amın "raftan yanaşarak güverteye —— 15-10-98 No. 74 — Yazan ; Kadircan Kaju — Adanın Zenginleri Bütün Mallarını Gözlerini Imanm ağzını bir dal- gakıran gibi kapatmış olan ince W - xun kayalıkların ucuna saplamış, ka- ra kara düşünüyordu. Y —76— Dertsiz Hasan p Hasan ta uzakta, kayaların dibin- deki denizde iki veya üç küreğin 6 kardığı beyaz Köpükleri. sezer gıbi a dikkatle baktı ve orada bir Bakar Ali ona: — Haydi artık uyuyalım. gayvaş var. N Diyerek ayrılmak üzereydi. Fakat Haaan onun kolunu tuttu: — Bak... Oraya bak, Bir gemi ka - çıyor... Bir balıkçı gemisi... Hasan telâş içindeydi, Sanki Fe- trid bu gemi ile kaçıyor, yahut ka- geriliyordu. e Direkteki vardiya da onu görmüş ve güvertedeki vardiyaya haber ver- mişti: i — Provada bir gemi... Reise söyle! Sakar Ali vardiyadan önce koştu. Reise söyledi ve ilâve etti: — Adanın zenginleri mallarını a- Wp kaçıyorlar. Murat Rels yukarı çıktı. Gemiyi gördü ve Sakar Aliye: — Bağır şunlara da dursunlar ve lsinler. Me emmi ondan önce davran- dı ve bütün kuvvetile haykırdı. Fakat gemi durmadı. Manga ve top başımdaki leventler hemen uyanmışlardı. Murat Reis kızdı: — Haydi Ali, bir kaç kişiyi alda sandalla şunlara yetiş. Dedi, / Ayni zamanda solak Yunusa dön- 'Pröva toplarından birile ai ek, Belki o in korkarlar da du- Turlar, Iki sandal içinde ve Sakar Ali ku- mandasmda on beş kadar levent ge- miden ayrıldılar. Bu sırada bir top sesi gecenin ses- sizliğini parçaladı. Barutun alevinde bir an için kaçan gemiyi daha güzel görmek kabil oldu. Gülle de onun on Yarın Hasan merakla söylendi; — Kaptan Voney'in gemisi... Ans- ar bulunduğu gemi.. Sakar Ali kürekçilere: — Daha çabuk. Daha hızlı! Diyordu. Halbuki buna Mizum yoktu. Çünkü pi kayalıkların dibindeki karaltıdan ih- tiyar ve kalın bir ses Ingilizce olarak bağırmıştı: Balıkçı gemisi biraz sonra iki ta çıkan leventlerin elindeydi. Sakar Ali tap- rüm. X Anskar bir alçaktır. Fakat ben namuslu bir adamım. Ben onun ne yapmak istediğini tüccar Baggey; Hasan büsbütün inanamıyordu. Sakar Alinin elindeki meşsleyi ala- Tak onun baktı ve bakmadığı yerleri Bözden geçirdi. Zaten küçük olan ge- mideki bu araştırma uzun sürmedi, Gemide tama edilecek bir şey de yoktu. Alıp Kaçiyorlar Murat Reis onu savdı: — Biz burada bulundukça adaya dönmek yok. Haydi bakalım, engine... Dedi, Sakar Ali limana girdi. Orada yal- nIZ üç tane büyücek kayık vardı. Bom boş duruyorlardı. Bağlayıp gemiye götürdüler, Adanın cenubundan kara Ya çıkmak için işe yararlardı. Bura- lardan kaçmak istiyenler de kaçmak için bir şey bulamazlardı. Dertli Hasanm üzüntüsü oldukça azalmıştı, Çünkü hiç olmazsa genç kızın adada olduğunu, oAnskarında kapana kısıldığını öğrenmişti, Şimdi onların ikisini de ele geçirebilecekti. Sabah erkenden üç gemi demir alı- yorlardı. Otuz kırk * kulaç yüksekliğindeki kayalıkların tepesinde bekliyen iki gözcüden birisi hemen kasabaya koş- tu: TA amman DUNYA MATBUATINDA GÖZUMUZE İLİŞENLER EEE Kİ Sözlü ve kokulu filmler Yakmda kokulu filmler yapılacak. Eski muhariplerden iki İngiliz, sine- ma âlemini altüst edecek olan bu icat için senelerdir. çalışıyorlar. Bütün kokular, çiçek ve mutfak kokuları, bundan sonra, filmlerde cereyan ede- cek sahnelere göre duyulacaktır . Bununla beraber, kokuların fazla sahici ve hakikati ifade ederşekilde olmıyacağını tahmin etmekten de kendimizi alamıyoruz . Kuşlar şehri Amerikada Kaliforniyada, 25.000 nüfuslu Oakland şehrinde, kuşlar için bir nevi “haele,, vardır. Merrit gölü. nün sahillerinde ağaçlıklar arasında olan bu yer, hicret eden kuşlara emin bir melce teşkil etmektedir , Oakland şehri, her sene, melce ve kuşyemi için 20000 lira tahsisat ver mektedir, Her gün saat 15 ile 16 da, bir bekçi çıkar ve ıslık çalar. Hava derhal bu- İutin kararmış gibi kapanır ve bin - — Türkler, gidiyorlar... Demir alı“ yorlar, Diye müjde verdi. Ada pek küçük olduğu ve hırstzirk, adam öldilrmek gibi fenalıklar hiç görülmediği için Irlanda valisi bura- da her zaman için bir hâkim veya pie murun bulunmasma lüzum görmez. di. Şimdi Türkler gelince bu eksiği tüccar Bagge doldurmak istiyordu. Gözcüleri de o koymuştu. Bagge ile kasabanın ileri gelenleri hemen atlara bindiler ve kıyıya git- tiler. Türkler sahiden demir almışlar, ce- nuba doğru uzaklaşıyorlardı. Herkesin içi rahattı, fakat Bagge öyle değildi: — Bunlar kolay kolay bırakıp git- mezler, Cenuptan hücum edecekler, Dedi. — Bu bir kuruntudur. Dediler, i Bagge yanma İki adam alarak ce- nuba gitti Türkler Kopavik önünde yarım sa- at kadar durdular, Bagge ğını görüyordu. Türkler oradan da ayrıldılar. Çün- kü kıyılar pek yalçındı. Çıkış çok güç olacaktı. Brimüroya gittiler. Baggenin gemisi bu limandaydı.| Oraya koştu ve Türklerin demir “at- tıklarını, karaya çıkmak için hazır- lik yaptıklarmı gördü. Gemi Kaptanı Hanrih Tamasan'a tayfalarla birlikte "Türklerin karaya çıkmalarma o engel olmasını, kendisinin de silâhlı adam- larla yetişeceğini bildirdi. Limanda iki Danimarka gemisi da- ha vardı. Bunlarm tayfalarile kaptan ları da silâhlanarak karaya çıktılar ve Hanrih Tamasan'ın yanıda yer aldılar, Çok geçmeden Bagge de geldi. Adada bir gün evvelkinden daha heyecanlı ve üzüntülü bir hava vardı. Bütün erkekler, silâh veya silâh gibi kullanılabilecek ne buldularsa alm $- ler, Türklerin hücum edecekleri kıyı- ya gitmişlerdi. Bunların sayısı beş yüz kadar vardı. Fakat pek çoğunun ellerinde yalnız kazma, kürek, sopa ve balta gibi şeyler bulunuyordu. Murat Reis Ingiliz korsan gemisini baş taraftan karaya yanaştırdı. Onu iskele gibi kullanarak ve sandallarla leventleri karaya çıkardı. Leventlerin başlarında Solak Yusufla Efe Meh- met, Sakar Ali vardı, Her biri elliğer Kışiye kumanda ediyorlardı ve yüz kişi de ihtiyat olarak alıkonulmuştu. Çıktıkları kıyı oldukça dik bir ya- maçtı. zi ayak basar basmaz Ferhat — Haydi, ileri?... Kumandasını verdi. Sakar Alinin müfrezesi hepsinden “nce çıktığı için en önde bulunuyor- ”7 Dertli Hasan da onunla bevaver- R Görünürde hiç kimse yaktır. Bunun için Sakar Ali ile arkadaşları hiç çe tepeye tırmanıyorlardı. Fa- Kat henüz on on beş adım gitmişlerdi tüfek patladı, Sıkar Alinin başmdaki külâh uçtu ve onun sağındaki bir levent: — Anam!, TArkası var) lerce kuş yem yemeğe gelir. Bu eslek “yemeğe * buyurunuz, o demektir. Kuşlar sesi hemen tanırlar , . Kumarda hile yapanlar için kamus Bütün dünya barlarında ,güzine - larında, kumarhanelerinde ve olelle » rinde “Mason anda Co,, müessesesi. nin katoloğünu bulmak kabildir. Bu kataloğda, kumarda hile yapmağa mahsus bir sürü âletlerin tarifi ve fiatları vardır 300 dolara, miknatıslı zarlar almak dır. Karşımızdaki oyuncunun kâğıt - Varmı görmenize mahsus aynalar ? satılıyor. 75 dolarlık ayna, ceketin kolu arasında istenildiği zaman sak- üzeri işaretli iskambil kâğıtları « ğu gibi, hususi bir gözlükle yalnız © gözlüğü takan tarafından tersinden görülebilecek iskambil kâğıtları, rü- letin yuvarlağını idare edecek bir âlet de vardır . “Mason and Co.,, miiessesesi bil * . Göç Boğaziçine hava tebdiline git” miş olanlar daha önceden taşın” mıya başlamışlardı. Bir kaç gün devam eden lodoslardan sonra 59” ğuk ve yağmur adalarda kasıma kadar oturmak istiyenlerden bil bir kısmını şimdiden kaçırıyo'- Şehir havası artık herkese dah munis görünmiye başladı. Hava tebdili yerlerinin havası iyidir hoştur ama, bazı kimseler kırlık yerlerden istifade edemsi” ler ve şehir İçindeki evlerine V8 yahut apartmanlarına döndükleri vakit daha rahat ederler. Kırlık yerlerin havası pek çok kimselere iyi geldiği, hekimler hemen her-, kese kırlık yerlerde yaşamaların! tavsiye ettikleri halde bazılarını” böyle, şehir içinde daha rahat et” tiklerinin sebebi nedir? Şehir havasına fazla alışmış © lanlar kırlık yere gidince, iştahla” rı artacağı yerde, azalır; şehirde et yemekleri severken kırlık yerde'et yiyemez olurlar, onun yerine ekşili hafif yemekler arar-. lar, meyvaya düşkün olurlar. Bunlar da insanı iyice beslemez. Şehirdeyken yemeklerinde $8- rap içenler bile kırlık yerlerde $8- raptan hoşlanmazlar. Bu suretle şaraptan aldılkarı biraz gıdayı d8 kaybederler. Kırlık yerlerde bul- dukları temiz hava ne kadar İyi olsa, gıdanın yerini büsbütün tu- tamaz, lanabilir, Üzeri aynalı bir kibrit ku- . Yersovp tusu 2 dolardır. Aynalı bir yüzük 5 İİ a a SAGLIK ÖGÜTLERİ Mevsimi İRadyo Bugünkü prozram Türk mnellisi; 1250: “Havadis: 13,05 Pilkla hafif müzük; 1325 < 14: Muhtelif plik neşriyatı. Akşam neşriyatı — Saat, 18,30: Çay sa. ati, dans musikisi; 19,10: Konferans: Dr. Fahrettin Kerim tarafmdan; 20: Müyeyyen ve arkadaşları taralından Türk musikisi ve halk şarkıları; 20.30: Münür Nurettin ve arkadaşları tarafmdan “Türk masikisi ve halk şarkıları: 2i: Plâkla sololar; 21,30: Orekstraz 1 — Suppe: (Haydutlar) üvertiir. 2 Vetzel: (Ask Her Seye Galiptir) 3 — Gilinka: (Rus Romansı) .— Pei: (Konyok Görbunok) an 3 me MER eli Cildi Romantik). 8 7 Leher: (Frederike) © opedetinden lar. ME karı Mavi Mazarka) operetinden parçala ir. 8 — Laoostella: (Tepansol Dansı). 2230: Ajans haberleri; 23,30; Son, Kahire 50: Plâklar. 7.5; Konferans, 1.350: Ha berler, 7.80: Orkestra, tlirkre sarkılar, #20: Pllikler. 0: Konser, 9.30: Pfâklar. 10: Konser, 10.30: Plâklar, 13: Muski Birliği konseri. . Gürün program özü Sentoniler: Varşova: (Kulseicki idaresinde). Hafif konserler: 47 Prag: Fok orkestrası 18.50 Budapeşte: Çig: 180 Prag: Salon orkes 10.15 Bilkres: Salon musikisi, .. BÜYÜK el TEN No. 77 (Demirci Mehmet Efe), asi Fte- min akibetini ve kendi hakkında da verilen kararı Öğrenir öğrenmez: hakkında hâsıl olan sulzandan dola- yı telâş etmiş; bir kısım kuvvetlerile (Dinar) cihetine çekilmişti. Onun bu hareketi, milli hükümete bir kat da- ha şüphe vermişti. Kânunucyyelin 16 mc gecesi, bir süvari müfrezesi efenin bulunduğu (iğdecik) köyünü çevirmişti. Efe, burada da kalbinin bütün te. mizliğini göstermiş; kendisini basan süvari kuvvetine karşı bir tek kur. şun atmadan, malyetindekilere: — Dağılm!. Emrini vermiş, kendisi de, beş on sâdık kızanı ile dağlara çekilmişti, Kısa bir müddet sonra da, milli hü. kümetin bütün emirlerine itaat gös- termiş, bunun mükâfatı olarak ta affe mazhar olarak, istiklâl harbinin sonuna kadar, hlikümet tarafından tayin edilen yerde ikamet eylemişti. Ankarada yeni faaliyet Bütün bu ahval ve hâdisâtlan alı. nan ders dolayısile, artık Ankarada 19.50 Belgrat: Viyolonsel konseri, 21 15 Rükreş! Radyo orkestrası, 23 Varsoya: Opera ve operet parçaları 2105 Budapeşte: Salon orkestrası iyearalar 2145 Rama: “Ceremoniie de Maringe” (Rossini) : 2230 Paris P. T. T: “Manon Lesesut” 0 peras, * petler: 21.10 Prag: Vals karlı (Radyo opereti). Ora musikisi: dolardan itibaren 75 dolara kadar| 2005 Bükreş: Balslayka kunrteti, “Gelscha” opereti, 7030 Budapsşı Murikmfi Varşova: Çift piyano. ivano resitali, Stokholm: Piyano » Keman. 5 2445 ; Parim P. TT. —— — —— tün bu âletlerin mükemmelen İşle - diklerini ve hiçbir arızaya sebep ol. madıklarını taahhüt etmektedir. Ve “teminatlı, olarak satmaktadır. lâzımdır. Şehir | içinde oturmaya çokça alışmış olan sertçe havada rahatsız olur. Bundan başka şehir içindeki daimi gürültünün, otomobillerin, imi sarsıntının tesirini de unut- Mmamalıdır. Bunlar alışmamış o- lanlar için birer rahatsızlık sebe- bi iseler de, alışanlar için en son- da bir sağlık âmili olurlar. De- miryolu kenarlarında oturanların lokomotif gürültüsünü, uykularıp- da bile aradıkları gibi, şehirli için gürültü ve sarsıntı o hayatına lü- zumlu bir şey olur, Şehir içinde eğlence yerlerinin, S3 dos arasinda toplanmaları da- ha çok olması da bu hayata alış- Mış olanlara faydalı olur. Şehir- de yaşamakla incelmiş, kibarlaş-. Miş sinirliler kırlık yerlerin temiz. Takat sertçe, yani az çok kaba, havasile rahat edemezler. Ondan sonra da kırlık yerlerin havası herkesin yaşına göre baş- ka türlü tesir eder. O temiz ha- mühim bir faaliyet başgöstermişti. Bir taraftan Harbiye Vekâleti ve ordu erkâni bütün kuvvetlerle ordu. nun tensik ve tanzimine çalışırlar - ken, diğer taraftan da bazı müte - şebbisler zuhür etmiş; bunlar da or- dunun muhtaç olduğu esaslı şeyleri hazırlamak için işe girişmişlerdi. — | Kisa bir zamanda; (büyük Türk inkılâbı) tarihinde cidden takdir ile anılacak birtakım eserler vücuda gel- mişti.. Bu eserler, bir taraftan or -| duya karşı büyük bir hizmet teşkil ederken, diğer taraftan da Türk ka- falarınm san'at, zekâ ve İş kabiliye- tini göstermekteydi. Meselâ. Top ku ihtiyaç hissediliyordu. Istanbuldan k suretile getirtilı yi Eli eren Ortaya, birdenbire bir suaj atılmış. u: arma şiddetle — Biz. burada, top kaması yapa- maz mıyız? Bu mühim suale; en evvel, 11 inci ırka topçu tabur kumandanlarından, Yüz başı Hayrullah bey cevap ver. miş; mükemmelen yapılabileceğini i. zah eylemişti. Ve bunun Üzerine de, derhal faaliyete geçilmişti. Telsiz İN. graf ustalarından bir zat derhal (imalâtı harbiye) atölyesinde işe gi rişmişti. Pirinç ile demirden mürek- kep bir halita yaparak, tam bir bu- çuk ay uğraştıktan sonra bir top ka-| ması vücuda getirmişti. Fakat bu ka- ma, topa çok uygun gelmekle bera. ber, ikinci ateşten sonra şişmiş; men- fi netice vermişti. İkinci kama, sade çelikten İmal edile cekti. Şimendifer vagonlarmın çelik dingilleri kesilmiş; Eskişehir istasyo nu atölyesinin ocaklarında eritilmiş. - bu defa, on beş gün zarfında - ikin. ci bir kama imal edilmişti. Fakat bu çetin ameliyat, müsbet netice vermis. ti. Ve artık yapılacak işlere kolaylık ve sür'at temin edilerek imalât böyle ce devam etmişti, Fakat iş bununla bitmiyordu. Dahs bir çok şeylere ihtiyaç görünüyordu. Harplerde - bilhassa efradm manevi yatını yükseltmek için çok lâzım olan süngü, kasatura, bomba yoktu. Bütün kıt'a kumandanları: — Muntazam ve mükemmel şeyler istemiyoruz, bize sadece, düşmanın göğsüne batırılacak, düşman - safla- rı üstünde patlatılacak bir şey lâzım. pa, (Ordunun cerrahi) müşa. virliği) vazifesini deruhde etmiş olan vadan en çok fayda görenler ço- Suklardır. Çocuk olmıyanların bir Soğu şehirden hava tebdiline git- tiği vakit rahatsız olur da dönüş- te daha rahat eder, Ihtiyarlara gelince onlar da kir- lik yerlerdeki sakinlikten istifade “derler, Fakat şehir havasına faz- la alışmamışsa. Orta yaşındayken hayatı daima faaliyet işinde ge- şehrin daha yumuşak, gürül- Kırlık yerlerdeki havanın da- ha temiz olmakla beraber, az çok sert olmasını da hesaba katmak tülü, sarsıntılı iklimine alışmış o- lan ihtiyarlar da şehre uzak kır- lik yerlerde rahat edemezler, (Operatör Emin bey Jortaya atılmış bâzı arkadaşlarını bir araya topla- mış, gerek (Simav beskmı) nde, ve gerek (İnönü) harbindeki birçok mü. şahedelerini anlatmış, ordu ihtiyaçla. rmı temin için bir düzen kurulması. nı teşvike başlamıştı. Ve fikirler derhal ayni maksat etrafımda biribi rile kaynaşmıstı. Operatör Emin bey, derhal bu bü. vük ve hayırlı ite rehberlik etihigt: Onun bu maksat içinilk koyduğu AcıHakikatler Türk azmi, aczi kabul etmemişti. | s —z Yazan : Ziya Şakir Istanbuldan Kaçak Suretile Getiri. len Top Kamaları Ihtiyaç Karşılamıyordı Dunlz da, Türk inkelâbmın ilk eseri olan (Demircilik ve marangozluk ano nim şirketi) vücuda gelmişti. İşe, başlanmıştı. Ve ilk iş olarak ta kağnı arabalarmın o tekerleklerinin kenarlarındaki demirler toplanmış ; bunlardan (10 bin süngü) yapılmıştı. Bu süngünün İlk nümünesini ya. pan, (Bursalı Kadri usta) idi. Kadri usta, bu süngülerin O kabzelerindeki yuvayı, tüfeklere tutturabilmek için bir hayli sikıniz çekmiş; fakat niha. yet, muvaffakıyet göstermişti, Kadri usta, yalnız bu süngü işinde muvaffak olmakla kalmamıştı. (Bom ba) yapmak için de bir çok tehlike - li tecrübelerle uğraşmaya başlamıştı. Esasen kendisi, çok enteresan bir a. damdı. Vaktile İspanyada bulunmuğ; bomba yapan anarşistlerle ahbap ol. mug; bunların zararlı mefkürelerine kat'iyyen ehemmiyet vermemiş; bir gün olup ta memleketin hayırlı bir | işine yarayabilmek için sadece san'- stlerini öğrenmekle iktifa etmişti. Bu da tarihi bir hatıradır ki, Kadri usta bomba Yapmaya teşebbüs eder- ken, bu işle alâkadar olanlar, Yâpı- lacak şeyin maksadı temin edeceğine itimat gösterememişlerdi, — Buradaki vesaitle yapılacak bom ba; infilâk ettiği zaman, ancak bir kaç kısma ayrılacaktır. Bu da kâfi pain tahribat yapamıyacaktır Ke e) ir arlar arsmda şu kısa muhavere geçmişti: Kadri usta — Pek alâ, siz, bomba» | nm kaç parça olması istiyorsunuz? Alakadarlar — Eh... hiç olmazsa, elli parça, — Ben, bombayı yapacağım, “ve kendim atacağım, düz bir saha hâzır. layınız. Bomba patladıktan sonra par Şalarını toplaymız. Saymız. Herkes, bu büyük nefis itimadınn neticesini, sabırsızlıkla beklemişti, Ve kaç gün zarfında yapılan bombalar tecrübeden geçirilmişti, Ve infilâk eden bombalarm, 50 ile 54 Parçaya ayrıldığı tesbit edilmişti, (Arkası var) HASAN Acı Badem Kremi Acı badem kremi cilde yarar, Cilde hayat, düzgünlük ve tara. vet verir, Cildin kirlerini, zehir- lerini, fena yağlarını temizler. Buruşukluklarını, lekelerini, çil- lerini, ergenliklerini, sivil © 4. Bi izale eder. Çirkin çehreyi gü- zelleştirir ve ihtiyarlığı gençeş- tirir, Fakat acı badem kremini her- kes yapmaz ve bu kremi mutlaka acı badem yağiyle yapmak J4- zımdır. Bu hem müşkül ve kül. fetli, hem pahalı bir iş olduğun. dan biraz acı badem, esansiyle Vazelin yağını karıştırarak Yapı. lan kremleti kullanan bayanlar ciltlerini bozuyorlar, Halis acı bademden pek büyük fedakârlıklarin.* istihsgi hakiki acı badem yağını haline getirmiş olan kolon ve müstahzaratile meşhur edilen krem yasla. Sabun, kolonya, losyon, lâvan- ta, briyantin, saç sular, sörme, pudra, traş bıçağı, diş fırçaları, diş sular, diş macunları ve her türlü itriyat ve müstahznratta mutlaka Hasan markasını isteyi - niz ve arayınız. Hasan deposu 400 lira sermaye, bir kaç gün zarfın. da(15 bin Tira) oluvermişti, İşte bu. | Ankara, Istanbul, Beyoğlu... ML A ka a uk)