ŞAN €z 6 Şuşnig'in beyanatı Avusturyanın yeni dıktatörü dün diyordu ki: Avusturyanın diktatörlüğe gideceğini iddia etmek bir çılgınlık olur! Paris - Soir'dan: Mösyö Yurt Şuşnig ile Bak Musplatz'taki çalışma odasında uzun bir görüşme yaptım. Başvekilin ça- Uşma odasma bitişik küçük sarı 3a- Jona girdiğim zaman, büyük bir fa- cianm sahnesinde (bulunuyorum. Fühakika, yeni Avusturyanm kahra- manı Başvekil Dollfuss 1934 te bu-| rada katledilmişti. Son nefesini verdiği köşede, tahtadan oyulmuş bir ağlıyan kadm heykeli ve heyke- Jin altında, üzerinde şu kelimeler ya» gr bir levha var; 25 Temmuz 1934 te, Dollfuss burada öldü.” Bu hazin manzara karşısında bir an duruyorum. Sonra kapı açılarak buçvekilin beni beklediği odaya gi- riyarum. Henüz kırk yaşına basma- miş olmakla beraber saçları ağar - mış olan başvekilin yüzünde, insa- ra nüfuz eden bir vakar var. Omuz- rma büyük bir mes'uliyetin yük - lenmiş olduğu OŞuşnig, tehli- kede bulunan vatanm ruvvetli, ce- sur ve dürüst bir adam aradığı si. rada, ve feci günler içinde bu mes'u- Biyeti üzerine almıştır. Dollfuss'un o ölümündenberi, sa- bırlı cehdi ve feragali bir gün ol- sun eksilmemiştir. Ailevi felâketlere maruz kalmış, karısmı bir otomobil kazasında kaybetmiş, daha geçen - lerde de annesi ölmüştür. Bu şahsi İelâketler, ona, takip ve intaç etme- ğe yemin ettiği eseri bir dakika ol- Sun unutturmamıştır. Başvekil diyor ki: — Iktuısadi vaziyetimiz, üç sene- denberi fevkalâde düzelmiştir. Teh- Tike içinde ve kismen bizi tehdit eden bir Avrupa arasında altın stan- .dardımız oynamamışttır. Şiling müs takardır, devlet bütçesi şimdiye ka- dar olmadığı şekilde muvazenelidir. Yeni vergiler yapmağa lüzum his - setmeden, bu son üç ay içinde vari- dat artmıştır. Böylece, kânunusani ve şubat için hazine bonoları çıkar- mak ihtiyacmı duymadık. Dış tica- tetimiz iyi bir hız aldı ve alım kabi- Jiyetimiz arttı. İşsizlik sayısı azal - dr, istihsalâtımız yekünu meselesi sanayilmiz Üzerine iyi bir tesir yap- tı ve işsizlik meselesinin önüne kıs- men böylece geçildi. — Hemen hemen mahvolmak üze rTe bulunan bir memlekette bu muci- ze nasıl oldu? — Hakikaten vaziyet dediğiniz gi- bi idi. Mali tensikat olmadan hiç bir yerde politik vaziyet düzelemez, ve politika vaziyetinin istikrar bulması için de ekonomik esas olan itimadın teessüsü lâzımdır. Bunun için iç si- yasetimize herhangi bir yabancı mü- dahaleyi bertaraf ettik. Geniş ıslahat programımız noktası noktasına ta- Yakkuk etti, Halkm ekonomik ve kültürel ihtiyaçlarımı nazarı itibara aldık. Böylece, halk ile aramızda, ber türlü otorite kurmak fikrini ber taraf eden (*) bir teşriki mesai te- gekkül etti. — Eğer yanılmıyorsam, bu, Hiris- tiyan korporatif devletlerinin yeni teşekktil ruhuna uygun bir hâdise- dir. Başvekil Başvekil tasdik etti: — Ve ite bunun için bu teşkilâtın Bir diktatörlük rejimi için merhale olacağını iddia etmek bir çılgınlıktan başka birşey olamaz. (**) Düşman- larımızın telmih ettikleri gibi, mes- leki korporasyonların intihap korpo resyonları halinde teşekkül edip in- tihabata ( iştiraklerini geciktirmek maksadile bu teşkilâtı tatbik sahası- | pa koymak istemediğimiz hakkmda- ki iddialar yanlıştır. Vorariberg vi- lâyetinde daha şimdiden intihabata başlanmıştır. Hiç bir propaganda ya pılmadan müntehipler reylerinin yüz de seksen, doksanı, resmi liste namzetlerine vermişlerdir. Bir sene- ye kalmaz, bütün korporasyon inti- hapları bitmiş olur, ve artık Avus- turya meselesinin halline mütesanit bir halde çalışabiliriz. — Dış siyasa hakkında biraz ma- Yümat verir misiniz? — İç siyasamız ne ise dış siyasa- mız da odur. Dostluklerm takviyesi, sulhün korunması, kollektif emni- yet, Tuna havzası Avrupanın bir çı- ban başıdır. Birçok müşküller büra- dan doğmaktadır. Buna mâni ol- mak için komşularımızla ticaret ve kültür münasebetleri temine çalış (9) Bu Fikir bu gün tahakkuk etmişti: (99) Hadiseler bunun aksini ispat etmi. “rma ? Şuşnig me sal odasında tık. Tki sene evvel Italya ve Mataris- tanla yapılan ve Avrupa sulhümün muhafazasına matuf anlaşmalaf ar- tık kimsenin meçhulü değildir. Çekos lovakya cümhuriyeti ile de hir anlaş Yunanistandaki İşçiler siyasi maksatla değil ücret meselesinden grev yaptılar Atina, 12 (Hususi muhabirimiz - den) — Selânik ile Makedonyanın diğer tütün milstahsili memleketle- rinde üç gündenberi büyük bir anar- si ve kargaşalık varâm. “Bu anarşiye sebep bütün bu divardaki tütün işçi- çilerinin grevlerine şimendifer, elek- trik, otomobil, otobüs işçileri de ka- tılmış, bu yüzden grev, şimali Yuna- nistanda umumi bir hal almıştır. Se- lânik başta olmak üzere Serez, İske- çe, Drama ve Kavala gibi şehirlerin umumi hayatı felce uğramıştır. Bun İdan başka birçok zavallı işçiler de hâdiseler esnasmda ölmüşler ve çok feci sahneler olmuştur. Şimali Yuna nistan amelesinin $on zamanlarda ikide birde grev ilân etmelerinin se- bep ve saiklerini burada hülâsa edi- yorum: 1980 senesinden beri hükümetin komünistlerle muhtelif işçi teşekkül | lerine karşı tatbik etmekte (olduğu kanun işçilerin müfrit hareketlerinin önüne geçmişti. Fakat bunlar için için kaynıyorlar ve mütemadiyen | patronlaria arılarında ufak tefek hâdiseler çıkarıyorlardı. Muhtelif te şekküller arasmda tesanüt yoktu. İ Hattâ bunlar biribirlerine rakip va- ziyette idiler, İşte bunun içindir ki, bundan evvelki grevler münferit ma hiyette kalıyor ve grev karakterini bile kaybediyordu. Fakat son zamanlarda bazı yeni amele teşekküllerinin ortaya çıkıp! muhtelif işçiler arasında bir tesanüt | tesis etmeğe muvaffak olması Yuna- İnistanm şimal taraflarındaki amele- İ ye şiddetli bir canlılık vermeğe baş- ladı. Bu yeni vaziyetin tezahürü Se- lânikte toplanan bütün tütün işçile- İrinin kongresile başlamıştı. Bu kon- grede evvelce biribirlerile mücadele halinde bulunan tütün işçilerinin muhtelif teşekkülleri birleşti, Artık simali Yunanistanda şu veya bu par- tiye mensup ayrı ayrı İşçi kitleleri kalmamıştı. Bunların hepsi “Müsta- kil tütün işçileri birliği” namı altın- da toplanmışlar ve yekdiğerlerine müzaheretlerini temin eylemişlerdi. Kongre ayni zamanda tütün işçileri meselelerinin tedvir ve idaresini bu yeni birliğin idare heyetine bıraka - rak dağılmıştı. Malümdur ki tütün- cülük Yunanistanm en mühim eko- nomik faaliyetlerinden biridir. Yu - nan tütünleri ihracatı umum Yunan ihracatının yüzde 30 una müsavidir. İ Binnenaleyh memleketin serveti nok İtai nazarından tütün meselesinin ©- İ hemmiyeti âşikârdır. Bundan dolayı dır ki, Yunanistanda tütün işçileri - nin mikdarı çok fazladır. Fakat bun- lerinin grev yapmalarıdır. Tütün iş-| i Jar öteden beri vaziyetlerinden şikâ- TA ma yaptığıma memnunuz. Bunun neticesi Çekoslovakya için memnu- niyet verici olduğu kadar, Tuna dev letlerinin istiklâlini korumak bakı- mından da şayanı dikkattir. grevin mahiyeti yet ederler ve dalma maişet sıkmti- m çektiklerini söylerlerdi.-Şu aşağı- da zikredeceğim Üç sebep bunlarm ne büyük bir'darlık içinde'bulunduk larmı pek iyi göstermektedir. 1 — Tütün işleyen fabrikaların çtan çok fazla olması, 2 — Esâsen fazla olan erkeklerin yerlerine daha ucuz yevmiyelerle ka dınların kullanılması, 3 — Tütün işçilerinin senenin an- cak dört beş aymda iş bulup diğer zamanlar işsiz kalmaları, Bu üç sebepten ikisi gündeliklerin gittikçe azalmasına sebep olduğu gi- bi bir de bunların velev ki küçük ye miyelerle olsa da senenin yedi sekiz. ayında boş kalmaları maişet busu - sunda ne kadar berbat bir halde bu- lunduklarını anlatmağa kâfidir. Selânik kongresinde teşekkül € - den tütün işçileri birliği en önce İş- gilerin gündeliklerini arttırmakla on ları maişet sıkıntısmdan mümkün mertebe kurtarmak istedi, Bugünkü yevmiyeler bizim para İle erkekler için en yükseği 100 - 110, kadınlar için de 50 « 60 kuruş raddesindedir. Birlik bu ücretlerin yüzde 50 - 65 a- rasında bir nisbet üzere arttırılması- ni istiyordu. Patronlar kabule yanaş rüadılar. Nihayet iş hflkümete inti - kal etti. Hükümet te bir hayli za- man evvel yaptığı tetkikat neticesin de erkekler için yüzde 10 - 12, kadın lar için de yüzde 5 - $ kadar bir zam yapılabileceği kararını verdi. İşçiler birliği bu mikdarı kabul etmediğin- den 15 - 20 gün evvel hükümet tek- rar gündelik meselesini tetkike ko- yuldu. Fakat bu arada grevler baş- Isdı ve telgraflarla tafsilâtı verilen feci sahnelere yol açtı. Binaenaleyh o Yunanistanda son günlerde görülen hâdiselerin yegâne sebebi maişet darlığıdır. Yoksa bazı ecnebi gazetelerinin yazdıkları gibi bunda Komünist parmağı yoktur. Filhakika komünistler hâdiselerden | istifade etmek istemişler, fukat faz- la bir netice elde edememişlerdir. Atina gazeteleri herhangi partiye mensup olursa olsunlar şimdiki Me- taksas kabinesini bu işlerden mesul tutmamaktadırlar. Bütün bu gazete ler Selânikte zuhur eden kanlı çar- prmalara polisin grevci ameleye kar şı soğukkanlılığını muhafaza ede - mediğinde ittifak etmektedirler. Fa- kat Liberal gazeteler Selânik polis âmirlerinin o Ahali partisine mensup kimseler oldukları için partieilik zih niyetile hareket ederek bu kadar İn- sanların felâketine sebep olduklarmı Ahali partisine mensup gazeteler de grev patlak verdikten sonra Selâni- ğin Liberal teşekkülleri ve saylavla- N TR İİ EİN SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Şişmanlık mı, kırışık mı? Şişmanlığın zararları hakkında ben de sizin fikrinizdeyim. Güzellik bakımından şişmanlığı beğenenler bulunsa da, insanların en çoğu gerek güzel görünmek için, gerek güzel gör | mek için, daha ziyade, şişman olma-| yı tercih ederler. Sağlık bakımından da şişmanlığın birçok mahzurları vardır. Bunları simdi yeniden sayacak değilim. Ba- zılarmı zaten sirasi geldikçe yazmış» tım. Onun için, esasından şişman olma. mak çok iyi geydir. Zaten şişman o- lup da sonradan — Eğer hekim za- yıflamakta zarar görmezse — zayıf- lamak da gene fena bir şey sayıl - maz, Yakat sonradan zayıflamanm © - hemmiyetli bir mahzuru vardır. Gü- zellik için zayıflamaya engel olabile- cek hiçbir hastalık, herhangi türlü bir sebep olmasa bile, şişmanlıktan zayıflamak İstiyenler bu mahzuru önceden göze aldırmalıdır. Bu mah- zürü zaten bilirsiniz, unutmuş olsa- niz bile yazımın başlığından hatırı- niza gelmiştir: İnsan şişmanlıktan zayıflayınca, gayıflıyan yerlerde kı- rışiklar peyda olur. Erkek derisine şişmanlık çok defa bozuk bir renk verir. Fakat kadın de risinin güzelliği derinin altındaki yağ tabakasından.. ve kadınların er- keklerden daha ziyade terlemesinden ileri gelir. Kadın saçının daha yu- muşak ve daha güzel olması bile ge- ne o sebeptendir. Şişmanlarda İse gene derinin altında yağ tabakası da- ha fazlaca olduğu gibi, ter de daha fazlaca gelir, Bunun için şişman ba- yanlarm derisi çok defa daha ger- gin, daha parlak ve daha güzel olur. Şişman bir kadın zayıflamaya baş- layınca, derinin altındaki yağ taba - kası eridikçe deri gevser, rengi bo- zulur ve derinin üzerinde kirışıklar peyda olur. Gevşiyen derinin rengi- ni düzeltmek bizim elimizdedir, deme yiniz. Sizin tuvalet masanızın üzerin deki türlü türlü pomatlar, pudralar dörinizö nekadar güzellik verseler, Gibit gözet olan “Bir derikin “Este? liğıhi, tazeliğini veremezler. İ Kırışıklara gelince, bunları yok etmek için de, güzellik mütehassıs -| 'arının ellerinde vasıtalar bulundu - yunu rivayet ederler. Ancak o vası- talar gerçekten fayda verseler de pek geç verirler. Sonra da fayda ver leri her vakit muhakkak değil- dir. Zayıflamaya merak edip de muradına ermiş, fakat daha otuz be- şine gelmeden şakaklarından kırışık lar peyda olmuş bayanları görmüşsü- nüzdür. Halbuki esasmdan zayıf olanlara bile kırkından sonra derinin altında biraz yağ tabakası pek lüzumludur. Çünkü bu tabaka kırışıkların gelme- sini birçok seneler geciktirir. Zaten şişmanlığm zararları da bir az şahsa göredir. Meselâ sarışın O- lanlarda biraz şişmanlık (güzelliği artıracak bir şeydir. Sarışmların de- rileri de daha beyaz hem de yanak- lar üzerinde pembe olduğundan biraz şişmanlık onlara daha ziyade ta76- lik verir, Karın üzerindeki, arka Üzerindeki şişmanlıklar eridiği vakit kırışık mahzuru pek büyük olmasa da, çene altındaki şişmanlığı eritmeğe kalkış- mak hiç doğru dej r. Çene altımda gerdan iki katlı bile olsa, onların yerine gelecek kırışıklar kadar can sıkacak gey olamaz. Bir de kalçalarda toplanan Şiş - manlık vardır ki, onu da eritmemek | lâzım olduğunu güzellik bahsinde en ziyade erbap sayılan artistler haber verirler. Sebebini de elbette siz ben- den daha iyi bilirsiniz. Lokman HERTM ————— Bu sene çilek ihracatı yapılamadı Ereğlide bazı çilek müstahsilleri HERGUN 8BiR ROPORTAJ ingilizlerin idama mah- küm ettiğ Mısırda 180 İngiliz lirası maaş alan, bir Camiülez- her hocası şimdi İstanbul sokaklarında sürünüyor Tanıdığım avukatlardan birile ko- nuşarak gidiyorlardı.Avukat beni gö- rilnce, yanındaki adamı, elile işaret ederek: İ — Gel, dedi, seni bir idam mahkü- mu ile konuşturacağım?.. Istanbul 80 kaklarında serbestce dolaşan bu idam mahkümu da kimdi?.. Acele işim ol- | duğu halde durdum. Avukatım benimle konuşturmak is- tediği adamm göbeğine kadar inen bir sakalı vardı. Yayvan yüzünü çer-| çeveliyen bu sakal, ona anlatılmaz bir heybet veriyordu. İçimde firküntü ile kendisini tepeden tırnağa tetkik et- tim, Baktığı yeri oyacakmış tesirini veren gözile, o da bir yandan beni sü züyordu. Nihayet konuşmağa başla. dık, Tatlı bir Türkistan şivesile sor- duğum şeylere cevaplar veriyordu: — Nerelisiniz? — Buharanm Semerkand öchrin- denim... — Admız? — Ali Zeki... —Neiş yaparsmız? — Bügün hiç bir iş yapmıyorum. Istanbula gelmezden evvel, Mısırda idim. Kıyafetimin perişanlığına bak- maym. Camiülezherden mezunum. E- limde Şehadetül'alimiye olduğu için beni Camiülezher müderrisliğine ta- yin ettiler.Yakm zamanlara kadar180 Ingiliz lirası maaş alırdım. Fakat Mr strda boş durmadım. Milli partiye gi- rip Sâd Zaglul taraftarlarile birleş- tim. Mısır istiklâli uğrunda çalışanla- Yen arasma karıştım. Bir aralık pro- poğanda için beni Sudana gönderdi- ler. Fakat, İngilizler, hareketlerimi adım adım takip ediyorlardı. Zagtu. lün başıma geçtiği milliyet cereyanı- nm kuvvetlendiğini görünce, kuşku. landılar. Bir çok kimselerle birlikte beni de hupsettiler. Fakat bir yolu- nu bulup kaçtım. ve kıyafetimi değiş- tirerek gizlice Beyruta geçtim.Fran- sızlar, Beyrutta bana çök İyi muame- le ettiler. Fakat orada daha fazla Kalama- dım. Çünkü İngilizler, gryabımda ida- ma'mahküm etmişler. Fransızlara eş- Kali vererek re ” — Bu A1'Zekİtöilikeli bir adam- dır, hemen hudud harici edin! diye ha ber yollamışlar. Istanbuldan başka sığınacak bir yer aklıma gelmediği için, Beyrut- tan kalkıp buraya geldim. — Istanbulda yerleşmek niyetinde misiniz? — Bir iş sahibi olabilsem yerleşe- ceğim. Fakat 180 Ingiliz lirası maaşı bir daha nerede bulabilirim?... Geçende bir aralık köy köy dolaşa rak Bozöyüğe kadar gittim. Orada bir köylü kızı ile evlendim. Ne denir? | Kısmet böyle imiş... Bunca zamandır bekar gez... Sonra, bir Anadolu kızı Inönü âbidesinde Söğüt heyeti Söğüt, (Tan) — Tnönü şehitler a- bidesi, her sene olduğu gibi, bu sene de civar il ve kazalardan gelen he- yetlerin Iştirakile ziyaret edilmiştir. Hazırlanan progra- ma göre, törene saat on 'Türkofise müracaat ederek, dış mem leketlere çilek ihracatı yapılıp yapı- lamıyacağını #ormuşlardır. Öğrendiğimiz göre bu sene çilek ihracatı yapılamanıştır. Geçen sene, İstanbul - Berlin arasında seferler yapan tayyarel. vasıtasile Berline bir miktar çilek gönderilmişti. ————— — rının siyasi maksetlerla İşe karışma lermin grevi bu derece vehamete gö türdüğünü söylüyorlar. Hükümet buçukta başlanmış, bir tayyare filosu uçarken Bilecik bandosunun çaldığı yas havâsı dinlenmiştir. Bunu müte- akip, il ve Hçelerden, nahiyelerden gön derilen çelenkler abide sütununa ko- nulmuştur. Bundan sonra, Eskişehir heyetin- den bir erkâniharp binbaşısı İnönü meydan muharebesinin nasıl cereyan ettiğini, çelik Verdon, Liyej istihkâm larının bile dayanamıyacağı faik bir yaptığı tetkikatta greveilerin siyasi maksatlarla hareket etmediklerini tesbit etmiştir. düşman kuvvetinin karşısında Türk göğsünün gösterdiği mukavemeti an- latmıştır. Bu arada, Atatürk ve İs- van 15-5-906 5 i adam!... Ali Zeki ile evlen... — Kaç yaşmdasmız? — 312 doğumluyum. Kırk yaşında yım demekti... Halbuki, kır düşmüş uzun sakalile, elliden fazla gösteri yordu. Bunu kendisine söylemedim.Fakat o anladı: — Bizi mihnet çökertti dedi, yok” sa Buharada kalmış olsaydım, şimdi kinden daha genç görünecektim. — Tekrar Mısıra dönecekmisiniz? Gözlerinin içinden 180 İngiliz hira smm parıltısı, bir anda yanıp sön“ dü: — Müsaade etseler döneceğim bette... > Camitilezher muallimlerinden Bu- haralı idam mahkümu Ali Zekinin di bütün ümidi, Mısırm genç Krs sirinci Farukta!. Bölki bir un? af iğ Zaizll Yağamım fs Mam Zekinin gözleri yaşarıyor: Ah, ne adamdı 0.. ne adamdı ©. Diyor. Bir aralık gazeteci olduğumu öğrt nince: Ben de gizi meslektenim.. dedi, rede EVâlemülislam xdmda bif gazete çıkarıyordum!. Vett partisinin Mısırda iktidar me küni ele geçirmesi belli.ki Ali Zekiyi çok sevindirmişti. — Inşaallah, yeniden Mısra dör memiz yakındır!. Diye söylendi. ğ Istanbul sokaklarda, eski bir cü be, başmda eski bir külâhla dolaşs* bu adam, bir zamanlar Mısırda yöf geksen Ingiliz lirası maaş alan bir C* miülezher hocası olduğuna inanmek için en aşağı yüz şahit isterdi. E... Ne demişler. Düşmez kal bir allâh?, Salâhaddin GÜNGÖF yapılan merasim 7 7 abide önünde met İnönünün bu tarihi meydani zafere alt telgrafları okunmuş, sa, Bilecik ve Söğüt heyetleri P sillerinin heyecanlı söyleriz sonra bir dakika süküt edilerek ve nihayet verilmiştir. Üzüm suyu ye” Son zamanlarda Fransada gi suyu diye alcolsuz bir içki Goy” bet görmektedir. Kahvelerde Ey“ nolarda, lokantalarda # rak ve ayri zamanda su kullanılmaktadır. Izmir Ticaret odası, nun Türkiyede *- taammümü PU teşebbüslere girişmiştir. Fakat ba bu şira olm: m? üzüm “a