Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
— 283494 936: - Harbiye Ankarada Bu büyük irfan ocağı, ne zaman kuruldu? Bugünkü tekâmülüne na- sıl erdi? Yaşadığı tatlı,acıhatıralar Hususi talim ve terbiye görmüş subay yetiştirmek fikri bundan tam 102 sene evveline aittir (Harbiye) yarın Ankaraya naklediliyor!. İstanbul için ne büyük ziya, Ankara için ne büyük ka- zanç! Bu üç heceli küçük ismin tarihçesi hakkında bir iki makale yazmak teklifini aldığım zaman gerçekten bir te- reddüt devresi geçirdim. Bu küçük ismin okadar büyük bir hüviyeti vardır ki, onu bir iki makalenin dar çerçeve- si içine sığdırmak bana, âdeta, muhal gibi geldi. Bununla beraber - kendimin de yetiştiğim - bu ocak hakkındaki bilgileri (Tan) okuyucularına sunmak zevkinden kendi- mi alamadım. Harbiye ne zaman kuruldu? Harbiye!. On binlerce münevver kafalı kah- raman, birçok ilim ve fen adamı ye- tiştiren en eski ve en aydınlık irfan Senin yetiştirdiğin on binlerin ka- çı rahat döşeğinde can verdi ki?.. Yemen ve Trablus çöllerinin; Hav ran, Makedonya ve Arnavutluk dağ larında senin öz çocuklarının temiz ve asil kanlarile sulanmamış * kaç karış yer var .. Senin temiz ve sı - cak varlığının hamurile yoğurulup bugün - sağlam veya sakit - yaşıyan larda, eğer bir gün icap ederse, ağa beylerinin yürüdükleri yolda, vatan müdafaası yolunda, tereddütsüz ve bütün varlıklarile tekrar koşmak i - gin yorgunluklarını dinlendiren in - ganlardır. Ve sen nekadar onların i- sen onlar da o kadar senindirler... İstanbul seni bağrından nekadar te- — r ve acı ile ayırıyorsa Ankara seni o kadar sevind ve tâhassürle '“Bekliyor: Biz, İstanbul Sakinleri, “ar tık seni ve senin Bâğnnda 'besleyip büyütmekte olduğun çocuklarını her gün görmesek te kalbimiz ve hissi- miz bütün varlığile senindir; seninle beraberdir. (Harbiye) nasıl ve ne zaman ku- ruldu, ne gibi tatlr ve acı hatıralar yaşadı; bugünkü tekâmülüne nasıl erdi?.. Bunu merak eden kariler az olmasa gerektir. Bu hususta bildiğim ve toplıyabildiğim (1) ve en doğru resmi vesikalara istinat eden Mmalü- matı, mümkün olduğu kadar, hülâ- sa ediyorum: İlk mektep fikri: Okuma - yazma bilir, nususı su - rette talim ve terbiye edilmiş sübay yetiştirmek fikri bündan tam 102 se ne evveline aittir. Hicri 1247 (1831) tarihinde ÜUsküdarda — Toptaşında (Humbarahane ve mühendishane) ismile bir mektep taslağı meydana getirilmiş; buraya ilk talebe Haseki bostancı ocağından seçilmiştir. Fa- kat yeniçerilerin bu yeniliği hazmet- miyerek isyan edeceklerinden kor - kan o zamanki padişah ikinci Mah- mut sonradan bu mektebi lâğvettir - Bir müddet sonra* gene 1247 tari- hinde Halıcıoğlunda yeni bir mekte - bin (Humbarahane'nin) temeli atıl: mış ve bu binaya (mühendishanei sultani) ismi verilmiştir. Diğer ta - raftan, o zamanki hassa müşiri Ah. met Fevzi Paşanın — (2) delâletile hassa dördüncü alay efradından Se- limiye kışlasımda sübyan bölükleri teşkil olunmuştur. İlk