ez 15.5.9386 Olacak şeyler 1940 Harbi Yazan: H. G. Wells Bu ne, Gordon, bizden evvel tayyaresi olanlar var ? Haniya uçmak imkânı yoktu os heyecanla Meri'ye o yak- — Meri, şekerim hakkm varmış! bir tayyare. Demek uçmak unu- tulmamış! Bak motöre durdu... İne- deki, İnen tayyare Gordon'un tamire Şalıştığı motörlerden çok daha baş- ka idi. Bir kırlangıçtan farkı yok-| tu. Manevralarındaki sühület bir kırlangıcmki kadar kıvraktı. Herkesten evvel kendini Strong topladı. Endişe onu harekete sevke- diyordu. Maiyetini etrafma çağıra- Tük: — Bu ne? Bizden evvel kim tay- Yareye sahip oluyor? Sen, Gordon, Uşmağa imkân olmadığını söylüyor- dun, Bu ne? Biz gönül eğlendirir-| Ken onlar çalışıyorlar, 1ş. Bak! Tayyare meydana konmuştu. Muhafizlardan birine işaret etti: — Sen, haydi git herifi yakala! İçinde. yalnız bir kişi * var. Haydi ten de git, tayyareyi nezaret altına alı Muhafızlar tayyareye doğru koş-| tular. Strong atık kendini adama -| kille toplamıştı. Bir diğerine daha Mşaret etti: — Haydi sen de koş Simon Pur-| tonu bul, Simon Burtonu istiyorum, sabuk. Meri ile Gordon elân hayretlerini | tlamamışlar, ahmak ahmak bakını-| Yorlardı. Hayatlarının tahakkuk et- MİŞ olması onları yari sarhoş et - Mişti, Gordon bu sülün gibi makina- Ya bakarak kendini bulutları ma Km, göcüyordu. Meri kocasının €- Üni tutarak sıktı, bu hareket Rok- mazarından kaçmadı. Kıs - Kançlığını tahrik etti: — Siz bana bakın! Bu mesele hak- ne malümatmız var? Çabuk Söyleyin, Strong da onlara dördü: — Evet, Gordon bent KAP derse? Oyaladın. İşte geldiler. Hani tay- ilik Unutulmuştu. o Muhakkak Win bu işten haberin var, Adamı Yakalasınlar, sizi yüzleştireceğim... yarı kendine yarı derebe- Yine cevap mahiyetinde seslendi: « — Yeni bir şey, yeni bir maki; yimek ki hâlâ daha tayyare yapıla: Beyo. Mahvolmamış yerler var ha? tasavvurumun fevkinde doğrusu, Artik uçmak kabil olmıyacağını zan- Betiyondum, Roksana sordu: Ne e pilot kim? Buraya gel- nasıl cesaret ediyor? “Bir. — “Bir -Şehir,, Snrediyorsunuz? stihfafı hisseden kadm alev gibi yüzünü genç makiniste çevir- t i bütün dünya mı Garip bir tayyare yere konmuştu. Içinde makinesi kadar garip kılıklı biri Dönüp meiyyeti ile birlikte uzak- laştı. Gordon karısının koluna girerek: — Gel, Meri, şekerim. Bu tayyare- yi her helde görmeliyim. Tayyare meydana konmuştu, fakat görmek için koşuşan çocuk, kadın ve erkeklerin vücutları, yamalı elbise - teri Gordon ve -Merinin tayyareyi görmelerine mâni oluyordu. Maamafih makinist ve karısınnı yaklaşmalarma lüzüm kalmamıştı. Kalabalık bir bıçakla yarılmış gibi açıldı ve bu aralıkta onlara doğru #lerliyen bir adam göründü. Bu her halde gelen tayyarenin pilotu idi, Gördonun nazarı dikkatini ilk çel- beden şey pilotun başımın omuzları- na kadar bir derviş külâhı gibi ba - camsı bir şeyin içinde mahfuz olma- sıydı. Bu külâh şeffaftı ve içinde pi lotun çizgileri uzamış, gecgin yüzü, ve kır saçları görünüyordu. Gordo - hun hayret içindeki gözleri pilotun elbisesine doğru kaydı. Yırtık, pa - çavralar görmeye alıştığı için yeni| gelendeki fevkalâdeliği daha iyi sez-| di. Yabancı orta asırlarda şövalye - lerin elbiselerini andıran göğsü be - line kadar düz ve kapalıbir ceket giymişti. Bu güneşte pırtl pırıl par kıyordu. Makinist bunun neden ma- mul olduğunu pek kestirememişti. Bu esnada yabancı daha yaklaşmış Strongun gönderdiği muhatızlardan | biriyle görüşliyordu. Yabancı sor - du: — Bu memleketi kim idare ediyor? Muhafız: — Derebeyi Strong. KRALIN MÜCEVHERLERİ - 22 e SÖYLEDİKLERİNİZİ een ANLATIRSINIZ TREYN MEvkUFsunuz! — Peki, onu görmek İstiyorum. — Strong beni sizi tevkif için gön- BENİM MASIZ İSBAT EDFMiY Çeviren: Nuri Mahmut derdi. | — İşte ou yapamazsın. Fakat ben kendi arzumla gidip onu göreceğim. | — Siz ister kabul edin, ister etme- | yin mevkufsunuz. Hali harpte. Yabanemın kendileri gibi görüştü. ! günl gören ve korkularını yenen| mütecessis çocuklar iyice yaklaş - mışlardı. Onlardan cesaret alan kı dmlar da çocuklarımı kaybetmemek | behnnesiyle yakm geliyorlardı. Muhafız: — Çekilin! diye bağırdı, kolunu savurdu. Pi- lot savrulan kolu yakalıyarak: — Yok dostum, ben şiddetten hoş- lanmam Dedi, ve kalabalığa doğru dönerek. — Ben de bir zamanlar burâdu yaşadım. Senelerce evvel burası bir mamure iken! İste bakın benim evim orada idi, Burada arkadaşlarım var- dr. Acaba ne oldular? Passvorthy, Harding. Tanıyor musunuz? Iki çocuk birden: — Doktor Harding, doktor Har- ding, diye bağırdılar. Thtiyar bir kadın: — Doktor Harding çok iyi bir a- damdır. Yegâne doktorumuz. Çok iyi adam, — Onu görmek isterim. Beni ona götürebilir misiniz? Meri babasının ismini işitince da- yanamadı atıldı; — Efendim ben sizi götüreyim. Doktor Harding babamdır. dedi, Yabancı genç kadmı baştan aşağı süzdü: — Hardingin kızı ha! Koskoca » man bir kız.. Vakit ne çabuk gesi: yor, (arkası va! j ” E ANLADIM, FAKAT OLDUĞUMU ECEMSİNİZ! Resmin Abdülhak Hâmid'i Artık, bizim memlekette resim ve ressamlarm zavallı vaziyeti şehrin bakımsızlığından, © yolsuzluğundan bahsetmek kadar ayağa düşmüş bir mevzu, bir mütearife ve içinden çı- kılmaz bir şey oklu. Nasıl olmasın ki, devletin bakanlıkları ve hayır cemiyetleri hiç olmazsa her sene, muhtelif resim sergilerinden, on bin | İiraya yakm tablo aldığı halde bun-| lar anbarlara atılır, mahvolur, bir galeri yapılmaz ve resimden anlyan, | anlamıyan sanki salâhiyetli imiş gibi meselâ şöyle bahseder: “Filin ve falan doğru ve keskin vizyonlarından!! ayrılmamak husu- sunda biribirlerini andırıyorlar, fa- kat eşyayı dik ve sert şeması İçinde gören gözleri, hacimlerin hendesi id- rakiiçinde kalarak şekle hüviyetini veren