8 Ocak 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

8 Ocak 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ — Bu Kılıç Şimdi Senin Kafanı Kesecek.. Gözlerini Yum ve Hazır 01!,, Bu gece sizin ara-| nizdan öyle bir kişi çıkıp gitti ki sizden evvel gelenler, onun bir mis . lini görmemişlerdi. Sizden sonr ge- lenler de onun bir nâzirini görme - seler gerektir. O da, filhakika her | kes gibi bir insan idi. Fakat Cenabı Hak, ona bazı mümtağiyetler ihsan O; Resulü Ekremin ammi- i, varis ve vâsisi idi. — Ey, nâs!! etmişti. zadesi, sevgilisi Resulü Ekrem onun İçin; benim 6- tim, onun etidir. benim kanım, O-| hun kanıdır...Benim cismim, onun cismidir; demişti... O, ilimde olduğu | gibi şecaatte de en Üstün mertebe #mişti, Onun içindir ki, krem, onu İslâmiyet aley. n ve tuğyan edenlerin tedi- yi ihraz tesulü hine isya: bine gönderi. ves kılıcı hiç bir düşmanm kar- i ; onun pazu. gisında geri dönmemiş; on larmdaki swvet, hiçbir düşman ta- rafından mağlüp edilmemişti Haiz olduğu sıfatlar dol ona (Şahı Vilâyet) denilmişti. Çünkü o, Resulü Ekremin bütün memduh ve mübecoel svsafma ta. mamiyle varisti... İşte bakım; öyle müberek bir gecede şu fâni cihana Beni İsrailin Peygam- beri olan Musa Bin İmran da, bu se) code vefat etmişti... 15 İbni Mer - yem de bu gece şemaya uruç eyle - veda etti ki. şeksiz ve şüp- Resulüllahın varisiyim.. İmamet ve kilâfet, intihap ve istülkak ile bana intikal etti,, Ceddim (Muhammet), sizi hakkın en tabii dinine davet et- eyde doğ. göstermişti. Şimdi ben de Re vel sizlere, yine &yi$'doğru yal Üz rinde delâlet eyliyeceğim... Muha - Hiflerimizi, evvelâ mülâyimetle ve hil! le karşılıyacağım.. Hidayet va) itaat yoluna sokmıya çalışacağım; eğer onl, h ile mukabele ederler. | se; ben de, ayni Göreye znüracaata sebur kalacağım» * Si bu sözlerimi dinliyenler!., İşte size #neslek ve maksadım: izah et -| tim, Ceddimin ve babam yolunda| ne suretle yürüyeceğim! bildirdim. Eğer sözlerim, aklınıza ve muhake. menlae mülâyim geliyorsa; ceddime ve babama Yaptığını? gibi bana da ediniz. Yok eğer ben - , Ben, onun ceğdim Ey ni: hesiz ev da en tabi le kıl by e bekliyorsanız; bira kın. Sizi arzu larımıza terkedi yim... | Ben de çıkıp Medineye gideyim. “Katil ibni Melcemi getiriniz!,, Hasanım beliğ bir 1ssn le söyle diği bu hutbe, derhal tesirini göster mişti... Fakat henüz halk, buna ee yap vermeden, (Abbas oğlu Abdul- lak), ayağa kalkmı$* — Ey müslüman cemaati! Malğ. dür Mi size bu sözleri söyl teremi resulün gözbe- yaşisi ve damadı olan yahı velâyetin de büyük oğlu ve bize emanetidir. BİZ kendisini imamet ve hilâfete lâyık v€ AT gör - dük. Kendisine biat ve İkrar verdik, Fakat o, sizlerden de ikrar Ve biat istiyor. Ne dersiniz? Demişti... Koca camli dolduran Köfe halk: ellerini göğüslerine ko. yarak yerlere kadar eğilmişler: — Biz de biat ediyoruz. Gerek kendisine, ve