Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
8.1- 937 ş M V- | h k erriı Üa ı er d e Dünyanın en gülünçlü ve kahkahall; âahââr:ğr şaheseri sinemasında başlıyor | er'l LÖOREL HARDİ HAPİSANEDE BiR HIRSIZLIK VAK'ASI ün Sultanahmet Sülh Birinci Ceza hâkimi hapisanede geçen bir hırsızlık hâdisesinin muhakemesine başladı. Davacı ve suçlusu gibi altı şahidini de mahkümların teşkil ettiği bu davanın mahiyeti şudur: Süleyman isminde bir sabıkalı Alinin ipte asılı bulunan iki gömleğile fanilesini çalmıştır. Süley- man bunları Mehmede satarken Ali tarafından cür- mü meşhut halinde yakalanmıştır. Suçlu Süley- man, bu iddiayı şöyle reddetti: — Ben onları çalmadım. Kendimin zannederek yanlışla almışım. Şahitlerin bazısı davacının iddiasını teyıt ettiler. Bazıları da suçlunun reddini kuvvetlendirecek şe- kilde ifade verdiler. Hâkim suçlunun . sabıkasının sorulmasına karar verdi. Bundan sonra jandarma- lar davacı suçlu ve şahitlerin ellerine — kelepçeler vurarak hapisaneye götürdüler. ölü gibi gösterenler Müddeiumumi tevkıf Kararı istedi Dün meşhut suçlara bakan Asliye Dör- düncü Ceza mahkemesinde dirileri ölü gibi göstererek bir sigorta şirketinden para çekmek istiyenlerin muhakemesine devam edildi. Mahkemede doktor Asaf, Şemset- ti karısı Didar, Onnik, dişçi Kirkor ve ar- kadaşları bulundular. Mahkeme evvelâ ÇOCUK HIRSIZLARI BÜ PRKGESÖZLÜ Bu hafta S Ü ME R Sinemasında — 2 büyük film birden FRANZISKA GAAL'in büyük muvaffakıyeti ALTIN KELEBEK ve hiç görülmemiş HORTLAK Dehşet ve esrar filmi gaa TÜRK SiNEMASNDA © Aşk, İhtiras, dehşet filmi YILMIYAN ADAM (Fransızca) İRTİHAL Istanbul noteri merhum B. Muzaffe. rin haremi ve elektrik şirketi mühen. dislerinden Ali Muzaffer Buran ile diş doktoru Tarık Buranın valdeleri ve Emlâk ve Eytam Bankası müfettiş. lerinden Nizamettin Tezcanın kayın valdesi Bayan Firdevs evvelki gün vefat etmiş ve cenazesi Heybeliadaya nakledilerek aile makberesine defne- dilmiştir. Gerek cenaze merasimine ve gerekse sair Süretle — tees- sürlerine iştirak eden zevata aile ef- suçlulardan Şemsettini dinledi. hâdiseyi şöyle anlattı: — Bir gün kapımı hiç tanımadı - ğim bir adam çaldı. Beni dışarı ça - ğırdı. Bu şimdi burada suç ortağım olarak bulunan Onniktir. Bana de. di ki: “Sen hayat sigortasma yazıl- mışsın.. 120 lira da vermişsin. Senin bu paran yanacaktır. Ödediğin tak- sikleri yüzde elli faizle almak — ister misin?” Ben, ömrümde hiç görme- diğim bu adamın kim olduğunu sor . dum. O, bana komisyoncu Ohanes i&g - mini verdi. Fakat ben yaptığı teklif- leri reddettim. Bundan sonra Şemsettinin karısı Didar dinlendi. O da şunları söyle. di: — Ohanes beni buldu ve sigorta Şirketinden paramızı geri — alacağını Böyledi. Kendisiyle beraber Aksa . rayda Doktor Asaba gittik. Ondan, kocam hakkında bir rapor aldı. Bu doktoru da Feyzi isminde bir doktor tavsiye etmiş. Büu rapor, kocamımn öldüğü hakkın- da imiş. Benim bunlardan haberim yoktur. Ben kanuni şekilde paramı- zın almacağını zannediyordum. Onnik, Didarm gsözlerini şiddetle Yeddederek beraber doktora gittikle. trini inkâr etti. Didarım namımna şir. kete kocasının öldüğü hakkında isti- da verildiği anlaşılıyordu. Bundan sonra