6 | Çanakkale muharebesi | Atatürk Çanakkale muharebesini anlatıyor "Düşmanın maneviyatı mahvolmuş ve kendisine melce aramaktadır." IV Ve önünde duran sigara paketini uzattı. Bir sigara daha yaktık. İki- mizin de küllüğü dolmuştu. Paşa çım- gırağı çaldı. Arkamdaki mahmuz gıkırtısma: — Çocuk, bize iki kahve daha ya- pm. Sonra da şu sobanın ateşi sön- mesin, dedi. — Baş Üstüne paşam. Ve biz gene başladık. Düşman 13 nisanda, yan! geceden beri ihracma devam ettiği kuvvetler. Je yeniden birinci hattmı takviye edi- yor, ve evvelâ sağ venshımıza, sonra da «ol cenahla merkezde bulunan kı- taatımıza faik kuvvetlerle taarruza geçiyor. Fakat kıtaatımız faik düş - man kuvvetinin süngü hücumundan kendini korumak şartiyle arada hir mesafe muhafaza etmek üzere mağ- Jübiyetten sıyanet ediliyor. İşte bu suretle 23 Nisan günü mağlüp olma- dan kazanılıyor. Paşa dedi ki; — Bu, askerimizin en mühim su- rette fedakârlık, kahramanlık demi- yeyim, çünkü Türklerin bundan daha kahraman-oldukları, daha fazla feda- kârlik gösterdikleri günleri hatırlı - yorum, her halde benim için askeri- mizin sebat ve metaneti zabitleri- mizin olsun, kumandanlarımızın ol- sun cesareti, âzmi sayesinde kazı- nılmış mühim bir gündür. Diyebili- rim ki, benim en nsmüsait vaziyetim 13 nisan günü idi. Çünkü beş İngiliz Jivasına karşı duran kuvvetim dünkü yani 12 nisan günkü, şanaver şedit savlet ve taarruzlarla mühim zayia- ta uğriyan .... nci alaydan ikişer taburlu olan ... ve. nel alaylarla gayrikabili istifade bulunan ... »ei alaydan ibaretti. Hakikaten 12 nisan muharebesiyle Arıburnu cephesi, li sb vaffakıyatının temelini ,ku i- Tizlerin bu cephede azmini kırıp plâ- nm: mahveden bu kuvvetti, 14 Nisan günü daha iki alay kuvvetin tahtrem rime gireceği anlaşıldı. Bunun üzeri- ne dilşmana tekrar taarruza karar verdim. 13-14 nisan gecesini “Koca- 'dere,, köytünde, gecirmiştim. Kat'i ka- Tarımı fecre yakm bir zamanda ver- dim. O zamandaki düşman “Kabate- lan hatlarda tahkimat icra etmeleri emri verildi. 15 nisan günü görülen vaziyet şu: Düşman sağ cenâhrmız karşısmda “Yüksek sırt, m sahile müteveccih kısmmda, “Kömürkapı deresi, içinde yamaçlara tulunmuş bir halde; buna mukabil bizim kıt'a! rımıs “Cesaret tepe...deki düşman tepenin hattı ba- lâsmda, bunun karşısındaki kıt'ala- runiz dü “Edirne sırt,, ında “Kirmizi sırt” ve “Kanlı sırt”ta imiş, Hattâ ba | )â tekrar düşman tarafından İsgal e-| dilmiş ve buna mukabil kıt'alarımız mezkür hattı balânın şarkmda ve karşısında mevki tutmuş. Düşman gündüz de ihraca devam ediyormuş. Karaya çıkarılan düşman kuvvetle. ri ileriye sevkedilerek (o hatlar takviye ediliyor, hatlar takviye edil. dikça umumi vaziyetini tashih ede bilmek için cephenin baz: moktala- rmds faliyette bulunuyormuş. Bu fnaliyetler sırasında “Kanlı sırt, cihetinden 8ol cenahımızı sabahtan - beri tazvik etmektevmis, Bu taarruz tevkif edilmiş. O gün düsmanın de- kuz nakliye #emisiriden karaya dö- külen askerinden başka sekiz nakli- ve gemisinin daha ufuktan kıyılara doğru yaklaşıp büyümekte olduğu görülüyormus. Bizim birinci hattımız dülşmanm iki üç yüz metre karşsısın- da bulunuyormua, Bu suretle gittik ce tekfzlif eden dürmanm karsısmda beklemektense kat'i netirevi kazan- mağa kifavet edecek kadar kuvvet celn isin Mustafa Kemal nasa ma- fevk kumandanları muruzatta bu- lunmuş, İstediği kuvvetleri almca cephesi genişlediğinden muhtelif ku- mandanlarla daimi münasebatta bır. lunmak zorlaşmıs. Onun tein cephesi. ni mbtelif mmtaka kumandanlıkları: 16 nisan: Düşman ağ cenahımıza taarruz teşebbüsünde bulunmuşsa da durdurulmuş, 17 nisan sağ cenahi - mızdaki siperlerimize düşman taar - Tur, etmis, Fakat kıt'alarımızm mu- kabil süngü hilcumları İle geri pit kürttlretiş.!Fakat tamamiyle yerle - gen düsmanm yeniden mühim bir hiğ- cuma kalkişacağını muhtemel gören Mustafa Kemal pasa taze kuvvetler» pe,, istikametinden “Kocadere” Kö- | ie düşmandan evvel düşmana vurma- yünü donanmasiyle ateş altıma el -| ge kararlastırmın. O zaman vmtaka yaştı. Işte icap eden taarruz emri bu | Kumandanlarını (Kemalyeri)ne nez - ateş altında x'z1lmaştar.Ru emir, emir | dine eelbedip şifahi talimatta bulun- TI T. R. Aras İtal #ifihakını fem (Başı 1 incide) 'Türk - Bulgar münesebatına dair de Dr. Aras şöyle demiştir; “Türkiye Bulgaristanla pekâlâ tes riki mesai edebilir. Türkiyenin dost luk zinciri Bulgarimtanla #enginlesir. Ve Türziye Bulgar dostluğu yüzün - den eşki dostluklarmdan hiç birini feda etmek mecburiyetinde değildir. Bulgaristanm dostluğu Montrö kon - feransmın kazançlarından biri olmuş tur. Tevfik Rüştü Arasın Belgrattaki beyanatı Belgrat, 23 (Tan) — Montrö kon- feransımdan dönmekte olan Türkiye murahhas heyetinin başkanı ve Hari ciye Vekili Tevfik Rüetü Aras, bugün refakatindeki zevatla birlikte Bel- grads vâsıl olmuştur. Dış İşler Ba- kanını istasyonda Türkiye sefareti miisteşarı, Türkiyo askeri ataşesi, Yugoslav Hariciye Nezareti müste- garı ve Başvekil Stoyadinoviçin hu- susi kâtibi hükümet nayama seiâmla- mışlardır, 'Trenin'bir müddet teva'ckufundan istifade ederek istasyona inmiş olan Rüştü Aras, kendisine müracaat # - den Yugoslav gazetecilerine şu beya- natta bulunmuştur: — Montrö konferansma işi'rak €- den bütün devletler murshhss'armâ, bize karşı gösterdikleri müzakret - ten dolayı teşekkürlerimi beyan ede- rim. Boğazların yeni mukavelesinin ipizelanmasını mütcakıp, ilk olarak dostum Stoyadinoviçten aldığım teb- rik telgrafından dolayı çok mülehas- sis oldum. Yeni mukavele, Ağustos 15 den iti baren meriyote girecektir. Bski Bo - gazlar komisyonu İse iki ay zarfında tamamen tasfiye edilecektir. Boğaz lar mukavelesinin İtalya tarafmdan imzalanıp, İmzalanmıyacağına dair bir şey söyliyemem. Ancak şunu işaret etmek isterim ki, bu mukavele fta için açıktır. Ingiliz murahhaslarınn konfe- ransta bazı müşkülât çıkarmış olduk larma dair ecrebi membalardan ve- rilen haberler tamamen , asılsızdır. letler tarafından derhal Yapılacak - tır, Türkiyenin Belgrat elçisi Ali Hay- dar, bugün, Blette bulunmakta olan baş ve dış bakanı Milan Stoyadinoviç tarafından kabul edilmiştir. Türk - Bulgar münasebatı gittikçe inkişaf ediyor Sofya, 23 (A.A.) — Bulgar Ajan. sı bildiriyor: Ankaraya dönmekte olan Türk murahhas heyeti, başında Dışişleri Bakanı olduğu halde bugün saat atlıları ile cüzütam kumandanlarna | rildi, Sona ben de bizzat “Ke-| malyeri,, ne gittim. Saat yedi ile se- kiz arasmda sol cenah ve cephede tasrrüza başlandı. Bundan #onra idi sağ cenahta du kıt'alarımızın taarruz hareketlerini görüyordum. Taarruz bütün cephe üzerinde muvaffakıyet- le devam ediyordu. Düşman “Kanlı #ırt,, ta firar suretinde rieate başla- mıştı. “Kırmızı sırt” ta da düşman ricate başladı. Saat 10 dan sonre idi, sağ cenahımız da düşmanı tazyike başladı. Ricate mecbur etti, Ve taki- be koyuldu zeval sıralarındaydı ki, 'düşmanm Kanlı sirtta ricat eden ak- samından baki kalmış olanlar, kırmı- | zt sirttada enson ricat ettikleri “aver Hendekli omevziinde düş - man efradı tüfenklerini bırakarak önline çıkmış, şapka, beyaz mendil bâyrük sallıyarak teslim olmak isti yorlardı. Bütün bu manzaraları (Ke- muş. O gün maiyvetinde bulunan erki- na karş: söylediği sözlerden bazı ki- sımlârmı bize vermesini kumanden- 16,30 da Sofyadan geçmistir. Bulgar Başbakanı Köse İvanof, Türk başkanmı karşılamak üzere Dragoman istasyonuna kadar gitmiş arruz emri vermeden evvel, Mustafa vagonunu duvef ederek Sofyaya ka- Kemal pasa ruhlara hitan etme dar kendisiyle samimi görüşmelerde pek kuvvetli neticeler bekliyor. Onun | hulunmuştur. Sofkada konusmalara için diyor ki: istasyon salonunda devam olunmuş- “Düşmanın altı gündenberi iki ÖE- | tur, İn taarruz ederek sarstığımız VE 45 | Şiki muhatap, Türk - Bulgar müna- razinin menaatmdan dolayı neti -| sebetlerinin iyi irkisafını bir kere da ceye kadar şiddetli takip edememek | ha büyük bir memnuniyetle müşahe- yüzünden barmabilen aksamı hims - |de etmişlerdir. yesinde çıkarmakta olöuğu ve fakat| #stasyonda, şimdiye kadar mahvettiğimiz kuv- Panof, Deşisleri Genel Sek- vetlerinin iki fırkadan fazla olduğu | eter vekili elel Sarafov, siyasi daire anlaşılmıştır. Seddilbahirde Kumköle | direktörü vekili ve Protokol direktö- cihetinde de hal hemen ayni olmus- | ri Petrov - Çomükov, Matbuat direk- tur. Karşımızda bulunan düşmanı bi- törü elçi Balabanov ve Disişleri Ba- re kadar hepimiz ölerek behemehal | kanlığı diğer yüksek memurları tara- 'deinze dökmek lâzım olduğu kana-İfından selâmlanmıştır. İstasyonda ti vledaniyesindeydim. ,Vaziyetimiz | ayrıca, başta elçi Berker olmak üze- , Düş. İre Türk elçiliği memurları, Yugoslav doktor Aras, saray malyeri) nden ben ve bütün maiyye- tim dürbünsüz olarak seyrediyorduk. Bu aralık fırka erkânıkarbi İzzeddin Beyden aldığım raporlardan, gerekse bizzat mlüşahedelerimden anlıyordum ki düşmanın “Arıburnu, şarkmdaki düşmana nazaran zayıf değildir. manm kuvvei maneviyesi tamamen /ya ve Yunanistan elçileri, Çekoslo - mahvolmustur. Mütemadiyen siper | vakya ve Romanya maslahatrüzar - yapmakla kendisine bir melce -İları, Sofya Türk - Bulgar dostluk ce- maktadır. Siperleri civarma birkaç miyeti mimessilleri ve güzeleciler mermi dlişmekle derhal kaçtığını ken | de hasır bulunmuştur. Ayni trenle, dan rica ettim ve sunları aldım. T8-| ve orada döktor Arası kendi salonlu! » sırtlarda hiçbir eseri faaliyeti kalma | di gözlerinizle gördünüz. Düşmanı mıştır. Sağ cenahımız kerşismde | büsbütün kaçırmak için daha gok tes heyeti de Sofyaya dönmüştür. . düşman efradı sahile İltica etmiştir. | emmüle lüzum yoktur. İçimizde ve | Taymis muhabirinin bir tahmini Yalnız ricat noktasma uzak kalan | kumanda ettiğimiz askerlerde Bal - düşmanın “Kanh' srt” la “Kırmızı | kan hacaletinin ikinci bir safhasmı set, taki: vaziyetlerinden dolayı, | görmektense burada ölmeği tercih “Merkez tepede kalmış olan aksamı | etmiyenlerin bulunacağını kabul et - da sağ cenahımızın “Kömürkapu de- | mem. Şayet böyleleri olduğunu his- veri” ve “Bomba” sırtlarına kadar İ- | sederseniz derhal onları kendi elleri- lerliyerek bilhassa “Yüksek sırt,, ta | mizle kurşuna dizelim. Şimdiye ka- aldıkları hâkim vaziyetten dolayı ç€- | dar ihraz ettiğimiz muvaffakıyeti ta- kilemiyorlar, ister İstemez: sebat | mamlamak için tahtı emrime verilen gösteriyorlardı. taze kuvvetler hattı harbe vâsil ol- Düşmanm asl sebatı irem maktadır.., Sırt,ın garbımda ve “Hain tepe, p Eş görülüyordu. En nihayet gece hulül Lindberg Berline gitti edince kıtaatım fevkalâde yorgun ol-| Berlin, 23 (A.A) Tayyareci duğu da anlaşılması üzerine kazanı: | Lindbergle karısı dün akşım Berlin Jan muvaffakıyetir iktifa olundu. Mu | civarında Stanken tayyare meydanı- harebe tevkif edildi. tutulan, kazanı ! na vâşıl olmuşlardır. e iie | İtalya mukaveleyi imzalarsa biz de Akdeniz anlaşmasından vaz geçecekmişiz! İ Taymis gazetesinin İstanbul mu - “ habiri buradan gazetesine çektiği 'bir telgrafta şu mütaleada bulumu- yor: “Türkiyenin Akdeniz anlaşma sı hakkında karsı olan vaziyetini idame etmesi, İtalyanm yeni Boğazlar Mukavelesine (karşı olan tayru hareketi ile alikadardır. Italya yeni Boğazlar Mukavelesini imzaya talip olursa Türkiyenin o de seeri tedbirlerin mabadi olan Akde- niz anlaşmasmdan vazgeçeceği tah- min edilebilir.” AN Murahhaslarımız geliyor | Türklerin yanın Montrö ine çalışacak İtalyanın vaziyeti Ankara 23, (Tan) — İtalyanm Montrö anlaşmasma gireceği hak - kındaki tahminler etrafında alâka- darlardan resmi bir malümat almak mümkün olamamıştır. Yalnız, Tür- kiyenin Ingilteteye karşı Akdeniz paktını tek (araflı olarak devam et- Lirmesinin Ttalyanm Montrö anleş- masını İmzalamaması İçin tek bir se- bep olacağı sanlmamaktadır. Müddeti 20 Temmuzda bitmiş ©- lan Türkiye « Italya ticaret anlaşma- smm temdidi, her iki tarafça da ar- Zu edildiğinden bu bususta tetkikat yapılmaktadır. * İtalyan gemilerinden alınacak resim Çok meraklı bir zat olması lâzım- gelen bir kariimiz Italyan vaziyeti- ne dair bize yazdığı mektupta diyor ki: “Boğaylarden geçen gemilerden alman sihhi resimler yeni Boğaz - Jar anlaşması mucibince tenezzüle- uğrayor. İtalya mukaveleyi imza etmemiş olduğuna göre Italyânlar hakkmda yeni tarife mi tathik edi - lecek, yoksa eski tarife mi devam edecek. Eğer Italya yeni tarifeden, yani yeni Boğazlar Mukavelesinin ihdas ettiği bir menfratten istifade edecek olursa yeni mukaveleyi bil- fiil kabul eylemiş sayılmıyacak mı?” Romen gazetelerinin neşriyatı Bükreş, 23 (4.4) Gazeteler Monirö hakkındaki neşriyatlarına de vam ediyorlar, “Adeverul,, diyor ki: Yeni mukavele Avrupa sulhünün u. mumi menafii bakımından tahlil e- dilecek olursa, İngilterenin ilk defa olaruk kat'i ve çışeli bir şekilde teş- miş olduğu görülür. Titüleskonun müdahalesi üzerine İngiltere bu saha | da Fransız - Rus - Romen moklaina- zarını kabul etmiştir. Bu gazete, Titüleskonun Roman- yu menafifinin korunmakta olduğu - nu ve Türk - Romen dostluğunun ©- beramiyeti hakkmda söylediği sözle- ri tebarüz Montrö anlaşması (Başı 1 incide) yerle; i ve Boğazlar emniyetini bütekimzöukayyal garantiler yerine kendi vesaitile yeniden ele alması, Türk milli ekonomisinin kalkınması, milli müdafaa işinin inşası ve umu. miyetle yeni Türhiye kuvvetlerinin tarsini için yapılan şiddetli müca- kilâtlı kollektif emniyete iştirak et- | içerek, makalesini bir | meğlti” Söz Avrupaya hizmeti büyüktür (Başı 1 incide) faa meselesini zorlaştırır. Gerek © ki ve gerek yeni an'anelere baksa lardı askerlikten tecrit edilmiş saha- lara sadece yürümeği belki de cazip bulurlardı. Bunu yapsalardı siyasi protestolardan başka bir muamele - ye uğramıyacaklarmı da istilâdan evvel kestirebilirlerdi. Hakikat sranırsa 1922 senesinde Türklerin Çatalöe hattı heritinde Avrupada arazi işgal etmelerine meydan bırakıldığı zaman Boğazla- rm hakimiyeti Türklere geçmişti. Gelibolu yarımadasile bunun karsı - smdüki sahili askerlik bukımından işgal etmeleri fili vaziyeti pek çok değiştirmez. Fakat Türkiyeyi idare eden yük - jsek asker, uzağı görür bir devlet adamına mahsus meziyetlere sahip bulunduğunu hir defa dalın ortaya koymuştur: Kilitsiz bir kapıyı zor - lamaktaki o cazibeye | kapılınaktan kendini menetmiş, bir konferans va- sıtasile muahedenin tadilini istemek yolunu müreccah o görmüş, böyle yapmakla da Avrupaya büyük bir hizmette bulunmustur.” Taymis, Okonferansm mühtelif safhaları hakkmda mizlümet verdik- ten sonra sözü şöylece bitiriyor: “İmaa ettikleri muahedelerin ta » dilini istiyen bütün devletler için bir imtisal nümunesi kuran millet - ler arasi bir konferans işte böyle nelicelenmiştr. Ortada kalan mese - le, bunu imza eden devletlerden hep- sinin yeni muahedeyi kabul edip et- miyecekleri hakkmdadır. Italya Lo- zan Muahedesini imza eden devlet - lerden biri olduğu için yeni anlaşma- yı da İmza etmek salâhiyetini hai: dir. Fakat şimdilik bu salâhiyeti kullahnmağa (taraftar görünmüyor. Yeni anlaşmanm Italyan bahri ve ticari menfaatleri üzerine yapacağı n sirden farklı değildir. Almanya bir Akdeniz devleti ol » madığı gibi Lozan Muahedesini im- za edenler arasında da değildir. Bu vaziyete göre Almanya konferansa davet edilmeği beklemezdi, Bununla beraber Alman gazeteleri konferans hakkında acı tenkitlerde bulunmak- tan geri kalmı zi er taraftan Ingilir murahhas, man menfaatlerini muhafıza husu- sunda haddinden fazla alâka ve en- dise göstermekle itham edilmiştir. Fakat bu tenkitten çıkacak mana, nın herkesçe kabule lâyık görülme- gini istemekte olduğundan başka bir şey değildir. Böyle düşünmek ise Avrupanın dertlerine mevzil çareler aramaktan ise umumi Avrupa vuzi- yetini iyileştiremek istiyen bir dip- dele ve yılmaz çalışmalar devresi- nin neticeleridir. Montröde imzala. nan vesika, bu inkâr kabul etmez vakıaların dünyaca da kabul ve tes- lim edildiğini tasdik etmektedir. Ek- selansınızın da bildiği üzere Mosko- va muahedenamesinin imzasından beri, Sovyetler Birliği, bugün her kesçe kabul edilmiş tezi tutmak ve | Türkiyenin, topraklarının mutlak hâkimi olmak yolundaki meşru ta- leplerine kuvvetle ve daimi surette yardım etmiştir. Yeni Boğazlar re- Jimi, Avrupanın en ehemmiyetli mıntakalarından birini sulha havuş- turmak suretile yalnız Türkiye için değil, Karadenizde sahildar olan devletler için de mühim bir emniyet unsuru Teşhil etmektedir. Binaena- leyh bu keyfiyet, Sovyetler Birliğiy- le Türkiyenin, uğurunda çalıştıkları sulh eseri için kıymetli bir muhas- saladır. Montrö konferansının nihai muwaffakıyetine çok yardım etmiş olan Ekselansınıza kalbi heyecanlı selârmumla birlikte en hararetli teb- riklerimi ve derin saygılarimı suna- rem. 8. 5, C, 1, Büyük Elçesi Karahan Başbakanımız İsmet İnönünün cevabı Ekselans Karahan $. 5. C. 1 Büyük Elçisi Montrö konferansının vâsıl oldu- ğu mes'ut netice münasebetile Ekse- lansınızın bana göndermiş olduğu nâzik telgrafı hâz duyarak aldım. Ekselansınızın bana tebriklerini ifa. de için kullanmış olduğu kelimeler» den dolayı çok mütehassis olduğum halde en hararetli teşekkürlerimi takdim ederim. Montröde elde edilen netice, bey- nelmilel anlaşma sahasında yeni bir merhale teşkil etmekte ve Türk - Sovyet dostluğunun yeni bir tezahü- rü olmak itibarile bilahssa büyük bir ehemmiyet iktisap etmektedir. Samimi teşekkürlerimin kabulünü lomasi için tabii bir hedeftir. Montröde mühim neticeler elde edil miştir. Fekat müzakere yolile sulhü muhafaza etmek hususunda yapıl - ması İâzımgelen çok şümullü ve çok zorlu işler için bu neticeler ancak bir mukaddeme teşkil eder. Eğer Avrupanm rakip müttefik grupları kurmaktan ibaret eski tehlikeli sis- teme avdeti istenmiyorsa bu şümül- Tü ve zor vazifenin başa çıkarılma- st mutlaka > bkm ladin Antrepoların devri hakkındaki talimatname tamamlandı Gümrük antrepolarınn İstanbul limanı umum müdürlüğüne devri hak kındaki talimatnameyi hazirlayan “komisyon çalışmasını bitirmiştir. Ta- Jimatname, dün akşam Gümrük Baş- müdürü Müstafa Nuri ve liman mü- dür muavini Hamit Saraçoğlu Lara - fından Ankaraya götürülmüştür. Ta limatname, İktisat Vekâleti ile Güm- rük ve İnhisarlar Vekâletince müşte- reken tetkik edileğek, tasdiki mütes- kıp tesbit olunacak tarihten itiba - ren antrepoların liman idaresine dev- | larının rine başlanacaktır. Bartın vapuru karaya oturdu, kurtarıldı Deniz Yollarma ait Bartm vapu- ru, Karadenize gitmek üzere Arna - vutköyü civarından geçerken, Akın- tıburnu Önlünde ansızın dümen zin - kat gemi biraz sonra tahlisiye tara- fından kurtarılmıştır. Bartın vapu- başka vapura nakledilmiştir. Hâdi- se etrafımda tahkikata devam edil - mektedir. e — —— ve en güzide hislerimle en kalbi dostluğumd. an emin olmanızı rica lerim. edi İsmet İnönü banyosu, hattâ Ingiliz diplomasisinin yeni anlaşma- gü 2A-1.985 —— SAĞLIK —— ÖĞÜTLERİ Denize kimler giremez ? Ukin küçük çocuklardan başlıya” lm: Çebuk sinirlenen, iyi uyumıyan | çocuklar denize sokulamaz. Hele ç0 i cukta bir sinir hastalığı bulunuyors8 | deniz banyosunun zararı daha ziyağ? olur... Eğzemeli çocuklara da deniz banyosu zarar verir. Onlara deni © havası bile dokunabilir, egzemeyi © artırır. Zaten deri hastalıklarının. hiçbiri deniz bayosundan, deniz ha * vasından höşlanmazlar, : Göz hastalıklarının da hepsi, gö sün kendisiride olsun, gözkapakların” da olsun deniz banyosuna engel © © ur. Onlar gibi kulak hastalıkların da da deniz banyosu dokunur, fakat hastalık kulak kemiğinde olursa © © vakit çocuk deniz banyosundan İsti“ fade eder. Çocuğun kalbi muntazam işlemediği halde de deniz banyosu” dan sakmmak lâzımgelir. | Büylik çocuklarla çocukluktan çık mış olanlarda da deniz banvosuns angel olacak şeyler hemen heme İ aynidir. Onlara, mide hastalıklarının. bazılarını, kalp hastalıklarınm hep * sini, böbrek haslalıklarımı, asm8 hastalığını, şeker hastalığını, şis” İ marlığı, mlizmin bronşit 1 Zıni da ilâve etmek lâzımdır. Roms” tizma hastalığını bazı hekimler de “ niz banyosu ile tedavi ederler, fakat istanbulda, Yalova ve Bursu o ka * (| dar yakındâ bulunurken ro7matizm& için denize girmek... Hiç olmazsa 4“ yip olür. Bizim bayanlarm çoğu soğuk dü yapmağa alışık (o olmadıklarımdal, gebelikte denize girmekten sekin © maları iyi olur. Fakat gebelik deni$ banyosuna başlanıldıktan sonra mey dans çıkmışsa banyoyu kesmek içii bir sebep yoktur. Muayyen günler” de, yalnız Amerikalı bayanlar 28 girmeğe devam etmekten varge$” mezler. Bu da bir alışıklık içidire Denize giren bayanlarda munyyek günler — en çok defa — daha sık gelirler, Bundan © korkmamalıdıf” Bazılarında ise aksine olarak, deni$ deniz kenarmda ha” va tebdili muayyen günleri kaybett. lamamak lâzımdır... Her halde mf ayyen gü girmekte sakmmak bizim memleketlerde da £ hr. doğru olur. O da yalnız üş tansiyon artmış, kalp az çok yorul muş olacağından deniz banyosunda” vaxgeçmek ihtiyatlı olur. Zaten, © yaştan sonra İnsanım denize girme” den kurlar üzerinde gösterilmeği değer bir vücudu da kalmaz. Mutle” ka dehiz kenarma gitmek istenilir * se, hususi bir banyoda 37 dereced? deniz şüyu ile yıkanmak ve bunda önce ve'sonra gençlerin kumlarıMli üzerinde yattıklarını seyretmek ye 4 Denize giremiyecekler. bu kada gok olunca girebilecek kimler kah diyebilirsiniz. Onlar da çoktur. F kal deniz banyosundan en ziyade İ tifade edecek olanlar lenfatik, mik hastalığma tutulmuş çocuklardır. Çilli ve beyaz d kırmızı saçlı, yumuşak etli, tom tombul, fakat bir gün veremli ğa istidadı olan çocuklar deniz amdan, deniz banyalurmdan çok tifade ederler. 'uktan sonra da, boyundu büyüyen < bezler, nın gevge meğe birer sebep olurlar. Ji En sonra da, hiçbir rahatsız bulunmıyan, denize girmeği en de keyif için istiyen genç, yahut li beşinden aşağı mutlu in < hepsi denize girebilirler. Ancak, deniz banyolarma başi$ * Ankara 23, (Tan) — Ekon Bakanı Celâl Bayar, dilin köşkü” bakanlık memurlarına bir Ğ wermiştir. * Ankara 23, (Tun) — Bü B' tarafından verilecek teminat m tuplarmın da kabul edilmesi Ba” lar Heyetince kabul olunmuştur-