TA Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI t Emin YALMAN ki e» her şeyde temiz, dü TAyçsamimi olmak, kariin y m hedefi; Haberde, fi Sİ en olmıya çalışmaktır. SUNUN MESELELERİ MUNYANIN © EN Gi S'UT MEMLEKETİ sim dünya gazeteleri bu Saime İsveçten bahsettiler, “dularından uzak yaşı - a, ,, “tün kuvvetini kendi inki- Maç eden bu memlekette 936 zi e 60 milyon liralık bir ayı uk etmiş, Hükümet bu beyeğ, Yapacağını şaşırmış. Bir ç* edilmiş ve bu para ile Min dahilinde içtimai hizmet. hitsseseler vücude getirmiye Aç erimiş, My gazeteleri, mühimmat ve Para bulamıyan Avrupa â eriyle mukayese ederek “lü, Yl en mes'ut memleke. Tüşgç, Söstermişlerdi . a hip çi nin 1986 bütçesinde 36 mil. in yk Bu fazlalık Tür. sadi inkişafının en büyük ği, Memleğ ği Top ket refaha doğru gi - a, ektir | We > a Türkiyeyi de dünyanm| i, “erleketleri arasında saya - İçin İlke Vİ dün b. SENEDE TÜRKÇE ENMİYEN ADAM ; in şehrimizde çıkan fransız. , Bazetesinin sahibi Mösyö Bolu ma di Ge S*6en gün bir mecliste kırk pi Türkiyede bulunduğu Öğrenemediğini itiraf et- 1 rağ bulüvan yerli ve yabancı| n Ki Bvsterince, meslekta - yi Zaha verdi İm e etmeyiniz, deği, tlirkçe Öğre NtİYaç duymadım da onun , , edim, Türkiyede bulun - ap, ek sene içinde kendi dilim- Mina UMYacağım bir kişiye rast - , Hattâ ilk zamanlarda ö- ni den bazan türkçe keli - ng, Miya çalıştım, Muhatap- d bana fransızca cevap hi Türker öğrenmeyişimin se - lere, bir Türk, Fransız Sy, “Miz tayip etmek İstedi . yaa, We, dedik, o da değil, biz u- de gz Fransada bir Fransızın hir İ? p,, İrkçe konuştuğu görülebili atağa VEYA diğer yabancılarla Lİ İl UZ zaman türkçeden bas- uşmazsak, onlar da türk- miye mecbur olurlar, Nite- aray, nberi memleketteki ya “ir çi, cğU türkçe öğrenmiye Muslar, b olarak kabul ve tatbik © diy * Sabancı ile türkçeden ve biy konuşmaymız. Yabancı İğ, Mİyorsa ayıbı ona aittir, bi- zi leri ve İtalyan kıt'a- n eni ettiler. Malaga - miş alir bu eenebi ietilâse kar.) 9 ate, *Rdilerini denize attılar.| Yaa la öldüler, 150 bin ki- Dahiy V birakıp kaçtılar. vi Ya? iki parti arasında ola- hiç, *€ Kendi kendine mili ordu Franko ve müttefikleri| erlileri arasmdaki harp) PATP olmaktan çıkmış, “rin halkı imha etmesi, ter, tip , VÖYE bir fari kaydetme - l i atıyo ; dahiy; Pile 7 > t Ari, 5 Mektebinin İnşaatı Lu 10 (TAN) — Türk hava| a açılacak pilot mek “ör Egli tarafından ha- iktidar ş stima başladığı ozaman I Sabri Hoca düşünerek birer birer: — Biz, evvelâ şahsımız için emniyet İsteriz, sonra umumu da hali emniyette görmek €- melimizdir. Matbuat hürriye- ti, tam olmalıdır; idarei örfiye ve divanıharp kalkmalı, siyasi mücrimler hakkında umumi af ilân edilmelidir, dedi. Talât merhum bu tekliflere cevaben: — Bu kadar mı? Başka bir talebiniz yok mu? Yolunda mukabelede bulundu. Sabri Hoca nedense sıkılıyordu ve: — Ekseriyet fırkasının, bu tek- iflerimizi müsbet bir görüşle te- lâkki edip etmiyeceğini anlıyalım, son sözlerimizi de söyleriz, diye- bildi. Talâtın buna karşı cevabi şu ol- du: — Öyleyse ben de düşündükle- rimi söyliyeyim: Şahsınız İçin eb niyet, umum İçin emniyet; sözle- rinden, pek bir şey anlıyamadım. Devletin kanunlarında istediğiniz emniyet“için-kâfi ahkâm yok ise, sıfat ve salâhiyetiniz itibariyle ta- rafınızdan, yeni kanun teklifine müni ne vardı? anunların tatbik ve İcrası taraımdan, bir emniyetsiz- lik hissetmek İyseniz, şimi kadar salâhiyettar olanlardan sual ve İstizah hakkınıza imkân bıra- kılmadı mı? Çok rica ederim, burada sözle- rimizi gazele sayfalarma geçirmi- yeceğiz. Harice de çalım satacak değilir. Hele kelime ve mantık 0- yunlarma hiç mahal yok. Zaten ben böyle şeylerle kafamı yora» mam, harbin en tehlikeli günlerini aşadığımız halde, Harbiye Nazı- rı aleyhinde, yapılan © mahut İs- tizah vesilesiyle mücerret, dev- let otoritesini yıkmak için reva gör düğünüz 0, pek çirkin tarizler, hü- cumlar, bütün medeni dünya ha- yatında şahsi emniyet ve hürriyet mefhumunun çok fistünde bir ha- yatı hürriyet ve emniyet içinde bulunduğunuzu isbat etmedi mi? Matbuat hürriyetinden bahzedi- yorsunuz, idarci örfiyenin mevcut olmasına rağmen size mensup ga» zetelerin, örfi divanıharp kararla- rna karşı, âdeta açtığı o, isyan bayrağı ney Bununla beraber bu noktada hakkınızı teslim etmemek ,müm- kün olmuyor; Mademki örfi idare ve divanı- harp, hususi bir kanun ile haiz ol- udret ve salâhiyeti istimal “Tahdişi © ezhanı,, gördüğü makalelerden do- gizete tatil etmek yolunu bu- iyarak kapatılan bir gazete, hemen ertesi gün, ayni eleman İle ve başka bir isimle, yine çıkıyor. O halde, iği bir kararı haki- katte icradan acze düşen bir mü- essese İçin ben de bir mevcudiyet sebebi mülâhaza etmiyorum, Si. yasi mücrimlerin afleri meselesi ne gelince, bunu geniş bir zihni yetie her vakit tetkike âmadeyiz, * ki taraftan hazır bulunan İ diğer mebuslar da, busba, hisler üzerinde lâkırdıya karışa. Man , ve ye göre İnşasmı kabul 1 pi, e hazırlıklarına başla) aray Din İnşasıma ilkbaharda rak birçok şeyler söylediler. Mü. zakere bu vadide silkün ve itidal ile cereyan ediyor ve iki tarafım bu noktalar üzerinde oldur» seüsaki Mevkii JJHTIRASLARI bir itilâfa varmak Üzere oldukları görülüyordu, Bu sirada Zöhrap: — Muhalifleree, mücerret bir emniyet değil, devamlı ve teminat- m; ta ki, huzur, k milen âvdet etsin, dedi ve bir “mil- eyyide" nin de lüzumundan bah- setli. Talât merhum, Zöhrabın makşa. Tolât Pa şa sadratom oldu. dini kavramakla beraber anlama- mış gibi göründü ve kendisinden merâmını açıkça izah etmesini is- tedi, Fakat Hoca Sabri araya g di: Yukarıda işaret ettiğim sıkmtı- lı hal ve tavriyle mühalifler için kabineye iştirak en esaslı bir şart | ve kendileri için de, teminattır di- ye asıl hakiki arzuyu ortaya attı. “ Hiç sözünü esirgemiyen Talât, âdeti veçhile yarı lâtife, yarı ci di şu cevapla mukabele etti: — Zaten bu “uzlaşma” müze- keremizin asıl mevzuu kabineye iştirak meselesi olacağmı bitiyo - rum. Bilmem neden? Mevzuun dairesine girmek için işe şahsi ve umumi emniyet ve hürriyet pren- sipini, Jdarel örfiye ve divanıharp meselesini, soktunuz? Halbuki kabinenin teşekkülünde iştirak esasi kabul ve tatbik edil- dikten sonra bu işler tabtatiyle ka- binenin ieraât programma girer. Ve sonra gület bir yüzle Sabri Hocaya bakarak: -- Hocani, bu kadar sene med- reselerde, cami köşelerinde | ilim tahsili için emek sarfetti, yoruldu, üzüldü, mebusluk hayatında da kürslde kendisini gösterdi, şimdi şehislâmlık makamını ona çok görmeyiz, sözlerini ilâve etti, oca, bütün emellerinin, ha- yallerinin, kavgalarının ga- yesi olan bu yüksek makama, bu kadar çabuk kavuşabileceğini ümit etmediği için birdenbire şaşırdı, se- vineini içinde saklamıya çalişarak bir şey şöyliyemedi. Talât, bu sefer Zöhraba döndü, “Korkma, bu müzakerede sana da il z“ dedi. gi bu birinci günün- de ve ilk safhasında, içtimaa da- hil olan arkadaşlarının ve hususi, le fırkanım sarih bir fikir ve müta- leasını almıyarak Talât merhumun sağa ve sola böyle vaitlerde bülün- ması, ciddi değildi. O. kendisine hâs bir zekâ ile muhaliflerin bütün kâlplerini deşip söyletmek arzü- sunda bulunuyordu. iş Nitekim Sabri Hoca, kendisini Zöhrap - Hoca MUHA LEFETIN Talât Bey, Balkan sulhünün müzakere” Halil Bey (Halil Menteşe), Meşihatı İs- miş görü ve" şimdi gördüğü yumuşak (o muka- beleden O istifade ile arkadaşları için de makam teminine ça birer du, Zöhrap cessis Ta nazurlarla ta ve bana edelmece . merak ile anlamax istiyor. du İçimizden biri. givi görürdü mem “me için, Zöneabın rengi bir ğu günlerde denbire . döndü ve neşesi kırıldı. Her halde bu ne- zaretin kendisine münasip görül ıda bir hakaret anlaşılıyordu. mesini şahe: ha gibi telâkki ettiği Eski Bir Nazırın Siyasi Hatıraları abri i esnasında (en solda) karşı sırada Çürüksulu Mahmut Paşa Heyecanlı bir ses ve yalvaran bir tavır ve cila ile: “Nafha ve Ti- caret nezaretini, Hallâçyan kadar olsun yapamaz mıyız7" diye mu- kabelede bulundu. B en bir şey söyleme nız Nafla ve Ticaret göz koyan Zöhrabın kâletname tine dayanarak İstinaf ticaret mah- nsinde otuz aya sulh olduğu- yhinde ceza da- vası açıldığını düşünüyor ve ken- zu ve bu sebeple a disine anlıyacağı bir sima ile acı ac: bakıyordum. Fukat Talât durur mü; — Evet, bu işi sen Hallâç hibidir. Sana gelince; para küzan- mak ihtiyacındasın, biz bu neza- yete para kazanmak ihtiyacı duy. gusunda olmıyanı getirmek riz, dedi, Ve Zöhrap bu sözün ağı lığı altında şaşırdı, ezildi ve bir müddet söyliyecek söz bulamadı. Türkkuşuna G Beşiktaşta Ortabahçe caddesinde) 5 numarâda $, Necatiye! “— Türk Hava Kuşu müeasesel$- rine