3,000,000 liralık bir döviz tasarrufu Sekiz senede 800,000 Kıvırcık koyun Merinosa tahvil edilmiş o lacak, dokuma fabrikalarımızın ihtiyacı temin edilecektir Ankara, 28 (Hususi Muhabirimiz- | den) — Ziraat Bakanlığı beş senelik sanayi programimizdâ yer silmiş 0- lan dokumacılık sanayiinin muhtaç olduğu iptidai maddeler üzerindeki | çalışmalarına devam (etmektedir. | Bakanlık ayrı ayrı programlarin teşkilâtının vüsati nisbetinde çalış- makta olduğu bu işlerden bilhassa| pamuk ve Merinos koyunu yetişti- rilmesine ehemmiyet vermektedir. Bakanlık dokumacılığımızın muh- taç olduğu Merinos yapağısmı ecne- bi memleketlere ihtiyaç gösterme - den dahilden temin etmek imkânla- rını araştırmış veilk defa olarak| 928 senesinde memleketimize Meri- nos koyunları getirtmiştir. Getirilen bu Merinoslar ile Karacabey hara- #ında yerli koyunlar Üzerinde tecrü- beler yapılmıştır .28 senesinden iti- baren yapılan muhtelif o tecrübeler neticesinde bakanlık Merinos koyun Jarmın memleketimizde yetişeceği neticesine varmıştır. Alman bu müs- bet neticeler üzerine ahali elinde bu- Yunan koyunlar Merinosa tahvili | için bir program hazırlanmış Ve| Merinos mıntakası olarak ayrılan Bursa ve Balıkesir vilyetlerinde bu programım tatbiki için lâzım gelen tertibat ta alınmıştır. Bakanlık 935 senesine kadar ge- tirtilen Merinosların yalnız tarak; yapağısı verebilen eti ve sütü az Me rinoslar olduğunu ve memleket ik- tisadı için elverişli bulunmadığını görmüş ve programm memleketin zirai ve smai hayatıma daha uygun olarak tatbikini temin için Almanya ıslah edilmiş Merinos koç ve koyun- ları getirtmiştir. Almanyadan getiri- Jen Merinoslarım “yapağı evsafı fab- rikalarımızın kalitede oldu- ğu gibi et ve sütü de daha fazla bu- lunmaktadır. Bakanlık köylümüz için daha ikti- sadi olduğu #nlaşılan bu Merinosla- rın teksiri işine başlamış ve yerli ko yunların Merinosa tahvili icin Bur. S vilâyetinde lâzım. gelen tertibatı mıştır. Bakanlık memleketimiz ihtiyacını önliyebilecek miktarda Merinos ye- tiştirilmesi etrafında uzun boylu tet- kikat yaparak memleketimize her sene 3 milyon lira kıymetinde 25 mil yon kilo Merinos yapağısı ve kumaşı getirdiğini tesbit etmiş ve Obunu memleket fabrikalarının ihtiyacın göz önüne alarak memleket içinde 800.000 Kıvırerk koyunun Merinosa | çevrilmesine ihtiyaç olduğu neüce- | sine varmıştır. Serbest olarak koç katımmda 25 koyuna bir koç hesap edileceğine göre 800.000 koyun için 32.000 koça İhtiyaç bulunmaktadır, Bakanlık bu vaziyeti de tetkik etmiş ve Almanyadan getirtilen bir koçun memleketimize 300 liraya mal olduğu ve bu hesaba göre 32.000 koç için bir milyon libaya ihtiyaç bulunduğu gö- rülmüştür. Yapılan hesaplar (o neticeğinde 32.000 koçun alınması ve memlekete getirilmesinin bugün için imkânsızlı- ği dolayısile Ruslarm yapmakta ol dukları gibi bizde de sun'i tohumla ma usulünün tatbikine girişilmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Böylelik- No. 96 Âdemle Havva Benim meşgul olduğum sırada 0- nun beni seyrettiğini farkediyorum, Birasını tazelerken dedim ki: — Ik aşkta devam etmek istiyen- ler için neler düşünüyorsun baka- Um Raşel? Hayretle yüzüme baktı. * Anlamıştı. Iri mavi gözleri büyü- müş, gülüyordu. — Bunu niçin sordunuz, dedi, Sonra bütün genç kızlık şatareti De ellerini yüzüne kapadı: — Anladım, anladım! diye sızlan- dr, Ellerini tutup yüzünden çekmeğe — Peki onu anladmm. Bugün için boş bıraktığın sahifeye ne yazacak- sın bakalım. Ellerini kendi kendine çekti. Gözbebekleri büyüdü, büyüdü. Heyecandan dudaklarının titrediğini rüyorum. Yüzünün rengi bulut- göre değişen deniz gibi harele- », Gözkapakları açılıp eme yor. Gağıl sık sık kabarıyor, bir ie bakanlık koç ihtiyacını binde bire İndirmiş ve bir milyona yakın bir dö- vizin memleket dışma çıkmasına mâ- ni olmuştur. Sun'i tohumlama usulünün tatbiki kararlaştırıldıktan sonra geçen ay başında Bursa vilâyetinde, 10 sabit ve 2 seyyar tohumlama İstasyonu kurulmuştur. Şimdiye kadar 2500 ko yuna sun'i tohumlama yapılmıştır. Program mucibince bu sene 13000 koyun aşılanacak ve 8 senede 800000 kıvırcık koyun Merinosa tahvil edil- miş bulunacaktır, Gelecek sene daha geniş mikyasta tohumlama ameliye- #ine devam olunacak, aynı zamanda perakende sürü sahiplerine tabii ola- rak koç katımı yaptırılmak üzere Me- rinos koçları tevzi olunacaktır. Ziraat Bakanlığı köyülünün Meri. nos koyunlarına fazla rağbet göster- mesini temin maksadile Merinos ko- yunu sayım resmini yüzde elliye in- dirtmiş bulunmaktadır. Köylünün Merinos yetiştirmesini teşvik için ye- I tiştirlellere ikramiye verilecektir. Ziraat Bakanlığının bu seneki büt- çesinde ikramiye olarak tevzi edil mek üzere 4000 lira tahsisat vardır, Bu tahsisat: 1 — Sürüsünde fazla Mörinos ku- zusu yetiştirenlere ve kuzuları fazla ağırlıkta bulunanlara, 2 — Hayvanlarına fazla miktarda kış yemi iddihar edenlere, 3 — Hayvanlarını fenni yemlik ve otlukları bulunan üzeri kapalı ağıl larda iskân edenlere, 4 — Koyunlarımı kişin iyi bakıp ilkbahara iyi bir kondosyonla çıkar- mış olanlara. Siiri bakım ve kesim ikramiyesi 0- larak tevzi olunacaktır. Bundan baş» ka Ziraat Bakanlığı yetiştiricilerin hayvanlarını fenni usullerle besleme- sini teşvik için yonca ekimini geniş- letmek, maksadile bu sene yetiştirici lere mecennen yones tohumu dağıta- caktır. Alınan bir tedbirle de Merinos yetiştiricilerinin yapağılarmı ucuz fi. atle satmaları önlenmiş bulunmakta dır. Bu suretle yetiştirici elde ettiği yapağıyı mutavassıtlara ihtiyaç gös- termeden hükümet eliyle ve - doğru- “on doğruya fabrikaya satabilecek- tir. .öylünün Merino« koyunu yetiş- tirmesini temin ve teşvik için alman bu tedbirlerden büşka bakanlık yetiş- tiricilerin bu sene elde edecekleri ya- pağınm beher kilosuna bir miktar prim verecektir. Bakanlık verilecek primin nisbetini tesbit için bu sene istihsal olunan yapağı miktarını ma- hallinden sormuştur. Alman bütün bu tedbirlerle ve ha» zırlanan programın tatbiki suretile 8 sene sonra memleketimiz fabrikaları- nın Merinos yapağısı ihtiyacı tama- men temin edilmiş olacaktır. Memleket iktisadı bakımından Me- rinos koyunlarının ne kadar faydalı olduklarını gösteren şu malümatı da bildiriyorum: Merinos koç ve koyunları asgari 75, âzami 118 kilo gelmektedir. Ver- buhran başlkağaına benziyen bu a- lâmetler çok sürmedi. Gözleri hem- lendi ve bir çılgm gibi açtığı kolla- rını boynumdan geçirdi. Cennetin zümrüt (bahçelerinde Ademle Havvanım ilk müşterek eser- leri olan aşk, dünya yüzünde öyle şaheserler ki, insanlık tarihi bunları mukaddes bir ayin gi- bi kaydetmiştir. Dişi ile erkeğin hayocanlarından doğan bu bedii hâdiseler içinde Mer- yem gibi gizli bir fuhşun mukaddes kahramanları bulunduğu gibi Belkis gibi ayni cinsi râşenin siyasi kur- banları da vardır. Bu gök kubbe al- tında öyle azametli aşk fırtmaları esmiştir ki beşerin faziletlerini ve farahatlerini ayni lâkayt satırlarla kaydeden tarih geniş #ahifelerinde bu şehvet sağanaklarma bile yer ayırmıştır. Insanların yeryüzünde duydukları zevkin en üstünü ve en heyecanlısı aşkın tatlı nöbetlerinde can vermek istiyenler nekadar çoktur. Bu râşenin, bu sar'a nöbetinin, bu leziz ihtilâcın sağanaklarma gü- mülüp gitmek belki bir saadettir. Ve ben bu arzuyu ömrümün bugünün- de. Nil kıvısındaki bu mavi ve vem- TAN BORSA 28 TEMMUZ SALI Paralar Alı Sterlin 627 i Dolar 123,— 20 İsviçre ir. o 825.— 20 Belçika ir 20 Drahmi 29 Çek kuron 20 Ley 20 Dinar Fransız fr, Li Altm Banknot Cekler Londra üzerine Paris özerine ar Liret Bega Cenevre Bafa Florin Çekoslovak #v--'uraya Mark İsveç kuronu İspanya pezeta Esham İş Bankası Ma N Hami iline 2140 .. 2040 mn, 20,16 İstikrarı dahili Erşmi A BC 96.— Sas — Erzurum 1 91,15 Misir #fahviller) vam | -—— —— 1908 TI 191.59 102.50 yum 95,50 95,50 Tahvilât Rihtm Anadelu 1 ve 1 PR sn 4865 Kefalete tabi memurların vaziyeti Ankara, 28 (TAN) — Kefalete ta- i bi memurların şdi tazmin o borçları, hesap farkı ile yolsuz ve usulsüz sar- fiyatlarının da kefalet (o sandığının mes'uliyeti altına almması hazinenin menfaatine uygun olacağından kefa- let kanununa yeni bir hüküm eklen- mesi için Gümrükler Bakanlığı Mali- ye Vekâletinden istizanda bulünmuş- tur, Maliye Vekâleti cevabi mütaleasın.. da kefalet sandığınm bugünkü ser- mayesiyle bu kabil adi tazmin borç Idrını karşılamak imkânı olmadığın- dan; yalnız nükut ve ayniyatı zim- metlerine geçiren memurlar hakkm- 'da çıkarılmış olan kefalet kanununa böyle bir madde ilâvesini doğru gör- mediğini bildirmiştir. dikleri yapağı miktarı: vasati 35 kilo- dur. Etinin lezzeti kıvırcık kuzuları- nım etinden pek farkir değildir. Sütü kıvırtık koyuna nazaran asgari yüz- de 20 fazladır. be renklerin tatlı menekye. kokula- rile kaynaştığı yuvada, hayatımda duyduğum adali ve ruhi heyecanla- rın en derin raşesile çırpındığım an- da hissettim. Ne Nil gecelerinin hummalı, ilti- haplı şehvet sağanakları, ne Taymis kıyılarının yeşil yuvalarında geçen aşk nöbetleri baha bu tatlı hayal âleminin duyurduğu can verici ez- zeti tattırmadı. Ve bana aşkı, ses- deti bu kadar mutlak bir inanışla ve tapışla tanıtmadı. Ömrümde ilk de- fa hayata dönmemek ihtiyacını duy- dum. Onun kızıl saçlarına karışan ba - şım aşkm, o mutlak aşkın humma - sında yandı. Gözlerim artık duman ve bulut haline giren mavi gözlerin ka'rmda kaldı. Dudaklarım nefis bir şarabın le- ziz sarhoşluğu içinde yanıyor. — Aştart, Aştart! Diye inliyorum. Ona şehvetin bu Beni İsrail kahramanmı anlata anla- ta aşkın kollarma düştüğümü hatır. ıyorum. Onun yine bir karanfile benziyen dudakları en son hareketinde bana cevap verdi: — Sen Buhtünnasır mısın! Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize — ———— gönderiniz. karakte- e e rr at Bası okuyucularımız bize fotoğraf» Tarım gönderirken, tahlillerinin çıkd- cağı yazeteden birer tans kendilerine gönderilmesini istiyorlar. Burada bir kaç kereler tekrar ettiğimiz gibi, fo toğrafların tahlillerinin yapılması at- raya tâbi olduğundan ve her gün bir çok fotoğraf? aldığımızdan, bu gibi taleplerde bulunan sayın okuyucula rımısın karakter tahlillerinin hangi| gün çıkacağını takip edebilmek bizim için imkânm denilecek kadar sise kül bir hddisedir. Bu itibarla, maaie- sef buna imkân göremediğimizi bildi- ririz, * N. V. A. İmzalı okuyucumuza: Haklısınız. Fakat şimdiye kadar 1200 den fazla karakter tahlili neş- rettiğimize ve İnsanların nihayet şa- şırabileceğine göre bu yanlışlığı ma- gur görmenizi dileriz, Filhakika böy- le bir yanlışlık oldu. Sebebini de söy- liyelim, Geçenlerde, fotoğraflarnm neşrini istemeyen Okuyucularımızın bir arada toplanmış olan resimleri, henüz resimleri tahlil edilmeyen o kuyucularımızınkilerle karışmıştı. Bunları tamamen ayırdık. Fakat üç fotoğrafın nasılsa böyle bir yanlış lığa sebep olduğunu gördük ve ertesi günkü nüshada, tashih ettik. Sizin. ilk olarak ve resimsiz tahliliniz asıl. dır. Resimle çıkan yazıdâki tahlil size alt değildir. — PP. Gönderdiğiniz resim pek flu'dür. Tahlil imkânı görülememiştir. Bir yenisini gönderiniz. * Şahsiyet sahibi, azimkârdır. Fa- kat bu azmini, geçici arzuların tahak kuku yolunda sar feder. ' Muayyen, sistematik, bir me sai tarzı yoktur. Güzel #ân'atlere karşı otemayülü vardır. Fakat mantıkı ve şuuru onlara birer hu- dut çizmiştir. Bü tün bunlara rağ- men iyi kalplidir ve iyilik yapma- yi sever. * * AN Özdemir Saf, mağrur bir tip. Çocukluğunda geçirmiş olduğu bir hastalık onun hayatında mühim bir iz bırakmış- tir. Tabii suret- te tesekkülüne ve inkişafına mâni olmuştur. Ruhi hastalıkları ma- ruzdur. Bazı ma- afleri ve iddiaları vardır. Etrafının lâkaydisi ve ba- zan İstihzası ara- sinda Onları ta- hakkuka çalıştırır. Pa Fakat zararsizdır. Yarınsız bir aşkı istiyenleri haksız bulmakta nekadar haksızmışım. Be- şeri heyecanların tükenip hayatın başladığı dakikaların fecsati karşı” sında eskiden duyduğum kesel ve bitabi yerine şimdi içimde aşktan | kalkmak başka her şeyi inkâr eden bir hayat düşmanlığı var, * Mavi atlas şezlongta dalından kop- muş pembe bir gül yaprağı gibi 86- rilip kalan güzel mahlüka hak veri- yorum. İlk aşkım zevkine kanmadan onu ne yapsm. Hiçbir kadın, genç kizlık çiçeklerini tattı- b hiçbir dişi bana bu hissi verme- Şimdi içkinin değil aşkm sarhoş- luğu içinde bu hayal âleminden ha- yata dönmek çok ağır geliyor. Hayır. Bu pembe bulutlardan ay- rılmak istemiyorum. Bir çılgın gibi .... Yeşil Nilin karşı kıyısındaki hurmalıklara kadar inen güneş bir kızıl alev gibi odaya akmış. Mavi döşemeler bir altın yağmuru altm- da kalmış gibi rengini değiştirmiş. Masayı süsliyen taze çiçekler bo- yunları bükülmüş, renklerini kay- betmiş. Havada bir günün sonunu haber veren durgunluk var. Büyükdereden K. R, imzasile; Yirmi bir yaşındayım. Orta halli bir aiedenim. Spora, deniz sporuna çok merakım var, Tanıdığım gençler bana güzel olduğumu söylüyorlar ve hemen hepsi kur yapıyorlar. Fakat hiç birisi bana evlenmekten bahsctmi iyor. Bu sebepten sinirleniyorum, ta- İmdıklarımdan soğumağa başladım. Yeniden tanıdık edinmek te istemiyo rum. Ne yapayım dersiniz? Müteessir olmayınız. Ve bilhassa sinirlenmeyiniz. Etrafmızda dolaşan gençlerin evlenmekten bahsetmemele ri, sizinle evlenmek arzusunda olma- İyan başka gençler de var demek de- güldir. Evvelâ, aklınızdan bu nokta iyı çıkarınız, kendinize fena telkinler ! yapmayınız. Daima neşeli ve şen olu- nuz. Esasen neşesiz bir sporcu tasav vur elmemize imkân yoktur. Merdüm İ giriz de olmayınız. Sizi sevecek ve si- İzinle bir yuva kurmak isteyecek gene muhakkak sizi arayıp bulacaktır. Bekleyiniz. Daha gençsiniz. # Yapamıyorum, edemiyorum Gil imsasile; Bir kız seviyorum, Fakat sevgimi İbir türlü anlatamıyorum. Kısa ancak | gözlerimle anlatabiliyorum. Ku be- nim gözlerimden sevgimi anlıyor, gel gelelim ailesi çok sıkı kontrol altında bulunduruyor. Onun için bir türlü sevgimi ve aşkımı anlatamıyorum. Bonira kızı haftada bir kere görüyo- rum, O da beni üzüyor. Çünkü ara- dan zaman geçiyor, görmüyorum ve üzülüyorum. Kızı çılgınca seviyorum. Buna nasıl aşkımı ve sevgimi anlata- yım? Eğer maksadımız onunla evlenmek ise, aileniz vasıtasile onu ailesinden resmen İstersiniz. Böylece hem aşkı- nızı İsbat etmiş olursunuz, hem de üzüntülerinize nihayet verirsiniz. Başka yapılacak bir gey yoktur. * o Kadın erkek müsavatı İstanbuldan O. N. imzusile: Üç senedir evliyim. Karımı çok s6- viyorum. O da beni seviyor. Fakat onunla bam hususlarda anlaşmamız imköni yok. Meselâ, benden sorma- dan ve istediği saman sokağa çıkıyor Ben ona mâni olmak istiyorum, O va- kit te kadınla eriö#ğin müsavi hakla- rı olduğunu ileri sürerek ona tahak- küm etmek istediğimden bahsediyor. ve buna rası olamıyazağıhı söylü - yor. Ben ıstıraplar içinde kalıyorum Bu hallere nasıl bir nihayet verebili- rim?, Kadınla erkeğin müsavi hakları ol. Kiri bir hakikattir. Fakat evlenme denilen hâdisenin iki taraf arasında İ bir anlaşma, bir mukavele olduğunu da unutmamak lâzımdır. Bu mukave- ilenin şartları tam bir anlaşma esası İ üzerine yapılmıştır. ve bazı hususlar» ida erkeğe mühim vazifeler vermiş- lir. Zevcenize bunları hatırlatınız. Kari koca arasındaki hareketlerde iki tarafın da muvafakati şarttır. Bir taraf İstemezse o hareket yapılmaz. Ve bu yapılmâmakla, istemeyen taraf ötekinin tahakkümü altına girmiş olma? Bunları, tatlı bir dille zevce- Onun şeffaf gözkapakları titriye titriye açıldı, Mavi gözbebekleri zev- ke, heyecana kanmış gibi o kadar tatlı bakıyor ki! Maş son ışıklarını görünce istedi. Kollarımdan tuttum. Hayalden hayata dönüyoruz, O- nun korktuğu, şüpheli gördüğü ilk aşkm sonurlu Fakat o bunu benim kadar hisset- miyor. Şimdi narin parmaklarını saç- larıma daldırmış, başımla oynuyor. Yüzlüm ateş gibi yanan yüzünde vasi bilmiyorum ki neler söylüyo- Gün karardı. : Mavi atlas döşemeler gölge oldu. Ve artık onun mavi gözlerini gö- rTemiyorum. Menekşe kokusunu du- yamıyorum. Yüzüm yanıyor. Ayı dıkça, aşkın sarhoşluğundan uzak- laştıkça hayati hisler kuvvetleniyor. Şuurum hayalime galebe çalıyor. Ne olur. Hayata dönmesem. Raşel kesik kesik ağlıyor. Onu nasıl teselli edeyim. Gitmesi için yardım ederken de- dim ki: — Hiçbir şey düşünecek değilsin. Ilk aşkımın sonu seni mes'ut edecek- enme Kimse evlenmekten bahsetmiyor e anlasa Umit ederiz ki kabil Hürriyet ve müsavst gibi bumlar, başkalarının rahatını mak demek e Karım plâja gitmek istiyor Kasımpaşadan L. K. imzasile: Size bildireceğim mesele belki öl doğrudan doğruya alökadar € fakat karı koca arasında olan bif “ olduğundan size yazmağa mecbur ok dum, Alte senedir evliyiz, İki de çoğ” umuz tar, Bizim hatun, iki i “ille ben de plâja gideceğim, âlem M8 rarıp duruyor, ben de öyle yapı ğim,, diye tutturdu. Kendisine, vaziyetimizin buna imkân ni, bir plâja gitmenin adam b 70 - 80 kuruşu tuttuğunu anlat: çalışıp durdum, Fakat bir türlü letmek imkânt olmadı. moda cihetinden ikna etmek ü sez gibi birşey. Bu yüzden at kavgalar oldu. Dirlik düzenlik bo du, Ne yapayım dersiniz? Karınızın plâja gitmek arzusu makul bir arzudur. Bu, hem, işi değildir. Sıhhi bir iştir. Fakat da. haline de gelmemiş değildir. bakımdan, karınız haklıdır. bütçe bakımından da siz haklısın” Bu işin bir tek hal çaresi vardır.” da, ne sizin, ne bizim elimizdedir. belediyenin elindedir, ve halk > yapmakla kabildir ki, Ae “ lanlar da gidebilsinler. Okuyucu Mektupları Açıkta kalan liman memurlarının dilekleri Istanbul” liman” idaresinin ” kadrosu tatbik edilmeğe başlan” için, altmış kadar memur açıkta © miştır. Bu memurlardan biri, mize gönderdiği bir mektupta, tedir. Mektupta deniliyor ki: “Çıkarılan memurların eksef bugünkü idarenin şirket olarak rulduğu zamandanberi iii murlar teşkil etmektedir. Limaf rıhtım gibi ayrı bir mesleğin mu# lif şubelerinde çalışarak arttıran eski memurlar, bu şekilde tatbikından ve yel mur alınmasından müteessir © lardır, Bu itibarla, kadronun iX bir defa daha tetkiki, sicil, yaf miktar gibi vaziyetlerin de " dikkate alınması faydalı olaci Alâkadarların nazarı dikkatini © etmenizi rica ederiz.,, 'TAN: Kadronun hangi esasâ hazırlandığını bilmediğimiz için © dece, nlâkadarların nazarı dikk celbetmekle iktifa ediyoruz. kalan memurlar içersinde hh yaa uğrıyanlar tarafından yap” cak müracaatların, alâkadar m larca tetkik edileceği şüph tir. Bunu niçin ve ne fikirle bilmiyorum. Fakat başka ne #8” yebilirdim. Onu da bilmiyorum. Onu evinin sokağında dedim ki: — Yarm gelme! İstirahat et: o gün olmaz mı? Mağaza enmekânlarından elektrik ışığı altımda önün p yaz hayali gölgelere karıştı. Ömrümtün en leziz hey yaşadığım bu mes'ut günün kalbimde derin acılar, ned duyarak eve döndüm. Ne yazık, hayat yürüyor! . Ömrümün ilk günahmı if Bugüne katlar izlerinden ve lerinden kaçmdığım genç bir eşi hayatta bu kadar mac girdikten sonra başmar d şuurumu yenmeğe mea 2 Bütün geceyi kâbuslar, & lar içinde geçirdim, P Dünün o birkaç saatlik lezis ”” canmdan eser kalmadı. i TArkasr