6-1.037 Kumandanların Harp Hatıraları Metristen görülen en son vaziyet M nan ordusunu Ankara ü- zerine yürüttükleri za man, İsmet İnönü, asker- lik tarihinde ender görü- len müşkül bir vaziyet içinde idi... Ankara üze rine yürüyen çok faik kuvvetli Yunan ordusun- dan başka; Anadolunun aziyeti, şu merkezde idi. Garpte Yunanlılar ve İ- talyanlar.. Cenupta Fran- sızlar ve İngilizler. Şark- ta, Ermeniler.. o Şimalde bütün Karadeniz sahille- inde adetleri elli bini bu- Jan Pontos eşkiyası ile, yi- ne Fransızlar ve İngilizler olmak üzere, her taraf bir ateş çemberi ile çevrilmiş» ti. Anadolu dahilinde de, Padişah Vahdettinin hi- yanet ve ihanet eseri ol mak üzere yer yer isyan alevleri yükselmişti. Büyük Millet Meclisi Hükümeti. Din teşekkül ş «etmesini müteakı; icude getirilen ördi Si SR. Tl en kökleri, anlik e lâh ve cephaneleri bile henliz ten, sik edilememişti. Ancak bir man, gaya bir tek süngü isabet edebil mekte idi. illet Meclisinin teşekkül ettiği günden itibaren, milli mücade lenin son gününe kadar en faik düşman- lar karşısına göğüs geren İsmet İnönü- nün harp hatıraları, baştan başa bir ha- reket ve heyecan kaynağıdır. Sevr muahedesini cebren kabul etttir- miye karar veren İtilâf devletleri, Yu- İstiklâl Harbinde | Başku- mandon ve Garp Cephesi Kumandanı altında, âciz ve getirmişti, Artık düşmana son darbeyi vura- cak gün, gelmişti, O gün (337 se- mesi) kânunusanisinin 10 uncu gü- Dü idi. Bütün gözler, İsmet İnönü- ne çevrilmişti. O gün vukubulacak harp ile Türk mitletinin mukadde - Tatı taayyün edecekti. Eğer Yunan- har kazanırlarsa, Türk ordusunu ar kadan vuracaklar, (Ankara) Üzeri » ne yürüyeceklerdi, Halbuki Türk ordusunun cepha - Besi tükenmişti. Ankaradan gün - derilen cephane ise, harbi bir saat kadar bile idame ettirecek miktar- da değildi. İşte bu müşkül! ve tehlikeli anda Büyük Şefi Atatürkün yaratıcı kud- retinden ilham elan İsmet İnönü, emsalsiz bir fedakârlık'a, düşma - nın Üstüne atılmış; koca hir mille tir mukadderatma tesir yapan bü- yük zaferi, - âdedi birkaç yüzü a3- Duyan... süngü. kuvetli . ve tüfek dipçiklerile istihsal eylemişti Ve, Büyük Şefin dediği gibi, - bu çetin görait altında - hu zaferi kazanan İsmet İnönli, (yalnız Yunan ordu - wunu değil, milletin maküs taliini meflüç bir bale TAN N i Yüzü mak mr?. diyor. Ve Kahkaha ile gülüyor « — İş bulmak hal... Havası bunaltıcı olan, belki sene- lerdenberi glineş görmemiş, aylar - denberi pencereleri açılmamıs oda- daki kadın kalahatığ#mm en arka s- ralarmda bulunan iki çocuğu elle » rinden tutup bize getiriyor. Iki sıska kız çoruğu.. Biri sarısm, biri esmer... Üzerlerinde birer pal- to var, yüzleri kömür amelesi gibi aziyet o kadar nazik ve teh- İlkeli idi ki; düşman, böyle bir anda eenahlardan birini geri at- sa, bütün ordu tehlikeye girecek... Hiç şüphesiz büyük felâket başgös- terecekti. Ismet Inönü, büyük bir soğuk- kanlılıkla kararını vermiş, ve tat- — Şunları görüyor musunuz?. Artık piyasada İş yalnız bunlarm.... Bu küçükler ana, baba geçindiri - yorlar.. Ana, baba bunlarm Sir - tından yaşıyor... Şunlar yok mu? İşte şu parmak kadar çocuklar bik etmişti. Harbi daha sükünetle tai , U İn Jişıyorlar, idare etmek İçin sağlam bir ted. | ia eee hd bir ittihaz eylemişti. Ve derhal OMER Ankaraya gu kisa telgrafı çekmiş- ti: (Düşman, Kandilliye doğru ilerli- yor. Karargâhımı, Çukurhisara nak lediyorum.) Bu sirada Erkânmharbiyci Umu - miye dairesinin harekât şubesinde bulunan Büyük Şef Atatürk © ile Fevzi Paşa, oradaki harita üzerinde adım adım vaziyeti takip etmekte- lerdi, Hiç şüphesiz ki, İsmet inö - nünün bu tedbırını de taavip etmiş- Jerdi. Fakat. Bu telgraftan sonra, ar- tık Ismet Iaönünün muhaberesi ke- sımişti. Erkânmharbiyel Umumi - “yede; “tik OTA bir EMİŞ BAŞ göstermişti... Halbuki bu sırada 1s- met Inönü, artık muhabere edscek halde değil, nefes alacak vaziyette bile değildi. Dünyanm en çetin bir suyorlar.. Yalnız o konu- şuyor: — Bu işe evvelâ kadm işçi Kul- lanmakla başladılar... ân ettiler, kadm işçi arıyoruz, diye... Zaten zanema ekliyelim diye hemen işe koştuk. Fakat, erke&lerimiz bir li- ra yevmiye alırken bize elli verdi - ler, Eyvallah dedik... Bir lira, elli &ürüş daha yüz el eder. değil mi? MARA 1 BYTE OAB GALA ya bağlaymeâ &rkeklerimizi çıkar. mıya basladılar.. Bu defa yüz elli alalım, derken elli kuruşa kaldk ve çoluğumuzu, çocuğumuzu ba- İsmet İnönü, kendisine ebedi şerefi temin eden (İnönü) mev. künde düşman ordusile mühare. beyi kabul ettiği zaman, bütün kuvveti şundan İbaretti; 6.000 (tüfek) piyade, 50 ağır makineli tüfek, 28 top. Asrın en mükemmel silâhları ile mücehhez olan düşman ordusu. nun miktarı ise şundan mürek. de mağlüp) etmiş. Askerlik haya- tının kıymetli hatıratma, her ku- Mmandana nasip olmıyan bir sayfa ilâve eylemişti. smet İnönünün darbesi altın- I da, perişan bir halde ric'ât *den düşman ordusu; - bu acıyı Gi” karmak, - ve Türk ordusunu imha ederek maksadına muvaffak olmak Bun sahnesine * getirmişti. kumandandan, en son ih- tiyat neferine kadar, her Türk kah- ramanı; hayatlarını istihkar ede - rek düşmana son darbeyi indirmek İçin kat'i mücadeleye girişmişti. Hattâ topçular bile, artık mestur mevkilerden çıkarak açıkta (ateş etmektelerdi. kmisız bıraktık... Üstelik herifle « ri beslemeğe başladık. İşsiz erkek kumara, içkiye her fennlığa dişi. yor... Onlar, bu sefer de "çocuk iş- çi arıyoruz., diye ilân ettiler. Co - cukları mekteplerinden aldık. El- linin yanma bir yirmi beş ilâve e- dip yetmiş beşe kavuşmak — icin kendilerini işe verdik... Bu defa kocaman erk.klerin işi, bizden bu yavrucuklar« devredildi. Analar kepti- için tam diç büçuk ay hazırlandı güzide piyadı A 20.000 (tüfek) Piyade el. teh yonra, tekrar taarrüzâ geçmi radı, ti. 150 ağır makineli tüfek, 120 hafif makineli tüfek, 100 ü mütecaviz top. Müteadâit süvari müfrezeleri, Türk cephesinin gerisinde, yol ve nakil vasıtaları yoktu. Yunan cephesinin gerisinde İse munta . zam yollar ve yüzlerce kamyon - lardan mürekkep nâkliye kolları bulunuyordu. ; B karşılamak, her kumanda. pin kârı değildi, Bahusus tam © sırada (Çerkez Etem) de İsyan et. mig; bütün kuvvetlerile Yunan or. w kadar faik bir düşman; Düşmanın bu inat ve intikam or- dusu, tem yedi fırka piyade ile muhtelif süvari kuvvetlerinden mü Tekkepti. Bu mühim kuvvetin bir kısmı, Bursa istikametinden, diğe Tİ de Uşak istikametinden hareket ederek, İnönünde yerleşen, yeni Türk ordusunu, olduğu yerde ihats ve imha etmek istemişti. Düşman, bütün kuvvetile, Türk ordusunun sağ cenahma yüklen- mişti, Fakat, bir avuç Türkle bu taarruz kuvvetlerinin karşışma di - kilen İsmet İnönü, yapılan hücüm- lari kâmilen tardetmişti. Artık on- dan sonra harp kızışmış; bütün i met Inönünün bu harikulâ - de faaliyeti, - ve, Ankars- Dın da endişesi - birkaç saat de - vam etmişti, Fakat bu birkaç saat, (ismet İnönü) nün şerefli hatıra - una ne heyecanlı dakikalar kaydet- tirmişti ?.. Nihayet; 1 Nisan sabahı, güneş ufuktan yükselirken; Ismet Inönü, Metristepeden son defa olarak et - rafa göz gezdirmiş.. Büyük Şefinin, işsiz kaldı... Ablalar İSSİZ kald. Şimdi çocuklar çalışıyor. Çocuk - larımız, mektebe gidip sdam ola - cak... Babaları çalışacak, ieabın - da biz onlara yardım edeceğiz. Kaide bu değil mi7. Böyle olmıyor amma. biz oturuyoruz... BİZİ al - muyorlar.. Koskoca bir kadın, 4s- ta bir işçi, günde yirmi bese cal gr mı?. Çocuk isteriz, çırak iste- TÜRK KADINI NASIL iŞ BULUR? Y, si, kendi işini yapmıyarş dadaki kadınların hensi su- azan:ı— “K şi kalıpları, di yebana veriyor.. Ben kalıp- erkeklerimizin aldığı kaç para ki, rum; v İ bari bizler de çalışalım, onlarm ka. — Siz ne kadar çalışıyorsunuz, © 791 Onlar şalışiyorlar, ben de &- küçükler? , ve bakiyorum... scacah, kendi sap- — Siz fabri, | sarı... Mavi E AR > © kada çalişmiz gözlerinin et. P e I n 1 I yan bayanlar rafmda siyah bol keseden a. halkalar var. tarsınız. Bir | Başmdaki ör - -— kere de gelip o- | tünün altında a ın an rada çalışınız. . | li çocuga: bi, sarı sırma kuruşluk işi gibi pırıltılı saç- çin alınmıştım. lar görünü. * 2 İki lira günde yor: mı e I or lik alan usta, İğ i duk . başım kalıpları ağ KYANİ Bir imalâthanede çalışan işçi kadın ve kızlar açıyorum... Yapmam dersem kov. duracak... Yaparsam ben kırk beş alacağım o iki lira alacak.. Ben onun işini yapacağım... O bedava benim sirtımdan geçinecek... Yağ- ma yok... Anam, babam var be Suat Derviş B u sefer çocuklara dönüyo, — Yedide işbaşı altıda paydos. — Mektebe gitmiyor musunuz?, — Eskiden gittik. Artak gitmi- yorüz. — Demek oradâ bir tek yevmi- ye var.. O 'da'yirmi beş kuruş öy- le mi?. Hayır, elli kuruş yevmiye Büyükler için... Kenarda oturan yeşil etekli, ta- Tanmamış saçlı güzel bir geç kız: — Hangi elli kuruş, diyor. Be- sini kesiyorlar, İnsana kirk beş kalıyor... — Sen orada çalışıyor musun? — Hayır, evvelce çalıştım... Nasıl girdin? . - Orada dayım çalişiyor - du. Ertesi gün iş olduğunu duy- muş bana haber verdi. Gittim, dı- şardan gidilirse kol» kolay i$ bu- lunmaz... Beni yazdırdı. Eli ku - ti ay çalıştım. — Şimdi çıkardılar mı?7. — Yoo... Ben kendiliğimden çık- tum... — Neden çiktm?. — Pis işti de ondan çıktım. — Hem kadınlara iş bulunmu - yor, diyorsunuz, hem de iş bulur. | sanız, Ookendiniz #alkıyorsunuz, Gikıyorsunuz.... Bu ne demek? O radan ev sahibi olan Tâstik işçisi kadın duruyor ve et, rafındakileri azarlıyor : — Ne gevezelik edip duruyon sunuz... Çok şükür hepimizin işi - miz yerinde; çalışıyoruz. Günde kırk beş kuruşu beğenmiyormusuz. Buz?.. Bunu bulamıyanlar var... — Ben he iş görüyorsun?, Bir gazeteci ile konuşman bi. yük bir felâket olduğu vehminde, galiba: — Ne İş görürsem görürüm, Şimdi bunu anlatmanm mevsimi mi? Herkesin işi gücü var. Kazan. cımızı anlayıp tâ vergimi koyacak» sin üstüne?.. Ve ev sahibi olduğu halde he şımla yerinden kalkıyor ve bizden evvel kapıdan çıkıp giderken, sert, sert söyleniyor: — Mahalle karılarma gevezelik lâzım. Elin kim olduğu bilinmiyen karısına lâf anlatırlar... N Müsabaka kuponu dusuna iltihak eylemikti. . Sanki düşmanların bu faikiyeti yetişmi. yormuş gibi, tabiat te büyük cepheyi cehennem gibi bir ateş seli istilâ eylemişti. Ankara, büyük bir telâş içinde ve sevgili milletinin kendisine tah - | Fiz, diyorlar. « — i mil ettiği vazifeyi tamamen ifa et- | R tiğine mutmain olarak gülümsemiş, | Ss öğuyorum? Ve oradan, Ankaraya şu telgrafı — Bu çocuklar kaçar ya- çekmişti: sında”, Erkâni Harbiyei Umumiye — On ikişer yaşinda... . K Riyasetine — Anaları, babaları, yok mu Vi ınları, hem de Metristepeden; — Var... Hem anı . emi 1/Nisan,337 babaları İşsiz... Saat 9.30 sonrada Metristepe - den gördüğüm vaziyet: — Nerede çalışıyorlar. — Umures Mistik fabrikesm müşkülât arzetmekte idi. Kânunu. sani ayım İlk günlerinde başlı - yan bu muharebe esnasmda, kış bütün şiddetile hükmünü icra et. mekte, ve bu de henüz pek zayıf olan Türk ordusunu çetin müca- delelere mecbur eylemekte idi. | Bütün bu ağır şerait altnda düşman karşısına atılan İsmet İnğ. nü, bu küçük Türk ordusuna ha- rikalar yarattırscak derecede kud ret ve liyakat göstermiş. Kuman. da ettiği kuvvetlere tam beş defa faik olan düşman kuvvetlerini, (Metristepe) nin azametli gölgesi idi, Türk milletinin endişeli gözle- Tİ, gene İnönlüne çevrilmişti. Bü- tün milletin mukadderatı, gene İs met Inönünün kudretli omuzlarına Yüklenmişti. Bu çetin ve müşkül anlarda, ifa ettiği tarihi vazifenin azameti karşısında, pervasızca göğ- sünü geren Ismet Inönü; harp (a - rihlerinin pek az kaydettiği nazik bir vaziyete girmişti. Çünkü, Uç gündür devam eden fasılasız düş - man taarruzlarını karşılamak, ce - Bahlardan yapılacak ihata miaaev- ralarmı akim bırakmak için Giy; Gündüzbey şimalinde sabahtan- — Siz kendiniz çalışmıyor mu » beri sebat eder, ve dümdar olma- | sumuz?. — Hayır ben eskiden çalış. tm... Şimdi çalışmıyorum... Şim - di evliyim. Birde çocuğum vaı Hem ben lâstik amelesi değilim. sı muhtemel bir düşman müfrezesi; sağ cenah grubunun taarruzile gay rimuntazam çekiliyor, Kıtaatımız, yakından takip ediyorlar, Hamidi- ye istikametinde, temas ve faaliyet yok. Bozöyük, yanıyor. Düşman, binlerce maktullerile doldurduğu muharebe meydanını muzaffer si- lahlarımıza terketmiştir. te çocuğum var, Kocam işsiz kal- mıştı. Üç ay yine tütüne gittim. Emzikte çocuğu olan kadın çalışa. maz ki... Uç ay çalışım.. Bir yaşmdaki topaç gibi çocuğum ke. Garp Cephesi Kumandanı| paze oldu. Onu hâlâ iyi edemiyo- İSMET rum. Vaktile tütünde çalıştım. Emzik. Fıkra.© Hocaya sormuşlar: — Eski ayları ne yaparlar? Cevap vermiş: i —Kırparlar, kırparlar; yıldız yaparlar