yalnız orta mektep ve lise me zunları ile üniversiteliler kaydedir mektedir. Mektebin talimatnamesi-| ne göre, ilk mektep mezunlarının — yaşı büyük dahi olsa — kayit ve Ka-| bulü imkânsızdır. Ancak, yarım bi- MIZ orta tahsili tamamlar ve tasdikname dlırsanız 331 doğumlu bir şehir çocuğu bulunmanız itibari le tercih edileceğiniz muhakkaktır.” . İş Bekliyor İstanbul Aksaray, Hekim: paşa caddesinde Hulüsi Dülene: “— Bu kadar bedbin olmıya mahal | yoktur. Askere gitmeniz dolayısiy- İle yerinize alınan adamın çıkarılma- si hakikaten bir haksızlık olur. An- cak, arzu ederse, evvelce çalıştığınız müessesenin direktörü size san'atini. 36 uygun bir iş bulabilir, Maamafih, hususi, resmi diğer müesseselere de mektupla müracaat ediniz. Bize öy le geliyor ki, henüz, hususi atelyeler- de bir iş aramış değilsiniz. Bir defo da bu yoldan yürüyünüz.” . Takdim Meselesi B Saral İmzasile benden takdim işini soran okuyucuma ; '— Takdim meselesi, hakikaten içtima! hayatta mühimdir. Takdim formülleri, size biraz eski gibi görü- nüyorsa da onları tatbik etmeniz. irebilir miyim? Tanışırken “Müşeref oldum., cilm- lesini kullanmak istemediğiniz enls$t r. Bunu, pek eski buluyorsunuz Fakat yaşlı ve şayanı hürmet bir k8- dına takdim edildiğiniz zaman, “mü- şeref oldum,, Sözünü kullanmanız 18 rağme: şerinde bir neza- ket ifade eder, Ej takdim edildi- nun oldum,, demek te ca- 'Çok sevindim,, — diyenler de yor. Fakat bu, muaşeret adabı ka- idelerine göre, biraz hafif bir | söz- dür. Davette kadeh kaldırmak işini de soruyorsunuz. Anlatay Toplantının birinci ve başta gelen davetlisi sizseniz, yemek masasında kadehi siz kaldırır, bütün arkadaşla. rasının neşesi İçin içmiye davet e - dersiniz. Aksi takdirde, bu toplantının sayılan birinci davetlisi . ne birakmak zaruridir. Şu kadar var ki, davetine icabet eti defa gittiğiniz bir toplantı ve siz de ev sahibinin masada sağma aldığı bayan İseniz, ilk kadehi kaldırmak vazifesi yine size düşer. Maamafih, İlâyık olanlar mevcutsa, onların o İç- İ mesini beklemeniz bir nezaket bor- cudur. Evinizde hazırlıyacağınız toplantı. ya iştirak eden misafirler sıkılgansa, kadehler doldurulduktan sonra, on - misafirlerizin şerefine içebilirsiniz.,, her yerde olduğu gibi, sizi mahcup siyete düşürmez, İ nov, da ayni vaziyettedir. İ altında yazmeş olduğunu İezii ece size denk | İrinizı ev sahibinin sıhhati yahut sof. | vazifeyi| | sofrada sizden yaşlılar ve sayılmıya | 5 FIKRA DÜNYA EDEBİYATIN. DA PUŞKİN Yazan: Neyştad Puşkinin dünya edebiyatı içindeki yüksek mevkiini göstermek için, o serlerinin 84 lisana tercüme edilmiş olduğunu söylemek kâfidir, Bu 84 H. sanda 1500 Puşkin terelimesi yar. dır, Şairin bir çok eserleri, bazı lisan- lara birkaç kere terelime edilmiştir. Meselâ, “Maca Kızı, nm Almanca 12, Çekçe 10 Fransızca 7, İngilizce 6 tercilmesi vardır. “Kaptanm Kızı, da Almanca 13, Çekçeye 9, Fransızcaya 8 ve İngilizce. ye 7 kere çevrilmiştir. “Boris Godu- Bu dra- nun halen 10 Almanca, 9 Fransızca terciimesi mevcuttur, Puşkinin “İvgen Onlerin,, gibi ter. cümesi cidden güç manzum romanı Almanca, Fransızen, İngilizce, İtalyanca, Çekçe, Lehçe, İsveçce, Mas carca ve Sirpça ve sair lisanlara ter. cüme edilmiş bulunmaktadır, Dünya edebiyatmda Puskin hak - kında yazılan tenkit ve tetkik eserleri de büyük bir yekün tutmaktadır. Daha 1830 senelerde, münekkitleri, Puskinin Byron, Sehil. ler. Sbeksnenre gil dünya siirinin Ikaları İle ayni seviyede bulundu. unu teslim ve tasdik eylemeğe baş'a. mıslardır . Bütün dünya evb sandr Puskinin, $iire çetird Tat metalin, merek de yüksek ayni zamanda üm mile san'at Âlen nl tebarliz ettirmekte ler. Puşkin, Avrupa ie arak nesip, ve sey üslübunun ve “tiğinin. beynel. ehammivati. müttefiktir » k edipler ve muharrirler vie muasır garnlı üzerinde ve p eden ede - biyat nesilleri üzerinde büyük tesir. Ter iera etmekten hali kalamazdı, NL tekim, Hoffman, Fallersleben, Hel - diğer bir çok & ayni zamanda bunu ne, Vaozv ve daha dipler, Puşkin lirizminin tesiri altın. da kalmışlar ve bu lirizmi tekrar et. mislerdir , Fransız münekkitleri, Prosper M&. rimö'nin kendi “Carmen, eserini, Puşkinin *“ tesiri ileri sür » gene, eserinin mektedirler . Esasen Mörimöe, Puskinin perea, tiskârları arasında ve Puşkini, dünyanm en büyük şairi diye anar - dı. Prosper Mörimöe'nin 1568 de yaz. dığı “Aleksandr Puşkin,, eseri her » kesçe malümdur . “Boris Godunov,, ve “İvgen Onl . ,in dünya edebiyatında birak. tığı iz, çok derindir, dunovun tesi» uzün dahi bakidir, Meselâ Heisler, Puskin'in dramınm â edilebilecek olan “Godunov'un çocukları, dramı. ni Almanyada 1923 senesinde neşret- miştir. Tanımı Çek muharriri Pfle. ger, “Pan Visinski,, eserini, “İvgen Önlerin,, İn tesiri altımda yazmıştır. Puskinin sesirdeki üslübu da, bil hassa fransız edebiyatı üzerinde çok büyük tesirler icra etmistir. Pros « per Mörimâe, Maupassant, Marcel röyost gibi bir çok büyük muhar- rirler, bu sehhar üslübun kavrayıcı tesiri altnda kalmışlardır , ER Gümrük Komisyoncularının Dün Imtihanları Yapıldı Gümrük komisyonculuğu ve maiyet memurluğuna talip olan elli kişinin dün gümrüklerde imtihanları yapsl - mıştır, İmtihan evrakları idare *a-a. İtmdan tetkik edilerek Ankarava gön- bir nevi devamı te iniz yer, ilk İderilecek ve Vekâletin de taadikinden sonra kazananlar belli olacaktır. Yeni Gümrük Kimyahanesi Gümrük idaresi Çinili andaki yeni binasınm dördüncü katı. Rıhtım ha, na modern bir kimyahane tesis et- mektedir. Yakında hazırlarmas» bite. cek olan bu kimyahanede her nevi maddelerin tahlili kabil olacaktır. Gümrükler İdaresi bunun için Av. ları neşelendirmek ve meclise ısın - İ darmak i rupadan son sistem makineler getirt. bizzat ilk kadehi kaldırıp | miştir.