A, a MM EE ap Sey eş mmm aş m yy A e yem MŞMMMMGNMPOMMŞDMENMAŞJNMMMMŞAŞMNŞIMAŞMNFANAAŞAŞAMANŞNAPAŞARINAPAOMMMAŞMNAEANAAAAŞE ANNUAL AMMAN YAAA Asteğmen Şeref, Binbaşı Zihni, Kamp Komutanı Yüzbaşı Fehmi, Yarsubay Salâhaddin Kampın hulâsası şudur » Neşe, elbirliği ve disiplin Güneş tepemizde fırmdan henüz ye ni çıkmış bakır bir börek tepsisi gi- bi parlıyor... Sıcak insanın iliklerine işliyor. Suyunu çıkarıyor ve posası - hi bırakıyor. Sarıyerle - Kilyos arasındaki me- gafeyi döne döne tırmanan dar yol- dayız... tomobilin bile sıcaktan soluğu ke siliyor ve bu dar dönemeçleri hırla - yarak tırmanıyor. Yolda bir sütçüye rasgeldik... — Ağabey Galatasaray kampı -u« | cıkayım tak mı daha? — Aha, şu ağaçların biraz gerisin. de. Biraz daha ilerledik ve sütçünün tarif ettiği ağaçların biraz daha geri- &indeki kampı gördük... Geniş bir saha, öbek öbek çadır - lar... Ve bu çadırların ortasında bir bayrak ve bir Gulutasaray bayruği.. Şoför işareti görünce hemen o ta- rafa saptı. Ve ilerlemeye başladı. Fakat herhalde bir falso yapmıs ola- cağız. Uzaktan silâhlı kara yağız bir delikanlının bize doğru geldiğini görüyoruz; — O taraftan değil, bu taraftan... Kapı bu taraftandır, Kapıdan gelin... Delikanlmın kapı dediği yere bak- tık. Hakikaten kapı idi bu. İki tane filâma dikmişler ve üzerine birer kü- e Galatasaray bayrağı çekmişler - N O zaman anladık ki, biz acemilik etmişiz ve kapı dururken otomobille paldır küldür bacadan içeri dalmı- yiz... Ne ise çok geçmeden hatamızı tas- bih ettik. Ve kapmn önünde durduk. İçeride müthiş bir hareket var... On beş gündenberi yapılan talimler. le vücutları tunçlaşan, gürbüz, sert bakışlı gençler asker üniformalarını altında bir kat daha heybetli görü - nüyorisr. Kimi silâhmı temizliyor, kimi kayışlarını takıyor, fakat hep- si de nizamiye kapısından içeri giren Üç tane sivile gözlerini çevirmişler ba kıyorlar:, — Bunlar kim ola ki... Biraz sonra komutanların çadırm- dayız. Binbaşı Kâni ve Zikni bizi ne- gaketle kabul ettiler. Hakikaten taliimiz varmış. Bugün kampın son günü imiş. Talebeler im- tihanlarını vermişler öğleden sonra da tam ehliyetname alan 12 inci sr- nıf talebesi muharebe tatbikatı yapa- cak, ötekiler de ağabeylerinin tatbi- katmı seyredeceklermiş?.. , Biz komutanisrla görüşürken bir içtima borusu aldı, koskoca kamp sanki bir tek insanmış gibi sıçradı. Derlendi, toparlandı ve biraz Sonra da silâhlı, palaskalı düz; emre müheyya kıtalar göründü. 15 gün gi bi kısa bir zaman içinde genç ruhla- ra aşilsnan bu disiplin, bizi hayrette biri “ Şöyle komutan çadırmın önüne bir ye Ugruygrup'krtalar ko- butanlarnı bekliyorlardı. Bu kıtala- rın dışında kalanlar ve ortada ge - zenler yalnız bir karargâh nöbetçi ile mektebin sivil ve emektar kapıcı- | sı Hacı Beydi,, 'Takımlarla beraber köyün içinden geçtik. Kilyos kalesinin odibinde, kamp yemekhanesinin bulunduğu ye re geldik. Muharebe tatbikatmı yapacak lan kıta gelinceye kadar diğerlerine istirahat verdiler. İşte o zaman ne- şell bir kaynaşma başladı. Yar sübay Salâkettinden izahat a- yorum. Diyor ki: “— Her gün saat 5,30 da kalkar - lar; Kahvaltı,8,30 dadır. Saat 7de içtima borusu çalar, Toplanan kıta - lar, derhal talim yerlerine giderler, Oğleden evvelki bu tatbiki mesai sa- at 11 re kadar devam eder, Kanp - Har, saat 11,30 da denize girdikten sonra yarımda yemeğe gelirler. Hava ların çok sicak olması yüzünden sa- at 16 ya kadar telim yapılmaz, val- nıZ saat on beşte çadırlarda müza- kere vardır. Bir saatlik müzakere bi- tince 16 da talim borusu çalar. Ak - şam “alimi de 18 ze kadar olmak W- zere Iki saat silrer. Haftanin muay- yenakşamlarında akşam #aliminden sonra deniz banyosu yapılır. 19 da akşam yemeği yenir. Kampm değiş - mez mesaisi bu şekilde tekerrür &- der.,, Yar sübay Salâhattin bize bu iza- katı verirken birçok gencler de et - rafımizi sarmışlardı. Birisi diyordu ki: — Bu sıcak olmasa, kamp hayatı. na doyum olmıyacak. Hele yemekle- rinden son derece memnünüz, Aman bunu yazmadan geçmeyin. Fn zengin paralı kamplarda bile bizim yedi, miz yemek verilmer, Meselâ bu; kil yemek listemizi size söyliyeyim: Sabahleyin çilek reçeli, kaşar pey-, Siperde gizlenen kırmızı ordu askerleri mefruz düşmana karşı ateş cdiyor — Muharebe tatbikatı esnasında bir genç ateş ediyor — TAN Galatasaray kampında muharebe tatbikatı 2-1-6 Mefruz düşmana karşı kuvvetli bir süngü taarruzu | Hepimiz hakiki imişiz gibi heyecan içinde idik | Güneşin kızgın ışıkları altında süngüleri parlıyan gençler “ Allah Allah!,, diye mefruz düşmana karşı saldırıyorlardı Galatasarayldarın. çocuğu. minimini Cahit niri, çay verdiler. Öğleyin patatesli köfte, zeytin yağlı ayse kadın fasul- yesi, irmik helvası yedik. Akşama dâ aşçının söylediğine bakılırsa türlü, Galatasaray pilâvı, hoşaf varmış. — Yemek fes güzel, fakat eğlen- ce faslı nasıl? Boş zamanlarınızı na sıl geçiriyorsunuz? — Müsaade koparabilirsek denize giriyoruz. En eğlenceli saatlerim: banyo saatleri, skşamları da kendi aramızda toplanıyor ve eğlenceler ya pıyoruz. Meselâ dün akşam bir mil semere verdik.Buna iz caz da iştirak etti. Oyunlar oynadık. Bütün Kilyos köyü halkr misafirimizdi, geç vakte kadar eğlendik... Derken, binbaşı (Zihni göründü. Herkeste bir hareket bir kıpırdama. Herkes yerli yerine yerleşti. Binbaşı hepsini dikkatle silzdü ve dedi ki; — Ne bu, kiminizin başında şapka var kiminizin başında yok. Mademki İatirahattesiniz hepiniz şapkanızı çi- karm. Asker dediğiniz hepsi bir bi- çim adam demektir. Sonra yapılacak vazifeyi izaha baş ladı: “— Şimdi muharebe tatbikatı ya- pılacak, İki taraf harp ediyor. Mavi orduyla kırmızı ordu çarpışacak. Galatasaray tepesi - Kilyos hattı ma vide, şösenin şarkındaki kısım kırmı Binbaşı Zihni tatbikattan ev vel izahat veriyor — Galatasaray kamıpt yemekhanesinde istirahat başlamıştı bir muharebede zı kuvvetler elindedir. Kırımızı taar - mavi kuvvetler mukave « zunu, derede kırmışlardır. Mavi ku vetler öğleden sonra takviye edilm hiyeti hakkında uzun boylu teknik izahat verdi muharebenin yapılacağı yere git - tik... « Kilyosta tahlis verde yer e Tm k bile kıpındamazken o burada i bir yelken müdafaaya çekilen mefrüz düşman hedef halinde karşıda par - Lyor.Taarruz edecek takım yayıldı. Hepsi başlarma dilşmana görünme - mek için otlar takmış Makineli tüfek ve diğer manga - ların aleşi altmda bir manga taarruz edecek, ve bu iş müncvebe ile başari. lacak. Binbaşı izah ediyor: — Askerlikte en mühim nokta şu- dur: Evvelâ Yürek, sonra kürek, son ra tüfek gelir.. Evvelâ korkmadan stılmak lâzım- dır. Sonra kendini korumak için bir siper yapmak, daha sonra tüfeği kul- lanmak gerektir. Taarruzda geri dönmek yoktur. Bir tehlike olduğu hissedildiği zaman herkes bulunduğu yerde yere Yatar, Bir adım geri dö - nülemeZ-. Bundan sönra verilen kumanda İle mefruz düşmüân kuvyetleri, yânissa- bit nişangâh Üzerine ateş başladı. Ta kım, manga halinde sağdan soldan, kısa sıçramalar yaparak ilerliyor, te peden aşağı iniyordu. Bir taraftan kuvvetli makineli tüfek bu ilerleyişi himaye ediyordu. Mefruz hedefler, deşik olmuştu... kurşunla delik Hücum takımı plânlt bir ilerleme! ile Kilyos deresine geldi. Dereyi at- ladr. ve mefrüz hedefe doğru bir süin- gü hücumu başladı: “ Sanki hakiki bir muharebe seyre- diyormuş £İbi heyecan içinde idik. Güneşin kızgın ışıkları altmda sün güleri paryan gençler: — Allah Alirh!.. diye mefruz düş- mana saldırıyorli Bir arelik hedeğlerle, mutaarrızlar Ve sonra hep beraber! Muharebe tatbi kulundan bir sahne — Kampın önünde genç bir nöbetçi kampı bekliyor Galatasaray gençleri Kilyos plâjndü banyo alıyorlar birbirlerine karıştılar. Süngü muha pebesi başlamıştı. 4 Kırmizı ordu müzaffer!,., Yarınm kahraman ordüsunu h ırlıyan gençler vurdukları hedefle; #üngülerine taktılar ve tekrar niza- ma girerek sert adımlarla ve gilr ses le şarkı söyliyerek geri döndüler! — Çiktrk açık almla on yılda her zaferden!.., Bü bir tek ses. bu bir tek nefes fır. tnuli Kilyos dağlarını irletiyordu. iye opema! Şi Rİ Tapa Bsyerr. Binbaşı Zihni tatbikattan memnun» du: — Gençler çok muvaffak oldular. Doğrusu iftihar ediyorum diyordu. Zaten çok nişancı gençlerdir bun- lar! Dakuzuncu sınıfla, ticaret birin- ci smıf bu kampta birinci ve ikinci İ vazifelerini yapmışlar yüzde 96 alış İrandımanı vermişlerdir . Lise onuncu ve ticaret ikinci e lardan müteşekkil grup, bu sene ikin ci ve üçüncü vazifelerini yapmışlar, yüzde 98 verim göstermişlerdir. 41 ve 12 inci smıflarla ticaretin t- güncü smıfınm gösterdiği muvaffakı yet, yüzde 100 dür. Bu sınıflar, 3 ün- e ve 4 üncü vazifelerini yapmışlar- dır. Bu kampta vazifesini yapamıyan tek bir er yoktur. Sonradan öğreniyorum ki, bu si - nıflarm içinde 30 dan yukarı atan - lar arasında âtış komutanı Zihni bir mükâfat atışı tertip etmiş, bu stişlar 10 talebe tarafından muvaffakıyetle başarılmıştır. Muvaffak olan talebe- ler, 11388 Mehmet Ali, 1003, Veysi, 390 Rifat ve 1142 Rıdvandır. Bunlar, attıkları üç merminin üçünü de he - def tablosuna isabet ettirmişlerdir. Tablolar kendilerine o mühürlenerek hediye edilmiştir, İkinci atış gözle görülebilecek ka- dar uzak bir yere konan bir mermi kovanma yapılmıştır. Bir vuruşta mermiyi kovana İsa - bet ettirenler, 152 Cevdet ve 677 Ap- tullahtır, 5 Muvaffakıyetli bir tatbikatten son Ta dönliyoruz. Kampa girdik. Binbaşi Zihni atış neticesini kısa sözlerle şöy le snlattı: “ — Bugünkü muharebe atışmm neticesi şayanı memnumiyettir. Te şekkür ederim. Şimdi silâhlar te- Galatasaraylılar çadırda istirahat ediyorlar — Askeri kampta berber mizlenecektir. Cem borusu çalmea denize gide Siniz, geliyordu. Maslak yolunda bir sızlığa uğramamak için hiç di şimdiden hareket etmek lâzım. muten, çadırmda, bize bütlin ko lıkları gösteriyor. aliil ye cektim. Çadırm kapızmda herke Galatasaray çocuğu diye çağıl 8 yaşlarında bir mini mini köy dük, Galslasaray yuvasının sapki P rından çıkmış olan bu yavru da, 9? kı onun gibi, sıcak kanlı... Galatas* ray çocuğunun mazisini anlattıla “— Bu gördüğünüz çocuk, let. 8 sena evvel, Galatasaraym ik” ci kampında Galatasaraylıların de, onların yardımile doğmuştur. çocuğun doğumundan bir iki gül vel Cahit isminde bir Galatessi” yavrusunu kaybeden kamplılar; arkadaşlarının hatırasını yâğ için çocuğu Cahit ismini vermişlerdir”. O gündenberi, küçük Cahit, tasaray çocuğudur, Hattâ, kı hesabıma bankaya muntazaman P bile yatırılmaktadır.,, Komutanlara Allahısmarladık, dik ve uzaklaşmaya başladık. Galataşaraylı gençler otomo! etrafını sarmışlardr? — Şimdi denize gideceğiz. Sit miyecek misin Vakit çok geç... Yolumuz Gençler bizi kandırmaya çal ilardı. Hani bizim-de kalmaya müz vardı. Fakat şoför: — Karanlığa kalırsak İstanbul! saatte boylarız dedi. Bu geç endişesidir ki, hareket için ret verdi, Yüzlerce Galatasaraylının b8P ağızdan: — Güle güle! Sadaları kamptan ayrıldık. Galatasaraym 938 kampmdâ düklerimizi şu-suretle hülâsa liriz: En geniş bir elbirti; saygı ve arkadaşlık... #iplin ve hevecanlı bir ağ