mmm 22-9.938 # xmirde eksikliğini en kuv- İÜ yeti bir mahrumiyet gibi hissettiğiniz gey nedir?.. Başını kaldırıyor, gözlerimin içine sual dolu bir nazarla bakı- yor. — Benim mi? diyor? — Evet, sizin. Elini uzatıyor. Zengin bir örtü gibi ufka kadar serilmiş gergin gatıhlı masmavi denizi gösteriyor. Öğle güneşinin üstünde sırma nakışlar işliyen bu uçsuz bucak- #ız denizi... ve beni hayrete düşü- ren bir şey söylüyor: — Ben İzmirde en fazla denize hasret çekerim. — Nasil olur Bayan Berin diyo- Tum. İzmir gibi denizi bu kadar güzel olan bir memlekette denize hasret çekmek? — Evet doğru söylüyorum., Bi» tün bu yazı ben deniz hasretile ge- çirdim. Çünkü biz Alsancakta o- tururuz. Alsancağın eski bir plâjı vardı. Pistir, diye kapattılar, Şim- di yalnız pek uzakolan plâjlar kaldı. Onlara gitmek icap ediyor, bunu da ben yapamıyorum. Hal- buki yakın plâjların hepsi kirli di- ye kapatıldı. İzmir Kız Enstitüsünün munta- zam ve güzel bahçesinde enstitü. den mezun üç genç kızla, Berin Madran, Saadet Bilginer ve Muallâ Dinmez'le beraberim. Kendilerile yalnız kalmak iste- diğimi söyliyerek şöyle bir kenara çekildik ve işte konuşuyoruz, Saadet Bilginer arkadaşının sö- züne karışıyor. — İzmirde genç kızlar için esa- sen spor hayatı pek (mahdüttur, diyor. Bilhassa bizler gibi deniz sporunu çok sevenler bu zevkten tamamile mahrumdurlar. Çünkü mevcut plâjlar çok uzaktadırlar. 'Biz yüzmek ihtiyacımızı eğer ya- hda oturan arkadaşlarımız olursa onlarım hususi banyolarında tat- min ediyoruz. — Ya siz Bayan Muallâ Dinmez. Sizin İzmirde en çok mahrumiye- tini hissettiğim şey nedir?.. — Ben İzmirde evvelâ iyi bir müzik dinlemek ihtiyacımı,.bir.de- “spor ihtiyacını” tatmin edemiyo- rum. Konferanslar, tiyatrolar da yok, Elhasıl bir genç kızm fikir. lerini açacak, hayat (görgüsünü arttıracak (şeylerin (o hepsinden mahrum kalıyorum. Ss aadet Bilginer söze atilr- yor: — Ben de söyledim ya spor se verdim ondan mahrumum müzik te çok severim. Burada konserler verilmiyor ki istifade edelim. Bun- lardan başka kitap severim. Yegi- ne tatmin edebildiğim zevkim 0- kumak sevkimdir. Bir de san'atim dikiştir. Dikişle uğraşmayı gok 8e- verim, ve tabi! uğraşırım. — Dikişi niçin öğrendiniz? di- yorum. Yalnız kendiniz istifade et mek için mi? Yoksa hayatta onu bir silâh olarak kullanmak için mi?. — Henüz kendimi talebe görü- yorum, Çünkü şimdi en büyük ar- zum Ahkaraya gitmek, orada ens- titilde san'atimi ilerletmek oradan mümkünse Avrupaya gidip tahsı- Jimi ikmal etmek ve Odönüncede hoca olmaktır. — Dikişi böyle iyi öğrendikten sonra neden bir atölye açmak İste. miyorsunuz? Genç Bayan Muallâ sözümüzü kesiyor, — İzmirde kendine hürmet €- dilmesini istiyen bir genç kız bir- atelye açıp çalışamaz, diyor. Ben de enstitünün mezunuyum. Ben şapkacılık tahsil ettim. Şimdi ö- nümde üç yol vardır. Birisi staji- yer olarak mektebimde Okalmek, ikincisi Ankaraya giderek tahsile devam etmek, üçüncüsü de hususi bir atölye açmaktır. Fakat ben si- ze şunu söyliyeyim ki; ben ilk iki ihtimalden birini yapacağım, ü- çlncüsünü yapmıyacağım. — Neden böyle düşünüyorsu- Duz? — Neden olacak? Çünkü İzmir- de atölye açmak doğru değil. Bu- TAN | iZMiRDEN RÖPORTAJLAR | İtalya, Alman te İzmir kızları evlenmek mesele- sine karşı çareler sinde aileleri ile ihtilâf halinde aramakla meşgulmüş izmir kızlarının büyük derdi rada oldukça uzun bir tahsille el. de edilen bu san'ate kıymet veril- miyor. Çünkü bu şehirde bu gibi işlerde çalışan kızların hemen #e- viyesi düşkün görülüyor. ayan Muallâ Dinmez, “evet, İzmir İstanbul gibi değil, ben eminim Ankara ve İstanbulda, herhangi bir işte olursa olsun, ça- lışan kadınlar aşağı telâkki edil- mezler ve hürmet görürler, Fakat burada bir kızın.şapkacı olması 0- nun Hemen küçük görünmesine #e bep oluyor. Ona “ne olacak işte bir şapkacı,, denilir. Ve küçük gö- rülür.,, Bayan Berin, — İşte ben de moda tahsil eği- yorum. diyor. Şimdi Ankara Kız Enstitüsüne, sonra da Avrupaya gideceğim. Ben de dönüşte ensti. tü muallimi olmak istiyorum. A- tölye açmaya hiç niyetim yok, Bu fena görülüyor İzmirde, Bayan Muallâ: — Evet, diyor. Buna (sebep te bizdeki şapkacılığın bugüne kadar mektepli olmaması ve daha fazla basit ellerde kalmış bulunmasıdır, San'at omektepleri (O mezunuo- lan genç kızlarm korunması için gapkacılarn hepsinin bizim gibi enstitüde imtihan vermesi lâzm- dır. O zaman meslekteki insanlar arasında bir tasfiye olur ve bü İş o zaman bir zanaat değil, hakiki bir san'at olarak ortaya çıkar. Bayan Berin: — Hem burada bizim san'atimi- zin fazla inkişaf etmemesine se- bep te bugün ekseriyetle yeni ye- tişen genç kızlarla aileleri arasın- da bir anlaşamamazlık olmasıdır. Meselâ ekseri aileler genç kızların ortamektepten sonra yüksek tahsil görmelerine mânidir. v — Niçin?. — Bir kere mali sebeplerden... Mali vaziyet bütün ailelere bir tek kaygu vermiştir. —Oda,.: Üc genç kızda birden içlerini çekerek: , - , — Oda kızlarını biran evvel evlendirmek kaygusudur, diyor- lar. Ve sonra Bayan Saadet Bilgi- ner sözü alarak devam ediyor. — Evet burada aileler genç kiz- larm erken evlenmelerini istiyor ve tahsillerine mâni oluyorlar. Bu- rada okuyan kızlarm © ekseriyeti kendi arzularile okurlar. Aileleri böyle telâşa veren şey de mali va- giyetin bozukluğudur. Aileler kız Yazan: SUAT DERVİŞ yükünden bir an evvel kurtulmak istiyorlar. Onları evlendirerek: Bayan Muallâ da arkadaşları- nm fikrinde: — Evet, diyor, Burada ekseri- yetle genç kızlar, ailenin o tazyiki altında ve buna rağmen kendi ar- zularile, adeta büyüklerile »enk e- derek okurlar. Fakat müstesna bazı ailelerde... rkadaşlarmı ve Kendini iğa- ; ret ederek: — Meselâ bizim ailelerimiz gibi | çocuklarmı okumaya teşvik eder- ler, ve bizler de onların bu arzula- | rma lâyık olmaya çalışırız. Fakat başka genç kızlar içinde ehevey- ninin verdiği serbestiden fena şe- kilde istifade edenler vardır. Aile- ler, birazda bu yüzden kızlarını | daha ziyade eve bağlamak ihtiya- ; cmı hissediyorlar. Halbuki bura- daki genç kızlar evlenmeyi yegâne bayat şartı olarak görmüyorlar. Onlar evvölâ hayat mücadelesine karşı mücehhez olarak yetişmek | istiyorlar. Ve sonra hayatlarmı te min etmek, ve sırtından tufeyli 0- larak yaşamak için değil eğer bi- rini hayat arkadaşı olarak istiye- rek intihap ederlerse o zaman İz divacı kabul ediyorlar. Bayan Berin: — Evet, diyor. Arkadaşımın hakkı var. İzmir kızları izdivac bir mecburiyet olarak görmek is- temiyorlar. “Evlenmezsem ne ya- payım aç kalacağım,, korkusu ile evlenmeyi doğru bulmuyorlar... Saadet Bilginer: — Bütün genç kızların emeli ev- velâ hayatımı kazanabilmek ikti- darına yükselmektir. Bir genç kız Başı 1 incide) oJrasındaki dostluktan İstifade ederek ma bunu hoş görür gibi görünmüştür. | Küçük Ttilâf memleketlerile iyi mü- Çünkü ortada artık geri dönmez bir | nasebetlere girişmeyi istiyor. hâdise er çuymseiya İtalyanın yaptığı şey, Almanya - Diğer taraftan şurası mi ovvdli "A iz” ildir: Mili sosyalist famliyetinin).... di liği, e yeniden başlaması karşısında Avus- > turya müsterih olamıyor. Almanya rini nüfuzu altına almaması ve Mer- ile olan anlaşmanın, Avusturyayı da- | kezi Avrupadaki İtalyan nüfuzunun hili ve harici siyasette serbest bı -|sarsılmaması için tedbirler almak - rakması icap ediyordu. Fakat Hitle-| tır. rin hareket tarzı bu icaba muvafık değildir. Roma muhabirimizden al- Fon Papen Romanyada dığımız habere göre, Berlin hükü-| Paris, 2i (Radyo - TAN) — Eski meti, Rusyaya karşı açtığı mücadele- | Alman Başvekili Fon Papen, Çek - ye Avutizyayı vr © Romanya hududunda avlanmak tze- zip bazı tekliflerde bulurum e, a kat Avusturyanm bu işte Almanya, (73 Komanyaya a mez — nm arkasından gitmesi, Alman nüfu. | mânyanm Viyana an a zunun mihrakı içine düşmesi demek” | penin, eski Romanya Hariciye Nazırı tir. İtalyanm böyle bir ihtimalin ö- | Titüleskonun kabineden ayrılmış ol - nüne geçmek istemesi tabildir. duğu şu günlerde Romanyaya seya - ALMANYANIN HAMLELERİ hati çok manidardır. Italyan - Habeş harbinin husule Göbbels Atinada getirdiği hal ve şartlar, Rome ile| Atina, 21 (A.A.) — Alman Propa- Berlini biribirine yaklaştırmıştı. Hal- | ganda Nazırı dün tayyare ile buraya buki bugün görülüyor ki, Roma, si-İgeldi. Nazır Göbbels gazetecilere: yasi hareketler hususundaki hirri -| “Komünist aleyhdarı bir blok teşek- yetinden vazgeçmeye razı değildir.| kül ettiğini” söylemekle iktifa et- miştir. Alman Propaganda Nazırı bir hafta sonra Peşte yolile Berline Avusturya Hariciye naswrt Dr. Gvido Sehmidt Hele Almanyanın Merkezi ve Şarki Avrupadaki ileri hamlelerine karşi çok hassasiyet göstermektedir. Mer- kezi Avrupanın haritasma bakınca insan anlıyor ki, İtalya, mukaddara- tmı devamlı surötte Almanyaya bağ - Uyamaz. İşte bunun neticesi olarak da, yeni Avusturya - İtalyan temas- larmı, son Küçük Itilâf Konferansına bir mukabele diye değil, Almanya - | Avusturya anlaşmasına bir karştik İdiye telâkki etmek icap eder. Koma her güçlüğü yenebilecek “vaziyete mülâkatma dair neşredilen tebliğdeki gelmeli, hayatımı korumak için ev- mühim haber bu noktayı teyit etmek- lenmemeli. Eğer icap edeme, ve e- | tedir.Bu haber de, İtalya, Avusturya ğer bu adam benim hayat arkada- rm olmaya lâyıktır diye düşünür- ve Macaristan hariciye nazirlârınm Viyanada toplanacağıdır. se evlenmelidir. Hele tahsil çağın. | AVUSTURYA - İTALYA da evlenmek en büyük hatadır. Çünkü tahsil çağı geçer ve kız cahil kalırsa çok büyük aci du- yar. Bayan Muallâ:; — İşte, diyor. İzmirli kızlarla İz- mirli aile arasındaki en büyük an- Jaşmamazlık bu noktada... afif bir rüzgâr esti... Inşel- lah rüzgâr çıkacak. Hepi- miz sustuk... Dalgın gözlerle uzak- lara, evlerin mahallelerin arasm- dan görünen mavi Egeye bakıyor ve artık konuşmuyoruz, Avusturya Hariciye Nazırı, Roma» genç | ya hareketinden evvel gazetelere be- yanatta bulunmuş ve Italya ile olan anlaşmanın, nilfuz ve hakimiyet ara- madığını, diğer tükümetlere kargı husumet beslemediğini ve başkaları için kapalı bir siyasi blok teşkil et- mediğini söylemiştir. Bu sözler Kü- çilk İtilâf memleketlerile faydalı mü- zakerelere girişmek için kapıyı açık bırakmaktadır. Bundan çıkarılacak netice şudur: alya yalnız Viyana ve Peşte ile o- lan münasebetlerini takviye ile ikti- dönecektir. Fon Nöyrat Peştede Peşte, 21 (A.A.) — Buraya gelen Alman Hariciye Nazırı Fon Nöyrat dün Macar Hariciye Nazırı dö Kan- ya ile iki saat görüştü. Misafir nazır, bu görüşmenin, şahsi dostluk eseri, olduğunu söylemiş, M. dö Kanya da dün akşam Alman Hariciye Nasır! gerefine hususi bir ziyafet vermiş, ziyafette birçok Macar nazırları bu- hlike- Sağ ve sol: . Büyük kavga (Başı 1 incidef akat buhranlar smıf kavgalas rını şiddetlendirdi.. Sollar kuvvetlenmiye başladı. (o Demokrasi- ler bir çok zâflar gösterdiler. Parlâ- mentolar yeni müşkülleri karşı! maz bir vaziyete düştüler. İhtilâleile- rin galebe çalması ümitleri kuvvet- lenince sağlar birleştiler, diktatör. Yüğe iltica ettiler. Fransız ihtilülin. denberi Avrupaya yayılan demokra- si fikir ve müesseselerini bir tarafa bıraktılar. Faşizmi kurdular, Nihayet İspanya dahili harbi mil- letleri kendi hudutlarından çıkara- rak beynelmilel sahada ikiye ayır- dı. İspanyada faşizmle komünizm, yani sağ İle sol boğaz boğaza harbe tutuşmuştu. İki taraftan birinin ga- lebesi İspanyada ya faşizmin, yahut komünizmin iktidar mevkiine gelme si demekti. Komünizmin veya sosya- Bistlerin muvaffak olması faşist dev- letlerin hoşuna gitmiyordu. Derhal faşistlere fiilen yardıma başladılar, İspanyada âsilere tayyare, silâh ve mühimmat gönderdiler. Para verdi- ler. Diğer taraftan dünyanm her ta- rafında işçiler İspanya işçilerine yar- dıma karar verdiler. Para gönderdi- ler. Hükümetlerini yardıma teşvik ettiler, ... spanya ihtilâli bize smıf kav- I gasınm milli hudutları aşarak beynelmilel bir şekil almakta oldu. ğunu gösterdi. Dünyanm maruz bu- lunduğu yeni bir tehlikeye işaret etti, Yarın bir harp vuku bulursa hu- dutlar Üzerinde değil, milletler ara sında değil, hudutlar aşımı sınıflar arasında vuku bulabilir. Sağ sol kavgası okadar kuvvet- lenmiştir. Dünyanın başma gelebilecek büyük felâket bu kavgadan doğacak- tır. M. Zekeriya Cenevrede Assamble dün toplandı “İĞ 1 inde) Bu iki nökte! hazar hakkında hü- küm vermek asambleye ait olduğu | için asamble nama itimatnamele- Seriyör İamaz Arjantin murahka sıdır, Riyaset mevkiine geçtikten sonra şahsıma ve memleketine veri- len şereften dolayı teşekkür etmis ve ri tetkik için bir heyetin seçilmesi | yarın saat onda toplânmak üzere iç. lâzım geldi ve asamble reisi İngilte- ire, Fransa, Rusya, Yeni Zelâinda, Çe- “koslovakya, Yunanistan, Lehistan, i Peru devletlerinin baş murahhaslari İn namzet olarak gösterdi. Heyet seçildi Habeş murahhasları, heyet üzası- nım gizli reyle seçilmelerini istedi, Ve jbu talebi kabul olundu. Neticede rek sin gösterdiği namzetler kazanırlar. Bunlar Edeh, Delbos, Litvinof, Osus ki, Tevfik Rüştü Aras, Politis, Peru, Yeni Zelinda ve Felemenk ruurah. haslarıdır. Bunun üzerine itimatnameleri tet- kik heyetinin vazifesini bitirmesine kadar celsenin tatiline karar verildi. Mesele müşkül İtimatnameleri tetkik heyeti müş- kül bir vaziyette bulunmaktadır. Çünkü Habeş murahhaslarmı kabul etmemek Habeşistanda İtalyan hü- kümetinden başka bir hükümet bu- lunmadığını tanımak olur. Habeş murahhaslarını kabul etmek ize, İ- talyayı Milletler Cemiyetinden o ka- çırmaktan farksızdır, İtimatnamele. ri tetkik etmek işi, bir hayli ehem- miyetli olduğu için heyet bu işle u- zun uzadıya meşgul olacaktır. Muvakkat rapor Bugün heyet dört saat devam © den mesaiden sonra muvakkat O bir rapor kaleme alarak assambleye tak dim etmiş ve asamble ikinci toplan- tısmda bu raporu okumuştur. Rapor da, bütün itimatnameleri kabyl etti- ğini, yalnız Habeşlilere ait itimatna. meleri tetkike devam edeceğini bil dirmiştir. Bu sayede assamblenin çalışmıya devam etmesi temin olunmustur. Ha beş murahhasları da bir karar veri- linciye kadar içtimalara devam ede- ceklerdir. Heyetin raporu okunduktan sonra asamble çalışmıya başlamış ve Sen- timaa nihayet vermiştir. Asamble Titüleskoya bir selâm telgrafı gön- dermeye karar vermiştir. Negüs Cenevrede Arada Cenevre Habeş İmparatoru Haile Selâsiyenin tayyare Je muva- saleti yüzünden bir sürpriz geçirmiş tir. Habeş İmparatoru bu aksam bu. râya trenle gelecekti. Fakat (bura dan aldığı haberler üzerine süretle harekete lüzum görmüş ve bir tayya- reye atlamıştır. Habeş İmparatoru Cenevreye müs vasuletinden sonra kendisini karşıl » yan'gâzetecilere şu sözleri söylemiş» » tir: “— Murahhaslarımın itimatnames Jeri reddolunduğu takdirde bu hare keti protesto edeceğim ve Lâhey A - dalet Divanma baş vuracağım,., Lâhey talebi Haile Selâsiye, Lâheye müracaat ettiği takdirde küçük milletler için- de kendisine müzaheret edecek olan- lar bulacaktır. Felemenk devleti bun lardan biridir, İtimatnameleri tetkik komitesi vazifesine devam etinekte- dir. Komitede Hollanda (o murahhası, Habeş murahhaslarının asambleye İş tirakleri hususunda Lahey Adelet Divanının reyi almmasını teklif et- miştir. Bu münasebetle Habeşistanın bundan sonra da Milletler Cemiye. tinde bulunabilecek bir devlet telâk- ki edilip edilmiyeceği de tesbit edil. miş olacaktır. Holanda (o murahbası bu teklifi Skandinavya memleketle- rile bilitilâf yapmıştır. Bu devletler meselenin siyaset (karışmaksızn münhasıran hukuki bakımdan hallini istemektedir. , İtalyan murahhasları Romada a- samblenin kararını bekliyorlar. İtal, yan murahhaslarının bu akşam bu- raya gelmeleri bekleniyordu. Fakat Habeş murahhaslarınm itimatname. leri kabul olunmadığına dair haber alınmadığı için hareketlerini (tehir fa etmiyor, fakat Viyana ile Prag a-| yör Lamas'ı başkanlığa seçmiştir. İ etmişlerdir. KE MDA Sg ŞA