TTT HTT SEcaBK eei TA ÇEÇTTRE N ksü YA DAT 11-2-98387 ——— | TEENLD 31 Yazan: MÜMTAZ FAİK ;?-Mardin istasiyonun- da cenup İrenini beklerken Lâkin bu Mardin istasyonunda am ma da müthiş bir fırtına var. İnsan — kendisini İodoslu bir havada Haydar- |— paşa iskelesinde zannediyor. Ve yine zannediyorum ki, koca ova bir deniz gibi coşmuş ta Mardin dalga kıranı- — nı döğüyor. — İşte istasyondayız. Yoldaki bütün korkum geçti. Oto- mobilden indim, Ve gara ilerlemiye başladım. — Garım, gar olduğunu ancak birkaç — Işıktan farkediyorum. Bir kapiyı aç- tım ve karanlık bir dehlize dahil ol- dum. Gar... Neden acaba bu garın holünde bir Işık olsun yanmıyor, niçin, şef dö ga rım odasından ancak gişedeki buzlu — camların arasında filtre olarak ge - len bir petrol lâmbasının isli ışığı — İle iktifa ediliyor?. Hölde benden başka kimsecikler — yok.. Halbuki posta kamyonu benden çok evvel gelmiş ve birçok yolcu ge- - türmiş olmalı. — - Bu yolcular nerede?.. : Bavullarımı bir sıranın üzerine yer leştirerek dolaşmıya daha doğrusu is — tikşafa başladım. — Bir tarafta bir kapınm üstünden hafif bir ışık sezer gibi oldum. Bir kibrit yaktım ve baktım: “Bekleme odası,, Daha trenin hareketine epeyce bir zaman var. Lokanta, birahane ve sa- ireden vaz geçtim, bu bekleme oda - — gında hiç olmazsa bir müddet pinek liyeyim... Kapıyı hafifçe araladım. Baktım ve tekrar kapadım. Manzarayı anla- tayım: Yaşlı ve sakallı bir adam, sıralar - — dan birisinin üzerine bir şilte yaymış, |— başma bir takye geçirmiş, don paça - Uyuyor. Yerde bir kadın bir minderin üze- — rine bağdaş kurmuş, oturuyor, bir /— başka kadın şöyle sırtını duvara yas — lamış, ayaklarını uzatmış, iki pence- — re arasında kurulmuş bir salıncağa — merbut bir ipi, ayağının baş parma- — gğma bağlamış uyukluyor. Ve arada -— Birada bu baş parmağını oynatarak — Balıncağı sallıyor... Yerde birkaç denk eşya, birkaç — heybe, bir teneke ibrik, bir Diyarbe- — kir testisi var. İşte o kadar . Kapıyı açtığım zaman gözümün ve — burnumun içine uyku kokusu ile ka — rışık bir is kokusu doldu... Kalçası — kalın göğsü ince bir petrol lâmbası- O nm şişesi adamakıflı kararmış, oda- Ecnebi şirketıin idare ettiği şebekenin bekleme odası uzanan kadınları rahatsız etmek bi - raz saygısızlık olurdu! Zaten kapı açılır açılmaz içeride bir hareket, bir kıpırdanma olduğunu farketmiştim.. Çekildim.. Şimdi holde dolaşıyorum.. Fena halde canım sıkılıyor. Mütemadiyen sigara içiyorum. Ve her sigara yakış ta duvardaki ilânları görmek için kib ritimin alevinden istifade ediyorum. Daha trenin - kalkmasına heeeey bir hayli zaman var... Derken şoför, içeri girmez mi?.. Ben onu görünce mal bulmuş mığ - ribiye döndüm... —Ne ararsın sen buralarda?.. — Şehre dönecek var da boş dön- miyeyim diye onu bekliyorum... Şoför halime acımıştı: — Niçin istasyon müdürünün oda sına gitmiyorsunuz? — Ne münasebet. Bu zatı tanımı- iyorum ki.., Ben bunu söyler söylemez, şoför derhal dışarı fırladı ve bir dakika sonra tekrar geldi: — İstasyon müdürü odasına gel - menizi söyledi. Ş ü İstasyon müdürü çok nazik ve ki- bar bir zattı. Bu akşam bir buçuk iki saat kadar odasına kabul etmekle, bana dünyanın