müddeiumumi ıpolis- te, istintak hâkiminde ve mahkemede biribirini tutmıyan ifade veren ve Onnik ve Ohanes adlarmı kullanan suçlu Onnik hakkında tevkif karırıı verilmesini istedi. Mahkeme icabımı konuştuktan sonra şahitlerin çağırıl. ması için muhakemeyi aym yirmi se. kizine talik etti. İki Ay On Beş Gün Cağaloğlu yokuşunda Saadetin o- dasına girerek elli beş lirasını çalan Nuri dün Sultanahmet sulh birinci ceza mahkemesinde 2 ay on beş gün Şemsettin Makasç nın ölümi tahkikatı Haydarpaşada makasçı Ahmedin ö- lümiyle neticelenen feci kaza hakkın- da Üsküdar müddeiumumiliğinde ya- pılan tahkikat bitirilmiştir. Buna nazaran facia şu şekilde ol. muştur: Makasçı Ahmet; gar geçidi. ne girmiş bulunan makinist Nurinin treni için makası açmış ve başka bir hat üzerine geçirmiştir. Bu sırada ma- kinist Nurinin lokomotifi de vagon- larını bırakmış, tekrar geri dönmüş. tür. Işte bu esnada makasçı Ahmet, lokomotifin, makinist tarafından gö. rülemiyen tarafına atlamak istemiş Ve muvaffak olamıyarak — bacakları trenin altma girmiştir. Tahkikata göre, makasçı Ahmedin, zaten gayet ağır bir süratle ilerlemek- te olan lokomotife karşı lâkayıt dav- ranmış olması faciaya sebebiyet ver. miştir. Sorgu altıma alman makinist Nuri ve ateşçi Halil, serbest bırakıl. mışlardır. Fatih Noterinin Muha- kemesi Dün ağır ceza mahkemesinde ihti. lâs ettikleri iddiasiyle tevkif edilen Fatih Noteri Şükrü ile başkâtibi ve daktilosu Münevverin muhakemesi - ne devam edildi. Ankaradan ihzar ile getirilen noterliğin eski kâtiplerin - den Ankara maliye memuru İzzet şahit olarak dinlendi. Diğer şahitle - rin çağrılması için muhakeme talik hapse mahküm edildi . Muazzez hemen onun sözünü kestı ve aucık bir kadının düşünebileceği kadar ince düşünerek; “Deli misin sen Yusuf?,, dedi. “Hükümetten çı- edildi . Ç Sahtekârlık Suç'uları Tevkif edildiler Beşinci ve Yedinci icra dairelerinin mühürlerini ve memurların imzaları- nı taklit etmek suretiyle bazı gayri menkülleri satan ve ipotek eden A. gop ve Karlo ile gayri mevkuf suç ortakları hakkında müddeiumumilik tahkikatı bitmiş ve suçlular ikinci sorgü hâkimliğine verilmiştir . Suçlular arasında Beşiktaşta yi- ne bir icra sahtekârlığı işinden dola- yı tevkif edilen eski icra — memuru Kadri de vardır. Müstantik Mahir, dün bunların sorgularına başlamış ve evvelce sulh mahkemesi tarafından verilen tevkif kararımı idame etmiştir . Ziraat Enstitüsünde Konferanslar Önümüzdeki kış sömestri zarfın- da yüksek ziraat enstitüsünde muh- telif mevzular etrafında ilmi konfe- ranslar verilecektir. Konferanslar, 15 tanedir. Fasıla ile 11 Hairana ka- dar devam edecektir . Odadaki Seçim Ticaret odası meclisinde yapılan riyaset divanı seçiminde birinci reis- liğe Mithat Nemli, ikinci reisliğe Zi- ya Taner, reis vekilliklerine Ahmet Kara ve Sait, hesap müfettişliğine Hilmi Naili ve kongre murahhaslığı- na da Sait Ömer, Hasan Vafi, idare heyeti azalıklarma Denizyolları U - mum Müdürü Sadettin, Tüccar Mu- rat, İş Limited Müdürü Nedim, Şe - rafeddin ve Osman Nuri intihap e - dülmişlerdir . radı tarafından ayrı ayrı teşekkür et mek mümkün olmadığımdan bu teşek. küre gazetenizin tavassutu rica edil- mektedir. Merhume nezaket ve faziletile etra fmmm hürmet ve muhahbetini kazan. mış iyi bir Türk kadmı oldufundan âni bir surette üfülü büvük bir te- essürü mucip olmuştur, Allah rahmet eyliye., ŞEHİR TİYATROSİ DRAM KISM w Bu akşam N“ l“ M 20.30 da ” h SÜRTÜK vnyi" KULTUKLAR: 50 40 Kuruş kiy ll!llllll (H ŞEHİR TİYATROSU OPERET KISMI Bu akşam 20.30 da LÜKÜS HAYAT Istanbul Asliye Mahkemesi 3 ün. cü Hukuk Dairesinden: Culya tara. fından kocası Beyoğlunda Asmalımes citte 18 savılı Yadigâr apartımanın- da birinci katmda sakin Fary G. Spratt aleyhine 935/762 sayılı dosya ile ikame olunan ihtar davasından do- layı iera kılman muhakeme sonunda kanunu medeninin 132 nci maddesine tevfikan bir ay zarfında birlik yuva. sına dönmesi lüzumunun ihtarına da. ir sadir olan 9 - 12 - 936 tarih ve 937/10 numaralı ilâmın müddeialey- hin ikametgâhımnı terkettiğinden — ve yeni ikametgâhı da meçhul olmasına mebni hukuk usul muhakemeleri ka. nununun 141 inci maddesi mucibince ilânen tebliği tensip kılmmış ve bir sureti de mahkeme divanhanesine ta- lik edilmiş olduğundan tarihi ilândan itibaren on beş gün içinde müddeia - leyh Hary G. Sprattın temyizi dava Büyük artistin en müthiş filmi. Bir kadın ona malik olmak için K& til olüyor. Diğer bir kadın ondan kurtulmak için ölüyoör, Kadın ve erkek, para, şöhret mücadelesi kan sedlerini aşarak geleli bir aşk sevgilinin istihfafı önünde zelil oluyor. Bu kadar hızyectlllIı film görülmemiştir. İlâveten: Ekler dünya haberleri. ee İstanbul" Belediyesi İlânları Beher metre murabbaına 2 lira bedel tahmin olunan Aksaray Yi gın yerinde Mimar Kemaleddin mahallesinde 28 inci adada yuzsu!4 metre 36 santim sahasındaki arsa satılmak üzere açık arttırmaya ğ nulmuştur. Şartnamesi Levazım Müdürlüğünde görülebilir. Istekli 726 kuruşluk ilk teminat makbuz veya mektubile beraber 25/1/? pazartesi günü saat 14 de Daimi Encümende bulunmalıdırlar. ı (B.) (J İktisat Vkâleti İç Ticaret Umum Müdürlüğünden: 30 Ikinciteşrin 1330 tarihli kanun hükümleri dairesinde iş upmİ izinli iken sonradan Türkiyedeki muamelesini tasfiyeye karar veren nebi bankalardan (Hrisoveloni Bankası Romen Anonim Şirketi - Chrissaveloni Societe Anonyme Roumaine) şirketi bu kere mürai tasfiye işlerine memur D. Vosniakos'utı bu vazifeden istifa ettiğini ve dan sonra tasfiye işlerinin (Kostantin Fengaris) tarafından yapıla bildirmiştir. Keyfiyet kanunt hükümlere uygun görülmüş olmakla lunur. Türkiye- Ziraat Bankasından : Bankarlıız Işifi At dip ÜZÜrTüe vere'unı yedı YÜZ Elll aü kalamoza' kabı-satın alınacaktır. Nümuneyi - görmek şeraiti anlamak üzere İkincikânunun on birinci Pazart akşamına kadar her gün öğleden sonra İstanbulda Y Postane arkasında Türkiye hanının alt katında Zirâa Bankası Levazım Dairesine müracaatları., (43) Istanbulda Tahtakalede 67 nul ralı Bay Viron Iliadisin bisküi İ lâthanesini satm aldım. — Hara bos Antonyadis. Istanbul Ikinci Iflâs Memurluğun. dan: Müflis S, Hayim masasına mü. racaat eden Sociyete Banka Et Kom- merçiyalın istediği 11809.65 F. fran- gile 563.16 Ingiliz lirasının bundan edebileceği ilân olunur. (29104) sonraki tediyata şamil olmak üzere tafa lazım olan Teı;szay' Altmer Sıraya kayd ve kabulüne if. Bay;ıele del, 36 Ve lâs idaresince karar verilmiş ve bu aîğbalaıîafd ıhr.“dlr suretle sıra defteri düzeltilmiş olduğu 12 lik ambaX ajı ilave ilân olunur. (29101) Alinin ölümündenberi adamakillı bir şey konuş” mamıştılar. İhsan Yusufun bu kadar uzun zamal dan sonra kendisine eski bir arkadaştır diye ba$” karsın da ne iş yaparsın? Tutacağın iş sanki seni hiç benden ayırmıyacak mı? Bu karışık zamanda in- san bulunduğu yeri bırakır mı? Babamdan bir şey kalmadı ki, onunla geçinelim. Sen bu vazifende kalır- san zeytinlikle tarlanın işlerine de bakarsın, biraz halimize yardımı olur:,, Yusuf henüz çocuk addettiği karışından bu sözle- ri duyunca azıcık hayret etti. Fakat bu onu karısına hak vermekten alakoymadı. Babalarının cebinde çıkan beş on sarı lira ile Yu - Buftaki paralar cenaze masrafına, imama, müezzine gitmiş, Yusufun elinde birkaç mecidiyeden başka bir şey kalmamıştı., Aybaşına ön gün vardı. Önleri kış olduğu için birçok masraflar daha yapılacaktı. Bun- ları gözünün önüne getirince Yusuf: “hükümetteki işi bırakırım!,, demenin mânasiız, hattâ gülünç oldu- * Bunu farketti. Vukuatı olduğu gibi karşüamxya, kendiliğinden bir şey yapmamıya karar vererek uyudu. Pek sakin ol- mıyan bir geceden sonra uyanınca hayatı biraz da- ha tatlı buldu. Hâdiseler gece vakti ve bir idare kan dilinin ışığında konuşulduğu kadar ümitsiz ve kor -« kunç değildi. Dışarda ağaçların yapraklarını, oyna - tarak esen bir sonbahar rüzgârı bu ölüme mahküm yaprakları henüz koparamıyordu. Bu mini mini ye- şil mevcudiyetler bile içlerinde bu kadar kuvvetli bir mücadele ve mukavemet kabiliyeti taşırlarken kendisinin karanlık düşüncelere dalması doğru ola- mazdı. Yavaşça yataktan sıyrılarak pencereye gitti. Gü « neş ağaçların arkasından yükseliyor ve evlerin ge - niş bahçelerindeki otları nemli bir ışığa boğuyordu. Yusuf böyle bir sabahta atla kırları dolaşmanın as- la bir felâket telâkki edilemiyeceğini düşündü., Ba - şını çevirerek Muazzezi çağırmak, dışarısını onunla Pi f KP b * ae ğ Kuyucaklı Yusuf MEMLEKET ROMANI birlikte seyretmek istedi, fakat gen.ç kadın başmı yastığa gömmüş, sağ elini yanağının altına koymuş, bir çocuk gibi mışil mışıl uyuyordu. Yusuf onu uyandırmıya kıyamadı. Ayaklarının u- cuna basarak yatağın kenarına gidip oturdu ve ka- rısma uzun zaman baktı, Muazzezin saçları iki örgü halinde beyaz yastığın Üzerinde uzanıyordu. Örgülerin uçları biraz çözül- müş ve kumral saçlar bir sırma püskül gibi dağıl - mıişti, Şakaklarındaki saçların bazıları da yanakla - rına kadar uzanıyor ve genç kadının yüzünü ince, ipek bir tül gibi sarıyordu. Ağzı biraz aralıktı ve ne- fes aldıkça beyaz dişleri parlıyordu. Gözkapakla- rında kıl gibi ince mavi damarlar dolaşıyor. Biraz dağınık olan kaşları arasıra hafifçe ürperiyordu. Genç kadın kımıldadı. Başını yukarı çevirdi ve bir kolunu yorganm üstüne atarak daha geniş, daha rahat nefeslerle uykusuna devam etti. Yusuf göz- lerini karısımnın göğsüne dikti. Yakası kapalı beyaz entarisinin altında kabaran göğsü muntazam nefes- lerle şişivor ve yorganın kenarını yükseltiyordu. Mavi yüzlü yorganın üzerinde uzanan beyaz eli ha- reketsizdi. Biraz içeri doğru kıvrılmış olan parmak- ları yorganın kıvrımlarından birini yakalamış gibi duruyordu. Yusuf yarrm saat kadar onu sevretti, sonra gü- neşin yükseldiğini görerek giyinmek için kalktı. Bu esnada Muazzez gözlerini açtı. Başucunda kocasını görünce gülerek doğruldu ve pencereye vuran gü- neşe bakarak: — 56 — SABAHATTIN ALI “Aman Yusuf, ne uyumuşum, Nne uyumuşum!” dedi. “Yok canım, o kadar geç değil!..” “Dur, sana kahvaltı getireyim!” 