23 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

23 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-d 10 Suriyeli Bazı Unsurlar Trablusşamı (Başı 1 incide) Hâfız Mahmut Celâlettin, Türkiye aleyhinde vâz ver mek için para ile tutulmuş tur. Satılmış yubaz ilk vâzı nı vermiştir. ... Taşnaklara üniforma giydiriliyor Halep, 22 (Hususi) — Fransızlar tarafından teşkil edilen Taşnak çete- lerine şimdi de resmi üniforma giydi- rilmiye başlandı. Bunlardan zabit kı- yefetinde ve kolları formalı olan çe- tebaşıları 2 otomobille Hatikten Ka. mışlıya giderek etrafı tetkik etmiş- lerdir. Hâlâ tevkifat! Hama, 22 (Hususi) — Reyhaniye bâdisesi dolayısiyle hâlâ Türkler ara- sında tevkifat yapılıyor. Altuni zade Halil, Neşet oğlu Ömer Şemseddin, Abdurrahman, Şeyh Mehmet, Kıllı Mehmet oğlu Abid, Mehmet oğlu Sıt- kı Hâmit, Halepli zade Memduh, Rey. haniye belediye kâtibi Hasan ve Re- şit ve İhsan birkaç gün evvel tevkif edildiler. Bunlardan başka birçok kimseler daha tevkif edilmişlerdir. Demirgömlekliler Sancakta Hama, 22 (Hususi) — Sancağa ye- niden Demirgömlekliler gönderilmek- tedir, Gerek Şamdan, gerek Halepten gelenlerin tahaşşüt mevkii şimdilik Muratpaşa mmtakasındadır. Ş Haklarında hiç müsamaha | göstermiyeceklermiş! Adana, 22 (Tan muhabirinden) — Paristen Suriye hükümetine bir mek- tup gelmiştir. Bu mektupta Suriye heyetinin Cenevredeki faaliyeti hak- kında uzun tafsilât verilmektedir. Mektuba göre, Suriye heyeti, İsken. derun için şimdiki nizamın kabul e- dilmesinde israr etmiş, Hatay cemi- yeti tarafından kararlaştırılan husu- Bi Sancak bayrağını kabul etmemiş ve İskenderun nizamınm üç devlet an. laşması halinde kararlaştırılmasını, yyani her hangi yeni bir kararda Su- Fiye hükümetinin de imzası bulunma- Bını istemiştir. Bu mektubu yazan"Cemil Mürdüm- dür, Mektubun sonuna şunları ilâ - ve etmiştir: “— Biz, bu mühim devrede vazife- mizi yapacağız. Haklarımızda müsa- maha göstermiyeceğiz.,, Suriye Heyeti İskende- run Yerine Trablusşa- mı İstemiye Çalışmış Londrada çıkan Great Britain and the Eost gazetesinin Suriye muhabi. ri, Suriyede hüküm süren bugünkü vaziyet hakkında dikkate değer bir mektup yazmıştır. Bu mektupta bil- dirildiğine göre, Suriyeli birçök un- surlar Şamtrablusunun Suriyeye ia. desi üzerinde israr etmektedirler. Bir Bebebi, Trablusun bir müslüman şeh. ri olması; diğer sebebi, İskenderunu kaybetmenin bu suretle telâfi edilehil- mesidir. Suriyede hüküm süren ka- naate göre, Suriye Başvekili ile Ha. - riciye Nazırımın Parise gitmelerinin — Bebebi de budur. — kümeti bunu resmen tekzip etmiş ve Fakat Fransa hü. Fransa Dışbakanı Lübnan Cümhurre- — isi Bay Edde'ye bugünkü Lübnan hu- /— düdünün bozulmıyacak bir tarzda tes. bit edilmiş olduğunu temin etmiştir. — Suriye ile Lübnanın müşte- Ş rek menfaatleri Suriye ile Lübnan arasındaki müş- terek menfaatler meselesi de çok kes. — kin ihtilâflara sebebiyet vermektedir. Beyrutta çıkan Orient gazetesi, Li'*- — nhanın “iktısadi milliyetçilik,, siyaseti- ni takip etmesini istemekte ve Suriye. ile Filistine karşı kuvvetli gümrük manialarının tesisini müdafaa et- mektedir. Bu gazeteye göre, Filisti. ne karşı serbest ticaret usulünü tat- — bik etmek ancak Filistine fayda ve- rir. Himaye usulü sayesinde Lübnan Banayi sahibi olur ve Filistinin ihraç maddelerinden kurtulur. Suriyeye gelince, Lübnanlı gazetenin söyledik. leri şunlardır: “Suriyeye ihraç ettiğimiz malların beş mislini kendisinden satın almak- — tayız. Gümrüklerden müsavi bir his. — ge almadıkça, tamamiyle serbest kal- — Mmamız daha iyi olur. Bu sayede Lüb- nan, bütün Yakm Şark için bir depo AA LA S C) İstiyorlarmış! larımızla müşterek gümrük sahibi olmaktan kurtulduğumuz takdirde is- tifade eder ve gümrük tarifelerinin maniaları arkasında sanayiimizi 'ser. bestçe inkişaf ettiririz..,, İngiliz muhabiri bu mütalealara şunları ilâve ediyor: “Nüfusu bir milyon bile tutmryan bir memleket için, iktisadi milliyetçi. lik siyasetinin takibini, iftihar mahi- yetinde sayanlar çoktur.., İngiliz muhabiri daha sonra şu ma. lümatı veriyor: “Suriyede yaşıyan milli unsurlar, Sancak Türkleri gibi kalkınmakta ve statüko aleyhinde tezahür yapmak- tadırlar, n Yukarı Cezirede yaşıyan Kürtlerle Asüriler muhtariyet veya İrak ile bir. leşmek istiyorlar. Hattâ Halebin de idari muhtariyet istemekte olduğu iddia ediliyor ve Şimali Suriyedeki memuriyetlerden çoğuna Şamlıların tayin olunmalarından şikâyet edili « yor. Bü gidişle Suriye şehir devletle rinden müteşekkil bir kolleksiyon ola cak, Siyasi bir buhran mı? Paris ve Cenevrede dolaşan nazır lar geri döndükten sonra bir hayli ka- rışık meselelerle karşılaşacaklarılır. Mühim bir siyasi buhran da vukubu labilir. İktisadi vaziyet te kat'iyen iyi değildir. Hükümet 26 eylülden evvel alman borçlar hakkında bir se- nelik moratoryum ilân etti. İIşsizlik günden güne artmaktadır. Birçok ai. lelerin ekmeğini, bir mağazada, veya fabrikada çalışan on, on iki yaşında çocuklar kazanıyor. Ve bunlar 12 saat çalıştıkları halde yevmiye otuz kuruş bile alamıyorlar. Bütün bunlara şunları da ilâva et- meliyiz. İlk müslüman avukat kadı- nı, Şam barosuna kabul olundu. Fransa ile Lübnan arasındaki mua. hedenin imzasındanberi, Beyrut lima hnma giren vapurlar, Fransız bayrağı yerine Lübnan bayrağımı taşıyor. Almanya, Memleketimize İhracatı Menetmedi Ankara, 22 (A.A.) — Almanya bü- yük elçiliği tarafından neşri ricasiyle gönderilmiştir: Son günlerde bazı İstanbul gazete. leri Almanyadan Türkiyeye ihvrucat yapılmasımna Alman hükümetince mü- saade edilmediği hakkında bir haber neşretmişlerdir. Bu haber, doğru de. ğildir. İcra Teşkilâtının ... D Tanzimi İçin (Başı 1 incide) karşılanamıyor. Hattâ Devlet Demir. yolları için Almanyadan kömür alın- masına müsaade etmek lâzım gelmiş. tir. Adliye Vekâleti buna mukabil bir- çok kuvvettli kollarım hapisanelerde muattal kalmasından teessür duymuş ve devamlı amele diye çalışmak üze. re nümune olarak 50 mahküm gönde- rilmesini, kömür havzasına teklif et- miştir. Bu mahkümlar, ceza meseleleri hak kmda tetkiklerde bulunmuş, genç bir hukuk mezununun riyasetinde ve İm ralı ve Edirne hapisanelrinden en iyi halli olanlardan Zongulda. ğa gönderilmişlerdir. Orada evvelâ evlerini yapmışlar, sonra çalışmıya başlamışlardır. Alman randıman en uslu amelenin verimi dereces' ledir. Mahkümlar, büyük bir şevk ve heves. le çalışıyorlar. Mahküimların