en büyük iyiliğini yap altında birkaç sayfa bir kitap okuya- bilir vaktimi geçirirdim... Aç bir a - dam bir parça ekmek verildiği zaman nasıl sevinirse, bu odaya girişim de, bana bütün huzursuzluklarımı unut- turdu. Ve biraz konfor vererek se - vindirdi. İstasyon müdürü ile boş kaldığı zamarilar ötedenberiden konuştuk. O benden seyahatime dair malümat aldı. Ben kendisine Mardin istasyo- nuna dair sualler sordum.. Meğer Mardin istasyonu denilen yerde ancak birkaç ev varmış. Bu da memurların evleri imiş. Kendilerine bir şey lâzım olduğu zaman şehre çı- karlar ve pirinçlerini, etlerini oradan alır, velhâsıl bütün ihtiyaçlarını ora- dan görürlermiş. — Peki dedim, burada ne ile vakit geçirirsiniz?. — Hiç, dedi.. Birkaç aileyiz. Biri- birimizle konuşuruz. İşte o kadar. Geri kalan vaktimiz de işle geçer... — Herhangi bir zevkiniz bir eğlen ceniz yok mu?., — Vallâhi, diye cevap verdi. Bura ya o kadar alıştım ki, şehre gittiğim zaman içim sıkılıyor. Meselâ ben A- danalıyım. Adanada kardeşlerim, ak- rabalarım var... Bir kere izinle oraya gittim. Fakat nedense doğduğum yer ri bile yadırgadım... Çünkü seneler - denberi hayatımız bu istasyonda' ge- çi, . Onun haricine çıkınca garipsi- yorum... Tren vakti yaklaşıyor... Bunun şe- refine bir lüks lâmbası yakıldı. Ve Rsere — nn İçinde küçük siyah kelebekler uç — mıya başlamıştı.. Bunlar is mi idi, /— yoksa sinek mi?.. Orasını iyice farke — demedim. Kapının birkaç saniye açık /— kalan ve diyafrağmı arasımda gözleri Mmin karanlığa alışan objektifi ancak bu kadarını tesbit etti. Ve tokmağı çektim... Bekleme odası.. - Ecnebi şirketin idaresindeki tre - — nin bekleme odasi.. - Herhalde bu bekleme odasma girip — goturamazdım. Hem şiltesinin üzerin- — ge en tatlı rüyalarını gören ihtiyarı — gyandırmak, hem yerdeki minderlere denberi biraz uyur gibi görü - nen karasinekler de ayaklandı. Ka - natlandı... Ben karasineklerin yalnız gündüz dolaştıklarını gece uyuduklarını bi - lirdim. Halbuki burada sinekten gece bile rahat yoktu., İnsan otururken mütemadiyen elini, burnunu, kaşını gözünü, yanağını velhasıl açıkta bulu nan her parçasmı oynatmak mecbu- riyetinde kalıyordu. — Bu sinekler! Dedim. — Evet, gariptir, diye cevap ver - di. Buranın sinekleri gece de, gündüz de hazır ve nazırdır. Bir garip yer mıştı. Hiç olmazsa, bu odadaki ışık: Yeni liman tesisatı İngiliz Grupunun Mü- messilleri Liman Mü- dürlüğünde Toplantı Yaptılar İstanbul limanında jyapılması ka- rarlaştırılan yeni tesisat işlerini üze- rine alan İngiliz Kip tezgâhlarının şehrimizdeki mümessilleri dün sabah Liman Müdürlüğünde bir toplantı yapmışlardır . Toplantıda Liman Müdürü Raufi- de bulunmuş ve limanın ileride ala- cağı şekil üzerinde görüşülmüştür, Limanda yapılacak ıslâhatta ilk ola - rak yükleme ve boşaltma işleriyle rıhtımların uzatılması meselelerine ehemmiyet verilmektedir . Bu itibarla inşaata başlanırken ilk olarak rıhtımlar uzatılacak, yüklemne ve boşaltma işlerinin seri olarak te- mini için de asri tesisat yapılacak - tır. Yükleme ve boşaltma ameliyesinin deniz ortasında değil, mümkün oldu - ğu kadar rıhtıma yanaşmak suretile yapılması imkânları araştırılmak - tadır . Bunun için de Sirkeci rıtıtımı Sa - sayburnuna — ve Galata Tıhtımı da Fındıklıdaki Güzel San'atlar akade - misine kadar uzatılacak, müteakiben rıhtım tesisatınm inşasına geçilecek- tir En mühim olarak Avrupadan ye- ni haval vinçler getirtilecek ve de - kovil hatları yapılacaktır. Vapurlar- dan vinçler vasıtasiyle çıkarılacak mallar bu ufak dekovillerle gümrük ambarlarına nakledilecektir. Bütün bu işler için İngiliz tezgâhı mümessil- leri daha bir müddet limanda tetkik ler yapacaklardır . Kıymetli Eserler Nasıl Temizlenecek ? Maarif Vekâleti, müzelerdeki kıy - metli eserlerin fenni bir şekilde te « mizlenmesi hakkındaki son üsulleri takip ve tetkik etmek için İstanbul müzeleri kimyageri Nureddini Avru- paya göndermiye karar vermiştir. Mü zeler idaresi üzerlerinde yazı bulunan ve topraktan yapılan tarihi tabletleri ezilmekten kurtarmak için fenni bir fırın da satın almıya karar vermiş- tir. Bır yanuştık ve izahı Askeri mütekâitlerden Ke- nan Taşdeler ve diğer bir iki okuyucumuz geçen cumarte- si sayımızda kismen husule gelen fena bir yanlışlığa dik- katimizi celbettiler, O akşam son dakikada bir- denbire gelen Yyazılar üzerine dokuzuncu sayfayı yeniden tertip etmek ve Kerbelâ tef- rikasını tehir ederek bunun yerine yazı mabaitlerini koy- mak lâzım gelmiştir. Makirnist muavini bu mü- kerrer sayfalardan birini im- ha edecek yerde içlerinden bi rini 9 uncu sayfa olarak, di- ğerini de spor Ve hikâyeyi ih- tiva eden altıncı sayfa olarak makineye yerleştirmiştir. Beş yüz kadar nüsha basıl- dıktan sonra yalnış farkedil- miş ve makine durdurularak sayfalar yerli yerine konul- muştur. Yalnış nüshaların ar kasından adam koşturulmuş, ne çare ki, bunlardan bir mik- tarı şehrin bazı semtlerine da- ğılmıştır. Bu yanlışlıktan dolayı oku- yucularımızdan özür dileriz. Yanlış basılmış nüshayı mat- baamıza gönderen okuyucula- rımıza ayni nüshanın doğru basılmış şekli, bittâbi parasız olarak takdim edilecektir. burası... — Peki nöbetleşe mi uyurlar?.. — Yoo, galiba hiç uyumazlar.., Son ra güldü ve ilâve etti: — Bu fırtınada kimi uyku tutar ki... Bayan Jalenin cenaze töreni vi Cenazed e bulunan zavallı anne birkaç defa bayıldı Tahran Büyük Elçimiz Enisin kızı Bayan Jalenin Viyanada acıklı ölümünü yazmıştık. Bayan Jalenin nâşı tahnit edilerek İstanbula getirilmiş ve dün cenaze töreni yapılmıştır. Törene resmi makam sahiplerinden ve aile dostlarından yüzlerce kişi iş- tirak etmiştir. Gönderilen çelenkler arasında Ismet İnönü, Dr. Tevfik Rüş tü Aras, Dışişleri Bakanlığı, Basın Kurumu, gazeteler ve aile dostları ta- rafından gönderilmiş olanlar vardı. Cenaze namazı Beşiktaşta Sinanpa- Şa camiinde kılındıktan sonra Rumeli Hisarında aile medfenine gömülmüş. Cenaze töreninde merhum Jalenin annesi, tanınmış ailelere mensup ba- yanlar ve Jalenin bir çok genç arka.- daşları hazır bulunmuştur. Bayanların cenaze merasimine gel- meleri son birkaç ay içinde İstanbul. da itiyat haline gelmeğe başlamıştır. Bu itiyadın devamına taraftar olamı- yacağız. Dün cenazede bulunan ba - yanlar tahammül haricinde bir tees- sür ve matem göstermişlerdir. Hele zavallı anne defalarla teessürden ba. yılmıştır. Ölüm, hayatın zaruri âkıbetidir. Hayat içinde fiili mücadele vaziyetin- de bulunan erkekler, çok derin tees- sürler duyabilmekle beraber nefsine hâkim olmak itiyatları peyda etmiş- lerdir , Bayanlar — umumiyetle bu itiyat - ları elde etmemişlerdir. Erkeklerden zaten daha hassas, teessüre daha mü- saittirler, Ölüm, çok acıklı bir şey olmakla beraber zâhiri alâmetleri, teessürü çok yakın olan bayanlar için taham- mül edilemiyecek kadar acıdır. Dün cenazede bulunanların hepsi annesi - nin, ve kardeşi zavallı Halenin tees. sürlerini, bakmağa dayanılmaz dere- cede acıklı bulmuşlardır. Ölünün yakını olan bayanların ce- nazelere iştirakine, aile doktorları ge- ri kalanların sağlığı bakımından mü- saade etmemelidirler. Bir kızın boynu kesildi Dün, Sirkecide bir muhallebici dük kânında bir yaralama vak'ası olmuş- tur: : Hüdavendigâr caddesinde muhalle bici Rasimin dükkânında 21 yaşların da Adile isminde bir kız çalışmakta- dır. Bünün önce tanıştığı İzzet ismin de bir de genç vardır. İzzet, Adilenin kendinden yüz çevirdikten sonra baş ka birile tanıştığını öğrenmiş, dün kızın çalıştığı dükkâna gitmiştir. İzzet, müşteri gibi bir masaya O- turmuş, tam hesabı verdiği Sirada üzerinden çıkardığı bir ustura ile kı- zın üzerine atılarak boynunu baştan başa kesmiştir. Vak'aya derhal polis el koymuş, İzzet yakalanmış, Adile de tedavi eltima alınmıştır. Şirketi Hayriyenin Boğaza Kal- kan Son Vapuru Şiirketi Hayriye idaresi, yapılan bir çok müracaatler üzerine evvelce Köprüden Boğaza 23,15 te olan son vapurün hareket saatini 24,15 yap - Maraşın kurtuluş bayramı Yarın Maraşın kurtuluşunun 17 in ci yılına tesadüf ediyor. Bu münase betle şehrimizde bulunan 300 kadar Maraşlı yarın Eminönü Halkevinde toplanarak bugünü tesit edecektir. Merasim, öğleden sonra saat 2,30 da başlıyacaktır. Maraşlılar bu —seneki merasimi geçen her yıla nazaran daha canlı ve daha fevkalâde kutlamak için her tedbiri almışlardır. İstiklâl marşın- dan sonra merasim başlayacak — ve toplantıyı Necip Fazıl Kısakürek bir hitabe ile açacaktır. Necip Fazıldan sonra bir çok hatipler söz söyliyecek, şiirler okunacak, vakalar anlatılacak- tır. Bu suretle Maraşlılar tarihlerinin en mühim hâdisesi ve İstiklâl sava - şının en güzel levhalarından biri olan Maraş müdafaasını, bütün çizgilerile yaşayacaklardır. Merasimden sonra Konservatuvar artistlerinden güzide bir heyet, klâsik Avrupa eserlerinden parçalar çalacak, teganniler yapıla - cak ve merasim nihayet bulacaktır. Bir gece gonra da Maraşlılar Park 0. telde büyük bir balo vereceklerdir. Arife günü Dükkânlar Açılmıyacak Kürban bayramınm ilki 22 şubat Pâ.lzartesi gününe rastlamaktadır. Birçok esnaf en ziyade alış verişin arife günleri olduğunu nazarı dikka- te alarak yalnız bir defaya mahsus olmak üzere gelecek pazar günü açık kalmaları için müsaade istemişlerdir. Halbuki pazar tatili, dükkânların akşamları kapama saatlerini tesbit etmek gibi belediye kararile değil, Kamutayca kabul edilmiş olan bir ka nunla yapılmaktadır. Kanun tadil e- dilemiyeceği gibi bu şekilde bir istis naiyet kabulüne de imkân yoktur. Bu itibarla esnafınm müracaatı müsbet Yeni yolcu. salonunun projeleri