Son güreşlere işti irak eden ekipimiz Festival Güreşlerini Seyrederken Program Yapılırken Seyircilerin Vaziyetini de Gözönünde Tutmalıyız Üç gün evvel, Festival komitesinin çağırdığı güreşçilerin intihap şek- Dinden dolayı bu komiteyi nasıl tak- dir ettiysek bugün de güreş programı nm tertip tarzından dolayı tenkit et- meyi işin selimeti namına faydalı buluyoruz. Her temaşada olduğu gibi spor gös terilerinde de seyircinin büyük kıy- meti vardir. Nasil en büyük artist boş ir salon önünde kudretinin yarısı. ni kaybederse tenha bir seyirel küt- lesi önünde yapıla nspor müsabaka- larınm da teknik bakımdan #ıymeti düşer ve bu kıymet düşünce seyirci- ini büsbütün kaybeder, Kaldı Xi fes- tival temaşasında £ seyirci adedinin çok olması, sade bu bakımdan değil, daha ziyade kapı hasılatının miktarı ehir bütçesini de alâkadar etmekte oluşundandır. Onun için bu temaşa- Jarm programmı halki sıkmak şöy- le dursun, onu heyecana ve meraka düşürecek şekilde yapmak gerektir. Halbuki, bir iki (o gecedir Taksim stadyomunda, Avrupanm © meşhur pellivanlarının da iştirakile ya; güreşler, bilhassa ikinci akşam o ko- «a meydana boş denecek kadar bü- yük bir tenhi önünde cereyan et- ti. On beş gün evvel Tekirdağlı Hü- #eyinle Mülâyim pehlivanın İngiliz güreşçilerile güreştikleri zaman yine o, stadı ağzma kadar dolduran hal- kın dün gece stadyomda onda biri bile bulunmayışı güreşe olan umumi rağbeti istismar edemediğlmizin en büyük delilidir. Şimdi gelelim, işin yanlış tarafla rma: Her yerde olduğu gibi birde de güreş ge seyircisi ekseriyetle halkın işçi, küçük mamur, esnaf gi bi gece sokağa çıkmıyan ve erken Kalkmak zaruretinden dolayı erken yatmıya mecbur olân smifina men- sup olduğu için bilhassa vaz me minde güreşlerin gece tertibi bu halk |” tan büyük bir kısminm ve hele deniz Aşir oturanların gelmesine mani teş- kil eder, Buna rağmen zanıme ola. rak bu seferki güreşler gece 9.30 da başlamakta — hattâ dün geceki gibi 9,50 de ve geç vakte — saat bire Kadar devam etmektedir. programdeki yanlışlıkların bi- rincisi budur. Bu güresle: şimdiki gibi üç defada 1 iki defada biti- irden sonra dört te ve gündüz yaptırılacaktı Ikinci hata da prograrım tamamen misafir güreşcileri: Bizimkiler sra- #wânki müsabukalarla dldurulmusu ismi cismi bilir genç ve Gez ekseriyeti teşkil etmesidir. Bi müsa 'bakalar, teknik bakımdan lüzumlu ve belki son derece kıy bu lüzum bir, bir buçuk lira verip yabancı pehlivanlarla bizimkilerin güreşini görmeye gelen Festival se- yireisini alâkadar etmez. Bizim bi- rinci smıf güreşçilerimizin bile biri- birile olan müsabakaları birkaç yüz meraklıdan fazla O toplhyamamakta iken genç ve kıdemsiz (güreşçilerin müsabakasından seyir zevki almac. Gını zannetmek safdillik olur ve ta» bii elde ecnebi güreşçiler varken hal kın anlara karşı olan rağbetini ba$-' etlidir amma | İları ve takıma Bu akşam haklı bir galibiyetini beklediğimiz Mustafa şKa sahalara teşmile kalkmak muvaf. fakiyelsizlikle neticelenir. Onun için bilhassa halkın rağbeti (o ve hasılat vermesi umulan bu güreşler iki gün | Üzerine tevzi edilecek ve ler gin yal İmiz bir tarafı ecnebi (diğer tarafı Türk güreşçilerinden mürekkep yedi müsabaka — çi elimizde yedi cc- nebi güreşçi vardır — konarak halk dün geceki gibi sıkılmıyacaktı. Bu gibi temaşa mülâ) t olan bir rin her şeyden evvel göz önlnde tu- tacakları şey sporun kazancı ile be- raber seyircinin de memnun edilmesi