gerek ehli beytine ita. ves YOLUZ. at edeceğimize ikrar veriyoru: Dedikten sorr8, Re çe o lu Kiys) olduğu halde bire er (imamı Hasan) ın önünden geçmiş- ler.. Eğilerek biat ve Ikrarlarını te- it eylemişlerdi. : Bu ma hitam bulur bulmaz İmamı Hasan camiin önüne çıka - rak: a j — Katil, tbal Müleemi getiriniz. Demişti. ” Elleri arkanma bağl Olan İbni Mülcem, meydana getirilmişti. Ha san, ayni zamanda katilin kanlı kis hemi da istemişti. Kılıç getirildiği zaman, onu katile göstermiş: munuzdür yen zat; muh beği, ve, onul ayısiyle | — Yâ, İbni Mülcem!?.. Emirülmü- nini, bu kılıçla mı kpti Demişti, İbni kerok cem, derin derin İçi Yâ, Hasan! Ben bu kılıcı, tam kırk gün biledim. Ve ber de; bununla halkın en şeriri: lolunmasını Allahtan diledim. Diye cevap vermişti. "Götürün, bir köşeye gömün. O zaman Hüseyin, babasmın kanı e meşbu olan kılıcı eline almıs: — Yâ, İbni Müleem!.. Duan müs- tecap olmuş. Şimdi bu kılıç, senin kafanı kesecek. Gözlerini yum. Tö- mukabele etmiş. Mahirane bir çalışla, bir darbede İbni Mülce- min kafasını kesivermişti.. Alinin âlicenabane vasiyeti yerine gelmişti. : hiçbir eza v bir darbede kanlar içinde yere se .- rilmişti... Hasanâ kanlı kılıcı, yerde riyen başsız cesedin üzerine o Bt- — Gölürün., Demişti, dan: Bir köşeye gö Fakat halkın arasm - Yâ, İmam!.. Bu mel'ün cesedi yer kabul etmez, Onu, bize bırek Ateste yakal Diye bir ses yükselmişti. Hasan omuzlarını silkmiş: — Babamm emrini ve vasiyetini yerine getirdim. Ceset, sizindir. Di - lediğiniz gibi yapın. -İsiz cesedi ile kanlı kellesi, bu ateşe cefa görmeden, ! LZ YAZAN: ZIYA ŞAKIR | Demiş; yürüyüvermişti Halk tarafından derhal büyük bir ateş yakılmış... İbni Mülcemin baş atılmıştı. İhtiras ve rekabet Alinin zehirli bir kılıç darbesile vefat etmesi, ve Hasanin da Küfede hilâfet mevkiine geçirilmesi; esasen mevcut olan İhtiras ve rekabet a - teşlerini birdenbire alevlendirmiş... | Şamda halifelik iddiasında bulunan Muaviyeyi, 'derhal harekete getir - mişti, Müaviyenin kapıldığı bu İhtiras,| yeni bir şey değildi. Üç asır evvel | başlay ları da, islâm unsu- İru arasında derin, kanlı bir uçurum açan ve milyonlarca oklar, masum İnsa- | kılıçlar, kementler, ze-| hirler ve zindanlarda can vermele - rine sebep olan bu korkunç İhtiras ve rekabet; sadece bir (aile rekahe- İ nden ibaretti. Yüzlerce milyondan mürekkep is- lâm camiası arasına nifak sokarak, on üç asırdanberi birçok felâketler | doğurmuş olan bu meş'um aile re- kabeti, neden ileri gelmişti? Mev- zuumuz olan (Kerbelâ Vak'ası) nın sebeplerini daha İyi anlıyabilmek | için, eski devrin tarihlerine Jsaca bir göz gezdirelim. (Arkası var) | SAGLİK“ ÖGÜTLERİ Spor nasıl icat edilmişti? Bu zamanda o kadar çok rağbet Zören ve her tarafta o kadar çök Yayılmış olan sporun ne lüzum Ü- Zerine ve nasıl meydana çıktığını, bilmem, hiç merak ettiniz mi? Tabiidir ki, spor yeni başlı Zi zamanlarda şekilleri şim. i dar çok sayıda değildi. Zaten İngi- lizceden her dile girmiş olan spor kelimesi daha yenidir. Onun ilk | şekline jimnastik denilirdi. Jimnastiği eski zamanlarda Yu- nanistan hekimleri insanların sağ” liğını korumak için, (insanları hastalıklarında iyi etmek için icat #tmişlerdi. Bu maksatlardan bi - rincisi hâlâ her yerde gözetilir. Sporun başlıca hizmeti sağlığı Ko” rumaâktır, Sporun hastalıklarda tedavi usU- lü olarak kullanılması şimdi da - ha azalmıştır. Bunun aksi olarak, Spor yapacak adamların bir taraf- tan hasta olmamalarına daha çok dikkat edilir. Fakat eski Yunan hekimleri böyle düşünmezlerdi. Hele Herodikus adında meşhur bir hekim hastalarının hepsini yü- imnastikle, massajla t6- tmeyi mahsus bir usul olarak yerleştirmiş vebirçok hekimlere kabul ettirmişti. Hastanın halsizli- ği nekadar ilerlemiş olursa ona © kadar çok jimnastik ( yaptırılırdı. Bereket versin ki, bu usul şimdi rağbetten düşmüştür. Fakat sporun, yahut onun İlk şekli demek olan jimnastiğin en Zi- Yade rağbet bulmasına sebep © - nun insanları çok yaşattığı fikri - nin intişar etmesidir. Jimnastik in sanları sağlıklarında korur, hasta- lıklarında iyi eder diye düşünülün ce jimnastik yapan insanların U - zun ömürlü olacakları fikrini de bulmak tabii idi. Rivayete göre 0s- ki zamanlarda jimnastik yapan 8- damlar, gerçekten de, çok yaşarlar Miş. O derecede ki, en sonunda, Eflâtun feylezof insanları jimnas- tikle pek fazla yaşattıklarından dolayı hekimleri protesto bile et » miş, i dı - | LOKMAN HEKİM Ahcak, uzun ömür sefalet için- | de geçse bile yine tatlı olduğun dan feylezofun protestosu jimnas- tiği hiç rağbetten düşürmemiş ve, | görüyorsunuz ki, bu rağbet hâlâ devam etmekte bulunmuştur. Bir aralık Plütark feylezof çok yaşa- ma meraklılarına jimnastikten baş ka bir de başlarını serin tutmak U- sulünü öğretmişti. Demek oluyor ki, şimdiki sporcu gençlerin başar çık gezmek madaları tâ o vakit « ten, yanl, şöyle böyle, iki bin yıl- ik bir zamandan kalmıştır. Sporun insanları çok yaşatmak için faydası olduğu fikri pek yer- leşmiş olmakla beraber, spor tem- bel harci olmadığından, hem çok hareket etmeyi sevmiyen, hem de çok yaşamayı istiyen ihtiyarlar u- zun ömür için kendi sarzularına göre bir usul çıkarmışlardı. Buna da, belki jimnastik kelimesine bi- raz benzesin diye, gerokomik de - nilmişti. Burada komik bizim şim- di kullandığımız mânada değilse de usul Yine herkesi güldürecek « hem de iki mânasile güldürecek - bir şeydir: Çünkü bu usul uzun ömür silrmek istiyen ihtiyarları genç kızlar arasında yaşatmak de- mektir. Bu usulün en meşhur misalini - Tevrat okursanız - Da- vut Pevgamberin halinde görürsü nüz. Ondan sonra da eski Roma- İ 15 - 20 bin nüfuslu bir şehir lılar arasında Hermippus adında meşhur bir İhtiyar çok yaşamak ümidile yetim kızlar için bir mek- tep açmiş Ve kendisini mektebe müdür tayin etmiştir. Çok yaşamak için bu tatlı usul / sonradan da Unutulmamıstir. Da- ha on sekizinci asırda büvük bir hekim Booerkaave bu usulü zen - gin bir hastasına tatbik etmiş ve uzun müddet yaşatmıştı... Siz de uzun ömür isterseniz. kesenize de güvenebilirteniz, gerokomik usu- lünü siz de tatbik edebilirsiniz. Bizim eski zamandaki ihtiyar pa- İ şaların çok yaşadıkları da belki bu İs usulün tatbikatı demekti, KIŞLA DUVARLARI Sabah talimi başlarken ARKASINDA selâm resmi... Bülün sekenesi erkek olen koca bir 1. Postana” Miğferli bir posta eri, yerinden fırladı ve elini sağ kaşının hizasi- na getirip ayak topuklarını bi tirdikten sonra, çavuşun önünde bir kaya parçası gibi hareketsiz Çavuş, ona kısaca benim ni bildirmişti: Nöbetçi üssubaya Kapida bir sivil bekliyor... (Eski Mehmetçikler, asker ki - yafetinde olmiyanlara başıbozuk derlerdi. Şimdi sadece sivil diyor- lar.) Selimiye Kışlasınm, içine yirmi mahalleyi bol bol alan, geniş avlu- suna bakiyorum. Omzunda tüfeği, nöbet bekliyen sslan yapılı Mehmede bakiyorum. Bir asırda kim bilir kaç neslin a- söyle... İ yak seslerini dinliyen taş koridor« lara bakıyorum. Fakat etrafımla daha fazla meş» gul olmya vakit kalmadan; posta eri dönüyor. Verdiği habere göre bir sivilin, içeri girmek istediğini üssubaya bildirmiş, Üssubay da, kışla komutanmın almış. Demek, Selimi birkaç saat için misafiri o rim, artik... N öbetçi subay önde, ben ar- kada, kurmay (baskani Yarbay Neriman Talimcioğlunun odası önüne geldim. Subay kapıyı tık tık vurdu: — Gir! Kurmay başkanı, beri büyük nezaketle karşıladı. Ötedenberiden konuşurken; bir aralık: — Yazık ki, dedi, hava fens... Talimleri göremiyeceksiniz! İster- seniz, bugünlük size kişlamizi gez- direlim!,. Kışla, fakat Selimiye gibi bir kışla, öyle kolay kolay gezilebi- lir mi hiç?. Düşünün: Bin şu ka- dar hücresi var, Kışla değil, bir koca kervansaray... Hattâ, > le diyebilirsiniz. Bir şehir ki, bütün sekenesi: erkek... Ateşe saldıran, gözünü budaktan sakmmaz, 6€ - sur erkekler, hep bir araya gelip Selimiye adlı bir şehirde yerleş - mişler... Düşünmeli ki bu şehrin bir ucundan öteki ucuna gitmek için yarım saat, belki de daha fa7- la yol yürümek lâzım... ani masallarda, peri yapısı birtakım saraylardan bah» sederler. Bunların ne ucu vardır, İ ne bucağı... Ademoğlu, içine girer #irmez kaybolur. Selimiye Kışla - sm, bu peri saraylarının yeryü - zünde bir eşi diye gösterebiliriz. Yapılış tarihi 1219 olduğuna göre 133 senelik: kışla... Muhtelif BERLİTZ Selimiye kışlası içinde bir ceve lan Yizmi mahalleyi içerisine alcak genişlikteki büyük avluya aşılan kap: En #on Osman- askerle- da yap - devirlerde, tan örmüş. tamir edildiği tarih 1284... lt ordusunun Nizamıcedi ri ilk talimlerini bu kişlı muşlar. Altı çivili sağlam er kundura- larmın taş duvarlarda çıkardığı sesleri dinliyerek oda oda dolaşi- yoruz. Fakat bunlar de biter gibi değil ki... Herbiri le birer kere uğrıyacak olsak, bin yu kadar odâyı gezmek için o©n aşağı Üç gün ister. Kurmay başkanı ile değerli sü- el muhârririmiz. o Yüzbaşı Sezai Attilâ, bana Selimiyehin köşe bu- cağını, gösterirken, bir yandan da anlatıyorlar, Sezai Attilâ diyor ki: — Gece talimlerine, bilhassa çok ehemmiyet veriyoruz. Bölük - lerimiz. mütemadiyen çalışma'va- ziyetindedirler, iv kapı acıp bölük kuman. danlarından birinin odasi- na beni sokuyorlar: Duvarları baş tanbaşa grafiklerle dolu bir oda de yeni açılan lisan kursları Türkçe, Fransırca, İngilizce, İtalyanca, Almanca, Rusça v. 8. Kayıt muâmelesi başlamıştır. Tecrübe dersi parasızdır. Istanbul 373 İstiklâl caddesi Ankara Konya caddesi e şehir du Erlerden hangilerinin ta- lime çıkmadığmı, kimlerin istira- hat aldıklarını, kimlerin ne gün izinli olduklarını gösteren bu gra- fiklerde ber er için ayrı bir yer ayırmışlar. Yüzlerce işçi çalıştı » ran büyük müesseselerde de an - cak bu kadar muntazam grafik « ler bulunabilir. Bir başka İevha- da da, hangi erin, o gün için ne- rede vazife aldığını öğreniyoruz. Burada, bir “kapalı” hanesi var. Mahpus olan askerin Oadi- nı bu haneye ş Ne kar çak hanesinde, ne kapalı hanesin- de, ne de İzinsiz hanesinde bir er adma rastlamayınca, Yüzbaşı Se» zaiye sordum. — Bir tek kaçağınız mek... Olsaydı. burada görecektiniz. Ve ilâve etti — Erler arsında kaçak vak ınrı yoktur. Cümhuriyet ““ofdusunda ami ak damgasnm vurulmasına acak eri, ancak parmskin esiniz! Salâhaddin GÜNGÖR yok! de- Meyva ve Yem şçiler Cemiyeti iler Cemiyetinin yö Meyva ve Ye: Bahçıvanlar Cemiyeti binasında pılması mukarrer ikinci kongresi, hiç bir aza gelmediği için toplanamamış- tir. Bu hal, kanunen cemiyetin dağıl- masını İcap ettirmektedir. Evvelki gün deri seçicilerinin de faaliyetlerine nihayet verdiklerini yazmıştık. Cemiyet umumi kâtibi nin verdiği malümnta göre, bu ce - miyet Türk deri seçicileri adi ile Ye - dikulede faaliyete devam etmektedir. Fazh haberinin, birlik şekline inki- lâp eden bu sanat topluluğunun yan. lış kaydından ileri geldiği (o anlaşıl. maktadır. İ Üniversitede İmtihanlar Üniversite ecnebi diller mektebi « nin muhtelif kurlarına devam eden İ talebenin üçüncü muafiyet imtihan- larına şubatın haftasında başlanıla- caktır . Bu hafta bütün kurlarda bir yok - İlama imtihanı yapılacak ve muafiyet imtihanma girebilecekler ayrılacak « tır. a 15 kânunusaniden İtibaren üni - versitede somestr tatiline başlana - caktır. Tatil, ner sene olduğu gibi yirmi gündür , Iktısat Fakültesinde Dersler Yeni kurulan İktisat Fakültesinin kadrosu ve programı tamamiyle ha - zırlanmıştır. Bu fakültede ikinci | sömestr başında yani beş şubatta derslere başlanılacaktır. Bu fakülte için kayıt musmelesi bu ayın 25 ine kadar sürecektir,

Bu sayıdan diğer sayfalar: