8 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

8 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| İ | va İl de, kendilarine acmdırmak lü “)ğ Tin derin çizgileri, bükülüş- tela acı nez güümeiyor ve gri or * mıyan alevli gözleriyle Cİ * adamı baştan ayağa kadar sd Ye Önerin sözünü sonuna kadar ne jLiedi, Şaşı Mustafaya döndü: yok İWMu Sakarın yerine sincire der ir, Dertli Hasanm boşuna İ baktı: a öldürmeliyiz. Ona lâyık ©- 8 Cundasma asılmaktır. Vor ısmda da domuzluğunu ya - 2 "İsak herif. Sarı kmda sen e dağ mi? Onu da sen kar KİP İlk ingiliz dönmesinin çene - Kafi nç bir yumruk aitr. , olduğu yerde sallandı. asan bir simşek o hrmyla we. m 0 dönmüştü - 1 İl üntaze ie Çü Al, Deri Ha: laştırmak için davrandı. geç kalmışlardı. Hasan iki yumrukla iyice olan Sarı Ömeri belin- havaya kaldırdı ve ge esinden aşağı koyu ma- oki m * gner : lr at. Gi ş Sen bakanlar onun sulara Xİ üinü, düştüğü yerden beyaz “İn yükseldiğini gördüler. 4 « İh Yaptn Hasan? Delirdin mi? ral İç itstafa. böyle bağırmız, Re- vi Nü ea Küpeştesine daya eriğin, ve bakma: ar İN her payi Haydi Çil f OİL Sarı Ömerin denizde boğul Ne şey kazanamazlardı Fa wl ie yahut başka bir pazar ii on on ili altıma satı a ? Rein her işi kazanç tarafın. ve bu yüzden leventlerine * yüklü paralar kazandırır. di bu huyu, etrafma İyi ve a - Li na” ventlerin toplanmalarma se tr İk, © Lâkiri bu kadarı dertli » İlaytis hoşuma gitmiyordu. gk” JA, Soyunmak için davrandı. leri gibi küpeşteye da- çaf ize bakan Derili Hasan — lacak seriye döndü: ber İk üma, Çil Ali. Onu köpek » “ , © karmlarımdan çıkaramaz ği » bile bir akçe etmez ar- e) İİ örlemiştir İk, İmer denize gömüldükten rm, ellerini ura- sesler çıkarmıştı. O sıra» N Dülunduğu yerin etrafında! | karışmış ve köpüklenmiş, 6“ İM, * yavrusu renginde ve a“ e e viyek bar Nü. sırtları görülmüştü. g” | “in korkunç ağızlar açıl» j Vag dişler parlamış, Sarı iŞ Saha, rm ii — “ Sehenneme gitti; cezası N “İrem | | ai söylemişti. döndü: — dez Ni şaşı Mustafaya emir verdi: — Bu çılgını gütür de kıç kasara- altına kapa... Gemide hiç bir suç ce-! zasız kalmıyacaktır. Diğerlerine ib- ret olsun! Dertli Hasanm yaptığını hog gören ler çoktu. Fakat Recep Reisinde hakkı vardı. Gemideki nizamm bozul maması için reisin emrine rağmen kendi bildiği gibi yapan Dertli Hasa- ni cezasız bırakamazdı, Şaşı Mustafa Dertli Hasanm kolu- na girdi ve: — Yürü! Dedi, Dertli Hasan hiç cevap vermedi. Gitmemek için bir hareket te yapma- dı ve yürüdü. 'Tam dümen altıma gelen bölmeye kapatıldı ve kapımı da dışardan kilit. lendi. Bundan sonrâ reis ne derse öy- İs yapılacaktı. Dertli Hasan yüreğinde bir ferah- hk duyuyordu. Bunun için kendisinin Derli Hasanın yumruğu Ba rı Omerin kafasında çınladı — Yasan : Eadiroam Eafı — rtli Hasan, Sarı Ömerin üstüne atıldı: “ Alçak herif.. Sarı kızı da sen kaçırttın değil mi?,, wİ ömer hepsini anlatıyordu. hapse alılmasma hiç aldırmamıştı. Hattâ bundan daha ağır cezaları bile sesslxe ve hattâ severek kabul ede- cekti, Fakat bu hel çok sürmedi, Yeniden Sarı kızı düşünmeye baş- ladı. Akşam oluyordu. Akşamm alaca karanliğı onun ay- riltk acmr arttırıyordü. Kıyıdan gittikçe uzaklaşıyorlardı. Kamaranın ancak ufak yapı bir insan sığacak kadar olan penceresine gitti, Oradan İzlanda kıyılarmı uzun u- zum gözden geşirdi: Uzaktaki çıplak tepeler sislenarek kayboluyor, yalçın kayalıklarm üzerinde küme küme b: yaz bulutlar toplanıyordu. Güneşin son ışıkları bu beyaz“bulutlarm “ke- narlarında o krrtlla “sart arasndaki! renkleri eralıyor, eserini beğenmi- yen bir artist gibi onları bozup bozup tekrar yapıyordu. (Arkası var) Zehirli gaza karşı yeni bir silâh bulunmuş Genç bir mühendis kat'i ilâcı bulduğunu iddia ediyor zi. ML ER z i | vE b a Şİ e Bi il Zehirli gate karşı bugün on milessir olarak kullanilan biricik vasıta: arasmda paylaşı.| Her Veni silâha karşı yeni bir görülmüştü. De.) silâhla mukabele etmek, ezeli bir ka- bir kaç saniye için ( kr.|ide hükmündedir. Mitralyöz yeni icat yine eski halini almış» edildiği ve 1870 — 1571 Fransız — Alman harbinde Fransizlar tarafm. dan henüz kullanıldığı zaman - biltiin Maske şismda topçunun attığı mermi o müt- hiş silâhı ezip eritmektedir. Zehirli gazda öyledir. Askerlere sorarsanız, zehirli gam çok tahrip- kâr bir silâh olduğunu derhal söyler. ler ve fakat şunuda ilâve etmekte dünya askerleri büyük bir ümiteizliğe | gecikmezler: e toe düşmüşler bu müthiş silâh karisim. da beşeriyetin bir kurtuluş yolu bula. Reis kızmıştı, mıyacağı kanaatine Sâplanmışlardı. Fakat seneler geçti, mitralyöz deni. usuller keşfedildi. Bugün topçu, mit. ralyözün Azrailidir; Çünkü mitralyö. sym oğan mi? Fena | len kırıcr ve insafsız silâha karşı eni m. Deli mi oldum? “— Gerçi boğucu güzen yüksek kudrette bir ölüm vasrtasıdır. Fakat onu yere serecek yeni bir silâhin ya km veya uzak bir istikbalde keşfedil. miyeceğini kimse temin edemez.,, Gehç bir Fransız mühendisi, bu iddianm doğruluğunu ispat eder ms- JAN Selânik sergi- sinde Başve- kilin sözleri Metaksas, faşizmi kabul ettiğini ima ediyor Atina, 7 (A.A.) — Selânik pans- yırmın açılış töreninde panayır beş- kanı İle panayır genel direktörü ve Selânik müsteşurı Nikolidis, Yunanlı nın teşebbüs ruhunu ve Selâniğin im- tiyazlı vaziyetini kaydetmiştir. Niko « Udis, bu sene bazı dost memleketlerin panayıra iştirak etmemelerinden mü - tevellit teesslirü söyliyerek, bu iştira» | ke mâni olan sebepler ortadan kalkar | kalkmaz gelecek sene bunların da iş-| tirâk edecekleri ümüdini izhar etmiş! ve buna mukabil Almanya, Denimar kâ ve Norveğ gibi büzi memleketle- rin yeniden iştirak etmiş olmasmı se vinçle kaydetmiştir. Nikolidir, şimdiye kadar tskip ©ö! len siyasal sistemin Yunan ulusunu ikiye ayırdığını, halbuki şimdi birtek parti mevcut olüp bunun da Blen yur du olduğunu söyledikten sonra: “ Bu mesut hâdiseyi mutlak Yu- *İcek ve ayrıca İzmirlilere müsamere- nanlı mahiyeti ve bütünlüğü düne kadar bazı kör Yunanlılar tarafmdan parçalanmış olan Makedonyanın'mer kezinde kaydetmekle bilhassa bah- tiyarrm.,, demiştir. Müsteşardan sonrs #öz alan Raşba kan General Metaksas ezcümle demiş | tir ki; İ “— Selânik, yurddaşlarımızı, kom-| gularımızı ve nihayet mahsullerini ve emeklerini teşhir için uzak memleket lerden gelmiş olanları kabul için bize kapılarını açmış bulunuyor, Beynel - milel S ik panayırı barışa hiz - met eden bir eserdir. Aramızda Veli- ahdin bulunuşu, Kralm panayır 0- lan alâkasını göstermektedir. $ Ağus tosta vâki olan siyasal değişiklik ne- Hoesinde istikrarlı ve devami: bir dü- rumu temsil eden hükümetim yalnız beynelmilel bakımdan değil, ayni za - manda tamamen Yunanlı bakımm » İdan da çok miihim olan bu esere mü zaheret edecektir... Metaksas daha sonra diyor kit Taksim kabuletmiyen bir tek istan vardir. Bu Yunanista- ri da, 4 ağustostanberi, Yozan: Stephan ZWEİG bu israftan dolayı Zengin Fransada artık herkes fa- kir düşmüştü. Toprağın bereketi kal mamıştı. Bu en münbit ve mahsul - dar memlekette ekmek yokluğu baş- göstermişti. Buna her halde bir sebep vardı. Bir kısım halk ekmeksiz kalıyor, diğer kısmı fizla yemek yiyor, -Fa- tefrikasız ve ihtilâfmız siyasal bir camla olan ve memlekete lâyik ol duğu refaht temin için çalışan mil bir bütün teşkil etmektedirler... İzmirli gençlerin muvaffakıyeti — Şehrimizden İnönü kampında muvaffakryetli uçuşlar yaparak im- tihanlarını vermişlerdir. İzmir Türk Kuşu üyelerinden, erkek lisesi öğ - retmenlerinden Kemal birinci defa 25 dakikalık, ikinci deta 18 dakika lik yelken uçuşu ile ve beynelmilel komisyonun koyduğu şartların beş defe fazlasını yapmek suretiyle ilk C. brövetini almıştır. İzmirin kurtuluşu hara- retle kutlulanacak Tamir, 7 (ACA) — Ankara Hal kevinden 40 kişilik bir heyet Izmir 9 Eylii kurtuluş bayramma iştirek maksadiyle İzmire gelmişlerdir. He- yet 9 eylüldeki törene iştirek ede - ler verecektir. Ankara Halkevlileri Izmirde çok sıcak bir alâka uyandır. mışlardır. Turgutlunun kurtuluşu Turgutlu, 7 (Hususi muhabirimiz. dön) — Bugün kasabamızm kurtu” | uş günldür. Bu münasebetle baştan | başa donanmış, Climhuriyet meyda- | nında büyük bir toplantı yapılarak! yıl dönümü tesi't edilmiştir. Halk, sabaha kadar eğlenmiştir. | duğunu iddia etmektedir. Politeknik» ten henüz diploma almış olan bu genç Fransz münevyerinin iddiasma göre, basit bir ilâç ve belki bir damla su, Fosgen, Difosgen ve iperit gibien müthiş zehirli ve boğucu gazların öl. dürücü tesirlerini derhal izale etmek- tedir. Bu yeni ildem terkip ve mahi. yeti hakkmda henüzen küçük bir *#şada bulunmıyan genç Fransız mü. | hendisi, bizzat keşfetmiş olduğu bu isu sayesinde zehirli gazları imha “gi> İtiğini söylüyor. Dileriz ki. Fransız mühendisinin bu iddiam doğru çıksam we beşeriyet ölüm azabmdan kurtul- «svap beklemeden İzün steş ve ölüm saçan dehşeti kar.| hiyette çok orijinal bir keşifte bulun. | sun. kir millet çok vergi veriyor, asiller israf yapiyor. Bütün bu hallerin neticesi olarak | memnuniyetsizlik yavaş yavaş art - müğa başladı. Orta smıf halk Vol- taire ve Jean Jak Rousseaüyu oku- yor ve gözü açılıyordu. Tenkit mo - da halini alıyordu. Gökyüzünde ara- sıra çakan şimşekler; ortalıkta bir fırtına havası doğuruyordu. Mem - nuniyeisizlik büyük bir kara bulut gibi bülün memleketi kapliyordu. O aralık memleketin üzerinde ça- kan iki mlihim şimşek halka vaziye- tin hakiki mahiyetini öğretti. Birisi gerdanlık meselesi, ( ikincisi maliye nazırı Colonne'un borçlar bakkında ifşaatı.. Saray erkânına garez olan bu ma- liye nazırı, memleketin mali vaziyeti ve borçları hakkında halka kat'i ma- Yimat verdi. On altıncı Luinin on iki senelik hükümdarlığı esnasında bir milyar iki yüz elli milyon borç edil- mişti, Millet bunu haber almca hayretler etti. Bir milyar iki yüz elli milyon para nereye sarfedilmişti? Gerdanlık davası halim bu merakını hâlletti, Bazı fıkaralar günde on iki, ve on dört saat çalıştıkları halde ellerine ancak beş on para geçerken, diğer taraften kraliçeye bir buçuk milyon- luk pırlantalar hediye veriliyordu. On ve yirmi milyona şatolar satmalı- nıyor. Beri tarafta balk sefalet çe - kiyordu. Herkes zavallı bir «dam olân kral bu israftan dolayı kabahatli bulmu- yordu. Bütün kin ve garez kraliçeye dönüyordu. Kraliçe milarif, havat ve hoppa bir kadm! Bütlin paraları o ziyan ediyor du. Hükümetin borçlara sebep hep bu israflar... Ekmek fiatlarınm yük. gelmesine, halkm sefalet çekmesine sebep hep bu ahlâksız kadın. Trijanon sarayma çekilerek orasını süslemek, kendisine olmas satmalmak için hal- kı açlıktan öldürüyor. Kardeşi Josefe yüz milyon altm gönderiyor. Aşıkla- rını ve dostlarını paraya, elmasa gar kediyor. Demek ki bütün bu felâketlerin müsebbibi, borçlarm mes'ulü hep © kraliçe... Bütün Fransa kendisine taraftan yazı ile garez oluyor. Her 9 —— Çeviren; Rezson 4. E. YALMAN Herkes, zavallı bir adam olan Kralı suçlu bulmuyordu “Teşhir ettiği için hakaret gören kadın ressam Vige Lebrune'in yaptığı Mari Antuanet portresi, hilcumlar başlıyor. Gazeteler, mec « muslar ilâveler çıkarıyor, işi halka ilân ediyorlar. Zalen halk gözü a- çılmış, isyan halinde... Amerika ise tiklâl harbinden dönen gönüllü askeğ, ler ta en içeri köylere kadar yaydı « yorlar, halka nutuklar söylüyor, tel« kinler veriyorlar: Dünyanm bir tarafında kralı ve kraliçesi olmıyan bir memleket var. Orada asalet ve rütbenin yeri yok. Halk tarafmdan idare olunan bir hü kümet var.. Orada herkes, her vatan daş müsavi haklara malik... Halk bunu işitiyor ve göhretini şittiği memleket gibi olmak istiyor. Voltaire ve Ditrot yazılarında kral- lık hükümetinin en iyi şekil olmadı- ğmı, bundan daha iyi bükümet şekil. leri bulunduğunu yazıyorlar. O zamana kadar hürmetkâr ve sü“ kütl duran halk baş kaldırmaya baş- hyor. İçtimalar çoğalıyor. Etraftaki gikâyet fısıltılar: artık uğultu halini alıyor. Memleketin havası elektrikle dolu... Fırtma nerede ise patlak vere- ee Artık herkes gayrimemnun oldu « Bunu söylemekten çekinmiyor. Açık- ga derdini anlatıyor. Hürmetin hari- ei şekli bile muhafaza edilmiyor. Kra Hiçe gerdanlık meselesinden sonra ilk defa olarak tiyatrodaki locasıma gir- diği zaman alkış yerine ıslıkla kargı- anıyor. Meşhur kadın ressam Ma- dam Vigee Lebrun Kraliçenin bir resmini teşhir etmek isteyince o ka- dar hakarete uğrayor ki resmi kal- dırmıya mecbur kalıyor, Versayda bile Mari Antuanet et- rafında müthiş bir düşmanlık havası hissediyor. Artık hiç bir yere rahat gidemiyor. Nihayet bir Eraliçeye yapılabilecek en büyük hakarete uğrayor: o Polis müdürü Kraliçenin Parise gitmesinin münasip olduğunu söylüyor. Halkm tezahürlerine mani olamıyacağını ve fazir coşgunluk baş gösterebileceğini bildiriyor. Senelerdenberi birikmiş bütün öf « ke ile bütün bir memleket halkı artık hilcum ederek birisini bulmuşlardı: Eraliçe! Odaozamanı kadar takmdığı mağrur tavrı terketmişti, Göz yaş- ları ve teesstir içinde, yanmdaki bir kaç sadık dosta şöyle söylliyordu: — Benden ne istiyorlar? Ben on- lara ne yaptım? (Arkam var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: