Mahkemelerde » Vali - Hüseyin Cahit Dava- , sında Dün Şahitler Dinlendi Akşam gazetesinde (Biriken para) başlıklı bir yazı yüzünden © Vali ve Belediye Reisi B. Muhit. tinÜstündağla muharrir B. Hü. seyin Cahit arasında çıkan karşı. Irklı hakaret davasının bir safha. sıdadün sabah Asliye İkinci Ceza mahkemesinde geçti. Mah- keme, Kocaeli mahkemesinden gelen istinabe şahitlerini dinli. yecekti. Hüseyin Cahit Yalçm ile vekili ve © Muhittin Üstündağın da avukatları mahkemede bulunuyordu. Şahitlere sorulacak sualin mevzuu gu idi; (Biriken para) başlıklı yazım müs veddesi kimindir? Bunu Hüseyin Ca- hit Yalçın mı yazmıştır? Dün, mahkemede yedi şahit dinlen. di, Birinci şahit Akşam matbaası mü- dürü Kâzım idi. Reisin sualle- “rini şöyle karşıladı azetenin idare işlerile uğ- gırım. Akşamcı sütununda muhtelif * muharrirler yazı yazmaktadır. Vâlâ Nureddin. Necmettin Sadık bir ara da ricamız üzerine Hüseyin Cahit Yalçın yazmıştır. Dava mevzuu makaleyi da- vadan sonra okudum. Yazıyı Hüse - yin Cahidin yazdığı hakkında kat'i © malümatım yoktur. Yazmış Olmasi İhtimali bulunduğu gibi yazmamış ol. ması da muhtemeldir, O sütuna ba - zan ben, bazan yazı işleri müdürümüz Enis Tahsin de yâzı yazarız. Sorulan sualler Bundan sonra, şahide Muhiddin Üs tündağın avukatının şöyle bir suali s0 Tuldu: — Kendileri gazete mlildürt oldu- Buna göre, bu yazıyı kimin yazdığını tahkik etmemişler midir? © Küâzm Şinasi bu susleşu cevabı verdi: — Dava üzerine yazıdan haberdar oldum. Yaz: imzasız olduğundan gâ- zeteye mesuliyet gelir mi, gelmez mi, “bunu tetkik ettim. Avukat tutulması meselesi noktasından ayrıca yazınm “kimin tarafından yazıldığını sormiya Hüzum görmedim., Yine Muhittin Ustündağın avukatı. “nm talebi üzerine reisin sorduğu ü- “glineli bir suale de Kâzm Şinasi gu cevabı verdi: — Hüseyin Cahit Yalçınla davadan "sonra görüştüm. Fakat bu mevzu ü- zerinde ne ben ons bir şey sordum, “nede o bana bir şey söyledi. Şahsi kanastimi de arzetmiştim. Yazmış ve ya yazmamış olabilir. Kat'iyyet ifade Davaya İzmitte Devam Edilecek edecek bir kanaatim yoktur. Diğer şahitlerin sözleri Ikinci şahit başmürettip muavini Fevzi bu yazı yazılmadan çok evvel gazeteden ayrıldığını söyledi. Başmü rettip İzzet te şunları anlattı: — Yazılar bana tomar halinde &€- lir, Bunler: kimin yazdığını tetkik et- mem, Hüseyin Cahidin yazı yazıp yaz madığını da bilmem, Valinin avukatı bu şahide daha bir Bahçıvan . oPerikli Davası Silivrikapıda öldürülen bahçivan Periklinin davasına dün ağır cezada devam edildi. Bektaş isminde bir ça- hidin ifadesi üzerine geçen celsede ba- #ışşahitler dinlenmişti. Bunların bir kısmı, Bektaşın: “Müddeiimumi Ali Rızanm akra- basıdır, elbette beraetini ister, Fakat AN Rıza bana mürgecast etmiş ve Periklinin öldürülmesini istemiştir. Mahkemeye gidip şahadet edeceğim.,, dediğini anlattılar. Dün mahkemede bu şahitlerin Yüzleştirilmesi yapıldı. Bektaş, Reisin bir sualini şöyle red- detti: — Müddelunyumi Türk oğlu Türk- tür. O nasıl Arnavut olabilir. Haşa ben böyle bir şey söylemedim. Bu muhterem heyete karşı böyle bir şey söylenir mi? İ Bundan sonra müddelumumi Kâşif Jâyağa kalktı: — Müddelumuminin damarlarında İ Arnavut kanı yoktur. Arnavut olsa müddeiumumi davânım mahiyetini de- illerle ölçer, ve ona göre de talebini yapaz. “Müddelumumi çocuğun akra» basıdır,, demek, civdanmı karalıyor, demektir. Bektaş böyle bir şey söyle- çok şeyler sordurmak istiyordu. Bir aralık: — Bay rels, gahit gayet tereddütlü ifade veriyor, dedi, Reis: - Ne yapalım, bu yazıyı Hüseyin ? Cahit yazdı diye kat'i bir şey mi söy- İletelim ?,, dedi. Hüseyin Cahit Yalçın şu suali sor- du: “— Şahit ikinci şubeye çağrılarak kendisinden bir şey sorulmuş mü: dur? İzzet cevap verdi: — Hayır çağrılmadım. Bundan sonra musahhih Şevket, İmusahhih İhsan, idare memuru Nâ- İzem dinlendiler. Bunlar da yazının ki- min tarafından yazıldığını kat'i ola- Tek bilmediklerini söylediler, Müddei umumi, tahkikat evrakının Kocaeliye gönderilmesini istedi, Mahkeme de bu şekilde karar verdi ve bir saat son ra da tahkikat zarfı postaya verildi. Adliyede Tokat Affı Dün, Adliye koridorlarında bir to- katlama hâdisesi olmuştur. Müddelu- mumi Ermirgünda Meydan sokağında oturan Ahmet tarafından kendisine 2, lira rilşvet verirken cürmü megbut halinde yakalanan Yeniköy nahiye müdürü hakiemdeki tahkikatına de- vam ettiği için dün de müddelumum!- lik salonuna bâdizenin bir çok şahit leri gelmişti, Bu arada şikâyetçi Ah- met te vardı. Bir aralık Emirginda Meydan sokağında oturan Şükrü Bat maz, Ahmedin yanıma gelmiş ve: — Alkeğdin hep senin iftiran yi zünden sürünüyor, diyerek yüzüne| işiddetli bir tokat indirmiştir. Adliye | polisi, hâdiseye el koymuş ve suçluyu meşhut suçlar o müddelumumiliğine vermiştir. ———— — —— —— meğiğini iddia den çıkmıştı, inler, dedi. Bundan sonra Süleyman, Zekeriya, kahveci Sadık, Hasan, Şukir dinlendi. ler, yüzleştirildiler, Geçen celsede ge- len maktulün kardeşi İspiro dün gel memişti. Onun da müvacehesi lâzım- di. Davacı avukatı Cemil, Korucu Se- Yit ile Koço isminde iki şahit daha gösterdi. Muhakeme, gelmiyen şahit- lerin çağrılması için talik edildi. TAN Baş rollerde: Yarın Akşam HALKEVLERİNDE 1 eaeeesen Halit Ziya Gecesi Eminönü Halkevinden: Büylik sanâtkir Halit Ziya Uşak liğilin san'at hayatının (55) inci yı - U münasebetiyle o 5—Mays—937| çarşamba günü saat 21.30 da Evimi - & Çağaloğlu merkez salonunda ya- i&cak toplantınm programı aşağıya çıkarılmıştır , iii Bu toplantıya davetiyle ile geline - “ektir. Ayni zamanda İstanbul rad - Yosu ile de neşredileceklir . 1 — Kumferans: Agâh Sırrı Levent tarafından. 4) Servetiftüina sivatı b) Servetifinun nesri ©) Halit Ziyanın eserleri, edebi gah- | şube: siyeti, romanlarının vasıfları ve kah» | su vamanları, 2 — Konser: Evimiz orkestrası ta- rafından, 3 — Hatıralar: Hüseyin Siyret ta- İrilir ti 5 — Hatıralar: Ali Kâmi 5 — Hatıralar: İzzet Melih. 6 — Eserlerinden bazı parçalar; Muvaffak tarafından. 7 — Hitabe: Meliha Avni tarafın « dan, —uan Bayan Kâmuran Bagana Yeni getirdiği şapka modellerini Eskişehirde Porsuk bulvarındaki &- vinde töşhire başlamıştır. YENİ NEŞRİYAT VARLIK — 1 Mayıs 1937 tarihli ve | #2 inci numarası Yaşar NÂâbi, Nahit Sırrı, Nurettin Artam, Umran Nazif, | Cahit Sıtkı, Hâmit Macit, Reşat Ce - İnal, Yakup Sabri, Ahmet Râhminin makale ve hikâye “ve şlirleriyle ve fransiz, rus ve felemenk edebiyatın! kişi mA Nefis bir sergüzeştle başlıyan, heyecanlı ve güzel sahnelerle dolu bir AŞK Koronof incileri Fransızca sözlü AŞK ve GÜZELLİK FİLMİ MIRNA LOY — SPENCER TRACY MELEK'te ingiltere Tacının incileri Filminin fevkalâde bir beyeti vardır, 50 Baş rol 250 İkinci rol 1500 Figüran Aranılan Yedek Subaylar Kadıköy uskerlik şubesinde yazılı! iken şimdiye kadar gelmiyen ve ara- nıldığı halde bulunmıyan aşağıda ad. ları yazılı yedek subayların çabuk ye gelmeleri, taşrada iseler bu « ukları yerlerin adreslerini bildir meleri aksi takdirde haklarında ka- nuni müamele tatbik olunacağı bildi - Piyade. Ysb. İsmall Necip oğlu Os- . man Ali 314 (16643) İst. Piyade Ag - teğmen. Hâzım oğlu Ömer Fevzi 316 (23336) Kirşehir, Piyade Asteğmen M. Emin oğlu Tbrahim 308 (5224) Es Piyade Asteğmen Y, Rıza oğ Esad 310 (5185) Asteğmen H. Hüsnü oğlu Bilâl 310 (6518) İst. Piyade Asteğmen O. Kâ- mil oğlu C. Mustafa 313 (13193) İst. Piyade Asteğmen Mehmet oğlu M. Tahsin 311 (25633) Sivas. Topçu Yeb, Haydar oğlu Ekrem 315! (20636) Bağdad, topgu Yeb. Vasfi) Joğlu V. Ferit 317 (10690) İst. Nakli. ye Asteğmen Agâh oğlu A. Şükrü 308 (211) İst., Piyade Ysb. Ahmet oğlu H. Hüsnü 314 (16417) Edirne, Diş Asteğmen 31 FELK OğLU MA; azmeu ÖL (386T) Yanya. Diş asteğmen M. Sab ri oğlu A. Rıza 318 (38567) b 5.5 - 987 iRadyo İ Bugünkü program Istanbul: Oğle neşriyatı 3 12,30 Plâkla Türk rmusikisi 12,50 Hav dis 15,05 Muhtelif plâk neşriyatı 14 S08 17 Inkılâp dersleri Üniversiteden naki Hikmet Bayur tarafından 18,30 Plâkla dA ualkisi 19,30 Mandolin orkestrası Berk arkadaşları 20 Nezihe ve arkadaşları taf fından "Türk rmasikisi ve halk şarkıları 204 temsil . Günün prograni özü Senfonik konserler : 2) Kolonya Franz Andrenin idaresini yon senlomik eserlerden (Brüksel'den * Gi Askerlik işleri | | 00 Bükreş Plâk masik | dalgası Halk konseri (Kidky, | Varşova Koro konseri 18 Eudapeyte Şat dor Bura orkestrası 18 Bükreş Eğlenie orkestra musikisi, 19.30 Roma kısa dalgil Arap musikisi 19,50 Roma karışık “oni 20 Hamburu Enstriimanlal konser. 20 Lâ? sig Eğlenceli ötkesira konseri 20,15 Kol ya Erkek korosu 20,20 Bükreş iichard 5! rauss'un piöklarından 20.25 Budapeşte car musikisi akşamı 20.30 Stokholm Ask? si bando. 20,45 Varşova Plâklar 31,35 POf Parizyen 2145 Breslav Barbier de Si opsrasından sahreler 2145 Münih o banö müzika 2230 Reune » Strasburg Meeâ gerlerinden (Lust, Dobnanyi, Bartok) 224 Bükreş Sandu Marka orkestrası. 23,25 Bİ dapeşte Plâk konseri 21,30 Lâypaig Ork€ tr, şarkı, piyano. Operalar, operetler : 10 Budapeşte (o Surdou'nun “Madam sans geri li musiklili piyes 29,45 VİYİ da Puccininin "Far Vest kizi operas 3İ Belgrad Bir opera piyesi (rakil suretile) 22 Lüksemburg “Le Barbier de Seville, 5 peras. İst. Piyade | eesitaer: 2230 Varşova Piyano kenteri (Bebi: mann) 23 Pont Parizyen; Oda musikisi kö seri 15.20 Roma kısa dalgası Piyano kemi” | konseri 15,25 Prag kısa dalgası Piyano seri )Beethoven) 16,05 Prag ksa dalgs*! ek halk garkıları 18.39 Rorna kısa dalgasi talyan halk düetleri 21,30 Bükreş Piyan? konseri 21,10 Prağ Piyano ile Çek dansi 2140 Budapeşte Franz Lig'in eserleri * den konser 22 Liypziç Dağcılık yarkılaf” 22 Varşova Şopenin piyano eserlerinde” 23,40 Münih Keman konseri Dans Musikisi: 1629 Prag Kılâ dalgum”20 Brdnler, 2 Şattkela #20. VirAYA.ZU$ Urfa, Açıkgöz dan terelimelerle çıkmıştır. Deniz Mecmuası Eczacı asteğmen A. Rıfat oğlu C, Ali 315 (38427). Tabip asteğmen Hikmet Misafir Tutuldu r, Bu JAf ta here. Hiç kerli ferli adamlar sökağa düşmüş kızlara yan bakarlar mı? Kimbilir, hastalıklı mıdır? Hırsızlığından bile şüp- be edenler olur, A "Nazlı ne yapacağı derin derin düşünmiye baş. Tadı. Elbiseleri gün geçtikçe harap oluyor. Bazı yakala- dığı adamlar hiç para vermeden savuşuyorlar. Ne diyebilir ki? Kavga etmiye, bağırmıya, hakkını ara- mıya “hakkı, yok! Nazlı kanun harici olduğunu yavaş yavaş farket. miye başladı. Bir akşam üç sarhoştan müthiş bir dayak yedi. Yangın yerinde idiler, Herifler para vermek isteme- » yince Nazl: küfür etti. Ne de insafsızca dövdüler hergeleler... Nasil acı madan bastılar tokadı? Yaşamak istiyen, ve yaşamak için buralara kadar yuvarlanan Nazlı, o geceyi hiç unutmıyacak! O, dişlerini sıkarak, “posta olurum,, diye haykır. madan yediği dayağı, hiç aklından çıkarmıyacak. » Bu o gecenin düşüncesidir. * İki akşam sonra, Üç kişiden en çok vuranı geldi. Nazlı sabahtanberi açtı. Yine kol kola yangın yerine gittiler, delikanlı sâde: : — Ben vurmadım, o itler yaptı bü işl Dedi. Nazlı onun vurduğunu biliyor amma, çaresiz gi decek! Aç insana, böylesine kin tutmak hakkı bile veril- memiştir. Hem Nazlı yavaş yavaş anlıyor ki hak verilmez, alınır, Verilse de verilen nesne, pek çamur, pek ke. 'paze bir şeydir. Yani hak değildir. Nazlı oğasmda yalnız yatarken bâzan düşünüyor. > Mahmudu, Salihi ve fabrikayı. 'Mahmuda bu haliyle artık gidemez. Ona karşi tu- haf bir yakınlık fakat ayni zamanda büyük hicap No. 52 Salihi zaten o İstemedi. Çaresizlik onu Salihe muh taç etti, Tekrar ona dönmenin mânası yok. Salihle beraber sonuna kadar ne olabilir? Herşeye rağmen yaşamayı düştinüyor, Nastl olur. #a olsun bir gün, daha iyi daha yukarda yaşıyaca- imi umuyor. Nazlı, bu yolda kendisine arkadaş olanları daha tanımadı. On beş yaşmda en lüks randevu evine dü. şüp yavaş yavaş Galalaya, yangın yerlerine kadar yuvarlananları dinlese.. Onlarla bir karşı karşıya gelse,, Görecek, ki, gençliklerini tamamile unutmuş olan bu kadınlar, yüzleri ustura, vücutları hıçak yarasile delik deşik, parça parça olup büsbütün çöktükleri halde kâlâ, böyle bir Ümit kırıntısı ile yaşamakta» dırlar, ço Bir kenarda yapayalnız can verenlerin son nefes. lerine kadar yanlarında taşıdıkları yegâne Ümit te budur zaten!... ... Nazlı bazı akşamlar bir gecelik ahbaplarını eve götürmiye başladı. Bunu pek çekinerek, pek mecbur olduğu zaman yapıyor. htiyarlar, bir şey sezecek diye ödü kopuyor. Fakat ne yapsın. Ayağına gelmiş müşteriyi tepe, mez ya. Hem sön günlerde yağmurlar başladı. Ince elbisesile titriye titriye dolaşamıyor. Bir mahellebi- cide oturuyor. Yangın yerleri, boş arsalar, işe yara- maz oldu. Her erkek oturduğu öve kadm götürebi. Mir mi? İşte bazısı: — 3enin yerin varsa gidelim. Yoksa başka akşa- ç si Sa Kaptan ve makinistler cemiyeti ta- rafmdan her Ay muntazaman nesro- lunan bü mecmua, yalnız denizcileri değil, denizi sevenleri ve denizle alâ. kası bulununları da memnun ve tat . min etmektedir Yeni sipariş edilen gemilerin plân İ ve yazıları çistifadeli seyahat hatıra - larr, deniz hikâyeleri ve kıymetli de- niz mevzualarını ihtiva etmektedir. Tevzi merkezi, Galata Merkez Rah. tım hanindadır. Devrim Yolunda — O. Turgut Yaylalı tarafından yazılan ulusal gi- irler bu İsim altında ve bir kitap ha- linde neşredilmiştir. (2728) Trabzon, Yab, (34450) Aziziye. lantmın 125, Yazan: SUAT DERVIŞ Diyor. Eve girmek te çıkmak ta müşkül. İhtiyar karı ko- ca ait katla oturuyorlar, Yukarda çıt olsa duyuluyor. Kapıyı açmak, merdiveni ihtiyatla çıkmak bir me. gele. Hele sâbüh namazına kalkan ev sahiplerine, er- ken erken Uyanan komşulera bir şey sezdirmemek daha güç. Havalar soğuk, Müşterilerin ekserisi nezleli Sık sık öksürliyorlar, Sarhoş otanlarsa büsbütün başbe- lâsı, ne durdan, ne de yavaştan anlamıyorlar. Nihayet bütün çekinmelerine rağmen bir gün f0. yası meydana çıktı, Koca karı Nazlıyı karşısına çekti. Mukağddemeye 4 lüzum görmeden: — Bana bak kızım, dedi, ben evimde böyle şeyler istemem, amcan - kocasına Nazlı böyle diyordu - du- yarsa kızar, Ya çık buradan, yahut buarya adam ge- tirme... ... Nazlı tamamile şaşırdı. Eski hayatından tamami- le koptu. Yenisine bir türlü intibak edemiyor. Her adımı acemi. Her hareketi rilyadaymış gibi. Bir akşam caddede dolaşırken birdenbire durakla» dı. Şu siyah ipek mantolu kadm. Şu elinde bir def ta gıyan Bayan çöpür Emine değil mi? Adeta bağırdı: ine! Çöpür Emine durdu. Ona hayretle bakıyor, — Kız, Nazlı sen misin? — Benim! : Yanyana yürüdüler, Eminenin delik deşik yüzü ne tuhaf olmuş. Elektrik fenerlerinin alaca karanlığın- üdeta güzel görünüyor. Düzgün, alık, bol asteğmen Reşit oğlu Seyfettin o 805 muamele ME. 8 6. Nuri oğlu M. Talât 299 (322 - 2) İnoz. Muamele ME,; S6. Hasan oğlu Yeh- ya 296 (315 - 23) Çanakkule, Baytar A. Talât oğlu Kimyagerler Birliği Kongresi Türk dipl. kimyagerler birliği İs -! tanbul şubesinden: Ekseriyet hâsıl almadığından yapılmıyan umumi top çatşamba günü saat 175 da gene syni yerde akdedileceği sayım azaya tebliğ olunur. pudra (o mi? Ölürüm de gitmem oraya. akisi anlik» mh sin. dep bie enli di vi oğlu H. Ata 315 (2346) İst. Tabip Ki da Zincirliku: varın” asımpaşdâz Zinci yu o. daki Mehmet Aliniy dükkâna mis” fir gelen Hasan, arkadaşınm oradi bulunmadığı bir sırada dükkân kast” Sını kırmış, içinde bulunan 250 1ir# ile 2 altın yüzük ve birkaç bilesi çalmıştır. Hasan, İşi belli etmeme — İlçin dükkânda kalmış, biraz sonra 4“ kadaşı gelince veda ederek ayrılmı$ tır. Neden sonra soyulduğunun fark” na varan bukal, polise müracaat miş ve nihayet açıkgöz misafir yak” İlanarak para ve mücevherat geri 58 — A, Fuat 307 mıştır. Emineyi nekadar değiştirmiş. — Nasılsın kız? — Sorma! Kesik cümlelerle konuşuyorlar. Biribirlerine ha * yatlarını anlattılar, işte minenin hikâyesi: — Hayırsızım hem bana, hem kendi başma bir i# açlı ki, sorma, Bir gün kahvede kumar bahanesile bir maraza çıkarmışlar, Arabacı Salihi şişlemiş. En selediler. Tıktılar kodese.. Düha davası yürümedi. Iki seneyi yer diyorlar, İşsiz halimde bu felâket başıma gelince deli oluyordum. Aylardır iş aradım. Yok yere batasıca yok! Geçenlerde senden iyi olmasın bir ahbap akıl öğ“ retti, Sesim güzeldir benim, şarkı söyle para kazan” Ar yılı değil kâr yılı dedi. Bir de onu deneyeyim bari diye düşündüm. Pekâlâ etmişim. Şimdi bir arkadaşım var. Onunla - buluşuyoru- Hava karardımı, kahvelere. meyhanelere gidiyoru” O keman çalıyor, ben onunla beraber şarkı söylüyo” rum. Allah bin bereket versin, Hem kendimi geçin” diriyorum, hem de bizimkine kir çıgara parası olsu? götürüyorum. — Ne kazanıyorsun gecede? — Gecesine göre. Bazan şans İyi gidiyor, iki P* pele para demiyoruz. Hele aybaşı geceleri dahs d8 fazla oluyor. Bazan yevmiye 40 - 50 kuruşa kedi” düşüyor. — İyi şeymiş bet — Değil mi kardeş, peki'sen anlat biraz da... S9? ne yapıyorsun! — Fabrikadan çıktığımı biliyorsun değil mi? — Biliyorum. — Halim çok iyi idi amma, kendim ettim. Müret- dp Salihle beraber oturuyorduk. Sonra bir taşra tüccar yakaladım. Herif bıraktı gitti. Ortada kaldım” Senden nesini saklıyayım, çok kötüyüm. — Fabrikaya gitsene... x — Allah göstermesin... Bir daha fabrikaya gitme” | (Arkası var) vi