PiYASA VAZİYETİ Bir hafta zarfındaki piyasa durumu © Bir haftadanberi tiftik piyasasm- da bir durgunluk vardır. Son günler- de yine hararetli satışlar başlamak suretile, bu durgunluk kalmamıştır. | Fiyatlar geçen haftaya nisbetle yük- sektir, Oğlak nevinden olan tiftik- lerin fiyatı 110 kuruşa kadar yük - “gelmiştir. Bir ay evvel fiyat 95 ku - ruştu, Diğer taraftan yapağı Üzerine se- tışlar başlamıştır. Alman firmaları piyasaya karşı nazlı davranıyordu. Son günlerde siparişler artmakta - dir. Buğday fiyatlarında yeni bir ta - havvil yoktur. Yumuşak buğday fiyatları 6 buçuk kuruştur. Halbuki iki hafta evvel 7 buçuk kuruştan a- gağı düşmüyordu. Evvelce de yazdığımız gibi, buğ - day fiyatları bir haftadanberi düştü. gü halde, ekmek fiyatları henüz de- gişmemiştir. Yumurta piyasasmda da yeni bir tahavvül yoktur, Avrupadan talepler azalmaktadır. Maamafih bu azalış, her sene yaz aylarmda görülen bir azalış olduğu için tabil telâkki edil- mektedir. Fiyatlar 22 lira üzerinde durmaktadır. Yağ fiyatlarındaki ucuzluk devam ! etmektedir. Trabzon yağları 54 kuru- şa kadar satılmaktadır. Piyasaya he nüz Kars yağları gelmemiştir. Fakat yağ tacirleri, Karsa mühim miktarda yağ sipariş etmişlerdir. Yakında yağ fiyatların çok düşeceği mit edil - mektedir. Fakat piyasada yağ nevileri ço- Ealdığı için müşteriler şaşırmakta - dır. Bilhassa son zamanlarda her ta- rafta paket Içinde yağlar satılmak- tadır. Iyi ambalajlara sarılı bu yağ paketleri buzlu dolaplar içinde sak - lanmaktadır. Bu yüzden yağ sarfiya- EKONOMİ Peynir İhraç ettiğimizden fazla | peynir ithal ediyoruz Türkiye bir taraftan peynir ithnl ederken diğer taraftan da peynir ih- ratı yapmaktadır. İthal miktarile, ih- raç miktarı mukayese edilecek olur- sa, ihracatın ithalâttan fazla olduğu anlaşılır. Bu da hayvancılığın mem- lekette mühim bir İstihsal vasıtası ol- masımdan ileri gelmektedir. Dişarıdan Türkiyeye gelen haberler, burada ya- pılmıyan Yüks peynirlerle, Balkan £3- şar peynirleridir. Ihraç edilen peynir- ler beyaz peynirlerdir, Maamafih sön senelerde beyaz peynir ihracatı git - tikçe azalmaktadır. 931 senesinde dış memleketlere 682 bin 642 Yiralık ih- racat olmuştu, 932 senesinde bu mik- tar 286 bin liraya, 933 senesinde 131 bin liraya,935 senesinde de 39 bin li- raya kadar düşmüştür. Ihracatın azalmasmdaki on büyük sebep, rakip memleketlerin maliyet fiyatlarını indirmesinden ileri gel - mektedir. Trakya peynirlerinin 15 - 18 kiloluk bir tenekesi Edirnede veya- hut Uzunköprüde 485 kuruştur. Bu teneke Istanbulda 675 kuruşa satil- maktadır. Halbuki bir teneke Bulgar peyniri Iskenderiyede 3 buçuk liraya / satılmaktadır. Arada yarıdan fazla fark vardır, Her şeyden evvel, Türkiyede beyaz peynir fiyatlarının maliyet fiyatım: indirmek lâzımdır. Alâkadar resmi makamlardan biri, Edirne beyaz pey- nirlerinin maliyet fiyatını tetkik et - miştir. Bu tetkike göre, 15 kiloluk bir teneke peynirin süt parası 324 kuruş- BORSA piyasası tur, Imaliye olarak 20 kuruş veril. mektedir. 'Tuz parası 18 kuruş, bir tenekenin | fiyatı da 35 kuruştur. Buna lehim, İ nakliye, buzhane, ücretlerle diğer| i masraflar da ilâve edilirse, bir teneke | peynir 482 kuruşa mal olmaktadır. İ Maliyet fiyatımı tertip eden unsur - lar üzerinde birer birer durmak lâ - zundir. Bünlür arasında en kabarık rakam buzhane ücretidir. Bir teneke peynirin buzlinnede muhafazası için 50 kuruş veritmektedir Şimdiye ka- | lüğün: der buzhane ücretlerinden çok şikâ- yet edilmişti. Ticaret Odası, Beledi- ye Iktısat müdürlüğü senelerdenberi Buzhane Ücretleri meselesile alâkadar olmuşlardır. Fakat fiyatlar bir türlü inmemiştir. İ Halbuki buriane Ücretlerinin pey-| nir gibi ihracat mallarımız üzerinde büyük bir rolik vardır. Diğer taraftan tuzda pahalıdır. Hükümet, ihrucat yapan tuzlu balık tacirlerine ucuz tuz vermektedir. Pey nir ihracatçılarınm da ayni haktan | istifade etmesi lâzımdır. Iktısat Vekâleti ihracat maddeleri» | nin maliyet fiyatlarını ucuzlaştırmak için tetkikler va pmaktadır. Bu saha- da uğraşan müyshassıslarn, peynirin | maliyet fiyatı e de alâkadar olma-| ları lâzımdır. Kiomşu memleketler gi- bi, peynirin maliyet fiyatını indirecek olursak, yine peynir ihracatımız eski seviyesine çıkabilir. | TAN Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarmızı bize gönderiniz, karakte- rinizi size söyliyelim! —————— Ayni zamanda neşeli ve kederli bir karakter. Muhakkak olan bir şey var- mi, eğlenmek mi sever. Hayattan zevk almak onun için yaşamanın mâ nalarımdan en mü. himmini teşkil e der. Hiçbir zaman Nazım Dumrul bir şef olmağı iste- mez, Fakat istiklâlini daima muha- faza etmek ister. Tedbirlidir. Tehli - keden hoşlanmaz, Lâkin icap ettiği zaman en İyi tehlikeli işleri görür ve bunu yaparken, güler, Çalışkan bir insandır. İyi bir aile reisidir. Küçük- denberi bu vazifeyi gördüğü mu hakkaktır, Küçüklüğünde mühim bir kaza geçirmiştir. Kol veya ayak ki rılmaaı gibi, Eli açık, fakat hesaplı- dır. Her hususta, bilhassa itimat İs- tyen işlerde çok muvaffak olur, Ken- disine çekinilmeden bir sir tevdi edi- lebilir. Hayatında bu tarzda mühim vazifeler almış, ve bunlardan İstifa- 1# "de etmeği bile aklma getirmemiştir. » Kabiliyetlerini iyi tanıyan ne iste- diğini iyi bilen bir / şahıs, Btrafmaem niyet telkin eder, Kadın, hayatında, kendine teşriki me sai nisbetinde bir yer alır. Buna rağ * men kadını bâki miyeti altına ala - caktır. Içtimal bir va - ziyeti vardır, bu vaziyet o gittikçe artacaktır. Ferit Yaratılışı itibarile malihulyaya mü il bir karak- belki de ter, Bu, irsidir. Fakat bed- tr artmaktadır. memesini önemine e. ' emme TEMMUZ CUMARTESİ Şem vin değil, Mak İzmirde ince tuz fabrikası | Paralar Esham | bilmeden ümit e- kuruldu — der. Hussastır, de İnhisar İdaresi İnce sofra tuzu te- li e ulak emk Söz; | run bir âlemi var min etmek maksadile izmirde Çam)| - Sterlin gi— Kanda m (Ene gn eri Şale altımda yeni bir ince tuz fabrikası) © 20 faviçre fr. 818,— elo e İl ın kurmuştur. Inhisarlar vekili Râna,| 20 Belçika Me ise | sever. Orada Bü- gelecek hafta içinde İzmire giderek| © 25 Çek karen 3 | Bomonti Nektar 9,50 | künet ve istirahat gerek Kati fabrikanın açılış töreninde buluna -| (20757 — Aslin Çi 1250 | bulur. Bedilbirhis Yere > caktır. Üret verimi giz Herker onla e sek RSS si vardır, Fakat bu hissi inkigaf ettir Yeni fabrikanın çıkaracağı yeni | RİP ya gin e | e ak e gr mn sofra tuzu şu vasıfları ihtiva etmek- an he ii Zioti 21 Mütemadi bir azap ve ıztırap içinde tedir, Yıkanmış beyaz ve çok ince -| © Benge m letikrazlar İ yaşar, Ve nereye gitse azabını da be- dir. Tanelerinin büyüklüğü müteca-| Teva ri Türk Borem 1 li .raber götürür, Ha- pis ve mümkün olduğu kadar parlak) © fsveç kurons 3 .. E 20, yata hâkim olmak» tir. En bilyük hususiyeti tanelerinin) AN. de 3 işlere dahili | amli enarin- biribirine yapışmamasıdır. Tüz, tuz- iri yapan luktan döküldüğü zaman serbest bir Gekler. Ve baralar bayat surette akar, rütubeti yoktur. Ayni Paris üzerine 12,05 5 rafları vardır. Et zamanda kokusu da yoktur. Paket i- —— “zerine ge M ısir Fahvlilleri rafında bir karar- çinde uzun müddet kaldığı halde, yi-| Liret 10,1857 mi > Ee sazlık hissi evle ne sertleşmez, paketten çıkarıldıktan | Bezi, gz 111 1 .— — lem vi ekme çiz imi ep vir S5 İTahvilât mücadele eder. kolay sertleşmez, tuz fabrikası yakın! Çekclevk ısım | — ———— Hatti ümitsiz da piyasaya bir kiloluk paketleri çı-| © Avusturya 4197— Rütüm Kuponsuz 1025 l Necmi bir mücadele. Bu karacaktır. Henüz flati tayin edilme) (Mek, ,.., im inme 4430 | mücadele onun yegiine kurtuluş yolu miştir İspanya pezeta 581,40 Anadolu Kfümeseil Kuponsur 4535 | olacaktır. No, 73 lıştığım halde yine vakit geçmiyor. Direktör bazı izahat veriyor; ve Arkadaki Prens Akil. Çok me- Sonra banyolara, tenise iz gidip yağ” Jik m çok hizi sürmeyiniz. | raklıdır. Altındaki Fransız yarış gelmek için de otomobil lâzım. olmazsa, kilometro ağır gi- | otomobili. Âdemle Havva | “öne Emili ve sonra Mariönne'la | din. Saatte Ça atmıştı yukarı çek. | — Ya öndeki? CAHID | konuştuktan sonra buranm büyük | mayın. Tam lometro yol yapın. | — Onu yeni görliyorum. Bir İngi- Büsan Amerikan otomobilleri acentesine te | ca telefon eğin. Yağmı değiştirelim. | liz kadını ve Ingiliz otomobili. Her za O kadar şaşırdım ki başıma kan /lefon ettim. Belçikada iken Hayal | Sıktıştıralım. Ondan sonra artık ya- | man beraber geziyorlar, gıktığını hissettim. bana bir sürpriz yapmıştı. O zaman | vâş yavaş kilometroyu arlırırsnız. — Arkadaki otomobil spor otomo- Telefonu açan Marlonne'du. Direk | dan beri otomobil zevkini hissediyo- | Kontöre baktım, 150 yazıyor. bili... Öteki kapalı bir araba, nasıl törün büyük kızı, rum. Direksiyon hocam da Hayal ol-| — Yüz elli kilometro yapabilir mi? | yarış ederler. Seyahatten evvel vadettiğim yüz- | du. Sonra Mery'nin muhteşem İngi.| — Uzun npesafede yapar. — Ingiliz arabası da kabriyoledir. me müsabakasını bana hatırlatıyor. liz otomobili de bu zevki vermişti. Yalnız kalınca zevk ve ihtiyaç karşi- Bu hatırlatış arasında 6 günden beri bir gün olsun aramadığımdan şikâ- | laştı. yet te var. Birçok özürler bularak onu mem- Konuşmayı uzatmak İsteyen bir samimiyetle seyahatimin nasıl geçti- gin!, kendilerini ne zaman ziyaret edeceğimi sordu. Bir gün sonra bol bol konuşacağı" mızı söyledim. Vaitlerimi hatırlatarak telefonu kapadı. Bu güzel kızın hislerini idare et - mek lâzım. Burada bir otomobile ihtiyacım Daha İstanbuldan gelirken buna Güzel, şık otomobiller ve oldukça da ucuz. Mavi bir sekiz silindirli ho- şuma gitti. Kullanışı da insana keyif veriyor. Geç vakit Piramitlere kağar bir tur yaptım. Yanımda acentenin di rektörü var, Kuvvetli makine, ses - siz motör ve atılır, fırlar gibi birçi- kış kabiliyeti. Çok beğendim. Sabah sekiz buçuk ta her muamelesi bitmiş olarak tes lim edecekler. O halde Emili'yi bu- bunla götürebilirim. Tinitememe Ağır ağır dönüyoruz. kasmı tanıyamadım. Direktör; — Yarış ediyorlar, dedi, Kim Isteninee zeri kalkar, O kadar zaman kullandığım halde Mery'nin otomobilinin böyle Kabriole tipinde olduğunu bilmiyordum. Lâkırdı olsun diye sordum: — Peki hangisi geçer. — Belli olmaz. Motör kuvvetleri aynidir. Artik kullananm mahareti- 1 İ ne kalmış bir gey. — Bizimki ile farkları nekadardır? — Bu otomobil kısa mesafelerde onların ikisini de geçer. — Yani, — Meselâ 20 kilometroluk bir yol- da, hattâ virajlı, yokuşlu yolda sizin otomobiliniz onları geride birakir. — Uzun yolda neden kaybediyo - ruz. Direktör gen bir adam. Kendi-aley- hine olan noktaları da saklamıyor. Dedi ki: . " . Bir " Hemşire İzmirden C, imzasile: Yaşım 23. Oldukça olgun ve müte- kâmil bir insan sayılırım. Sevgi işle rinde çok kıskanç ve müşkülpesen- dim.Bir ay kadar evel,p güne kadar yüzünü görmediğim ve kendisile hiç bir suretle münasebet ve tanışıklı- ğim olmayan bir (Hemğire) Bayan görmüş ve kendisinin, gösterdiği ne- zaket ve sempatinin sihirli tesiri ola- cak ki, o günden sonra, bir defa daha yüsünü, bir iş takip ederken gördü- güm ve ismini haricen öğrendiğim bu kadını çıldırasiye; öyle ki, kal- bimden umulmayan bir sevgi ile sev- meğe başladım. Bidayeten bunu, bir ihtiras ve ge- Hip geçici bir his olarak telâkki ede- rek, unutmak için cebri nefsetmiş i- sem de; bir türlü kendimi,bu hissin tesirinden ve meşguliyetinden kurta ramadim. ve Pİ Bununla | sinden gayet memnun, ebeveynimin İ anlaştık, nişanlandık. Kendisini -ben Kendisini tanımadığım ve tanış- mak için, hiç bir vasıta ve bir müna- sebet bulamadığım ve yalnız bir iki defa yüzünü gördüğüm bu kadınla| tanışmak ve hlalerimi izhar etmek istiyorum. Hattı harekette yardımı- nızı beklerim, “a Bize yazdığınız şekilde, kendisine, vakur ve dürüst bir lisanla, bir mek- tup yazımız. Bu mektupta, kendinizi mazur gösterecek olan vaziyetleri de söyler,meselâ,.bir dost vasıtasile biri | birinize takdim edilmeği aradığınızı, fakat ikinizi de tanıyan bir kimse bu lamadığınız için bu son çareye müra caat ettiğinizi söyleyiniz. Yakat daha evvel, bir kere daha, | kendinizi takdim ettirmek yolunu ara yriz. Naçar kıldığınız zaman yukar da söylediğimiz şekilde hareket edi- niz. Hisleriniz samimi ise,bunu yap | makta çekinilecek bir şey yok. * Nişanlım işe gitmemi | istemiyor Ankaradan H. 8. B. imzasile: 33 Yaşında ağır başlı ciddi ve iyi macera geçirmedim. H Bundan dört ay evvel ailemizden ay ni yaşta bir genç ile ailemizin reyi le, memleketimiz ayrı olduğu için bi ribirimizi görmeden, mektuplaşarak iyi tanımadığım gibi o da beni tanı- ! mazdı, Nişanımızdan on beş gün son ra blunduğu şehre gittim. Görüş - tük, tanıştık ve tamamen anlaştık, I ki ay bir müddet yanında kaldım. Ve birçok fırsatlardan bivibirimisi çok sevdiğimizi anladık. Bu müddet zarfında bir hafta meoburi olarak benden ayrıldı. Başka bir şehre git- Hi. Avdetinde sanki yıllardanberi ay- re gibi buluştuk. En nihayet kendi- yanma döndüm. Vaziyetimiz biraz bozuk olduğu için çalışmak ihtiyacı- nı bitüm ailem ile ben de hissettim. Bir haftadanberi işe gidiyorum. Iyi bir müzsaesede çalışıyorum. Nişan - lem işe gitmemi arzu etmiyordu. Çün kü hakanç olduğunu bilirdim. Fakat çalışmak için de çok ihtiyacım var. Ye vaziyeti kendisine açıkça yazdın. İki sene nişânlı durmak mecburiye- tindeyiz. Çünkü kendisi talebedir. Mezun olmak için bir öcnesi var... a — Uzun mesafelerde Avrupa mo- törleri sıcağa daha çok dayanır. Bu- na mukabil reprise'leri yoktur. İlk a- ış ve çıkış kabiliyetleri azdır. Bunun- la düz yolda tam gazle giderken önü- nüze dik bir yokuş, keskin bir viraj çıkar. Biraz gazı kesersiniz. Fakat tekrar gaza bastığınız zaman bir hamlede eski kilometroyu bulursu - huz. Avrupa motörlerinde bu hassa yoktur işte! Garip değil mi, direktörün bu iza- hatmı daha önce Hayalden de din- lemiştim, Onun da otomobili spor bir Amerikan otomobili idi, Nekadar da meraklıydı. Şimdi hevesi devam edi- yor mu acaba, Gözümün önünde kaybolup giden i- ki otomobilin artık tozunu bile göre- miyordum. Şimdi direksiyondaki ne- geli hali ile Hayal gözlerimin önünde! Burada olsaydı ona otomobil kullan makta nekadar ileri gittiğimi göste- receğim. Çünkü bana ders verirken ber zaman: — Cesaretsizsin! Korkaksın! Derdi, Ben onun kullanışını biraz delice buluyordum. İyi bir yol bulduğu 7a- man gaz pedalmı son haddine kadar basardı. Çok defa şapkamı elime alır döşemeden kendimi aşağıya bırakır, | aldı, Ağlıyorum, üzi im. | nizin elindedir.Çi 6-7-938 " seviyorum TI İN EE a Mektup gönderenlere ğ Bize mektup gönderen sayın okü yucularımızdan çok mühim ricamız var, 4 — Yasları sayfanın yalnız bir tarafına yazmak, arkasına yazma: | mak. 2 — Mektupları mümkün olduğu takdirde makine ile, olmazsa satır aralarını geniş bırakarak, okunaklı yazmağa çalışmak. Bu iki noktaya dikkat ettikleri takdirde, hem bizim işimiz kolay- laşmış olur, hem de kendilerine da- ha çabuk cevap verebiliriz. IR Dİ A Sonra da stajı var. Bu müddet sar- fında ben de çalışır aileme yardım 6 der biraz da istikbalim için birikti- ririm dedim. Nişanlım ile muayyen bir günde haftada bir mektuplaşı « gırız, Ailemden aldığım emktupta be nim işe gitmemi hoş karşılamamış ve nişanlı bir kizin çalışmasını döğ- ru bulmadığını söylemiş, Kızmış, &i- nirlenmiş ve bana da gayet soğuk i- ki satır yazmış. Sadece işimi tefrik ve tafsilâtlı yazamıyacağını bildiri- yor. Kendisine ayrı ayrı günlerde taf sildi iki mektup gönderdim, cevap yok - Tatili bizde geçirmek üzere gelecekti, Vaz mı geçti acaba? Ni- şanlımı çok seviyorum. Hazin bir düşünceye daldım. Ne tarafa döne « yim, kararsız kaldım.. Uykularım &- yorum. Ni » şanlımı memnun etmek için işten çe kilmem kâfi, Fakat mümkün değil Zaruret. Onu bir zaman memmun Ete mek benim için bir zevk. Onu mes'- ut görmek birinci emelim. Onu yu- muşatabilir miyim? Benim sevgim den şüphe mi ediyor? Sevgime iti madı çok! Onu seviyorum. Ondan hâ bersiz kalmak bir ölüm. Her taraf bana karanlık gözüküyor. Ne yapa- yım? Bana bir akıl verin. Vasiyeti nasıl idare edeyim? — Soygılarvintiğ e halletmek aile tü, mantıkan si3 haklısınız. His itibarile. nişanlınız haklı, Bir kadın pakalâ çalışabilir. Bu, onun haysiyet ve şerefine bir ha lel getirmez. Bilâkis. Fakat bir er « kek te kıskanabilir, Nişanlısının baş ka erkekler arasında oturup kalkma sını istemiyebilir. Bu, mantıkan doğ ru değilse de, önüne geçilmez bir his. Aileniz fedakârlık gösterip sizi çalışmak mecburiyetinden kurtarır « 8a mesele hülledilir. Fakat size doğ- rusunu söylemek lâzimgelirse, ve sevmenize rağmen, nişanlınız fazla hotgüm olduğunu görüyoruz.“Çalış- ma” demek kolay. Fakat Buna mu- kabil sizi çalışmak mecburiyetinde bırakan vaziyeti ortadan kaldırması lâzım. Halbuki iki sene beklemek mecburiyetinde olduğunuzu söylüyor sunuz. Bu müddet içinde zaruret ve sefalet İçinde yaşamanıza nasıl gön- lü razı olacak? Bundan başka, sizi çalışmaktan menetmek İsteyişi, bi- raz da sizden şüphesi olduğunu gös teriyor, Şüphenin girdiği yerde rahat ve huzur olmaz. Kendisinin tahsilde olduğunu söylüyorsunuz. Ona bu nok taları vakur bir lisanla anlatınız. Bakalım ne cevap verecek. Bu. işi en kesi korkudan etrafıma bakamazdım. O Ince parmaklarile direksiyona bir kıs- kaç gibi yapışır, gözleri ileride, yü- zünün hatları gerilmiş, yüz kırkı, ys elliyi gösteren kilometro kontörüne mm bile imkân bulmadan sürer“ Türaf edeyim ki, bu sür'ati kor * kung buluyordum. Fakat Mısıra geldikten #onra bu piramit yollarmda Mery'nin İngilis otomobilini birkaç kere tecrübe et - tim. Yüz yirmiden yukarıya çıkama" dım, Hayal, korkusuz bir kızdı. Irade kuvveti fazla olanların ha - yatı ehemmiyetsiz görmeleri pek tas bif. Yalnız bu kuvveti lüzumsuz yer- lerde harcamayı doğru bulmam. Akşam serinliğinde ağır ağır Ks” bireye döndüm. Acente direktörüne direksiyonu teslim ederken rica ettim! — Yarm dokuz buçukta hazır © diniz. A # Sabah treni kalabalık. Vagon per- cerelerini arıyan gözlerim Emiliyi bul ©. makta geçikmedi, Güzel kadın keskin bakışlarile ka” labalığı kontrol ettikten sonra rıht” ma atladı. “Arkamı var)”