o MEEYEEYE GESEFFEKAFEŞ EEİSASEJEAYBIYE E şi a 15-986 Dün bütçe müzakerelerine devam edil İri, alkışlar). Kendi tedbirimizi bir tarâftan kendimiz alıyoruz, diğer ta insani ve büyük bir makine- Bin teessüs edebilmesi için elimiz - #en geldiği kadar yardım ediyoruz. Buradan söylediğim sözler büyük Meolisin o yardımlarından birisi te Mikkçi edilmek lâzım gelir, (bravo ses i, alkışlar). Vekilin bu izahatmı müteakıp fa- okunmasına geçilmiş ve Dış bütçesi 3.196.790 Jira olarak Kabul olunmuştur. Sıhhat ve İçtimai Muavenet bütçesi Bundan #onra Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekâleti büçesinin müz - e geçildi. İlk söz alan Sıhhat e İçtimai Muavenet Vekili Dr. Re- tik Saydam, bütçenin heyeti umumi Yesi zerinde din müzakere cereyan #erken Hüsnü Kitapçmm temas et- bazı işler hakkında cevaplarını » Dr. Refik, münhal bulu- an hükümet tabiplikleri iddiasnm olduğunu beyan ederek mev- ©ut 482 hükümet tababetinden 383 tabip bulunduğunu söylemiş Ve 90 ununun münhal bulunduğunu eylemiştir. Doktor Refik iza- a şöyle devam etmiştir: “— Bunların münhal bulunması- Min sebebi heyeti celilenizce malüm- « Evvelce de bu hususta maruzat bulunmuştum, memlekette doktor #dedi noksan olmasından bu mün- #1 dolduramıyoruz. Runa karşı - olmak üzere yaptığımız Tıp Tale be yurdu bize büyük yardımlarda bu muştur, Bunun kâfi gelemiyece - düşünerek ikinci bir mektebi tıb Ankarada açılması hakkında bir kanın lâyihası teklif edilmiştir. MBrato sesleri). Elyevm Tıp Talebe yurdunda 711 vardır. Bu sene bundan 93 ü Mezun olacaktır. Bu sene bütçe me- Mlesi dolayısile smıfların adedi nok Bandı, Gelecek sene 84 kişi çıkacak- br. Öbür sene birden bire 120 ye at- » Bu suretle, memleket ih İiyacı için lizmgelen doktoru Tıp Talebe yurdu temin etmiş oluyor. Doktorların askerlik heselesi Doktorlarm askerlik meselesinden İahis buyurdular. Bu, bizim de naza- » dikkatimizi celbetti. Hemen bir Meneye yakın, çalışıyoruz. Başvekü- e müsteşarının riyaseti altımda ça- İyan bir komisyon butün tahsil Bören talebenin askerlikleri mesele- M üzerinde bazı esaslar ittihaz etti. Bunun için heyeti aliyenize de bir kanun takdim edildi ve bir tanesi de Sikti, İsteniliyor ki, bunların bir bu- Şak senelik hizmetlerinde bazı esas ir bulunsun. Bu gibi fenne mensup Wanların askerlik zamanlarını kıs- Üniversitede tahsil ederken ders Meneleri arasmda geçirmek ve geriye kalan bir senelik müddetinin altr ayı Ni kıtada, altı aymı da askeri müles- Mselerde geçirmeleri o düşünülüyor. komisyonunun mukarre Yatı, heyeti celilenizce tasvip edilecek Mürsa, bu mesele halledilmiş olacak #, Çok çocuklu aileler Son olarak yine Hüznü Kitapçı Mrkadaşım, çok çocuklu ailelere yar Ür faslın bütçemizde az olduğun- San bahsettiler, Hakikaten azdır. Bi dim yaptığımız bir hesaba nazaran, memlekette 30binden fazla 6 iklu aile vardır. Bu, çok sevini- birşey olmakla beraber, bunla- bir kısmma hıfzısıhha kanunu ibihce bir iftihar madalyası ve mühtaç olanlara para mükâ- veriliyor. Bunlardan yalniz 20 ii mühtaç farzedersek 50 er lira- milyon lira eder, İkincisi de, gök çocuklu memurlardan müvazene vergilerinin slın- dan bahsettiler, Bu cidden bir şeydir. Biz de iştirak ederiz bütçe üzerinde ne gibi tesirler ini Maliye Vekili daha iyi & ha 7 7 ZE TA it i (Yozgat). bunun çaresi vergi alarak evlilere Vekâleti f ” i : ve İçtimai Muavenet Vekâ- müzakere ve kabul olun- sonra, Adliye Vekâleti büt- müzakeresine geçildi. Bu mü söz alan Adliye Vekili Şük Goğlu, şu değerli beyanatta TT Vekilinin nutku günlerini yaşamakta olduğu- yılı hâkimler kanununun başlandığı ilk devreye rast lamış ve bu itibarla Adliye için ay- rı bir hususiyet arzeylemiştir. Teşki- lâtın işleyiş tarzmi tayin ve ayni zâ- manda muhtelif kanunların verim neticelerini tesbit maksadiyle kur » muş olduğumuz merkez bürosu, bi- ze bu kanunun da adalet cihazı üze- rindeki tesirlerini yakmdan takip im kAnmı vermiştir. Bu bakımdan her hâkimin ehliyet derecesi, Temyiz olu nan hükümlerinin nakz veya tasdi- kı nisbeti, çalışkanlığı, her ay ve her Bene çıkardığı iş mikdarma göre ay- ri ayrı fişlerde tesbit edilmiş, bun - dan başka her mahkemeye gelen ve çikan İş adedile bunlarm nevi ve ma hiyetlerini gösteren birer cetvel ter- tip olunmuştur. Teşkilâtın verim ka- biliyetini olduğu kadar kanunların da sosyal bünyemize intibak derecesini göstermeye yarayan ve bu itibarla adli ıslahat verilecek veğkenin en © saslı unsuru, bulunan bu malüme- tm doğru ve tam olarak edinilmesi- ne büyük bir itina sarfedilmiş, her mahkemeye sit istatistik bir taraf - tan adliye müfettişleri, öte yandan Temyiz mahkemesinde kurulan ay- ri bir büro vasıtasiyle daimi bir mü- rakabe altında bulundurulmuştur. İşte bugün arzedeceğim rakamlar bu teşkilâtım mahsulüdür, Hâkimler kanununun Üç esaslı he definden: 1 — İslerin daha çok ve daha ça- buk çıkarılması, 2 — Hâkim ve müddelumumile- rin ehliyet seviye ve derecelerinin yükseltilmesi, 3 — Adliye mensuplarmn seciye bakımından devamlı ve tesirli bir mü rakabeye tâbi tutulması, hususlarmda bir senelik tatbikat devresinde elde ettiğimiz neticeler şunlardır: İntaç edilen davalar i — 1935 senesinde Climhuriyet mahkemelerine arzedilen 857.205 ce- za davasından 264.771 adedi intaç İ edilerek 936 senesine 92.434 iş dev- redilmiştir. | Ceza mahkemelerinin 934 senesin- !de intaç eylediği iş yekünu 222.000 / olduğuna göre hâkimler kanununun ilk tatbik yılmda bir önceki vıla na- taran 264.000, 222.000, 42,000 fazla İş çıkarılmış olduğu tezahür eder. Bu suretle 935 senesinde çikan coz& davaları 934 senesinde çıkan ise na- zaran yüzde 10.98 nisbetinde bir faz lalık göstermektedir. Hukuk işlerine gelince, 935 sene- sinde Cümhuriyet mahkemelerine 475.437 dava arzedilmiş bunlardan 281.172 adedi intaç edilerek 86,765 adedi müracaata kalmıs, 936 sene- «ine 107.500 is devredilmiştir. 934 senesinden 935 senesine 243.000 iş devredilmiş olduğuna göre hâkimler kanununun ilk tatbik yılmda devir mikdarmm bir önceki seneve npra « ran 100.000 den fazla azalmış oldu- gu görülür. 243.000 — 107.500 -— 195.400. Müracaata kalan davalar intaç 6- dilmemiş işler mevanmda sayılması tabif olduğundan 935 senesinde çı - kan iş adedi 934 senesine nazaran vüzde 19 nisbetinde bir fazlalık arze- der. 935 senesinde çıkan fazla işin cezadaki nisbeti yüzde 10-98 olduğu halde hukukta vüzde 19 a varması 'bu sahadaki tedbirlerin daha faydali olduğunü gösterir, Bu sebebe binaen dir ki, ceza işlerinin bir kısmında se- ri ve basit bir muhakeme usulünün tesisi izumu hissedilmiş ve bu mak- satla hazırlanan kanun projesi diğer tadil tekliflerile birlikte yüksek mec lise sunulmuştur. Adliye encümenindeki tetkiklerle daha uygun bir hale gelen bu teklif- lerin tasvibinize iktirani halinde ce- za davalarında da sürat ve sadeliğe doğru esaslı bir adim atmış olaca- ğımızı umüyorum. Çalışma ve sürat baktmmndan ©e- zada yüzde 10,98, hukukda yüzde 19 raddesinde müşahede olunan bu #e- lah bilgi ve ehliyet sahasındaki ü- mitlerimizi de boşa çikarmamıştır. Hükimlerin liyakat ve muvaffaki- yet derecesini tayin için tatbik edi. len kıstas bir taraftan her sene in- taç edilen iş miktarı diğer taraftan temyize intfkal eden hükümelerin ısı kız ve tasdik nisbetidir. Bu ölçü mahkemelerin temyiz mahkemesi ta- rafmdan mürakabesi esasma ve ka- Tup olmadığımı tetkik temyiz mahke- mesine ait olduğuna göre hakimin vazifesindeki muvaffakiyet derecesi- nin ilk önce temyiz olunan kararla- rmm kabul veya oreddolunanlarıla ölçülmesi tabiidir. Hakimler kanunu- nun meriyet mevkiine girdiği ilk ay- da — birinci kânun 1934 — bütün hâkimlerin vasati bozma nispeti yüz- de 46/28 iken bu nispet Kk kinciteşrin 35 — yüzde 39-70 e düş- mek suretile bir senelik tatbikat 80- nunda yüzde 7 raddesinde bir salah kaydetmiştir. Hâkimlerin ehliyeti hususunda bir sene fasıla ile müşahede edilen bu i- lerleme altı aylık devrelerde hemen mumi olduğunu vazihan göstermek- tedir, Hâkimler kanununun adli kadroya dahil olanlarm çalışma bilgileri ü- zerinde icra eylediği bu müspet te- sirler meslek inzibatı alanmda daha bariz neticeler vermiştir. Esasen hâkimler kanunu yüze yakm hâkimi tasfiye ederek işe başlamıştı. Gerek bu sebepten ve gerek hâkimler kanu- nunun tatbiki sebebinden hâkimlere verilen cezalarda büyük bir azlık gö- rilmüştür. Bu azlık 934 senesine na- zaran 985 senesinde yüzde 68 nispe- tindedir. Mükâfet cephesinde de ay- nı selah vardır. Adliye vekâleti kad- rosunu teğkil eden 687 mahkemede 1304 hâkim ve 437 müddelumumi ve muavini vazife görmektedir. Bunlar. dan terfi için lâzım olan müddeti dol durmuş bulunan 1369 hâkim ve mild- delumuminin vaziyeti hâkimler ka- nununun derpiş eylediği şartlar da- hilinde ayrı ayrı tetkik edilerek 1115 i terfia lâyik görülmüştür. Terfi e- deceklerin tetkika tabi tutulmuş o- lanlara nispeti — 240/1364: yüzde 83 dir. Adiye vekili bundan sonra bu yüz- delere dair rakkama müstenit malü- mat vermiş ve demiştir Xi : Terfi eden ve edemiyen hâkimler Tercihan terfia lâyik görülen hâ - kimlerin erişmiş oldukları tasdik nis beti en az yüzde yetmişin fevkinde. dir. Bunlar devamlı bir gayretle ge lecek levhanm milmtaz sınıfına ayrıl. maya namzet olduklarını şimdiden kabul edebiliriz, Terfia lâyik görülen diğer 664 hâkim vazifelerini kanunun tesbit eylediği esaslar dairesinde yap miş olanlardır. Terfi müddetini dol- durdukları halde kanunun teyin eyle- diği tasdik nisbetini tutamamış ve eh Uyet ve liyakat şartların: tamamen ödememiş olduklarından dolayı ayır- ma meclislerince terfi defterine alınan mış olanlara bulundukları derecede Çünkü ayni derecede iki ve ayni 8 - nıfta üç defa terfin lâyık görülmi - yenlerin vazifelerine nihayet veril - mesi hâkimler kanununun sarih hü - kümleri iktizasmdadndır. Bu suretle | devamlı ve fasılasız bir istifa yalu ile iher sene bir yıl öncekinden daha iyi ibir vaziyete girecek olan adli kadro - mun yakın bir atide meslekin sosyal rolü ile mütenasip ve güzide bir he - İyet halinde memleketin de haklı bir | gurur duyacağı bir merhaleye erişe - ceği kanaatindeyim. Ceza evleri Ceza mahkemelerinin fanliyeli tec- ziye sisteminin tatbikiyle yakından a- lâkadardır. Çünkü ceza tertibindeki maksat ve gaye İnfaz sahasmda be - lirir, Bu itibarla ceza evlerinin hugün- kli hali en esaslı kaygularımızdan bi- rini teşkil etmektedir. Eski devrede derin bir mazhariyetsizlik içinde ka- lan ceza milesseselerinin bize intikal eden binaları en iptida! şeraiti sıhhı- yeden mahrum ve hemen hepsi bu - günkü prensip ve telâkkilere göre ceza infazma müsait olmayan yerler- dir. Bunlardan bir çoklarınm mevcu- du istiap kabiliyetlerinin kat kat üstündedir. Bazılarında her mahkü - ma isabet eden yer bir metro mürab- bamı bile bulmamaktadır. Hapisane binalarının bu vaziyeti mahkümlar - dan kabili islâh olanlarının olmıyan- lardan tefrikini ve hattâ bir kısım yerlerde çocuk mahkümlarm bile bü- yüklerden ayrılmasını imkânsız kü - mıştır. Bu hapisanelerin idaresi dev - lete her gene 900 bin liralık bir yük tahmil etmektedir. Bunun 600 bin li- radan fazlas) bir ekmek tedarikinden bile aciz olduğu sabit olanlara veril mekte olan kuru ekmek bedelidir. Bundan başka, diğer mahkümlara aileleri tarafından elbise, yatak ye - mek için yapılmakta olan yardımm mahküm başına 20 kuruş hesabile, senede 25 milyon liraya baliğ oldu- za vazifesinin İcaplarma en uygun o-| Zunu düşünürsek ne müthiş bir istih- lanıdır. Çünkü mahkemeden sadır|lâk makinesiyle karşı karşıya bulun- olan hükümlerin kanuna muvafık o-|duğumuz anlaşılır. Bu vaziyette gü -| yvm vekâlette bulunan teklif proje- neş ve temiz havadan kâfi gıdadan mahrum bulunan ye hemen tamamen denecek derecede uyuşuk bir hayat geçirmekte olan bu insan kütlesini is lâh ve terbiye ve bir daha elirmli işle- mekten sakınacak bir hale getirmeye matuf ömellerin» ne çetin ve devam lı bir mesaiyi istilzam edeceği kendi- liğinden tezahtir eder. Adliye vekâ - leti, kısa bir zamanda tahakkuk etti. rilmesine imkân olmayan bu hedefe TAN tedrici fakat sistemli ve emin bir me totla yürümeyi tercih eylemiştir. Bu maksatla içtimai bünyemize en uygun bulduğumuz progressif sistemi örnek ittihaz ettik. Progressif sistemin esa sı müerime çektirilen cezanın şidde - tini, onun ahlâki vaziyetinin iyileşme 8i ve cemiyet için tehlikeli olmak vas fından uzaklaşmasıyla mütenasiben azaltmak ve bü suretle kendisini ah” lâki bir tasfiyeden geçtikten sonra cemiyete iade etmektir. Böyle bir teş kilâtm başarılması için düşündüğü »| müz tedbirlerin bariz ve müşterek vas fı memleketin bususiyet ve icapları - nı nazara alarak tanzim edilmiş olma sıdır. Mahkümların çalıştırılması Filvâki ceza müilesseselerinin ıslahı na lüzumlu olan geniş membaların bizzat onu istihlâk edecekleri çalış - trmak suretile temin, tuttuğumuz yolun en esaslı hedefidir. Mahkümla- rın çalıştırılması bugün bütün dev - letlerin kanun ve nizamlarında yer bul müş ve cezanm en esaslı unsurların- dan birini teşkil etmiştir. Çalışma ru hf ve sıhhi tesirleriyle müessir bir islâh vasıtası ve hapisane rejiminin istilzam ettiği disipline en çok uyan bir yaşayış sistemidir. Bu itibarla çalışman gayemize hizmet eden ik- tisadi faydalarından başka, mahkü- mun disiplin altmda yaşamak kabi- liyeini tenmiye eylemesi, ona bildi İşleri ilerletmesi bilmediğini öğret- mesi ve bu suretle serbest hayata av İ detinde bir çok müşkülleri iktihama imkân vermesi gibi ahlâki ve içtima! faydaları da vardır. Şu kadar ki çalışmanın randman verici olması muhiti hususiyetlerine göre tanzim edilmiş o bulunmasına bağlıdır. Bizdeki mahkümlardan ek- serisinin köylü olmaları ve aynı za- manda büyük tesis masraflarına kat- lanmamak mecburiyeti işe çifçilik ve halıcılık ile başlamaklığımıza mü- bim bir âmil olmuştur. İmrali adasi- na muntazam elbiseler geydirerek yolladığımız yetmiş kişilik ekip barı- nacak yerleri kendileri inşa etmişler tarlalarını kendi . vasıtalarıla ekip biçmeye, demir öletlerinden bazıları- nı bizzat yapmaya (başlamışlardır. Bunların mevsim sonunda alacakları netice yalnız istihlâk ettikleri meva- dr değil tesis isleri de dahil olduğu halde diğer bütün masraflarmı koru yacağını ümit ediyoruz. Onun için ö- nümüzdeki sene içinde ekiplerin a- dedin! birkaç misli çoğaltarak der- hal geniş mikyasta ziraata başlaya- cağiz. Ispartada her işi mahkümlar ta- rafından yapılan halılar yapılmak- tadır. Burada yetişmeye başlayan 200 kişilik ekip bir müddet sonra küçük gruplar halinde diğer hapisa- nelere dağıtılmış olacaktır. İstiap haddi 1500 kişi olan Edirne hapisa- nesi bu ayın İlk günlerinde açılmış- ır. Oraya sevkettiğimiz mahküm- ları ayni metodlar dahilinde çalıştır. maya başladık. Bu çalıştırmaya bas ladığımız mahkümlar yalnız idare- nin verdiği yemekleri yiyor yalnız idarenin verdiği elbise ve ayakkab- larını giyiyor. Bunlara cigara ve ucu kumara varan her oyun memnudur, Yatmak kalmak o çalışmak ve oku- mak saatleri tam bir program altına slınmıştır, Onun Için daha şimdiden kiloları artan, benizlerine kan gelen ve yarın iyi ve çalışkan bir aile ba- bası olacak olan bu gürbüz çocuklar, icabında, vatan hizmetine ruhları tasfiye görmüş birer vatandaş ola- rak katışacaklardır. Önümüzdeki bütçe senesi içinde bir tarftan hapisanelerde halı imalâtmı tevsi ve teşmil eder ve Edirne ve İmralı mevcutlarını beşer yüze ibla- ğa çelişirken diğer taraftan da Es- kigehirde zirai (faaliyete (geçmek çocuk mahkümlarını bir devlet fab- rikasmda toplamak, bir iki maden ocağı İşletmek çarelerini arayacağız. Yeni kanun projeleri Mücrimlerin mütecanis zümreler halinde tasnifi ve bu suretle progres- #if sistemin tatbikma imkân verecek hapisane binalarının muhtelif tip ve plânları şimdiden tespit ve tanzim o lunmuştur. Yüksek tasvibinizle ih- das edilmiş olan inşa programlarm- dan elde eylediğimiz hasilât artık i- şe başlayabilecek bir hadde varmış- tır. Bir senelik mesai neticesinde tanzim ve ikmal edilmiş olan ve el- leri şunlardır : Avukatlık kanunu, noter kanunu, merkez teşkilât kanunu ve beynelmi- lel hususi münasebetlerde tatbik edi- lecek kanun ve tebliğat işlerinin tan- #imine dair kanun ve nizamname pro jeleri bundan başka ceza o muhake- meleri usulü ve ceza kanunlarında gerekli olan tadiller ve meşhut suç- larm usulü tahkik ve muhakemesine dair üç kanun projesi bütçe müzake- resinden sonra birer birer tasvibinize arzolunacaktır. İera işleri Adliye cihazmın üçüncü safhası Olan icra safhasma gelince, bu saf- hada iyi bir vaziyette ve emniyetli bir yolda olduğumuzu söylemekten maalesef çok uzağız. Bu safhanın ce za kısmında biraz evvel srzettiğim gibi iyi bir yola girmek arifesinde olduğumuzu hissediyoruz. Fakat hu- kuk kısmında henüz tetkik sahasmı aşamadık. Her memlekette bir dert halinde görünen hukuk icrasını ad » liyemizin diğer cihazı ile âhenktar kılmak için önümüzdeki yıl bütün mesaimizi bu mesele üzerine teksit edeceğiz. Arkadaşlar, Bu münasebetle kusur ve meziyet lerimizi apaçık söylemeye çalıştım. Sörümü bitiri-ken o şurasını haber vermeliyim ki, Adliye cihazınm muh telif safhalarını Ahenk ve İntizamla işletmek bizim için bir gaye değildir. Biz bunu sadece ödeyemediğimiz bir borç telâkki ediyoruz. Adliyecilerin gayesi Türk adliyesi- ni Türk ordusu gibi memleketin gu- ruru yapmaktır. Saraçoğlunun çok alkışlanan bu Nayman (Seyhan), bütün İleri giden memleketleri işgal eden bir mesele i İhaline giren mahkümlar meselesi hakkmda Adliye vekilinin verdiği izahatı şükranla karşıladığını beyan ederek suçlu çocuklar meselesine te- mas eylemiştir. Çocuğun bir memle- ketin atisi, istikbali olduğunu ve ce- miyetteki ehemmiyetini tebarliz etti ren Nayman birçok içtimaiyatçılarla İromancılarım neden çocuğu suçlü 0- larak kabul etmediklerini izah et - miş, ve ezcümle demiştir ki: “.— Cemiyetin suçlu bir çocuğa ce za vermesi değil, bilâkis ona el uzat- mak, onu kurtarmak için çareler &- iramasi lâzımdır. Saym Adliye vekilimizden ricam şudur: Kanunun emrettiği bu cemi- leyi tatbik etmek, çocuklar için ha- pishane değil, bilâkis hapishaneler - den çok uzak ayrı yerler, onlara mah suz yerler, muzır telkinlerden uzak temiz muhitler, çocuk islah evleri yapmaktır. var; O da çocuk mahkemelerinin ih- dasidır. Bu ilerilemiş Her memleket te hemen hemen var gibidir. Filvaki bir ihtisas meselesidir. hazırlık yap- mak lâzrmdşır. Tekrar kürsüye çıkan Şükrü Sa- raçoğlu. bu dikkate değer mevzula- ra dair düşüncelerini anlathmıştır. İstanbul adliye binası Bundan sonra Emin (Yozgat), İs tanbul Adliye binası hakkında vekil- den izahat istedi. Saraçolu, İstanbul gâliyesinin her zaman yapılan bina- lardan olmadığı için Üzerinde esaslı etütler yaptırıldığını, açılan müsa- bakada kazanan projenin tabikı mev cut tahsisatı aşacağmdan liste de de- gişiklik yapıldığını ve belki de bu bafta içinde münakasası yapılacağı- nı söyledi. Bu izahatı müteakıp Adliye Vekâ- leti bütçesi kabul edildi ve birinci celseye 15 dakikalık bir istirahat i - çin son verildi. İKİNCİ CELSE Maarif Vekâleti bütçesi müzakeresi 15 dakikalık bir aradan sonra i « Kinel toplantısmı saat 16,40 da ya- pan Kamutay Kültür Bakanlığı büt çesini görüşmeye başladı, Berç Türker (Afyon Karahisar) bazı vilâyetlerde mektep buhranı ol- duğunu haber aldığımı, yüksek tahsil görenlerin hep büyük şehirlerde bankalarda ve şirketlerde memuri - yet aradıklarını, sanste ehemmiyet vermediklerini ve Anadolunun uzak sehirlerine gitmediklerini söyledi. Istemat Özdamar (Eskişehir), dil birliğinin Kültür hayatımdaki değe- rine işaret ederek bütün tedbirleri alan Kültür Bakanına teşekkür elli ve bunun bir vatan borcu telâkki et tiği bir temenniyi ekalliyet mektep- lerinde türkçe dersine Jâyik olduğu ehemmiyetin verilmediğini ve o mek teplere en değerli muallimler gönde- rilerek oradaki çocuklarm vatanın istediği ideal tip olarak yetiştirilme- sini istedi, Türkân Baştuğ (Antalya), ilk ve orta tahsile ait olan ihtiyaçlardan bahsedeceğini söyliyerek ilk mekte- bin çocuğun yetişmesi üzerindeki bil- yük tesirini izah ederek altı seneden beş seneye indirilen ilk asıl yüklü kısmın 4 ve 5 inci sınıfla- beyanatımdan sonra söz alan Esms| Vekilimizden bir temennim daha| 7 ecem ra konulduğunu, çocuk orta mekte- be gelince kendisinde bir şaşkınlık devresi başladığını anlattı. İlk mek- tep bocasınm terbiye işlerine ayıra» bileceği zamanının hemen hemen hiç olmadığına işaret eden Türkân bilhassa büyük vilâyet merkezlerin - den uzak olan yerlerde nahiye ve köylerde muallimin köy hayatıma in- tibak etmek zorunda kalarak kendi- sinden beklenilen heyacanı kaybetti ğini ve kütleyi ideal seviyeye çıkar- mak yolunda kendisinden beklenileni veremediğini, bunun için tatil aylarında kurslar açm rak merkezde toplanan muallimlere taze heyecan ve bilgi verilerek yaşıyan sistemlerin öğretilmesini is- tedi. Orta mektep terbiyesinin tale - besinin sayısı 1500 zü aşan “büyük mekteplerimizde bile bir müdürle iki musvinin elinde olduğunu, bugünkü pedagoji sistemlerile artık talebenin zor ve baskı altında ezilmesinin sa - hadan çekildiğini, musilimlerde mes- leki bilgilerin artırılmasınm zarureti ni anlatan Bayan Türkân, bilhassa hususi mekteplerin vaziyetine temas ederek, her sene birinci ve ikinci tah riri yoklamadan sonra resmi lerden hususi mekteplere bir akın baş ladığını ve burada kolaylıkla geçerek Türk çocuğunun çalışmadan ve emek harcamadan lise mezunu hakkımı ala» rak memleketin mukadderatma karış tığını söyledi ve bazı misaller zikret- ti. Bu mekteplerin tam ve sıkı bir kon trol altında bulundurulmasmı istedi ve son olarak kitap yazanlara yar « dım edilmesini temenni etti ve alkış« tandı. Talebe pansiyonları Ruşenit (Samsun), sıhhiye vekile « tinin açtığı talebe pansiyonlarında 7-8 yüz talebeye bakıldığını, böylelik» le burada kontrollu ve müsbet bir ta lebe hayatı burulduğunu söyliyerek bunun memleketin dört bir tarafından gelmiş olan gençlere de teşmili im « kânının bulunarak mazbut bir talebe hayatmm kurulmasını ve gençlerimi « zin karşılaşacağı hüdiselerin onlarm hayatında kötü netleeler vermesine mâni olunmasını diledi. Ziya Gevher mektep kitaplarının biran evvel hazırlanılmasını istedi. İkinel bir mesele olarak lisan işine temas eden Ziya Gevher, üniversite de mecburi olan lisanm ancak lise ve bilhassa orta mekteplere öğretebile. ceğini, halbuki bugünkü şartlar ve u- suller içinde buna imkân olmadığını söyledi. Hüsnü Kitapçı, maarifte istikrar ol madığını, tedris usulü ve proğramla- rinin durmadan değiştiğini kabul edi len bir kanunla toplanması lâzrmge « len maarif Şurasinın 3 senedenberi toplanmadığını söyledi ve nakledile. cek muallimlerin mektepler açılma- dan en aşağı bir sy evvel haberdar edilmesini temenni ederek kitap mes selesinin hâlâ halledilmediğini bildir. di. Tek kitap usulü kabul edildiğine göre, mektep kitapların vakit ve za manında memleketin en uzak yerleri ne yetiştirilmesinin temin edilmesini istedi, Maarf vekili Saffet Arıkan bütün bu tetkiklere cevap verdi ve Maarif bütçesi kabul edildi. Saffet Arıkanm sözlerini yarm neşredeceğiz. iPoliste Bir yolcu trenden yuvarlandı, yaralandı Zeytinbumu fabrikasında çalışan Veysel İstanbuldan Zeytinburnuna giden trenden aşağıya düşerek ağır- ca yaralanmıştır. Veyselin yarası tehlikeli olduğundan hastüneye kal dırılmıştır. Otomobil çarptı Küçülpazarda oturan Mustafa, Galatada Voyvoda caddesinde gider- ken bir otomobilin sadamesine ma- ruz kalmıştır. Mustafa yere düşerek muhtelif yerlerinden yaralndığından hastaneye kaldırılmıştır. Kereste hırsızlığı 'Unkapanımda Arabacılar caddesin de kerestecilik yapan Değirmenci - yan polise müracaat ederek dört ay- dan beri mağazasından muhtelif za- manlarda kereste çalındığını ve dün Yine bir mikdar kerestenin eksildiği- ni söyliyerek şikyette bulunmuştur. Yapılan takibatta hırsızlar yine ayni maksatla dükkâna geldikleri sırada cürmü meshut halinde yakalanmış- lardır. Bunlar sabıkalılardan Dur- muş, Necdet ve Niyazi admda üç ki- şidir. Şimdiye kadar ayni dükkân « dan çalınan kerestenin kıymeti beş altı yüz liradır. Haklarında tahkikat devam etmektedir.