9 Temmuz 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

9 Temmuz 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Köprünün iki Raşel ve Eski Ataşenavsi Naşit, Harbiye ezareti levazım reisile e T& yapmak istemiş, YÜZ 5 Me Baez er Ye Beçen gün gizli dinlediği şeyleri an- Tatar “Ersasam vatisi (2) İstanbula kaçarken Enver Paşaya kızak teda: rik ettirmiş, Enver Paşa bu kızakla kaçmıştı, Sonra bir Almanla (3) bir otomobile binmişti. Şoförün ya- nında bir Alman miralayı vardı (4). Otomobil geceleri de yoluna devam ediyor, Alman mirela. yim diye goförün ağzına çukula - Yordu Çünkü ri Paşa, Istanbula felâket haberinden evvel yetişmeliy«- di; kabinede, aleyhine bir cereyan cikmazm diye İstanbulda çabuk bu- Yürması lazımdı.” Vekilharç Süleyman Adnanı mem- Nün etmek için genzinden çıkan ilti- lı sesle: j E EN imparatoru, 'Türkiye- deki saltanatmı bir şoförün yediği bu çukulatalara medyundur! Dedi, Tek gözlüğünü yanağile ye- leğine itti. Kaysere tek gözlüksüz kızdı. Dagistanlı Hoca dalgındı: Oğlu, Barıkamışta dirilerin mi 2 - dı? Ölülerin mi? Hoca, hâlâ sanıyor- de ki 9 uncu Kolorduda Moskofun, kışm, tifüsün öldürmediği tek bir befer bulunabilirdi. Bahtsız kadınlar Kaç gündür, Şişli apartmanları talihsiz kadınlaris dolu. Raşelin se- iğini duymuşlar- 7 Ni sade birlerine mi... gösterecek İki ş seayeiki bu gerdanlıkları, bu 'leri sade bir kâğıt şirketi mü- dürünün karısı, bir tütün muham- Minihin kızı görecekti; bunlar lü- zumsuz şeylerdi. Bunlar ziynet değil, tervetti, Süs gösterilen şeydir; fakat an- liyanlara gösterilen şey! Kâğıtsı ka- ritm, camer kızmın gördüğü elma- *in nakit paradan ne farkı vardı? Elması sefir, milsteşar,sefaret kâti- i anlardı. İ Blytik bir devlet sefarethanesinin Intarları küçlilten tavanlarınm alti. DS Sirma saçlarını, âlim İskarpin- lerini bir tahtın, bir tacın alevlerile Sürükliyen Raşeli Beyoğlunun zen” Ein levantin kadmları affetmediler; Ve kadının yatak odasma doldular; Ve koliariyle havaya bir zampara z ğ kaldırarak (Ragelin yatağında bul | yete dük!) dediler. ği Kıskanan kadında bir ormanlık kudurmuş hayvan vardır. Erkeği kıskanan kadında değil, kadını kis* | Kanan kadında,.Bu kadın hem ken- dina istıraptır, hem başkasma. i iden Raşelin oruspu ol- Buğunda ittifak edildi; alnmdaki le: ğ on üç yaşından başisdı: | Evlendiği “göce kaz değildi. Elmas- Armr cemiyetin adamlarına ödetti- - Meşhur Elması vardı: Başı Ya” Tm ay, ortası trapez, aşağısı MÜ peiles şeklinde... Babasından Kalsn ö Pirlântayı ona bir nazır (kediye ti Paristeyken kocasınm Ek Peyandan aldığı fantezi elması ons İT meb'us Beyoğlunda Babayandan . Kadmı hergün saat beş çayla” öldürüyorlardı, Ölüsünü Fran- Mta, İspanyolca, Almanca #sirıyor” ya. Fakat öldü sandıkları Faşel hisusi otomobiliyle “dudağında ince İP tebesetim. meydanda gezi- te e. Demek ki onu öldürememiş» per. Nihayet bir gün bir çayda şel az kaldi sahiden ölüyordu: İT nazir de bir © sefarethanenin balosuna ter- pik eden iki hemşireyi götürmüştü. Bunu Raşele söylediler. Raşelin göğ- İnme kalbi bir yumruk gibi ki Tik: Mi. İl Kızının da eline geçebilen bu U- te Saadet için mi Raşel Adana ya” kta Hindenburgu anlatmıştı? Raşel ne kadar bahtsizdı! Fakat aynı günde köprünün öteki a Tahsin Bey. pl Kürargikr Ünsal Marek Harbiye beri Müdürü Miralay Feldenan. ! ğ i tarafındaki bedbahtlar : Dağıstanlının karısı... tarafında kara talihli bir kadın daha | vardı: Dağıstanlı Hocanm oğlu -Sa-| rıkamışta bir gülleyle darmadağın olarak ölmüştü. Adnanm konağında binbaşı O...L... Beyin anlattığı vi gehitten bir tanesi de Dağıstanlının oğluydu. Hoca: “Yavrumdan elimde gömecek bir parça bile kalmadı!, demiş, karısına belli etmeden biraz ağlamış, sonra haline bir durgunluk gelmişti.Sokaklarda kendisiyle konu şuyor, elleriyle, kollariyle ağaçlara, evlere işaretler ederek dolaşıyor. ge- celeri gökte, gök yüzündeki tenhada yürüyor, yıldızlara çarptıkça cübbe- sinde sarı noktalar kanayarak bir deliye yakışan şahsi bir güzellikle karanlıklarda kelimesiz haykırıyor- du. Mahallede “gâvur hoca çıldırdı, belediye bugtin hi cenazesini kaldırdı. Kötürüm karısını polis darülâcezeye götürdü. Köprünün öteki tarafmda Raşel, - bu tarafından Dağıstanlı- nım kötürüm karısı bedbabt!... : Bisikletçiler Suvarilerimiz de bugün Berline hareket ediyorlar Dün giden bü Iki aydanberi Ankarada çalışma - lar yapan Türk bisiklet takımı bi. siklet federasyonundan Cavidin ri- tinde ve beş kişilik bir takım ha İinde dün, Köstence tarikile Bülkreşe hareket etmiştir. Talât, Eyüp, Kir - kor, Orhan, Kâzımdan mürekkep bi- sikletçilerimiz, Bükreşte bu pazar Ro manya bisiklet takrmile 148 kilomet ro Üzerinde bir yarış yapacaktır. Suvarilerimiz bugün gidiyor Iki haftadanberi Sipahi Ocağı sa - hasında yapılan stlı mâni müsabâ - kaları neticesinde 11 inci Berlin olim piyatlarında Türkiyeyi temsil için &€ çilen süvarilerimizin dün gideceğini bildirmiştik. Hazırlıkların ikmal edi- lememesi yüzünden hareketlerini te- hir eden süvarilerimiz bugün saat 14 te Köstence yolile Almanyaya ha roket ir. Kaleci Avni kampa olındı Mütesddit defalar milli tekim ka- lesini müdafaa etmiş olan Galatasa - ray, kalecisi Avni, lik maçları niha- amm ISTANBUL BELEDİYESİ lira kıymet konulan Fatih İtfaiye müdür! rsada | ve 2 metro boyunda 142 tane ot taşı, 3, Smetro 2 tane dört köşe demir direk, 12 tane muhtelif demir rı 1 tane iki kanatlı demir kapı | tane sekiz kanat demir Hepşine 90 şısındaki a! boyunda | 3 tane demir parmaklık, bilezik taşı maya konulmuş 10, 7. 936 cuma ihale gününde gi Yazan; MITHAT UBMAL | Kadm değil mi? Hangisi bedbaht | değil ki? Her zaman gidilmesi lâzımgelen balo “Bu kadar kolay kadın ben” Raşel kendi kendine hep bunu 80- ruyordu. Demek ki hiç beğenmedi- ği Adnana ö gün 3 saat sebepsiz ba- yılmıştı?.. Fakat bu türlü düşünmek yanlış- tr. İki terzi kızı o sefarethaneye bir tek defa gidebilirlerdi. Halbuki Ra- şel oraya boyuna çağırılacaktı. Çün- kü baloda ona çok bakmışlardı. Çün- kü sefaret kâtibi onunla dans eder- ken bacakları mahremiyetler gös - termişti. Çünkü #efaret müsteşarı Onu o gece sormuştu. Adnan deme. miş miydi? Karısı kıskanmasaydı, müsteşar kendini ona takdim ettire- cekti. Hem tabii ki aâğımm onunla meşguliyetini, Adnan, azaltarak an- latmıştı, Kim bilir adam, onun için, Adnana neler söylemişti! lArkam var) mıyrm dün gittiler isikletçilerimiz yetinde antrenmanlarını bıraktığı ci hetle olimpiyat kampma seçilmemiş- ti. Son yapılan Galatasaray - Fener- bahçe maçında parlak bir oyun oy * niyarak eski formünü bulduğunu is- bat eden Avni, Safanm mektep vasi yeti dolayrsile kampı terketmesi (ize rine kampa alınmıştır. Deniz Bayramı Galatasaray deniz bayramı tertip heyetinden: Evvelce bildirildiği gibi, klübümüz tarafmdan tertip edilen senelik bü - yük deniz bayramı bu cumartesi gü | nü Bebekte aşağıdaki program da * hilinde yapılacaktır: Saat 16: Kotra yarışı, 16,15: yüz me bayrak yarışı, 16.30 kuleden st - lama, 17 sutopu müsabakası 17,30: Bayanlar dörtlü yarışı, 18: Baylar dörtlü yarısı, 18,15: Uç çifte tekaüit- ler yarısı, 18,30: Mükâfatlarn tevzii, 19: Cazbant, 21: Fener alay, 22: Caz bant, NOT: Galtasaraylılar davetiyele- rini almak üzere hergün Beyoğlun - daki kulüp merkezine ve Bebekteki deniz gubesine müracaat edebilirler. maz ILANLARI 2 tane helâtaşr2 tane kuyu ı, 1200 tane çürük tahta ve direk parçaları açık artır iren bulunmadığından artırma gününe uzadılmıştır. Şartnamesi Levazım Mü- dürlüğünde görülür. Artırmaya girmek isteyenler 675 kuruşluk vakkat teminat makbuz veya Şii günde saat 15 de Daimi mektubile beraber yukarıda Encümende bulunmalıdır. (3867) B TAN a BİLGİLER | Budapeşte | Biikreş FAYDAY ———( Bugünkü Program İstanbul im bahçesinden nakil: Dans mu- ion orkestr. ahi kon fer Dr. Hüseyin Kenan Tunakan tara- fmdan; 20,30: Seğdyo orkestralar; 21,30: Seon haberler. Saat 22 den sonra Apadolu Ajamımın ünretelere mahsun havadis servisi verile. cektir, #iket Konlerans; 23,05: Puççininin (La Boheme) operası” (plik ile). Hafi masiki: 19,15: Konserin deva 2020: Plâk; 21,15: Küçük orkestra; Enstrümental konser; 23,45: Ecne bi dilile haberler. Moskova v 18,30: Yeni masiki; 19.15: Rahmaninow- un eserlerinden konser; 2i: Hafif musiki, 22: Yabancı dillerle neşriyat, Varşova 20: Radyo piyesi; 20,30: Orkestra kon- sari; 21,15: Max Reger musikisi; 22; Leh şarkıları; 220: Revi melodileri; 23,15 Piyes; 74: Dans Prag 20.30: Dans ve rapsodiler 23,15: Fok orkestrası (operet ve valsler). | Viyana 20,20: Viyana şarkıları; 21: Piyes; 25:| Haberler; 28,10: Eğlenceli musiki; 23,50; | Sörler; 24,05: Komserin devamı; 24,45 Dans musikisi. Sinemalar, Tiyatrolm * BALK OPERETİ ; Bu akşam sast| 7,45 de 'Taksim bahçesinde (Sevda Oteli), Pek yakında (Rahmet EL) “astane telefor'arı 21695 23017 Cerrahpaşa hastanesi Gureba hastanesi Yenibabçe Ça Beyoğin Zükür hastanesi 43341 Gülhane hastanesi Gülhane 20516 Haydarpaşa Nümene hastanesi 60107 Eral gi 42426 Bakırköy Akıl hastanesi 16.60 Şark Demiryo'ları Sirkeci 23099 Devlet Demiryolları Haydarpaşa 42145 itfalye Telefonları datanba) İtlmyesi 24223 Kadıköy ittaiyesi Yeşilköy. Bakırköy Uuküdar itfaiyesi 0525 Beroğla itfaiyesi 44640 Büyükada. Heybeli Burgaz Kmah mm | takaları için telefon santralındaki memara yangın demek kâfidir. Müracaat yerleri 60020 Büyükdere. 