Bir pamuk ipliği buhranı varmış, Gazeteler yazıyorlar, Ve pamuk ip- liği kullanan o sanayiciler (Ouzun boylu dert yanıyorlar. Fakat bana kalırsa bund a şaşılacak gey yok. Pamuk ipliği son zamanlarda çok kullanılmaya başlandı. Hele öy- le işler var ki, mütemadiyen pamuk ipliğine bağlanıyor. Avrupada bile bazı devletlerin biribirine karşı dost lukları hep.pamuk ipliği ile bağlan- miş. Bu vaziyet dahilinde pamuk ip- liği ihracatı bile yapabiliriz. Pamuk ipliğinde buhran olmasın da nerede olsun? Terkos memba suyu Birçok sucular, memba suyuna terkos karıştırıyorlarmış. Bunun ö- nüne geçmek için çok çalışılmışsa da muvaffak olunamamış. Fakat bir mesele var: Acaba Mem ba suyuna mı terkos karıştırılıyor, yoksa terkosa mı memba suyu ka- tıştırılıyor. Orasını pek iyi anlıyama dım, Mamafih kendi kendime düşü- nüyorum ve diyorum ki: — Bu sucular da garip İnsanlar! Alâ terkos suyu satmak durürken membâ suyunu getirtmek için ne de- meye zahmet ediyorlar? Terkosu nasıl buluyorlar Sucularn memba sularına terkos katması meselesi etrafında bir arka, daşla konuşuyorduk. Nüktedan bir zattı bu: — Peki ama, dedi. Bu sucular ne kadar büyük bir zahmete giriyorlar bunu anlıyamadım. Ben yüzümü yr- kamak için evimde terkos suyu bu - lamıyorum. Onlar bunu nasıl bulup ta fıçılara dolduruyorlar ve satıyor- lar? Cim Londos maçı? Cim Londosla Dinarlı Mehmet ge- çeh Pazar günü Atinada bir maç ya- pacaklardı. Pazar günü bu mevzu et rafmda işledik Atina muhabirimize telefonla sorduk: Ve maçın gelecek pazara tehir edildiğini öğrenerek ev velki günkü nüshamızda yazdık. Ajans dün bu mesele etrafında bi- 2e şu malâmatı veriyor: Atina, 27 (A-A.) — Cim Londos- Dinarlı maçı gelecek Pazara tehir olunmuştur. Güzel değil mi? “Adet budur en sonra gelir bezme | ekâbir,, derler. Onun için 11 bin do- larlık dünya serbest güreş şampiyon luğu kemerine malik olan Cim Lon- dos'un da ekâbirden olduğunu kabul | edebiliriz. Belki bundan <dolayidır ki, Cim Londosa sit haber de bu ka- dar geç geldi! Onun için Ajansa sö- zümüz yok! Fani rıhtım Galata rıhtımı her sene 5 santim çöküyormuş. Her sene 5 santim!.. Yani 20 senede bir metro!.. Bir met- ro da çöktü mü Galata rıhtımı mey- danda yok demektir, Şu insanlar ne garip ne kudretli şeylerdir. Taş toprağı ve koskoca rıhtımı bile kendimize uyduruyor Ve onları bile fani yapıyoruz. Sporun sahtesi porun ve sihhatin de sahtesi bu- | Tundu. Bu ifademe bakıp ta sakın beni de mühim spor meselelerine, o | limpiyat “dedikodularına karışıyor | zanetmeyin. Mesele şudur: Pariste bir kimyager bir ilâç keş- fetmiş. Bununla denize “girmeden kararmak mümkünmüş. Bu suretle sayfiyeye, deniz kenarına gitmeden eve kapanıp etrafı aldatmak kabil - miş. Bu ilâcın üç nev'i varmış, Biri- si bir ay deniz kenarında kalmış gi- bi insanı karartiyor, ikincisi on beş günlük bir güneş esmerliği temin e- diyor, Üçilncüsü ise bir hafta deniz kenarında bulunmuş hissini veriyor- muş. . Ama diyeceksiniz ki, bizim gibi dört tarafı, su ile çevrili bir şehir İçin bu ilâca ne lüzum var Herkes denize gidebilir. Doğru, doğrusunuz ama ben yine bu ilâcın bizde de kullanılabileceğine kaniim, Fakat bunu biz de plâja git İmiyenler değil, gidenler kullanmalı. dır. Çünkü birçoklarımızm, plâjlarda - ki ateş pahası karşımda rengimiz İ atıyor. İ Diğer taraftan da bazı plâj sahip jleri bu pahalı ücretler karşısında bi- vaz kızarmak için bu ilâcı kullansalar yeridir. üç için yaptığım reklâmı mazur İ göreceğinizi ümit ederim, İ MAHKEMELERDE ' Terazi ile beraber erikleri alıp kaçan bir sab ıkalının davası Fakat suçu yalnız terâzi çalmak değildi evrak arasında birde vişne İhtiyar seyyar satıcı Ahmet, sir. tında erik dolu küfesi, elinde terazisi, güneşli yollarda; kantere bulanarak, sokak sokak müşteri ararken, Malat- yalı İbrahim: — Gel buraya, erikçi! diye sesle- Biyor, İhtiyar satıcı zaten çökecek yer a radığı için, kaldırımda bir gölgeye küfesini indiriyor: —- Buyur efendi! diyor. Malatyalı Ibrahim, kendisini yağlı bir müşteri tanıtmak için hemen maksada geçerek: — Senden on beş kilo erik alaca- ğım, düş önüme. diyor. Erikçi Ahmet önde, Malatyalı rahim arkada, yola çıkıyorlar. yar satıcı, kendi kendine: — Eh.. diye seviniyor, küfenin ya- risini sattık demektir!, Geriye kalan bir kaç kilo eriği de akşama kadar nasıl olsa elden çıkarırım! Ve bu keyifli düşüncelerle küfe sırtında, Akbıyık mahallesinden Yeni postanenin önüne kadar geliyor.. Malatyalı İbrahim, burada, ihtiyar satıcıya: — Dur, diyor, indir küfeni.. Otur şuraya, bekle beni!.. Fakat sonra, tekrar geri dönerek; teraziye yarım kilo kadar erik dol- durtuyor: — Ben bunları, götürüp (göstere- yim, beğenirlerse, geri kalan on dört buçuk kiloyu da alırım.. diyor. İhtiyar, Malatyalı İbrahimin kim olduğunu bildiği yok ama, sözüne inanıyor. Çöktüğü “yerde, saatlerce teraziyi geri getirecekler, erikleri a- Jacaklar diye bekliyor. Fakat ne erik geliyor, ne terazi.. İhtiyar adam, İn- Bye sıklıya karakolun yolunu tutu- yor. Dün ikinci ceza mahkemesinde, Ib. İhti- meselesi bahsi vardı fatile duruşması yapıldı. — Sabıkan var mı? sunline, İbra- him; gayet tabil bir eda ile: — Var, dedi, ama yalnız bir kere.. O da, küçük şey.. Sirkatten!.. | | Sonra, gelen şahitlere türlü türlü itirazlarda bulundu: — Bu »dam bir msi alaraktı. Art- | tardım. Üzerimde kaldı. Onun için düşman oldu bana! Bir kadin şahit için de: — Kendisini bir yabanetile gör- düm! Haber vereceğimden korktu. Yalan yere şahitlik ediyor. hakkım- da.. dedi. Fakat, suç yalnız bir terazi o çal- maktan ibsret değildi. Evrak arasım- da birde vişne meselesinin bahsi Yolcu salonu için hazırlıklar Liman umum müdürü dün tetkikler yaptı Liman idaresi umum müdürü Rau fi Manyasi, refakatinde fen heyet bulunduğu halde, dün, Galata rihti. mına gitmiş ve projesi hazırlanan ye- hi yolcu salonu hakkında tetkikatta bulunmuştur. Yeni salonun azami bir aya kadar inşaatı başlayacak ve Teş- rinisanide İkmal edilecektir. Şimdiki salon ufak tadilâtla antrepo haline ifrağ edilecektir. Talimatname tasdik edildi Gümrük antrepolarının devri ve İ- daresine müteallik talimatnameyi ve- kâletin tasdikma arzetmek üzere An- karaya giden liman idaresi umum müdür muavini Hâmit Saraçoğlu dün sabah şehrimize dönmüştür, Gümrük Başmüdürlüğiyle liman idaresi ara sımda tesbit edilen bu talimatname Vekâletin tasvibine iktiran etmiştir. İnhisarlar Vekâletile yapılacak te- maslardan sonra, tatbik edilmek Üze- re tebliğ edilecektir. Maarif Vekili Dün de Güzel San'atler Akademisinde çalıştı Maarif Vekili Saffet Arıkan, dün refakatinde yüksek tedrisat umum müdürü Cevat olduğu halde Güzel Sanatlar akademisine gitmiş ve bu müessesede önümüzdeki ders yılm - dan itibaren tatbikı mukarrer sistem etrafında omüessese 'direktöründen irahat almıştır. Üniversite rektörü Cemil Bilsel de Akademiye gelerek Maarif Vekili Saffet Arıkanı ziyaret etmiştir. Vekil, on beş gün sonra tekrar şehrimize gelecek ve ancak bu defaki gelişinde orta mektep ve Üselerin vaziyetini tetkik ederek kat'! kararlar verilecektir. Bu on beş gün zarfında vekâlet yüksek tedri sat umum müdürü Cevat şehrimizde kalacak ve vekilden aldığı talimat dairesinde Üniversite ile yüksek mek teplere ait kararların tatbikatına ne zaret ederektir. — ——— açıkçası bu kumaşları ben çaldım di- yorum. — Hem cürmlün faili ben değilim diyorsun, hem de kumaşları çaldığı- ni itiraf ediyorsun.. Bu mast şey? — Hayır efendim. Yanlış anlaşıl- masm. Kumaşları çaldım, fakat, ter- ziin kapısını kırıp içeri girmedim. Kapı zaten açıktı. Bilmem arzedebi- liyor muyum? — Kapının açık olduğunu nerden anladım Demek tarassut ediyordun? — Bekçi, demirini koymadan, çık- tı, gitti. Bende tesadüfen oradan geçiyordum. Kapının açık kaldığını gördüm. Bir de vak'a gece oldu diye yazmışlar. Halbuki güpe gündüzdü. Sonra, asıl mesele: Ben içkiye, koka- ine müptelâyım, Allah belâsını ver- sin, ne yaptımsa, kurtulamadım, ira- dei cüz'iyem elimde değil, Bu yüzden işsiz kaldım, aç kaldım. O gün de yi- ne açtım. Dükkânı açık bulunca gir- dim. Osmanla Adnanın bu İşte suç- vardı. Fakat vişnesi çalınan davacı mahkemeye gelmemişti. Mahkeme, hem terazi sahibinin, Hem vişne sahi- binin getirtilmesi için < duruşmayı başka güne bıraktı, 25 metro kumaş aşıranlar İ Suç Galatada, tüccar terzi Nikola 25 metro oğlu Kostinin dükkânmdan kumaş aşırmak! Suçlular, dir oğlu Hikmet, Ali oğlu Adnan, Ö- İ mer oğlu Osman... İ Bunlardan Talât, kumaşı aşırdığı İ için, ötekiler de çalınmış malı bile bi- le satın aldıkları iddiasile mahkeme- | ye gelmişler, Ret — Sen, söyle bakalım Talât, nasıl çaldın bu kumaşı? Talât, ciddi bir hareket yaparak ayağa kalktı; sesinde bir trajedi ak- törünün sahte olmamaya çalışan he- yecanı seziliyordu? İ — Muhterem reis, diye söze başla- dı, ben bu cürmün faili değilim! Mü- Abdülka- | ları yoktur. Onlar, benim eski halimi bilirler! Kumaşların hirsizlik malı ol. duğunu nerden anlasmlar, Öteki suçlu Adnan da; şunları söy- lüyordu: — Talât, evime geldi. İzmirle İs- tanbul arasında kokain kaçakçılığı yaptığını arasıra söylerdi. Fakat hir- sızlığını bilmiyorum. Bir gün bana geldi: Elinde satılık kumaş olduğunu öylüyordu. Bundan 9 metre kadarı- nı bana satmak Üzere verdi. Ben de çarşıya götürüp 24 liraya sattım, Reis sordu: — Allah rızası için mi? Yoksa, bir komisyon falan aldın mı? — Ne yalan söyliyeyim, kendim için bir pantalonluk kumaş ayırdım. Bütün kazancım bundan ibaretti, Hırsızlık olduğunu bilsem satar mı idim? Üçüncü suçlu Osman da, Talâtım elindeki kumaşm 8 metresini 30 lira- ya satın aldığımı söyledi. Fakst hırsızlık mal olduğundan haberi bulunmadığını da ilâve etti, Mahkeme, öteki şahitlerin çağrılması işte bu Malatyalı İbrahimin, suçlu sı- | evvel ifademde de söylediğim gibi, | için duruşmayı başka güne bıraktı, Ne dersiniz? Doktorlara öğüt! Bir doktor hasta olsa da doktor olmayan bir hastanın psikolojisini bilemez. Doktor olmayan hasta, doktoru yarı ilâhi bir mahlâk gibi sayar, Onda kendinin vehim edemi bir kudret tevehhüm eder ve onun içindir ki hayat ve s«hhatine ait bütün ümitleri ona bağlar, Dohtorlar bunu iyi bilirlerse has- talarını ruhan tedavi ederler. Buna muvaffak olan doktora aşkolsun. Zira, hekimlik yavaş yavaş ilâç - tan yakasını kurtarıp ruhi telkinler le tedaviye uğraşıyor. Halbuki bütün doktorlar bu ince. liği havramışlar mıdır? Pek çoğu kavramıştır. Lâhin içlerinde bir kıs mı da bilmem hangi tedavi ekolü » nün tavsiyesi mucibince hastasına, hastalığını, vaziyetini, hayatının tehlikede olduğunu şakır şakır söy- ler, Bilhassa bizim halkımız gibi çabuk (müteessir ) olan halk arasın. da bu nevi hekimlik bir salgın has- talıktan fazla zayiat yapar. Belki bu tarz şimal adamlarına tesir etmez. Lâkin bize katiyen yaramaz. Bizi bu satırları yazmaya sevkeden ar- mânasız tafsildt vermesi olmuştur. Kadın bu tafsilâttan müteessir olmuş ve doktor da hiç birşey kazanmamış tır, İ Gerçi hekimlere zenaatlerini na sıl yapacaklarını öğretmek bize düş İmez amma, biraz da hastalarının isözlerini dinlemek, hekimler için hiç te faydasız almaz. Yalnız hekim olmak kâfi değildir. Biraz da ha- hiym olmalıdır. : Biz böyle düşünüyoruz. Siz ne dersiniz ? ER EAA © İlkmektepler Komisyon raporunu Ma- arif Müdürlüğüne verdi İlkmekteplerin vaziyetlerini tetkik eden ve Maarif müfettişlerinden mü- rekkep olan komisyon işini bitirmiş, raporunu Maarif müdiriyetine ver- miştir, Komisyon ilkmekteplerdeki #ınıf, şube ve talebe mevcudile yeni- den ne kadar İlâveler yapılabileceği hakkında ilkmektep başmuallimlerin- den mufassal izahat almıştır. Bunun Üzerine raporda hangi mekteplere ye niden sınıf ve şube ilâvesi lâzimgel diği. hakkında icap eden malümât yazılmıştır, Rapor Muarif Vekili ta-| rsfından tetkik edildikten sonra kati kararlar verilecektir, Ayrıca ilkmek- | teplerdeki o muailim ihtiyacını tetkik etmek üzere bir komisyon teşkili de münasip görülmüştür. Halde sebze küfeleri Sebze Hali idaresi sebze küfeleri- nin yüz kilodan fazla olmasını yasak etmiştir. Fakat bu halden müstahsil mlştekidir. Çünkü, bir küfeden 40 kilo dara çıkarılmakta, ayrıca halde hammaliye resmi verilmekte ve buna mukabil bir küfe sebze müstahsil ta. rafından ancak üç liraya satılmakta- dır. Belediye müstahsilin şikâyetini tet kika başlamıştır. —————— — | | Küçük Haberler ri * Bina sahiplerinin müracaati Şehrimizde mahalle içerlerinde triko- taj fabrikaları çoğalmıştır. Fabrika- larm mahalle içerlerine yayılmaları gürültüyü çoğalmakta olduğundan kiracıları başka semtlere kaçırmak» tadır, Bu itibarla mahallelerinde tri- kotaj fabrikası bulunan © yerlerdeki bina sahipleri dün belediyeye mtm- caat ederek şikâyette bulun'nuslar- dır. Belediye vaziyeti tetkik etmek- tedir. * Almanyaya gönderilen emtin — Bir ağustostan itibaren; Almanyaya İhraç edilecek emtlanm şe ha detnamesinde ayni zamanda alnan - ca meşruhat bulunması icap ettiği a- lâkadarlara bildirilmiştir. * Sebze halinde yeni pavyon — Ihtiyacı karşılamadığı anlaşılan seb- ze balinin yanıbaşma bir pavyon ya» İpılmasına karar verilmiştir. Bu pav- —| R Şirketi Hayriye- nin gemileri Dün Hasköy fabrikasın- da merasim yapıldı Şirketi Hayriyenin Boğaziçi sefer- lerini en seri şekilde temin etmet " zere kendi fabrikasında yaptırmayı kararlaştırdığı vapurları, uu u. ti kurma merasimi Şirketin Hasküy- deki fabrikasında yapılmıştır. Şirket Meclisi idare reisi Necmeddinin neza retinde idare meclisi azası, şirket mü dürü Sadi Akant, kâtibi umum! A- İsaf Akant, şirket erkânmdan İzzet ve diğer sevat, bir istimbotla Haskö- ye geçmişlerdir. Hasköyde, fabrika müdürü Dilg heyeti Rarşılamış ve kendilerine, fabrikanm dökümfane, tesviyehane, kazan, demirhane ve ma rangozhane kısımlarını gezdirmiştir. Bütün vapurların en hurda malzeme- sine varmcaya kadar temin eden bu fabrika, son sistem birçok makineler- le teçhiz edilmiş bulunmaktadır. Bu arada, fila, dümen makineleri ve di- ğer vapur âletlerinin birçoğu, fabri- kada, yerli işçiler tarafından yapıl - maktadır. 20 fabrika dolaşıldıktan sonra, umum! kâtip birkaç sözle, fab- rikanın girdiği yeni tekâmül! hayatın dan bahsetmiş ve ilk defa olarak yerli vesaitle, kendi tezgâhlarımızda, vapur imali kabil olabildiğini kay- dederek bunu temin eden Cümhuri- yet hükümetine minnetlerini tekrarla mıştır. Bundan sonra, yeni tezgâha konulmak üzere bulunan ilk vapurun omurgaları, yerine konmuş ve kur - banlar kesilerek merasime nihayet verilmiştir. Bugünlerde inşaata baş lanacak olan vapurlar, en son sistem tertibatla mücehhez olacaklar, Boğaz içi yolculuğunu çok kısaltacaklardır, Vapürların boyları 33 metre ve enli- likleri 6 buçuk metredir. On üç mil süratle hareket edeceklerdir. İnşaa - tm önümüzdeki sene Mayıs sonuna doğru biteceği umulmaktadır. Dil Kurultayı Kurultayda bulunacak Rüs profesörleri bildirildi 24 Ağustosta Dolmabahçe saray da toplanacak olan İçüncü Türk di- U kurultayına iştirak edecek olan Rus âlimlerinin isimleri bildirilmiştir. Bunlardan” ikisi ikinci kurultaya İg- tirak etmiş olan Sovyet ilimler aka- demisi azasından Samoiloviç İle Meş- guninof"'tur. Diğeri de Sovyet Üniver sitesi profesörlerinden bir zattır. Şeh rimizde bulunan Japon profesörü Okubo da Kurultayda bulunacakim., İzmir sergisi için hazırlık İzmir sergisine şehrimizden iştirak edecek memleketlerin mümessilleri Ticaret Odasında bir toplantı yapa- rak kat'i kararlar vereceklerdir. Ti- caret ve Sanayi Odası, milesseselerin sergiye iştirakini güçleştiren sebep- ler etrafında bir rapor hazırlıyarak bunları vekâlete gönderecek ve mah- zurların süratle ortadan kaldırılması istenilecektir. Tahrir komisyonu azaları Arazi tahrir komisyonlarında çalı- şan azalara şehir dahilinde altmışar, mülhakatta kırk beşer lira maaş ve- / rilmekte bu miktardan ayrıca ve usu- ilen vergi de kesilmektedir. Bu itibar- İla âzalardan bir çoğu istifa etmeye başlamıştır. Belediye işlerin aksama» ması için mülhakattaki âzanın maa- şmı altmışa, şehirdekileri yetmiş be-| ge çıkarmaya karar vermiştir. İş bulmak için Anadoludan İstanbula gelenler Anadoludan bir çok kimseler İş bulmak için şehrimize gelmekte ve bir müddet burada kaldıktan sonra iş bulamaymca belediyeye baş vura- rak memleketlerine gönderilmelerini istemektedir. Belediyenin bütçesi bu- na müsait olmadığı halde, müraca- atlar tevali etmektedir. Eh İşe mani olmak için, dün bele- diyece alâKadarlara bir tamim gön-| derilmiş ve hakikaten fakir olanlar müstesna olmak üzere kimseye fakrü hal mazbatası verilmemesi bildiril yon münhasıran kavun, karpuz, pa- tates, soğan ve yumurtaya tahsis e- dilecektir. İnşaata tegrinlevelde baş- lanacaktir. miştir. Ayfı maksatla taşra belediye- lerine de müracaat edilecek ve lüzum suz yere buraya kimse gönderilme- mesi istenecektir. 20. 7-936 : siyas Almanyanın müstel siyaseti Eski Alman miistem şarki Afrika, garbi Afrika lant Versay munhedesi # manyadan nezedilmişti. men hepsi bugün ya Fransa gilterenin elinde bulu müstemlekeler bugün Ce vam namına idare edilmekle ve vesayetin ancak hakikatte buraların oadetâ /ve İngiliz müstemlekesi Kibİ dildiği muhakkaktır. Hattâ © Akvamdan çekilmesine FAĞİ ponya Mareşal adalarında? Ni adasından çekilmeki kat'iyede imtina etmiştir. Almanya uzun seneler, siyaseti, zaafı icabı mü asında bulunamazdı. Fakat kuvvetlendikçe edinmek hususundaki arrusl na çıkmıştır. . | Alman müstemleke siyi | hararetli taraftarlarından Alman Devlet Bankası sat Nazırı Doktor Chachıt'tr. | Bu zat Dawes plânmm edildiği zaman, yani 1926 da? manyanın müstemleke sunu İzhardan çekinmemi simdi bu arzusunu vurmuştur. Diğer taraftan Alman ke siyasetini şiddetle tervi$ çok cemiyetler bulunduğu # leri de kurulmustur. Bum” mühimminin başmda sabık müstemlekeleri umumi Dr. Sehnee vardır. Denilebilif? zi fırkasınm müstemleke bugün bu zat idare etm | Yalnız, Nazilerin müstem kmda düşünceleri b lar fazla olan Alman vüfusü ni bir saha değil, istifade Almanyaya mevaddı iptidai?” tirebilecek yerler istiyorlar. Alınan iddialarının b / Ingiliz idaresindeki eski ve temlekelerdir. Bunun içindir * tereyi şimdiden telâş almıs kım tedbirlere sevketmiştir. başlıcası müstemleke! isitfade etmiyen ve edemiyef ketlerin, mesdâ Portekiz v© müstemlekelerinin “bir Ki manyaya vermektir. Fakat gerek Portekiz, ka buna şiddetle itiraz. Portekiz & hakiki diktatörü Portekizin böyle bir sureti naşmıyacağını söylemiştir. Mesele henüz halledilmi$ Almanlar herhalde bu vazgeçmiyeceklerdir. Hati$ Afrika müdafaai mihiye bile Almanların Afrikadan * uzaklâştı ırılamıyacağını çekinmemiştir. Müstemleke hakkmdak! yaseti bu son günlerde h ha İyi tavazzuh edecektir. Ralf N: Poliste Su çekerkef Muvazenesini ka kuyuya düştü, k Kasımpaşada Bedreddir sinde oturan Sümbül evini? ei tındaki kuyudan su çek! zenesini kaybederek kuyu?” tür. Gürültüyü duyanlar Sümbülü baygın bir çıkarmışlardır. Merdivenden dü Fatihte Sofular mahal” İran Şefika, misafirliğe Bİ hanın evindeki merdiV K müvazenesini kaybeder mıştır. Şefika, yaralı oldi tahaneye kaldırılmıştır. Mahmutpaşada Mahmutpaşadaki Çuha ikinci katında oturan K9* şuanın odasından Yangın ikinci kat tama tan sonra yetişen itfalY* söndürülmüştür. Ekmek ve frame Ekmek ve francala fi den itibaren © mültenkiP için aynen ipka edilmişti” Ancak, son yağmurl8” f buğday fiatlerinde bir det rüldüğünden gelecek“ yükselmesi muhtemeldi”*