dir, Bu mllnasebetle şurayı ilâve ede- ; bilhassa bu sene beynelmilel tenis, beynelmilel güreş, beynelmilel yüzme, birçok kara ve deniz spor ha- reketlerini, hulâsa zengin bir spor faaliyetini ihtiva eden festivalin spor kısıma git proğram maalesef bu zenginlikle müters$ip bir vukufla ter tip edilmiş değildir. Badema bunu spor mütehassıslarndan ziyade bir #por organizatörüne birakmak çok daha doğru ve faydalı olur. Da m İzmir Fuarında Spor Hareketleri İzmirde Fuar münasebetile yapı” lacak büyük epor hareketleri arasm- da en milhim hâdise güphesiz ki Bal- İkan güreşleridir. 17, 18 ve 19 eylül tarihlerinde ya- 4 İ pilacak olan bu seneki karşılaşmala ra Romanya, Bulgaristan, Yuğoslav- ya ve Yunanistan iştirak etmektedir. Fuar dolayısile yapılacak bütün spor faaliyetlerinin organizasyon iş- lerile meşgul olmâk üzere büyük bir komite kurulmuştur. Bu komitede Izmir mntakası reisi doktor Hulki, ikinci reisi Reşat, futbol ajanı ve Pu- ar Komitesi umumi kâtibi Suat, İz mir Emlâk Bankası direktörü Sedat, umumi merkez muhasibi Cemil, Gü- reş Federasyonu başkanı Ahmet Fetgeri, Futbol Federasyonu başkanı Sedat Rıza, Tenis Federasyonu as- başkanı Kerim, Susporları Federas- yonu reisi Celâl vardır. müsabaka programını tertip edenle | Yunanlı iFutbocular iKuvvetii Geliyor İ Festival Komitesi tarafından Tstan bul muhtelitile üç maç yapmak Üze- re şehrimize davet edilen Pire muh- teliti önümüzdeki cuma günü şehri- mize gelmiş olacaktır. Pire muh bulda yapaca- gt maçlar: inmiyet vererek muhtelif hazırlık müsabakaları yap iniş ve takımı Etnikos ve Olimpiya- kos oyuncularından teşkil etmiştir Gelecek oyuncular şunlardır, De- misetiğ (Btnikos), Zakas (Etmikos), Malevris o (Olimpiyakos), Balkes (Enikos), Danililan (Btnikos), Alif- rangos (Olimpiyakos), Vazos 1 (0- limpiyakos), Vazos H (Olimpiya- kos), Humis (Etnikos), Simonidis (Olimpiyakos), Zografidis (Elni- kos). l Igerinde Humis Bükreşte Venüs İ takımmda muhacim hattmân oyna- İmak kabiliyetini gösteren çok kıy- metli bir oyuncudur. Yunan milli ta- ağı temaslarda bu ru her zaman (Oo Yunanistana çağırın aktan r, Olimpiyakosta oynı- yan Vazos kardeşler milli takımm en mühim elemanıdırlar. Pire muhtelitinin şehrimizde yapa» vağı maçlara ne kadar ehemmiyet verdiğini yaptığı hazmlık müsabaka, seçtiği oyuncuların İml lakım kadrosunda muhtelif za- İ manlar yer slmış kimselerden etmesi göstermektedir. Buna m bizim İstanbul muhteliti Yugos- (lav maçlarındanberi adamakıllı ieti- İrahat te çekilmiş vaziyettedir. Maçlar mevsimsiz olmasına rağ- men futbol ağanlığının oyuncuları ederek hiç olmazsa iki öntre n yaptırması lehimize bir ka sanç olacağı kanaatindeyiz. | Pire muhtelitile yapılacak maç gün leri önümüzdeki cumartesi, pazar ve salı olarak tespit edilmiştir. > Pehlivanlar Dün Bir Gezinti Yaptılar Festival münasebetile Milli güreş- | gilerimizle müsabakalar yapmak Üze- re şehrimize davet edilen ve cumar- tesi, pazar akşamları iki müsabaka yapan beynelmilel ( Finlandiya, Es. tonya ve İsveç güreşçilerine festival komitesi tarafından dün bir motörle Boğaz ve Adada muhtelif gezintiler yaptırılmıştır. Bia İ — Fransada Spor İdarecilerine Nişan Franaada spora ve Jimnastiğe lan hizmetlerinden dolayı 11 kişiye Lögion d'honneur nişanı verilmiştir. Bunların srasında Paris inmtakası futbol tek seçicisi Gaston Barrenü da vardır. Diğerleri arasında bir ma-| halli kayuk federasyonu reisi, bir es-| krim hocası, iki spor konfederasyonu milessisi, bir fakülte hocası, bir stad- yam müdürü, bir beynelmilel dimnas- | tik şenlikleri mürettibi, bir terbiyei bedeniye komisyonu reisi, bir beden terbiyesi muallimi, bir jimnastik ce miyeti müessisi vardır. © Bisikletçilermiz ive Dünya Birinciliği Beçen sene Berlin olimpiyatların da ve Sovyet Rusyada yaptıkları mü- | © bisiklet ekipimizin Kopenhagda yar pilacak beynelmilel dünya birincilik- lerine iştirak edeceklerini yazmı bu iş için Ankarada bir de kamp &- çaldığını bildirmiştik. Son dakikada aldığımız bir habere göre bir buçuk ay kampta muntaza- man çalışmalar yapan ve iyi derece- ler elde eden bisiklet ekipimiz seya- hat için icap eden döviz müsaadesi temin edilemediğinden İştirak edil. mesine imkân kalmamış ve kamp ta- til edilerek bisikletçiler mintakaları- TAN | iki günlük hikâye | , vadisin sabakalarda çok iyi derece elde eden | na iade edilmişlerdir “ KUCUKBEY baloda rastgeldim.. pembe bir €svap sh bir kordelâ. dan siyah, teni es ha pembeydi. Beni görünce koştu... Ek lerimi yi Hatırımı birkaç rüyordum. Asıl o- benim sihhati- idi, Onun ba- a bir vardı. Zarınımda yanılma; ımdaki küçük sulona yük bir b O gece di!. Zevkleri larla bay öltürüyor.. Ortada her balon kapmıya ça: balryor, renkli ki ler” havada uçuşuyor! Biz bütün bu kalabal mış küçük odada bir k tünde oturmuştuk, Aralık kapınm », neşe ceabesine tutulmuş olanları seyrediyor ve konuşuyor duk. Konuşuyorduk diyorum. Bu de pek doğru bir tabir değ ribirimizle konüsmuyor şuyordu, ben onu dinliyordum. Çok sevineceksin. Nedir bu hayırlı ha- ye sormusma vakit bırak madan devam ediyordu: lanıyorum... Evet nişan- sevindirecek sey, nişanlanmam man çok sevineceksin. Dur, dur yliyeceğim. Sabret, ve inan bana, herkesten evvel bunu sana söylü- yorum. Amma bak deha kimseye birsey söyleme. Çünkü resm! nişan yapılmadı henliz.. Ne malöm, bel ki son dakikada iş bozuluverir. İş resmi şekle dökülmeden bunu sen- den başkalarına söylemeyi doğru bulmadım.. Çünkü onün kulağına kadar giderse, öğüntiyorum, zanne- der Artık sabirsiklanmıya başladın işanlımın, düha doğrusu, nişanlanacağım adamın İs .. Alp Uluhan. E vet, Meşhur Ahmet Uluhanm oğ- lu... Alp Uluhanla nişanlanıyorum. Doğruru bu havadise hayret et uhanlar İatanbulünen evgin ailelerinden biri idi. Büyük madenleri, ormanları ve möbilye fabrikaları vardı, Insan bin, bin beş yüz kişiyi ken- di hesabıma bir fabrikada çalıştır. mini söyliyeyi sa nasıl zengin olmaz. İşçiden iyi sağmal inek mi var7.. Verirsin enainin eline günde otuz kuruş. Sana beş altı Jiraya satabi- leceğin mal çıkarır günde... j Suat Derviş H / İİİ Nah Uluhanların servetini zi yade etsin, kimsenin onla- rın parasmda gözü yok. Hasetimden söylemiyorum. Möbilye fabrikaları orman işleri, maden işleri inşallah günden güne iyi gitsin. Benim hay retim, böyle zengin bir ailenin oğ- lunün, arkadaşım Sevim gibi orta halli bir ailenin kiziyle nişanlanmı- ması idi, kıa Uluhanın oğlu, benim ki- zn olsa da onu istese, ben ya ver- mezdim. Yahut ta - paranın yüzü 61- caktır - verirdim belki amma her hâlde çok tereddüt eder de nihayet altının cazibesine “dayanamaz, #0- nunda İstemiye istemiye, “haydi ha yırlısı!" derdim. Çünkü o ilk gördüğüm gündenbe ri üzerimde oldukça nâhoş bir tesir yapmış olan bir çocuktu. Hehliz pek gençti, Babasınm cik oğlu Fabrikadan başka babasının Isviçre bankalarında - 6 vet, İsviçrödeki bankalara para ya tırmak, zenginliğin şanmdan olu- cak - beş milyon Isviçre frangı bu- lunduğu n Türkiyece malümdu. Ve bu çocuk, bu servetin içinde fazla şımartılarak büyütülmüştü. Kü çük yaşmdan beri bu Uluhan (za- de) nin gözüne girmek istiyen tu- feyliler olmuş, ve işittiğime göre bu genç; Beyoğlunun entelektüsi mu , daha on beş, on #ltı yaşm- dan itibaren kokain, eroin, esrar, morfin, eter ve ilâh... gibi zevklerin birçoğunu tatmıştı. endinden elli yaş büyfiklere sen” diye hitap ederek ko- nuşuğu, çabuk hayata atılma nm neticesi olarak uzun müddet is- pirtolu kavanozda kalmış, eksik bir çocuk derisi gibi porsumuş, karaya yakın yeşil derisi ilk görüşte beni pek tiksindirmişti. Ve ona ne za- man elimi vermek icap dtse, vücü- dümde daima pis geye el sürülür. ken duyulan ikrahı duymuştum amma,. Sevimin sevincini de anla- mıyacak kadar aptal değildim. Bir milyon mevzuu bahisti. Deri filân kaç para eder. Bunun için arkadaşımın elini bü- yük bir sevinçle sıkarak : — Seni tebrik ederim, dedim. Ha kikaten mükemmel bir parti. Pembe yüzü daha kızardı. — Yalnız parti değil, benim için dedi. Ben Alp Uluhanı seviyorum. O da beni seviyor. Sevişiyorüz. Olmaz şey değil a! Gönül bul. Fakat herhalde ben arkadaşımın yüzline birsz emniyetsizlikle bak- tem, çünkü: — Vallahi diye sözünü tekit etti. Vâkıa onun zengin bir çocuk oluşu Uluhanın mirasının yezâne varisi bulunuşu, hep kendi lehinde şey- ler amma. bunun haricind; ben ken disini seviyorum. O da beni seviyor. Çok seviyar.. Ve ailesinin onu zen- gin bir kızla evlendirmek urzusun zerre kadar ehemmiyet verme 7 beni istiyor.. Annesi, babas: nun israr ettiğini görünce rağ p lar. Yakmda nişanlanacağığr yakında. — Allah mesut etsin, dedim. # Ve kendi kendime: “Yine Bi kadaş kaybettik” diye düşün Çünkü çok ecrübe ettim. o bali vakti pek iyi ol tum, yüz bin liradan östün DE vete sahip olursa hâfızasını miyle kaybediyor. Eski dos ç tanımıyor. Bu hastalık in: da - tiynetine göre - hattâ ayi dini gösterebiliyor. Sevim eğer Alple evlenirsö halde bizden selâmı, sabahi zannediyordum. “ adıköyüne teyzemin © lık mââş Gala işi için gitmiştim, Kadıköy Sırat köprüslinden daha kor lan merdivenlerinden yukari bir buçuk sent kadar şu masadan azar işittikten sOnrü halledip” tekrar vâpura Kimseyi görmemek için vap yarında hamam böcekleri kamarasına girdiğim zaman rada tok başma oturan Sevin dum, Üzerinde lâvivert bir vardı, Beyaz izeninin tün Istanbul kadınlarına gıpt? cek kâdar güzel ütülenmişti- Eeni görünce büyük bir niyetle yerinden kalktı; Onü nından beri bir daha gü! tim. Ne kadar değişmişti. Ren$i solgundu. Dudaklarınm etri acılığı ifade eden ki çizgi Kaşları çatılmış ve gözleri idi, — Nasılsın? Diye hatırını sorduğum 2019 ct bir gülümseme İle gözleri ne baktı. Sonra hafifçe içini rek: — Çok iyiyim dedi. Çok pek, pek iyiyim. Çok iyi olduğunu iye rağmen yüzünde büyük bir hayale uğramış bir insanın 7 gileri vardı. Acaba kederi ne ki lumdan geçen bu suali sala cak ki : — Sana bir havadisim vef” Belki canını sıkacak bir 3 Ben Alpten ayrıldım. — Yok canım, dedim. Vahşi Nasıl oldu?, Ne oldu?., Nede | # ki eliyle birden sal İ erimi yakaladı: — Aman vah, vah deme Çok memnun ol bu havi memnun ol, sevin. Ve beni et... Ben Alpten ayrıldım. Bl dim, kendim istedim.. Eid milyon Tsviçre Frangını 0 mi ormanları, © fabrikaları, gibi evleri, çifte çifte gi ben terkettim. Kendi isteğini ik şlikür, çok silktir Allahi la evlenmiyeceğim. çarka