42162 43732 Demis yolları acentesi Telefon Akay (Kadıköy iskelesi) Çahık srhhi yardım teşkilât Bu aumaradan undat otemo bili istenir m eee m Istanbul Komutanlığı Sa- hnalma Komisyonu İlânları İstanbul Komutanlığına bağlı kıt'atınm senelik ihti- yacı olan 235,700 kilo sığır| eti kapalı o zarf usulile 11-7-936 cumartesi günü saat 11,30 da alınacaktır.| Muhammen tutarı (82495) liradır, İlk teminatı 6188 li- radır. Şartnamesi 250 kuruş mukabilinde verilir. Komis- yonumuzda her gün öğle- den evvel görülebilir. İstekli lerin ilk teminat ; makbuzu veya mektublarile 2490 sa- yılı kanunun 2, 3 cü madde- lerindeki vesaikle beraber i- haleden en az bir saat evveli- ne kadar teklif mektubları- nr Pındıklıdaki Komutanlık Satmalma Komisyonuna vermeleri, (3549) ğe, Istanbul Asliye Üçüncü Hukuk Mahkemesinden : Taksim Kazancı Sormagir sokak 12 No.da oturan Ayse tarafından Beşiktaş Ikinci Ba- ruthane 96 No, da kocası (Ahmet Cavit aleyhine açılan boşanma da- vasma ait arzuhal müddaaleyhin i- kametgâhmm meçhuliyeti hasebile tebliğ edilemiyerek iade eğildiği mü- başir maşruhatı ve polis tastikile an laşıldığından tarihi iJândan itibaren bir ay zarfında müddaaleyhin 36-890 No. ile cevap vermesi lüzumu tebliğ yerine geçmek üzere ilân olunur. (24270) | koşmuş, erimiş, bitmişti, İbirn Sivil komiser Cahit, müdüriyetten çıkıyordu. Arkadaşlarma ve müdü - rüne Allshısmarladık demişti. Üç ay dır uğraştığı Gargan meselesini ar - kadaşı Lütfiye de devretmişti. Uç aydır biricik olsun muvaffakıyet ka- zanmadan, boş yere bu işin peşinde di, önün de on beş glinliik bir tatil devresi vardı. İstediği gibi yatıp uyuyabile- cek, gezip tozucaktı, Sarayburnu parkına doğru t 16 idi. karısı onu 19'da ti vardı, Gidip, arkadaş- mürettip Mehmedi görebi - İtirdi. Mehmet onun en eski ve en iyi arkadaşı idi, İkisi de #yni evde, fki ay ara ile doğmuşlardı. Ayni mektep İte okumuşlar, ayni sokaklarda oyna mışlardı. Şimdi, evlenmisler, aile rel- si olmuşlardı. Daha az görlişüyorlar- en ziyâretten Meh- met kimbilir nekadar memnun ola - ktı. Fakat Cahit, ona beklediği sür prizi yapamadı. Evinin kapısma gidip k, bir tarafa girlenmek, o ka- yı açmen, eskiden. çocukken yap - tıkları gibi diye onu korkut- mak istiyordu. Mehmet, evinde de - &ildi, Kahvede, karısının son ginler- de nasıl on iki kilo arttığını. kaym. nlatrvordu. İki ahbap bi- ce kucaklaştılar. Ve rihirl Mehr — Haydi. Sirkeciye gidip - birkaç tane atalım, ama benim misafirim - sin, şimdiden söyliyeyim, Dediği zaman Cahit, edemedi, ve yürüdüler. Mehmet, onu, şimdiye kadar hiç tanrmadığı bir bodruma götürmüş- tü. Burasr, tenha ve loş bir yerdi. Üç merdiven İle aşağı iniliyordu. Bir ta- raf, tren yoluna bakıyordu. İçeri gir dikleri vakit, orada, tezgâl» başmda dört kişi duruyor, ve bir karı mese lesinden bahsediyorlardı. Cahit, Meh mede dönerek: — Yahu, dedi, bu kadar senedir memurum, ben burada böyle bir yer olduğunu bilmiyorum. Mehmet güldü: — Oğlum, dedi, siz öylesiniz. Me- mursunuz işte, burasmı bilenlerin #ayısı, bilmem ama sekseni geçmez. Her ne hal İse sen şimdi memurluğu filân bırak £ Dönüp — Bize bir sise bahçe... Oturdular. Cahit, sirtımr tezgâha dönmüş bir vaziyette idi. Karşımda duvarda sırı kaçmış bir ayna vardı. Fakat kendi yüzünü bile göremiyor, tezgâh başmda duranları haysi me- yal bile şimdi, işi azıtmışlardı. Birisi, öteki- e: NE Ulan, diyordu, sana karı benim dedik ya.. Kes artık. Nesini keseyim, metazori yoksa? — Oyle olsn ne olacak? — Ne mi olacak” Bana iyi bak... Ben züppe Gargan değilim, anladın m? Cahit, titredi. Gargan... Beyoğlun- mukavemet endi: mi (da soyulup öldürülen yabancı. De -| mek bunlar? Fakat ona ne? O artık İzinli. Karısı evde bekliyor. Ve ön beş gün için Sarıyere gidecekler. Hem herifler kalabalık. Dönüp bakâ mıyor da, İşi çakarlarsa, muhakkak tepelerler, Hem Garzan lâfı üzerine etrafta bir süküt oldu. Ve biraz sonra' bir ses duyuldu: — Öyle mi... Pekâlâ görüşürüz. Cahit düşünüyor. Herifler gidiyor- ler. Vakit te yok. Vikın eli ayağı tu- tar ama, ne de olsalar dört kişi, Bir. denbire fırlayor. Biran içinde herif- lerden birisi yerde, öteki de kasıkla- eni tutmuş inliyor, ve Cahit tiçün - cüsü ile boğuşuyor. Mehmet şaşırı - yor, fakat işi anlar anlamaz, fırla - yor, Cahide arkadan biçağını vurmak farkedemiyordu. Bunlar, | !üzere olan dördüncünün bileğinden yapışıp altına alıyor, ama, bir taban ca sesi kulaklarını dolduruyor. Son- ra, Cahidin, hasmmı bırakarak, diz. üstü yere çöktüğünü, herifin kapı - İdan ok gibi fırladığını görüyor. Cahit karnı yırtılır gibi bir acıdı | yuyor, gözleri bulanıyor.her tarafı beyazlaşıyor... Beyazlaşıyor... Ve son ra gözleri kapanıyor. Onları açtığı zaman, karşısında, yaşlı gözleri ile karısını ve kasketi- ni bir mendil gibi elinde buruşturan Mehmedi görüyor. Daha etrafma bâk madan soruyor: — Herifler ne oldu? — Seninki kaçtı ama, kim olduğu anlaşıldı. Ötekiler içerde... Nerde ise kaçan da yakalanacak. Lütfi peşin - de! Cahit, şimdi etrafma bakıyor ve Cerrahpaşa hastanesinde olduğunu anlıyor. Kapıdan doktor giriyor. O. mun mütebessim yüzünü görünce, Cahit, artık her şeyin bittiğini an - lıyor. Doktorlarm, ölüm karşısında takmdıkları bu maskeyi o kaç defa gördü. Gözlerini kapıyor. On beş gün lük izinini düşünüyor. Sarıyer. Ak - rabaları, onu belki de şimdi, şu daki- kada bekliyorlar. Gözlerini açıyor. Mehmede bakıyor. Onun, doktorla konuştuğunu görüyor, doktor diyor ki — Sizin elinizden zorla aldıkları adamın hali berbat... Doğrusu ümi - dim yok.. Hâlâ nefes aldırmaya mu - vaffak olamadık.. Çok sıkmışsmız bo ğazmı. Mehmet yerine oturuyor. Cahitle gözleri birleşiyor. Uzun uzün bakışi- yorlar, Cahit gözlerini kapıyor. Mehmet yatağâ eğiliyor ve onun kulağına fısıldıyor: — Biliyor musun, terfiin için yaz- dılar... Biraz evvel polis müdürü gel di. Fakat seni uyandırmadık. Serko- miserliğini tebrik etmemi söyledi. Du yuyor musun? Pakat Cahit artık duymuyordu. O, öğreneceğini öğrenmişti. TİFOBİL Dr. IHSAN SAMİ Tifo ve paratifo hastalıklarma tutulmamak için ağızdan alınan tifo haplarıdır. Hiç rahatsızlık vermez: Herkes alabilir Kutusu 55 kuruş, ! 5070 SATILIK EV ağında “sekiz odak mükene İğ mel bir ev satılıktır. Mezkür sokakda oŞehbaz apartıman! kapıcısma müracaat. 5094 TURYAĞ DIE A3 İ YAN ZA ZN

Bu sayıdan diğer sayfalar: