. BAŞMUHARRIRI t Emin YALMAN rd, “1 hedefi: Habe; i- : er Şeyde Me zetegi ol i olmak, kariin Mıya çalışmaktır. okay dal yakası sivri- amp halde idi. Grup- Erceleri bahçesinden eve ka- Üz yiz uyumak | , uriyet sıhhiyesinin / ve savaşından sonra vazi- ğer i değişmiş olduğunu bi- aya a Yüzde yüz muvaf. in” Kabahat bizzat hem- ” lem arasında, Sıh- EYİ biz tavsiyelerini din- tarafa bırakınız, para- e etler, ge VEKMİĞİ ilâcr lâzım ge- Oda k istiyen hükümet ia den rine almıyanlar var. Le Tİ Var. Fakat gazetele- i, Yöt my, Serileri tenkit ettiğini Sayea Eğer tektilk sivri. £ yine cümhu- asi, ey lr. 5 Memuriar evime gele- İki en kendilerini “Taj evde yok görün. k gtr, Gidip polisle bir- tesi alarım evde olduk- Madığ şiş rek fakat yine kapı , helej,, zabıt yapılmak gibi Mg, hiye memurlarını v- N yy astar. Zaptın sivri- N Yeriaciye 2 Mahkeme ceza kadar bu evin çu- ayn Mahalleyi uykusuzluk- Da k bol sivrisinek! Le şekile bir hekim stan. ola Pis Sirilmek katiyyen 7a- in Pa leri arıyorlardı. Bü- : fakat, bütün Halle, yıkanan hemşeri- ie dez ma babaları, anala- Pi geri nce X kk ak ettiği vakit bunlara Be > Rörürler. Bu hemşe- ör gl aimap kendilerinin ga 1 İi$hir edildiğini görü ir, Mayır! Hattâ lâğım Na ve eks bostanma akıtan vic- my levaç KİSİ Yabancı bahçıvan- etini ik, *tstirmekten mene- yi Ma” muyuz? Mesul hü 5” Yedir, sıhhıyedir! Biz, yl bip uç landaşlar arasında m hökin, aş ve tenkit disip- Belediy madığı işlerde hükü- Ğ muvaffak olacağı” > dan Yanlıştır. Her köy evi Pot, etten eşkıyalık d Ma, mi terbiyenin yardımcı- büy, “deng, #delim. Umumi ter. dah, #etirmekte kendimizin N hata vasıtalar oldu- li ii tik, .. sıkarmıyalım. Si- #denlerin bahçelerine lg, etim samimi de “0 Yaman anlarsınız. ” Mü ar en büylik > Ally 2 kadar, halkı kanun SaYmıy Te, hemşerilik vazi. A da teşvik ve biribirt. hr yarolüne tahsis etme ri, hali Pisliği yalnız bele. de (Kin gg, 1 hakkında da iyi bir Dez Mya ySliprüntüleri vak: Kabağın, “diye ile, yediği çi Büyü, ai Mi tı p yermelir. alih Rıfkı ATAY A YOLCU iy, YARELERİMİZ ta; nin : e yavan tayyare fab- land, İnat 1 yedi yolcu tay an dörgy va başlanmıştır. , ikisi yazı © mektep tayyar. lerin aa İNŞaa tında hâzır bu- ayl makinistler ya- «Bu hey, aYA hareket e et, İşaatın sonu- caktır. e Arkadaşımız Burhan Belge, Filistin mektupları- na devam ediyor. Bugün, Yahudi muhaceretin- den sonraki Filistinin ana hatlarile detaylarını birarada size anlatıyor. Bu yazıda Arap ve Yahudi rekabetinin de içyüzünü öğreniyoruz. Uç şehir: Yafa Hayfa ve Telâviv Filistin notları : afa - Telâviv . Hayfa» bunlar Filistinin bem Kudüsten sonra üçen büyül şehri, hem de bellibaşlı üç li manıdır. Telâviv, Arap ve Müslüman Yafanın sionist ve yahudice devamıdır. Yafa 30 - 40 bin nüfusta kalmıştır. Telâviv, 120 bin üzerinden genişlemek- tedir. Yafa eski Yafadır. Pek az ümran yüzü görmüştür. Telâviv, baştan başa yenidir. Yafa arapça konuşur. Telüviv, ib- ranice, Yafa liman ehemmiyetini gittikçe kaybetmektedir. Çünkü yahudiler bütün ithalât ve ihre- eatlarını Hayfa üzerinden yapmak ta ve Telâviv limanını genişletmek: tedirler. Yafa ile Telâviv arasında iki ev- meki meme yardan kakat bu BP kaç adımın ne Telâvivti bir Yalrudi, ne de Yafalı bir Arap tarafından atıldığını görürsünüz. Arada bir hudut olmamasma rağmen, ağil- maz bir hudut vardır. Bu hududun nöbetçisi, karşılıklı nefret ve kan- k bıçaklı düşmanlıktır. rapla Yahudinin biribirini ne dereceye kadar boykot edebileceğini anlamak isterseniz, yanyana duran ve biribirinin birer mahallesi olan bu iki şehri bir ge ziniz. . Yafa, öteki kadar #lmranlı olma- masına, rağmen, çok şirindir. Bü- tün hayat, bizim eski saray mey- danmda toplanmakta ve oradan dağılmaktadır. Eski küymakağılik binası, cephesinin ili yapışık ve ko- caman direği İle, yerindedir ve ay- Çer NA) iYazan: Burhan Belge , , arar anar aa rr Filistinde İngilizler ni işi görmektedir. Civarı biraz dü iştir. Bir park yapılmıştır. Fakat kulenin saati eskisi gibi güzel ve şen dakikalar kaydetme- mektedir. Nerede o, imparatorlu- ğun en şerefli, en zengin ve en ki- bar kaza merkezi Yafa? Acemi (1) kocamış bir güzel kadına benziyor. Melekân bahçesinin ne papağanla” rı kalmış, ne maymunları. Ne de ayağma Şamdan hastalar gelen meşhur Avusturyalı doktoru, Bey- yareler (portakal bahçeleri), daha (1) Yafanm en güzel semtlerin. den biri, zel Amerikan Karikatürü: güzelleşmiş, daha bakımlı; fakat gidip bunlarda eğlenilmiyor. Saz çalmmıyor, kız oynatılmıyor. ortakal ile Beyyare, İki ti- cari mefhuma inkılâp et- miştir. Bunların, şimdi yalnız he- sabi var ve maliyet fiyatı var ve ihraç İmkânı yahut imkânsızlığı var, Yafalı, zaten lemfakiktir. Dur- gunluklarından dışarı uğradı Par, ya coşup eğlenmek, yahut kavga etmek içindir. Coşup eğlenmeğe 80 bep göremeyince, kavgacılıktan başka iş kalmıyor. Zaten limanı ticareti ölmüş, toprağınm çoğu © Tinden çıkmış; yepyeni ve çetin ha- yat gartları, bunları ihata etmek- ten Aciz dimağmı,, fevri kumanda- lara alıştırmıştır. Yafa, portakal ağaçları ile li- man ürasındâ, ne yapacağını bilmi- elâviv, nihayet on sekiz ya- şında bir şehirdir. Bir Av- T rupa şehri, Yollarını, binalarını ve yaşıma tarzmı, istediğiniz kadar modern tasavvur edebilirsiniz. İn- şa tarzı olarak, en çok beton tu- tunmuş. Beton her memlekette, u- cuz bir İnşa malzemesi olmuştur. Zamanımız, az para ile çok iş gör- meğe ehemmiyet vermektedir. Gü- wi, ucuzdan sonra gelen bir gaye olmuştur. Elverir ki, yapılan İş sağ Jam olsun. “Sağlam,, mefhumu da, değişmiştir. Bskiden, yıkılmamak, aşınmamak, kırılmamak Üzere ya- pılırdı, Binalar da, eşya da, Bugün halbuki, istihlâk imkânları ne ka- dar çok olursa istihsal imkânları da o nisbette mevcut olacağı ka- naati hâkimdir. Her bina, büyültü. sım. Eski gramofon, eski elbise, e8- ki let bıçakları, kendilerine mah sus olan Asya pazarlarına sevke- dilir, Ve bunları yapan memleket- ler, bunlarm yenilerini kullanır. lar. Zengin memleketlerde, otomo- billerin mezarları vardır. 1987 de 1937 modeli kullanılır. 1938 model- lerini elden çıkarmak lâzımdır | şte bu görüş, beton mimari- | sini kabul ve teşvik eden görüştür. Beton bir yapı, mimarlık bakımından birçok güzellikler gös terebilir. Fakat, asıl dava, sıva me #elesidir. Beton binayı birkaç yıl içinde eskiten, sıvadır, İklim şart- larma göre, bir badana devresi ka- bul etmek lâzımdır. Yoksa bütün yapılar, deri hastalığına tutulmuş çehrelere döner, Filistin gibi kumu ve rüzgârı çok bir memlekette, bö-. ton çok fena bir inşa malzemesi- dir, Bunu Telâvivde görmek kabil- dir, Ancak bir yahut iki yıl önce bitmiş olan binalarda bir tazelik vardır. Ve bütün şehir, henüz on $€- kiz yaşında olmasına rağmen, koz- metikin ne olduğunu bilmiyen, pa- saklı ve şapşal genç kadınlara ben zer, Bakmız, Hayfaâa, vaziyet böyle değildir. Hayfa, taş ile betonu çok güzel kombine edebildiği için, ken- dine mahsus bir mimari yaratınış- tır. Ve bütün Filistinin en güzel şehri olmuştur. Keza, Telâviv gibi baştan başs Yahudi değildir. Sokaklarda, arap- ça ve başka dil işitmek kabildir. Telâvivde, kulağa, ibraniceden baş ka ses gelmez. Bunun için, bu şeh- re, Yahudi değil, sionist şehir de- mek daha doğrudur. AA ayfa, modern liman tesisalı, asfalt caddeleri, yepyeni mahaileleri ile, İskenderiye ve Bey rut ta dahil olduğu halde, cenu- bun en temiz, en yeni ve en şevim- li limanıdır. Filistindeki din ve mez hep kavgalarının en az uğrayabil- diği şehirdir. Bunun için eğlence- idir. o Sokaklarda ve kahvelerde gülen insanlar, otellerde ve lokan- talarda iştahlı insanlar, mağazalar- da ve depolarda işe bağlanmış ve İşe İnanan İnsanlar, sinemalarda ve barlarda günün çizdiği kırışık- ları tasasızlığa ve negeye ötületön içleri ferah insanlar görürsünüz. Bu, oraya İnen pipe-line'in mi ese ridir, yoksa daha birçok güzel te- sadliflerin mi? Eskiden Yafa başta gelirdi. Bu- | gün Yafa bir kocaman köy olmuş- tur. Hayfa halbuki, Beyrutun da tepesine binerek kendisine büyük bir istikbal yaratmaktadır. Suriye « Lübnan - F;'istin ara- sında gümrük olmadığı için, bir- çok ipekliler ve yünlüler, Hayfada biçilip dikilerek Suriye ve Lübma- na mamül bir halde sevkolunmak- tadır, Ve el emeği Filistinde daha ucuz olduğu için, ayni kumaştan yapılmış bir gömleği Beyrut ya- hut Şamda yaptırmaktan ise Filis- tinin yolladığı hazırlardan âlıp giy mek daha ucuza gelmektedir. Bu türlü imalâtm da merkezi, Hayfa- dır. Bu şartlar olunca, Hayfa, ne- den büyümesin? | Bartın Civarında Eski Paralar Bartın, — Boğaz — Inkumu yo- lunda çalışan köylüler, iki eski altın para ile dört bakır para bulmuşlar: dır. Maarif memurluğuna teslim edilen bu paralardan altın olanları küçük birer tabak gibi çukur ve kenarları gayri muntazamdır. Büyüklük ve ka- Imlık itibarile bizim eski Mahmudi - ye altınlarına benziyorlar. Bizans parası oldukları hemen ilk bakışta anlaşılan bu paralardan bi- rinin bir yüzünde İsanın iki tarafın daki imparatorla imparatoriçeyi tak- dis ettiğini gösteren, diğer tarafmda da mızraklı üç asker resimleri var» dır. 5 paran | Okuyucu , i,,, mektubu | ind Kar Mevlânanın Rübaileri Saffet Yetkin isminde. bir okuyu- cumuz, gazetemizde çıkan kitap ten- kitleri münasebetile gönderdiği bir mektupta diyor ki: Bay Tahsinin son on beş günlük kitap neşriyatına dair yazılarını dik- katle okudum, Mevlânenm rübalelri hakkında (Hasan Ali bu acemce rü- baileri bizim - telâffuzumuza göre Türk slfabesile yazmıştır. Bunları bir İranlı okursa hiçbir şey anlamaz- dı. Bunun için ya Acem alfabesini muhafaza etmemiz yahut Acem te- lâffuzuna göre Lâtin alfabesini kul- lanmamız lâzımdır) diyor. Bu müta- les pek doğrudur. Bunun için Bay Hüseyin Rifatin tercüme eylediği iki rübainin Acem alfabesile yazıldığı anlaşılıyor. Fakat ikinci rübainin ya» zısında bir yanlışlık yorum: Bi- rinei mısram başında dötdüneü mısra sonunda “tâk” kelimesi Arap harflerinden (kâf) harfle yazılmış- tır. Türk alfabesinde (kâf) harfi ye- rine göre iki türlü talâffuz edilmek- harfi gelecek olursa (a) harfi üzeri. ne konulscak işarete göre telâffuzu değişiyor. Bu rübalde (kâf) olarak değil, (kaf) olarak okunması icap eder. Zaten kafiye itibarile her halde (kaf) olarak okunması lâzımdır. Bundan başka türkçemizde “tek” ke- limesi mânasında Fariside (kaf) ile “tak" kelimesi kullanılmaktadır. Fa- riside Arap (kâf) ile “tâk” kelimesi “üzüm çubuğu" demektir. Bay Tah- sinin (tercümesi en güç olan edebi 6- ser şiirdir) mütaleasma tamamile İş- tirak ediyorum. Fakat Bay Tahsinin Mevlâna rübailerinden bir çoğunu mana itibarile mısralara sıkıştırma” si güç olmasa gerektir. Çünkü mana- yı nazma yerleştirmek için aslında olmadığı halde ilâve ödilen (Dün gece) ve (Hasna melek) gibi cümle- lerin yardımlarile nazmen tercümesi kolaylaşmış oluyor. Li Adanada Hayat Ucuz Adanada bayat ucuzluğu hakkında geçenlerde bu sütunlarda bir yazı çık mıştı, Bir Adana güzetesinin neşret- tiği anket, bu yazıya esas teşkil edi- yordu. Ve varılan neticeye göre, Üç nüfuslu bir ailenin ayda 22 — 25i- le müreffeh bir at sürebilecö- gi anlaşılıyordu. oAdanadan bize mektup gönderen büzı okuyucuları. mız, bu neticenin doğru olmadığım söylüyorlar. Avukat Izzet Günol mek tubunda diyor ki: “— Adanada üç nüfuslu bir aile. nin oturacağı köhne bir evin bile ay» lık kirası vasati 10 liradır, İstanbul- da 300 kuruşa alınan bir kündüra burada 500 kuruş, orada 1000 kuru- şa alınabilecek bir takım hazır elbise burada 1709 kuruştur. Yağ 90, et 40, ekmek 9,5 kuruştur. Bu vaziyet karşısnda ayda 22 lira ile geçinile - bildiğini iddia etmek safdillik olur,,, Adanada Sugediği mahallesinde 75 numarada oturan Sadi Akdağ da mektubunda şunları söylüyor: “— Adanalı, yıllığı vasati 150 — 200 lira arasında olan bir evin kira. sını peşin vermek mecburiyetindedir, Iki kilometrelik bir yolu 20 kuruştan daha ucuza götürecek vesaite malik değildir. Gıda maddeleri üzerinde du. Tulacak derecede pahalıdır, Meselâ, sadeyağ 80, zeytinyağı 60, et 40, zey tin 50 kuruştur. Giyecek eşyasında da göze görünür bir yükseklik var. dır, Bütün bunlar, 3 nüfuslu bir gile- nin müreffeh hayat gire! mesi için değil 25 lira, © belki 55 Jiranm bile yetişmiyeceğini gösterir, , . Bir Okuyucuya Cevap Mudurnu'da okuyucu, i met Turhana: ÇE. Mel — İpekböceği tohumu mektebine girmek için lâzım olan şartları yine mektep idaresinden öğrenebilirsiniz. Mv ne pa uruşluk bir pi koyarsanız size cevap yere z ei üzerinde haç, öbür elin- Li Men başbapazın resmi var» » Heriki parada da gayet ince Fume& Yazılar o varsa da okunama" mıştır, Bakır paralar çok paslanmış ol- lebilir, değiştirilebilir. Eşya, eski- Öteki paranın bir tarafında Tsanm | duğundan üzerlerindeki şekiller bö melidir ki. venisi vanılsın ve satıl. | bir portresi, diğer tarafında ise Dir | zulmuştur. i 9 ve tedir. Meselâ bu harften sonra (a); . , i