Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— S - n K SS di Kaf y) f — a R O GGERRET KA Z AAA AA ç F e 19.2- 937 KUMA HÂATIRALAR 1 ai İstiklâal Savasınırn içinden Sayfalar Ogün hava çok sisli idi. Dur madan yağmur yağıyor - ;’M- Kadirli halkı, kahvelere top- anmış; Mamuk ağa kolundan ha- Yirlı bir haber alabilir miyiz, diye Merak ve heyecan içinde bekleşi. Yorlardı o gece, hemen hiçbirimiz uyu - Madık, Ermeni çetesinin, ani bir b_a-!km yapması ihtimali kuvvetli ""hı Kasabada eli Bilâh tutanlar, sa - baka kadar gözcü . ük yaptılar , Ertesi günü de böyle endişe ile Seçti. Ortalık ka . Tarmıya başlamış . tı. Sokak başların. da, — biribirleriyle €rtlesen vatan - daşlar göze çarpı. Yordu , O günkü vazi - Yete göre endişe - ler, hiç te yersiz değîldl Göğdere - liyan'm yanmda bin kadar, gözü anlı haydut bu - hmd“ğu mevsuk *âarık öğrenilmiş . Ermeni millici - lerinin intikam kır Baciyle — sinirleri Serginleşen — bu kflvvetıi çete, Ka dirliye bir girecek canlr mahlük b!ğa_kmxyacak. hep Sini kıtır kıtır. doğrıyacaktı. İsti- Taplı bir gece daha geçireceklerini k'halk, birer ikişer kah- Yelerden çıkıyor, evlerinin yolunu tutuyorlardı. İşte tam bu - sırada, hflldlrmılıırdım şimşekler çıkaran nal sesi duyuldu . enç bir süvari, dolu dizgin, kasabaya giriyordu. Çoluk Cücuk evlerinden dışarı fırladılar. U, her halde ya müjdeli bir ha- Ker getiriyor, yahut bir tehlikeyi ıldl'l'mek için geliyordu. Bir dakika sonra, süvarinin et- Tafı, meraklılarla doldu. Herkes, âAmuk ağa kolundan haber soru - yl:î'idu. Süvari nefes nefese müjde- yedi: v büyük bo: F hmklîüşmam yük bozguna uğ. | Bu sevinçli haber, Kâdirlinin kö. Be bucağına hemen yayıldı . | Halk, sokaklara dökülmüş, Ma- Muk ağa kolunun kazandığı bu Muzafferiyeti biribirine müjdeli - y_o”du— Biraz sonra alman tafsi - lâta göre, düşman şu suretle boz- Büna uğaratılmıştı: | Mamuk ağa kolu 40 atlı ile ke - Fif yaparken sis birdenbire bastı - Tır. Öyle ki, atlılar önlerini göre- Miyerek oldukları yerde kalırlar. te tam bu srradar perde perde aşan sis tabakalarınm arka- Sından birtakım konuşmalar du- Yarlar , | Kulak verince, bu konuşmaların eni diliyle yapıldığını, sesin de îk yakmlarından geldiğini anlar- amuk ağa, derhal, arkadaş- larmı etrafına toplar; kısa müzakereden sonra, sesleri düyular kimselerin Göğdereliyan Setesinin adamları olması — çok Mühtemel görülür. İcap eden ted- irler almarak, çete üzerine ani bir ,b“km yapılmasma karar verilir. Mamuk ağa ile at üstünde bulu- h'_n kırk arkadaşı, aslanlar gibi Göğdereliyan çetesi üzerine saldı- Tırlar, Ermeni çete efradı, meğer - Be yollarmı şaşırarak, bir bataklı- Ha düşmüşler. Yolu - bulabilmek Sİn, sisin açılmasını beklerlermiş. Mamuk ağanm kırk atlı ile yaptığı taarruz, Ermeni çete için hiç beklenmedik bir hâdise olmuş. YAZAN: Salâhattın Güngör Kadirliye saldiran haydutlar teker teker kılıçtan geçirilmiştir dar müthiş bir telâşa kapılmışlar ki, derhal aralarında panik başla. mış” Onların böyle bağıra çüğrü” kaçıştığını gören çete elebaşısı Göğdereliyan, elinde kılıcı ile, kü- fürler ederek firarilerin yolunu kesmiye, onları mukavemete teş. vik etmiye çalışırmış. Fakat, deh- şete düşen çeteyi zaptetmek bir türlü kabil olamamış . Göğdereliyan çetesi, yarım saat içinde darmadağın olmuş. Ele ge- çirilebilenleri Mamuk ağanım ce - sur atlıları tarafından kılıçtan ge- çirilmiş, geri kalanlar da perişan Yalnız bu heyetin teşekkül etmesi ve çalışması için yapılacak iş, kralın gerek kendine, gerek ailesine mühas sasat bağlanması için Avam Kama - rasına bir tezkere yazmasıdır. İngil- tere hükümeti, bu faaliyete girişme- den evvel, efkârı umumiyeyi yokla- mak lüzumunu hissetmiştir. Sebebi, sabık krala, Dük dö Vindsora maaş teklif olunduğu takdirde bunun hü - kümete karşı bir hareketin vukuuna sebep olmasmdan korkulmaktadır. Bu yüzden hükümet efkârı umumiye ile daimi temas halinde bulunuyor ve Dük dö Vindsor hakkında ne dü- şünüldüğünü tahkik ediyor. Londra gazetelerinin en mutedil - lerine göre, hükümet tarafından ya pılan temaslar ve tetkikler, efkârı u- mumiyenin Vindsora hükümet ta- rafından bir maaş bağlanması aley - hinde olduğunu göstermiştir. Hükümet buna katiyetle emin ol- duğu için meseleyi parlâmentoya tak dim etmekten ve parlâmentoda bir münakaşa açmaktan çekiniyor. Çün- kü münakaşanım fazla hararetlenmesi kuvvetle muhtemeldir. Fakat bu mesele karşısında parlâ- mentonun vaziyeti de bu derece basit değildir. Çünkü parlâmentoda Herifler, öyle şaşırmışlar, o ka. » NDARNLARI HARP- bir vaziyette şuraya Buraya kaçıp ) kurtulmuşlar!.,, Kadirli halkı, bu tafsilâtı da a- Imca, neş'esinden kabına sığamaz hale gelmişti. Kırk atlının bin kişilik bir çete. ye saldırıp, onları, kaçırmıya mec. bur etmesi, ancak Türk tarihleri . nin kaydedebileceği hâdiselerden. dir Mamuk ağa ko- lunun bu en kuv. / vetli düşman çe- tesine karşı elde ettiği muvaffakı - yet, mill? kuvvet- lerin fedakârlık olunda nasıl can- la başla uğraştığı- nı ispat eden ye. ni bir vesika idi, Andrinde bu- lunduğum siralar. da bazı haydutluk ve yol kesicilik vakalarından ba. na sık sık şikâ. yetler ederlerdi. Bir gün bunları yapanların kimler olduğunu sordum, Birkaç isim say- dılar: Memicioğ- lu, Kendininoğlu ve daha bir arka- daşı.. Yol kesenlerle, karşı karşıya ge- çip konuşmak is- tediğimi söyledim. Onlari, vatan hizmetine tahrik ede« bileceğimi umuyordum . Haüber gönderdim. Geldiler.. .. Bu şakılere anlayabilecekleri bir dil. le hitap ederek, dedim ki : — Siz gözü pek, cesur insanlar - smuz. Ellerinizde silâhlarmız da var. Vatandaş mallarma niçin el uzatırsınız.. Fedakârlık, asıl böyle zamanlardadır. Kozan ile Haçin a. rasında düşmanım cephane kolları vIZIr vızır gidip geliyorlar. Siz bunlarm serbestçe nakledilmesine müsaade etmemelisiniz?,. (Arkası var) Sabık ingiliz Kralının aylığı mesele oldu Londra gazetelerini en çok meşgul eden meselelerden biri sabık Kral Sekizinci Edvarda maaş bağlamak meselesidir. İngilterede âdet, yeni bir kral tahta oturunca, onun muhassasat meselesi ile meşgül olacak bir heyetin faaliyete geçmesidir. Dük dö Vindsör Madam Simpsonla beraber eski krala maaş bağlanması lehinde olan kuvvetli gruplar vardır. — (4iğ e Viyana, 18 (A.A.) — Dük de Vind sorun mali işlerini hal ve tanzime me mur avukat Monekton, * Londradan enzesfeld'e gelmiştir. TAN İ — İspanyadan Harp Mektupları Dehşet Beldesi: Madrid uhasara —altında yaşıyan Madridin bütün çevresini top gürlemeleri sarsıyor, ve şeh- rin ufkunda daima bombalar pat. lıyor. Gerçi Madrit yine yaşamaktadır. Fakat bu yaşayış, normal bir şeh- rin yaşayışı değildir. Her dakika tehlikeyle yüz yüze gelen, tehlike. den korunmak için sığınak arıyan insanların yaşayışıdır. Şehir ha. rap olmuş, yıkılmış, enkaz ile dol- muş, ve büyük harpte felâkete uğ- rıyan herhangi şehirden daha çok fazla yıpranmış bulunuyor. Yeni harp vesaiti kullanıldığı takdirde ortalığın neye benziyeceğini gös - termek için bundan korkunç bir sahne bulunamaz . v«Madritte bemim gibi, birkaç hafta, hattâ birkaç ay yaşıyanlar, bugün biribirine karşı homurdiyan devlet ler biribirlerine saldırdıkları tak - dirde işin neye varacağını çok iyi anlıyorlar, Bir zamanlar sevimli bir şehir olan Madrit, bugün ölüm ve hara. binin pençesinde inliyen ve büyük devletler biribirlerine saldırırlarsa neye uğrayacaklarını bütün acılığı ile teşhir eden zavallı bir şehir - dir. Madrit, bomba ve mermi sağna- ğma uğramış, şehrin sokakları kanlara bulanmış, şehrin bütün kalbi yaralanmış, bütün güzel bi- naları ve parkları enkaz yığmı ol- muştur , M adritte bir gün geçirmek, insanm ya sinirlerini alt- üs ederek yıkar, yahut derin bir tevekküle uğratır. Şafaktan ka - ranlığa kadar şehirde sükünet zail oluyor, binalar, mütemadiyen sar- siliyor, pencereler, camlar, çatır- dıyor . Madrit vaktiyle füsunkâr bir şehirdi. 4000 kadem yüksekliğın. de bir yaylâ üzerinde bulunan şeh- rin havası daima temiz ve serindir. Şehirde geçen hayat şen ve şatır- dı. Gece hâyatı, sabahlara kadar devam ederdi. Hele şehrin en geç saatleri, pek meşhurdu. Şindi, bütün bunlar kayboldu. Akşamları ortalık kara- rır kararmaz, bütün Madrit güya uyuklamakta ve günesin ilk ışıkla. riyle beraber üyanmaktadır. Çün- kü düşman tayyarelerinin oğultu- ları, herkesi sabah uykusundan mahru mediyor. Bugün, Madritte sükünetten e- ser yoktur. Şehir her dakika mü- dafaa ve hücum gürültüleri içinde yaşamakta ve bütün gün devam e. den karşılrklı imha faalivetleri ku- lakları sağırlaştırmaktadır. ir sabah güneşin tepelerde doğduğu sırada eviniz - den çıktığınızı farzediniz. Bütün yolların pis, ve yıkmtılarla dolu olduğunu görürsünüz. Çünkü so. kaklar susuzluk yüzünden süpürül. miyor ve temizlenmiyor. Halk, so- kaklarm pisliğine ehemmiyet ver- Yazan: William Corney miyecek> bir haldedir. —Halbuki Madrit bir zamanlar, parıl paril parlıyan -bir *şehirdi. — Bugün so. kaklar paçavralar ve kan lekeleri içindedir. Bir müddet ilerledikten - sonra kurşunlarla delik deşik olmuş bir otomobil ile karşılaşırsmız. Oto . mobilin içindeki adam, belki de fa- şist olmak yüzünden bu âkibete uğramıştır. Yahut yolun bir ke - narında büyük bir cukur açıldığını ve etrafında bir sürü Kadım ve ço- cuk cesetlerinin serildiğini görür - sünüz. Bunlar, birdenbire atılan bir bombanm kurbanlarıdır . S abahleyir karşılatığınız bu feci manzaralar İspanya halkmm karakterini de göster- miye yardım eder. İspanya halkı, bir taraftan cesaretin en yükseği- ni ve bir taraftan konkunun en â- disini gösterir. Meselâ, şehrin te - pesinden geçen bir tayyare sürü- sünü büyük bir lâkaydi içinde te- maşa eden ve bir bombanm tepele. rine düşerek hepsini mahvetmesin- den korkmıyar İspanyollar, gece- leyin sokağa çıkmaktan korkarlar. M adritliler sabahleyin soka. Ba çıktıkları zaman ilk dü. şünceleri gıda tedarikidir. Her so- kakta yığın yığın kadımlarla ço- cuklarm yiyecek dükkânları ö. nünde toplandıkları görünür. Bü- tün kadınlarla çocuklar, en zavallı haldedirler. Bu kalabalığı ancak, tayyarele- rin şehri ziyaret etmeleri dağıtır. Ve bütün bu kalahalık,en feci şe- raiti haiz olan yeraltı mahzenlerine koşar. Fakat bombaların buralara da işlediği görülmüştür. Kısa bir zaman önce, bir İtalyan tayyarecisi, başka bir tayyare ile mü- sademe ederek yere düşmüş ve şehrin amele mahallesine inmişti. Milislerin tayyareciyi yakalaması- na vakit kalmadan amele, adamı soymuşlar, ayaklarını bağlamışlar ve otomobile bağlıyarak sürüklemiş- lerdi. Milisler, yetiştikleri zaman, İtalyan hâlâ canlı idi. Fakat insan o- larak tanımmıyacak hale gelmişti. Şehirde dolaşanlar, bir gece ön - ce kurşuna dizilenlerin cesetleriyle karşılaşırlar. Biraz daha ötede ço- cukların aszkerlik oynadıkları ve taşıdıkları sopaları tüfek gibi kul «" landıkları göze çarpar. Burada harp, herkesin hayatına zarışmış ve adileşmiş bir hâdise « dir. Böyle bir vaziyet içinde kadın ların siperlerde çalışmaları, çok ta- bil bir hâdise oluyor alânsiyadan gönderilen er « zak ve mühimmat geceleyin vasıl olur. Ve harbiye nezaretine, postaneye, ve İspanya bankasına yerleştirilir. Şehirlerde göze en sık çarpan bir hâdise, cenaze alayları « diır. Şehre cenaze şehri demek, hiç te mübalâğa teşkil etmez. Baş ka muharebelerde ölüm hâdisesi halkın gözüne bu derece yakından çarpmaz ve ölüleri nçoğu harp sah. nesinde gömülür. — Fakat burada böyle değildir. Burada ölüm ve ha« yat yanyanadır. Ve şehre karşı vu- kubulan her taarruz sonunda ölü- lere, cenaze alayları yapılmatkadır. Şehirde yaşayışın son derece acı bir mahiyet alması yüzünden mü. dafaa heyeti gayri muharipleri, şe- hirden çıkarmıya karar vermiş bu- lunuyor. Gayri muharipler, daima tehlikeye maruz olduktan başka yiyecek, içecek buhranı yüzünden de bir çok defalar müşkül vaziyete uğramışlardır. Müdafaa heyeti, ancak muharip leri beslemekte ve bunlardan bir şey artarsa sivil halka verilmekte « dir. ' Tereyağı, süt, — yumurta, Madrit halkının, bomba tarraka - ları ihlâl olunmıyan uyku saatle« rinde rüyada gördükleri şeylerdir. ehirde iş hayatını idame için yapılan bütün teşebbüsler boşa gitmiştir. Kabili nakil olan herşeyi milisler, komünistler, sindi- kalistler ve sosyalistler alıp götür- müş bulunuyorlar. Dükkânlar ka- palı veya metruk bir haldedir. Hulâsa günler, bomba, mermi, tarrakaleri, mitralyöz gürültüleri, tayyare uğultuları ile geçiyor ve geceleri insan huzura kavuşmayı umuyor, fakat bundan mahrum kalıyor. Ve ayni gürültüler devam ediyor . Saat sekizde ışıklar sönmekte » dir. Yalnız mavi boyalı ışıklar yas nık kaldığı için şehir korkunç - bir şekil almaktadır. Cepheden gelgn sesler, bir ihtiras — yaygarası gibi kalbi donduruyor ve insan yatağı- nn içinde yalnız ölümü ve yalnız ölümü düşünüyor ve ölümle karşı. laşıyor. Şehrin gündüzü de müthiş, gece si de müthiş!. . Bütün büunları gördükten sonra bir Avrupa harbi daha kopacak o- lursa neler vuku bulacağını düşü- nüyorum. Böyle bir hâdise vukuun da hiç şüphe yok ki, Madritte vu- ku bulan hâdise bütün şehirlerin başına gelecek, Londralar, Berlin- ler, Parisler ayni hale uğrıyacak, Bu düşünceden — korkmamak mümkün değildir. Fakat Madridi gö renler, böyle bir hâdisenin vukı bulmamasını umuyorlar.