Mz $ İnhisarlar vekilinin beyanatı İnce tuz fabrikamız da işlemeğe başladı Ali Rana Tarhan, Çamaltı Tuzlasında dört saat süren tetkiklerde bulundu Tuz şehrinde mükem mel bir buz meşheri Izmir, (Hususi Muhabirimizden) — Iki gündenberi şehrimizde bulunmak» ta olan Gümrük ve İnhisarlar Vekili Ali Rana Tarhan, dün Çamaltına gi- derek tadilen inşast bitirilen ine& sof- râ tuzu fabrikası ile yeniden yapılar | beş dershaneli mektep, hastane, me- mur evleri, tulumba daireleri ve sair inşaat ve tesisatı tetkik eylemişler- dir. Vekil, tuzla müdürü mühendis Se - zainin yeni ve modern tesisat hakkın- da verdiği izahatı büyük alâka ile dinlemiş ve icap eden notları almıştır. Sofra tuzu fabrikasında beheri ya- rım ve bir kiloluk olmak üzere günde 50, 60 bin paket tuz istihsal edilmek- te ve bunlara insan eli asla değme- züekte, herşey otomatik makineler vasıtasile yapılmaktadır. “Tuzlada 35 sönedenberi bilâfamla çalışan ve tuzlanın çok şayanı dikkat bir siması olan ihtiyar Tahir çavuşun yaptığı hizmetleri takdir ile dinliyen vekil, kendisinin ücretine zam yapıl- masını alâkadarlara emretmiştir. Tahir çavuş 35 sene çalıştığı tuzla- dan yirmi senedenberi hiç ayrılmamış hattâ İzmire dahi inmemiştir. Yapılan tetkikte tuzlada en mühim ve âcil ihtiyacın başında su ve İskele geldiği anlaşılmıştır. Tuzlaya su te mini için şimdilik düşünülen çare ar- teziyen kuyusudur. Evvelce buna te- şebbls edilmiş ve 63 metre derinliğe Âdemle Havva Sürhan CAHIN — Emredersiniz. Gümrük şefi Iskenderiyeye gide - eek. Talimat istiyor. — Her zamanki gibi, dedim, Eski direktife göre hareket edersiniz. |- cap ederse telefonla konuşuruz. Burlu camın arkasında yazı ma - kinesi işliyor. Yazı işlerine bakan Mısırlı memu- | rumuz sevimli orta yaşlı bir arka - daş, elinde bir dosya ile geldi. Bankalara gönderilecek mektup - ler var, — Müsveddeyi muvafık buluyor- saniz tape et Ustünkörü göz gezdiriyorum: — Muvafık. Yazdırm. Londradan gelen birkaç mektup. Şirketin bağlı olduğu konsorslumla rm aylık hesapları, — Bırakınız. Bakayım. Birkaç lisan konuşan ve yazan bu Mısırir hoş adam, benimle türkçe ko-uguyor, Yanımdan ayrılıp Raşele Bl ai inildiği halde su bulunamamıştır. Da- ha derinlere inilerek su aranılmasına çalışılacaktır. Vapurların doğrudan doğruya ya- nasıp kolayca” tuz” * yükliyebilmeleri için bir betonarme iskele yaptırılma- si da tasavvur edilmektedir. o Bunun için sondaj ve keşif yaptırılması a- lâkadarlara emredilmiştir. Tuzlada çalışan işçilerin yatakha- nelerine aşçı, kahveci ve bakkal dük- kânlarma varmcıya kadar her yeri tetkik eden Vekil Ali Rana Tarhan, tetkikatı neticesinde son derece mem nun olmuş ve mildür Sezaiyi | tebrik etmiştir, Oğle yemeğinden sonra Vekil, w- mum müdür, tuz müdürükimyager ve tuzla müdürü çalışma bürosunda yeni ıslahat için hazırlanan etütleri tetkik ve müzakere etmişler ve bu müzakere altı sast sürmüştür. Vekil, bugün şehrimizde gümrük idaresile inhisarların diğer şubeleri. ni tetkik ve teftiş edecek ve Pazar- tes! günü Afyon yolu ile Ankaraya avdet edecektir. Müdürü umumi Mithat ile tuz mü. dürü Cavit aynı gün deniz yolu ile Istanbula döneceklerdir, Gümrük ve İnhisarlar vekilinin beyanatı Izmir, 25 (TAN) — Şehrimizde küğitları verirken onunla da ispan- yolea konuştu, Odacı ile arapça ko- nuşuyor Ve yazıları ingilizce, fran- #izca yazıyor, Onun iyi italyanca bil diği de söyleniyor. Enteresan bir adam, Başım önümde çalışıyorum. Bir aralık hafif bir menekşe koku- sü havayı yumşatti . da, Elinde imzalanacak kâğıtlar, önü - ne bakıyor. Bugün düz pembe bir margizet giy miş. Kızıl saçlı, pembe yüzlü körpe kız bu pembe zarf içinde bir bahar demeti gibi, O kadar saf ve şeffaf bir yüzü var ki insan bu berrak tene dokum. mağa cesaret edemiyecek. Bir pembe gül yaprağı gibi. Bu pembelik içinde iki ayrı nokta var. Nar çiçeğini andıran küçük ve kalm ağsı ve Akdeniz seması kadar tatil: mavi gözleri, Kaç aydanberi bu kadar yakmım. da yaşayan bu mahlüku nasıl olup ta tanıyamadım ve göremedim. — Imza edecek misiniz. Uzattığı kâğıtları aldım. — Bir dakika bekler misin? Uzun, yuvarlak pembe boynu bil- İoturdu. Şu dakikada onun şiddetli| Gözlerimi kaldırdım. Raşel karşı. | BORSA 25 TEMMUZ CUMARTESİ Paralar Alış Sterlin 1 Dolar 20 İsviçre fr. 20 Belçika fr 20 Drahmi 20 Çek kuron 20 Ley 20 Dinar Fransız ir. Lirer vesikah Florin Avusturya silin Mark Zloti Pengo Yen İsveç kron Altin Banknot Çekler Londrn üzerine Paris üzerine Dolar Uret Belga Cenevre Sofia | | va Mark İsveç kuronu İspanya pezeta Esham İş Bankas Mü '..— . . 090 . " Hamiline 98 Anadolu * 60 25,45 ” 100 11,50 Srkethayriye 1650 1. 9.25 12.50 10.20 Merken Bankası 69.25 Osmanlı Bankası 7— Şark Merkez Eczanesi Kuponsaz 3.70 İstikrazlar Türk Borcu 1 A BG. Erzurum 1 Misir tehvilleri 1884 | 1908 TI mi Tahvilât Rihim Anadola T ve II piri Anndotu Mümessil” bulunan Gümrük ve İnhisarlar Veki Ali Rana, şu beyanatta bulunmuştur: “.— Idare bu yıl İzmirde yapacağı şarap için misket ile çekirdeksiz Ü- zilm satım alacağı gibi soma yapmak için de kuru Üzüm ve hurda incir &- lacaktır. Bu yıl havalarm yağmurlu ve kapalı geçmesi sık dikilmiş tütün- lerde külleme ve mallik hastalıkları yapmışsa da başka hastalık olmadı- ğından ve havalar da İyilestiğinden umamiyet itibariyle Ege tütün mah- sulü matlâp evsafta iyileşmekte (ve idrak edilmekte olduğundan her yıl olduğu gibi bu yıl da İzmir mıntaka- sından tütün mübayaa edilecektir. Sofra, ve mutbak tuzlarinın imali için yapılan fabrikamız işlemeğe başla- mıştır, Fakat, müteahhitle £ yapılan mukavele mucibince tecrübeleri yâ- İ pilarak matlüp evsafta olduğu anla- şıldıktan sonra istihsalâta başlıyacak İve ondan sonra tuzlarımız piyasaya çıkarılacaktır, Bundan sonra Çamaltı |tuzlasında arteziyenle tatlı su çikarıl- | mağa başlanacaktır. Gümrük ambar- İlarmın Hman idaresine devrinden do- layı da gümrük kadrolarında esaslı İbir değişiklik olacak değildir. Jküldü. — Beklerim efendim. Bu cevapta o kadar garip bir ahenk ve mana vardı ki, bana: — Şimdiye kadar nasıl bekledim! Der gibi geldi. Yüzüne baktım.Ma- İvi gözlerinde bu benim anladığım ma- (nay: ifade eden tatlıbir tebessüm | vardı, Çıkarken buzlu camm arkasında hayali kayboluncıya kadar baktım, Rüya gibi leziz bir mahlük. Fakat bugün ne kadar heyecan içindeyim, Ne oluyorum. o Içimde bir korku var. Saat on birde telefon çaldı. Bu santte Rozinanm telefon etme- si ihtimali var, Açtım. | Tahmin ettiğim gibi, öğle yemeği- | ne geleceğini haber veriyor. | Dedimki: — Çok teessüf ederim ki bugün e- Ive gelemiyeceğim, Mühim bir içtima- lımız var. Arkadaşlardan ayrılamıya- cağım. — Peki yarım! i —Hayhay ! Telefonu kapattığım zaman buzlu camın arkasında Raşelin ince gölge- İsini gördüm. Muhavere bitince yerine TAN Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize gönderiniz. karakte- rinizi size söyliyelim! Büyük idealleri olan, bugün içinde bulunduğu mesleğe tesadüfen girmiş olmakla beraber onda muhakkak muvaffak olmak istiyen bir karak- ter, Söz söyleme - sini sever. Ekse - riya.kendisinin an laşılmadığından $i kâyetçidir. Tabii bir o çekingenliği vardır. Onu yen - mek için uğraşır. Biraz du. gururu vardır. Edebiya » ta meraklıdır. A, Çoğkunöcer * Deruni faaliyeti, ihtirasları var - İdır. Hareket noktaları kuvvetli “Ol - İ madığından inki - sara uğradığı Za - manlar olmuştur. Bir metot sahibi olup inkişaf et - tirememiştir. Bu- nu anladığı ve yaptığı dakikada verimi artacak - tir. Ihmalleri var- dır. Cemiyete kar $i zaman zaman hayranlıkları, ve isyanları olur. U- Remzi Ayhan zun görmesini bilmelidir. # Kabiliyetleri nis- betinde ( dikkatli, İ içtimai vaziyetine ehemmiyet veren bir karakter. Ti cari İşlerde mu vaffakiyet ihtima li vardır. Yalnız işti hasını tahdit et mesi gerektir. Bir. Seyfettin çok hâdiselere karsı Jâkayttır. Eğlenceye o mütem, Fakat çalışmasını du bilir. Uzerine . aldığı işlerin mesuliyetini kabul etmekle beraber onlarla fazla mesgul olmaz. İsi bir etdi vardır. Bu yüzden ekes riya aldanılmıştır. * Z.B. Hoş sohbet, müstehzi, nikbin, a- simkâr bir şahsiyet. Hiç alıngan de- gildir ve olur olmaz şeylere ehemmi- yet vermez. Mahdut fakat muayyen arzuları Vardır. Onları muhakkak tatmin eder ve etmesinin yolunu bi- lir. Beceriklidir. Iyi kalplidir. İyilik etmesini sever, Fakat itiraz edilmesi- i ne sinirlenir ve hücuma geçer. Onun J dostu olmak, bir lstinada sahip ol - mak demektir. * M.B. Saf kalpli, hassas, hayalperest, uysal bir karakter. Çocukluğu iztt - rap İçinde geçmiş ve bu, onu, çekin - gen Yapmıştır, Sıhhatine itina etme- si lâzımdır. Güzel san'atlere temayü- lü vardır. Gizli arzulara maliktir, Fa kat onları ifşa etmez, Mahcup olması na rağmen kafasına koyduğu Şeyleri yapar, onların tahakkuku yolunda İ cesareti vardır z © Jbir'buhran geçirdiği muhakkak, Çün- kü bir dakika geçmeden elinde bir kâğıtla tekrar yanıma geldi. Gözlerin- de o kadar tatlı bir bakış var ki, he- yocandan parmakları titriyor. — Bunu imzalamayı unutmuşsu- nuz efendim. Elindeki kâğıda baktım. Büyük bir sayfanın ortasında elle yazılmış bir kelime var, — Teşekkür ederim. Kağıtla beraber parmaklarını tu- tup dudaklarıma götürdüm. Ateş gibi yanıyor. Yaptığına nadim olmuş gibi birden bire elini çekti ve bir kuş heyecanı ile kaçtı. Bu ürkek fakat ateşe atılmak için çırpınan pervaneler gibi şuursuz mah Hik beni de altlist ediyor. Gelip gidenler olmasa arkasından koşup bu narin ve nce mahlüku ya- kalıyacağım. Odacı girip çıkıyor, “Sporting klüp,, fin bir davetiyesi. Nil üzerinde yapılacak bir su eğlence- sine çağırıyorlar, Yine taze aşk hikâyeleri hazırlana- cak. (Hidiviyal) klübün bir mektubu. her persembö akşamı yapılan danslı dinenin davetnamesi, ve İstanbul SE enMeig! Tatlı ve hazin bir macerâ bitirir bitirmez, kasala gideceğim, belki çok fen “ei sen orada yaşayamazsın, “iğ! ettim. “Parasızım, — di. “Benim biraz iradım her ay gönderir, senin de mükemmel geçiniriz,, dedim e Bunun üzerinden bir haft Sğ Bi gün bir mektup alıyor yada yegâne takdir ettiğim WE sin, fakat herşeye rağ. uzaklaşmağa mecburum. mak, senin temiz varlığın WE yalan söylemek çok güç. YOR mamağa gayret edeceğim. ve bana mutlak birşey #Ü #iyorsan yazi” dim. On gün sonra beni Ve “O mektubu ben o zaman seni sevdiğimi “İdum. Üç aydır bir kitap © bir safır okuyamıyorum. üç dört ay konuşuyoruz. E hiç bahsetmeden. Son imi yor. Ve beni o günlerde DİE Bebekten “Kararsız” imzasile; Zengin bir ailenin kızı olarak dün- yaya geldim. Büyük yangınlar ve harpler dolayslle babam emlâkini kaybetti, Elinde kalanın da iştirak ettiği bir şirketin karışık hesapları yüzünden kaybetti ve on sene evvel öldü. Biz dört kardeş ve annem 3a- rurete düşerek on sene geçindik. Bu arada üç erkek kardeşim zaruretimi- se rağmen okudular ve bugün hayat- ları kazanıyorlar. Ben orta tahsi- Iş kaldım. Bu arada birçok taliplerim oldu, Bunlar bisi eskiden tanıyan ye- ni zenginlerin görgüsüz çocuklarile, servetini kaybetmiş zenginlerin ço - cuklarıydı. Birinci kısım, asil bir ai- lenin güzel kızım aldık diye böbürlen mek, ikincisi de şirketteki hissemize bir gün sahip olacdğımız düşüne İc zengin kız peşinde koşan avan, yeler. Bu iki nevi insanlarla da bit- tabi evlenemezdim. Geçen sene şir. ketin elinde kalan bir apartımanıyı bize verdiler ve sulk olduk. Bir sene- de borçlarınımızı ödeyerek sengin değil, fakat kimseye muhtaç olmaya- cak bir vasiyele girdik. Fakat, ben de bugün yirmi sekiz yaşıma girmiş bulunuyorum, İki sene evvele kadar hiç kimse yi sevmemiş, çok dürüst bir kızdım. Fakat bundan iki 8cne evvel uzun 2a- mandanberi karşımızdaki pansiyon - da oturan ve Üniversiteye devam 6- den çok ciddi ve ağır tavırlı bir genç- je tramvayda gözyöze geldik. O kısar jd ve bana bakarken tutulduğu için mahçup, gözlerini indirdi. Tesadüf - İler ilerliyordu. Tanığtık ve haftada muntaşaman iki gün buluşuyorduk. Aylar mesut geçiyor, ne kıskançlık, ne münakaşa, Büyük bir itimatla bi- ribirimize bağlıyız. Sevgiden hiç bak setmiyoruz. Onun tek bir ablası var. Eniştesi büyük bir tüccardır. Onun yardımile okuyor, mektebin son sınt- fındadır. Yakında Anadoluya gidece- ğinden oradaki yalnızlıktan, mânevi, yoksuzluktan bahs for, Onu İesel- | oturup teselli etmek kolaydır diyor, Hiç birşey düşünmeden “istersen ben de seninle gelirim, diyorum. Gülü yor, “benim gibi ne olduğu, ne olaca- ğı bilinmeyen birisine seni verirler mi? Sen iyi bir ailenin iyi yetişmiş bir kazsın, hem de tek bir kız,, Bir gün onu düşünceli ve dargın görüyo rum, anlatıyor. Tanıştığı bir genç, © mun benimle tanıştığım, benim birisi- ne anlattığım ve nerelere giltiğimi- si söylediğimi söylemiş ve dikkat €i, kaçırma, yalnız bankada on bin Kira cihaz parası var gibi sözler söyliyerek ddi âdi güldüğünü söyledi, | Bütün gece uyumamış. “bu benim için birşey değil, fakat senin gibi şç- refli bir ailenin kızı için bir lekedir, dedi. Ben de fena kırıldım. “Şunu da iyi bil ki on bin Kiram değil, bankada ön param yok, dedim, kalıtım, yürü düm. Oda arkamdan gelmedi. Bu hâdiseden iki gün sonra geldi, dizime yatarak, yalvararak ağladı “Beni a/- fet, senden baka kimsem yok,, dedi. Ona “Seni seviyorum. Aşkımı bir gü nah gibi saklamaktan biletem artık, nişanlanalım,, dedim. “Ben mektebi damgalı bir mektup. “Meral,, in yazısı. Açtım, Birçok Istanbul havadisleri, Evvelki mektubuna hâlâ cevap ver mediğim için bana takılıyor. Bizim kömlür ocaklarında yeni bir damar bulunduğu için eski mukaveleye zeyl olarak bir madde ilâvesi lâzım geli- yormuş. Halbuki Istanbulda bütün iş- lerim için vekâlet verdiğim Fuat Sa- idin vekletnamesinde bu salâhiyet İ yokmuş. işletme hakkını kiralayan şirket benimle yeni bir anlaşma yap- mak istiyormuş. Yeni bir maden damarı. Bu benden başka herhangi para hıralısı bir adamı sevincinden hopla- tacak bir haber. Fakat şu anda benim için o kadar manasız ki! Şimdi yanı başımda öyle-bir kıy- metli maden damarı keşfettim ki bi- zim bütün Çınarlı ocakları yannda leblebicinin bile almıyacağı küflü vir kapı tokmağı kalır, “Meral,, mektubunun sonunda Şu satırları ilâve etmiş, Fuat Sait Bankadan bir ayizin a- dermezsen artık orada oyaparsmız. Jada. : datiyor. Bunu Ailemin ssrar tediğim gibi siniz bu genç dayız, Fakat ya kadınlık... otuz yaşında. ve işbilirliği sıralanmış gü: söyliyelim ki, demek değil, rak, hayata, maktadır, Bu yor. Saat on İki, terkediyorlar, reket yok, — Raşel, le! Zi ay / d Bu seferki kararımız kati” yine atlatıyorlar zannetme!" 4 Bu haber hiç hoşuma #* Vakıa gelmelerine şöyle 9 ay var, Gelecekleri şüpheli © kaç kere niyetlendikleri türlü yerlerinden Fakat ne olursa oli Bir iki dakika İçinde garip bir sessizlik çöktü. Buzlu camın arkasmâs Yavaşça seslendim! Kıvırcık altm kafa i — Ben in, otomobile gi” © - 7-986 a <İ | r | , diyordu. O: 2 o da işitmiğ ettiğini sö len, ben henüz askerliğini M1 kazanmamış bir adamin” mesut ed tine mâni olamam.,, dedi. * askerliğini yapıyar. Lâtjen beni seviyor bu münasebetten birşey miyim? Üç ay sonra aski Derhal bir kazada iyi bir iki sene sonra da Avrupa? niyetinde, İkimiz de yirmi da tanıştık. Şimdi yirmi seki ben yirmi dö görünmüyorum. O beni yirmi beşinde biliyor. Anl Tabi ona w lime üz evlenmeden bahsedif rurum pek kırıldı. Sevgiden setmiyoruz. Fakat beni çoh MOR Kenet - eta: sn | ve 20kü ölülüğnür aral ii ediyorum. O müistehsi “Latanbulda | e. ki sayin la | Bir talibim var, Tahsilsiz, & metmaen çöl Servetini ile yapmış, temiz bir genç, Acaba b gönül macerasını unuttu. Mektubunuzu dikkatle ok rada kadınlığın, her türlü X rdük. çok hassas ve” manda şefkatlisiniz. Mesut hislerin akıntısına kendini K#f o hislere gi onun itibarla, artık # de bir macera, tatlı ve h tıra ölmüş olan © bu aşlır # size karşı kusurları olmaklf hakiki vaziyetini açıkça D£ olan Üniversiteli genci arti nuz, size talip olan son geii niniz. Bu gencin yegâne tahsilsiz, görgüsüz olm onun yanında $iz olmayacak! 4 bu noksanları telâfi eyi Memurlar, birer, ikişer > se 4 gesinden görüyorum. g Bir dakika sonra kapıda, ç Çok şey, Içimde adets Uyor, Tkkânunda başlıyor. Haftasın- |tepli heyecanı var, da muhakkak Mısırdayız. Sen o 2 |0 kadar tabil olmağa $ mana kadar yeni vekâletname gön.) kat kabil değil! toy ye giy çar