namer'i tesirleri kavrayamı- yoru Ve ben, bu kargaşalık içinde, res- sam denilen günahkâr nasıl olup ta boya kutusunu yere çalıp eline bir badanaer fırçası almaz ve hepimizin yüzlerini aketmez diye şaşar kalır ken, dün, ressamlarımızın en yaşlısı olan General Halil'e Viyanada açılan beynelmilel bir resim sergisinde teş- hir ettiği natürmortü için bir altın madalya geldiğini haber aldım. Ya- bancıların bir ressamımıza (göster. dikleri bu kadirşinaslığı düşünürken, garip bir tesadüf, bulunduğum tram- vaya, General Halili bindirdi. Tram- vay alelüsul kalabalıktı. Oturacak yer yoktu, Fakat bu aralık, ön sıra- lardan genç bir kız yaşlı fakat hâlâ dik ressamı gördü, kalktı, “buyuru- nuz Generalim,, diyerek onu götürdü, kendi yerine oturttu. San'atkârm memnuniyet ve ifti- harla parlayan gözlerinden, bu ka- dirşinaslık ve İMifata, elinde tuttuğu altm takdir madalyasından daha hassas olduğunu anladım, ve düşün- düm: — Niçin onlardan bu kadarcık takdiri esirgeriz? Fakat takdir, onlara sadece tram- vayda, ve Ihtiyarlamak şartile yer vermeğe değil, eserlerine yer, yani bir galeri vermekle olacaktır. Fikret ADİL Avusturyecda diktatörlük (Başı 1 incide) nı siyasi tetkikler yaptığını, söyle mekten çekinmemişti. Bu nokta üze- rinde ehemmiyetle durmak faydadan hali değildir. Onun içindir ki, Şus-| nig'in belki şimdi İtalyayı ihmal ede- rek bir Fransız - İngiliz blokuna daha ziyade teveceühkâr davranması İm-| kân dahilinde görülmektedir. Avusturya, Italyan - Habeş ihtilâ- fı esnasında İtalya İle ekonomik sa- hada teşriki mesal ederek vaziyetini hayli düzeltmiştir. 52 devletin İtal - yaya karşı zecri tedbir tatbik etme- leri Avusturyanm İtalyadaki mah- reçlerini genişletmiştir. Habeş harbi başladığı zaman Avus turyada çok bozuk olan finans işleri şimdi hayli düzelmiştir . Bu harp başlarken, devlet bütçe- N MERAK -— ETMEYİN, BİRİ # vw En 1DE BERAET ai 7? 5 Avusturyada diktatörlü Faşist teşkilâtının reisi Prens Starhemberg kabineden atıldı s——— sAşı, 1 da olduğunu beyan etmiştir. Bun- dan böyle Avusturya, iki başlı rejim den çıkarak tamamile Şuşnigin eline geçmektedir. Mumaileyhin progra mı, pertileri, siyasi kansatleri her ne olursa olsun bütün Avusturyan is tiklâli davasında birleştirmektir. Bütün bu kabine tadilâtına göre Şuşnig Avusturyada diktatör olmak tadır, Fekat bu hdisenin evveliyatı var- dır. Hatırlardadır ki geçenlerde Haymver bir itaatsizlik yapmış ve pazar günü Viyana sokaklarında Şuşnig aleyhinde nümayişler yapmış | lardı. Bunun Üzerine Şuşnig inzibati | temin etmek için Ştarhemberge dos | tane ihtaratta bulunmuştu. Başvekil | daha düne kadar İkinel derece neza- retleri bir araya getirmekten veya- hut vatanseverler cephesini yılbaşın da tensik etmekten ibaret bir prog- ram tatbiki ile iktifa etmek tasavvu runda bulunuyordu. Iki devlet ada - mı nihayet anlaşmışlar ve Şuşnig - Ştarhemberg ittifakı olduğu gibi kal mıştı. Vaziyet böyle iken Sterhem- | berg'in kendiliğinden hareket etme- si ve Şupnigi hiçe sayması, kabine| tadilâtında âmil olmuştur. Havas A- jansının verdiği malümata göre Vİ- yanadaki sefirlerden bazıları da Mussoliniye çekilen telgrafın muhte | viyatını protesto etmişlerdir. Şuşnig asıl bundan dolayı sinirlenmiştir. — | Bugün, yeni kabine azası ve müs teşarlar Cümurreisi huzurunda sada kat yemini etmişlerdir, Yeni hükü-| met, bütün milli kuvvetleri topla mak maksadını takip edecektir. Bu maksada varmak için takip edilecek siyasada birlik olması, vatanperver cephe ile hükümet organiza#yonları arasındaki münasebetlerin kat'i ola- rak tesbit edilmesi lâzımdır. Bu se- bepten dolayı Cümürbaşkanı vatan- perver cephenin idaresini ele almış- sindeki masarif 2,2 milyar şiling, ve varidat 1,9 milyar şiling iken şimdi bütçede salâh vardır. l Fakat Italyanın bugün Uluslar Ku| rumünu tehdit dltında bırakmak için Almanyaya fazla teveccüh gösterme si, belki“ Arişluss'dan “çok > çekinen Şuşnigi fazla düşündürmüş olabilir. Diğer taraftan Almanlaşmıyan A- vusturyanın faşistleşmesi, ve bu fa- şizmin Italyanm burnunun dibinde olması da aynca bir tehlike telâkki edilebilir, İşte Ştarhemberg ile olan ihtilâf bu iki cepheden mütalea olunduğu zaman dış siyasanın istikbalde alaca- ğı şekli biraz daha vuzuhla görmek kabil olur. Vaziyet şudur ki, Şuşnig memleke- tinin mukadderatını şu veya bu cere- yana birakmamak için bütün iktidar mevkiini kendi elinde toplamak İste- mis, harbiye ve harlelye nazarlık. larmı Başbakanlıkla beraber uhdesi- ne almıştır. Dahili vaziyete gelince, bu suretle Avusturya bir Faşist tehlikesinden kurtalmuş, hukümet tam mânasile katoliklerin eline geçmiştir. TAN Edgar Wallace'in Resimli romanı p TE fi e TT ÖOONAVAN WWE EDİLMİYECEKİ mi. eğ INCIDE İtır. Cilmurbaşkanmn arzüsü üzeri. | he Helmehutz'ların şefi Prens Star- bemberg bu birliğe mensup kabine azalarına, hükümet tarafımdan ken- dilerine yapılan müracaatı kabul et- hielerini emretmiştir. Yeni Şuşnig kabinesi şu suretle te şekkül etmiştir: Şuşnig, Berger Waldeneg'in uhde sinde bulunan Hariciye nazırlığını kendi üzerine almakta olduğu gibi “vatanperverler cephesi” reisliğinde de Starhemberg'e halef olacaktır. Üçüncü Şuşnig kabinesinin heyeti umumiyesi şudur: Şuşnig Başvekil ve Mili Müdafaa ve Harlelye nazırı, Barenfels: Başvekil muavini ve Dahiliye nazırı, Vatanperverler cep- hesine mensuptur. Hammert - Çuord: Adliye nazırı Hıristiyan Sosyalist fırkasından Perntner: Terbiye nazırı Hıristi - yan Sosyalist fırkasından. Resch: İçtimai Basiret nazırı, Ka- tolik demokratlardan. Draxler: Maliye nazırı, Vatanper- verler cephesinden. Stockinger: Ticaret nazırı, Hıris- tiyen Sosyalist. Ziraat Nazırlığına Hıristiyan Sos- yalist mahafiline mensup olan eski nazırlardan Foedermayr getirilmiş - tir, Bu tayin ile kabinenin tadili işi s0 na ermiş oluyor, Bu kabinede, eski kabinede de olduğu gibi, büyük Al- manya temayülünde bulunan hiç kimse yoktur. Starhemberg kimseyi dinlemeyin diyor Viyana, 14 (A.A) — Reuter A - Jansı muhabirinden: Kabinenin tadi- li haberi ortaya yayılır yayılmaz Starhemberg, Helmvehr umumi ka- ı8rgâhı vasıtasile aşağıdaki emirna- meyi neşretmiştir: Arkadaşlar, soğuk kanlılığınızı ve intizammızı muhafaza ediniz. Sizi birtakim tahriklere #let etmek iste» yenlerin bu hareketlerine müsaade etmeyiniz. Yalnız Starhembergin ve- receği emirleri dinleyiniz ve o emir iere göre hareket'ediniz; Şimdi öğrenildiğine göre kabine- nin tamamiyle istifa etmesini icap € den usul hilâfıma olarak yalnız Şuş- nig, İstifa etmiş ve Reisicilmhur Mik lastan bütün kabine azasını azletme sini istemiş, o da bunu yapmıştır. Bu da Ştarhemberg'in kendi arzus su İle mevkiini bırakmaktan imtina İ etmiş ve o mevkiden hakikaten ko- vulmuş olduğunun delili sayılmakta dır. Helmvehren'lerin mukabil hiç bir hareketleri görülmemiştir. Ge - rek Viyanada ve gerek eyaletlerde İ sükün hüküm sürmektedir. / Mussolini - Şuşnig Viyana, 14 (A.A.) — İyi malümat almakta olan mahafil, Avusturya ka binesinin tadili yüzünden Şuşnig ile Mussolini arasında bir güna ibtlâf zuhur etmiyeceğini beyan etmekte - dir. Çünkü Şuşnig ile Duçe arasında son derecede dostane münasebetler vardır. İtalyanlar şaştılar Roma, 14 (A.A.) — Reuter Ajan. sı muhabirinden: Starhemberg'in ik tidar mevkiinden sukutu, İtalyan si- yasi mahafilinde şaşkınlık tevlit ete | miştir, i Mussoliniye telgraf Viyana, 14 (A.A.) — Avusturya Ajansı bildiriyor: Yeni hükümetin başma geçen Başbakan Şüşmig Mus soliniye bir telgraf göndererek, sar- sılmaz dostluğunu kendisine temin etmiştir. Şuşnig bundan başka Ro - ma paktları politikasma devam et- mek kararında olduğunu ve bu pakt ları imza eden üç devletin menfaat- leri ve merkezi Avrupanın kuvvetlen dirilmesi için bu devletlerin dostlu - ğunu inkişaf ettirmeğe çalışacağını | SiaKAT vuku BuLDuğu GECE, TEĞMEN HALOVEL , MÜCEVMERLE- RİN SAKLI BULUNDUĞU (ODANIN KAPISINI AÇIK BuLDU vE içEni Gasii İŞTE ŞAHİT! BAY veo! HARB DIVAN BAŞLADI, ON KURYANAMATMIYIZ' Mussoliniye bildirmiştir. İtalyan gazeteleri ihtiraz gösteriyorlar Roma, 14 (A.A.) — Avusturya ka binesindeki tebeddül İtalyan siyasi mahafilinde hiçbir endişe uyandırma muştır. Çünkü Prens Starhenbergi'n tavsiyesile kabineye oç Helmverli aza girmesi eski dış siyasanımn de - vam edeceğine bir delil olarak telâk ki edilmektedir. Maamafih, gazete - ler son Avusturya hâdiseleri hakkın da büyük bir ihtiraz göstermekte ve ancak kısa Ajans haberlerini neşret- mekle iktifa eylemektedir. RESİM ALAN BU MAKINE., ALOVELİN ŞUÇLU OLMADI -