İ sa—— ? GUNAŞIRI Koleksiyon rmerakı Herkeste bir kolleksiyon merakı var. Şu, kaşı Greta Garbo, dudağı Marlen Ditrih, saçları arta Eçert kız, artist kartlarına meraklıdır. Odasmda yırtık papuçlu komiğinden, kaytan bıyıklı zilppesine kadar bütün Hollyvood'u bulursunuz! Şu golf pantalonlu, mavi caketli, hantal kımduralı lı, spora me- raklıdır, Bütün dünya şampiyonları mektep çantasında “Kimi yumruğunu sıkmış, kimi pazusunu şişirmiş, kimi koşuyor; kimi atlıyor, kimi yüzüyor. Şu aksaçlı, titiz yiizli adam antikaya meraklıdır: 568 çeşit kahve fin- canma bir yenisini ilâve ettiği gün bahtiyar Şu servetin ilâhlaştırdığı taze, mücevher koleksiyonuna düşkün... Şu zengin adam, pul koleksiyonuna meraklı.. Şi çapkın delikanlı, nişanlı ko- leksiyonuna heveskâr,. Şu pinti ihtiyar emliik koleksiyonu yapmakla meş- Başım, bü koleksiyon meraklılarile dolu, Babrâli yokuşunu tırmanırken, camekânlarda müşteri beklemekten solmuş eserlere bakarak düşündüm: Acaba kitap koleksiyonuna meraklı bir Kişi var mı? GÜN Milk yemek listeleri Almanyada lokantalarda almanca bilmiyenler, yani türistler için re- sloli yemek listeleri yapılmış. Bir ye Yi i Yusuf ZİYA BİEN Bilginizi yoklayınız meğin yanı başıma o yemeğin de res- | Sorular mi yapılıyor bu suretle müşterinin hiç istediği yemeği kolaylıkla seç - mesi ve getirimesi kabil oluyormuş. Alman gazeteleri bu usulün iyilikle - rinden türistlere temin edeceği men- faatlerden uzun uzadıya behsetmek- tedir. Elhak yerinde bir fikir. Bu fikir bizde de tatbik edilse ne güzel bir şey olur diye düşünüyoruz! Meselâ listenin üzerinde kadmbudu, kadın göbeği, dilber dudağı resimleri milşlerinin iştihasnı açmaz mı der - siniz? Saçma sörl Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez! derler. Herkes lâ- kırdı söyler ama cümlelerini, #ikirle- rini biribirine bağlıyamaz. Güzel in » sicamlı söz söylemek şüphesiz ki, bir meziyettir; (skat geçen günü sayın bir edibimiz bize saçma lâkırdı söy «< lemenin de bir meziyet olduğunu, dey me adamım bunu beceremiyeceğini is zah etli ve bu meziyet sayesinde pe- kâlâ muvaffak olunabileceğini misal. lerle anlattı: Nutuklardan bahsediyorduk. İçi - mizden birisi dedi ki: — Ben öyle nutuklar dinledim ve öylelerini okudum ki, hepsi başta a- geğı biribirine münasebeti olmıyan kelimelerle doludur. Heyeti umumi- yesini alırsan da içinden hiçbir mâna çıkaramazsın. Sarki bunları ne deme ğe söylerler?. , Saym edibimiz saçma nutuklarm da bir meziyet olabileceğini iddia e- derek dedi ki: — Sen, dedi, bana 40 tane biribiri Je hiç münasebeti olmıyan kelime si- ralayabilir misin? Meselâ deniz de « dikten sonra kurt, kurt dedikten son Ta tango aklma gelebilir mi? Deniz dedikten sonra insanın aklıma martı gelir, plâj gelir, serinlik gelir, Vapur gelir, kayık gelir velhasıl denizle alâ- kadar şeyler gelir. Onun için, nutuk çuları da bu şekilde iki kısma ayıra- biliriz. Nutukta mantık ve esas oldu Euna ve mantık fikrin kolayca ifade edilebilmesinde âmil olacağına göre, bu şekilde ifadeli meram etmek ko- İsy ve asil ikinci şekilde, yani biri - birine zıt fikirler ve cümlelerle söz söylemek zordur. İşte onun için ben bunu meziyet sayarım. Ustadın tarifine göre, havada bu- lut var diyen adama karşı! “— Havada bulut olunca yağmur yağar, yağmurdan göller olur, göl - lerde ördekler yaşar, vay sen bana ör dek dedin!,, diyen kimsenin cevabı bile mantıkldir. Fakat hayatta bu mantıkı bile altüst edecek şekilde cikmhuriyeti nerededir? 5 — Nevyork limandaki harbin Mbidesini kim yapmıştır. Bunun bü - hangileridir? 5 — Irlânda bayrağı ne şekildedir? iDünkü soruların cevapları 5 — Buğday en çok hangi memle- ketlerde yetişir * > C — Buğdaym ekildikten sonra her türlü şedaidi havsiyeye karsı i muhafaza edilmesi lâzrmdır. Bu iti - barla Kanada İvi buğday yetiştiren memleketlerin haşmdadır. Avrupada da Rusya, Romanya buğdey müstah sil memleketleri arasındadır. $ — İk poliçe ve banka muamelâ- fm kim izat etmiştir * lar A kalıbı gibi topraklar üzerine yazılar ve sonra pişirildikten sonra kullanı - ırdı. İlk banka muamelâtınm da bu- Afişaj meselesi Müteahhit ilân tesisatı yapmamıştır Istanbul beleğiyesinin temin ettiği devlet otoritesimlen İstifade ederek halktan, malüm, mabetlerin çok üs - tünde talep edilen afişaj ve teşhir ücreti meselesi bugün birkaç salâhi- yettar makam Tarafından esaslı Surette tetkik edilmeğe başlan. Afişaj işinin doğurduğu büyük yan- lışlık, bir taraftan mahkeme, diğer taraftan Şürayi Devlet ve hukuki ba ktımdan da Dahiliye Vekâletince ince lenmektedir. Tetikiklerin verdiği son neticeler, teşhir Mereti mesölesinde bazı mesuliyetlerin bulunduğunu da İ göstermiştir. Sureti umumiyede belediye Je mü | tenhhit arasında böyle bir mukavele Ünin nasıl imzalandığı, belediyenin kendi otorite, hak! ve salâhi ini gayri resmi elleresnasıl verdiği ve bu gayri resmi oşhu:san vatandağlardan naşıl olup ta tayün edilen salâhiyet Sİ harici fazla tahsilit yaptıkları cali dikkat görülmektedir. Alâkadarlar, ne. belediye kanunun- da, ne de rüsumu belediye kanunun- da afişaj veya teşhir ücreti diyc bir vergi bulunmadığını, ancak Heyeti Vekilenin Istanbul belediyesine afi saj hakkımı Tüzum'u görülen bazı te- | sisatım hazırlanmasını temin maksa- dile verdiğini söylemektedirler, Halbuki şehirde böyle esaslı bir te sisat yapılmadığını ve afiş yerleri vücüde getirilmediğine göre ne bele- diyenin, me de omun salâhiyetlerini kullanan müteahitidin böyle bir Ücret ve resim tslebinde bulunması büyük vir haksızlık teliklii edilmektedir. Çünkü belediye, tu maksatla tesi- vat yapmağa ve İlânları bu tesisatla koydurarak- bu hizmet mukabilinde | - makul olmak şartiğe - bir ücret al- mağa hak kazanmaktadır. Ne beledi yenin, ne de bu işi izdrine alan mü- teahhidin böyle bir besisat yapmadı- fı âşikârdır. Bu halde böyle teşk ücreti diye bir paranın vatandaşlar: nasi datonildiği samale yk er. rülmektedir. Belediye resmi İnmamen kanun! mahiyette bir vergidir. Belediye, bu TAN SEHİRDE OLANLAR » İpurlar düdük öttürmiyor. Fakat bu- Ne dersiniz? Gürültü ile mücade! Şehir dahilinde gürültü > e. dildi. Seyyar satıcılar sokaklarda ba- Zıramıyorlar. Otomobillerin klâkson çalmaları memnü. Sabahtan akşama kadar çalışan ve yorulan şehirlinin biraz kafasını dinlendirmeğe ihtiyacı olduğu nihayet anlaşıldı. Tramvay - lar lüzumsuz yere çan çalmıyor. Va- munla beraber şehirde ârizi gürültü- ler yok değildir. Meselâ dün gazete- mize bir mektup gönderen bir okuyu cumuz bu noktaları izah ettikten son Ta diyor ki: “Ren Türbede oturuyorum. Bura- rulmuş ta ameleler tamir ediyorlar. Boruları dışarı çıkarmışlar, sabah - tan akşama kadar mütemadiyen ban larm üzerindeki pasları raspalamak için çekiçle çalışıyorlar, Boş ve kalin bir demir boru üzerinde her çekiç zarbesinin yaptığı gürültüyü ve kn - laklardaki aksini bir düşünün! İste bu insanm âsabınr altlist ediyor! Hal buki bu boruları bir kamyona atıp a- tölyeye götürmek ve orada temizlet- mek pekâlâ kabildir, Bu suretle lü - zumsuz bir gürültünün önüne geçil < mi şolur.,, Okuyucumuzun söylediği söz çok varittir. Hakikaten şehirde böyle müz'aç gürültüler yok değildir. Me - seli Beyazıt taraflarında oturanlar da buradaki bakreılarm gürültüle - rinden sikâyet etmektedirler. Halbu- ki bunların dükkânların gürültüyü dısarı aksettirmiyecek sekilde ıslah etmeleri ve yahut kabil olmazsa ka- labalrk olmıyan bir başka yere naklet tirmeleri pekâlâ mümkündür, Gürültü ile mücadele edilirken, herşeyi etraflı surette nazarı dikkate almak, ve işi yalnız otamobli klik « sonlarına hasretmemek lâzımdır. Biz böyle ditsiniyoruz. Siz ne dersiniz? da yolda havagazi borusu mu ne bo-| Gümrükte yolsuzluk ız | Motorin namı altında ithal edilen petroller İstanbul Gümrük Başmüdürlüğü mühihtbir yolsuzluğa elkoymustar. Öğrendilimize göre hâdise şu şekilde İ olmuştur; Büyük bir gaz kumpanyası güm- rükten büyük mikyasta petrol çıkar tırken bünları motorin namı altında çekmiştir. Bu suretle resim farkm - dan istifade etmiş ve dolayısile hazi- neyi zarara sokmuştur. Bu şekilde yapılan ihbar üzerine tahkikata baş lanmıştır. Tahkikatı Gümrük Baş- ! müdürlüğü yakından takip etmekte- dir. İhbar olunan kumpanyanın stok petrolleri mühürlenmiştir. Gaz nü - muneleri tahlil edilmek Üzere güm- rük kimyahanesine gönderilmiştir. Makkında ihbar yaplan kumpanya- nm. petrolleri de evvelce kimyahane- de tahlil edilmiş ve motörin raporu verilmişti. Tahkikatın ne netice ve- receği bu cihetten de alâka ile takip edilmektedir. Bu suretle hazinenin uğradığı za- rar henüz tesbit edilememiştir. Tah kikatım. vereceği neticeye göre zarar mikdarı tesbit edilecektir. Yalnız, söylendiğine göre bu mikdarm fazla olduğu umulmaktadır. Kimyahanede tahlil edilen nümu - nelerin tahlil ameliyesi esnasında bizzat gümrük başmüdür vekili Mus tafa Nuri de bulunmaktadır. Moto- rinin gümrük resmi 1 kuruş, halbuki gaz resmi İse 12 kuruştur. Aradaki fark pek fazladır. Mm kadar yedi nümune göz- . Daha bakılacak nü emk va Diğer taraftan slâ- kadarlarm da Wadeleri alınmaktadır. 'Tahkikatın çok sürmiyeceği anlaşı!- maktadır. Ayrıca bu, gibi kaçakçılı- ğın birdaha vuku bulmaması için sıkı tedbirler aİmması kararlaştırı!- GOV ARE * Diş tabipleri kongresi — Dün sa at 10 da Etibba Odasında diş tabi lerinin kongresi yapılacaktı. at Az ispirtolu -hafif içkiler Tinder | beri halk arasında rağbet görmekte- dir. Bunu inde bulunduran İn- hisarlar idaresi fiyatların ucuzlatıl. rada başladığı söylenir. Fakat asıl | Ver£inin tahsilini belediye afişaj MÜ | ekseriyet ulmadığından kongre On | ması ve bu yüzden satışm da artırı- banka tabiri Venedikliler zamanında | teshhidine vermiştir, Mütsahhit gibi | beş giin sonraya bırakılmıştır. meydana çıkmıştır. Burada para üze rine iş yapan kimseler sokuklarda “sıra - banka,, denilen yerlere otu - rurlar ve burada müuamelelerini ya- parlardı. Oturdukları “banka,, lar - dan kinaye olarak bunlara “Banker, denmiştir. $ — lik gazete ne zaman neşret- | dilmiştir? C — İlk gazete yine Venedikliler zamanmda neşredilmiştir. Bunun is- mine Aviso derlerdi. Birer yaprak - tan Ibaretti. Mahdut neşredilirdi ve üzerlerinde yalnız piyasa havadisleri bulunurdu. B — Iklimlerin yaşama müddeti üzerinde ne gibi tesirleri vardır? C — Gündüz ve gece arasındaki ha raret farklarınm çok bariz olmadığı yerlerde Insanların daha uzun yaşa- dıkları teshit edilmiştir. Bu hararet farkları bahri iklimlerde çok az ve berri iklimlerde fazla olduğundan, bahri iklimlerde yaşıyan insanlar di- ğerlerine nazaran daha uzun ömürlü olurlar? 8 — Tik muahede ne zaman yapıl- mıştır ? C — İlk munhede Mesırlılarla Bti- ler arasında Kadeş mu sonra yapılmış ve tuğlalar üzerine yazılarak teati edilmiştir. Mİ söz söyliyenlere ras geldiğimiz âz de ğildir. İnhisarların kontrol (o |Meyva bahçeleri ve memurlukları fidanlıkların ıslahı İnhisarlar Umum Müdürlüğünün | (Bu sene memleketimizin muhtelif mülhakatta birçok ziraat ve tahrir kontrol o memurlukları münhaldir. Bu memurluklara şimdiye kadar lâ- alettayin kimseler almırdı. Umum yenler evvelâ bir ay staja tâbi tutu- laacklardır, Staj müddetini ikmal e- denler 50 şer Vira ücretle bu vazifele re tayin edileceklerdir. Seyahatler es Basında kendilerine yol paraları d£ verilecektir. mahallerinde meyve, fidanlık, ve nü- mune bahçeleri açılacaktır. Ayrıca Malatya, Kastamonu, Antep, Kocae- li, Niğde ve Erzincanda birer meyve istasyonu tesis edilecektir. Buralar- da meyva çeşitlerinin standardizasyonu yapılacak- tır. Malatyada, Okayısılarımı- zm nefasetini muhafaza edecek ş€ - kilde kurutulması için geçen sene ya pılan tecriibelere bu sene de devam her yerinde İstanbuldaki meyvecilik ve fidancılık enstitüsü gibi geniş bi- rer teşkilât vicude getirilmesi için çalışılacaktır. Bu iş için, Ankara Zi- gayri resmi ellerin vergi tahsiline delâlet ve tavnssut «itmek bir nevi |) | İstanbul müddetumumlliği baş mun- tzamlığın tesisine yol açtığı iddisle | vinliğine tayin edilen Balıkesir müd- rı mevcuttur. Belediye, müteahhide bir hizmet ve emek mukabili olma- ni zamanda kendisi için varidat diye kabul ettiği meblâğım yüzde kırkın- dan fazlasını müteşihide bırakmış - bir. Afişaj ve teşhir işlerinde kullanıl mak için evvelâ tet#sat yapmak mec buriyetinde olan mtüteahhidin kendi hususi tesislerine zati afişlerini ko- yarak bütün masrafları malsahipleri tarafından yapılan, ilânlardan da teş hir ücreti istediği anlaşılmaktadır. Bundan başka, rhüteahhidin afişaj ücreti hakkında belediye kanununun 113 üneli maddesinden istifade ede- vek vatandaşları tehdit eden ihbar- “meler tebliğine asla salâhiyeti ol- madığı da ileri sürülmüştür. Hele, reklâm mahiyetinde yazi ve resimle- ri ihtiya etmiyen levhalardan teşhir | Ücretinin istenmiş olması, hiç bir za man doğru telâkki edilmemektedir. Afiğaj tahkikatanın vereceği kat'i netice henüz belli olmamakla bera - ber, Istanbul hefikinin daha uzun müddet mutazarızr edilmesine mey- dan bırakılmıyacağı ve icap eden Idari tedbirlerin alınacağı şüphesiz- dir. i Bugün limanda yapılacak toplantı Bugün Gümrük Başmüdürlüğün - de Liman Umum Müdürü Raufi Man yaslırın iştirakile bir toplantı yapıla» caktır. Bu toplantfda, gümrük am - barlarının devir işinde hangi ambar- dan başlanması lüztmgeleceği karar laştırılacaktır. ——— a mr raat Enstitüsü meyvecilik ve bağcı- ık şubesi direktörü. Pr. Dr. Glerberg ve asistanı Neşet seyahate çıkmışlar dır. Profesör ve asistanı memleketi. mizin mubtelif yerlerini gezerek bu- ralarda açılacak meyve istasyonu ve nümune bahçeleri etrafımda tetkikat yapacaklardır. Profesörün dönüşün- den sonra edinilecek: neticeye göre, hemen tatbikata geçilecektir. deitumumisi İbrahim şehrimize gel - miştir. Bir iki güne kadar yeni ve - zifesine başlıyacaktır. Trabzon müd te önümüzdeki hafta içinde yeni va- zifesine doğru hareket edecektir. * Boğaz tarifesi — Şirketi Hayri: | yenin yaz hazırladığı Boğaziçi tarifesinin tatbikine dünden itiba - ren başlanmıştır, yüzde nisbetinde ucuzlatılacaktır. Bu fiyat ül meselesi tesbit edilirken diğer taraf dan afişaj ücreti namı altında tahsi | delumumiliğine tayin edilen İstanbul | tan İnhisarlar idaresi İzmirin Mis - lâtta bulunmak hakkımı vermiş, ay - | müddelumumlliği baş muavini Salih | ket üzümünden bir de “Misket şara- bı,, çıkartmayı düşünmektedir. Bu İ cins aşraba bilhassa Avrupada çok rağbet gösterilmektedir. Yeni gara - bın kilosu 50 - 55 kuruş arasında 0- lacaktır. Hazırlıklara devam edil - zik Günlerdenberi fasılalı devam eden | yağmur, dün biltün şiddetini almış - tır. Yaz yağmuru şeklinde beklenen ve bulutun geçmesile dineceği umu- lan yağmur, bilâkis durmamış orta - uğı sel götürecek derecede devamlı ve çok yağmıştır, Vakit vakit ince si cim gibi yağan yağmur, birdenbire iri damla halinde düşmeğe başlamış tr. Ve sonra mütemadiyen böyle de- vam etmiştir. Yağışm en şiddetli zamanlarında deniz üzerindeki gemiler görünmez olmuş, âdeta ortalığı bir sis kapla - mıştır . Yağmur, İstanbulun hemen her tâ rafında ayni derecede ve ayni şid - detle tesirini göstermiştir. Bu yüz - den birçok derelerin suları çoğalmış ve gehrin muhtelif yerlerinde biri - ken sular, seller halinde sokaklardan akmıştır. Şehir içinde yürümek çok zorlaşmıştır. Bazı caddelerde karşıdan karşıya geçmek kabil olmamış, geçmek isti- yenler ya birinin muavenetile veya başka sokaktan dolaşarak gidecekle ri yere gidebilmişlerdir. Pazar olmak münasebetile gezmek Yağmur vur değil, seylâp! © Yıldırım bir kişiyi öldürdü üç kişi de ağır yaralı! Yağan yağmurların tesirile Kasım - paşa deresinin suları çoğalmıştır. Ayrıca Kasımpaşada bir de vak'a olmuştur. Fatma adında 40 yaşmda- ki bir kadın Kasımpaşa caddesinden bir taraftan diğer tarafa geçmek is- terken beton aralıktan birdenbire de reye yuvarlanmıştır. Kadın, buradan denize kadar sürüklenmiştir. Görüle- rek yetişilmiş ve Fatma baygın bir halde deniz suları arasmdan çıkarı. mıştır. Zavallı kadın hastaneye kal- dırılmıştır. Yağmurla beraber gök gürültüleri 've şimşek çakmaları da devam etmiş tir. Bu sırada düşen yıldırım yüzün- den feci de bir kaza olmuştur. Kaza da bir adam ölmüş, birkaç kişi teh - likeli surette yaralanmıştır. Bu feci kaza şöyle olmuştur: Strato, Çarşambada Muslihiddin ma hallesinde oturan , sarayda Topludede mahallesinde otu ran 55 yaşlarmdaki Kemal bir gün evvelinden sözleşerek dün sabah er- kenden Ali Bey köyünden epeyce ü- Almanya ve Milletler Cemiyeti Habesistanda Ttalyan taarruzunu | durdu! muvaffak olamaymes Milletler Cemiyeti birçok, nihayetsiz? hücumlara hedef oldu. Bu muvaffa- kıyetsizlik karşımda haklı tenkitlere cevap veremiyen Milletler Cemiyeti taraftarları yelse düşüp Cemiyetin dağılmasını istemediler. Bilâkis Ha - beş harbinin beynelmilel bir politik organa ihtiyacı daha kuvvetle orta- ya atmış olduğunu ve Cenevrenin bu mağlübiyetten ders alması icap etti- ğ ğini ileri stirdüler. Bu arada Cemi- | yetin ıslahı meyzuubahs olmağa baş- i tadı. Asamblenin daha sadece bir celse- sinde konuşulan ıslah bahsi birçok derin fikir ihtilâflarma yol açtı. Bu i fikir dan yalnız bir tek birtik, itl†noktası göze çarptı: Mi- etler Cemiyetini âlemşiimul yapmak, Yalnız bütün dünya milletlerinin da- hil olduğu bir cemiyet müessir hare- kâtta bulumabilirdi. Maamafih bu ületnsümul tabirini sade Avrupaya münhasır kılmanın daha pratik olaca- ğı çok geçmeden anlaşıldı. Çünkü Cenevre paktını imza etmemiş olan Amerikanm Cemiyete duhulü pek muhtemel değildi. Hem esasen Ame- rika paktı imza etmemiş olmakla be- ki raber Habeş harbinde ispat ettiği veç hile filen ve manen Milletler Cemiye- i tine yardım ediyor. Hattâ pakttaki taahhütlerin yerine getirilmesi husu- sunda Cemiyete dahli milletlerden ön- ce hareket ediyordu. Japonyanın ise Cemiyete girmesinden feragat etmek leap ediyordu. Binaenaleyh Cemiyet harici kalan yegâne mühim devlet Almanya kalıyor ki acil olan Avru- pa meselelerinin hallinde Cenevrenin müessir olabilmesi için Almanyanm behemehal Milletler o Cemiyetinde mevki alması iktize ediyordu. Malümdur ki Almanya bundan iki sene evyel Almanyanın silâhlanma- hakkını tanımadığı için Cemiyetten çekilmişti. e Otarihten itibaren Ber- lin müt, Cenevreye hücum etmiş; Milletler Cemiyetinin Versay Muahedesinin doğurduğu Avrupada. ki haksız hudutlarını ilameye yarı yan bir aletten başla bir şey olmadığı j ni ileri sürmüştü. Halen de Habeş me mize memnuniyetini İzhar et - Fakat bimde beraber Avrupa po- litikasmda o bundan iki sene evvelki vaziyetle bugünkü vaziyet arasında büyük bir tahavvül olmuştur. Alman ya İngiltere ile yakmlaşmağa ve İn- Eiltere Almanyaya el uzatmağa ihti- yaç hissetmişlerdir. Ayni zamanda Ingiltere Milletler Cemiyetini sulhü tir. Simdi İngiltere Almanyaya va- dettiği dostluk ve yardıma mukabil Almanyanın Milletler Cemiyetine gir. mesini istemektedir. — N, M. Bebek sergisine gönderilen bebekler Kızılayın tertip ettiği bebek ser - gisine Anadolunun birçok yerlerin » den de bebekler gönderilmektedir. Istanbulda yapılan bebekler arasın - da Habeş Imparatoru Halle Selâsiye İ Tüks hayat kıyafetinde, Hâzım,Vasfi Riza, İ. Galip, Bayamen, Hasanbey, Bedia Ferdi, Çoban Mehmet, Kara - göz, Haciyvat, Naşit, Cemal Reşit te vardır, luttur geçer diye yollarına biraz dâ- ha devam eden avcılar, yağmurun dinmediğini görerek sığmacak bir ye re aramağa başlamışlardır. Fakat yağmurun şiddetinden daha fazla gi demiyerek rasladıkları bir ağacın dibine çömelmişlerdir. Gittikçe şid - detleşen yağmurla beraber gök gü - rültüleri de çoğalmağa başlamıştır. Bu sırada bir yıldırım bulundukları ağaca isabet etmiştir. Hidise ani olduğundan kaçama « muşlardır. Bunlardan Yorgi yıldırı « mun tesirile derhal ölmüştür. Strato için erkenden kırlara çıkanlar, bir » vi denbire bastıran yağmurun yüzün «| Bü sada hava kararmış ve arka den çok zorluklara uğramışlardır.İ smdan da yağmur başlamıştır. Bu - ve Şemsettinin vücutları muhtelif yerlerinden tehlikeli surette yanmış” tır. Kemalin de yarası kolundandır. Bağırısmalar Üzerine vak'a yerine civarda bulunan halktan bazıları ye- tişmiş ve yaralıları hastaneye kal » dırmışlardır. Müddelumum! hâdisenin olduğu yere giderek tahkikat yapmıştır. Dünkü yağmurlar esnasında Sarf yerdeki jandarma kumandanlığı bi- nasma da yıldırım düşmüş ve santral kısınını tahrip etmiştir. Büyükdere sırtlarına ve Çengel * köyde Kuleli mektebi civarmda bir telgraf direğine de yıldırım düşmüs” tür.