22 Şubat 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadının tükürdükten sonra polise de çatmış! suraltına 35 güne mahküm oldu Evvelki akşam saat 20 de Beyoğlunda Abanoz sokağında Ülker isminde bir sermayenin yüzüne bıta memurunu tahkir etmekten hut mahkemesinde duruşması yapıldı. Suçlu Rahmi, evvelki akşam ada- makıllı içtikten sonra Abanoza git- miş, evinin kapısı önünde duran Ül- kerin yanma yaklaşarak yüzüne tü- kürmüştür. Bunun üzerine Ülker feryadı bas- mış ve orada bulunan polis Muhsin de hâdise yerine gelerek Rahmiyi ka- rakolş götürmek istemiştir. Fakat bu gefer Rahmi, polise karşı gelerek: — Sen bana ne karışıyorsun? Ben memurum, senden fazla tahsilim var. Ayni zamanda da belediye reisliği yapıyorum, Yarm sana gösteririm. Elbiseni arkandan attırayım da, gö- rürsün!” demiş. Bundan sonra vaka “yerine gelen diğer bir zabıta memuriyle Muhsin, suçlu Rahmiyi karakola götürmüşler- dir, Mahkeme şahit olarak sermaye Ül- keri, ev sahibi Madam Şinonu ve ev hizmetçisini dinlemiş, bunlar da suç- lu Rahminin polisi tahkir ettiğini söy lemişlerdir. Rahmi şahitlerin ifade- lerinin yalan olduğunu, bunları ken- dilerine nezaret eden zabıta memüuru- nun gözüne girmek için söyledikleri- ni iddia etmiştir. Mahkeme, kısa bir müzakereden sonra, tahkir cürmünü geçiniyorlar. Bu böyle giderse İstan - bulda yakm zamanda bir hizmetçi buhranı ,içtinap edilmez bir vakiâ olacaktır , Bence bunun en iyi hal çaresi be. lediye, Kadımları Çalıştırma Cemiye- ti ve Parti gibi müesseselerin yar - dım ve himayesiyle bir hizmetçi yur- du açmak ve üç aylık stajdan sonra namuslu kadmlara buradan birer diploma verecek, hem iş arıyan na - muskâr kadınları, hem de namuskâr İşçi arıyan aileleri sıkıntıdan kurtar- mak, böylelikle orta hizmetçisi me- selesini de kısmen olsun halletmek - tir . Geçenlerde bir Halkevinin gazete . lerde bir faaliyet raporunu görmüş. tüm. Hayen gitar dersleri veriliyor, vatandaşlara musiki gösteriliyormuş. Gerçi bu güzel ve çok rakik bir hare- kettir. —Musiki huyları yumuşatır, derler. Lâkin bence bir hizmetçi mek- tebi açılsa bundan daha faydalı ve şüphesiz iş bulma yönünden vatan. daşlar için daha kârlı bir şey' yapıl - mış olurdu , B. FELEK tükürmekten ve sonra gelen za- suçlu Rahminin dün cürmü meş- sabit görmüş ve Rahmiyi 35 gün hap- 22.2. 0937 ——— BAYRAM GÜNLERİNDE DAİMA SENENİN EN GÜZEL FİLMİNİ MELEK .20 SAKAR YA BUGÜN MATİNELERDEN BAŞLIYARAK ÜSTADI FRANZ LEHAR'ın nefis musikisi MACAR ve ALMAN şarkıla- riyle süslenmiş, görülmemiş derecede EĞLENCELİ, ZEVKLİ ve MUHTEŞEM BİR MEVZULU ülbüller Öterken filmini takdim edecektir. Baş rolde: ALTIN SESLİ ve ALTIN SAÇLI, HALKIMIZIN SEVGİLİSİ MARTHA EĞGERTH Suvareler için yerlerinizi evvelden temin ediniz. göstermeği itiyad edinen Sineması birden Büyük musiki se mahküm etmiştir. Fakat sabıkası bulunmadığından mahkümiyet tecil edilmiş ve suçlu yalnız mahkeme mas rafını ödemek üzere serbest bırakıl- mıştır. 17 milyon Türk için vücude getirilen büyük milli film YENİ NESRİYAT ——— Türkfük ve Savcr — Diyarbekirli Genç, iht_iyar. bütün Türkler kendi inkılâp ve zaferlerini canlandıran büyük milli filmi görmeğe koşuyor. vesikalarile gösteren film: Saltanat, Meşrutiyet, İttihat ve Terakki, Balkan ve Umumi Harp, Çanakkale zaferi, Çikan devri, Lozan, Cümhuriyet. Bugün T Ü R K nda terakki hamleleri SESLİ ve TÜRKÇE Sözlü Son 30 senelik tarihimizi hakiki film İstiklâl Savaşı, TÜRK iNKILABI Sinemasında, Bayramda hergün saat 11 de matine Salâhattin Savcı tarafından yazılan iirleri bir aray: $ .. îeşrolwumnuştîı.yrîl SASE b n Mevluî Geçenlerde irtihalini yazdığımız İstanbul Hukuk Fakültesi ikinci sınıf müdavimlerinden, Trabzon mebusu ve Büyük Millet Meclisi grup reis vekili Hasan Sakanın oğlu merhum Zeki Sakanın ruhu için bayramın Ü- çüncü gününe tesadüf eden 24 şubat çarşamba günü öğle namazmı müte. akıp Beyazıt camiinde mevlüdü şerif okunacaktır. Kendisini seven dost ve arkadaşlarının ve arzu buyuran ze - Salâhattin Savcı şiirlerini bu isimle neşretmiştir. Edebiyat meraklılarına tavsiye e- deriz. ş Kibarlık budalası — Beş perdelik bu komedi Ali Süha Delibaş tarafm- dan Moliyerden dilimize çevrilmiş ve kitap halinde basılmıştır. Türkiye Kızılay Mecmuası — kıymetli mecmuanın 152 inci intişar etmiştir. Uyanış — 18 Şubat 937 tarihli son nüshası çıkmıştır. Bugân DA RAY Sinemasında Haftanın en büyük muvaffakıyetini teşkil eden ve HARRY BAUR ve MARCELLE CHANTAL Tarafından fevkalâde bir surette yaratılan NiÇEVO Büyük aşk ve ihtiras filmini gidip görünüz. Fransız bahriyesi muhitinde cereyan eden, Okyanos denizinde batan bir tahtel- bahirde garkolan bir kadının esrarını tasvir eden emsalsiz şaheser. İlâveten: Fox Jurnal son dünya haberleri Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Bu sayısı vatın teşrifleri rica olunur. (Deniz altı Kahramanları) Ü eei Bayramınızı şen ve gülerek geçirmek isterseniz Beyoğlunda SÜMER Sinemasına giderek orada gösterilmekte olan Türkçe Sözlü ve Şarkılı BAĞDAD BUÜLBÜLÜ Filmini görünüz. Bağrollerde: MÜNIRE MEHDİYE .— .AHMET ALLAM oyunları, düğün eğlen- Bağdadın manzaraları sarayları Şark celeri, en güzel sesler ve şakrak ha_jı'alaı: ğ Bu film İzmirde: TAYYARE sinemasında gösterilmektedir. © aa » Bayram günlerinde saat 11 de tenzilâtlı matine 4 Bugün matinelerden başlıyarak İSTANBULDA IpERK IZMİRDE Elhamra Sinemalarında birden *"SINEMACILIK TARİHİNİN BİR DIA EDİYORUZ KI 1936 — 1937 FİLM DÜNYASININ EN MUAZ- ZAM — EN GÜZEL ve EN MÜT.- e a d rzği ö HİŞ ŞAHESERLERİN ŞAHESERI Baş rollerde: â © Muharebesi ve 50.000 FİGÜRAN RUS DONANMASINI imha etmesi Batan Zırhlılar - HER İKİ TARAFIN GÖSTER- T ÜRKÇ SÖZLÜ ADOLF VOHLBRUK BİR RUS zabiti ile BİR JAPON kızının nefis aşk macerası - Tarihte meşhur PORT ARTUR DİĞİ KAHRAMANLIKLAR CANLANAN BİR TARİH - EŞİ GÖRÜLMEMİŞ Bir Şaheser DANİELLE DARRİEUX MUHASARASI, 50.000 askerin iştirak ettiği muazzam kara harpleri - AMİRAL TOGO 'nun a EEEEEALEDARSARM AAA Bayramda her gün saat 11 de matine "T ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 20,30 da İ l eNEŞ Ş mewuı Yazan: Mahmut D (l ı H A Yesari l Simone Mümessilesi Bu akşam 20,30 dx. İmektebi n D4 İNektebi Yazan: Yusuf Ziya ı aa ai aa t aa nnn aana aemmrme VS L D Mustafa Efendinin adı tuhafiyeci... Fakat bu dük - Haman nalınımdan, köpek kânda ne yok, neler yok.. — Acele etme canım. dedi. Sen me;rnur olacaksan ol askerliğin çıkarsa oradan gelmiş olursun. Belki maaşın işler. Yahut kimbilir belki muayenede çürük Beste: M Sabahattin tasmasma, leblebi şekerinden ipekli kumaşa kadar her şey var. Bunun için müşterinin de ardı arkası ke. silmiyor. Bunu kendisi de farketti. Yanma yaklaş - çıkarsım, Belki de mecliste çalışıyorsun diye tecil e. dilirsin, çünkü şimdi malüm ya cephede, geride her mamı işaret etti . Sokuldum : — Binbasşı Ankarada, dedi. Şaşırdım: — Nasıl, ne zaman gelmiş!. — Bü sabah geldi. Amma sizin geldiğinizden ha « beri yok. Onu resmf bir iş için çağırmışlar. Hemen dönecek. Geldiğinizi söyleyince kızmı görmiye gitti. Dönesiye kadar sen görünmezsen hana uğrayacaktı. Binbaşmm geldiğine pek sevindim. Gerçi adım ba- gmda insan bir dosta, ahpaba tesadüf ediyor amma binbaşıya o kadar alıştım ki.. Mustafa Efendi halimdeki telâşı hissetmiş gibi: — Anladım. Onu görmek için sabırsızlanıyorsun, dedi, acele etme, Neredeyse dönüp gelecek. Çünkü Milli Müdafaada işleri var. Akşam da Pulatlıya hare- ket edecek. Onu görmek kolay. Fakat başka bir me « sele var . — Ne gibi? . — O misafir hanrmm kocasından haber geldi. — Ya! Mustafa Efendinin kücük siyah gözleri bulanmıştı. Fena bir haber vereceğe benziyordu. Nitekim beni bekletmedi : — Yüzbaşı Cevat Bey Uşak cephesinde şehit ol. muş. Eseri hazırlıyan: dayanmaz. İçim kor kor oldu. Allah bilir evlât acısı gibi geldi bana... Amma elden ne gelir.. Muharebe bu.. Kimbilir, belki yarm öbür gün bizimkinin de kara ha. berini alırız. Takdir ne ise o olur. Ne etsek nafile! Mustafa Efendinin bu tevekkül ve sabır telkin eden sözlerine rağmen içime çöken acıyı bastıramadım. Gö- zümün önüne, ağlamaktan o menekşe gözlerinin et - rafı halkalanmış zavallı genç kadın geldi. — Evet bu kara haberi ona kim verecek ve nasıl verecek? . Zavallı Muazzez Hanım, onu düşünürken daha dün handa Mustafa Efendinin lâtifesine karşı : “İTstanbulda onu karşılayacağıma İstanbula onunla beraber giderim.., z " Dediğini hatırladım . Daha duvağının telleri sararmamış genç kadm. A. poletinin sırması solmadan ölüme kavuşan koca, ar- tık yuvanıza dönmiyecek. Ağlamakta haklısın. Fakat bu harp, bu gurur ve halâs harbi, o mert ve kahra - man yüzbaşın gibi binlerce 'Türk gencinin kanı ve se. nin gibi masum Türk kadınlarnın gözyaşı ile başarı- lacaktır. Mes'ut olmak için istirabm acısımı tatmak mukadderse bu akibet hepimiz için var. Fakat biz kendimiz için değil, neslimiz için vuruşacağız. İNKILÂAP ROMANI| 30 — acmm sabrını verir. Hele sakin ol. El i bulacağız. Ben binbaşıya bir gey demedim. Artık eve kızmı görmeğe giderken böyle doğru değildi. Mustafa Efendi, basit göründüğü kadar çok tem. kinli ve düşünceli bir adam. En mühim hâdiseler kar. şısında bir filozofluğu tutuyor ki, önce insana duy- suz, taş gibi bir adam h ü (a Ş: âdeta înî yardımcı, kurtarıcı gibi kendini aratıyor. Vakit öğleye gelmişti. Mustafa Efendi, Binbaşıyı ni koyuvermedi. ği gibi de oldu. Saat ikiye geliyord Pek sevdiği askerli kat daha keyiflenmis, Mustafa Efendi ile R ler. Binbaşıye handa tanıştığım mebusun delâletile mecliste vazife alacağımı vazife vatan vazifesi. Mahmud Atillâ AYKUT bir çaresini haberle göndermek ayrıldık. * * * issi verdiği halde sonra son daşım meb'us . . lis zabıt kâtipliğine tayin edildim. beklemek bahanesile be. Yemeği beraber yedik. Tahmin etti- u ki, binbaşı geldi. k âlemine dalmca binbaşı bir artık her lâkırdısı bir lâtife... karşılıklı bir hayli yarenlik etti- söyledim. Eski ve tecrübeli adamlar makul düşünüyorlar. Binbaşmın fikrine Mustafa Efendi de iştirak etti. Çok hürmet ettiğim binbaşı ile daha fazla konu- şamadık, Görülecek işleri vardı. Bana Mustafa fendinin evine uğrayıp annesi ve kızı ile görüşmemi söyledi. Hâdiselere göre mektuplaşmak vaitlerile E. Eski mektep arkadaşım Necip Kâmilin ve han yol. . un yardımı ile açık bulunan mec. Buradaki arkadaşların hepsi de genç. Çoğu benim gibi daha tahsillerini bitirmemişler. Meclis memle- ketin politika kaynağı.. Büyük başbuğ sık sık mecli- se geliyor. Kendimi memleketin yüksek kurtarıcıla- rma bu kadar yakm gördüğüm için gurur duyuyo. rüum. Buraya gelinciye kadar yollarda, köylerde gör. düğüm hareket ve heyecan Ankarada ve hele meclis- te son haddini buluyor. Anlıyorum ki yediden yetmi. şe kadar, köylüden şehirliye, cahilden âlime kadar damarlarında Türkün mağrur, asil ve ateşli kanı ya. Güldü: n ğ 4 — Elini çabuk tut, dedi. Sizin tevellütlüler de bu. — şıyan milyonlarca insan vatan tehlikesi karşısında günlerde askere almacaklar. Ben zabit namzetleri — bir duygu ve bir düşünce ile birleşmişlerdir. Millet talimgâh Bu habere O ımda vazife alacağım galiba, kadar sevindim ki: artık seferberlik şubelerinin ve devlet kanunlarınım hükümleri ile hareket etmiyor. İnsiyaki bir krmılda. — Vah, vah!. — Öyle... Şimdi mesele, bu kara haberi o yaprak Si- ğiz. Daha haber almadan göz- — Bunuü isiti a FB | bi tazeye nasıl verece, d Kendi kendime söylenmişim. Farkmda değilim. ğıustafa Efendinin sesile ayıldım: g ...-...ı:ı,' — Aman isabet bi_nbaşım. dedim. Çabuk olacaksa meclise hiç gitmiyeyim. Binbaşı kös dinlemiş, hiç heyecan duymuyor: nıs. tabil bir çözülüs ve mahşeri bir toplanışta Bü- yük Başbuğun İstiklâl Bayrağı altına toplanıyor, (Arkası var) —

Bu sayıdan diğer sayfalar: