BACAKLARILE ÖLÇÜLÜR | ŞÖHRETİNİ BACAKLARINA BORÇLU OLMIYAN TEK YILIZ Şairler sevgililerinin gözlerinden hançer gibi kirpiklerinden bahsedip dururlar. Fakat sinema rejisörleri dalma, yıldızlarının bacaklarından bahsederler. Bacaklarile şöhrete — erişmemiş, Hollywood'da bir tek yıldız var. O! da Greta Garbo'dur. Hiçbir zaman Greta Garbo, hir re- isöre veya bir şirket müdürüne ken- | di san'atını beğendirmek için, bacak: Jarmı göstermemiştir. Fakat ondan gayri hepsi, bütün diğer yıldizler, iş bulabilmek için bacaklarını. göster - mişlerdir. Claudette Colbert henüz meçhul bir yıldız ve tiyatro aktrisi iken. “The Barka, isimli bir piyeste bir! hafif kadın rolü oynıyordu. Onu bu rolde gören bir : Amerikali gazeteci, ertesi gün yazdığı bir tenkide, “Bu kadınım bir milyon dolar değerinde bacakları var.,, demiş ve... Aldan. mamıştı, Zira Cizudette Colbert o| gündenberi, bu milyonu, sekiz on de-| fa kazanmıştır. Vaktile harpten evvel Avr Pada olduğu gibi her yerde, bir ar- tistin kıymeti san'atı ile * ölçülürdü. Fakat bugün öyle değil, bir artistin kıymeti bacaklarının (güzelliği ile ölçülüyor. Misal: Marlenâ Dietrich. | Bu yıldız, “Mavi Melek" filminde gös! terdiği ve hakikaten pek güzel olan: bacakları sayesinde şöhretine ulaştı. Pskiden bacaklarınm güzelliğile a- Dilan bir tek Mistinguet vardır. Şim- dl o, yine meşhur ve hattâ bu mlina- #ebetle göyle bir darbımesel de orta: Ya atabiliriz: “Insan ihtiyarlar, bacaklar iktiyar- mag” Sinema kâbesi olan Hollywood'da Olduğu gibi dünyan her yerinde en GARBO'DUR meçhul figürandan en büyük yıldıza| kadar herkes, her şeyden evvel ba- caklarına itina eder. Enbasit bir dansözün senede hiç olmazsa çorap müsrafı 75 liradır. Bunlarm işinde meselâ Kay Fra gibi yıldızlar vardır ki, senede 5000 lira çorap masrafı yaparlar, Sinemanın olduğu kadar baletlerin GİNGER ROGG TAN bi ERS DİYOR Kİ: SARIŞIN KADINLAR SiYAH RENKLERİ TERCİH EDERLER Hollywood - Eylül 1936 Beni kabul etmek nezaketinde bu » bunu araştıracak değilim. (Sadece, açık renkli saçları olân bir kadın ha- standard güzelliği olarak ortaya çı- |lunduğu Höllywood'daki evinin sal. | triamıyorum ki siyah renkli tuva - kardıklari bu bacak güzelliği yüzün- den bir sürü çorap fabrikalarınm ka- zandığını da söylemeğe bilmem ha - cet var mi? nunda Ginger Rogers dedi ki: — Sarışın kadınlar siyah rengi tercih ederler. Bunda, ruhi bir se bep aramak lâzımdır. o Fakat ben letleri tercih etmesin. Bunları söy m ,onün giydiği tuvalete dikkat ettim, Üstünde Ba de, bol, üzerinde renkli küçük çiçek- ler olan hafif siyah bir basma vardı. — basma diyorum, zira, bu keli- meyi “İmprim&" nin karşılığı olarak kullanmak istiyorum — benim tuva- letini tetkik ettiğimi g bir kahkaha atarak sözle etti: — Yalnız kadmlara mahsus his ile, sarışmlar, siyah rengin kendileri. me ince bir zerafet temin ettiğini, İbir şahsiyet verdiğini, saçlarının ve tenlerinin renklerini daha ziyade te- barüz ettirdiğini anlarlar. Her ka- dm, şuurla veya insiyaki olsun, gü- zel görünmek, hoşa gitmek için gi- yinir. Ve ekseriyetle, erkekler sarı- şinları, bilhassa siyah renkli tuvalet giyen sarışnları tercih ederler. Bu,| nü 8ize gahsan da teyit edebilirim, Işte bu sebepten siyah renk daima modadır ve moda olarak kalacaktır. Bana kalırsa, erkekler, kadına biraz da esrar atfediyorlar ve esrarın cazibesi daima kuvvetli oldu- Zu için, sarışınlara daha dilekiin olu- yorlar, sarışın bir R.A, Dört yıldız Ann Shirley, John Bole, Ginger Rogers ve Fred Astaire yeni bir film yapıyorlar. Bu dört yıldız ayni film- de oyniyacaklar, 7 > i GARY COOPER ŞiMDiYE BU, ONUN İÇİN ÇOK TECRÜBE filmlerde © mühtelif yirmi kadın yıldızla beraber oyna- mıştır. Bunların o arasında “Clara Bove, Esther Ralston, Vilme Banky, Evelyn Breut, Fay Wray, Clandette lbert, Mirixm Hopkins, Anna Sten sk Marlene Dietrich virmiş olduğu ve en sön a İ vardır. Gary Cooper bu kadar çok artist le. oynamış olmanın kendi san'ati İ- Fil ve fare Kadınlar fareden korkarlar. Fa- kat filler, fareden, kadmlardan da- ha çok korkarlar Geçenlerde Hollyoood'da çevril. mekte olan bir film için bir fil icab etmiş, aramışlar, dört ton kadar w İğırlıkta bir fil bulmuşlar, stüdyoya girmişler. Fil, önce, uslu uslu olur. muş, fakat bir aralık, küçük bir de- likten fare çıktığını görünce o ka dar korkmuş ki, etrafındakiler zap- tödememişler ve fil, koca stildyoyu alt üst etmiş ve misyet bir duvarı yıkarak fırlamış kaçmış. Samsun, Dalila Bütün dünyada tanınmış olan Zen- ci koro heyeti Hall Johnson, Sam- sön ve Dalila isimli, mevzuu kitabı mukaddesten alınmış küçük bir film- de şarkılar söyliyecekler ve oyniya- | saklardır. izmir Röportajı: Arkadaşımız Suat Dervişin Iz -| İmir röportajını bugün sekizinci! sayfada okuyacaksmız, On senedenberi, Gary Cooper, çe-/çin çok faydalı ve diyor kii IKADAR 20 YILDIZLA OYNADI İYİ BİR MEKTEP VE OLDU olduğunu söylüyor —Her filmde yarattığım tip için yeni bir şey öğrendim. Bu öğrendik- lerimi, beraber oynadığım yıldızlara borçluyum. Hepsi, kendi yaradılışla- rı icabı oynuyorlardı, ben de mec- buren onlara intibak ediyordum. | Böylece, muhtelif yaradılış ve san İat kabiliyetlerile tanışmıştım, ve bu, İbenim için çok kaymetli bir mektep İ olmuştu. O ——— mem Büyükannenin gelinlik elbisesi Rochelle Hudson, son seneler meydana çıkmış bir yıldızdır. “Pop- pey” isimli bir filmde rolü olan bu artistin bundan 135 sene kadar ev veline alt bir mevzüun kahramanı- dır, ve rolü icabı, bir gelin elbisesi giymesi lâzımdır. Bu itibarla 1800 senesinde gelinlerin ne şekilde elbi- se giydiği aranmış fakat bulunama- mıştır. Bu arada, filmi sahneye koysn -M. Leisson büyük annesinin, sandıkta bir gelinlik elbi- sesi olduğunu hatırlamış, eve'koş- muştur. Tavan arasında, sandıkta tozlar İ içinde bulunmuş, içinden, * nefis ve İtam 1800 senesine ait, bir gelinlik el- bise çıkmıştır. Rochelle Hudson, filmde bu elbiseyi giyecektir. İstasiyonsuz şehir Biliyormusunuz istasyon olmıyan bu şehir neresidir?. HollyWood!, E- vet, dünyanın en meşhur şehirlerin- den olan HoliyWood'un istasyene yoktur. Tren, buradan on kilometre İler- de, Los Angeles do durdur, oradan Holly Wood'da otomobil ile gidilir. Bunun da sebebi Holly Wood'un es- kiden Los Angeles'in bir dış mahal- lesi olmasıdır. Artık bizim, istasyon olmıyan köy ve kasabalarımız da bu havadisten müteselli olurlar sanıyoruz.