Galatada yapılacak modemy y"lm salonunun inşaat projeleri Güzel Sâli- atlar Akademisinde teşhir edilmekt&” dir. Bir hafta sonra Gümrükler, Li” man İdaresi ,Muhafaza Umum Mü - dürlüğü ve Belediye murahhaslarmili iştirak edeceği bir jüri heyeti proje* leri tetkike başlıyacak ve bu ay S0* nuna kadar esas projeyi seçmiş olâ caktır , Gelecek ay içinde salonun ihalesi — yapılarak inşaata başlanacaktır, S2" lon Avrupadaki eşleri derecesinde V? güzel bir şekilde yapılacaktır . Salonun tamamlanmasından sonrâ İ rıhtım üzerindeki kapılardan yolcü” larm vapurlara girip çıkması men * edilecektir, w h Dahili hatlarda işliyen vapur yolcl!"l lariyle ecnebi vapurlarının yok:ulı!îıl. salonda yapılacak tertibat ile ayrı Y rı kapılardan rıhtıma girip çıkacak * ı lardır. Ayrıca ecnebi vapırr yolcula - rınm girip çıkması ve eşvalarının seri bir şekilde muayenesi için de hus tertibat yapılacaktır . İÜik tedrisat Müfettişlerinin Maaşları — İlk tedrisat müfettişlerinin maa$i önümüzdeki hazirandan itibaren mü* | vazenei umumiyeye nakledilecek, bur na mukabil İstanbul maarif müdürlü gü memurları hususi müvazeneye â* lmacaktır. İlk tedrisat mufettişleri * — ne şimdi aldıkları maaştan başka 0* — tuzar lira da makam tahsisatı veril” | mektedir. Bunlar umumi muüvazene" !ı ye yirmi beşer lira asli maaşla nak* ı& ledilecekler ve ayrıca makam parasi | verilmiyecektir. Bu itibarla müfet * tişler hazirandan sonra şimdi aldık” — ları maaştan daha az para alacak * lardır. Bunu gözönünde: bulund. müfettişlerden bir kısmı hâazirandaf "W sonra kültür müdürlüklerinde vazifö almıya talip olmuşlardır. - ; | Katille Arkedaşı — Tekrar Sorguya — Çekildiler | Haklarında mahkemece tevkif kte rarı alınmış bulunan katil Nâzımlâr w arkadaşı Salim, dün tevkifhanedef | Emniyet müdürlüğüne getirilmiş V€ Müştereken yaptıkları bazı hırsızlık * lar hakkında sorguya çekilmiştir. Evvelce Nâzımla beraber çalışma * dığında ısrar eden Salim, dün, Nâzımk la beraber, iki evi soyduğunu itiraf etmiştir. Zabıta, bilhassa mü sevherât | hırsızlıkları üzerinde ehemmiyetlt durmakta ve çalınan mücevherleri meydana çıkarmak için gayret sar “ -| fetmektedir. — PS çN -— a BİRKAÇ | SATIRLA | * İkmektepler bundan — sonr$ I çarşamba — günleri öğledef sonra tatil edilmiyecek, talebe oyult konferans gibi şeylerle oyalanacak” tır e * kincikânun ayında şehrimizdt ! 25 ev, dört apartıman, sekif muhtelif olmak üzere 37 bina yenidet yapılmış ve 200 bina tamir edilmişti. Ş | | netice vermemiştir. | — 11 ŞUBAT PERSEMBE ——— — Buğgün hava, sureti umumiyede kapalı ve yağışlı geçecektir. Rüzgâr- lar şimali istikametten şiddetli ese - cek, Garbi Anadoluda ve Karadeniz de fırtına olacaktır. Rüzgâr, Şarki Anadolu ile Eğge mınatkasında vasati bir süratle esecektir. Dünkü Hava Dün, barometro 776 milimetre, ha raret en çok 11, en az 5 santigrat olarak kaydedilmiş, rüzgâr yıldızdan Bugünkü Hava: YAĞIŞLI | HAVA/ —i 2inciay Gün:28 Kasım: 96 1355 Hicri 1353 Rumi Zilkade: 29 29 İkincikânun || Güneş: 7,02 — Öğle: — 12,28 || İkinci: 15,18 — Akşam: — 17,36 Yatsı: — 19,04 — İmsak: 5,_2ı saatte 20 kilometro süratle esmişti” Hava, öğleden sonra yağışlı geçmiğ” | tir. J