2 HERGÜN BİR FIKRA Gırılçıplak Burnu, yüzünün çerçevesinden muazzam bir sivilce gibi dışarı fırlıyan adam, hırsmdan köpürüyordu. Ona sabunlarımıza nasip olmıyan bu kö- pürmenin sebebini sordum: Hiddetinin köpüklerile karışan parçalarını yüzüme püskürerek: “ç,, harfinin — Çırrril çıplak! dedi. Yarabbi! Havsalam almıyor, almıyacak ta. Kos- koca herif temiz aile çocuklarının karşısında çırılçıplak nasıl durur? Bu- DA hangi vicdan, hangi baba, hangi terbiye, razı olur? Hay ayağım kırı- laydı da gidip bu feci manzarayı görmese idim. Konuşurken yüzüme sıçrattığı birkaç köpük kıvılcımını silmeğe çalışır ken sordum: — Kim bu çırılçıplak adam, nerede? oluyoruz? — Nerede olacak Güzel San'atler Akademisinde, hani şu eskiden Sana- yil Nefise dedikleri yerde. Benim bildiğim burada talebeye yastık üzerine yağlı boya resim yapmağı öğretirlerdi. Halbuki hangi yastık, hangi resim, çırılçıplak bir herif. Tövbe, tövbe, Bu yaştan sonra, bunu da mı görecek- tim! Akademiye “edebin destere ile boğazlandığı yer,, diyerek, hırsından kö- püren adamcağıza, orada modellerin niçin çıplak durduklarını anlatmama imkân yoktu. « Ona bir aralık kızacak oldum, fakat kızmaya hakkım yok- tu. Ona “geri kafalı adam,, diyemezdim, çünkü ben de ilk defa Akademide gıplak model gördüğüm gün kulaklarımı kadar kızarmıştım. İlk defa duvarlarında çırılçıplak resimler dolu bir resim sergisine girdiğim zaman bu açık saçık resimlere uzun boylu bakmağa terbiyem müsaade etmemişti. O yaşa kadar ne bir kimse, ne bir kitap bana “resim atölyelerinde model- ler çıplak durur,, diye bir şey öğretmemişlerdi. Milyon başına bir tek ressam ve yarım heykeltraş düşen memleketi. | mizde Güzel San'atler Akademisine kurşun boruları tamire girerken, cıplak modelin karşısında hayretinden donakalan adamı ayıplamama İm- kân yoktu; çünki bu işe hayret edenler arasmda maalesef okumuş yazmış gençlerimiz, hattâ büyük ediplerimiz de vardı. BEDRİ RAHMİ Mes'ut bir hâdise Dünkü sayımızda Ankaradan alın- mış şöyle bir telgraf vardı: »erbank yakmda toplanacak olun umumi heyete vereceği senelik raporunu Ulus matbaasında ilk defa olarak Türk kâğıdma bastırmakta- dır, Türk kâğıdı, İzmitte kurulan fab- rikanm eseridir. Kâğıt değil fakat kâğıt fabrikası, kâğıdın icadından aşağı yukarı İki bin sene sonra ve bütün Asya ile Av- rupayı dı mize gelebilmiştir. Bunu .da, birçok eserlerini gördüğümüz ve receğimiz Cümhuriyet hükümetimi- & © kâğıt fabrikasının, kâğıt değir- menleri denilen ilk ve basit şekillerin- den itibaren Asya ve Avrupayı do- taşışmı, mümkün olduğu kadar kıss A, burada canlandıralım: Aşağı yukarı Milâdın ilk senelerin- de, o zamana kadar üzerine yazmak Üzere kullana geldikleri bambu lev- halarm yerine bezi nebatlardan ya- pılmış kâğıt kullanmağa başlamışlar- dir. Kâğıdm Korede icat'edilip Çine geçmiş olması çok muhtemeldir. A Tap eserlerine göre yedinci asırda Semerkant Çinlilerin kâğıt antreposu idi ve Araplar kâğrt ihtiyaçlarını 0- radan temin ederlermiş. 712 senesin- de bu şehir Araplarm eline geçince ve Çinliler uzaklara çekilince, Semerkant a getirilen Çinli esirler ilk defa ola- rak Araplar hesabına kâğıt İmaline başlamışlardır. Bu kâğıdın hangi ne- #lardan yapıldığı pek bilinmiyorsa da daha sonra bütün islâm âleminde göhret bulun Semerkant veya Hora- san kâğıdnm paçavradan yapılmış ol duğu tahakkuk etmiş ve yapılan mik- roskopik tahliller bu kâğıtta keten veya kenevir lifleri bulunduğunu gös termiştir. Sekizinci asır sonunda kâğıt en- düstrisi Bağdada gelmiş ve oradan bütün Arabistanı, San'a ve Yemeni dolaşarak Mısıra, geçmiştir. On birinci asır başmda Kahirede kâğıt o kadar iptizale uğramıştır ki, bir Arap müellifine göre, çarşının bütün esnafı, sattıkları eşyayı mut- Jaka kâğıda sararlarmış, Ayni tarih- lerde Afrikanm şimalinde F'as şehrin de 400 küğrt değirmeninin faaliyette olduğu tesbit edilmiştir. Daha onuncu'asır başında küğrt geçmiş ise de bu memle- Zıt değirmeni ancak on #kinei asırda kurulmuştur. Bunun için İspanyada olduğu ka- dar Sicilyada, Italyada ve Yunanis- tanda kullanılan kâğıt daima Arabis tandan ithal edilmiştir. Fakat yavaş yavaş bu memleketlerde de kâğıt de- Zirmenleri kurulmuştur. İtalyadaki- lerin en eskisi Fabriano'da kurul muş olanlardır. Bu Fabriano kâğrt- Tarı uzun zaman bütün Avrupanın, hattâ on dördüncü asırda İspanyanın ihtiyacını karşılamıştır. Çünkü Arap hâkimiyeti zevale uğradıkça İspan-| ya kâğıt değirmenleri de sönükleş- miştir. Daha sonra İtalyanın Padova, Venedik ve Milâno şehirlerinde de, tabiatile, gittikçe tekemmül eden de- Bilginizi Yoklayınız Sorular — Mikron nedir? — Şimdiki Adesa şehrinin yerinde eskiden ne vardı? — Yumurta akı endüstri sahasm- da nerelerde kullanılır? — (La Belle Hâlöne — güzel Ele- 04) opereti kimin eseridir? — Parşömen nedir ve neden yapı- ur? Dünkü soruların cevapları $ — Posta güvercinleri ük olarak nerede kullanılmıştır? C — On ikinel asırdan itibaren İ- randa, $ — Fransa, Ispanya, Almanya, Ingiltere ve Italyanın ehemmiyeti i- Hbarile #ralanarak nüfusları ne kadardır # C — Almanya: 63 milyon; İngilte- re 45 milyon; Fransa ve İtalya 42 şer milyon; İspanya: 24 milyon . (tabii müstemlekeler hariç) 8 — Pirinç dünya nüfusundan ne kadarının başlıca gıdasıdır ? C — 750 milyonun, yani dünya nü- fusunun beşte ikisinin. 8 — Paristeki Eyfel kulesi ölüme sebep olmuştur ? C — Kulenin İnşası sırasmda bir amele kuleden düşerek yine İnsaat esnasmda başka bir amele ecelile öl- milştür. Bundan başka kule yapılır. ken kurtulan demir somun aşağıdan geçen bir yolcuyu öldürmüştür. 8 — Fransa mi büyüktür, Ispam- yam? C — İspanya Fransadan 46000 ki- lometro murabba daha büyüktür (tabli mtistemlekeler hariç) Lİ irmenler kurulmuştur. Cenup Al- manyesı bütün kâğıt ihtiyacını bu İ- talyan değirmenlerinden temin etmiş- tir. Kâğıt Fransaya Ispanyadan geç miş ve 1180'da bir rahip ilk değirme- ni kurmuştur, Pek az sonra cenuptan şimal doğru bütün Fransada değir- menler yapılmıştır. Almanyada ilk kâğrt fabrikası 1320 de Mayans civarmda açılmış ve 1390 da Nürenberg'de Ulman Ştromer is- minde birisi, o zaman fevkalâde bir şey sayılan su İle işler ilk kâğıt değir- menini meydana getirmiştir. On dördüncü asır nihayetine doğ- ru gittikçe kâğıt taam-| müm etmiş ve 0 za- mana kadar hâlâ kullanılmakta olan parşömeni ortadan kaldırmıştır. He- le on beşinci asırda matbaacılığın ica- dı üzerine kâğrt, zarur! bir ihtiyaç haline girmiştir. 1750 senesinde, o zamana kadar ya pılan kâğıtların sertliğini, kabalığını göstermiyen (Velen) denilen düz be- yaz ve cilâlı kâğrt yapılmış vebu u- sul 1770 te Vatman tarafmdan İngil- tereye ve 1782-1785 tarihlerinde de Reveyon ve meşhur Mongolfiye ta- rafından Fransaya geçirilmiştir. O zamândan sonra kâğıt imâli ted- rlel bir'tekemmili göstermekle bera- TAN Toros ekspresi Yarından itibaren haftada üçe çıkarılıyor Haftada iki defa işliyen Toros | ekspresi, görülen rağbet üzerine, bu aym on beşinden itibaren üçe çıka- rılacaktır. Bu süretle Toros ekspres | leri her hafta pâzartesi, çarşamba ve cuma günleri Haydarpaşadan; Pazar, çarşamba ve cuma günleri de Fevzipaşadan kalkacaktır. Haydarpaşadan kalkış sabah sa- at dokuzda olacak, ertesi akşam sa- at 16,15 te Fevzipaşaya varacaktır. Fevzipaşadan da saat 11 de kalka - cak ve ertesi günün akşamı Saat 1940 da Haydarpasaya gelecektir. “Toros ekspresi Ankaradan geçti- ği için, İstanbul - Ankara arasında bir günlük seyahatler de yapılabile- cektir. Haydarpaşadan sabah saat 9 da eksprese binen bir yolcu ak - şam saat 2142 de Ankarada ola- caktır. Ankaradan da saat 730da kalkan tren 19,40 da Istanbula gel- miş olacaktır ki, böylece ( Ankara yolu 12 saat 37 dakikaya Inmiş ola- caktır. Maarif Askeri kamplar bu sene leyli olacak Liselerde imtihanlar biter bitmez kamplara çıkılacaktır. Maarif vekâ- leti, askeri derslere fazla ehemmi -| yet verdiği için kamplar bu yi ley- H olacaktır. Buna sit tahsisat temin edilmiştir. Kamp müddeti, geçen se- nelerde olduğu gibi, on beş gündür. * Plânöreülük hakkında Rusyada yapılan bir film şehrimize getiril - miştir. Bu film Üniversite talebesine üniversitede liselilere de halkevinde gösterilecektir. Film, ayın 17 siyle 24 U arasında her gün saat 20,30 de| gösterilecektir. * Nafın vekâleti, yüksek mühen - dis mektebi talebelerinin o yalnız mektepte mevcut vasıtalardan İsti - fade ile kalmıyarak, ders program- larma halel gelmemek şartiyle, u- zun veya kısa seyahatler tertip edil-| mesini, ilmi tatbikat gösterilmesini mektebe bildirmiştir. Kızılay haftası Bir Haziranda başlıyacak ve bir hafta devam edecek olan Kızılay haftasmın programı hazırlanmıştır. Hafta içinde muhtelif o milessese vitrinlerine Kızılaym harpte ve ba- rışta yaptığı insani hizmetlere dair İ birçok timsaller konacaktır. Geçen! İ sene oduğu gibi bu sene de halka' Kızılayı tanıtacak ve âzâ kaydolun- malarını teşvik edecek levhalar bas-' tırdacak, umumi yerlere astırıla: caktır. Harp Akademisi Öğretmenlerin -;, den Kumay Yarbay Raşit, Doçent Dr. Kâzım İsmail ve Dr. Şükrü HA-; zım tarafından radyoda konferans- lar verilecektir. lerin iştirak edeceği bir toplantıda Ecza kodeksi komisyonu Ecza kodeksi komisyonu dün öğ- leden sonra sıhhiye müdürlüğünde mutat toplantısmı yapmıştır. Kimya | ıstılahlarının değiştirilmesi hakkm - da eczacılar tarafından yeniden mü- racaatlar yapıldığından bu dilekler tetkik edilmiştir. Birinci amıf ead- delerden ikinci sınıf caddelere ve han içlerine çekilen ecza depola * İrından başka, birinei sroıf caddeler- İde bulunup da yerini değiştirmiyen depolar henüz tasfiye işlerini ikmal edememişlerdir. Bunlardan bir kıs - mi depolarını eczane şeklinde İşlete- ceklerini bildirerek müsaade istemiş lerdir. a makine ve fabrikalar ancak on seki- #inci asır sonlarında meydana geti - rilmiştir.Bu fabrikalardan sonra her gün rasladığımız bin bir çeşit kâğr- dın yapılması gün geçtikçe modern bir şekil almakta bulunmuştur. İşte kâğıt fabrikası memleketimi- ize gelinceye kadar, kâğıt ve fabrika. İlarının ufak bir tarihi! görüşülerek kat'i şekli verilecektir. | Fakültelerde değişiklik Dil mektebinde sınıf mevcudu azaltılacak Bazı İniversite fakültelerinde ya- pılacak değişiklikler için kurulan ko- misyonlar mesailerine devam etmekte dirler. Fen fakültesindeki değişiklik. leri tesbit eden komisyonun mesaisi bir müddet daha uzayacaktır. Çiin - kü bu fakülteye ait işlerin tetkiki 6 hemmiyetli görülmektedir. Hukuk komisyonu, işini önlimüzdeki hafta bitirecek, raporunu verecektir. Dil komisyonu, mükarreratmı ve! e bildirmiştir. Bu komisyonun verdiği kararlar arasmda bilhassa dil mektebinde smıf mevcudunun &- zaltılması, dil derslerinin fakülteler- de dersler olmadığı anatlerde yapılma sı, mektepte takip edilen metodun da ha pratik şekle ifrağı gibi mühim maddeler vardır. Eczacı mektebinin de ihtiyacı kar- şilkyabilecek bir vaziyete getirilmesi Için rektörün başkanlığmda bir ko- misyon kurulmuştur. Dün, ilk toplan tısmi yapan bu komisyonda tıp ve fen fakülteleri dekanlarile profesör - lerden Neşet Ömer, Akil Muhtar, Lâ- yipşin, Arndt, Oberndorf ve Akif bu- İunmuşlardır. Komisyon ikinci toplan tısmı yarm yapacaktır, Bebek sergisi 8 Ağustosta açılacak Kınlay cemiyeti tarafmdan Tak- sim bahçesinde açılması kararlaşan beynelmilel Bebek Sergisi & Ağus- tosta açılacaktır. Bu sergiye Kızılhaç cemiyetleri de iştirak edecektir. Kızılay bebek sergisi için bir ko- mite teşkil etmiştir. Bu komite gü- zel sanatlar akademisi direktör Burhan Top rak, Akşam kız sanat mektebi Müdi- ri Ayşe, ressam Elif Naci,. Cemal Nadir, Münif “Fehim ve Remizden ibarettir. Komite bir iki gün içinde toplanarak sergi hazırlıklara baş- kıyacaktır. Kaza kurşunu Bir arabacı ölü bulundu Evvelki akşam Ayazağa ile Maslak arasında, İsmail adli bir arabacı, çift beygir koşulu arabasının içinde çö- melmiş bir vaziyet almış olduğu hal- de ölü bulunmuştur. Oradan geçen yolcular, arabacmm yanına yaklaş- mışlar ve kendisinin kalp durmasm- dan öldüğünü sanarak jandarmaya malümat vermişlerdir. Biraz sonra, müddelumumilik, hâdiseyi haber al- mıştır. Muavinlerden Ubeyt, tahkik: ta vaz'iyyet etmiştir. Adliye hekimi Enver tarafından arabacı Ismailin ya pılan muayenesinde, tabif bir ölümle değil, sol koltuğu altma giren bir kurşün yarasile, kanm içeriye akması neticesinde öldüğü anlaşılmıştır. İsmailin cepleri aranmış ve içinden bir Kurşunu noksan London markalı bir tabanca çıkmıştır. Tabancanın emniyet tertibatı bozuk olduğu görül- düğünden, yolda arabanın yaptığı sarsmtı yüzünden İsmailin kendi si- Iâhmdan çıkan kurşunla öldüğü kuv- vetle tahmin edilmektedir. Hâdisede herhangi bir kast ihtimali olmamak- la beraber, cesedin yine ihtiyaten morga kaldırılmasına lüzum görül müştür, Müddelumumilik ve jandar- ma tahkikata devam etmektedir. İ Tahlisiye müdürünün tetkikleri Garp ve cenup sahillerimizde tah- Usiye işleriyle yakmdan meşgul ol - mak Üzere bir aydanberi seyahatte bulunan tahlisiye umum müdürü Necmeddin, şehrimize dönmüştür. Necmeddin, beraberinde fenni ve- sıtalar mühendisi Hami! olduğu hal- de, cenup sahillerimizde Kaledonya ve Adrasau'da inşaatı bitirilen fe - nerlerin kontrolunu yapmış ve tesel lüm muamelesini bitirmiştir. Her.i- ki fener cenup sahillerimizin cok büyük bireksikliğini « tamamlamış ve çok mükemmel olarak İnşa olun- muştur, Bu sene içinde İzmir ile Ka 14-5- 986 Gi SEHİRDE OLUP BİTENLER Küçük Haberler * Usküdar maliyesinde bir tayin— Usklidar muamele vergisi hesap mil tehassısının işine o nihayet verilmiş ve yerine divanı muhasebat eski âza sından Ziya tayin edilmiştir. * Beyoğlu kaymakamlığın bir te şebbüsü — Taksim Cümhuriyet abi desine şimdiye kadar hangi cemiyet ve şahıslar tarafmdan çelenk konuldu. ğuna dair, Beyoğlu kaymakamlığı ta- rafmdan bir defter vücuda getirilmek tedir. Taksim Cümhuriyet abidesi, 1928 senesi ağustosunda açılmıştır. O va- kittenberi abideye konulan çelenk * lerin miktarı tesbit edilmektedir. Bun dan sonra, abideye çelenk koyan ce- miyet ve şahıslara bu defter imzalat- tırlacak, bu süretle güzel ve tarihi bir hatıra defteri vücuda getirilecek- tir. * Türkkuşu üyeleri çoğalıyor — Türkkuşu derslerine dün de devam © dilmiştir. Talebeler iki grupa ayrık mış ve her iki grup ta ayni zamanda ders görmüştür. Kayrt - muamelesine dün de Türk hava kurumu merkezin- de devam edilmiştir. Birkaç gün son- ra talebe adedi çoğulacağından grup“ lar ayrı ayrı zamanlarda ders gör “ meğe başlıyacaklardır. Önümüzdeki cumartesi günü öğleden sonra sast liçte Eminönü Halkevinde ilk nazari ders verilecektir. Leyli mektep tale besi derslere muntazaman gelemedik lerinden bu gibi talebenin bulunduk- ları mektep direktörlüğüne birer tez kere gönderilerek izin istenmiştir. Eminönünde tramvayların durak yerleri değişiyor Eminönüdeki kalabalığa mâni ol“ mek için tramvayların durak yerle- ri arasında bazi değişiklik yapıla" acktır. Bu arada Eminönünden Maç ka ve Kurtuluşa giden tramvaylar Eminönü durak yerinin arkasında ve otomobiller durak yeri tarafımda ki kaviste duracaklar, boğaz tram- yayları şimdiki yerlerinden yolcu alacaklardır. Bu hususta bir proje hazırlatılmıştır.”” burun ve Hibe TONU yap cak fenerlerin yerleri için de ayrı * ca tetkikat yapılmıştır. Devir hazırlığı on güne kadar bitiyor Bütün ambar ve antrepolar Haziranda Liman İdaresi emrine verilecek Istanbul ithalât.gümütiğü ambarlarından biri Hazirandan itibaren liman idaresi- | ti baş müşaviri Van der Porten İleli ne devrolunacak olan gümrük anbar ve antrepolarınm devir hazırlıklarma devam olunmaktadır. Liman umum müdür muavini Hâmit; tahmil tahli- ye müdürü Zihni, antrepolar şefi Hü- samettin ve gümrük erkânından ba- zlar: dün gümrük baş müdürü Mus- tafa Nurinin riyasetinde bir toplantı yaparak bu işe alt esasların tesbitine başlamışlardır. Devir hazırlıkları on güne kadar bi tirilerek tasarlanan proje her iki da- irenin mensup olduğu vekâletlere ar- zolunacak ve tasvip olunduğu takdir- de bir hazirandan itibaren anbar ve antrepolar tamamen liman emrinde çalışacaktır. İzmir llmanındaki tetkikler Şehrimizde bulunan İktiset Vekâle- man işleri umum müdürü Raufi Man yası ve deniz ticaret müdürü Müfit Necdet Pazartesi günü Ankaraya gi- deceklerdir. Baş müşavirle müdürler, İzmir li- manında yapılan tetkiklerin neticesi- ne sit raporlarmı hazmrlamışlardır ve Ankarada vekâletle, bu husus ü- zerine temas edeceklerdir . Tahsile giden gençler Denizyolları hessbma Avrupada gemi inşaiye ve makine mühendisli- ği tahsil etmek üzere gönderilecek ta- lebeden gördü, dün Köstence yolile Berline hareket etmişlerdir. Bunlar. dan Musa ve Zekâi gemi inşsalye mü- hendisliği tahsil edecekler, Mübey'yin Ferit ve Mehmet Basir de makine Ne Dersiniz * Gece, eczane.. Bir okuyucumuz bize diyor ki: “Nişantaşında oturuyorum. G gece çocuğum hastalandı. Doktor trdim, Reçeta yazdı. Lâkin ee£ merede?, Gazeteleri karıştırdım. Iamadım. En yakın eczaneye gi (Kurtuluş eczanesi) olduğunu dım. Tramvay yok. Taksi bulı Yaya olarak (Kurtuluş) a gittim. reket dönüşte bir boş otomobile tadım da eve onunla geldim, P© benden evvel Maçkadan altı müs” daha gelmiş olduğunu söyledi. AS ve acele olmıyan vak'alar için kadar beklenir diyelim. Lâkin Şaşlı adam, bir kalp hastalığı, bir kir bir sile Maçkadan, Nisan! Kurtuluşa kadar gece nasıl gide” lir ve hasta o zamana kadar bekler?. Gece nöbetçi ri |lent ve Necdet ismindeki sl genç te bugünlerde yine reket edeceklerdir. Alman geye” de staj görecek olan makinist zat ile, diğer bir kaptan da bi” mühendisi olarak yetiseceklerdir. Bü- ya kadar Almanyaya gidecekleri” J