harbiye: Yine bu sırada hassa miralayların dan ve fahri yaverlerden Namık Bey isminde bir zat Avrupa ve Rusyada yaptığı seyahatlerden dönmüş ve İ - kinci Mahmuda, oralardaki askeri mektepler ve ordular hakkında, ra - por ve izahat vermişti. Bunun üzeri- ne, O zamana göre, modern bir as - keri mektep tesisi işine, Müşir Ah- met Fevzi Paşa ile birlikte, işte bu zat memur edilmişti (1250-1834), . Bu teşebbüsün neticesi olarak Maç kadaki kışla tamir ettirilmiş; bir ca- mi, bir kütüphane, bir hamam, bir hastane inşa olunmuş ve Avrupadan ders alât ve edevatı ile bir de mat - baa getirtilmiştir. (Bugünkü Maçka silâhhanesi bilâhare bu kışlanın ye- rine inşa olunmuştur.) İşte-bu. suretle.meydana .gelen ilk (Harbiye) nin talebesi sübyan bö - düklerinin di 'de ; Selimiye - kışlasından buraya nîkîîyîe, sekîz bölüklü bir ta bur halinde teşkil edilmişti. Burada tedrisat 8 kısma ayrılmış- tı. Bu kısımlarda okunan dersler şun lardan ibaretti: TI inci kısım) A — Kum üzerine yazı yazmak (sülüs, rik'a, rakkam). B — Elifbe cüzü (iki harfli lügat lere kadar), H - M üncü kısımlar) 3 harfli lü- gatler, Amme cüz'ü, IV - V inci kısımlar) ilmühal, Aka it, yazı (taş tahta üzerine ) VI - VIT inci kısımlar tuhfe, nuh- be, sarf, yazı, müsvedde, Dersler geceleri müzakere olunur du. Smıif başılar bir metro irtifamda ve iki ucu duvara tutturulmuş - bir çenberin içine girerek talebeye a - yakta müzakere yaptırırlardı. Bundan tam 102 sene evvel ku - rulmuş olan harbiyemizin tarihçesi- ni böyle kısaca tesbit ettikten Sonra sıra, onun tekâmülünü gözden geçir meye gelmiştir. Bunu da gi k bir yazıya bırakıyoruz. İhtiyat Kurmay Binbaşı - Celâl DİNÇER () Buü malümatın toplanışmı (Harbiye) mizin bugünkü ikinci $ğube müdürü Binbaşı Bay Nazmiye borçluyum. Bu hususta çok kıymetli tetkikleri olan bu kıymetli asker arkadaşa bu vesile ile teşekkürü borç bili- h7?42) Bilâhare Mısıra kaçan bu zata (Fira- ri Fevzi paşa) lâkabı verilmişti. Bu zat, Silâhtar Ali ağanın biraderi Ibrahim ağa- nm yalısımda kayıkçı iken vüzerat rütbesi- ne ve müşürliğe kıı;hr yükselmiş; İkinci Mahmudün baş ge baradarirur ZT c.D. Bugünkü Hrbiye mektebinin ccepheden görünüşü Ankara heye- canla bekliyor (Başı 1 incide) danada yaptırdıkları talebe dolap - larının cilâsının daha kurumadığını anlatıyor, bir yandan da bir yar BÜ- baya emir veriyor:. « . Yataklar için 1500 kilo pamuk almamız lâzımdı. Fakat Ankara pi- yasasında ancak 1092 kilo buldura - bildim. Balyaları yukarı salona çı - kartırın; çarpsınlar. Nerede hallaç?,, Hallaç, bir boy yayla sütunlarm arasından peydahlandı. Yüzbaşı, mi- safirini bekliyen ev sahibinin telâşlı ifadesile: , y Hayâî oğlum, dedi, çık yukarı salona, güüdüz gece döme, yâtakla- rın pamuğunu hazırla... Yataklar yü muşak olsun; çocuklar yörgün dü - şecekler üstüne... Marş. Hallac: pamuğu çala tokmak pör- süte dursun biz koridorlardan birine daldık... Büyük binanm sekiz yüze yakm odası var; bize binayı gezdiren bu za ta binayı iyi tanıyıp tanımadığını sor dum, “ — Vç aydanberi karış karış ez- berledim,. dedi. 'Fakat koridorların içinde topluca kayboluruz. Korkusile geçtiğimiz yerlere gözlerimle ışaret ler koyuyorum. Güneşin altında tarla yo!culugu. bizi hem terletmiş, hem susatmıştı. Bizi gezdiren arkadaşa: — Aman kardeşim, dedim, lokanta dan başlasak, fena halde susuzum. Mermer masaları kurulmuş mu - azzam bir yemek salonu; cumadan sonra bu salonun yemek saatlerinde ki manzarasını düşünüyorum. İçme suyu musluklarından kana kana buz gibi su içtik. Fakat kur - şun borular daha yeni olduğu için su yu kokulu akrtıyor: Binanm birinci katımın turunu bi- tirmek üzereyiz. Neler görmedik.? Burası sinema salonu, karşısı isti - rahat yeri, burası büfe, şu camekâna berber yerleşerek. Çamaşırhanede verilen izahatr din liyoruz: <u '3i «— Bü'makine yıkar, beriki ku - rutur, şü ütüler, bu dürer.. Tamam- dır beyim.., . Kunmmlm_" yuvası Sanlı Hıırbiç)a “Çami yıkama od ortasın- da, genişce silindirli bir makine var. Bir yanmdan ikâ kişinin ulu orta üs- tüvanelerin arasma attığı çamaşır - ları öbüründe 'yıkanmış, kurumuş ve ütülenmiş olarak altı kişi toplamak la bitiremiyormuş. Mektebin kulesi Rehberimizin elinde ustaca yapıl- mış bir maymuncuk var; bütün ka- pılar bununla açıldı, kilitlendi. May- muncuğu büyük bir maharetle kul- lanan rehber: » '— Kapılarm kendi anahtarları bir araba demir tutar, diyor, taşmır mı; hiç!,, Maymuncuğun en son açtığı kapı, binanm tam orta yerinde yikselen TAN Yarınki merasim Taksim âbidesine bir çelenk konacak Harbiye mektebi, yarın Ankaraya taşmacağı için, tatil münasebetile evlerinde bulunan talebe, bugün mektebe giderek bugün ve geceyi Harbiyenin menakibîni anarak ge- çireceklerdir. ü Yarın sabah saat dokuzda talebe önünde bando olduğu halde Taksim âbidesine giderek bir çelenk koya - caklar, mektep namıma bir nutuk söylenecektir. Harbiyeliler bundan sonra köprüye gelecekler, Ankaraya gitmek üzere Haydarpaşaya geçecek lerdir. LA hd Ingilterenin - Ak- he * . deniz siyasetinde we «« * değişiklik yok (Başi 1 incide) Ve gazetecilerden müteşekkil bir he. yete beyanatta bulunarak dedi ki: “— Akdenizdeki İngiltere — İmpa- ratorluğunun bütün muvasala nok- talarmı teftiş ettim. Hepsinde vazi- yet normaldir. Yalnız, İtalyan mat- buatında, “İngiltere yeni Akdeniz siyasetini izah etmelidir.,, şeklinde neşriyat gördüm. İngilterenin yeni bir Akdeniz siya. seti yoktur. Eski siyasetini takip etmektedir. Bu siyasetin temeli, bü- tün Akdeniz devletlerile dost olmak ve İmparatorluğun muvasala konak- larmı temin etmektedir. Binaenaleyh İngilterenin yeni siyaseti, eski siyase tinin tabiisidir. Malta adasmdan fe- ragat için de hiç bir sebep yoktur. İngiltere Bahriye Nazırı, Sir Sam- vel Hor'a, hava kuvvetlerinin müda faa sistemleri üzerinde yapacağı te- sir hakkında sorulan suale şu ceva- bi vermiştir: “— Hava kuvvetleri, çok yeni bir şey yapmıştır. Fakat bir inkılâp ba- şaramamıştır. Deniz kuvveti — eski kudretini muhafaza etmektedir.,1 İngiltere Bahriye Nazırı Kıbris ÂAdası hakkında sorulan suale şu ce- vabı vermıştır -| *—Kobrisin vaziyeti tetkik edili- “yor.,, Kıbris- Akdenizin ön — şayanı dikkat yerlerinden biridir. Limanı ıslah edilir ve gemilerimiz oraya sık sık uğrarsa İngilizler yeni bir saha keşfetmiş olurlar. Çünkü, Kıbris A- dası, mükemmel bir sayfiyedir.., Sir Samvel Hore, daha sonra İn- giliz deniz kuvvetlerinin geçen sene yapmış olduğu vazifelerden — bahse:- derek'bütün deniz kuvvetlerinin ge - cen seneyi derin bir vazife hissi için de geçirdiğini anlatmış ve İngiliz bahriyelilerinin yüksek vazifeperver- liğini sitayişle yad etmitşir. Şiddetli zelzele Kastamonide sarsıntıdan bazı duvarlar çatladı Kastamonu, 22 (A.A) — Dün saat 13,50 de cenuptan gelen ve beş sa- niye devam eden şiddetli bir zelzele olmuştur. Saat 14,44 de dört saniye süren ve yine cenuptan gelen ikinci bir zelzele daha olmu şve sarsımntı şiddetinden bazı duvarlar çatlamıştır? Sinop, 22 (A.A) — Dün saat 13,35 de ve 15.4 de şiddetli fakat az de- vamlı iki zelzele olmuştur. Zarar yok tur. kulenin kapısı oldu. Yüz basamaklı merdivenden döne döne kulenin tâ tepesine çıktık. Ankaranın manzara sı, Harbiyenin kulesinden çok muh- teşem görünüyor. Binaya en yakın devlet mahallesinin modern binaları ve sıra ile Yenişehrin asfalt yolunu takip edetek Ulus meydanına kadar iki yanda yükselen apartimanlarla örnek bir şehir tabak gibi gözünüzün önüne serilmiş duruyor. Daha ileride Yalçmhisar ve eski Ankaranın sırta yapılmış silüetini görüyorsunuz. Arkanızda Dikmenin ve Çankaya- nınm yemyeşil sırtları ve yeşilliklerin içinde yer yer yükselen zarif bina - larile manzaraya ayrı bir hususiyet veriyor. Harbiyenin 2500 genci bu haşmet li dekor içindeki binasını doldurduğu gün Çankaya mahallesinin bu tatlı meyilli sırtı başka bir renk ve baş - ka bir şenlik kazanacaktır. İ eee Cürmümeşhut kanunı tatbik ediliyor Adliyevekilinin mühim beyanatı lerin muhakemeleri Yeni Cürmümeşhut Kanunu 1 Teşrinievvelden itibaren mer- iyete geçecektir. İstanbul müdd eiumumiliğinde adliye müsteşa- rının riyasetindeki heyet bu kan un için yapılması lâzım gelen ta- limatnameyi tamamen hazırlamı ştır. Talimatname Perşembe gü- nü alâkadarlara tamim edilecek tir. Adliye Vekilinin beyanatı Bu münasebetle Adliye Vekili Şük- rü Saracoğlu, bir muharririmize aşa- ğıdaki beyanatta bulunmuştur: “— Meşhut suçların muhakeme u- sulü hakkındaki kanun birinci teşri- nin ilk günü tatbik edilmeye başla- nacaktır. Bu kanuna ait hükümlerin C. müddeiumumileriyle zabıta tara- fından ne suretle tatbik edileceğine dair Dahiliye Vekâleti vasıtasiyle Emniyet umum müdürlüğü ile unum jandarma kumandanlığının mütaleala rı almmak suretiyle tam bir düşünce birliğiyle tanzim edilen talimatname- nin İstanbulda yapılan içtimalarda kompetan olanların da tetkik ve mü- taleasiyle vazedilmek suretiyle en iyi Bu kanunun çerçevesine giren suçları işliyen- derhal yapılacaktır dilerine muvaffakiyetler dilerim.,, İstanbul yedi mıntakaya ayrılıyor Öğrendiğimize göre, talimatname neşredildikten sonra kanunun sür'« atle tatbikı noktasından; Yeniköy, Beykoz, Eyüp, Adalar, Beyoğlu ve Istanbulda meşhut suçların tahkiki için birer müddeilumumi bulunacak « tır. Bu müddeiumumiler — Istanbul müddelumumi muavinleri arasından ayriılacaktır. Bu suretle eksilen Is« tanbul müddeiumumilik — kadrosuna yeniden beş muavin daha verilecek « tir. Bunlardan birisi de dün tayin e« diüimiştir. Bu yedi mıntakada birer de cürmü meşhut hâkimi bulunacak« tır. Cürmü meşhut - müddeiumumisi ve hâkimleri tatil ve bayram günle« ri de dahil olduğu halde ge2e ve gün- düz daima yerlerinde bulunacaklar ve meşhut suçları derhal tahkik ede« rek hükümlerini vereceklerdir. Ve« kâlet bu gibi memurların istirahat« ları ve tatil günlerini temin için ye-« ni bazı tedibrler alacaktır. İstan « ve müsait tatbik şekli al ihti- mam edilmiştir. Seri muhakeme usulü Kanunda meşhut suçları seri ve kısa bir muhakeme usulüne tabi tu- tan bir sistem kabul edilmiştir. Meş- hut suç sahibinin suçu işlediği gün C. müddeiumumisine ve oradan mah- kemeye sevkedilerek aynı günde da- vanın hükme bağlanması bu sistemin belkemiğini teşkil etemktedir. —Bu suretle suç işlenir işlenmez mahkeme bütün tazeliğiyle delillere el koyarak işin hakikatine tam bir isabetle nü- fuz etmek imkânımı elde edecektir. Vakit sarfedilmeksizin suçlunun tet- hı temin etmekle beraber suçun ika et'iği tesirleri de giderecektir. Yirmi dört saatlik mühlet Meşhut suçlarda deliller bariz ol- duğundan C. müddeiumumilerin bu delilleri suçun işlendiği gün tespit ve ihzar ederek mahkemeye müraca- at etmek imkânma maliktirler. Bu - nunla beraber suçun haiz olduğu şe- raitin işlendiği gün mahkemeye mü racaata müsait olmıyacağı müstesna haller dahi nazarı itibare alımarak bu taktirde C. — müddeiumumisine delillerini noksansız tespit edebilme- si için 24 saatlik bir mühlet te veril- miştir. Yani C. Müddeiumumisi davasını derhal inkişaf edebilecek ol gun ve tamamiyle müstahzar bir ha- le getirmeden ikamei dava etmiyecek tir. Adaletin mahkemede tamamiyle tecelli etmesi için eğer hakiki'bir za- ruret mevcutsa pek müstesna haller- de kendisini gösterecek bu zarüret karşısında C. müddelumumisine umu mi,usule müracaat edebilmek salâ - hiyeti de verilmiştir. Bu usulün tatbik edildiği memleketler Bu kısa ve seri usul ilk- olarak memleketimizde tatbik edilecek de - gildir. Daha on sekizinci asırda İn - gilterede tatbik edilerek alıman mu - vaffakıyetli neticeler üzerine tatbik sahası tedricen genişlemiş oradan 19 uncu asrınm 2 nci nısfında Frarsa- ya geçmiştir. Fransızlar bizde oldu- ğu gibi yalnız şehir ve kasabalarını belediye hudutlanna( hasretmiyerek bu usulü nahiye ve köylere kadar bütün lekete teşmil etmişlerdir. Fransızlardan sonra bu usulü tatbik eden