Anası Babası Kardeşi hep tımarhanede ölmüşler Bir sabıkalı 7 aya mahküm Ramazan adında bir genç dün sabah Köprü Üs ündeki kalabalığa karışmış. Haliç tarafında balı utan balıkçılara bakıyormuş. Bu sırada sabıka! ankesicilerden Ziya, yavaşça Ramazanın yanına s0 ulmuş ve cebindeki cüzdanını çalarak kaçmıya baş amıştır. Ramazan cüzdanının çalındığının farkına târir varmaz bağırmıya başlamış: “— Tutun hırsız vari. ,, Köprü üstündeki kalabalık ta bu sesi tekrarla nışlar ve Ziyayı yakalamışlar ve hemen mahkeme e verilmiş. Hâkim de suçu sabit görüp Ziyaya 7 a apis cezası vermiştir. Gırtlak sıkmak istiyen garip bir suçlu mahkemede Şirketihayriyenin Köprü şefi dün polise müra- caat ederek Kavaklı Galip Rauf isminde bir me- mur hakkmda şikâyette bulunmuştur. şudur: — Geçenlerde bu memur bana geldi: "Karım, hemşirem, çocuğum, hemşirezadem Evim Beşiktaştadır. Beni Beşiktaş iskelesine ver) İddiası | İ Gulatada Emekyemez mahal rada Bayan Eleni ile de orada çalışayım. Bu suretle hastalara da baka-| cak vakit bulurum, dedi. Ben kendisini Beşikta. şa verdim. On gün orada kaldıktan sonra Arna- iskelesine nakletmek icap etti. Öyle Gazinoyu soyan bir akıl hastası Raif adında bir delikanlı bundan on beş gün kadar evvel, Sirke- cideki Ankara Birahanesine gelmiş, biraz oturup sonra da masaları dolaşarak peçete, tabak gibi şeyleri ceplerine doldurmuş. Fakat Raif, üstünde zabit elbisesi; taşıyormuş Bu va: Şu aykırı hareketlerde bulunmıyaca - ğı anlaşıldığı için bunun bir sahtekâr bıçak, kaşık, ette bir adanın | Kendisini Tramvay Yoluna Atmış memur bügün odama geldi. Hakaret tezyifle karışık bir ifade ile ba . girdi: — Beni niçin Arnavutköyüne veri. rsun. Benim hastalarım bulundu - nu bilmiyor musun? Ben Arna köyüne gitmem. Ben kendisine vaziyeti ve imkân . İsızlığı anlattım. O, odadan çıkarken iki elini halkalıyarak yanıma sokul .| du. Şöyle bağırdı | — O halde senin gırtlağın sıkayım da ondan sonra Arnavutköyüne gide. yim. Anam, babam, ağabeyim timar. şarkı dinlemiş, çatal, tuzluk, olduğuna hükmedilmiş ve derhal a -| Dün gece saat 23 te Eminönü tram | banede öldüler. Sıra bana geldi. lâkadar zabıta âmirine verilmiş . | Raif yakalanıp karakola | götürüL! n zabitlikle hiç alâkası olma. | 19 ve adliyeye verilmiş . Harbiye seferini yapan tramvay ara. iliki bu deli .! bası hareket etmek üzere iken man birdenbire Fâyların Üstüne bir a- Fakat müddelrmu kanlmın aklından şüphelehdiği için Adlitıp > dairesinde ielişahede altıma) Müşahede ve muayene! arabayı bağla adamın kalkmak İstemeyişi ve'ağzm.! ğim yerde çalışacağım. dan keskin ispirto kokusu yayılması sarhoş olduğunu göstermi İ iki polis, kendisini karakola türmlşler ve doktora muayene ettir. | edenlere beş para vermez, Fakat çı » 23 Nisan (muş y durak yerinde tramvay yolcula. rını ve vatmanı heyi düşüren bir hâdise olmuştur. Fatih. | İ Polis davacı ve suçluyu meşhut| suçlar” o müddelumumisine getirdi.! Sorguları yapıldı. Müddeiumumi â. mir ve memurun mahkemeye düşme. leri doğru olmadığını ileri sürerek #ulh teklif etti ve davaçıda tarziye İ verilmek şartiyle buna razı oldu. Su 1 ve endişeye vat, damım uzandığını görmüş ve. hemen | lux kat yerdeki! — Bay müddelumumi. Ben istedi. Arnavutkö. yüne gitmem. Şirket beni Beşiktaşa vermiye mecburdur. Eğer vermezse gö- istifa da etmem. Çünkü şirket istifa dr. | karttıklarına ikramiye verir. Beni ndan müteessir olan Kavaklı! İlkbaharla beraber, SHİRLEY » OPERADA raber, me: LORETTA FRANCHOT LEVİS sTOo KIYIRCIK BA filmi ile Saray sinemasma geliyor, bekleyiniz! SÜMER SiNEMASI Önümüzdeki Çarşamba akşamr, herkesin görüp alkışlıyacağı YOUNG Yüksek minare sokakta 10 numa - demirci Dimitrinin nikâhları Beyoğlu ev - lanma memurluğunda aktedilmiştir. Genç evlilere saadet dileriz, sevimli küçük artist TEMPLE'de 5 BİR GECE filmini ilk defa gösterecektir. Baş rollerde: LİDA BAAROVA ve GUSTAV FROEHLİCH Orijinal bir mevzuda bir komedi ve dramatik olmakla be- ür ”Rigoletto,, operasını tamamen dinliyeceksi. KADIN YALANI TONE NE Eyüp Fakirleri Koruma Derneğinin Kongresi Eyüp Fakirleri Koruma Deme . ginden: 7 Mart 1087 Puzar günü Heyeti'ü. | Aktör Karakaş Jübilesi İçin.. Türk sahnesine 45 sene emek ve . İren Aktör Karakaşın jübilesi, yarm RA Bugünkü program gök kle Türk ae EA a yatı 14 Son. : am neşriyatı: 17 İrkalâp der” yi iteden Baklen Recep Pekef “e Çi 8.30 Plâkla dans musikisi; İn dani a masal; İ, Galip Arcan tr I kadaşları tarafından musikisi ve halk şarkıları; 20.30 B3 ) Rıza tarafından arapça söylöri İ ve arkadakları tarafmdan Türk vet halk şarkıları, saat ayarı; Zi4$, “ je! yatrosu dram kısmı (Rigeletto): 2215 ğrar ive borsa haberleri ve ertesi günün” öeet İmi: 2230 Pilikin sololar, opera *€ “ İ parçaları; 23 Son i .releri Gü: program özü Senfonik Konserler: gi 23 Varşova: Mozart, Hayda, Mi sahn. Hafif Konserler: 18.10 Bükreş! Gramofon plikleri; Prag, vesaire: Hafif musiki; 18 Bük a, giliz musikisi (plâk); 18.45 Mosketi'n öy ser; 19 Lâypsig! Askeri bando: ee peşte: Macar istiklâl mücadelesi #iTSe na ait marşlar; 19.20 Bükreş: Radyo 95 tram; 19.20 Varşova: Reklâm konseri Varşova: Milli Macar musi 21.19 DE raft dureh Freud, adlı *Bi€iag, , ; 22 Brüno, Prag ri Ni riton: 22 Viyana: Askeri bando: Stokholm; Koro. 2230 Varşova: KüştE yg a Orkestra, gilin, Metet , saksofon venmire: 2450 Budaalp ; 24 Kolonya; Gec 0 ra delin, Şişen mas Radvolarda Parazit€ Karşı Tedbir Ayâm, 12 (A.A) — Belediye, Pİ yolara zarar veren smal parti İmâni olmak için. bilümum elekt makine ve tesisatma antiparafit konulmasını mecburi kılmıştır. . TAN — Aydm belediyesinin yerinde hareketini memnuniyeti? gılarız. Bilhassa büyük şehirlerde sms razitleri yüzünden radyodan lâ) le istifade edilememektedir. Avrupa ve Amerikada da tra vay şirketlerile bütin smal mÜ seleri gibi evlerinde ütü, elektrik ğı, vantilâtör ve Röntgen ve ED yatmı ihlâl eden bu âletlere mâni olan âletlerden istimale m tutulmuşlardır. Ayd belediyesinin bu teşebbie Bin bütün diğer büyük şehirleri” bilhassa tacizatın en fazla olduğu. tanbul şehrinde de tatbik edilmesi! temenni ederiz pi ya SİZE ÇOCUĞU DÜ- | Şakir ismindeki bu sarhoşluk suç - ŞÜNDÜRECEK HARF. | Jusu dün Sultanahmet swh üçüncü de kovsun, aldığım ikramiyeyi çıtır citir yiyeceğim. Zaten benim anam, mumiye toplantısında Derek nizam » namesinin $ inci maddesi mucibino: babam ağabeyim timarhanede öldü TANIN BAŞLAN- |“ mahkemesinde kendisini bilemi. GICIDIR. fif par: Küçlük bir küre gibi yuvarlak başlı ve ayın on be- gi gibi aptal gülüşlü olan genç Kız.iyi yürekli bir in- san olacak besbelli: Biraz ekmek yer misin sonra işbaşında acıkır- sım diye israr ediyor. Nazlı gözlerini sçmiyor.. yor. — Beni rahat bırak Allahaskma diyor. Bunu çok sert söyledi. Şimdi pişman da oldu. O- kadaşınm gönlünü #lmak istiyor: amı kesti diyorum anlamıyor mu- 8un âdeta gönlüm bulanıyor, O Nazlınm kendisile konuşmak iste- anlıyor. Fakat onun israr edişi büs- bütün de boş değil: cak benim de iştihamı kesti diyor bu kadar ekmek yiyemiyeceğim akşama kadar zaten bayat olan ekmek (büsbütün berbat olacak atılacak ziyan olacak, onun İçin paylaşalım dedim. Nazlı midesinde; açlığın rahatsızlık verecek bir de receye geldiğini hissediyor. Akşama kadar nasri ta- hemmül edecek, Sabahleyin de hiçbir sey yemedi. An nesinin verdiği dilimi itti sokağa öyle çıktı. Rüzgâr esiyor. Esen rüzgâr ekmekten ne tatlı bir koku getiri « azlnın: midesi bop. kokusu midesi boş olanlara hafif bir sar- hoşluk gibi tatlı bir zevk vermez mi? Gözlerini açıyor... Sabriyenin kendisine doğru W- gattığı dilime bakarken aç Nazlnm gözlerindeki mağrur bir vahşetle yanan işik sönüyor. Bu gözlere alelâde aç bir hayvanın garip ışıltılı bakışları dolu - yor: — İçim hiç te istemiyordu. diyor. Fakat güzel vücudünün en güzel kısmı olan İnce ucundaki iki ayıptan daha çirkin olan elle. ini, evet işten büyümüş parmakları çar * ış, korkunçlaşmış olan ellerinden birini, geyri- ihtiyari ekmeğe doğru uzatıyor ve uzatırken İçini üzen bir hisle düşünüyor: “Sabriye dün akşam bi - zim moruğun bana yaptıklarını işitti herhalde. O- bun için bana ekmek veriyor. Evet Sabriye dün akşam Nazlile bahasmm kav « gelarını işitti. Osman dayı yine içmişti. Sabaha ka- dar küfretti. Nazlı da ondan aşağı kalmadi ya son- KE YY AŞ > Fakat kaşlarını çatı - İ yecek derecede sarh dan muhakeme edilmiş ve bir cezasma mahküm ler. diyordu. Bundan sonra şikâyet. . İçi davasmdan vazgeçti ve dava da düştü. og olma Ta kızın parasmı da elinden aldı. Haftalığını, bütün haftalığını... Bu derme çatma evin alt katında konu- şulan üst katından, üst katında konuşulan alt katın- dan işitilmez mi hiç? Hele böyle bir mahalleyi uyandırabilecek bir kav- ga olursa. Kavgadan sonra Nazlinin küçüğü Melek sabaha kadar ağladı. Ne kadar içli o zavallı sakat kir. Osman dayı kabahatli, kabahatli amma!.. Sabriye gençliğine rağmen çok şeyler biliyor. Erkekler iş. 8iz kaldılar mı ifrite dönerler. Işsiz kaldılar mı bir evde ne tat kalır, ne de neşe! Osman dayı ne kadar zamandanberi işsiz... Hem de Allah için iş aradığı halde İşsiz. Şimdi yaşlandı da ona kolay, kolayiş verirler mi... Mahallelerinde ne civan gibi delikanlılar ne güçlü kuvvetli sile babaları boş oturuyorlar, Osman dayı Iş buldu mu içmiyor. Cebinde parasi varken onu içki masasmda görmüyorlar. Erkekler böyle söylüyorlar. Amma Sabriye onun İşte oldu- ğu zamanı pek hatırlıyamıyor, Senelerdenberi boş. ta kâh karısı çalışıyor, kâh kızı o da onların para- sını yiyor. Hele bu rakı.. Hele bu içki. Kendi babası da öyle olmamış mıydı?.. Sabriye onun işsiz geçirdiği günleri biliyor. Anasını işte o zaman döve, döve topal bırakmıştı. Yine o zaman Sabriyenin sol gözünü çıkaracaktı. Deli gibi ol- muşlu işsiz kaldığı zaman.. Keşke yine sağ olsay- dı da, onları dövse, onlara eziyet etseydi. O öldüğü gündenberi eve bir yabancı adam geldi bu yabancı onlara eziyet ediyor. Evin tadını kaçırdı. Anası oğluna bayramda bir çift çorap almıyor de bu yabancmın kıravatma kadar herşeyini (hazir ekseriyet olmadığından kongre mart 1937 perşembe gilnü saat 19 da yapılacaktır, Kayıtlı üyelerin gelme. leri rica olunur, Yazan: SUAT DERVİŞ ediyor. Sonra da Sabriyeyi bu soysuz heriften kıs. kanıyor. Adeta kızıyla arası açıldı. yalnız bu da değildi. Işin fenası mahallede “Anan koskoca karı herifle nikâhsız ruyormuş,, diye apaşikâr söylü ye: “Biz Cibalide otururken onlar mahalle nikâhı yap. tılar.,, diye yalan söyliyerek anasmı temize çıkar. mak iyor. Fakat elin ağzı torba mıydı ki çekip ipini kapat.. İnsanm en çok gücüne”giden şey anasınm arka. sından söylenilen sözler değil midir? »*.. — Bak, bak çopur Eminenin belâlısı yine geliyor. Çopur Emine sanki onun geldiğini hinsetti demin- denberi kapalı tuttuğu gözlerini açıyor. Karşıdan gelen ceketsiz gümüşi pantalonlu bir genç adamı görünce yerinden fırlıyor. Bu kadının çiçek hastalığının harap ettiği yüzü ne kadar çirkinse orta boylu, ince vücudu, düzgün ayak bilezikleri yuvarlak kalçaları, on beş yaşında bir genç kız göğsünü hatırlatan göğsü ve geniş omüzlarile incecik beli o kadar güzel. ve öyle ahenk. li bir yürüyüşü var ki Sabriye. hep o saf gülüşüyle: — Anlamıyorum diyor bu genç adam şu tapon kadının nesini seviyor. Nazlı ormuzlarmı silkiy — Vallehi, billahi bi Ve işçi kızların her bir niyor: — Bu karı bu oğlanı ken — Büyü kardeşim. Büyü. Çöpur Emine şimdi onu karşıladı. Konuşuyorlar. » * , Gülizar kirli burnunu çeke, çeke ağlıyor: or. Öteki devam ediyor: grupunda ayni söz söyle- ine nasıl bağlamış. ve | a aşa saat 20,45 te Gedikpaşadaki | ış sinemada yapılacaktır. Jübilede “A. İman Hanım biraz sus,, komedisiyle Halk Opereti artistleri “Şirin Teyze,, oynanacaktır ŞEHİR TİYATROS Bu akşam saat 20.30 da ŞAZCAZ tarafından | Yazan: Ekrem Fteşit İ Besteliyen: Cemal Reş yep — Anne köfte isterim. — Sus yumurcak ye ekmeğini. — Köfte isterim. Misk gibi kokuyor. Bugü5 bana köfte yedirmezsin.. Ekmek yemem ben... — Sus diyorum sanat. Ve Çakır Adviye küçük kızın ağıma kuvvetli bif tokat yapıştırıyor: — Soyumuzda Çingene yoktu. Bu çocuk bilmem kime çekti kaynanama mı? Nazlı dayanamıyor. — Hey köftecibaşı çocuk imrenmiş versene on# biraz köfte... Ahnesi de emziklidir. Ona da lâzım. Seyyar köfteci kırklık bir adam. Nazlınm midi halesine yılışık, yılışık gülüyor: — Köftelerin fiyatı maktu be abla!.. diyor. Istiyei buyursun diye getirdik buraya. Biz de müşteri bo” liyoruz. — Ver bir tane çocuğa, Nazlı bütün dişlerini gösteren çapkm bir gülüş'e” — Hem bu kadar hasislik, hem de kız peşine dü” şer, gezmiye gitmek için kandırmıya çabalars” ver gu emzikliye bir köfte de görelim hovardalığmi- Pazar yaklaşıyor. İşi bilir. Belki de aklımıza eser bö raber piyasaya çıkarız. Ve bir gözlünü kırpıyor: — Ha ağam ne dersin?.. Köfteci Nazlıya hayran, hayran bakıyor amı09 kanmıyor. Hovardalık başka, esnaflık başka. — Bizim ekmeğimiz de bundan be abla di Bundan kazanacağız ki kızları gezmiye götürelim. — Çocuğa bir köfte verirsen sermayen mi biter: Çakır Adviye! .— Birak Allahmı seversen Nazlı diyor ben et İ- temiyorum. Yumurcağın soysuzluğu, patlıyor, san ki ne olur akşam evde et te yer babası getirir.. Şim- di yanımda param yok. Gülizar tam bir mahalle çocuğu şirretliği fe: — Babam ne zaman et getirdi eve diye ağyo”” Yalan söylüyorsun. Hiç te getirmez.. Bu defa ikinci fakat daha kuvvetli bir #* mer yiyerek salanıyor ve susuyor. Nazlı da köfteeiyi kandıramıyacağnı salıy$” rak susuyor. (Arkası var)