vr sanmam KE 138.2.937 KUMANDANLARIN AZAR e HATIRALARI Kurtuluş Savaşının fik Günlerinde Gökdereliyan çetesi nasıl , tepelendi © ok geçmeden, dediklerini yap ia” tilür. O koca topları, araba vâ nasıl yükledi ni düşmana göstermeden, bizim tarafa nasil ge Şirdiklerine, hâli şaşarım. Sonra. 4 sorup öğrendim. Bu işi o ka - se ustalıkla yapmışlar ki, kimse - il ruhu bile duymamış, İlkin mer hay taşıyıp arkasını aldılar. Ni- Yet sıra toplara geldi. Onları da, Pârça parça dağ yı ndan, gece- Si Yürüyerek, gündüzleri çalılık- F arasında gizlenerek, bir zahmet © taşıdılar, ii Mermiler, epeyce işimize yaradı. Oplardan istifade edemedik. Mermileri, bilhassa, trenleri u- Surmak için kullanıyorduk. Bunu da bakın nasıl yapıyorduk: mann aramızda çarpışmalar aştıktan sonra, trenlere zırh ge Şirminlerdi. Adana ile Osmaniye 3- Asındat! yalnız zırhlı trenler İşli- Yordu. Halkı zekâsı, buna karşı da telbir almakta güçlük çekmedi. ia ocaman top mermilerini, ray- in alt kısmına gömüyor, belli ol- Muyacak şekilde, üzerine, demirden İğneli tapayr koyup bırakıyorlardı. ke» Etçerken, yaptığı tazyikle iie patlıybr"e tren berhava o. yordu. Bu basit üsulü kullanarak, ÇOK trehreri yöarmdan arkoys iniya muvaffdik öldük. Üşman, hayretler içinde idi, Bu vesaitsizlik içinde, bir a- Vç Türkün, zırhlı trenlere karşi Yabilmesi, nasıl mümkün olabi- Uiyordu?, — YAZAN: Salâhaddin Öyle günlerde yaşı herkes, aklınm erdiği, gücü tiği kadar, milli davaya hizmet yo- lunda birleşmişti, Mermi ile tren- lerin uçurulduğunu gören müstev- liler daha ihtiyatlı hareket ediyor. lardı Bunun Üzerine, halk zekâsr, ye. niden İşlemiye başladı. Keşfedilen Trenin kumla yeni tahrip vasıtası şu idi geçtiği hafırlı yeri taş ve doldurduktan sonra, daha gerideki rayın vidalarını çıkararak hazırlı yordu Tren; vu viizturr SUKUMUŞ hat üzerinden, hiç bir şey farkede- meden geçiyor ve ilerideki dolgulu O zaman, inmeden biraz evvel, yerinden çıkardıkları rayı çe kip alıyorlardı. Tren bu vaziyette, Amerikan biçimi ilânı aşk işte böyle olur Amerikalılar ker geyden bize garip gelen hareketler yaparlar. Avrupa. stm pek akıllara sığmıyacak bir hareketi Harold Hulm ismindeki genç Yapmıştır. Aylardanberi izivacma talip Olduğu Florence Huribot'un İP türlü nikâhlanmıya gönlü yatmadığını gören erkek, kendini kızın a. Kmanındaki kalğrifere zincirlemiş ve bütün saatlerini orada fal aç . İN geçirmiştir. Genç zincirini çözmemekte israr etmektedir. Buna abi kiz da zincirini çözmeden cevap vermiyeceğini iddi. ediyor. ma, rüaki resimde genç âgikm (garip vaziyetini güle güle seyrediyor. az, m a, yerek olduğu me veriyor. | de se. | yahat edenlere çok heyecanlı daki- kalar yaşatmakta idi. İ üstevliler bir iki vak'adan M sonra akıllandılar. Hat üze- le bir yerine üç tren İşletiniye | adılar, trenler, yan tarafların. dan 35 idi, Köylüler, trenlerin altı — zırhsız olduğu anlayınca; bu seferde, başka bir taa lânı tertip etti- ler. Trenler, baskın korküsile, öküz arabası kadar ağır giderdi. bu yavaşlıktan | giik köprülerin altına saklanır, ora -| dan, vagon içindekilere ateş eder - BUNLARI KIM BILIYOR? Bı dünya yüzünde grip salgını çok faz - lodır. Bunun sebebini maruf bir Fransız ölimi, güneş şv0- inin kuvvetinin azalmasında buluyor. merikanın maruf jeo - loji ölimlerinden biri si, arzın merkezinin kızıl dere cede erimiş madenlerden mü rekkep olduğu nozariyesini gürüttüğü iddiasındadır. * arer denizinin sulari gittikçe çekiliyormuş. Son zamanlarda yapılan ilmi tetkikat bu neticeyi vermiş. iki bin sene sonra bu denizde bir kofre su kalmıyacağı da hesap edilmiş. * F ransız frangının sükü - fu arifesinde Fronse dan harice milyonlarca oltın kaçırılmıştır. Bis Fransız ma - liyecisi diyor kiz "Eğer frank düşürülmemiş olsaydı memle keffe altın çok birikecek ve Fransız milleti bir müddet sonra oçlıktan ölecekti. Trende usturalı korkunç lardan biri birdenbire aklını oynat- lerdi, İstilâcı düşmana karşı, onun mu. | kavemetini perde perde kesebil- | mek için en umulmadık kimseler, | en dahiyane fikirler ortaya atar- lardı. | Bazan gece yarısı, telâşlı telâşlı yanıma gelenler olurdu. Bunlar düşmanın zırhlı trenlerine karşi tertip edilmiş yeni suikast plânle- nını tatlı tatlı bana anlatırlardı . Ben, hepsini ayrı ayrı dinler, bik kabiliyeti olan plânlar üze - | rinde kendilerile görüşürdüm. Müşterek istilâ felâketinin birer dert ortağı haline getirdiği bu te - miz vatan çocuklarını hatırladıkça, i#tiharımdan gözlerimin yaşardığı- nı duyarım. O ne kuvvetli ülkü, © ne sarsil- maz iman, o ne sönmez ateşti. nderin milli kuvvetleri Ka- dirliyi yeni zaptetmişlerdi. Müstevliler, Kozan, Osmaniye ve Ceyhan Üzerine çekildiler, Milli kuvvetlerin Kadirliye girdiğini du- yan Ermeniler; müthiş bir intikam sevdasına kapılmışlardı. Bu adamların başmâa Gökdere- iiyan adlı bir Ermeni komitecisi vardı. Gökdereliyan, köylerde; Türkler aleyhine propaganda yaparak, bir kaç yüz baldırı çıplağı ayaklandır- mıştı. Bunları peşine takarak Ka- dirliye yürümek kararında idi. Ka- dirlide henüz yerleşmiye vakit bu- lamadığımız sıralarda, Gökdereli- yanın, gözünü hırs bürüyen avene- $ile birlikte yola çıktığı haberi gel- di! Vaziyetimiz gerçekten nazikti. Faik düşman kuvvetleri, Ceyhan ve Kozanda toplanarak Kadirliye hücum edebilirlerdi. Biz, bu ihtima li düşünürken, başımıza bir de Gök- dereliyan çetesi çıkmıştı. Gökdereliyan bu havalide, tanm mış bir komiteci idi. Epeyce taraf. tarı olduğunu da işitirdik. u beklenmedik Ermeni bas- kmı karşısında halkm has. sasiyeti arttı. Çünkü elde, müdafaa İmiş ve kriz halinde, yolcuların üstü he atılmış, içlerinden İki tanesini e- lindeki ustura ile Hücuma maruz kalan iki yolsu bir- denbire öyle şaşırmışlar ki, kendile- alamıştır. rini müdafaa edememişlerdir. Yolcular arasmda bulunup bu va- ziyeti gören iki asker onu tulmağa cabalamışlarsa da bir tanesi deli ta rafından yaralanmış, diğeri de hücu- ma uğramış, fakat yalnız elbiseleri kesilerek kurtula! iştir. Bundan sonra elindeki ustura İle koridora fırlıyan delinin etrafa ver- diği dehşet pek büyük olmuş, kadın yolcular haykırmıya başlamışlar ve herkes delinin öntinden kaçarak kom partimanlara saklanmıya mişlerdir Bu sırada tren bir istasyonda dur müş, deli koşarak trenden atlamış ve istasyona pek yakın olan tünelin içi- ne girerek gözlen kaybolmuştur. Bundan az bir müddet sonra hat memurlarından biri elindeki rovel -| verle oynayan bir adamın hat yanm- dan koşarak gittiğini görmüş, fakat trendeki hâdiseden haberdar olmadı- ği için buna fazla ehemmiyet ver. memiştir, Akşama doğru tren yolu Üzerinde siğnenmiş bir ceset bulunmuştur. Bu- nun deliye ait olduğu anlaşılmıştır. —————————— yret et. | | Akademisi yapacak adamımız yoktu » Bütün küvvetimizi düşmanm ta- kibine çıkarmıştık. Ancak, ne ya - PIP yapıp, Ermeni çetesini, önle. mek ve Kadirliyi, korkunç kat hmdan kurtarmak ta lâzrmdı. Der- hal Kadirlinin Bozdoğan köyüne haber gönderdik, Orada (Mamok Ağa) diye tanman nüfuzlu bir zat | vardı, Mamok Ağa, Kadirlinin tehlike - de olduğunu öğrenince, yanına 40- | 50 atlı alarak, yola çıkmıştı. Kendisine, keşif yapmak Üzere hemen Dumlukale taraflarma ha- reket etm in talimat verildi. Mamok Ağa, süvarilerin başm- da dolu dizgin, Kadirliden çıktı. (Arkası var) | Bize resim sahasında yapıla- cak ıslahat hakkında mali - mat veren, fikirlerini söylü - yen Akademi resim müteho: sisının muovini ressam Ce - mol Sai$ ve bir tablosu Güzel Sanatlar ıslah Res kısmına mütehassıs olarak M. Leö- pold Levy getirildi. M. Leopold Le- vy, Akademide talebe ve münevver- lere karşi pro- gramını izah eden bir konferans ver di ve bu konferansı kendisine Türk sanatkârları içinden yardımcı ola» rak seçtiği ressam Cemal Sait Tol- lu tarafından tercüme edildi. 1€0- pold Levy, bu yeni işi onun yardı- mı ile başarabileceğini söyledi Cemal Sait Tollunun şimdi aka- demide bir atelyesi vardır. Orada Levy'nin nezareti altında çalışacak, çalıştıracak, sanatkâr yetiştirecek, Leopold Levy'nin bu ıslah işinde bi- ricik yardımcısı ile konuşarak Yap- mak istediklerini salâhiyetli bir 4- &ızdan dinlemek istedim. Onu arâ- dim. Onu siz de tanmsmız. “D, gr bunu teşkil eden sekiz ressamdan biridir. Cemal Sait Tollu, evvelâ Fransa. da Lahte'ın, Almanyada Hofman'- ın yanında çalıştıktan sonra tekrar Fransaya döndüğü zaman devrimi- zin en büyük üstatları olan Grs- maire ve Fernand Leger ile de u- zun zaman beraber bulunmuş, be - yaber çalışmış bir sanatkârdır. Cemal Sait Tollu, resimde kons. trüksiyona fazla ehemmiyet verdi- ği için, ayni zamanda Fransanın en büyük heykel üstatlarmdan olan Marcel Gimon ve Despiau'nun atel- yelerinde heykel yapmıştır. o Onu atelyesinde bir modelin karşısında raparken buldum, konuşuyo” ediliyor. — Söyle bakalım dostum, aka- deminin bu yeni yolunda neler yâr pılacağını, resim sanatine nasil bir istikamet verilmek istendiğini bize en ziyade salâhiyetle söyliyecek sen sin. Mademki mütehassıs bu işi 80- nin yardımınla, delâletinle yapa- cak. Anlat bakalım. — Yeni gelen resim hocası aka- deminin dört stelyesini eline almış bulunuyor. Bir aydanberi hocaya yardım etmekteyim. Bu temasla - rımdan edindiğim kanaate göre, vazifemiz sanatkâr olacak nesli en tabil yolda, yani hiçbir kaide ve u- Sule bağlamadan çalıştırmak. tabi. Resim için Neler Yapılacak ? at parçasını, ustalığın yardımları. na muhtaç olmadan yeniden yarat» mağa hazır bir hale sokmak, göz ve elin melekesini fikri inkişaflarile beraber yürütmek olacaktır. Akademiye getirilen yabancı sa- natkâr, bazılarının umduğu gibi ha. rikulâde şeyler yapacak dej cak mütevazi nasihatlerile o Türk zekâ ve istidatlarını şuursuz çalış- maktan veya fırça darbelerinin al. datıcı hoşluğundan korumak sure- tile satim ve mantıki bir yolda bu is tidatların inkişafına, şahsiyetlerin teşekkülüne müessir olacaktır. Söylediklerim, tedrisat bakımn- dan atılması zaruri olan ilk.adım- lardır. Profesör Levy, Kültür Bakanlı. ğina verdiği bir raporla, sanat kal kınması için elzem olân diğer ted. birleri de etraflıca bildirmiş bulu” miyor. Hiç şüphe yoktur ki, sanatin 'n- kişafı ve bir Türk dana gelmesi için akademideki ciğ- dl çalışmalar kâfi gelmiyecektir. — Yeni? — Verimli olacak bir çağa gelen genç sanatkârın, yaşaması ve ol « gunlaşması için meydan ve imkân bulması icap eder. Bu imkân, alı- nacak bazı idari tedbirlerle ve res- sam İle heykeltraşm, mlmar ile g- hircinin elele vermesi neticesi hâsıl olabilecektir. — Bir defa seni söyletmeğe baş- lamışken dinleyicilerimizin bazı to- cessüsleri üzerinde azıcık açılalım. Öyle ya sanki sanatin eskisi, yeni. si olurmuş gibi bir “yeni sanat,, di- ye tutturdular. Yani bugünkü sa- nat anlayışı demek istiyorlarsa on- lara hakiki sanatin, bugünkü re « sim sanatinin bir tarifini veya bir izahımı yapıverelim, Lâtfet, Bu bahis üzerinde gazeteler rimizde de birçok yazılar neşredil. di. Ben resim yaparken yeni olma» (Lâtfen sayfayı çeviriniz) e Be NE ami