—— 50-60-9037 TAN | Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN TAN”ın hedefi: Haberde, fi- kirde, her seyde temiz, dü- rüst, samimi olmak, kariin gazetesi olmıya çalışmaktır. .—— —— — neem a i GÜNÜN MESELELERİ o Muvakkat ve Devami Tedbirler Istanbulda tifo salgını seneden &6- neye artıyor, Sıhhiye Vekâletinin neşrettiği is tatistiklere göre Istanbulda 930 da 1315, 935 de 3825, 986 da 4801 tifo| vakası tesbit edilmiştir. Her sene olduğu gibi tifo salgını karşısında hükümet ve belediye bir. takım muvakkat tedbirler almakla meşguldür. Bu tedbirlerin başımda aşı gelir. Fakat bu muvakkat tedbir işi hal- letmez. Bu hastalığı kökünden kaldır. mak lâzımdır. Medeni her şehirde ti- fo bulunabileceği ve bulunduğu hak- kında Sıhhiye Vekilinin mütalealarına iştirak etmiyoruz. Hastalıklar vardır ki medeni memleketler bunları çoktan ortadan kaldırmışlar ve bu hastalık. ların mevcudiyetini ayıp telâkki ede- cek hale gelmişlerdir. Tifo medeniye. tin unuttuğu hastalıklardan biridir. | Şimdiye kadar büylik Avrupa şehirle. rinde tifo salgınına dair bir habere rastgelmedik, Senelerce yaşadığımız büyük medeni şehirlerde bir defa ol. sun tifo aşısı yaptırmıya mecbur kal. dığımızı hatırlamıyoruz. Istanbul şehrinin tifo meselesini hâlâ halletmemiş olması bir ayıptır, bunu açıkça söylemekte ve kabul et. mekte bir mahzur görmüyoruz. Baş. ka medeni şehirlerde de tifo hastalı- Zı bulunması, Istanbulda da her sene tifodan binlerce yurttaş kaybetmemiz için bir mazeret teşkil edemez. Binaenaleyh tifo salgınının önünü almak için muvakkat tedbirlerle ikti- k hastalığı kökünden kı drake çarelere r vurmamak hata olur, Sıhhiye Vekiline göre tifonun men- $ei lâğımlar ve sudur. Bu Iki mesele halledilmedikçe tifo hastalığının çık. #masına mâni olmak mümkün değildir. 0 halde ilk iş olarak hükümetle be- lediyenin elele vererek lâğım ve su işini bir an evvel balletmelerini öste- |. mek hem hakkımız, heri vazifemiz. dir. Bu bir para meselesidir, şüphe yok. Fakat müteşebbis bir belediyenin isi halle kâfi değildir. Buna da şiiphe yok Fakat müteşebbis bir belediyenin bu iş için muhtaç olduğu sermayeyi bulmasına imkân vardır. Bu-hususta şimdiye kadar bir teşebbüs yapılmış ta menfi netice mi vermiştir? İstan- bul lâğımları bu suretle yapılış de. ğil midir? Zaten şehrin suları da gün- den yüne belediyenin eline geçmiyor mu? Binaenaleyh hükümet ve belediyeyi muvakkat tedbirler almakla iktifa et- miyerek esaslı tedbirlere başvurmuş görmek, her yurddaşı sevindirecektir. Istanhul ve İstanbul halkını kurtar. mak ta belediyenin en birinci vazife- sidir. . İspanyada Vaziyet Gergin Almanya ve İtalyanın Ispanya me. selesinde aldıkları son vaziyetten mü- tevellit muammanın düğümü hâlâ gö- zilmemiştir. Almanya ve Italya, ne pahasma o. İursa olsun, asilerin muvaffak olma- sını temine mi karar vermislerdir.! Şimdilik Akdenize gönderilen donan. munın, yapılmak istenen nümayişin bu neticeye doğru bir adım Olduğu anlaşılıyor. Alman donanması, Va- lânsiya önünde nümayiş yapmıyacak, Ispanya hükümetine karşı filli bir harbe girişmiyecek, fakat asilere yap» | tığı yardımı artıracak ve Ispanyol hi, kümet kuvvetlerini kati bir mağlübi- yete uğratmak için elinden geleni ya. pacaktır. Bu ihtimalin tahakkuku takdirinde asiler hakikaten galip gelebilirler, Fakat böyle bir ihtimal Fransa İle Ta- giltereyi Almanya ve Italyaya karşı cephe almıya sevkeder. Çünkü Ispan- ya asilerin eline geçince, Almaaya ve ondra, dünya siyaseti- nin merkezi ve anah- tarı haline gelmiştir. Dünya siyasetinin yakın istikbalde ne ! istikamette inkişaf edeceğini kestirmenin et en iyi yolu, İngiliz ni kavramaktır. Geçen Cumartesi günü İngiltere Parlâmentosunda harici siyasete dalr çok ehemmiyetli bir münakaşa oldu. Ingiltere Bagvekili, Hariciye Nazırı, muhalefet reisi B. Attlee, Lloyd George ayrı ayrı fikirlerini söylediler. Telgraflarda bu müna- kaşadan kısaca bahsedildi. Fakat Ingiliz devlet sdamlarmın çok esas. İı ve mühim sözleri kulağımıza ge- lemedi. Münkaşaların havasını okuyucu- larımıza olduğu gibi duyurmakta fayda görüyoruz. Sayfalar doldu- ran nutukları âynen yazamıyaca. ğız. Fakat can alacak yerlerde du- racağız. Unakaşayı omuhalif liberal mebuslardan Sir A. Sinclair açmıştır ve şöyle demiştir; — Son haftalar içinde çok üzün- tUlU günler geçirdik. Harici siyase- timizi idar3 mesuliyetini omuzların. da taşıyan çok muhterem ventil. menlerin ağır yükü karşısında alâ. ka ve tevewxlh duyguları duyuvo- rum. Bu yükü artıracak bır tek ke. lime söylemek isternem. Falrat A. vam Kamartsıntı hârici siysset hakkmda ne düşündüğünü bütün dünyanın duyması lâzımdır. Umit ediyorum ki hükümet, son Imparatorluk Konferansının karar- larmdan cesaret alacak ve Milletler Cemiveti hakkında son zamanlar. | da görüldüğünden daha fnal bir si. yaset takip edecektir. Bir de Ame- rika ile anlaşmak fırsatını kaçır. mamak lâzımdır, Kaçırırsak Ame- rikanm cesareti kırılır, Hele Kana- da bu anlaşmayı mutlaka istiyor, Fransa ile olan münasebetlerimiz hürriyet, sulh ve Milletler Cemiye. tine sadakat ideallerine dâyanıyor. Bu dostluk hiçbir zaman büğünkü kadar sıkı ve samimi olmamıştır, A vrupayı sulhe kavuşturmann kestirme yolu, Almanya ile anlaşmaktır. Eğer Almanya, müsa. vat ve adalete dayanır bir sulh isti. yorsa; tecavüz siyasetine Karşı set kurmak ve harbin bilhassa iktisadi sebeplerini ortadan kaldırmak hu. suslarmda Almanya ilederhal iş birliği yapalım. Fakat Almanya bir noktayı İyice anlamalıdır: Biz yeni dost tutmak isteriz. Fekat eski dostlarımızı asla feda etmiyeceğiz. (Alkışlar). Mil letler Cemiyeti misakı mucibince gi. riştiğimiz taahhütlere sadık kala, cuğız. Ayrupanm Cenup ve Şark ta- rafları bir tecavüze uğradığı 7 man bitaraf kalmak, Milletler Ce- miyeti idealine karşı olan taah. hütlerimizle telif kabul edemez. Tıpkı Garbi Avrupaya karşı olan bir taarruza karşı bitaraf kala- mıyacağımız gibi... (Alkışlar)- Almanyayı tamamile müsavi bir sıfatla Milletler Cemiyeti âzası mev- kiinde görmek isteriz (Alkışlar). Eğer Almanya cemiyete dönerse, silâhları terke razı olursa, millet- İerarası ihtilâfları hakemler vasıta. siyle halle muvafakat gösterirse bu dostluk mukabilinde ödemiyece- ğimiz bedel yoktur. Bu bedel için kabul ettiğimiz hudut, Milletler Ce. miyetine karşı olân taahhütlerimiz- den ve adalet ve hakkaniyetin umu. mi ölçülerinden ibarettir, Ispanya” işinde iki yol var: Biri karışmamazlık siyaseti inhilği etti- ği için Ispanya hükümetine silâh göndermektir. Diğeri de Ispanya işi- ya ve İtalyanın elinde bulunur. Ne Ingiltere, ne de Fransa böyle bir ih- timalin tahakkukuna göz yumamaz. Bu sebeple Ispanya meselesi haki. katen günden güne nazik bir safhaya Italyan eline geçmiiş demektir. Bu #olslirda Akdenizin anahtarı Alman. girmekte devam etmektedir. TAN bDünyavı sulne Götüren Yol Avam Kamarası Bu Meçhul Yolu Bulmıya Çalışıyor İngiltere Başvekili Mr. Chemberlein nin halini Milletler Cemiyetine bi- rakmaktır. Netice olarak şunu söyliyeceğim: İngiltere Milatlar Cemiyeti esasını kuvvetlendirmeli ve cemiyete tam emniyet göstrmelidir. (Alkışlar), aşvekil B, Chamberinin ver- diği cevapta demiştir ki: — Çok muhterem âzanın harlei siyaset meseleler! hakkındaki anla. yışlı sözlerini büyük bir zevkle din- ledim. Çünkü sözleri arasında be- nim de fikrime aykıri gelmiyen ba. zı düşünceler farkettim. Ben yalnız Ispanya işi üzerinde duracağım. Bu iş çok tehlikelidir. Çünkt Avrupadaki iki rakip siste- min ihtiraslı ve ateşli bir mücadele. si şeklini almıştır. Her iki taraf, mücadelenin ne. ticesini kendi hesaplarına bir ga- lebe veya hezimet diye karşılı. yorlar. Hezimete mâni olmak için bir taraf yardıma kalkışırsa di. ğer taraf mücaleleye karışmak- tan geri durmayı güç, hattâ bel- ki de imkânsız bulacaktır, Neti, cede öyle bir milendele başgöste- rebilir ki nerede sonu geleceğini hiç bir insan bilemez. (Işitiniz, işL tiniz sesleri). Bu İşte bizim bir tek siyasetimiz vardı ki o da mücadeleyi Tspanyaya hasretmiye çalışmak suretiyle Av. rupa sülhünü kurtarmaktı. Bu mak- Batla Fransa ile beraber karışma- mazlık komitesini kurduk. Bu ko. Mite sleyhinde birçok şeyler söyle. hebilir, fakat herhalde esas dava- Yı kurtarmıya hizmet etmiştir. Bugünkü vaziyet vahimdir, fakat ümitsiz değildir. İspanyada filân veya falan tarafın kazandığını gör. mek istiyenler vardır. Fakat bir Av- rüpa harbi koptuğunu görmek isti- yen hiç kimse yoktur. Böyle oldu. ğuna göre soğuk kanımızı kaybet- miyelim. » spanyada dövüşen tararlar- dnn ikisinede silâh iths- linin kontrol altına alınması, işe fi. len müdahale etmek ve her iki ta- rafı şiddetle muhtaç olduğu silâh. lardan mahrum bırakmak demek- tir, Davies (Amele Fırkası) — Saç- ma, baştan aşağı saçma, Reis — Süküt, süküt. Davies — Herşeyin bir hududu var, Jones (Amele) — Müzakere usu. Yü hakkında söz isterim. Bir hatip Muhalefet lideri Mr. Attlee söz söylerken fikir beyan etmek ca- iz mi, değil mi? Reis — Oyle zannediyorum ki Başvekil bukadar mühim bir mese- le hakkımda 8öz söylerken, sözlinln kesilmemesi ve dikkatle dinlemek imkânı verilmesi bütün meclisin ar. zusu ıktizasıdır. Attler (muhalefet reisi) — Bu mecliste söz söylemek serbestisi her kes için müsavidir, Fakat mühim bir nutuk söylenirken sözü kesme mek hususunda nefsimize hâkim ol- mak faydali olur. aşvekil — Benim reyimi 80. rarsanız ben şikâyetçi deği- lim (muhalefetin alkışları). Bu me- sele şahal değildir. Çok vahim bir mahiyeti vardır. Bazilarındaki ih. tiraslar okadar şiddetli ki kendi ken dilerine hâkim olamıyorlar, Her iki taraf “bitaraflık yok!, Idâlasmdadır. Bu yüzden Doyçland ve Almeira bombardımanları vuku bulmuştur. Şikâyetler bir defa baş. Yaymea zincirleme gidiyor. Leipzig kruvazörli hâdisesinde Alman za. bitleri bir taarruzun vukutnda 19- rar ediyorlar, Fakat ben hata ihti» malini imkân haricinde bulmuyo. rum. (muhalefetin alkışları). Umu- mi harpte Ingiliz deniz zabitlerin. den birçoğu denizaltı gemisi gör. düklerini iddia etmişlerdi. Bu iddi- alardan bir kısmı doğru çıkmadı. Böyle bir hatada bulunduklarından dolayı #abitlerimizi kabahatli bul- madık, çünkü zanları samimi idi. Alman zabitlerinin böyle bir zan. Da düşmelerini, sonra bu gibi hâdi- selerden doğacak riskin önüne geç- mek için Alman harp gemilerinin u. zaklaştırılmasını istemelerini hu- sumetli bir tarzda tenkit etmemeli- yiz. Hattâ ben daha İleri gidece. ğim. Doyçland hâdisesindeki nüfus zayiatı ve bu yüzden doğan şiddetli hisler karşısında Alman hükümeti- hin yalnız gemilerini çekmekle ikti- İfa etmesi ve hâdiseye kapanmış gö- züyle bakması, nefsine hâkim ol- mak bakımından, takdirle karşıla» nacak bir harekettir. Iman ve Italya harp gemile. rinin karakol vazifesinden çekilmeleri Üzerine bu yolda hâdi. #elerin tekerrüründen korkulması. na sebep kalmamıştır. Bizim önü. Mmüzde iki ameli âdım vardır: Birin. cisi karakol hattmda açılan boşlu- ğu doldurmamızdır. Ikincisi de Ispanyadaki ecnebi gönüllülerinin geri alınması hakkındaki gayretle. rimizi tazelememizdir. (Alkışlar). Gazeteler dahil olduğu halde hepimizden ricam, bu nazik gün- lerde sözümüze dikkat etmektir. Attles (Muhalefet Reisi) — Va- ziyetin nazik olduğu ve bu mesele. terden bahseden herkesin mesuli. yetini hatırlaması lâzım geldiği noktasında Başvekille berâberim. Fakat bu demek değildir ki herkes açık konuşmaktan Yazgeçecektir. Hakikatleri olduğu gibi görmeliyiz. Başvekilin nutku hiç te beklediğim Elbi çıkmadı. Çok muhterem centil- men, ortadaki işi tamamile yanlış anlamıştır. İspanyada iki muhalif taraf ve iki rakip sistem arasında bir mücadele devam etmekte oldu. ğunu zannediyor. B ugün karşımızda bulunan da- va şudur: Milletlerarası işlerde hak kalde- leri mi hüküm sürecektir, yoksa kanun tanımıyan kuvvet mi ortalı. ğa hâkim olacaktır? Ispanya meselesini anlamak için görüşlerimizi bu yolda âyar etme- miz lâzımdır, Ispanya işi zannedildiği gibi mün- ferit bir vaziyet değildir. Son beş, altı senedenberi Avrupada devam &den manevi sukutun bir neticesi, dir, Ortada; kendilerine ait hususi menfaat diye kabul ettikleri enas- lardan başka hiçbir