“ Muaviye... Beni katletlirmiyeceğini vâdet.. Sana büyük bir mü jde vereceğim!,, O gece, Muaviye debdebeli bir alayla camle gelmiş. Halka namaz kıldırmak için, mihraba geçmişti, Tem teravihin üçüncü rik'atinde, secdeden kalkılırken, mihrabın ar - kasında ve ikinci #afta bulunan (Berk) ileri fırlamış.. Ön saftâkileri yarmış.. Muaviyenin Üzerine atıl . mış; elindeki hançeri arkrlan Mua- viyenin kalbi hizasma saldırmıştı. Muaviye yaralı. Fakat hançer, Muzviyenin sırtın. da bulunan kalın sof cüppenin üze- rinden kaymış; kabaetine saplan- miştir. ik safı teşkil eden Muaviyeni İ ik sarı teş z di Fakat bu bağırması uzun sürme- adamları, caniyi derhal yakalamış » lar; ellerini ayaklarmı bağlam dı. Yaralanan Muaviye, derhal bir sedye İle sarayına nakledilmişti.. (sid) ve (İbni Esa) ismindeki bususi hekimleri saraya koşmuşlar, yarayı muayene etmişler; şu hük - mü vermişlerdi: — Ceriba, o kadar derin değil, Fakat, cerihayı açan hançer zehirli olduğu için büyük tehlike var, Hayatımı çok seven Muaviye * bu sözleri işittiği zaman, korkusundan çıldıracak hale gelmişti... Hekimlerin Sadece, bir ip ile boğduktan sonra, ibret olinak için halka teşhir edin. | Berk evvelâ Muaviyenin bu emrini J anlamamiştı. Çünkü o zamana kadar Araplar arasında bu şekilde siyaset Ve idam cezası âdet olmamıştı. Fa - Mat, ilk şaşkınlığı geçip te, bu söz- serin delâlet ettiği manayı idrak € - dince, akıbetinin fecaatini anlamış... Muaviyeye karşı sövüp saymıya beş - lamiş: — Ah. Dessas, hilekâr herif... Ah, Süfyanın oğlu... Zavallı Ali, #enin uğ Tuna bedavadan kurban gitti. Diye bağırmıştı, ! mişti. Muaviyenin adamları, onu di şar sürüklemişlerdi. Derhal boğazına bir İP takmışlar, Bir hayli güçlükle boğduktan sonra, ibret olmak üzere Sarşısına götürüp aşmışlardı. Mısirdeki hâdise Misirda geçen vak'aya gelince... Bu üç çılgın ruhlu arkadaştan (Be- kirin oğlu Amir), Mekkeden doğruca Mısıra gitmiş; bir yere; gizlenmiş... Râmazanın 2" » Zi inci gecesini beklemiş- tü. | : | Ve tam o gece teravih namazma| ellerine sarılarak; — Beni kurtarın. Sizi Ihya ede - rim, | O zaman hekimler ile arasmda göyle bir avere geçmişti. — Evet, ni kurtarmak ancak İki çare var, — O çareler nedir?.. — Birisi, zehir, vücudunun he“ tarafına dağılmadan evvel, yaranm rahmi dâğlamak “Oradaki etlr; oyup çıkarmak, Bu korkunç çare, Muaviyenin tüy | lerini ürpertmişti, | © Yenin tüy — Yâ, öteki çare ., şerbet İçirerek, bu zehrin iptal edebiliriz. Ancak şu var ki, bu şerbeti içtikten sonra, ar. tık akamete uğrsrsm. Çocuğun ok icin, | maz, Muaviye, derhal bu şikkr kabul etmişti: kez Biri Yezid; diğeri, Abdullah. İki oğlum var. Bu da bana kâfi Derhal o şerbeti hazırlayın. Cevabmı vermişti. Şerbet içirilmiş; tehlike geçmişti Ve, tehlikeyi atlattığma kani olan Muaviye: ci — Caniyi bana getirin. Bizzat is. ticvap edeceğim. Deralşti. Büy. “Abdullah oğlu Berk, elleri srmaı. kı bağlanmış olduğu halde Muavi. yenin huzuruna getirilmişti. Berk, Muaviyenin huzuruna gir