e ez 25-5-936 Olacak şeyler 1940 Harbi Çeviren: Nuri Mahmut Cemiyetler Izmir lisesi mezunları cemiyeti, Bursa lisesi mezunları cemiyeti, E- İdirne, Istanbul, Sivas liseleri mezun- İları cemiyetleri, Galatasaray ticaret İve bankacılık kısmı mezunları cemi - İyeti... Cemiyeti... Mezunları... mi mevzu üzerine cemiyetler ço- dalıyor, Bu ne demektir, biliyor mu- sunuz? Cemiyetler azalıyor demektir. Yarabbi, bu nekadar ferdiyet! Niçin İbütün bu mezunlar bir tek cemiyet yapmıyorlar acaba? Acaba İzmir, Bursa, Edirne, Istanbul Wseleri ayrı İayrı dersler mi okutuyorlar? Birisi İkunduracılık, öteki terzilik ve; nifaturacılık ihtisası mı veriyo sa, “röglonalisme,, mi? Hayır, “benlik!,, bütün bunlara se- bep “benlik!,, Yavaş yavaş bu cemi- yetler, memlekette nekadar mezun varsa o miktarda artacak. Ve bu mezunların hem de lise me- zunları olduğunu düşünüyorum da.. Hakaret Bir şoför bir şoföre “şoför!,, dedi Dövüştüler. Bu misali çoğaltabiliriz. Yazan: Aseksandr Kerenski Terciime eden: M, Kâsim OZGEN Biz İsaya tacını taşıması için elimizden gelen yardımı yapmalıyız Yazan: H. G. Wells Yanılıyorsunuz sizden kat'iyen nefret etmiyorum, sizi "Birşehirin"" en medeni insanı buluyorum — Madam ben bir büytik babayım. Dünyayı bir filozof gözüyle görme- Ye alıştım. Ve kadmlara ihtiyacmız Yok mu sözüyle ne demek İstediğini- 2 anlıyamıyorum. — Bir erkek ölünceye kadar er- kektir. Bir kadının yardırıma ihtiy: &inız yok mu? Hiçbir erkeğin size ve remiyeceği muhabbet ve sadakate ih tiyacınız yok mu? Görmüyor musu- muz sizin için çalışmağa başladım bi le... Hardingin fena muamele gör- Mesine mani oldum. Onu işkenceden kurtardım. Gordonla çalışabilmeniz Için sizin hürriyetinizi isde ettirdim, Belki de sizi tamamile serbest birak- Üirabilirim. Fakat siz benden nefret *diyorsunuz niçin? — Yanılıyorsunuz. Sizden kat'i - yen zerre kadar nefret ettiğim yok. Bilâkis sizi Birşehrin en medeni mah Vüku olarak tanıyorum. — Arkadaşlarmızdan daha mede- Nİ mi? — Tabif pek daha fazla! Roksana bu cevaptan naşi mem - Müniyetini izhardan kendini geri a- lamadı, ve kokot tavrını takınarak: — Öyle ise niçin bana itimat etmi Yormumuz? Niçin plânlarmızı izah etmiyorsunuz? Gordon, karısı Meri ve Harding ile aranızda bir anlaşma —30-— |'Tayyareciye iyice yaklaştı ve onu |dim, ben sana diye bağırdı. kucaklıyacakmış gibi kollarını açtı: | — Yalnız bırak! Masanm başma — Niçin böyle seninle mücadele» | kurulmuş, dalkavukları etrafına top ye devam edeyim? Görmüyor mu- |lamış, bütün kudret ve sun? Anlamıyor un? Ben seni- | takınmış bir halde emrediyor, "“ nim, beni İstersen! Seninim kuvvetli | yalnız bırak! Galip Rudolf, muhte - çelik ve vakur adam! Şimdi sana | şem Rudolf, Gülerim senin haline. yardım etmeme müsaade edecek mi- | Beni bilmiyor mu zannediyorsun. in? Gordonla karısını iki defa çağırttın Cabal cevap vermek için ağzını |da gelmedi. Merinin seni o azametli açtı, fakat dışarda hizla yaklaşan | halinde görmesini istiyordun değil syak sesleri işitilince ikisi de gayri |mi? Zavallı muhteşem Rudolf, işte ihtiyari gerilediler. Kapı ardına I eğlendirirken ben bu isti- dar kırılırcasma açıldı, ve eşikte $i ile gelen yabancının kim ol- derebeyinin tavanlara erişen devld renmiye çalışıyordum cüssesi belirdi. Nefretle küçülen ndü ve itham edercesi gözlerle bir tayyareciye, bir de met- |ne işaret ederek devam etti: resine baktı, düşündü ve ilâve etti; | — Bu ihtiyarla soğuk adamla ko- Gazeteci — Buradasın ha! İnuşmak istediğimi mi zannediyor - Roksana cali bir hiddetle: sun! Sen içki masası başımda palav- — Bize tanmmış gazetecilerimizden — Evet, buradayım. Sana gelip |ra atarken Basrada birçok yeni tay. | Abdüsselim Beyi takdim ederim.. onunla konuşacağımı o söylememiş| yarelerin hazırlandığını bil: — O. Maşallah. Fakat azizim, Al- miydim ? ben İlah sizin dilinize dolanmaktan koru « Strong kızdı, bir adım attı; ve ka- | Derebeyi Roksana karşısında mu. |sun: | dını tokatlar gibi bir sesle: İ Halbuki gazeteciler susmasını bi -| tat aptallığını takmdı. | — Onu yalnız bırak dememiş miy- LArkası var) İten ey e Atatürk büstü Alemdağ köyünde dün Öldürülen bütün bir aile: Çar, debilecek kimseler, parmakla göste- rilebilecek kadar azdı. Çünkü mutla- kiyet taraftarı mahafilin mâneviyatı sarsılmıştı. Ikinci ani İmg Çariçe ve çocukları Meseleler ve sırlar n Rus İmparatoru İkinci Niko- k bütün ailesi,m: ve hizmetçilerile (birlikte, rüldükten son ir ikolanm, 1917 martmda ) rp luktan feragatinin a- "kabinde, hatırat defterine yazdığı: “ihanet, alçaklık, hilekârlik,, sözleri, 1918 senesinde de mânasını kaybet. toriçe Aleksandra Feodorovnanın el. | Demişti. O kadar ki... Çar ailesi Tob- yazısı İle yazılmış birkaç musrala hir) o(0ek kasabasında bulunurken, mut- haç resmi vardı. Tik beyaz sayfada da | /2XİYet taraftarları, İmparatoriçe. | yan İle gr satilir yayı |»İR gözdesi Anna Virubova'nın, sirf, yazı İle şu satırlar Yazı | onları himaye etmek ve kurtarmak maksadile o havaliye gönderdiği, Ras e kitap bulundu. i ilâhi oku yor,, du. Kabın iç tarafında, Impara- Londrada Bukingam sarayı — Ne olurdu, bir telefon olsay - dım. Arkadaşlar yüzüme tuhaf tuhaf baktılar ve birisi elini telefona uzat- tı. Hepsinin gözlerinde “muhakkak | Olduğunu seziyorum. Niçin bende da kil olmıyayım. Bir şeyler tasarladı- ğmizı ve onun için çalıştığınızı bil- Miyor muyum zennediyorsunuz? Si- ?e pekâ'a yardım edebilirim. Bura - büyük törenle açıldı Usküdar kazasına bağlı l Alemdağ satılığa çıkarılıyor Londra, 24 (A.A) — Haftalık delirdi,, diyen bir endişe okunuyordu. Sözümü tamamladım, — Evet, büyük bir müessese tele-| tonu olmak isterdim, böyle yerlerde ayda üç, dört yüz lira telefon parası Grand-Düşes Olgaya, 1917 Annesinden Tobolsk Olga, ailenin büyük kiz: idi ve kat- ledildiği zaman yirmi iki yaşında bu- putinin damadı hain S ev idare ediyordu. Böyle iken, o, i mutlakiyet taraftarları re teslim etmek şennati H. İReynolda gazetesinin istihbarma gö- re Bukingham sarayı ile müştemilâ- b üç milyon İngiliz llrasma satılarak yerine modem binalar ve umumi bahçeler vücude getirilecektir. Sara- yn bulunduğu mahalleye yazıhane- lerin ve mağazaların istilâ etmekte ısile müteveffa Kral Be inci Jerj da bu satıpa niyet etmiştir. Sekizinci Fâvardın. vaktile bekâr Prens olarak yaşamış olduğu Saint James saraymı tercih etmekte oldu- ğu söylenmektedir. Cite li bir sendi ka bu işle alâkadar olmuştur. Şayet İş yakin bir zamanda olup bitecek | rsa Saint James sarayı bütün ma İna ve ehemmiyetini tekrar kazan - miş olacaktır. Mersinde feci bir cinayet işlendi Bini iyi biliyorum. Halkını tanıyo » Yum. Burada bir nevi Kraliçeyim. i siz beni bir hiç mesabe- Binde tutuyorsunuz. Tayyareci elân daht kararmı ver- Memişti, Biribirine zıt düşünceler o- Mu tereddüt içinde bırakıyordu. Rok- Mana plânlarını keşfedip *a derebeyine ihanet etmeyi mi dü- Yinliyordu ? Bir ihtimal daha mev « . Entrikaya alışmış olan kadm kinde bulunduğu sıkıcı hayattan bip #N için kurtulup nefes (o almak için er tayyareci ile bir aşk mesele- $ikarıp her iki tarafı biribirine elemeyi ve doğacak mücadeleyi Ye edinmiş olabilirdi. Her halde . Min hareket elzemdi. Maama- ir teklif yapmaktan bir * Mandi yapı gey çık: köyüne konacak olan Atatürk büstü. İntin açılma töreni, dün yapılmıştır İDavetliler, saat dokuz buçukta Uskü- Idar iskelesinde toplanmışlar ve kay. makamlığın hazırlattırdığı otobüsler le köye gitmişlerdir. Açılış törenin. de birçok sübaylar, şehir meclisi âza ları ve köylüler bulunmuşlarân | MEŞE eriği EZ a Den istiklâl marşile törene başlanmış, ihtiyar bir köylünün kısa hitabesin- den sonra; Uskülder kaymakamı Lüt- fi, inkılâbı yaymak maksadile her köyde bulunması kararlaştırılan Ata türk büstlerinden bir tanesinin Uskü. dar kazası dahilinde evvelâ Alemdağ | köyünde açıldığını söylemiş, büstü açmıştır. Mektepli, zenç ihtiyar bin. lerce halkım yasa sesleri arasmda me rasime son verilmiş, bundan sonra da vetliler Taşdelen membama götürül- müstür. Burada köylülerden İbrahim, / Mutlakiyete sadık kalan birtakım gençleri çar ve çeriçe gibi düşündük» leri ve bütün *“ Ruslarn,, bilhassa asvamın hüklümdarla ailesini sevdik- İlerine ve onlara bağlı bulunduklarma İlinandıkları için, her tehlikeyi, hatt& ölümü bile göze alıyorlardı. .Çariçe, 'Tobolskta; hain Solovyefin yalanma kanarak:'“üç yüz zabitin,, gelmesini bekleyip düruyordu. O; kö- casın!, milletin hakiki arzusu hilâf); da, cenerallerin ve nazırların feraga- te medbur ettiklerini zannediyordu. Bu kanaatin sevkiledir ki, 1918 sene- #i nisanmda, fevkalâde salâhiyetle gelen komiser Yakovliyev, Çarı meç- hul ve gizli bir yere naklettiği zaman, ikinci bir defa daha feragate meydan vermemek İçin, oğlunu Tobolskta bı- rakarak kocasının peşinden gitti. | Çar, Tobolskta da, Çarskoye - Se- loda olduğu gibi bir defe daha yalnız kaldı. Imparator, Yakovliyevin icba- rile ailesinden ayrılmca, bir sene ev. vel feragat ettiği zamanda olduğu gibi tekrar “ordusundan ve milletin. den uzaklağtı.,, lunüyordu. Kitabın sayfaları arasında üç mek- tup kâğıdı bulundu. Bunlardan ikisi- ne Gran-Düşes Olga birtakım şiirler yazmıştı. Bu şiirlerden biri şudur: Bir dua Adil Allah! - Kin ve : tehevvürün milletlerimizi: kana boğduğu bu ha- zin günlerde; “kendilerine* hazırlanan ıstıraplara tahammül edebilmeleri i- çin, evlâtlarına cesaret ver! vesaire... Katil meselesini tahkike memur o- lan N. A. Sokolof, bana da bir sur tini verdiği raporunda, bu şiirin, im- pâratorun ailesi ile beraber hapsedil- miş olan Kontes Anastazi Hendriko. vaya ait olabileceğini iyor. Ola- bilir. Hattâ, gilri, Kontes Hendriko. va da yazmamış bulunabilir, Fakat şu da var ki: Grandüşes te, onu, ge- işi güzel ve hiçbir maksada tâbi ol maksızın yazmamıştır. Bu ailesinin, ölümün karşısında bile, ne- kadar dindarane hislerle mütehassis olduğunu çok iyi, anlatabilir. Aleksandr Feodorovna, ölümün. den dört ay evvel yani 1918 senesi paakalyasınn arifesinde şu satırları yazmıştı: “Biz, Isaya, haçını taşımasında yar- dım etmeliyiz; ve unutmamalıyız ki, verilir, Halbuki bizler... Telefona uzanan arkadaş hürmet- le elini çekti, ve hepsi bana hak ver- diler. Bir gün Babiâliden (şimdi Ankara İ esölğesi) Yürüyordüm. Bir dükkânın önünden rkeri; dükkânm pervazı öntime düştü, parçalandı, az kalsm bir kaza kurbanı oluyordum. Köse- deki polise haber verdim: — Merkeze gidip söyleyin! Dedi, Korktum. Öyle ya. Belki ©- rada da: — Evvelâ bir istila yapınız, vilâ - yete veriniz, ora an bize havale eder- ler, gelirsiniz, beraber gideriz, dükkâ- nı gösterirsiniz. Ev sahibini ararız, şi- küyetçi olduğunuzu söyleriz, mahke- meye veririz.. Sahitlerinizi... İâh.. Derler diye diştindüm.. Ve vaz geç- Mersin, (Tan) — Aslan köy civa- tim rmda Katran kuyusu mevkiinde çok! Fikret ADİL 200 kişilik bir ziyafet vermiştir. - Bebek sergisi hazırlığı |re feci bir cinayet işlenmiştir . DA Avcılar aşiretinden Ali dede oğlu Reledive iyor Mehmet ismindeki bir adam, Dinar Ağustosun sekizinde Taksim Bah- | köyünden Ali Efe oğlu Hazan, Dur - Otobüslerd e kat'iyyen Sigara içilmiyecek — Bana tayynremi iade ettirmez Misiniz, diye sordu. Derebeyi tahrip “medi ya! ür, Hayır. Strong onu kullanmak Yor ama, makinesini bir türlü iş- ay, eDiiyor. Merak etmeyin, kimse edi. Gece gündüz altı muhafr - hezarti altında. Yanma ben bile amam! ya dayanmakta olan tayyare- ldu, gözlerinden kadının ru- * İ Bütün bu söylediğimiz, acaba ,ha- kikate tevaflik ediyor mu? Ekaterinburgtaki Ipatyefin evi- İ hin izbelerine, ölüm bodrumlarma gö- çesinde Kızılay Cemiyeti tarafmdan | muş oğlu Ali ve Takanlı köylinden bu sene de tertip edilecek Kermeste | Mercan Ali adındaki üç kişi tarafın- diğer birçok gösteriler ve eğlenceler | dan kafasına, göğsüne taşlarla vurul- u okumağa çalışarak: — uz, dedi, Öyleyse bana ne teklif ediyor- den başka bir de beynelmilel bir Be- İ bek, Kukla ve Manken sergisi açıla» İ caktır. Bu sergide muhtelif tip ve kı Bu sual da b İ yafetleri temsil eden sanatkü karşısı tecrübeli kadın | miş yaladı, kendi de pek Yülmiyikd. | hazırlanmış Bebekler teşhir edilece- da, Desele karşısmdaki hisleri o ka ktı ki, verdiği cevap ol- dukça samim! idi, ğ — Hiç. Sadece sizi görmiye gel » Sizinle allkadar olmağa başla" bekleri ve karikatürize edilmiş tip- ler de bebekler de bulunacaktır. Oğ- rendiğimize göre bu sergiye boyu seksen sântimetroyu geçmeyen ve ber türlü malzemeden yapılmış Be- bek ve mankenlerle her isteyen işti- ği gibi ayrıca her türlü salon be -| İlacaktır. Müsabakada jüri vazifesini, | tanmmış sanatkârlardan müteşekkil m yardım etmesini sever. » ben de yardım etmek istiyo» Ta Size yardım edebilsem. Yyareci derhal kadının sözünü a lava kurumu, bu hizmetinizi uyacaktır, dedi, İng lava kurumu, hava kurumun. hş Pina ne? Siz unutacak mersi- aşı kat beni ne diye karştırıyor Bakırköv mektenlerinin gezintisi mak suretile öldürülmüştür. Katiller, gün sonra yakalanmışlardır. rak edebilecek, Bebek ve Manken - ler arasında yapılacak müsabakada kazananlara para ikramiyesi dağıtı- bir heyet ifa edecektir. Sergiye İşti- | rak etmek isteyenler, Kızılay Cemi- yeti Eminönü kazasından malümat alabileceklerdir, Otobililerde de tramvay arabala- rmda olduğu gibi sigara içilmemesi lâzımdır. Halbuki otobüslerde buna | riayet edilmediği görülmüştür. Bele- diye şubelere yaptığı bir tamimde İ otobüslerde sigara içilmesini şiddetle | lığmda, Çekanın menetmiştir, * Belediyenin şehir içindeki buz tevzi ve nakil işini yine bir müteah- bide vermeği kararlaştırdığını yaz- muştık. Bugün, daimi eneüimende bu işin müzayedesi yapılacaktır. * Belediye Karaağaç milessesatını tamir ettirmeğe karar vermiştir. Bu- nun için bir münakasa açmıştır. Tramvay arabalarının pencereleri Havalar iyileştiği cihetle belediye tramvay arabalarınm gittikleri isti- kamette sağ taraf pencerelerinin a» j Sılmasına müsaade vermiştir. | bütün hayatımızca & taşıyacağımız haç, onun yükünün hafif bir gölge - sinden başka bir şey değildir., Ölüme doğru yürüyen Çar ailesi- nin bu portresi,. Hele gecenin karan- kurşunlarmı hiçe| sayan ve bodrumun içinde hasta oğ- Tunu kucağında taşıyan babayı gö-| zümüzlin önüne getirdiğimiz zaman gok müthiştir. Son Rus çarı ile karısmı, tarihi rol- leri bakımından, nekadar şiddetle tahtis edersek edelim, âkibetlerinin, türen yolun hakiki azimet noktası ne- rededir? Rusyanm son İmparatoru, ne se- beple... Saltanatın yirmi üçüncü yı Imda, saray erkânı ve hattâ kendi a- ilesi efradından bâzıları tarafmdan terkedildi de.. koskoca imparatorlu- ğunun ortasında, Issız bir adaya düş- müş bir adam gibi, tek başma kaldı? Ve ne için, Rusyanm en elim günle- rini yaşadığı 1917 senesi martmda iftiraya uğrayan hükümdarı müdafaa etmek için, hiç kimse ortaya atılma- dı? Nasıl oldu da.. Çar ile ailesi, das ha ihtilâlin ilk saatlerinden itibaren, en büyük düşmanları gibi görünen muvakkat hükümetin himayesini ka. bulde fayda buldu? Son imparator, “milletten ve ordudan ayrı kaldığı, na mı kurban gitti? Yoksa, millet ve ordu ile arasındaki son bağları, ken- İdisi mi körü körüne kesti de, Ipatye- beşer vicdanını çok derinden sarsa- cak derecede, feci olduğunu inkâr e- demeyiz. » Hassa ordusuna mensup genç bir zabit: Pol Bulijin, 1918 senesi yazın- da Ural havalisine gitmişti. Maksa- dı, ne tarihi vesika toplamaktı; ne Bir genç boğuldu Dün Kumkapı sahillerinde bir genç boğulmuştur. Aksarayda kalaycılık yapan Mustafa adımda birlis, öğleden sonra Kumkapıya gelmiş ve yüzmek için arkadaşlarile beraber denize gir- de, çar allesinin kaybolan İzini mey- dana çıkarmak için adli tahkikata girişmekti. O, yalnız, vazifesini gö- ren bir mutlekiyetçi kanaatile hare- ket ediyordu. O, Sokolof gibi, katle sit müsbet bir delil aramıya değil... hâlâ Impa- fin evinin bodrumlarma ölümünü ara- mıya koştu? Bütün bunlara cevap vermeğe ça» uşacağız. e “Körü körüne, kelimesini kasten kullanıyorum; çünkü İkinci Nikola, bütün hayatımı “kendisi ile milletten mürekkep bir vahdet, vücude getir. mek arzusu İçinde geçirdi. Hattâ eni. tanatınm 8on piinlerinde anasr |. de İmparatoriçe Mari Feodorovmava, rator tanıdığı İkinci Nikolayı kurtar- mak çaresini bulmiya koşmuştu. Onun yegâne maksadı, imkân ol mıyan bir şey yapmak... İmparator «- miştir. Mustafa, yüzmeyi az bildiği halde suların tesirile sahilden epey u- zaklaşmış, birdenbire korkarak çır- pmmaya, feryat etmeğe başlamıştır. Gencin çığlıkları uzaktan işitilmiş, | ilesini kurtarmaktı. Bullfinin profesi bunun Üzeeine kıyıda gezmekte bulu-| hattâ vaktinde yetismiş olsaydı bile nan deniz lisesi talebelerinden Cevat, | tahakkuk edemezdi, çünkü, o sıralar. | su sözleri söyliyecek kadar kanaatin hemen soyunarak yardıma koşmuş -|da, Rusyada, böyle bir işe girişebile.İde samimiyet göstermişti :“Milletimin tur. Baygın bir halde suyun üzerinde|cek mutlakiyet taraftarı bir teşkilât! bana karşı beslediği coşkun muhab- bulunan Mustafa, Cevadın gayretile| yoktu. Böyle bir teşkilât vücude gel-|betin sırrı, ben! siksik ve yakmdan sahile çıkarılmış ise de yapılan mua -| mesine de memleket şeraiti müasit| görememesinde ve bütün saadetini yenede zavallı gencin boğulduğu anla-| değildi. Yüz elli milyonluk imparator- | benden beklemesindedir.,, şılmıştır. | Yak içinde, Bulijin gibi fedakârlık e- (Arkası var) < Lo atar mısm be adam! o Yoksa kir mi etmek istiyorsun ? Yin, * Kaç defa söyledim, seni dün- Sa alâka uyandırıcı adamı bu- « Sen havalardan gelen bir| Bakırköy ilk okulları himaye cemi- . Bütün bu muameleme kar | yeti, fakir ve kimsesiz çocuklar için Yüzünle bana alık alıkİdün büyük bir gezinti tertip etmiş, devam ediyor ve anlamı. |ayrıca kazadaki birinci, ikinci, üçün- ibi görünüyorsun. Benden |cü ilk okullarla Rum kız, Rum erkek kadm görmedin mi? Çir- |Dadyan Ermeni ve Yeniköy mektep- yaran, fakat bunun ne İlerini de çağırmıştır. Gezintiye bine ? yakm talebe ve elliden fazla muallim bire bütün tavrı değişti. |iştirak etmiştir. Bütün talebe, sabah Dün Floryaya giden Bakırköy Rum kız okulu talebelerinden bir grup leyin saat 8,30 da gark demiryolları- nın tahsis ettiği hususi vagonlara bin miş, parasız olarak Floryaya gidil - miştir. Birçok talebe veli ve sileleri- nin katıldığı bu gezintide çocuklar sa bahtan akşama kadar temiz hava &l- mak ve ilk yaz eğlencelerini yaşamak imkânını bulmuşlar; neşeli bir gün ge çirmişlerdir.