nasıl ucuz taksitlerle satış kolaylık gösteriyor, ve bir bu sayede radyo sahibi olabili hükümet te radyo, ruhsati- İki taksitte almak sureti- , “bir kolaylık gösterebilme- £ ii #£4£ / #, TM 7 £ Zi i Çinde şiddetli bir muka-| kolay kolay Japonlara ter- My MİYetinde değillerdir. iy, tek bir cephe halinde karşısına geçmiş bulunm- emet Japonyanm bü- ı altüst edebilir. Harp Uzayabilir ve iktsaden Ja- am Çinlilerin mukave- EM deği dapon ir mukadde- Yeni Türkiyede "Köy ve Köylü" mevzuları inkılâp davasının içinde ve TAN başın- da yer almış bulunuyor. Hü kümetin uğraştığı ana işler arasında "Köy ve Köylü" mevzuları mühim bir yer.tutmaktadır. Ve muhakkak olan şu ki hükümet "Köy ve Köy- lü" davasını yeni Türk devletinin istikbal programının istediği biçimde mutlaka halledecektir. Şimdi biz, şu memleketten çok uzak olan bir diyarın köyünü ve köylüsünü tetkik edelim: Köyü ve Köylüsü Olmıyan Memleket: Amerika Ça CELL A / O AMERİKADAN YAZAN: ş Nezahet Nurettin Ege A n , , ç , A Ur RA EN Ke memleketleri ge. zen müttefiklerimizin birçokları oralarda köylüler i- çin yapılan işlerden büyük bir hayranlıkla bahsederler. Bi günlerde Moskova seyahat yapan Bayan Suat Derviş te Sovyet Rusyada köylü kadın- lara nasıl telkinat yapıldığını birkaç hafta evvelki “Tan” m sütunlarında bize anlatıyordu. Bazı mütevazi omütefekkirleri. miz hatti Bulgaristanm Köy teş- kilâtmı bile bize nümune olmak üzere göstermek isterler. Tür- e re pd Si m e memlekette sanki köy unsuru çok müterakki bir vaziyet arzediyor- muş gibi bugün Viyanadan, yarm Bulgaristandan bahsedildiğini gok görmüşüzdür. Avrupanın bu mu- azzam köy ve köylü meselesine mukabil acaba Birleşik Amerika hükümetlerinde müstahsil unsur ne vaziyettedir, diye çok düşün- düm. Etrafımı araştırdım, bu memleketin münevver sınıfları- nın fikirlerini sordum, Takriben dört bin mil mesafe dahilinde se- yahat eden itimat edilebilir dost- larımın kanaatlerine müracaat et- tim. Bizzat Nevyorktan beş yüz mil mesafede bir daire dahilinde dolaştım, Bizim muhayyilemizde mevcut olan bir köye ve köylüye tesadüf edemedim. Ve şöyle bir ne. ticeye vs oldum Amerikada nüfusu yedi milyonu geçen büyük şehirlerden tutunuz da bin yahut beş yüz nüfusluk v- facık, hattâ yirmi beş otuz nü- fusluk minimini camialara kadar her cesamette binlerce şehir var. dır. Minimini şehircikler yardır. Fakat bir Avrupalınm düşündüğü şekilde köy yoktur. Köylü unsuru de yoktur, B #yük şehirlerin yirmi beş o. tuz, elli katlı muazzam bi- nalarindaki Obürolarında çalışan yakut ucu bucağı o bulunmıyan kırk elli bin telebelik er. sitelerin büyük hakikatler peşin- de koşan müesseselerin J&boratu- arlarında çalışan insanlar vardır... Binlerce dönümlük arazisinin mün. zevi bir köşesindeki çiftlik binsla- rmda çalışan çiftçiler vardır. Fa- kat medeni dünyanm bütün terak- kiyatını günü gününe takip eden evinde, tarlasında, hayvanat ahir. larmda imkân derecesinde bütün konforu bulunan çiftçiler vardır. Bunların bir kısmı bütün hayatm- ca bu münzevi malikânede yaşt- mıştır. Bir kısmı ise, büyük şehir- lerin dağdağalı hayatımdan kaç- muş, cennet gibi bir vatan parçası- nm asude bir köşesinde ömrünün mütebaki kısmını yeni bir işte ça- lışarak geçirmek için azmetmiş si- malardır. Fakat bir Avrupalınm tasavvur ettiği gibi maddi, mane- vi her türlü sermayeden mahrum, gırtlağına kadar borca gömülmüş, beşikten mezara kadar yeknasak bir hayatı sürüklemiye mahküm basit bir köylü tabakası yoktur. B' gehirler halkımın ekse- riyeti yazlarını geçirmek için civardaki ziraat mıntakaları- na giderler. Şehirli hayatının ver- diği bütün itiyatları bu civar çift- Wxlerde temin etmek o kadar ko- laydır kil... Şehirle zirai mıntaka- lar arasmdaki içtimai seviye kı, hayatı görüş farkı, medeni şayış farkı namile ortada hiç mesafe yok gibidir. Meselâ Nev- yorktan 287 mil mesafedeki Ver- mont eyaletinin Brendon kasaba- «r her vaz Nevvorkun, Bostonun, Şikagonun, Vaşingtonun o hattâ Filoridanın bile birçok mutavassıt seviyedeki vatandaşlarının eğlen- ce ve İstirahat mahallidir. Geçen sene biz de Brendon'a gitmiştik. Nevyorktan bu küçü cük şehre kadar giden mü- teaddit asfalt yolların iki tarafın- da da ormanlar, meralar arasında nihayetsiz genişlikler İçin serpilen güzel köşkler, zarif teraalarile çi- çekli bahçelerile süslenmiş göz a- he sayfiyeler göze çarpıyordu. Bunların hepsi birer çiftlik bina- SONBAHARA GİRERKEN Amerikada ziraat hayatı fen buluşlarından yüzde yüz istifade eder: Arizona tarlalarında ziraat ları, çiftçi gilelerin ikametgüâhları idi... Hepsinin kapısının önünde bir lâvha: Yıldız çiftliği, meşe or- manları çiftliği, emsalsiz manzarâ çiftliği, göl kenarı çiftliği, ne- şe ve hayat çiftliği... Bazılarında da bu isimlere tâ ve olarak başka lâvhalar görürsü- nüz: “Taze süt, tazo yumurta sa. tilir,, Yahut “öğlen yemeği yarım dolar,, , “Bir dolara gece misafir kubul edilir.,, “sıcak akar suyumuz vardır.,, gibi davetkâr lâvhalar.. İçeri girerseniz kendizini İstanbu- lun oldukça mutena sayfiyelerin- den birinde zannedersiniz... Temiz, zarif döşenmiş oturma salonu; yağlı boye tablolarile zerif antika parçalarile süslenmiş bir yemek salonu; temiz bir mutfak, fakat elektrik dolabiyle, elektrik ocağı Yaz henüz bitmedi ama, moda mütehassısları sonbahar günleri- nin şapka modellerini şimdiden hazırlamıya başladılar. Mütehas- sıslara göre, sonbahar şapakları arasında şu model çok revaç bulacakmıs. ile, sıcak su kasaniyle, her türlü | istirahat imkânlarını içinde bulun- duran güzel, fenni bir mutfak! Yanımda büyük bir kiler ve içinde çiüiğin sütlerini, yumurtalarını depo edilmiş bir halde bulursunuz. »evcesi temiz kıya- fetli, Nevyork sokaklarm- daki elbise modellerinden bir elbi- se giymiş... Mevsime göre beyaz iskarpinli, saçları temiz taranmış kibar tavırlı bir ev kadınıdır. Gü- zel temiz yatak odaları hem ailesi- nin istirahatini temine kâfidir. Hem de geceyi bu evde geçirmek istiyen yolcular için hazırlanmış- tır. Evin kadını altmış beş yaşında kadar bembeyaz saçlı bir simal. | zamname hazırlamıştır. teki ihracat için konulmuş, 5 İhraç maddelerimiz: Fındık İhracatına Çok Sıkı Bir Mürakabe Konuldu Ankara, 26 (Tan muhabirinden) — Iktısat Vekâleti Türkiyeden Avrupa pazarlarına ihraç edilen malların mü rakabesine büyü kbir ehemmiyet ver- mektedir. Türkiyenin bellibaşlı ihracat mad- deletinden birini teşkil eden fmdık ta sıkı bir kontrol altına alınmıştı Iktısat Vekâleti ihraç iskelelerinde fındıklarm ne suretle kontrol altında bulundurulacağına dair yeni bir ni - Nizamname 24 eylülden itibaren meriyete gire- cektir. Fakat bu mürakabe büyük kıymet ali 25 kiloya kadar gönderilecek nimu- nelerle yolcu beraberinde götürüle- cek ayni kıymetteki mallar muraka- beden uzak tutulmuştur. Nizamname ile fındık ihraç mer- kezleri tespit olunmuştur. Bu yerler, Trabzon, Giresun, Ordu, Fatsa ve Is- tanbul Jlmanlarıdır. Fakat bu yerler Iktısat Vekâletinin ileride göreceği lüzum üzerine çoğaltılabilecek ve ye- ni fındık istihsal merkezi haline ge len diğer limanlar da Vekâletin bir kararile ihraç iskelesi haline gelebi « lecektir, Thdas edilecek muvakkat yeni fin- dık ihraç merkezlerin de işe başla- ma ve işi bitirme tarihleri de ayrıca Iktısat Vekâletince tespit ve ilân o- lunacaktır. Bu saydığımız yerlere yâ. kın iskelelerden, fındıklarını kontrol ettirmek için Iktısat Vekâletine mü- racaat edildiği ve harcirahı da veri diği takdirde Vekâlet bu yerlere da kontrol memurlar: gönderecektir. Vekâlet, ihracata mahsus fımdık- ları işleteceği fabrikaların sıhhi ve teknik şartları üzerinde çok titiz dav ranmatkadır. Bu gibi fabrikaların te miz, rutubetsiz, aydınlık ve kâfi de- reoede geniş olmasına (dikkat edik mektedir. Bu şartlar da Sıhhiye Ve- kâletile birlikte hazırlanacak bir ta- limatanme tespit edilecek ve fabri « kalarını bu talimatnameye göre tan- zim 'etmiyenler hakkında şiddeti c0- za hükümleri tatbik olunacaktır. Ayrıca, fındık işleme evlerinde, depolarında ve mümkün oldukça de- miryolu ve gemi ambarlarında ve va“ gonlarda fındıkları koku ve rutu « bet neşreden veya kirleten maddeler- le beraber bulunmamasına da itina edilecektir, Fındık toplama (o zamanmın baş“ langıcı istihsal yerlerinde, malm cin Zevci bahçesinde çalışırken, kendi- si de evinde ücretli misafir kabul ederek aile bütçesine yardım et- mektedir Yetişmiş üç tane kızları başka başka (eyaletlerde evlidir. Bu iki ihtiyar hayat arkadaşı hem ziraatle müreffeh bir şekilde ge- çinmekte, hem de dünya terakki yatını günü gününe takip etmek- tedir. İşte, köşedeki radyodan her an Amerika havadislerini dinledik— leri pek aşikâr... Salonunun şömi- nesinin iki tarafındaki meşe raf- İardaki sıra sıra kitaplarda bu ihtiyar allenin okumıya pek me raklr olduklarmı ispat etmekte! İçinde zamanın en güzide kitap- ları, en cazip mecmualatı ve hepsi itina ile yerleştirilmiş bir kütüp- hane!... Çiftlikleri cennet gibi... Terte- miz büylk, asri ahırlar yepyeni boyanmış, pır piri parlıyor. Seb- ze bahçesi ahırlar ile köşkün ara- sındaki araziyi muhtelif renk ve ziya nüansları ile süslenmiş ve köşkün etrafında ise itina ile tar- hedilmiş nadide çiçekler var. Ge- hiş çimenliklerin üzerinde güzel bahçe kanapeleri, hepsi ev sahibi- nin elinden çıktığı belli. Güzel be- yaz boyalı tahta masalar, zarif bir hamak!.. İhtiyar fakat çok dinç bir zat olan gözlüklü Mister (Ch...) bahçesinden bize sebze ve meyva satarken genç yardımcısı da kümesten topladığı düzüne dü- züne yumurtaları çiftliklerinin is- mini, adresin; ihtiva eden markalı müstatil kutulara istifa ediyordu. . | (Muharrir, birkaç gün son- raki gelecek yazısında, Ameri: kada köy ve çiftlik hayatiyle şehir hayatı arasında bir mu- kavese vapacaktır.| İ yerlerde si ve mahallinin iklim ve tabii vazi- yeti göz önünde bulundurularak, Ik- tısat Vekâleti kontrol memuru ve ti“ caret ve ziraat (oodalarile bulunan borsaların ve ziraat dai- relerinin mütaleaları almdıktan son- ra keyfiyet vali ve kaymakamlar ta- rafından ilân edilecektir. Fındıklar tombul, sivri ve foga olmak üzere tiç nev'e ayrılmış olduk» ları halde ihraç (o edileceklerdir. Bu neviler haricinde muamele gören di- ğer neviler bulunduğu takdirde on- lar da ancak tanınmış oldukları isim ler altında sevkolunabileceklerdir, Iç fındıkların bu saydığım nevileri de boy itibarile ekstra, sırmalı ve in- ce namları ayrıca üçe ayrılmışlır. Ekstralar 15. milimetreden yukarı, sırmalılar 8—15 arasında ve inceler de 9 milimetreden aşağı olanlardır. Kabuklu tombul ve kabuklu sivri fındıklar ise boy itibarile krible ve sırmalı olarak tasnif edilmiştir. Fa- kat foşa namı altında sevkedilecek fındıklarm kutru 19 milimetreden aşağı olmıyacaktır. Türkofis Mevsim Hazırlığına Başladı İhracat mevsimi yaklaştığından Türkofisçe hazırlıklara başlanmıştır. Ofis kontrol memurları meyva ve yu murta kontrollerine devam etmekte- dirler. Yeni alman kontrollerde 1İz- mirde staj görmiye başlamışlardır. —>— SELANİK PANAYIRINDA Selânik beynelmilel panayırı için hazırlanan nümuneler Seliniğe gön- derilmiştir. Panayırda bulunacak olan Türkofis mütehassısları da Selâniğe gitmişlerdir azaaz —. a am A A LR