Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
_M'ahkemelerd"e - Bir suçlu mahkeme- de hüngür hüngür v Ağladı —— pıldı. Suçlu Fatihte bakallık yapan Kayserili Kâmildi. Meslektaş- larından ve komşularından İzzeti öldürdüğü iddia ediliyordu.Müd deiumumi geçen celsede suçlunun on beş sene hapse konmasını is- temişti. Bakkal Kâmilin avukatı yoktu. Tevkifhanede hazırladığı uzun bir müdafaayı kendisi okuyacağını söyledi ve başladı. Kâmil hâdiseye tekaddüm eden bir çok vak'aları anlattı ve; — Bir dükkân meselesinden dola. yı İzzet bana kızmıştı. Zaten kendi. Bi muhitte kırıcı, dökücü bir adam olarak tanmmıştı. Ondan herkes korkar ve çekinirdi. Bir gün beni da. vet etti. Bana hakaret edeceğini de bildiğim halde davetine icabet et . tim. Gitmesem camımı, çerçevemi indi- recekti, Beraber Süleymaniyeye ka- dar yürüdük. Karanlıkta bir yangın yerine geldik. O birdenbire saldır . Masını çıkardı. Ve kuzu boğazlıyacak mış gibi gırtlağıma sarıldı ve “seni buraya öldürmiye getirdim,, dedi. Artık işin hiç su götürür ve şaka tarafı kalmamıştı. Kim vurduya gide. cektim. Hemen kuyruğuna basılmış bir yılan gibi kendisine yalvarmıya başladım, Ellerini ayaklarını öptüm. |« “Sen benim ağabeyimsin. Ne ister . sen yapacağım, yalnız emret.,, de . dim, Bu yalvarışım onu yumuşatmış. tı. İnsafa geldi. “Haydi defol, git, bu Bözlerin seni kurtardı.,, dedi . Suçlu İzzetin sesi titriyordu. Müda- faasmm bu noktasma gelince hıç- kırık zinciri boğazını tıkadı. Höngür höngür ağlıyordu. Müdafaasını oku- mıya muvaffak olamadı ve yazılı ola rak mahkemeye verdi. Jandarmalar onu tevkifhaneye götürdüler. Muna. keme yarı kalan müdafaanamenin o- kunması ve kararınm hazırlanması için talik edildi , Bu Adamı kim vurdu ? Mercanda Kehribarcılar hanında ikinci katta 3 numaralı odada oturan | Hasan oğlu Dursun, göğsünden bir tabanca yarası aldığı için dünkü gün Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış - KARISINI ÖLÜREN ADAM Geçen yaz Tahtakale polis karako.- lunun içinde bir facia olmuştur. Hüs nü isminde bir delikanlı kamasını sıyı farak kendisinden ayrılmak istiyen ve bunun için karakola gelen karısı nm kalbine saplamış ve cansız yere sermişti. Dün ağır ceza mahkemesin de bu cinayetin muhakemesine devam edildi. Müddeilumumi Kâşif suçlunun ceza kanununun 448 inci maddesine göre cezalandırılmasını istedi. Muha keme suçlunun müdafaasını hazırla - ması için talik edildi . Sorgu Haâkimliği İzmir, asliye ceza hâkimlerinden Bay Rahmi, İstanbul birinci sorgu hâkimliğine tayin edilmiştir. Bay Rahmi İstanbula gelmiş ve yeni vazi. fesine başlamıştır. Muvaffakıyet te- menni ederiz. Bahçıvan Periküiyi öldürenler Dün ağır ceza mahkemesinde, Mev. lânekapıda bahçıvan Prikliyi öldür . düğü iddia edilen bahçıvan Ali Rıza- nın muhakemesine devam edildi. Avukat Aziz ve Zeki suçlunun mü. dafaasını yaptılar. Hâdise gecesi Ali Rızanın saat on sekize kadar Şahin . paşa kıraathanesinde bulunduğunu ve hâdise akebinde zannaltına alman ve sonra bırakılan on dört kişi ara. sında Ali Rızanın bulunduğunur son. ra Sami isminde birisinin ihbariyle Ali Rızanın yaüalandxğmı ve tevkif edildiğini söylediler ve beraet kararı verilmesini istediler . Davacıların vekili Cemil mahkemeye yazılı bir lâyiha verdi. Muhakeme bu lâyihanm tetkiki ve kararım tefhimi için başka bir güne bırakıldı Kelle İbrahime İşkence Edenler Beykozlu Kelle İbrahimi dövdük . leri ve yedi saat iple tavana asarak işkence ettikleri iddia edilen Paşa . bahçeli Bayak Kanite ile Enver, Ce. mil, Kürt Ali ve Hasanın muhake . melerine dün Üsküdar ceza mahke . mesinde devam edilmiştir. Muhakeme karar safhasma yaklaştığı için din . leyiciler arasımda bir çok Meraklı sporcular da bulunmuşlardır. Suçlu Kanite tarafından — gösterilen iki müdafaa şahidinin gelmedikleri an . | laşılmış, duruşma bunların zorla çÇa. gırılmaları için talik edilmiştir. Şişli Halkevinin Müsameresi Şişli Halkevinden: Gösterit şubemiz tarafından 19 şu- | bat 1937 .cuma günü saat 21 de Pan- gâltı Tan sinemasında (AKIN) piye si temsil edilecektir.sÜyelerimiz pa - rasız davetiyeleri Halkevimizden ala bilirler. Elişleri Sergisinde Mükâfat Kazananlar Ankara, elişleri sergisinde mükâfat kazananlara henüz ikramiyeleri da.- gıtılmamıştır . Verilecek para mükâfatı ve diploma şehrimize geldiği halde madalyaların henüz gönderilmemiş olması bu ge - cikmiye sebebiyet vermiştir . tır. Müddeiumumilik bu yaralama #CARDAŞ-KASTA DİVA-BİTMEMİŞ SENFONİ-KLO-KLO tahkikatma elkoymuş ve dün de Ta.. bibiadli Salih Haşimi hastaneye gön.| dererek muayene ettirmiştir.. İlkönce bunun bir kaza olduğu zannedilmiş . tir. Fakat yaralı, dün doktora “be. ni başkası vurdu,, diyebilmiştir. Ya. ralmın vaziyeti tehlikelidir. — Evet, dedi, hem pek çok! “Ü Yavaşça elini tüttum. Avuçlarımdaki elleri buz gibi olmuştu. Belliydi ki genç kızlığın o ilk hummalı ve tehlikeli dönüm yerinde bulunan Seniha, bir buhran geçiri- yordu. rini teskin etmek lâzımdı. t Dedim ki: — Feriha Hanırm, her şeyden evvel bizim misafi- Gibi yalnız en büyük filmlerde rol alan ALTIN SESLİ, ALTIN SAÇLI, MACAR YILDIZI MARTA EĞGERTH e « *& e VÖY Ona ciddt surette telkin yapmak, şahlanan hisle- Eseri hazırlıyan: başka bir his beslemem. IHAKİKİ İNKILÂAP ROMANIİ — 26 ( D > A 18 .2.9317 —X ÖNÜMÜZDEKİ CUMARTESİ MATİNELERİNDEN İTİBAREN SÜMER Sinemasında Şarkta çevrilen en güzel film: Bağdad filmini göreceksiniz Baş rollerde, Ses kraliçesi MÜNİRE MEHDİYE ve en güzel Jönprömye AHMED ALLAM iki saat gülecek... Eğlenecek.. sınız. Şark oyunları düğün eğlenceleri - Türkçe ve Arapça şarkılar. BU CUMARTESİ GÜNÜ MATİNELERDEN İTİBAREN Bülbülü .'Tam bir Şark hayatı yaşayacak” —ii çz>r Bu akşam s A R A Y Sinemasındamw HARRY BAUR ve MARCELLE CHANTAL Fransız Bahriyesi muhitinde cereyan eden büyük bir aşk romanı NiCE Vo Yürekler parçalayıcı bir mevzua malik emsalsiz aşk ve ihtiras filminde sizi ikl saat heyecan içinde yaşatâ * caktır. Ölüm karşısında bulunan iki erkek bir kadının sırrı için mücadele ediyor... Bu kadın bir aile kadın! B (Deniz altı Kahramanları) mı, bir fahişe mi? Mühiç ve esrarengiz bir muamma?... İlâveten: FOX JURNAL son dünya haberleri. Yerlerinizi evvelden aldırmız. T E ci | aA SİNEMANIN ! Bayram münasebetile fevkalâde programı: Yarından itibaren yal nız 15 kuruş ile ŞAR L O'nun Eh büyük süper filmi ASRİi ZAMANLAR Beyoğlunda ikinci vizyon olarak Cozumam Eöreceksiniz. aa? ŞEHİR TİYATROSU DRAM KISMI Bu akşam 20,30 da BAHAR TEMİZLİĞİ ııınımnnıı Li K" Yazan: F. Lonsdale Türkçeye çeviren Avni Givda - | ŞEHİR TİYATROSU Operet Kısmı " Bu akşam 20,30 dı. DT İ yaamam hui l" Beste: M. Sabahattin KONSER Profesör Ramin, Reinhard Volf ve müteşekkil dünyaca tanınmış Ramin — Triyo- su 21 şubat pazar günü öğleden son- ra saat 5 te Teutonia salonlarında bir konser verecektir. Dühuliye kartları- nım Beyoğlunda Kalis kitapanesinden profesör Grümmerden 4 KAPI AÇMAK DERDİNDEN kurtulunuz Kapınızı Elekrikle Açmak Tertibatın! SATİiİE Veresiye Yapar Güneş Klübünde Konferans Güneş Klübünden: 20-2-937 tarihine tesadüf eden önü müzdeki cumartesi günü saat 18,30 da bayan Seniha Bedri Göknil tara - fından (Tenkitçilik ve Münekkit) mevzuu üzerinde bir konferans veri- lecektir. Aza ve dostlarımızın bu top antıya şeref katmalarını dileriz. Sultanahmet üçüncü sulh hukuk mahk inden: Davacı Mehmet Lüt fi tarafından Lalelluc yeik # iLudk BU- kağında 6 numarada oturan Yekta Pekacar aleyhine açılan 110 lira ala- cak davasının cari muhakemesi neti- cesinde: Müddeaaleyhin ikametgâhı- nım meçhul bulunması hasebile ber- mucibi talep ilânen tebligat icrasına ve muhakemenin de 15. 3. 937 saat 10 na talikine mahkemece karar ve- rilmiş olduğundan yevm ve vakti mezkürda bizzat gelmeniz veyahut musaddak bir vekil göndermeniz, gel- tedariki kabildir. mediğiniz ve vekil dahi göndermedi- MACAR ve ALMAN oynak ve şen musikisiyle süslenmiş, nefis büyük yıldızın bugüne kadar çevirdiği en güzel filmi Bayramın itbare MELEK ve SAKARYA _ş_i_nemalarında ASI | — mia gidiyordum. — Saf çocuk, daha vücudu teşekkül etmeden hi&” leri şahlanmış. Muhitin genç kızlara” evlenmektelli erkek düşünmekten başka bir meşguliyet vermiyel kısırlığı.. Buna, başka ne sebep aranab lir? v Sofada kısık bırakılan idare kandilini aldım. Odâ* ğiîîâîâ_â'âââfğ..ğâs_î Galatasarayın Yemek Toplantısı Galatasaray klübünden: Klübüm” zün mutat olan senelik yemek top! tısına çok az bir zaman kalmıştır. 22 şubat 1937 akşamı bütün tasaraylıların hem bayramlaşm ve hem de hep bir arada güzel ve ©” salsiz bir gece geçirmesine vesilt * lacağı muhakkak bulunan bu top#” iya, ll MA YELAY MAD A ae Eğazı Kİ den 20 ye kadar*klüpte bulund ğumuz bir arkadaştan almak kabild” Tokatliyan salonlarına behemehal € vetiye .ibraz ederek girileceği cihe”! her Galatasaraylmın davetiyesini #” diden almasını ve o geceki masalar” ayırtıp bilâhare müşkülâta maruz ” mamalarının teminini Galatasa seven kardeşlerimizden dileriz. gll ğiniz takdirde gıyaben mahkemf devamla karar verileceği ilânen liğ olunur,. BULBÜLLER ÖTERKEN ve görülmemiş derecede eğlenoel birinci günü matinelerdef Birdenbire Feriha Hanımın oda kapısı açıldı V8 TEFEE E ES FL.EESERER EF7 mizdir. Sonra babası benim hayatımı kurtarmış bir adamdır. Kendisi bana bir hemşire gibi bakan temiz kalpli bir arkadaştır. Kendisine ve babasına hürmet- ten başka hiç bir hissim yoktur, hayatımı onlara borçluyum ve iyiliklerini ömrüm oldukça unutamı- yacağım. Babasmı görseydin, ne kahraman ruhlu bir insan olduğunu sen de anlardın. Bu fedakâr adam bugün de memleket için çarpışan binlerce gencin ba- gında bulunuyor. Feriha Hanrma gelince; çok tem- kinli ve temiz kalpli bir kız olduğundan nasıl şüphe edersin? Senihanm gözlerindeki zalim şüphe kaybolmadı. Bilâkis dudakları hain bir istihza ile büküldü: — Aldanıyorsun ağabey, dedi, Feriha zannettiğin gibi samimi bir kız değil! — Nasıl? — Çok kurnaz.. O kadar ki, çevirdiği manevra ile sizi de Ankaraya götürüyor. — Yanlış, beni Ankaraya o götürmüyor.. Ben, on- ları götüreceğim. — O halde mesele yok, siz de onu seviyorsunuz? — Ne sakat düşü Senih ni gördüğüm _bir ailenin kızıma karşı Her arka- daşlığın bir gönül meselesine döneceğine nasıl ihti- ' mal verirsin. Ben, kendi hesabrma, bu kadar iyiliği- “arkadaşlıktan — yoktur. Hiç bir kadım beni yolumdan çeviremez. Bu sözlerim de Senihayı ikna edememişti. Gözlerindeki o keskin şüphe bir türlü dağılmı- yordu: — Onun, sizi sevmediğine emin misiniz, ağabey! — Hiç meşgul olmadım ve böyle bir şey hatırım- dan geçirmedim. * — O halde size haber vereyim. O kadar faziletli zannettiğiniz Feriha Hanımefendi, albümdeki res- minizi koparıp, almıştır. — Bunu, onun yaptığına nasıl ihtimal veriyor- sun? İ — Resim şımdi onun el çantasındadır! Beynim altüst oldu. Buna ne diyebilirdim. Seniha, bahsi kazandığını anlatmak ister gibi de- vam etti: — Size karşı ciddi bir arkadaş olan kız, bunu a- çıktan açığa istiyemez miydi? Bir hırsız gibi albüm- den resminizi çalıp çantasına koymasını tabit bul- , Mıya imkân var mı? Vaziyetin müdafaa edilecek köşesi kalmamıştı. - Dedim ki: — Ben daha hayatmı kurtarmamış, milli vazife- &ine başlamamış bir gencim, Seniha. Bugün için hiç bir gönül macerasiyle meşgul olmıya vaktim Mahmud - Afill& AYKUT Her şeyin üstünde milli dava Var. Bu, netice bulun- cıya kadar kalbimde her hangi bir aşkın yer bulma- sına imkân yoktur. Bunun İçin Müsterih ol.. Ağa- beyin bir taş kale kadar hissizdir. Senden de çok ri-, ca ederim, buradan tatlılıkla ayrılalım, Ağabeyini seviyorsan arzularını kabul et. Ke“fümhi hâdisele- rin cereyanına bımkallımğuf:îyât Yürüyor, hâdiseler vor.. Bakalım ne olacak * , geğiâxîi;mnm avucumdaki elleri şimdi ateş gibi ya- nıyordu: — Ya ben, dedi, ya ben ne olacağım! — Daha önünde bütün çiçekleri, baharlariyle uzun bir genç kızlık hayatı Vâr. Ben millt vazifemi ya- parken sefi de tatlı ömrünün bu en güzel mevsimini yaşıyacaksın! k Senihanın dudakları titredi: — Seni bekliyeceğim, ağabey, Avucumdaki Pamakı%m' Yavasca sıktım. Bilmiyorum, dilimin ifade etmediği hisleri, par- maklarım ifşa etti mi? Senihanm neşeli sesini bir daha işittim: — Haydi, Allah rahatlık versin, ağabey! Ve bıraktığım elini çekti. Ayaklarmın ucuna ba- sarak onun odasını ayıran koridora saptı. Onun kapısını açıp kapadığını, odasımda açık ka- lan penceresini indirdiğini duydum. Kendi kendime mırıldandım: Ht v , genç kız hiç uyumuş görünmiyen bir yüzle dışafi çıktı. İ — Nasıl, dedim, daha uyumadınız mı? Kumral başını salladı: — Hayır, Seyfi Bey, yorgun olduğum geceler al” si gibi gözüme uyku girmez. Mutlak beş, on sayf$ kitap okumak mecburiyetinde kalırım. Sizi bekle dim. Bir kitap rica edecektim. — Burada size okutacak bir kitabrm yok, Bugünkü postanm gazetelerini okumadınızsa, vereyim. — Teşekkür ederim, Yanımdaki gazeteleri verdim. Başile selâmladı. Ve tekrar odasına girdi. Yavaş yavaş yürüdüm ve birkaç günlük yorguf* luğun tesiriyle yatağıma uzandım, Fakat sarhoş g” biydim. Kulaklarım uğulduyordu. Fakat bir haftâ” lik yorgunluktan ziyade bu bir gecenin hâdiseleri bt” ni sarhoş etmişti. ş Senihanm verdiği haberler, fotoğraf meselesi, F& riha Hanımm erkence odasma çıktığı halde bu saf” te kadar uyumayışı ve belki de sofada bizi dinleı!iu1 olması kafamın içinde fırtınalar yapıyordu. Etrafımda dönen hisler ve düşünceler bir ge::enîı ğ içinde Aaydınlanıvermişti. Senihanm çocukluktafı ailece verilen fena terbiyeden doğan hislerini zamö” nm kendi kendine düzelteceğinden ümidim var. Ft kat itiraf ederim ki Feriha Hanıma karşı bazan iri” (Arkası var) İSEEEESN.TE &A F ö - ? ve tü Tij 2T E EEE F SEVTAŞYAL k U