m T ANKARADAN MEKTUPLAR Ceza kanunumuzda son defa yapılan esaslı değişiklikler Kanun ikiay sonra meriyete giriyor, içinde hapis mahkümları hakkında mühim ahkâm var (iki ay sonra meriyete girecek olan Ceza Kanunanım bazı maddelerini değiştiren kanunda hapis o mahkümları hakkında yeni bir rejim tatbiki için ehm- miyetli hükümler vardır. Sos- yal hayatımızda ileri bir hare- ket addedilmeğe değer bu hü- kümlere dair okuyucularımıza etraflı malümat veriyoruz:) On senedenberi meriyet mevkiin- de bulunan ceza kanünumuz, Ka- mutay yaz tatiline girmeden evvel çıkan bir kanunla esaslı değişiklik- lere uğramış bulunuyor. 1883 yılın da kabul edilen bir kanunla bazı hü- kümleri değiştirilen ceza kanunu muzun bu defa altı yüze yakm mad- desinden yüz kırk üçü değiştirilmiş oluyor. Dünyada olduğu gibi yurdumuz- da da siyasal, sosyal ve ekonomik hareketler gün geçtikçe genişlemiş ve eski müdevvenatın bu hareket. lerden doğan vaziyetleri idareye kâ- fi gelmediği tatbikatta tesadüf olu- nan hadiselerden o ânlaşılmış oldu- Zundan yeni vaziyetler İçin yeni ted- birler almak ve kanunlarımızı bu maksatla düzeltmek lüzumu hasıl olmuştur. Böyle bir tesir altında ha- zırlanıp kat'i şeklini alan ve birinci teşrin aym başmda mer'iyete gi- recek olan ceza kantunumuzun bazı maddelerini değiştiren kanunun da bilhassa “Devletin emniyeti, ni kö- rumak maksadile konmuş; üzerinde durulmaya değer hükümlere tesadüf kabildir. Kanunda değişmiş bulunan 143 maddeden başlıcalarını mucip sebep- leri ile izaha geçelim: Türkiye dahilinde suç işlemiş olan bir kimsenin, o suçdan dolayı yaban mahlehm olması halin. cı memlekette de dahi, Türk mahkemelerinde mah- kemesi yapılabileceğine dair olan kanunun eski üçüncü maddesinin tahrir tarzı, maddenin konmasma sebep olan düşünceyi karşılayama- dığından madde ona göre düzeltil- miştir. Türk kanunlarma göre takip edil- mesi lâzımgelen suçlarm, yabancı memlekette işlenmiş olması; verile- cek cezalardan tenzilât yapılması i- çin bir sebep teşkil etmiyeceğine göre, kanunda tenzilât icrasına da- ir bulunan hükümler kaldırılmıştır. Suç işlemiş bir insanı, mahküm olduktan sonra Ceza Evi'nin loş ve havasız hücrelerinde çürütmekten ziyade onu, en kısa zamanda İşlediği suçdan nedamet hissetmiş, hürriye- tine kavuşmak için tahassür çeken normal bir yurttaş halinde görmek cemiyetin arzusu olduğu kadar, bü neticeyi oOelde etmeye (çalışmak vazifesidir de... Bu mülâhaza iledir ki, mahkümların bir yandan mun- tazam surette aydınlatılmaları ve çalıştırılmaları, diğer taraftan da ceza müddetlerini dört devreye âyr- rip hallerinde salâh görülenler hak- No. 91 Âdemle Havva ,Bürhan CAHİL: Bu raşenin kökü gönülde değil, ruhta değil, ruhumuzun, şuurumu- sun altındaki etimizde ve sinirimiz. dedir. Aşk bir ihtilâçtır ki, adali fonetiönnement'ini belli etmemek İ- gin kendini ruhi bir tezahür gibi gös- terir. Cinsi bir mukarenetiin şairane ifa- desi olarak bu adale hareketinö aşk adı veriyoruz. Biribirimizi gözlerimizin rengine, saçımızın teline gönül vermiş gibi seviyoruz. Hakikatte bunlar bizim 4- sıl içimizin isteğini örten yalan sa- yıklamalardır. İstediğimiz o gözlerin, © saçlarm sahibi olan dişidir ve bu dişinin bize vereceği cinsi zevktir. Fakat bunu kim itiraf eder. Bütün hırçınlıklarımız, buhranları- mız gönül maceralarımız bu noktaya varınca toz gibi dağılıyor ve geriye #trıtkan, çirkin bir insan iskeleti ka- iyor. Et, kemik, sinir kalıyor, Aşk diye taptığımız, sevgi diye hulyalara kapıldığımız o yalan tahassüslerin te gülünç ve ne aptalca şeyler oldu. ğunu anladıkça tabileşiyoruz. Kadın kında ağırlığı ve şiddeti gittikçe aza- lan bir rejim tatbik etmek suretile kendilerini her vakit iyi bir halde yaşamaya sevk etmek ve alıştırmak için ceza kanunumuza yeni hüküm- İer ilâve edilmiş bulunuyor. Bu proğ- rasif sistem, ağır hapis ve hapis ce- zalarının “infazı suretini şöyle tes bit etmektedir; Ağır hapis mâhkümlari için hapis mahkümlarından farklı olarak mah- kümiyet milddetlerinin' yirmide biri nisbetinde bir müddet yalnız olarak geceli gündüzlü hücrede bırakılmak esası kabul olunmuştur. Bü müdde- tin pek kısa olması beklenilen gaye- yi temin etmiyeceği gibi uzun olma- si da mahkümun sıhhati ve şısıru ü- zerinde fena tesir husule getirece- ğinden âzami ve asgari birer had ta- yini zaruri görülmüştür. Bu müddet bir aydan aşağı ve altı aydan yukarı olamıyacaktır, Mshkümun “hücrelerde ve evvelce mevkuf kalmış ise mevkufiyet halin. de geçirdiği o müddetler çıktıktan sonra geri kalan müddetin altıda bi- ri ikinci devreyi teşkil edecektir. Bu devre esnasmda mahküm yalnız ge- celeri tecrid olunacak ve gündüzleri Ceza Evi içinde ve yahut Ceza Evine bağlı Tarım veya Endüstüri müesse- selerinde çalıştırılacaktır. Ikinci dev- reyi iyi hal ile geçiren mahküm ü- çincü devreye alınacaktır. Bu dev- rede gece ve gündüz müşterek hayat esas olacaktır, Ancak Jüzum görül düğü taktirde geceleri tecrit şekli tatbik olunabilecektir. Bu devrede dahi iyi hali görülenler, cezalarının geri kalan bütün müddetini teşkil e detek dördüncü devreye geçirilecek- lerdir. Bu devrede mahküm müşte- rek hayat yaşayacak ve çalıştırıla- caktır. lunmaya teşvik ve kendisine bu şe- kilde hareketin semerelerini hisset- tirmek için her bir devrede tatbik olunan reğm tedrici surete hafifle- tilere son devrede serbest hayatta- kine yakm bir dereceye İndirilecek ve yine bu hissi daha kuvvetle du- yurabilmek için de üçüncü devrede geçirilen iki günün üç gün, dördün cü devrede geçirilen bir günün de iki gün sayılması esası kabul edil- miştir. Bundan başka ikinci devreyi bitiren mahkümlar arasından Adli- ye Vekâleti yol, inşaat ve maden €- kipleri teşkil edebilecektir. Mahküm- ların bu işlerde çalıştıkları her bir gün iki günlük mahkümiyete karşi” lik olarak sayılacaktır. İyi hal gösteren mahkümlara ya- pılan bütün bu müsaadelere mukabil Ceza Evi disiplinine aykırı hareket edenler için de inzibati mahiyette a- ğır cezalar tesbit edilmiştir. Her devrede onbeş günü geçmemek Üz- re mahkümun geceli gündüzlü bir hücreye “kapatılması, yine her defa- smda üç ayı geçmemek üzere bulun- duğu devre müddetinin uzatılması ve yahut geçirdiği bir veya daha ev- ve erkeğin hayatta tecrübe gördilk- çe, olgunlaştıkça aşkı, bir gönül zev. ki değil bir aditle ihtiyacı olarak an- lamağa başlamaları da gösteriyor ki Aşk diye ifade ettiğimiz hâdise gö- nüllerin değil, adalenin malıdır. Fakat ne olsa İnsanlar nekadar ta- bii olmağa çalışsalar bu davada ken- dilerini aldatmaktan hoşlanıyorlar. Emili bana: — Hayatımda ilk sevdiğim erkek , Dediği zaman ona kızmadım. Bunu o kadar çok ve öyle babayi- ğit ağızlardan dinledim ki bu genç kadm belki de doğru söylüyor. Onun samimi olduğu bir tarafı da var. Bu genç kadın sırf zevki için bu- raya kadar geliyor. Onu tahrike- den başka hiçbir mecburiyet yok. Kendine bir il arkadaşı lâztmsa bunu koca e şehrinde bul makta hiç te güçlük çekmez. Bin türlü kombinezonlar bulup Kahireye kadar gelmesi ve bugün bütün imkânsızlıkları yenerek gelip beni bulması da gösteriyor ki bu ha- reketinde samimidir. ve sevgisinde hakikat vardır. Ben hayatta böyle biribirinden velki devrelere iadesi bu cezalar me- yanındadır. Bu cezalarla bundanbaş- ka verilebilecek olan İhzibati mahi- yetteki cezaların ne gibi hallerde ve- rileceği ve tatbik usullerine git te- ferrilat bir nizamname ile tesbit e- dilecektir. Bu proğresif sistemin son safhasını ceza kanunumuzda esasen bulunan meşruten tehliye teşkil et- mektedir. Dördi ü devrenin ağır hapiste dörtte üçünü ve hapiste ya- rısını iyi hal'ile geçirenler mesrütön tahliyelerini isteyebileceklerdir. Meş- ruten tahliyeden sonra bir mahküm, şahsi hürriyeti bağlayıcı bir cezayı müstelzim yeni bir cürüm işler veya mecbur olduğu şartları ifa etmezse, Çeza Evinde üçüncü ve dördüncü devrelerie geçirdiği müddetler do- layısile fazla sayılmalardan istifade ettiği günler de kendisine ayrıca çek- tirilecek ve bir daha meşruten tah- liye de edilemiyecektir. Yeni karunda ağır hapis cezası müebbet veya muvakkat olmak üzre ikiye ayrılmış ve müebbet ağır hapi- sin ölünceye kadar devamı tasrih ©- lunmuştur. Muvakkat ağır hapis ise bir seneden yirmi seneye kaderdir. Proğresif sistemin tatbikatmda mü- €bbet ağir hapis 36 sene üzerinden hesap edilecek ve ikinci ve üçüncü devrelerdeki müddetler mutlak su relte 36 senenin altında ve ilçte biri olaraktır. Ağır hapis cezasına mah- küm olanlar hücre müddetini bitir dikten ve hapis veya hafif hapis ce- zası mahkümları ise hükümleri kat" ileştikten sonra Ceza Evlerine bağlı Tarım vey& Endüstüri müessesele- rinde; yiyecek ve giyeceklerini ken- dileri tedarik edemiyen veya çalış- mak isteyen mevkuflarda ayni mü- esede çalıştırılabileceklerdi. celi ve gündüzlü tecrit devresi hariç olmak fizere proğresif sistemin diğer hükümleri aynen tatbik edilebilecek- lerdir. Yeni kanunun diğer ehemmiyetli hükümlerinden ve bu arada “ tin şahsiyetine karsı cürümler” e ait misallerinden gelecek yazımda bahs eğeceğim. Mec. 5. Maarif müsteşarı gitti Maarif müsteşarı, Rıdvan Nafiz dün Ankaraya dönmüştür. Kasımpaşa deresi kapatılıyor Kasımpaşa' deresinin üstü beton olarak kapatılmakta ve tamirat iler lemektedir. Derenin Yenişehir eihe- tinden itibaren yarısı ikmal edilmiş- tir, Diğer taraftan, Kasımpaşa halkı bir mazbata tanrim etmişler ve be- lediyenin Perapalas oteli yanından AN BORSA 23 TEMMUZ PERŞEMBE Paralar Alış Satış Sterlin 625.— 632,— 1 Dolar 123— 120,— i 820, Bi— 21— 04) 16.— 52— 198,— — 2,— i0— 2— * m— 25 “.— 33. gi 20— Çekler İngiliz üzerine 83128 Pır's üzerine 12,03,50 Dolar 0,79,56 Liret 10,115 Belga 472,78 Ber ass 15.7 Florin LTAD Çekoslovak 19.2100 Avurtarya Mark İsveç kurenü İspanya pezeta Eshom iş Bankas ME ei - - N “90 5 |. Hamiline gen Anadolu “© 60 7.50 —.. <0 "10 Sirin ere “ Tramvay iin Bomonti ebrar "75 Astan Gimento 1030 Merker Bankası 4850 Osmanlı Bankası Mm. Sark Merkez Feranem Kupyonmuz 3.10 'stikrarlor vi Türk Borcu T "0 iy. vE 72020 e ev NE 0 İstikrazı dahili 25,50 Erma A BC m Swap — Erzurum T 18 “ 98,75 Mısır #ekvilleri 1901 VE 3931 7 95,50 Tahvilât pm “m. Anado Ive, 199 Anarlolu. Müm. 16,65 Hukukçular Bayramı Bugün, Üniversitede Lozan sulhü- rün yıldönmü münasebetile hukuk. çular yıllık bavramlarmı yapacaklar» dır. Tonlantı Üniversitede 16 da bas- Hayacaktır. » Istanbul Universitesi Hukuk Tale- besi Cemiyetinden: 24 temmuz Lozan günü hukukçu - larm ulusal bayramı olmasımünase- Bir kayın val | | Aksaraydan C. N. imzasile: Bilmem bir 4 yın validenin derdine deva bulabilir misiniz? Ve onun ge- lini hakkında söyleyeceklerine ina - nar mısınız? Size kısaca şunu söyliye yim, Gelinim, oğlumu aldatıyor. Bu- nu gözümle gördüm diyemezsem de, katiyen biliyorum diyebilirim. İki çocukla var. “Şimdi nasıl hareket edeyim şaşırdım. Oğluma haber ver- sem, bir felâket olacak, bir aile yıı- lacak. Sussam, olmaz. Ne yapayım? Mademki emin değilsiniz, oğlunu- za birşey söylemeyiniz, Fakat geliniz le ciddi'olarak görüşünüz ve onun süphe uyandıracak hareketlerden çe- kinmesini tavsiye ediniz. Ondan size şikâyetler vâki olduğunu, fakat oğ- lunuza bildirmediğinizi söyleyiniz. * Karımdan soğuyorum Şişliden; K. R. P. imzasile; Bundan iki sene evvel 24 yaşların. du, x < benden dört beş yaş küçük bir wızla tanıştım. Sevişiik, Anlaş - tık, Evlendik. tu iki senenin bir bu çuk senesi Jevkaldde güzel geçti. Son altı ay bir felâket oldu zaanet- .neyiniz, yalnız, kary, eskiden oldu ğu yivi kendisine itina etmiyor w artık totmin edilmiş arzulardan $0n- ta olduğu gibi, kendini bırakkmaş buu suyor. Daha açık söyliyeyim. Mesela, benim eve döneceğim sıralarda, «3 kiden, üstünü başımı düzeltir, tevek hne dikkat eder, evin ötesini berisi- mi toplaştirerdi. Şimdi, bunlar yok. Ye ben, karımın güzel olmasına rçi- inen bu posaklılığından dolayı ondan soğumaya başladım. Ne yapayım? Maalesef kadınlarımızın ekserisi dir. Bir münasebetle buna dair, ılarda birkaç söz söylemiş yeğine gey, Okul izseli nefsini kırmadan o bu noktayı kendisine ihsas etimek, ona, âdeta bi hoca gibi, tarzı Bareketini öğretmek- tir. Bu işe meselâ şöyle başlayabi- lirsiniz: Birkaç akşam, eve bir ar - Kanaşınızla uyrursınız ve DUDU evver den:hağer verirsmiz. Karınız, her - halde evi derleyip toplamış olur, ve tuvaletine itina eder. Birkaç akşam sonra da, bir biçimine gelirevek. onu ve evi höp böyle derli, toplu görmek- le çok memnun olduğunuzu söyler, her vakit böyle olmasını rica edebi-,| brsiniz. * Şimdilik evlenmeğe ve bunu düşünmeğe hakkınız yok “Maçkadan 8. 8. S. imzasile: 28 yaşındayım. 4 sene evvel, bir ai beti İle her yil yapılan merasim bu yıl da ayni tezahüratla kutlulanacak- tır. Büyüklerimizin ve hütün tüniver- #iteli arkadaşların ve bilhassa hukuk guların buğün saat 16 da üniversite konferans salonuna gelmeleri ehem- miyetle rica olunur, Şükrü Çavuşun ailesine yardım Tepebaşı yangınında kazaen ölen lenin Kızıyla tanıştım. Henüz mektep- fe tairbe olan kızı ailesinden istedim. Muvafakat ettiler. o Ancak tahsilini müteakıp nişan yapılaca ımı ve bu suretle iki sene beklememi söylediler. Ram oldu:r. Kızla aratnızda sevgi de vam etmekte iken hastalandım. Sana toryomda altı ay yattım ve iki sene- dir ciğerime hava verdirmek suretile tedavi gördüm. Bu müddet zarfında ve halen de tam bir intizam dahilin Kasımpaşaya inen câddeyi tamir et-| itfaiye çavuşlarımdan Şükrü çavu -İde yaşıyorum. Eskisinden daha iyi tirmesini rica etmişlerdir. Bu cadde | un ailesi için dahiliye vekâleti 200 | gibi şişmanladım. çok İğlek olduğu için, talebin kabul edileceği umulmaktadır. , zevkten başka bir şey beklemiyen münasebetleri severim ve asıl sevgi diye bunları tanırım. R Erkekten âşktan (o başka bir sey bekliyen kadınm sevgisine inanmak güçtür. Bunun aksini de erkek için dü - şlinmelidir. Aşk, mutlak ve müşterek bir zevkin ihtilâç halinde etimizi ve si: nirlerimizi harekete getirmesinden ibaret fiziyolojik bir hadisedir, Bu zevkler ayrıldığı veyahut b Jira göndermitir, Belediye de ayrıca bin lira vetecektir . förmüllerinden çoğu gülünçtür. » ve sıhhatli olduğu Tu sannederek enebilir miyiu?,, diye doktora muâyene oldum ise de çalışan Raşel yemek ısmarladığımı görünce Kahireye, iş bayıma dönüş pek e | masasını benim için hazırladı. lim oldu. Yazıhanede hademeden başka kim Büroya pazartesi günü öğleye | se kalmadı. yakın gelebildim. Burada iş hayatı artmağa başla. | daracık di. Mevsim ilerliyor. Çölden esen kavurucu cehennem rüzgârı kesildi, Kıs geliyor demek bizim Istanbul. Demek bu zavallı kız hergün bu yerde yemeğini yiyor ve ko- nuşmak için bile Iki üç saat öteki memurların gelmesini bekliyor. Odacıya siparişlerimi işitince ya - nıma geldi: ği — Müsaade ederseniz MASANIZI aşka | deki tatlı belâların Mısır seyahatle- | burada hazırlıyayım. Dedi, Belki ge- maddi ve ahlâki sebeplerle birleştiği | ri yaklaşıyor. Avrupadayken onları | len giden olur. dakikada mutlak âşk kalmamış de- mektir, Onun içindir ki yalnız bu mutlak aşkla başlıyan evlilik hayatları da, gittikçe geklini ve rengini değişti - rir. Biribirlerinin bakışlarından bile zevkalan genç karı kocalar bu pü- rüzsüz kaygusuz ve gölgesiz bakış- larını gün geçtikçe nasıl rengini ma değiştirir, masını Sevgi, çiçek, zevk saçan © gözler | ” gün olur ki ateş, alev, hırs, hiddet sık sık davet ediyordum. Buraya gelmelerini istemiyorum. Halbuki onlar Mısır seyahatinde ısrar edi - yorlar, Geldikleri zaman beni gene yalnız bulacaklar. “Hayal"i arıya - caklar. Onlara bir müddet İçin ba- basmın Yanma gitti diyebilirim. Fa- kat zaten kuşkulu olan Merali inan- dırmak güç olacak. Insanlar ne yapsalar samimi ola- ründü, ıyorlar. Yalan bazı hakikatlerin acılığını saçarlar. Büna rağmen aralarmdaki | gideren tatlı bir #odıdır. En mukad- yemekleri izdivaç bağı paslı zincirler gibi şa, |des inanışlarımızda bile © tatlr| meharetle ve zevkle yerleştirmiş ki pasağlamdır. Hattâ gittikçe ağırla - | gıdadan lezzet almıyor muyuz. şr, battallaşır. Muhakkak ki insanlarm saadet f- | medim. Büroya hafif yiyecekler ge- | yor. — Hay hay dedim. Ya sen, Omuzlarmı kaldırdı: — Ben nerede olsa yerim. — Olamaz, dedim. O halde beraber yeriz. v Ve onun cevabını beklemeden oda- cıya birçok siparişler verdim. Saat bire geliyordu ki, Raşelin al- tın kafası camekânım yanmdan gö - — Yemeğiniz hazır efendim. Ince zevkli kız. Odacınm getirdiği meyveleri o kadar kendimi mükemmel bir lokantada Bugün öğle yemeğine eve de git- | zannettim. Raşel oturmaktan çekini- çin bulduklarmı zannettikleri hayat | tirttim. Hattâ masaya birtek sandalye M.T.M6 << Çevişmeler enhmele' / a : denin şikâyeti evlenmenin üzerimde yapacağı tesi” rin iyi olamayacağını gislemedil | Ben bu vasiyet karşısında evle! için söz verdiğim Kıza ve ailesine seleyi anlattım. Çok üzüldüler, © bana “Sen sıhhatini tem mânasile san. Ondan sonra evlenirsin,, dedi ve bir de nişan yaptık. Hastabji” tesirile ruhi hassasiyetim ziyadele$” ti. Herşeyden çok müteessir oluyü ” rum. Ve şimdide. kın kuskanmaği başladım. Bu. hallerin bende yap” jı fena tesirleri bildiğim halde DB” zan uyku uyumadığım geceler ol” yor. Bir taraftan hastalığımı dü yorum, Bir taraftan. kızı, Nişan vukmak ta benim için mümkün Çünkü yalızım, kızın ailesinin yö” nında kalıyorum. Bakılmağa ihtiği” Gm var, Ayrılsam hariçte isti mi temin edemem bu muhakkak. yapayım? Bana bir yol gösterir mis niz, 28 yaşındasınız. Sizden doktor” rn gizlemediği hakikati tiüzum yok. Bunun için, vaziyet hinize de olsa, onu size söyle; Hastasmız. İyileşebilirsiniz. Sizin Y9” sınızda-bu hastalıktan iyileşmek ib malleri, hemen hemen yüzde seki derecesindedir. Fakat, &iz evlenme kat'iyen aklınızdan çıkarmalı” Günkü sizin hastalığınma tutul bir kimsenin evlenmesi, kendi ihl” Gine sulkast yapması demektir. M8“ lüm sözdür: “Evvelâ can, sonra ©” san!,, Kimseniz olmadığından bah” diyor ve kızlarına nişenlr oldu; aiienin yanmda oturduğunuzu tüyorsunuz, Derhal beska bir taraf” onlardan uzak bir tarafa gidecel u kadar manevi bir zumdur. Bunu yaptıktan sonra, Imızı fazla düşünmenize ve Xi niza lüzum kalmaz. Ve siz de mi tarip olmazsmız. Nekahat dı hissi endişelere kapılmaymız. ne İirum var? His var mı dlemde nekahat Şehir tiyat osu, yeni yıl temsilleri .e hazırlanıyor Şehir tiyotrosu bir teşrinle: yeni yılın temsillerine başlıyacak” Piyes, operet ve çocuk tiyatrosu Bİ) sımları, bu yıl ayrı ayrı bi muntazaman çalışacaktır. Bu maksatla Frarisiz tiyatros7 şehir tiyatrosu tarafından ki caktır Tepebaşında piyes, Fransif yatrosunda operet, &sri sinemada #İ çocuk tiyatrosu oynanacak ve bu nuncuda ayni zamanda çocuklf” mahsus sinemalar gösterilecektif Şehir tiyatrosu, bir eylülde iri piyesler temsil edilecektir. Artistler halen Makbet pi; provalarını yapmaktadırlar, Hamdullah Suphi geldi Bükreş elçimiz Suphi dün, mezunen şehrimize Suphi Tanrıöver, bir ay kadar Dulda kalacaktır.