Rumenler, İtalyanlar, Yünanlı lar çok iyi neticeler elde etmişlerdir. Vazifesindeki kifayetini, vazifesine bağlılığımı — göstermek — hususunda ziye edilmesi. gezanm 1 müessir olmasi- in kur'a ile ayrılmaları ih« timali vardır. Dün bir muharririmiz hangi suç « ların yeni kanunun çerçevesi — icine gireceğini tetkik etmiştir. Yeni ka- nun adliye teşkilâtı bulunan yetler « deki belediye sınırları içinde ve pa « nayırlarda işlenen meşhut suçlar hak kında tatbik edilecektir. Suçlar bu kanunun çerçevesine girebilmek için suçlunun suç işlediği sırada veyahut pek azşsonra yakalanmış olması şart tır. Bu> vaziyette yakalanmıyan suçlular hakkında cürmü meşhut ka- nununa göre takibat yapılamıyacak« tır. Ağır cezalr ve siyasi şuçlar, ka« nunda tasrih edilen maddelerden bâş- ka kabahatlar; ».Büyük Millet. :Mec- lisinden mezüuniyet veya karar alma« ya bağlı suçlar bu kanunun hükümle« rine tâbi değildir. Kanunun çerçevesine giren kabahatler Bu kanunun çerçevesine giren ka« bahatlerle madde numaralırı şunlar- dir: 529: Mabetlerin dışında ve dinf a« laylar ve dini merasim yapmak, 534; Ruhsatsız matbu evrak dağıtmak, 539: Zabıta tenbihatına muhalif ola« rak temaşa yerlerini açık tutmak, 545: Dilencilik yaptırmak. - Dilenci- ler bu kanuna göre tecziye edilemez- ler - 549: Umumi yerlerde yalan uy- durarak halkı heyecana düşürmek, 5öl1: Silâh atmak, 565: Her türlü na- kil vasıtalatında eşyanın ve şahısla- rın emniyetini tehlikeye düşürecek hareketler. - Fazla yolcu alan kap- tanlar derhal' tevkif edilecekler « 567: Kumar oynatmak, 568: Kumar cak derecede sarhoşluk, 573: Sarhoş- J|luğu itiyat etmek, 575: Sarhoşluğu sebebiyet vermek ve sarhoşu sokağa bırakmak, 576: Ar ve edebe muhalif harekette bulunmak, kadınlara lâf atmak, 547: Ruhsatsız eğlence yeri açmak, 547: Başkalarını alenen in- citmek, tokat atmak ve sövmek, na- kil vasıtalarını tehlikeli surette set« ketmek, - süratli koşan otomobil şo«< förleri tevkif edilecektir. Eski kanuna göre şikâyet Üüzerine yahut dava yoluyla takip olunan suç- larm yeni kan'ına göze suçtan zarâr görenlerin zabıta memurla'ma ağız- daü Müracaatları kâfi gelmektedir. lstida vermeye lüzum yoztur. Yeni kanuna göre yukarıda saydığımız suçları işliyenler derhal müddeiumu- miliğe ve hâkime verilerek hemen tevkif ve muhakeme edileceklerdir. Türk adliye ve zabıtası bu £ n tatbikatiyle çok mühim bir tecrübe- den geçmek üzeredir. Bu tecrübeyi muvaffakıyetle geçireceğine, ruhun- dan mülhem olmak suretiyle kanuna istihdaf ettiği hayatiyeti halkı mem- nun edecek şekilde temin - edeceğine kanaatim vardır. Bu kanaatle da - rühte adecrekleri önemli vazifede ken- Manisada büyük bir yangım oldu Manisa, 22 (Husust Muhahirimiz- den) — Bu akşam saat 19 da büyük bir yangın çıkmıştır. Yangın Bir saat devam etmiş, yüzlerce çuval üzüm ve buğday yandıktan sonra söndiirü- lebilmiştir. bul mıntakalarına veril-cek müddei « - oynamak, 531, 572: Rezalet çıkara- * bi lll M üüi