'Hemen yerinden fırladı, terliklerini ayagma geçi- cerek aşağı koştu. Sabahları kalktığı zaman kendisine böyle kah- valtı hazırlıyacak veya sadece kolunu mayvi yorga- nımm Üzerine uzatıp uyuyacak bir katdın yerine her- hangi bir köy odasının isli kalaslı tavanını görmek Yusufa bir an için pek Aacı geldi. Sonra bu — gibi düşünceleri kafasından uzaklaştırmanın lüzumunu kendine telkin ederek doğruldu ve giyindi. o Hemen o gün kaymakam Yusufu malmüdürüne gönderip tahsildarlığa başlattı. Orta yaşlı bir mü- meyyiz önüne beş öon makbuz koçanı alarak Yusufa bunlar üzerinde adeta uzunca bir ders verdi ve de- likanlı akşama kadar bunları bellemek için temrin- ler yapmakla vakit geçirdi. Hemen bir at satınalmak icap ediyordu. Akşam üzeri Aşağıçarşıdan geçerken/ uzun zamandanberi görmediği Hacı Rifatın İhsana rastladı ve ondan akıl sordu. İhsan onu yanma alıp Soğuktulumba yolundaki bir hana götürdü, yarım saat içinde pa- zarlığını filân yaparak beş buçuk altıma güzel ve beyaz bir at satmaldı. Parası ayda birer altından verilecekti. Peşin olarak verilmesi icap eden parayı İhsan kendisi verdi ve at yedeklerinde, beraberce kasabaya döndüler. vurmasından büyük bir iftihar duyuyor ve ona â kadaşlığına lâyık olduğunu isbata çalışıyordu. '4 suf ise, bütün insanlardan ümidini kestiği bu sırâ” larda karşısına böyle bir dostun çıkışını biraz hay” ret, fakat daha çok sevinç ve teşekkürle karşıli” yordu. Yolda ikisi de hep eski günlerden, beraber yaP” tıkları gezmelerden, kâğıt kebabı ve irmik helvas” ziyafetlerinden bahsettiler. Sözleri Aliye ait hat lara temas edince sustular. —Yusuf bir aralık y gözle İhsana bakımca onun gözlerinin de kendinif” kiler gibi yaşarmış olduğunu gördü. Bir müdd€ söyliyecek lâf bulamadılar. Nihayet İhsan: “İşte böyle Yusuf, ömür bu, geçip gidiyor!” diy mırıldandı. İhtiyarlara mahsus bir eda ile soylenı bu sözler Yusufu güldüreceği yerde düşündürdü Çayiçinden bayram yerine sapan yolun köşes gelince durup biribirlerinin yüzüne baktılar ve 8. rıldılar. İkisinin içinde de hem uzun zaman son!” tekrar görüşmenin verdiği bir memnuniyet, hem belki bir daha görüşmiyeceklerini sezmekten doğ bir hüzün vardı. Hayat biribirinden ayırdıkla kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa ”” le, uzun zaman yanyana bırakmıyordu. Geçen gün” leri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve * ç dece hatıralar, iki insanı biribirine sürükliye0* kadar kuvvetli değildi. Fakat Yusuf yanından uzaklaşan İhsanla biri yalnız beş on sene evveline ait çocukluk hatıralâ” nm değil, bu şehirle olan bütün bağlarının da *” rüklenip gittiğini zannetti. İhsana karşı şu 3 duyduğu yabancılık ona artık kendisini Edrem'” bağlıyan bir şeyin de mevcut olmadığını hatırlatt? (Arkası var)