kaideye tâbi ol. mayı kabul etmiyen bazı devletlerin kanunun hâkimiyetini hiçe sayma- larından ve dünyanın her tarafma tecavüz ruhunu yaymalarından iba- ret bir vaziyet vardır. Bu yüzden milletler arasındaki emniyet sarsıl mıştır. Müahedeler ve anlağmalar kıymetten düşmüştür, Karşımızda halledilmesi lâzım ge- len mesele, bu devamlı sukuta mâni olmanm ameli yolunu bulmaktır.,, 5 z Okuyucu Mektuplz Koca Bir Sı Aylardır Su Bugün matbaamıza Unkaj çükpuzar ve civarında otura karilmiz geldi. Dediler ki: — Bizim civarın ahalisi yetle fakir ameleler ve orta dır. İçimizde kazancından te rası ayırabilecek kimseler pi dir. Halbuki Iki aya yakm bi dır belediye bütün nahiyenir kesmiş bulunuyor. Halk, bü elinde kova veya teneke, ya uzaktaki mahallelerden su gidiyor. Artık su o kadar kıy dahladı ki, pis midir, temiz İNereden geldi? Diye sort Hangi sarnıçtan, hangi ku lursa olsun tenekelerimizi ( yoruz. Vaziyet bu merkezde iken boşu boşuna, tifo neden yay ye düşünmesin. İşte size bir pis su kullanmaktan, tifo değ la gelmedik hastalıklar bile Çeşmelerin niçin kesildiğini ruz. Fakat belediye suyu kesi ce, koca nahiyenin susuz kal nın bir çaresine bakmalı, çe yanmda hiç değilse ufak bire musluğu yapmalıydı. Bu, Acaba daha ne kadar: decek? . Ecnebi Kelimeleri Çok Kullananlar Begiktaştan O. K, imzasiyi mız mektupta deniliyor ki; Gazetenizin o okuyucuları Hem de gasete okuyuculuğt mek, içmek gibi lüsumlu it arasma katmışlardanım. 5 son zamanlarda birçok gaz yazı yazanlar arasinda sanl bildiklerini göstermek istiye gibi ecnebi kelimelerini bol k lar doğrusu sinirime dokunü; rapça ve farsçadan kurtul bugünlerde bu gibilerin herek doğrusu hiç bir mana veremi) * Kırkağaç ve Soma “Bir gazetede Somaya ait gördüm. Bunda 1000 dönümlü çam ormarımdan bahsediliyor ormanın Somaya alt olduğu yordu. Halbuki, bu orman yi 3 yıl ihtilâf çıkmış, mesele de rasma kadar aksetmişti. Kırkağuacın lehine halilediim: ten adı geçen çamlık Kırkağa lometre gibi kısa ve düz bir dedir. Somaya uzaklığı 7 « Bi re kadardır. Kırkağaç belediş tüâf halledildikten sonra | mesireye elverişli bir hale kc tur.,, Zonguldaktı Köycülüğün Faaliyeti : onguldak, 28 (A.A) — | dak Halkevinin köycülük şu köy ve köylü davası üzerind maları inkişaf etmekte ve bir mahiyet almaktadır, HÂâki tar, ziraatçi gibi mütehassi mürekkep Halkevi heyetleri köyleri gezmektedirler, Bu k arasında münevver aileler de maktadır, Köylüler de Halkel yaretlerini iade etmek üzere dağa geleceklerdir. Köylüleri eökleri 30 haziranda köylü gü pdacaktır, Köylüler şerefine - şilik bir şölen ve zengin prx bir müsamere tertip olunae köylüleri aydınlatacak o konu yapılacaktır. Yakında köylen cek Halkevi heyetinin başında parti başkanı Halid Aksoy bul ve köylülerin ihtiyaçlarıyla meşgul olacaktır. Köy hare memlekette derin bir alâka W 50 Bin Liraya Ahi Trabzon man şirketinin #ğ Umması için yapılan müzakergi miş ve şirket 50 bin liraya ei tır. Bu iş için Trabzona giden işletmesi müdür muavini Hâmi rimize hareket etmiştir.