Bu Fransızca lâkırdı o kadar edepsiz sesle söylendi ki aleyhindeki bu lâfı uşak Ahmet olduğundan ağır sandı Fakat, gün geçtikçe, siğara kutu- sunun parasiyle gittiği ikinci kadm, birincisi gibi, ucuz lâvanta ko kan hayvandı; iğreti tebesstimleri du- dağından düşüyordu; gözleri Ceva- dm çabuk gitmesini bekliyordu, Hiç bir yeri çarpmıyan kadındı; Cevat bu kadmı sade yiyordu, fakat doy- xuyordü. Raşelin kumral oehennemindeki buharı, buğuyu, kıyameti Cevat | ni- heyet özledi. Bitmeye başlıyan pars- & da Raşeli hicran haline koydü. Ra- gele yalvarmak, srkasından gerçek, önünde yalan olarak telâş etmek iste- di. Sonra bu telâşma güldü. O, nasıl unutuyordu ki bir kaç gün sonra Ra- gel kabahatli olacaktı; gelecek, yal varacaktı. Onun dudaklarınânn Cevat gözlerini kapayarak suratını çekmek istedikçe o, Cevadın burnunu, çenesi- ni, yakalayabildiği kısmını öpecekti; aifedilmek istiyecekti . Tik dargınlıklarmda böyle barış- ar mıyıdı? ea ki bu sabah Cevadı bu bekâr odasmda bakkal değil Raşel uyan derdi. Fakat Raşel çok öfkeliydi: çay dnki rezaleti Cevadm suratına — vur. mays gelmişti o!.. Hiddetlenmek için Cevaâm yatağına geliyordu. Cevat paslı, kısık sesle “oruspü!,, dedi, Ra- dolabından Yenilerini veriyordu. Fa-! bulmamaya başladı. Kocasmm Prens kat kendisine bu kravatlarm en güze. | olması 8 ayda eskidi; parası da 8 ay- li verilen uşak Ahmedin ağımı bıçak-|da bitti. Bir taraftan dâ Onu, Prense lar açmıyordu. Gözleri, bir sağırm| vardığı için çekemiyecek olanlar vak» yüzündeki dikkatle Cevatta kalıyor. | tile Adnanm karısıydı diye kıskanıyor du. İlardı. Halbuki Şişlinin bu eski aileleri Cevat, bu akşam yemeğinden sonra | için, bir zamanlar, Adnan “sonradan #igarasını mukavva paketten çıkarır» | görme,, ydi; onların densiz gözlerinde ken “plâtin tabakasmı geçen gün| bir saman Belkis hep bunu görmüştü. çaldırdığma,, yandı. Raşel Cevadın U-| Belkisi boşayınca Adran asil oldu; ja, derler, FAYDA — BİLGİLER Bugünkü Program Istanbul 18:'Dana musikisi (plik). 19: Haberler. Bethofen dokuruncu senfoni (plâk) Stüdyo orkestraları, 21/30: Son ha- Saat 22 den sonra Anadolu ajanımnı gs- setelere mahsus havadis servisi verilecek. dr. Prag 20,25: Eğlenceli mesiki. 21,10: Skeç 21, $0: Çek filbarmenisi (Mozart, Frankın 6 #erlerinden). 22: Konuşmalar, 23,15: Plâk. 23,40: Almanca haberler. Bodapeşte 19,20: Salon orkestrası. 2030: Konfe - Çingene musikisi, 21,46: Haber Verdinin (AİDA) operası. 24,30: 20: Piyano konseri. 20,30: JPiyana - Şarki 20,55: Besthovenin ayışığı sonat 11,30: Sözler. 22: Askeri bando. 23: Spor. 2515: Leh musikisi, 2 Dans plâkları Bükreş 18: Salon orkestrası 19: Konuşmalar, 19,15: Konserin devamı, 20,15: Konf. 20,35 | 21,18: Oda musiki» | : Şarkilar, Spor. 22, orkestems. 2; Orkestra, 23,45: Ecnebi dillerle haberi Viyana 20 ler, 30: Haberler. 20,10: Diş hastalıkalrr. 20.| ? 10: Şen sözler. 234 15: Gece konseri. | Sinemalar, Tiyatrolar | *.HALK OPERETİ? Bu akşam 21,4$ te Kadıköy Süreyya Bahçesinde (Tel. Hi Turna) opereti. Duhuliye 35 Krş Yarm akşam OTaksim bahçesinde (Denir Havası) * USKUDAR HALE : (Aşk Bandosu). “ Bağlarbaşı Hile Bahçesi : (Sekoya - Kaplan Kir) Itfaiye Telefonları İstanbal İtfaiyesi 24222 * İğini bilemedi. Bu, Her güh bir Hikâye ikiterzi ve bir genç kiz — Fakat niçin bu kadar inceden inceye soruşturuyorsun. Yoksa mak sadım... — (Babasmm sözünü keserek) ba- bacığım, hiç merak etme, işi bana bız rak. Herhalde bir çaresini bulacağım. Yalnız benim İstanbuldan geldiğimi kimseye açma, Hasan Ferhat, kasabanm bricik terzisi idi, Şalvar, potur gibi kaba sa- be köylü elbisesi diken bir ihtiyardan başka rakibi yoktu. Kasaba halkınm ve yakm köylerden ileri (gelenlerin köstümleri hep onun elinden çıkardı. Fakat bir gün Hasan Ferhat, dükkü- nının tam karşısında bir yeni terzi- hane açıldığını görünce neye tuğradı- Istanbuldan yeni bir terzi idi. Herhalde bu rziliğin iyi para getirdi. » açık göz bir adam olma- * Ertesi sabah Nahide en şık tuvale. tini giyinerek Ahmet Cemilin terziha- pesine gitti. Ahmet Cemil, bu tani madığı genç, şık ve güzel miişteriyi nasıl karşılıyacağını şaşırmıştı. Na- hide sordu: -—— Kadın mantosu yapıyor musu- nuz? Ahmet Cemil derhal cevap verdi; — Sade olmak şartile evet — Pek sade. Çarşıya çıkarken giy» mek için düz bir gabardin manto dik- tirmek istiyorum. Ahmet Cemil, raflardaki çeşit çesit gabardin toplarını Nahidenin önüle yığdı. Genç kız, nefti bir kumaş be- gendi. Ahmet Cemil, Nahiğenin ode- kolte bir fistan içindeki vücudunun ölçüsünü alırken âdeta heyecana dilş- gelmiş ge: kasabada ğini ani Uydı Yeni gelen terri bir iki gün içinde dükkünmi göz alıcı bir gekilde boyat- tr, içini bir kuyumcu dükkün! gibi süs | liyerek raflara top top, renk renk ku- maşlar dizdi, vitrine şöyle bir koca- man Jâvha astr: Ahmet Cemil İ Altm Makas Terzihanesi Üç prova ile dikiş ilcreti 15 liraya Hasan Ferhadıh bu lâvhayr görün- J6e fena halde canı sılaldı. Çünkü ken- disi 20 — 25 liradan aşağı dikiş Ge İ reti almazdı. Bir milddet “benim ritiş- terilerim yine bana gelir, diye kendi ai seli kollarmın arasmda sıktı. Kadın Kadıköy. İtfaiyesi 40920 |kendini avutmak İstiyerek flati in-| müştii, zülmesine razı olmadı; 1| Dedesi Çelik Mehmet Paşayı herkes) saadetinden ağlıyordu. Bu kelime de- risine karışıyor.bu kelimede bulduğu bir çök erkek onu çıldırtıyor, kadm kendi oruspuluğuna şehvet duyuyor, kafası kopuyor, bu kelime onu lexze- tinden hasta ediyordu. Bu kelim nız Cevattan ne de bask eti vereme mislardi Bir snattan beri kirmizi olan kadm #imdi solgundu. Cevadm — burnuna parmağınm ucuyla vurdu: — Benim mevkiimi düşünmek yok mu? 60 kişinm önünde öyle şeyler yapılır mıydı? Fakat simdi Cevada gelişindeki rezaleti küçültmek için Cevadm çay- daki edepsizliğini küçülttü: — Vakıa içki hali; insan yaptığını bilmez. Ama biraz da idare edebilir- din! Kabahatlisin! Dinlemem, kaba tisin, Cevadın dudaklarımı eriyetle öpü- Yor, yaramaz çocuğun Gezesını veri. Fakat Cevat Raşelim evine gitmi- Yecekti. Çok istiyorsa Raştl onu gar- soniyerinde bulabilecekti. Hem bun- dan sonra Cevat Raşelden para yar- dımı da beklemiyorekti: Bu, kelimesiz. bir mırıldanmayin anlaşılıyordu. Çün- kü Cevat, çalışacaktı; çünkü o, “ev lenecek,, ti! Fakat Cevat. bunu Böy“) lerken iki eliyle Raşelin kafasmı ha - vaya kaldırarak yüzünü rastgele ber yerinden öpüyor, evlenecek (adama İkisi de kahkahalarla gülüyorlardı. Cevat nihayet Raşei'in evine gitme ye razı oldu; ams bir gartla: "Ahmet kovulacaktı,, Bu şart, Ceradm hem uşak Alıme- de hmemm neticesiydi; hem de ayak basmıyacağım dediği eve tekrar gil meyi şartla kabul etmek gururunun hilesi, Raşel, Cevadm ensesinden Fransız- ea söylendi: ; — Uşak Ahmedi nasıl kovarız ci- dim? Bizden çıksın da sırlarımızı bü- tin Beyoğluna mı yaysn? Beyoğlundan saklanan sirra Cevat içinden güldü . ki lediği lâfa Raşel inanma- ağiz lari. Zaten Raşel açığa vurdu: Uşak Ahmet “yakışıklı hay- van,, dı; saçının ve kıllarının keskin renklerile, büyük ve beyaz dişlerile konağı, eşyası kadar süslüyordu. Cevsâın dudaklarma Raşelin du- dukları ufak sesle uşak Ahmedi o ka- dar yalvardı ki oğlan nihayet kovul- yi eyi sefer de Uşak Ahmedin yemeklerde hizmet görmiyeceğini Ce- vat gart koştu. Ama bu insdmdan da Raşelin çıplak göğründe Cevat Raşelin konağına gelince hiz metçiler, uşaklar, k yaptılar. Yalnız Uşak Ahmet düşünceliydi. Ce vadm barıştığma Raşel o kadar 86- vindi Ki bir gün evvel kovmaya kalk- tığı uşakları şimdi birdenbire sevdi: kravatlarını eski buluyor, kocasınm “Ugak| kaybeden güzel çocuğa vadetti: Ona daha iyisini Paristen getirtecekti. Ra- gelin vadini Cevat sahte vekar bir bu- İrunla cevapsız dinledi sonra sigara» smı uşak Ahmedin niçin çabuk yak - madığma kızdı. Raşele Fransizca: “Bu oğlan adam olmaz, hâlâ aynı dedi. Bu fransızca lâkırdı oo kadar e- depsiz sesle söylendi “ki aleyhindeki bu Iâfı uşak OAhmed, olduğundan daha ağır sandr. Rus prensi Peşteden Istanbula Belkis Prenses döndü. Fakat Rus Prensile evlenmesi ! Şişlide hdise' olamadı:"“Rus prenai!, kanılmayınca Belkis te kendini mesut | Veli l Veli Efendi çayırmda arka arkaya altı hafta devam edecek ölan at ko- şularmın Üki dün yapılmıştır. Hava - nm geç vakte kadar kapalı ve yağ - İ murlu geçmesi yüzünden yarış yerine rağbet pek az olmuş, seyircileri he- men kemen yalnız Bakırköy halkile at sahipleri teşkil etmiştir. Yarışlar. ds Bakırköy Kaymakamı Veli, İs - tanbul baytar müdürü Etem, yarış ve ıslah encimenine mensup zevat beveskâr halk ve köylüler bulun - ” Kogulara tam saat 15 te başlan - mıştır. Birinci koşu: (Satış koşusu) üç ya #mda yarım kan İngiliz erkek ve di- şi tayları mahsustu. Mesafe 1200 metro yarış sonunda; birinci Salih Ankaralmm Gülizarı birinci binbaşı Cebbarm Geyiği ikinci gelmiştir. Bu yarışa zaten iki hayvan iştirak et - miştir . İkinel koşu: Dört ve daha yukarı 1936 senesi zarfında kazan- dığı ikramiyeler yekünu 500 İirayı tecaviz etmiyen halis kan Ingiliz at ve kısraklara mahsustu. Mesafe 1600 efendi at yarı bildi; kıymeti “Çapkındı ara, Belkisi hoş tutuyor. du. Zaten çapkm olmıyan köca var mıydı? Eiverirdi ki aldatıldıklarmı karıları anlamasımlar... Belkis te kocasmdan boşandıktan | 8 ay sonma bir gün kocasınm asil ol duğunu düşündü: “Bu, onun ellerin den belliydi!,, fakat sonra “bütün Adnan,, m hayalini karşırma koydu; Adnan yüzünü kaybeden bol etiyle Eelkisin gözünün önünde durdu. Ko- caman vücudunun yanında bu asil el. ler çök azdı; Çelik Mehmet Paşayı masal olmaktan kurtaramıyacak ka- dar az!.. Belkis Adnanm asaletini bir tarafa attı; yalnız çapkınlığında dur- diyorlardı. Mes'ut olacak kadar kıs-Jdu TArkam vr şları başladı Dünkü yarışlar dan bir intiba metro idi. Yarış sonunda: Akifin Kazbadalyam birinci, Prens Halimin Kopeni İkinci, Ahmet Ankaranın Şaramposu üçünel gelmiştir. Bu ko- suya yedi hayvan iştirak etmiştir. Uçüncü- koğu, dört ve daha yuka- rı yaşta 1036 senesi zarfında hiç ko- şu kazanmamış yerli, yarım kan A- rap ve halis kân Arap at ve kısrak» lara mahsustu. Mesafe 1400 metro idi. Yarış sonunda Necibin Dervişi birini, Ahmedin Sadası, ikinci, Hü- seyin Ahmedin Ejderi üçüncü gelmiş tir. Bu koşuya dört hayvan iştirak etmiştir. Dördüncü koşu: Dört ve daha yu- karı yaştaki halis kan Ingiliz at ve| kısraklara mahaustu, Mesafe 2000| metro idi. Yarış sonunda Akifin Üç atı da sira ile arka arkaya yarısı bi- tirmişler'dir. Beşinci koşu: Dört ve daha yuks- rı yaştaki yerli, yarım kan Ingiliz at ve kısraklara mahsustu, Mesafe 1800 | metro İdi. Yarış sonunda Prens Hali- | min Erteni birinci, Ahmedin Ceylin: ikinci, Prens Halimin Borası üçüncü gelmiştir. bilinmiyen kocaydı:| Yeşilköy, Bakırköş, Büyükdere, Ünküdar İtfaiyesi 50625 İ Beyoğlu itfaiyesi 44644 İ Büyükada, Heybeli, Burgaz, Kalı mm takaları için telefon santralındaki memara | yangın demek kâfidir iaorana talat “am hastanesi 21603 snesi Yen # Haseki kadınlar hastanesi 24858, Zeynep Kâmil hastanesi Üsküdar 60179 Kuduz hast 22142 Beyoğlu Zi Gülhane hastanesi Gül Haydarpaşa Nümüne ha Etfal hastanesi Şi Bakırköy Akıl Mürnenat yerleri Cerarhpaşa tentesi Telefon 42342 öy İskelesi) 43132 olları Sirkeci 23079 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 Çabık sıhhi sardım teşkilât Bu numaradan iradat otomo bili istenir 44993 Kadronun genişletilmesi için yardım istendi Galatada belediye tarafından ilç sene övvel açılan Kimsesizler Yurdu- mm kadrosu olmuştur. Halen, yur. da hariçten müracaat eden kimsesiz Socuklar almamamaktadır. Belediye, müessesenin genişletil - mesi için Erkafın yardımmı istemiş- Jtir. Evkaf İdaresi henüz kat'i ceva- bin: vermemiştir. Belediye ile Evkaf Arasmdaki bu vaziyet, müspet bir ne- tice verirse milessesenin tevsli etra- İımdaki tetkiklere başlanacaktır. Yart çocuklarınm bir hafta sonra bir aylık kampa çıkarılması tensip e- dilmiştir. Mütereddi kızlar için açi- ması mutasavver şubenin tesisinden şimdilik vazgeçilmiştir. Ticaret Borsasında seçim Ticaret ve Zahire Borsa idare he- Yeti seçimi bugün yapılacaktır. Bor- sa mübayaacılarmn çoğu, idare he-| yetinde kendilerini temsil edecek İki! aza bulundurulmadığı takdirde seçi- me iştirak etmemeğe karar vermişler dir. Vaziyet, bugün belli olacaktır. m Göz Hekimi Dr. ŞÜKRÜ ERTAN Cağaloğlu Nuru Osmaniye cad. No.30 (Cağuleğis Eczanesi bitişiği) Tel 22566 dirmedi. Fakat aradan biraz zaman Günün modasile hiç bir alâkası ol- Kimsesizler yurdu geçince bu tahmininde aldandığnı | muyan bu sade dikişli mantonun pro- gördü. Çünkü miişteriler birer ikişer| vası bir türlü bitmiyordu. Genç kızm karşıki terziye dadanmağa başlamış-|her provaya gelişinde Ahmet Cemil, iardı, Naçar o da vitrine dikiş parası-| mutlaka bir kusur buluyor ve tığor yn İndirdiğine dair bir lâvka | bir provaya ihtiyaç gösteriyordu. ebur oldu | Nihayet mantonun dikişi bitebil. ertesi günü sün: Ah. | mişti. Bu müddet zarfında Ahmet Ce. met Cemil fiati 12,5 liraya. indirme-| mil ne kadar değişmişti! Yüzü sarar- miş mi? Hasan Ferhat öyle öfkelen. | mış, gözleri çukura kaçmış, dalgın ve di, öyle öfkelendi ki, az kalsam koca- | düşünceli bir hal almıştı. Terzihane- mân kumaş makasmı kaptığı gibi!nin üstündeki prova odasında genç susuna hücum - edecekti. Kendi) kizla konuşurken titreyen ellerile kendine: mantoyu paket yapfhağa çalışıyı — Allahım. bu belâyı nerden başı: | fakat bir türlü buna muvaffak olamı- ma musallat ettin? yordu. Nabidenin ise yüzünde şeytan» Diye bir hayli söylendikten sonra /ca bir tebessüm uçuşuyordu. Nihayot derin derin düşünmeğe başladı ve ni- | Ahmet Cemil dayanamıyarak (genç hayet gidip rakiple anlaşmağa karar | kızm önünde diz çöktü ve aşkını ona verdi itirafa mecbur oldu, Hasan Ferhat, komşüsunun güler » yüzlü, yakışıklı, sözü gohbeti yerinde| Neticeyi tabii anladınız: Nahide ile bir genç olduğunu daha ilk konuşuş- | Ahmet Cemil evlendiler. Ahmet Ce ta anlamıştı. Ne çare ki fiatları Oin.| mil, kaymbabası Hasan Ferhatla bir- Artık kendisi kadın terziliği ya» pıyor, Atölyesinde ona göre teşkilât vilcude getirmiştir. Kaymbabası da erkek terriliğine devam ediyor. Fa- kat her ikisi de birbirlerinin kârma ortaktırlar. Nahide ise açtığı o dinçi kabinesinde hergün bir yeni müşteri kazanıyor. — Ahbaplığımız ahbaplıktır, diyor. du, Fakat ticsrette rekabet benim en esaslı prensibimdir. İcap ederse | bu hususta bütün sermayemi feda et- mekten çekinmiyeceğim Hasan Ferhat, çok ktzgım ve ümit- siz bir halde oradan ayrıldı ve rakibi- ne “pes!,, dedirtinciye kadar fiatları düşürmeğe karar vererek 10 liraya elbise diktiğine dair dükkânınm kapı- sına kocaman bir ilân astı, Fakat on beş dakika sonra Ahmet Cemilin de Vitrinindeki fiat rakamı- nı 75 liraya indirdiğini görmez mi? Hasan Ferhat artık çıldıracaktı, 7.5 lira, bir kostüm dikişinin masrafına bile yetmezdi. Piati daha fazla kırsa bile rakibiyle başa çıkamıyacağını anlamıştı. Hasan Ferhat ne yapacağımı gağır- mığtı. Sermayesi bitinciye kadar da» yanmak mı, yoksa dükkân! kapayıp başka bir kasabaya taşmmak mı lâ- sw geldiğini düşünmekle gecelerini uykusuz geçirirken, hayatında bir yenilik oldu: İstanbulda dişçi mekte- binde okumakta olan uz: Nahide, diplomasını alarak babasının yanma gelmişti. Niyeti kasabada bir dişçi kabinesi ağarak babasiyle ( beraber yaşamaktı. Hasan Ferhat, başma gelenleri ya- na yakıla kizina anlattı. Nahide, gü- zelliği nisbetinde zeki, becerikli bir kızdr, Babasını dinledikfen sonra yü- zünde kurnazca bir tebebsüm belirdi — Bu adam genç mi? — Hem genç, hem güzel. — Bekâr mı? — Bekâr, — Zengin mi? Herhalde zengin olacak. Öyle ol. masaydı benimle böyle tehlikeli yarışa girişemezdi. Nahide düşünceye daldı. Hasan Ferhat, kızma hayretle bakarak sor.) vel lu? Agâh İZZET İzmire ilk kuru mahsulü geldi İzmir, 26 (Tan) — 986 maheylti ille kuru üzüm dün saat 1l de boçsoya gelmiş, Menemende Süleymanm ba - ğında yetişen bu üzümler Hıfzr adm- da bir satıcı tarafından piyasaya ar- zedilmiştir. Bu münasebetle, Ege ü. üm mintakas: bayram yapmaktadır. İk üzümlün nefasetine alt rapor he » zırlanmıştır. Istanbul Levazım Amirliği| Satınalma Komisyonu İlânları İdâreleri İstanbul Leva- zırı Âmirliğine bağlı mües seseler için doksan üç ton sade yağı 4 Ağustos 936 salı günü saat 15,30 da 'Tophanede Satınalma Ko- misyonunda kapalı zarfla eksiltmesi yapılacaktır. Tah min bedeli 72540 liradır. İlk teminatı 4877 liradır. Şartnamesi 363 kuruşa ko- | misyondan alınır. İsteklile- ei rin kanuni vesikalarile te- minat ve teklif mektubları- nı ihale saatinden bir saat ev I komisyona vermeleri. 4D (4046) 102