—— 11.6.07 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI Ahmet Emin YALMAN VAN'ın hedefi: Haberde, fi- irde, h » her şeyde temiz, dü- İ GUNUN MESELELERİ Kitap Haftası kiç oristamda mayısın son haftası ip Baftası olarak kabul edilmiş ve NE hafta zarfmda Bulgaristan tarafında Bulgar kitabı hakkında iç ip mikyasta propaganda yapılmış. Bu Dağa münasebetle üniversite salonla- da telif ve tereime ayi eser varsa hepsi teshir edil w, Fa3eteler makaleler neşretmiş, #hteresan konferanslar verilmiştir. | me neşriyattan anlaşıldığını 20) Bulgaristanda kitap satışları! bang, 9000 arasımdadır. Bulgar mat- ar, DU Satışı az bulmakta ve bunun Masını istemektedir. a ulgar muharrirlerine göre, hulkın kitap okumasında en büyük âmil e ve radyodur. Okuyucu, bir ki- Keke rinde saatlerce göz nuru dö- öğreneceği şeyi, radyo ve sine- ag tnile kolayca öğrenivermek- Bulgarların kitap okuma | zevkini ve kitap satışını çoğaltmak ları çare, neşriyatın oryga- > bu eşriyatı bizi de uyandırabi. » Bİ de kitap satışını ve kitap 0- sini artırmak için hiç olmazsa Ylçarların yaptıklarını yapabiliriz. #ni senelik bir kitap haftası tertip » bu münasebetle bir hafta rad. Yoda, sinematarda, gazete ve mer Mularda kitap ichinde propaganda Yapar, halkı ve gençliği okumıya sevk Sebiliriz. antep haftasını, Mattruat Umum Mü- | rihğü veya Basın Birliği organize) Eve etmelidir. Altın Rahatsızlık Veriyor aç yada miibadlele ieln en Iyi va-| Açarak kabul edildiği gündenberi Meri kiymeti büyüktür. Dünyan tarafımda altma dayanan Küğ't am kıymeti fazladır. Onun Için. iz kâğıt para altınm yerini aldık. Sonra dahi, insanların bir coğu yi alıp saklamaktan kendilerini a- mamslardır. Fakat bir middettenberi iş aksine her Simdi Londra ve Nevyorkta psg elindeki altıar çıkarmıya çal. * Çünkü kâğrt para Kıymetini! Mahafaza ettiği halde, altın günden | Bine Yaymetten dilşilyor. Bu garip hâdisenin iç yüzü şudur: Mel yada altın mevcudu çoğalıyor Sovyet Rusyada yeni keşfedilen | n madenlerinden mühim miktarda dıy fıkarılmakta ve bu altınlar Lan- Ye Nevyork piyasalarma götürüp tadır. Nevyork ve Londrada bollaşmen, alıcılar artık altmı Ml hale geldiler. Müsterisi olmu her mata gibi altın da kıymetini Vhetmiye basladı, 4. Taltın işinde zaten anlaşılmaz bir “Zat var, Yer altımdan çıkarılan gizli nlar, dönüp dolasıp Amerikada yi- » Amerikaam ortasmda yaptırılan map zam hazineye hapsediliyor. Bu ye PUS maden, esrarengiz bir kuv - e bütüm dünyayı idare ediyor. mi bu garip vaziyet te, altma kıy- Ve ehemmiyet verenleri düsün » İye başlamıştır. Çünkü onlar Yer çıkarılan altını tekrar bap- etmekle, altının bir rolü kalmadığını ra başlamışlardır. tiyg ünlinceler altın. piyasasını al. Yap ,etMMİs, İnsanların en sağlam mi- b, ettikleri altna karşı bağları AYSetmtetin, - ei büttün dina bu nitm vari inin yeni bir ikteendi buhran do - e vasmdan korkmaktadır. Alsancakta Cami Yapılıyor nir, (TAN) — Evkaf idaresine, iy ancakta Bir cami ingast için on Bl gelmiştir. Inşaata "yakında anılacak, cami halkın teberrüati- tamamlanacaktır. A: id Hasta Avrupanın Hürriyet Arıyan Hasta Adamları NEVYORKTAN : ueen Mary'de üçüncü enin ret ediyorum. Salonlar hiçbir vapurun üçüncüsüne benze- miyor. Birinci ve ikincide mev- cut her şey, daha adi, daha kü- çük mikyasta burada da mev- cut, Fakat içindekiler, hasta Avrupanın en hasta adamları... Üçüncü sınıfın en büyük faciası. nı, İspanyağan kaçan muhacirler, anaları, babalarını cephelerde kay beden boynu bükük İspanyol çocuk- ları temsil ediyor... Salonlarda, ko- ridorlarda korkak bir gölge gibi do- taşıyorlar... Arkalarında alevler İ çinde yanan bir Vatan, cephelerde maktul düşmüş analar, babalar, kardeşler bütün bir mazi, bütün bir hayat... Önlerinde coşkun dalgala- rile kuduran Bahrimuhit, meçhul bir memleket, meçhul bir hayat, A- merika... Bu iki öndişenin bütün 15- trabr gözlerinde... Üç küçük torununu çocuk yu- vasmda oynatan siyah sakallı, yet- mişlik bir ihtiyar anlatıyor — Anaları, babaları cephede öl- dü... Biz Durago'dan geliyoruz... Amerikadaki İspanyol kolonisi bizi getirtiyor, İngilizler bizi Şerburg'a getirdiler. Şimdi Amerikaya gönde. riyorlar. Başım o kadar sersem ki, kimiz, nereden geliyoruz, nereye gi- diyoruz, hiç bilmiyorum. Aylardan. beridir, düşman bombalarile gehir- rr Gİ İ lâdımı siperlerde bıraktım. Bu. üç: masumla beraber gidiyorum... Ben niçin yaşıyorum... Belki bunlar i- çin... İhtiyarm gözlerinden yaşlar dö- külüyor... Benim de gözlerim yaş. lanıyor... Paçavralara bürünmüş İs.. panyol kadınları, çıplak çocuklar, yangından çıkan bir halk... Birinci smıf, lüks salonlarda dansederken, bunlar, vapurun aşağıya doğru o- nuncu katmda denizle bir karış me- safede, geçirdikleri büyük macera. nm hikâyelerini anlatıyorlar... Ü çüncü smıfm diğer entere- san yolcuları dünyanın her taralımdarı kaçan işsiz ameledir. A- merikanm, bütün kapılarımı işsizle- re kapadığı bir devirde bunların i- çeriye nasil girebileceklerine hay- ret ediyorum. Bunun da cevabını verdiler... — Hepimizin cebinde iş vesika- larımız hazırdır. Bir çoğumuz A- DAA : YAZAN: 3 Sabıha Zekeriya va , aramama KER merikan ordusunda cephe gerisi hizmetlerde çalışacağız. Bir kısmı. miz vatandaşlarımızın yanında yer bulduk, Amerikada Beynelmilel İş Sendikası, bizim oraya girmemiz 1. çin lâzım olan bütün vasıtaları ha. gırladı. Milli ve beynelmilel bir tesani. din, Amerikan kanunlarile boy öl. çüşen kuvvetine şaşıyorum. * Amerika... Büyük servet ve hürriyet memleketi, bizi de doyu. rur... diyorlar, Birinci, ikinci, üçüncü, her snf insan Amerikaya hen bu aşkla ök- mek ve hürriyet aşkile koşuyor. üeen Mary'nin sinema salo. o nunda gala dansı var... Mut. teşem tuvaletli İngiliz leydileri &- teklerini parkelere sürterek aza - metle giriyorlar... Smokinli, frak- lı, küçük İngiliz burjuvazisi, birin. cilerden geri kalmamıya çalısıyor. lar... Gemiye hâkim, salondaki ha- vaya hâkim, Bahrimuhite hâkim, hattâ insanlığa hâkim İngiliz gru- rile, dansediyorlar... Hasta Avrupadan gelip, Gücen Mei, BA 4 göçerler selon- da misafir gil Korkak, Korkak yürüyorlar... “Endişeli bir neşe'ile dansediyorlar... Kapının kenarın - dan müphem gölgeler gibi Hintii- ler. Habesliler, Cinliler. girivor.. Salonun kenar koltuklarına, kaba. hat işlemekten korkan çocuklar gi- bi dizilivorler... Amerikan barında sarhos olan leydilerin kahkahası, müzikle ya- rış ediyor... Hintlilerin yüzline be- kıyorum... Gusen Mary'nin lüksüne bakiyorum... Zavallı Hindistan... Şu Buhrimuhitin ortasında, bir im- paratorluk haşmetile sefereden ge mide, bütin coranatlon'unda sar- fedilen milyonların üzerinde, sizin nekadar iş emeğiniz var... Bütün bunlara rağmen bu salonda, 28sil korkak gölgeler gibi, döşemeye bas maktan çekinerek geziyorsunuz. Onlara da seyahatlerinin sebe bini soruyorum: — Kaçıyoruz... Hindistandaki taz Yikten kaçıyoruz... YAT, NEVYORK HÜRRİYET HEYKELİ — Niye kaçıyorsunuz? Kurtul. mak İçin kaçmak mı lâzun?. Küçücük boylu, simsiyah yüzlü kıvırcık saçlı Budist Hintli cebin. den ingilizce Yazılmış bir celpna- me çıkarıyor... İngiliz Yüksek Mah. kemesinin on seneye mahküm etti. ği bir sendikalist... Soracak başka bir şey kalmıyor... H «beşli derdini başka türlü anlatıyor: — Siz Avrupalılar, Habes facia- sını uzaktan duydunuz... Bu yir- Minel gtx başlıdığı günden bugüne kadar geçen en haksız bir tecavüz. dür. Biz Habeşliler sulh içinde ya- şamayı seven insanlarız... Biz kim- seye saldırmadık... Tarlamızda ça- lisirken, evimizde otururken, en â- zıl: kuvvetlerile üstümüze saldır. dılar... Bizi mezbahada kesilen ko- Yunlar gibi kestiler... Bu harpte ne kadar Habeşli öldü biliyor musu. nuz? 600 bin... Kıtal devam edi . yor... Geçen geneler bunu milyon. lara eriştirecek... Fakat bunda en büyük mesul Milletler Meclisi, La- val ve İngilteredir. Zecri tedbirler, mütecavize karşı kollektif emniyet haniya nerede? Bunlar, milletleri Avutmak için ortaya atılmış balon. lar... Negüs, Milletler Cemiyetinde azâ imiş, coranation'unda Habeş İmparatorlüğunu Negüs temsil et- miş... Ne çikar?. İstiklâlini kaybe. den Habeşistan, bundan ne kaza- mir? Emperyalizm şahlandıkça, de- mokrasiler sinsi maymunlar gibi a- Büçlarn üstüne siniyorlar, Çünkü, Nevyorkun önünde ihtişamla © görünen bu heykel, Amerika- nın istiklâl harbinden sonra Fransızlar tarafından Ameri. kaya cemile olarak dikilmiştir. Bu harpte Fransa İngiltereye karşı, Amerikaya yatdım et - mişti, ME CE günkü, kendileri de ayni temellere basıyorlar... Habeşistanda cidal bit- memiştir, bitemez... Habeşistan, e- sir milletler zincirinde son halka- dır. Fakat bu zincirin bir halkası koptu mu, emperyalizm paldır kül- dür gidecek, ki abeşli, kâlnatı böyle görü- yor... Çinliye göre hâdisat başka mecralarda akıyor. O, Avru- pa medeniyeti ile, demokrasi we, klü- çüelik gözlerini buruşturarak alay ediyor: — sTürriyet; demokrasi, Avrupa rızdeniyeti... Çinli gülüyor, Çinde çocukları uyutmak için haş. haş içirirler... Avrupa medeniyeti de milletleri uyutmak için hürriyet ve demokrasi haşhaş: veriyor. Hangi demokrasi... Bal gbi emper- ya'izm... Avrupalınm kavgısı kür- riyet ve demokrasiyi kurtarmak değil, emperyalizmin temellerini sağlamlastırmaktır... Avrupa hür- riyet ve demokrasisi yıkılır sa, Çin- de kurulan emperyalizmin temel - leri yıkılır... Pazarlar kapanır. E- sir Asya esaret zincirini kopa- rır.. Zincirin Ohalkaları kop. ” — masin diye, sımsıkı hllrrtyot ve de- mokrasiye bağlanıyorlar... Si» Av. rupelılar hürriyet ve adeletinizi » sik tutun, biz, beşeriyete baska bir hürriyet, başka bir adalet istiyo - ruz.. Bizim hürriyetimiz ve adale. timizde müstemlekelerın omuzları üstünde imparatorluklar kuran milletler, ezilmiş insanların gemik- leri üzerinde kurulmuş medeniyet. ler yoktur... Buşımızm üstündeki emperyalizmin topu, tüfeği, neka- dar kuvvetli ise, biz de o kadar kuv vetli top ve tüfekle karşı koyaca- gız... İmanla değil... Top ve tüfek karşısında cayır cayır Yanan Habeş imânımı gördük... Çinin kavgası bel. ki uzun sürecek, fakat her halde Asyada'yeni bir medeniyetin ilk meşalesini yakacaktır. inlinin küçücük, alaycı göz- lerine bakıyorum, yine gü- Asyaya afyon ve haşhaş ihraç et tiler, şimdi afyon ticaretine kendi milletlerini pazar Yaptılar... Eski Amerikan oOCümhurreisi Zaft'ın sözlerini hatırlıyorum: — Çin, yerinden oynadığı gün, Avrupa omedeniyetinin temel - leri sarsılacaktır. Avrupalı, As. yalı, Afrikalı, Yahudi, İspanyol, Alman, hepsi, hepsi kaçıyorlar... Gucen Mary, hasta Avrupanm, a- KANUN KARŞISINDA VAZİYETİMİZ: BEĞENMEDİĞİMİZ Bırakmıya Hakkımız Var mıdır ? “. N , , te beğenmiyorum. Ne güzel yeni İ- simler var, O isimleri taşıyan ar- kadaşlarımı âdeta kıskanıyorum. Ne Yapıp yapıp ben de yeni bir İ- sim alacağım, Hattâ kanunur bile buna müsaade ettiğini duydum. İn- san beğenmediği elbiseyi kullan - madığı ve hattâ sevmediği kocasm- dan boşandığı gibi hoşuna gitmi - a, yen bir ismi de İSMAİL KEMAL ELBİR Istanbul Barosunda Avukat N elbette değistirebil N melidir.? Bayan (Fatma İN kendi fikrini söy“ yaspaşada lüks bir apart- A Malik zevkle döşenmiş bir salonu... Beyoğlu ve Şişli muhitinin tanınmış, kibar bay ve bayanları hep orada sanki randevu vermiş gis bi, Misafirler üçer, dörder, grup grup toplanmışlar. Bir köşede ben de Bayan Fatma ile konuşuyordum. Dedi ki; “— Dostlarım bana (Fatma) de- Mezler. Onların arasında ismim (Zi- #i) dir. Doğrusu, Fatma ismini hiç ledikten sonra benim de fikrimi $0r- du. Dedim ki: “— Umumi kaide olarak, ölünci- ye kadar bize konan isimle arka - daşlık etmek mecburiyetindeyiz. Ben, bu veya şu ismi sevmiyorum, ve yahut, çok kullandım, artık bik- tım, bir yenisini alayım diye değiş- tiremeyiz. Fakat bazı sebeplerden dolayı isim değiştirilebilir. Bakın, Türk Kanımu Medenisinin 26 mer maddesinin birinci bendi ne diyor: BİR İSMİ “Muhik sebeplere binaen bir kimse, isminin değiş istiyebilir.,, Bu maddeden galıyoruz ki, bazı haklı sebepler karşısında isim de- Kiştirmek kabildir, Meselâ, bir is - min kullanılması sahibine madde- ten veya manen zarar verirse, ka- nunun bu maddesi tatbik edilebilir. Diğer bir misal; Aleden intikal 6- dip te, zaman ile pek gülünç bir mesini tabire inkılâp eden, haysiyet ve şe. refi rencide edecek bir mâna ifade «den İsmi, sahibi kullanmamak ve bir yenisini almak teşebbilsünde bulunabilir. Bu teşebbüsünde mu - vaffak olursa, artık eski ismini kullanmaz ve yenisini alır. Fakat mühim bir noktayı, süküt ile geçmemek icap ederse, ismin de- Ziştirilmesi için gösterilen sebep - ler, ne kadar makul olursa olsun, hükümet muhakkak surette, bu se- bepleri kabul etmiye mecbur olma- dığmı da ilâve etmek lâzımdır. nemik çocuklarmı, Asyanm, Afri. kanın yeni bir medeniyet, yeni bir hürriyet ve adalet arkasmda ko - gan esir milletlerini Amerikaya ta- sıyor. Gücen Mary, kilf tutmuş bir li- mon yeşili gibi, karanlık bir deni- zin üstünden kayarak Nevyork li- manma giriyor... Başı göklere tos vuran Sky Serappers'ler sis altın- da... Gilneş, kıpkızıl bir top gibi sis- Ni bulutların arasından kayıyor, hürriyet ve adalet aşkile Bahrimu- hitin ötesinden gelenlerin gözlerini kamaştıracak kadar kırmızı... üneş bulutları yırtarak, sis. leri dağıtıyor. Uzaktan Nev. yorkun kapılarını, Amerikan hür - riyet ve demokrasisini bekliyen hürriyet heykelini görüyoruz. Ve sekiz, dokuz kadem uzunlu - #unda, 62 metre murabbaı genişli- ğinde bir mesnedin üzerine oturtul- muş 200 bin tonluk heykelin ba- sındaki on bir delili yıldız parlıyor. Hürriyet heykelinin Bahrimuhite doğru uzanan elini ve elindeki ki- tabı görüyoruz... 1116... Amerikan hürriyet ve istiklâlinin başı olan 1116 nın ikinci mânası da: “Hürri- yet kanuna dayanır, dir Geceleri 11 dılımın üzerinde 96 bin vatlık elektrik lâmbaları yanan . FIKRA "Hiylei Şeriye... — Ha, demek bilmiyorsunuz. — Hayır! — Evet Ankarada ev yaptırmak istiyenlerden bir kısmı mimara iki plân ısmarlar: Biri şehir plânı kaide. lerine ve diğer şartlara uygun oldu. ğu tasdik edilmek üzere imar büro- suna, diğeri de İslediği tarzda inşe e dilmek üzere kalfaya verilmek için... Bilmiyormuşum gibi... — Tuhaf şey... Acayip şey... — Dahası var Emlik Bankasından para almak lâzım geldiği zaman da plân çiftleşiyor: Biri, ev şeklindedir, bankada öyle muamele görür, Diğeri ise, inşadan sonra, ayni binanm yan. yana Iki ev veya iki katlı apartıman olmasına göre yapılmıştır. Bir şehir plânının nekadar sert bir Şehir plânı iki sınıf kimsenin İşine gelmez: Biri anonim çalışmak iste. miyen idareciler, (Paris'te daha ge. çen seneler genişliyen bir caddenin gerefi bile çoktan ölen meşhur Haus. şmann'a aittir!) diğeri ellerinde top. rak veya bina sermayesinden şehir. ellik, iğiyen ve her türlü disiplin aley. hine çok kâr etmek istiyen ispekülüs, yoncular! Ankaramızda bütün sâyini ve vak. tini şeflerin hizmetine veren bir vali ve belediye reisimiz vardır. O, şüphe. Siz, yalnız bir kanun demek olan plân. la İmar disiplinlerinin tahakkuk et. mesinden gayri birsey düşünmez. Fa. kat hususi kimselerden bazıları için maattcessiif vaziyet öyle değildir. Plân ve imsr disiplinleri; her bina. nm İçini dışını estetik, ijiyen ve her türlü bakımdan kontrol etmek hakk. İ mı bize vermiştir. Fakat bir de lütfen Yenişehir caddesi üzerindeki apartı. manların kaçak . kat dairelerine çı, kmız, ailelere kiraya verilen kömür. lilkleri dolaşmız; kapıları salonlara açılmış halâları görünüz! ! Çankaya caddesinin yolu, bahçele, ri ve devlet yapılarının bir kısım (Devlet mahallesini madma bozan bi. nalar müstesna!) gerçekten bizi ö. vündürecek kadar güzeldir. Fakat hususi yapılardan hele bir kısmının. ona vermekte olduğu şekil Balkan 46. hirleri caddelerinin inşa manzarala. rından aşağıdır. İmar bu seneden itibaren belediye. nin teşkilâtı arasına girdi, anlaşmaz.” Uk, ve otorite teşettütü kaldı: ve Imar disiplinleri mücadelesinin bi. tün keyif ve menfast mukavemetle. | rini kurmasını bektiyelim. - Patay Kilis Bağları Dolu lüyor, Avrupalılar şimdiye kadar” Yüzünden Büyük Zarar Gördü Kilis, (TAN) — Cuma günü Ki ve civarına şiddetli dolu yeğm bağcılara endişe vermiştir. Bağl da ve kavun tarlalarında mühim zis yanlar vardır. Birkaç gündenberi he men her öğle üstü nöbet nöbet yağs mur yağmaktadır. Köylerdeki bağ larda dn, Kilis bağlarmdakine nisb le az olmakla beraber, hasar vard Antepte Kadınlara Mahsus Bir Konferan: Gaziantep, (TAN) — Doğum evi direktörü ve Ç. E. K. başkanı tör Saip Özer, Halkevi salonunda) kadın hıfzıssıhası ve çocuk hastalık ları hakkında verdiği bir onferansta yüzlerce bayan bulundu. Yer kalmad ğı için birçokları da geri dönmek me iyetii Konferans, ine temas eti için salona erkekler almmadı. . İznikliler Üzüm Kooperatifi İstiyo İznik (TAN) — Ege mntskasıne da çalışan üzümcülük kooperati iyi neticeler verdiğini duyan İzn ler, üzümleri pek meşhur olan ğin de bu kooperatife alınmasını d lemektedirler. Kasabamızn en işlek yeri ol Mazharbey caddesinin kaldırımlı bozulmuş bir haldedir. Halk, bu yo lun biran evvel yaptırılmasını çalış kan belediye reisi Salim Demirca dan beklemektedir. gözlerinde 14 bin voltluk güne: yanan heykelin kanatları altımdaj geçiyoruz. o Gucen Mary se suların üstümden aizitliker.. hast Avrupanm, esir Asyanm, İri kanın hürriyet ve ekmek âş lar nı hürriyet âbidesinin etekleri döküyor. , inzibat istediğini çoktanberi bilirim, ©