girmez: p — ya, Muaviye!!. Beni katlettir. miyeceğini vadet!. Sana, büyük bir müjde vereceğim. Demişti. : Muaviye, derhâl söz vermişti: . — Seni, “katilden affediyorum, Müjden nedir, söyle. — Ak gibi büyük bir rakipten kur tuldun. > — Ne biliyorsun? — Tam yirmi iki gün evvel Kâ. feye giden arkadaşım İbni Melce. min, şu anda Aliyi katlettiğine ka. Bilim. ük bir müjde. Bu kanaatin, neden İleri geli. yor. — Şundan ileri geliyor Ki... Biz... Üç arkadaş... Berk, Mekkede üç arkadaş arasm da verilen kararı, Muaviyeye aynen hikâye etmiş: — İşte, bu kanantle söylüyorum ki, o büyük rakibin olan Ali şu an. da İbni Melcem tarafmdan katle - dilmiştir... Artık bundan sonrara. hat ve huzur içinde yaşıyacaksın. Demişti, Muaviye, kısa bir düşünce geçir. mişti. Ve sonra, slikünetle şu emri vermişti. . — Bu adamı, götürün... Onu, ka - YAZAN: ZIYA ŞAKIR yerinden fırlamış, Bir yay gibi mih- raba sıçramış. Elindeki zehirli han - çeri, kabzasına Kadar secdedeki ada- İmin arkasına saplamıştı. Acı bir feryat kopuyor Acıklı bir feryat, camiyi çımlatmış- | tı, Halk biribirine karışmıştı. Amir, ö anda yakalanmış, elleri bağlanmış- | ti. Silleler ve tokatlar altında sürük- lenmiş; valinin sarayına sevkedilmiş- ti. Sarayın kapısında, karşısına bir a- dam dikilmişti: — Yâ, mel'un!.. katlettin? Demişti... Amir, büyük bir soğuk. kanlılıkla cevap vermişti: — Ben. Fâsik ve hilekâr olan Amir | Ibnilası katlettim. — Peki, maksadın neydi? — Amir ibni'As, hilâfeti Alinin e- linden alıp Muaviyeyi halife yapmak için hakem usulünü ortaya attı, Bu- nak Musa Eş'ari'yi aldattı. Hilâfet makamın: düzembazlıkla Muaviyeye kazandırdı... Bu yüzden her tarafta nifak ve ihtiras uyandı. Islâmiyetin istikbali muzlim ve tehlikeli bir hal Söyle. Sen kim! Biderek halkın arasına karışmış; plâ mını tertip etmişti. Bu plân mucibin- <e, sabah namazı vakti herkesten ev- vel camiye gelerek, mihraba yakın olan minberin köşesine, hiç kimsenin gözline çarpmıyacak bir yere yerleş- Amir, plânmı muvaffakıyetle tat - bik edeceğine emindi. Çünkü, (Vali Amir ibni As) ın hiçbir ihtiyat ted - birine lüzum gür n camiye gel&- rek mihraba geçtiğini Onun için büyük bir soğukkanlılık. la, tasarladığı dakikanın gelmesini | olduğum için yerime, asayiş muhafızı beklemekteydi. Cami, hmcahınç dolmuştu. Müezzin | katletti? kamet getirmiş; cemaatle namaza du- rulmuştu. Birinci rikât İolınmıştı. Secdeye yatılmıştı. İşte o zaman, tam İkihel secde arasında, Amir derhal SAGLIK ÖGÜTLERİ Alıcısı da Geçen gün bizim gazetede, Bi- BA münabirinden gelen bir mek” tup, bilmem, gözünüze ilişti mi? Muhabir, orada Tatula otu yetiş” tirilmiye başlanıldığını haber ve- riyor, Yetişen çiçeklerin tanesi on paraya satılıyörmuş. Bu otun di- şardan da çok alıcısı varmış! Tatula otunun alıcısı çok olaca” ğına inanabiliriz. e Başka otların $içekleri tartı ile satıldığı halde bu otun çiçeklerinin sayı'ile sa tılmasını da garip bulmamalıyız. Hattâ, tanesi on paraya olması şüphesiz pek muvakkat bir şey * dir, Biganın Tatula otu pek ya - kında büyük şöhret bulunca el bette daha çok pahalıya satıla * caktır. Muhabir bu otun o gördüğü İti- bara sebep göğüs hastalığına İyi gelmesi olduğunu söylüyor. Va * kıâ, Tatula otu, daha doğrusu e zanelerde satılan Datura stramo- nium otu ve cıgaraları nefes dar- lığına fayda verir. Fakat Tatule- nın marifeti bu kadarcık sanırsa- nız pek aldanmış olursunuz. Bir kere bizim Tatula dediğimiz “t, Datura stramonium'un büs - bütün karşılığı değildir. Datura. otun umumi ismi, tatula ile stra- menlum da, daha başkaları gibi, onun birçok cinslerinden ikisinin adıdır, Daturanın baş marifeti yemek içinde yenilince, yahut şarap için- de içilince, insanın aklını oynat - masıdır. Onun için bu otu hekim- tlden affettiğim için zinhar vilcudü. lerden pek çok önce, hırsızlar ve tetkik etmişti. | << NedeHr. aldı... Buna sebep olanlar, cezalarını çekmelidir... İki arkadaşım, Ali ile Muaviye: katli kabul ettiler. Ben de Amir ibni Asr öldürmeyi de- ruhde ettim. Çok şükür ediyorum bu vazifeyi muvaffakıyetle ifa eyle - dim. — Hiç şükretme.. Hiç sevinme, yâ mel'un. Çünkü. sen o vazifeyi ifa edemedin? — Amir ibni As, benim... Rahatsiz (Haricek yi göndermiştim. Sen, onu Katil Amır, birdenbire sarsılmıştı: — Yazık!.. Maksusdıma nali ola - mamışım. (Arkası var) LI, LOKMAN HEKİM Çokmuş ! rin nekadar işlerine yaradığını ko- layca tahmin edebilirsiniz. Güzel güzel konuştuğu bir adamın yiye- ceğine, yahut içeceğine biraz Ta- tulâ katarak onu uyuttuktan son- ra soymaktan daha kolay ne olur? Hindistanda kocalarının üzeri - ne başka gül koklamak istiyen sadakatsiz bayanların da Datüra- TAN i- âdetleri B ve getir, tatlı tatlı konuşmıya dalmışlardı. duyar duym ni oldu: varsa, onları da çağırın... Memleketinde köy kahve gırbaşlı bir oturuşu var, Paketimi çıkarıp onlara birer cigara uzattım. Yakmakta acele et meğiklerini görünce, cebimden kib- riti çıkardım. Birisi elimden kibriti kaptı. Bir tek çöple ilkin kendi oşgarasını, sonra da sağında ve solunda Otu- ranların cıgaralarını yaktı, Ben gülerek sordum: — Niçin bir kibritle üç cigara yaktın ? O da güldü: — Niçin yakmıyayım efendim? — Bir kibritle üç cıgara yakmak iyi değildir, derler. Boş itikatlara aldırış etmiyen Mehmetçik başımı salladı: — Dört cıgara olsa, dördünü bir kibritle yaharm: — Aferin babacan.. dedim, ben de seni tecriibe için söylemiştim. Komutanın ısmarladığı kahveler gelmişti. Mehmetleri, . kahvelerini rahatça içmeleri için serbest birak» tık, Komutan dışarda bana anlatı - yordu — Bizim erler, gazino hayatıma kısa bir zamanda alıştılar! Vakit buldukça, buraya gelir, birkaç ne- | fes cıgara içer, iki çift lâf eder, gö- müllerinin pasını giderirler, ışlada, erlerin ufaktefek ba- K zı yiyecek ihtiyaçlarını te » min etmek Üzere, piyasadan daha ucuz fiyata mal satan bir de kan- tin var, Bu kantinde, Mehmetçik- ler; tütün, şeker, helva, peynir. ne ararlarsa buluyorlar. Bana anlat- tıklarına göre, köyden yeni gelen acemi erler, kışlada bol yağlı, nefis yemeklere alışıncıya kadar. ekme- ğe fazlaca rağbet gösterirlermiş. Öyle ki bir kilaya yakm olan ok- mek istihkakları, bazı günler 22 bi. le gelirmiş. Fakat gitgide, ekmekten aldık- ları gıdayı, yemeklerden aldıkları için daha &z ekmekle doymıya Onş- larlarmış. Kışlada erlerin çok cazip aksana kahveci... Bu erlere binden birer kah- Bu emri veren Albay Muzaffer Tuğsavuldu. Erler, kendi gazinolarında, bir masa etrafına sıralanarak, ., yerlerinder fırladılar. Fakat albay mâ- — Keyfinize bakım, çocuklar.. dedi, burası gazino! Şimdi istirahat zamanındasmız.. Başka arkadaşlarının en başka toplantı yeri bilmiyen Mehmetçiklerin bu gâzinoda, görseniz. ne a- Talimden dönüşte, biraz yorgunluk ihtiyac du mu, Mehmet hemen gazinoya atıyor burada kendini fazla rahata da vermiyor. Çünkü, hem işi çok. Hem de tembellik hoşuna gitmiyor. var Komutanın sesini > duy. Ama, pa, Yazan: Salâhattin Güngör Kantinde istirahat ve hasbihal urada güzel birâdet var; Erleri kışlaya ayak basar basmaz, beskülde tartıyorlar. o Ve muayyen zamanlarda bu tartılma- lara devam ediyorlar. Memieke - | tinde, zayıf, cılız, kamburu çıkmış görünen delikanlılara, kışla bayatı bir eksir yerine geçiyor. Az zaman- da toplanıyorlar. Sekiz ay içinde, 10 - 15 kilo alanlar var, Işte bır Mehmetçik ki yüzü s*oş | renginde! Yanağından kan danılar Gediğimiz tiplerden biri... Sordum: — Kaç aydanberi buradasın? — 9 ay var, — Memleketinde de böyle etli can Komi idin? — Yok efendim., Hastalıktan kı- tilryordum orada.. .Asker ocağı ya: vadır olmalı? nın beyaz Ginsine çok rağbet et- tikleri “rivayet Kocasının yuttuktan sonra, hattâ onun ya- nında, ötekini çağırmak ta pek kolay bir şeydir, Daturanın az miktarı, yahut ko- | kusu İnsana güzel güzel hayaller verdiğinden büyücü kadınlar oda saf müşterilerini aldatmak için onu kullanırlardı. Gene bu otun aşk ihtiyacını kızdırdığı da rivayet edilir, Galiba büyük hekim, İbni Sina da Methel cevizi dediği datura otunu o mak- satla hastalarında kullanmıştır. Avrupa hekimleri bu otu tanı - dıkları vakit ilkin, bozulmuş akıl. ları düzeltmek için kullanmışlar - dı. Nefes darlığına karşı kullanıl- ması daha Yenidir. Bazıları da müzmin romu aya karşı tatu - la gıgarası içerler ve pek memnu- niyet gösterirler. Doğrusunu isterseniz bu iyi te- sirlerin hepsi, datura otunun in- sana verdiği tatlı tatlı hayaller sayesindedir. Onun için Bigada yetiştirilen ni da fırıncı Nuri ustanın ellerini ayak larmı bağlayıp 2800 birasını aldığı sih yakalânarak müddelumumiliğe verilen, fakat arife günü tevkifhane ye götürülürken Kapalıçarşıda ka - labalığa karışarak kaçan Hulüsi, ni- hayet tekrar yakalanmıştır. darmanın takibinden kaçmış. evvel. ki gece Davutpaşada Hekim Ali Pa, şada 143 numaralı kahvede arkadaş İlarından Ali Riza ve sabıkalılardan Mustafa ile buluşmuştur. Üç kafa - dar sohbeti İlerlettikleri bir Patih Jandarma komutanı Salim ile emniyet taharri memurla- rından komiser Alişan, kahveyi ba- sarak, Hulüsi ve arkadaşlarını yaka lamışlardır. Hulüsi Patih jandarma komutanlığına getirilmiş, arkadaşla Kaçan Suçlu Tutuldu Bundan dört ay evvel Cerrahpaşa Hulüsi, bayramdanberi polisin. jan sırada yüzbaşı da emniyet ikinci şube direktör - tatulânın pek yakında şöhret bu- c 1 pah jatlere nazaran İstanbul fiyatları: İyi tile tavşan derilerinin tanesi 23-25. | yüzde onu İskarta şartile yabani ke- dinin çifti 170.200 kuruşa, İzmir malı sansarın çifti 25, Orta Anado. lu sansarları 28, Karadeniz malları 30-32 liraya kadardır. malı 350, Orta Anadolu 559, Kara. | deniz 500 kuruştur. Zerduvanm çif- W 35-38 liradır. Porsuk derileri alt buçuk liraya kadar fiyat bulmuştur. ları dolu sandalma Şemsipaşa açık- larında inhisar motörlerinden biri çarparak batırmıştır. Sandaler motör tavfası tarafmdan kurtarılmıstır. Avderısi Piyasası Açudı İstanbulda av derileri üzerine mu amele başlamıştır. Anadoludaki“ fi- dir. Yüzde beşi iskarta edilmek şar - Tilki İzmir Bir Sandal Battı Rıza isminde birinin su damacana | Erler Kantinde toplu bir halde., yük kasatura bulunmuştur. dan ola üni şk Kışlara erlerin temizlik işlerile de komutanları ciddi surette ala » kadar vluyorlar. ışlada, güzel bir kızma ha» mam var. Erler, haftada bir gün, ihtiyaç halinde, daha sık ta - kım takım bu hamama giriyorlar. Bol sabunla, istedikleri gibi yıkanı yorlar. Çamaşırlarını da, gene muayyen günlerde kendileri yıkıyorlar. Çamâ girhanede on kadar eri bu işle me$- gul bulduk Hele İçserinden bir ta- nesi, en usta çamaşırciya parmak ısırtacak bir maharetle, teknesi « nin önüne çömelmiş: elindeki göm- leği çitiliyordu. — Sen köyünde de çamaşır yı » kar mıydım? diye sordüm. — Biz bekir adamız, dedi, kendi çamasırımızı kendimiz yıkaruk! Kabiliyetli Mehmet, . Senin e» Un hangi ise yatmaz... Acı Balem Kremi Acı badem kremi cilde yarar. Cilde hayat, düzgünlük ve tara. vet verir. Cildin kirlerini, zehir. lerini, fena yağlarmı temizler. Buruşukluklarını, lekelerini, çil. terini, erçinliklerini, sivilcelerini izale «ler. Çirkin çehreyi güzel, teştirir ve ihtiyarlığı gençleşti. rir Fakat nes badem kremini her. “kes yapamaz ve bu kremi mut. taka ncı badem yağiyle yapmak lâzımdır. Bu hem omüskül ve külfetli, hem pahalı bir iş oldu. fundan biraz acı badem esan. sile vazelin yağını karıstırarak yapılan kremleri kullanan ba. yanlar eildlerini bozuyorlar, Halis ner balemden pek bii vik fedukürliklarla istihsal edi len hakiki ae badem vağın krem haline getirmiş olan ko lonyasiyle ve o müstahraratiyi, meshur eczacı Masandır: Htri. yatı nefis ve caziptir , Tasan acı balem yağı kremi le, Hasan yağız kar kremini ve Hasan yarım yağlı gece kre mini bayanlar seve seve kullan, makta ve sezacı Hasanı tebriz etmektedirler, Sabun, kolonya, losvon, yap, ta, briyantin, saç suları, Sürme nudra, tras bıçağı, diş frrenlar. Ais suları, diş macunlar, ve ha türlü strivat ve Miatahsanaş, mutlaka Hakan markasını tep viniz ve araymız. Hasap lke © Ankara, İstanbul, Beyoğlu, Bı,