etrafımn. da jandarma falan yoktur. Muayyen bir sahada tamamiyle serbesttirler, Yalnız kendilerine sarı kollu, yeşil ya- kalı, pamtalon paçalarından her biri başka renkte birer elbise giydirilmiş- tir. Böyle elbiseli bir adam, muayyen bir sahanm haricinde görülürse jan. darma kendilerini canlı veya cansiz tutmıya mecburdur, İlk 50 amelenin verdiği iyi netice üzerine maden müesseselerinden Adli- ye Vekâletine mahküm ' siparişleri yağmıya başlamıştır. Kimi 300, kimi 400 mahküm istiyor. Adliye Vekâleti siparişleri sırasiyle ifa edecek ve mik. tarı 2500 raddesine kadar çıkaracak- tır. Mahkümlar, hallerini ıslâh etme- leri beklenenler arasından seçilecek. tir. Bu sâyede Zonguldakta mütehas- sıs bir amele smıfı yetiştirileceği ümit TAN Egeliler Gecesinde Egeliler gecesinde bulunanlardan bir grup zmirlilerle İzmiri sevenler, E geli gençler, evvelki gece Maksim salonlarında çok güzel bir gece yaşadılar. Ege gecesi için ev- velden hazırlanan beş ekipin oynadığı zeybek, iki cazın çaldığı İzmir fokstrotu ve Ege tangosu orada bulunanlar tarafından takdirle alkış- lanmış, bilhassa Karşıyakalı Mümtazın “İzmir al_(şa.mlırındı., tangosu hayranlıkla dinlenmiştir. Tıbbiyeden Naşit Adnanın zeybeği de, herkese, Kızıl cepkenli Öde. miş delikanlılarını hatırlatmış ve toplantı sabaha kadar ayni neşe, ay- ni samimiyet ve canlılık içinde devam etmiştis. Eski Elçiy Hazırlıy (Başı 1 incide) Yataklı vagonun kapısmı açıp, sefi- rin vagona atlamasını kolaylaştırmak üzere elini uzatan kondüktör garm gürültüsü arasında kamçı gibi bir ses işitiyor. O anda da sabık sefir ıstı. rap içinde iki kat olmuş bir halde ka- lıyor. Kondüktöre bağırıyor : — Vuruldum, şu arkada duran ka. dımnı tevkif ettirin!.. Kondüktör sefirin dediği tarafa bak tığı vakit, çok şık giyinmiş, esmer güzeli bir kadınm, sağ elinden, henüz namlusu tüten bir tabanca düşürdü- ğünü ve donmuş gibi sapsarı bir yüz. le tevkif edilmek üzere beklediğini gö- rüyor. Polisler kadınm yanma yaklaştık . ları zaman, hiç telâş göstermeden: — Tabancayı ben attım.. Sizi takip ediyorum, cevabını veriyor. Kadını karakola götürürlerken se- firin yarasını tedaviye çalışıyorlar, Kadınm attığı kurşunun eski sefi- “İrin arkasından girip yanından çıktığı ve yaranın ehemmiyetli olduğu anla. şılıyor. .Öldüremediğime mütees- sifim Karakolda isminin Madeleine Co . rabeuf olduğunu söyliyen kadın i. kinci söz olarak: Sefiri öldüremediği- ne çok müteessir bulunduğunu itiraf ediyor. Otuz yaşlarında görünen ve enda- mı, giyinişi pek zarif olan Madeleine Corabeuf eski sefirin en büyük aşkı. BAŞMAKALEDEN MABAT ——— Hollanda İle Ticaret (Başı 1 incide) Hâdiselere tamamile realist bir gözle bakmak şartile iddia edebiliriz ki, son imza edilen an- laşmalar, Türkiye ile Hollanda arasında sarsılmaz bir dostluk köprüsü kurmuştur. Bu köprü üzerinde gittikçe hareket ve fa- aliyet artacak ve iktısadi müna- sebetleri candan dostluk hisleri ve kültürel münasebetler takip edecektir. Hollanda ile kurduğumuz açık ve dürüst işbirliğinin diğer memleketler- le olan münasebetlerimize örnek ol- masını dileriz. İktısadi münasebetle. rin devamlı olması için iki tarafın a- çık kalple hareket etmesi ve biribiri. ne karşı tam enminiyet telkin etmesi lâzımdır. Bu şartı tamamiyle haiz ol. mıyan münasebetlerde, inkişafın dai- miyetini bozacak âmiller eksik ola- maz. £& Ahmet Emin YALMAN mizin devam ettiği dört ay içinde e Suikast an Kadın Suikastçi kadının Romada bulunduğu günlere ait fotoğrafisi na mâni olduğunu ve hayatı kadar sevdiği büyük bir adamı kendinden ayırmıya sebep olduğunu istintakta söylüyor. Mussoliniyi mi seviyordu? Kadmın istintakta, münasebetini i- tiraf ettiği halde ismini sakladığı Av. rupanın büyük hükümet adamının kim olduğunu anlamak üzere Madelei- nin hayatmı biraz tetkik edelim. Son zamanlarda siyasi mahfillerde, Avrupanın sayılı diplomatları arasın- da, Avrupa siyasetinin idare edildiği merkezlerde hususi ve mühim müna. sebetler tesisine muvaffak olmuş olan bu kadın Roma mükâfatını kazanmış kıymetli bir Fransız Ressamının kızı idi. 19 yaşında iken evlenmiş ve ko. casından hemen ayrılarak macerape- rest bir hayata atılmıştır. Bir zamanlar tiyatrolarda küçük roller oynamış, film çevirmiş, daha sonra muhtelif gazetelerin hususi muhabirliğini yapma küzere politika merkezlerinde siyasi adamlarla sıksık temasa başlamıştır. Mussolini ile mülâkat Geçen temmuzda Mussolini ile ga- zetesi namına mühim bir mülâkat yap mak üzere Romaya giden bu güzel kadm, Mussolini tarafından Venis sa- rayında kabul edilmiştir. İlk mülâkatmdan itibaren Mussoli- ni'nin zekâsına, kadınlara karşı gös- terdiği vakur nezaketine hayran ka- lan Madeleine Corabeuf, Venis sarayı ziyaretlerine devam etmiştir. Fakat günün birinde Mussolini'nin kapıları birdenbire kadına kapanmıştır. Kadının itirafı Güzel kadmı suikasta kadar ren hâdiseyi Madeleine Corabeuf istin takta şöyle anlatmı!: : — Roşîîı seflrimiz?tlînn büyük bir hükümet adammın aşkını kaybettir- miştir, Avrupanın pek maruf bir si- ması olduğu için ismini söyliyemiye. ceğim bu büyük adamla münasebeti- J| tir KISA RADYO DALGALARI İLE ENERJİ NAKLİ Profesör B. Salih Muratla Konuştuk Dünkü ajans telgrafları, Marko . ninin kısa radyo dalgaları ile enerji nakli üzerinde araştırmalarda bulun. duğunu bildirmiştir , Verilen haberlere göre, filhakika kısa radyo dalgalariyle enerji nakli işinde, Markoni, bazı pratik formüller bulmuştur. Dün, bu hususta fizik profesörü Bay Salih Muratla görüştük. Bize şun ları söyledi: “— Kudretin telsizle nakli meselesi yeni değildir. Telsizin icadındanberi kudret ,telsizle naklediliyor. Kudretin bu şekilde nakline (Elektro manye tik dalgalarla nakil) deriz. Kudretin bu tarzda naklinde bir alıcıya giden kudret, verici ile alıcı arasındaki me. safenin mürabbaiyle maküsen müte. nasip olarak gittiği gibi istifade edi. len küdret — prensiplerinden biri de naklolunan kudretin dalga vüsati ve frekans hasılı darbının mürabbaiyle mütenasip olmasıdır. ğ Bu halde kısa dalga ile kudret nak. H daha randrmanlıdır. Yani müsavi kudretteki iki verici istasyonundan kısa dalgalı neşriyat yapan, uzun dal galı neşriyat yapandan daha uzakla. ra gönderir , Diğer bir nokta da, kudreti nakle. ien vasat dar bir sahaya inhisar et. mezse, alıcıya giden kudret azalır. Kudretin etrafa yayılmasını men için küdreti mümkün olduğu kadar müs. tekime yakm bir .stikamette neşret. mek lâzımdır. Nitekim seste, mega - fonlardan bu suretle istifade edilir.,, Profesör Bay Salih Murat, Marko. ninin bundan evvel telsizle kudret naklindeki randmanı nasıl arttırdığı nı da izah ederek şu izahatı vermiş “— Bundan evvel Markoni keşfet. tiği Beam telsiz dalgalarmı takriben 10 derecelik bir mahrut içinde sev . ketmiye muvaffak olarak bu suretle telsizle kudret naklindeki randımanı arttırmıştı. İngiltere ile Kanada, A. vustralya, Hindistan ve Cenubi Afri. ka arasında bu usulle muhabere edil mektedir” /» vv £ ge Şimdi Markoninin daha kısa, belki bir kaç santimetrelik dalgalarla ve hüzmr > sisteminde tecrübeler yaptığı nı sanıyorum. Maamafih, ne de olsa dalgalar kı. saldıkça bunların da kendilerine göre mahzurları vardır, Diğer bir mesele. de, naklolunan kuvretin alınmasıdır. Uzaklardaki alıcıya gelen kudret da. ima 'pek küçüktür. Bunu büyültmek için resonanstan istifade edilir. Bu halde alıcı ile vericinin senkronize ol ması Veya edilmesi icap eder.,, Fransanın Roma sefaretine de mun. tazam bir şekilde devam ederdim. Bir gün sefirden namvıs sözü ala- rak, Siırrımı ve büyük adamı sevdiği- mi kendisine açtım. Sefir, bana söz verdiği halde, alâ. kadar olduğum hükümet adamına be- nim Mazimin kirli olduğunu, birçok kişilerle maceralarım mevcut bulun. duğunu anlatarak itibarımı sıfıra in- dirdi. Ve ondan sonra sevdiğim ada- Tal göremez oldum. Romadan avdet Kaudmn Müussolini tarafmdan mülâ. kat için dahi kabul edilmeyince 200 gram veroval içmiştir. Fazla miktar- da aldığı için bir hastan: de kurtarı. lan güzel Fransız kadını İtalyadaki borçlarını ödiyemiyecek bir vaziyete düşmüştür. Nereden geldiği malüm olmıyan para Kadm sıkmtı içinde, Romadan Fransaya dönmek üzere hir plân arar- ken meçhul bir yerdin 15.000 liret gönderilmiştir. Bu para ile borçları- nı tedive eden güzel kadına hareketin. del_l evvel polisler hususi hatıra def . terini vermişler lir. —O hatıra defteri, kadım hastaneye nakledilirken odasında 'lalyan polis. lari tarafımdan bulunmuş ve kadının mahrem notlarıyle dolu hir defterdi. Tşinde sevdiği bityük hükümet adamı- - |na ait notlar da mevcuttu. Buna rağmen sivil polisler kadma nezaketle defterini ia:Je etmişlerdir. Ve hakkında hücmetkâr tuamele gös termişierdir. Kadınm gizlemek istediği büyük hükümet adammm kim olahilereği vak'anm cereyan tarzından açıkça an laşılmaktadır. 23.3- 93T FT Ameikadaki Son . LA Facianın Tafsilât! (Başı 1 incide) sokakta idi. Binlerce otomobil yölü * rı tıkamıştı. Doktorlar, sıhhi imdatlar zorla hareket ediyordu. Vaziyetı po: lisin idare edebileceği mahiyettel çik Mıştı. Herşey felce uğramıştı. Her aö baba çocuğunu bulmak için can have liyle uğraşıp didişiyor, yardıma kü'e şanlar ne yapacaklarmı bilmiyorlar * dı laşanlar, hadsiz hesapsızdı. Bitişi sabalardan gelen sıhhi imdat otomü * billeri, mütemadiyen ölü taşıyorlâf * dı. Kendilerini yığın yığın ölü sında bulanlar, bu feci manzarâ' o kadar sarsılmışlardı ki ateşe Mü L kavemetten kesilmişler ve bin güçi le kendilerine gelebilmişlerdi. Zabil& yolları açmak, için radyo cihazlı © mobiller kullanmış, ve bu cihazlar ."' sıtasiyle sesini işittirerek vaziyeti re imkânını bulmuştur. Hnkazdan çıkarılanlar içinde BaP l ta olanlar hastanelere, ölenler m0f8 * lara gönderiliyorlardı. Çok geçmeden hastanelerdeki boş yatakların hepsi de doldu. Ölen cukların çoğu 7 ile 15 yaşları araslle da idiler . Bina, bir Ilâhzada berhav? oldu İnfilâk son derece korkunçtu. K& * zan patlar patlamaz tâ çatıya kadar varmış ve çatı derhal — yıkılmış a 2200 talebeyi alan bina ,bir lâhzad& ufalanırcasıma berhava olmuştur * İnfilâktan yakayı kurtarabilen | çok çocuklar, kaçtıkları sırada tü ma veya dumandan boğulma, başlarma bir şey yıkılması yüzünde? ölmüşlerdir. Hâdise vuku bulduğü rada çocuklardan çoğunun konfer' salonunda bulunmaları hâdisenin f? * caatini arttırmıştır . Mektep, iki katlı bir bina idi. Bü- k tün bu binadan yalnız şimal tarafile daki duvar — yıkılmamış bulunuyof”” 300 kişi enkaz üzerinde çalışmakta' Bunların tesadüf ettikleri manzars * lar son derece fecidir. Araştırmalar devam etmektedir . Bağırışanlar, çığlık koparanlar, ağı W y j — J) Radyol Bugünkü program İstanbul: le neşriyatı: 12.30 Plâkla Türk musl ku?,i lZ.S?H':vldîı; 13.05 Muhtelif P“' neşriyatı; 14 Son. vi 'Ak:am neşriyatı: 17 Konferans: Üni'ğ siteden naklen inkılâp dersleri: Mahmut di sat Bozkurt; 18.30 Plâkla dans musikl 19.30 Eminönü Halkevi sosyal yardım besi namına Bayan Şuküfe Nihal (Cemg çilik bakımından sosyal yardım); 20 Bel çati l ve arkadaşları tarafındı ürk kisi j halk şarkıları; 20.30 Bay Ömer Rıza “f; | fından arapça söylev; 20.45 Cemal Kâmll arkadaşları tarafından Türk musikisi l halk şarkıları, saat ayarı; 21.15 Şehir Tiyâ rosu operet kısmı (Lüküs Hayatn 2 nci ü desi); 22.15 Ajans ve borsa haberleri ve ©© tesi günün programı; 22.30 Plâkla sololafı opera ve operet parçaları; 23 Son. e k Günün program özü Senfonik Konserler: 21.15 Varşova: (Angelo, Carol, Ot“'* no); 21.30 Bükreş: Senfoni (Pındo_Wl" digheroft'un idaresinde); 23.20 Viyani? Sehumann - Pfitzner, Hafif Konserler: 13.10 Bükreş: Sibiccano orkestrası; ::_ Prag: Schubert'in eserlerinden konseri 30 10 Brüno: Vals ve öneret musikisi; "'u' Varşova: Konservatuardan nakil (Org ko seri); 18.15 Varşova: Karmen operasın parçalar (plâk); 19 Budapeste: Plâk kof” seri; 1940 Kolonya: Küçük orkestra, S0P" ran; 20.30 Bükreş: Mandolin orke!ü"'o: 20.30 Budapeşte: Çigan musikisi; 21.10 K lonya: İlkbahar havaları; 22 Stokholm: R'ğ. yo orkestrası; 22.10 Sahti: Hafif ı-ıuııîkiı e dans; 23.15 Bükreş: Konser nakli; 23.20 grat: Radyo orkestrası; 23.30 Berlin, saire: Gece musikisi. Operalar, Operetler: 20:30 Prag: Jirak'in “Kadın ve Allahı isimli opera; 20.50 Budapeşte: Wıllwf,h “Parsifal, operası; 22 Roma: Gilhıı_t“" *“Katia la ballerina,, öopereti; 22.30 Paris 'T. T: Debussy'nin “Pelleas et meli operası. . Oda Musikisi: 18.15 Roma: Kuartet (Scarlati, Paganifl Rameau v.s.); 21 Viyana: Kuartet. Resitaller: 18 Budapeşte: Piyano konseri (cııovl"v’lj 18.15 Varşova: Keman sonatları; 18-35 "” yana: Sonatlar (Waber) ; 20.55 Bükreş: ci re ; P. e 18.15 Milano; 2348 Kolonya; 2415 RO” ma, Milano. Radyoda Konferans Önümüzdeki perşembe akşamı H darpaşa lisesi tarih muallimi Kaynar tarafından radyoda bir KOf” ferans verilecektir. Konferansın M€Y” — zuu “Terbiyede tenkidin rolü,, dÜf *

Bu sayıdan diğer sayfalar: