13 Mayıs 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

13 Mayıs 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TAN EKONOMİ PİYASA VAZİYETİ Türkiye - Almanya araşmda yeni bir ticaret anlaşması yapmak için/ yapılan müzakerat bitmiştir. Yeni | ticaret anlaşması, iki memleket ara- sındaki münasebetleri daha ziyade genişletecektir. Alman anlaşması, piyasada iyi bir tesir bırakmıştır. Bil bassa yapağı, tiftik, fındık, üzüm fi- yatları tekrar yükselmiştir. Bu sene Almanyaya ihraç edeceğimiz madde- ler arasmda buğday da bulunmakta- dır. Ziraat Bankası buğday ihracatı için şimdiden hazırlıklara girişmiş - tir. Kambiyo borsasında Birkaç gündenberi kambiyo ve es- ham borsasında durgunluk vardır. Ünitürk üzerine Paris borsasından 240 frank kadar fiyat gelmiştir. Dün ve evvelki gün de Ünitürk üzerine ayni fiyat gelmişti. Halbuki bir haf- ta evvel, kuponların tediye zamanı yaklaştı diye Paris borsasmdan Üni- türk Üzerine 280 frank kadar gelmişti, borsa acenteleri birkaç gün evvelki fiyat yükselişinin sebebini Pi borsacılarmın bir hava oyunu- na atfetmektedirler. Anadolu Demir yolları tahvilleri üzerine ehemmiyet» li denecek derece iş yoktur. Cümhu- riyet merkez bankası tahvilleri son günlerde çok satılmaktadı?, Bu tah- | villeri satın alanlar arasında banka- lar da bulunmaktadır. Yağ fiatleri ucuzluyor Piyasada et ve balık fiyatlarının | ucuzluğu yağ fiyatlarına çok tesir etmiştir. Trabzon yağlarının toptan kilosu 70 kuruşa kadar satılmakta- dır. Halbuki Trabzon yağları bir ay evvel toptan 110 kuruşa kadar satı- lıyordu. Henüz piyasaya bu sene mahsulü olan yağlar gelmemiştir. Şimdiden fiyat 70 kuruş olursa, bir ay sonra yağ fiyatının daha ziyade ucuzlayacağı anlaşılmaktadır. Bir yoğ taeirinin söylediğine göre, bu se ne toptan piyasada Trabzon yağı 50 kuruşa kadar satılabilecektir. Bu su retle, bu sene en ucuz yağm satıldı- ğı bir sene olacaktır. Üzüm ve yapak Piyasada stok yok muamele yapılamıyor Istanbul yapak piyasası sağlam. dir, Fakat piyasada stok bulunm. dığından fazla muamele yapılama- maktadır. Fiyatlarda geçen hafta- ya nazaran bir değişiklik yoktur. İnce Trakya malları üzerine alivre satışlara devam ediliyor. Piyasa yükselmek istidadındadır. Son fi- yatlar: Anadolu İnce Anadolü Trakya 53-54 55-57 6ö -67 # son hafta içinde hararetlenm fiyatlar da yeniden yükselmi Bon fiyatlar 62,5 - 63 kuruştur. swcıklar geçen haftaki gibi 70 ku- ruştur. Piyasanın durumu £sğiam görünmektedir. Mersin mmtakası piyasası istekli- Âdemle Havva zamanlar okumak için birçok roman lar, tarihler arayıp buluyor. Bazan ben okuyorum o dinliyor, münakaşa lar yapıyoruz. Hayal kendini olarak göstermiyor . Buluştuğumuz zaman çılgın gibi onu kucaklıyorum. Ona o kadar yenilmez bir düşkün- lüğüm var ki. İstiyorum ki onun yanında kalayım, Niste o sandal ge- zintisinde duyduğum hisler bütün tazeliğile damarlarımda, Fakat bu kâfir kızda ne anlaşılmaz, ne sökül- mez bir ruh var. Tk gördüğüm zaman o kadar ya- km göründüğü halde bir an içinde insandan uzaklaşan o hali bir tür- lü gitmiyor. Şimdi daha (garip bir huy edindi. Beni görür görmez hep ciddi şeylerden bahsediyor. Şa- kalaşmama bile fırsat vermiyor. Sanki iki nişanlı değil, iki mektep arkadaşıyız. Öyle mektep arkadaşı ki, biribirleriyle hiç de gönül bağ- f larmı sadece bir sevgili! İncir istihsalâtı 3 üncü dereceyi Bu sene dış memleketlere 4 milyon 496 bin liralık incir ihraç edilmiştir. Mikdar itibarile ihraç edilen incirin yekünü 37 milyon 278 bin kilodur. Şimdiye kadar en çok incir ihraç et- tiğimiz sene olarak 1910 senesi tes- bit edilmişti. O sene ihraç edilen in- cirin mikdarı da 35 bin tondan iba- retti. Halbuki geçen yıl 37 bin ton ihraç edilmek suretile en çok İncir ihraç ettiğimiz bir yıl olmuştur. in- cir, ihracat maddelerimiz mikdar ve değeri itibarile üçüncü de receyi işgal etmektedir. Türkiye in- cirlerinin en büyük müşterisi Al- manyadır. Halbuki birkaç sene evvel bu mevkii Amerika işgal ediyordu. Son birkaç senedenberi Amerika nü- fusu incirlerini himaye maksadile Türkiyeden az nisbette incir almak- tadır. Bugün Amerikâ. incir müşt rilerimiz arasında dördüncü derece- de gelmektedir. Bundan başka İngiltereye olan i cir ihracatımız da azalmaktadır. kat buna mukabil Fransaya olan İı cir ihrcatımız çoğalmaktadır. İncir, İzmir, elleme, paçal, naturel olarak dört nevidir. Bir de hurda incir vardır bu da beş nevi üzerinedir. Bu nevile- ri rençper, incirler bahçede sergiden toplayıp çuvallara doldururken bu beş neviyi biribirinden ayırır. İzmir piyasasında bu namlar üzerine satış yapılır. Lâkin alıcı tacir nam üzeri- ne ayrılmış çuvallara satıcı mağaza #ında muayene ederek kendi hesabi- na muvafık bulduğu takdirde pazar- lik eder slır, Bu suretle incir satm almanın sebepleri şunlardır: A — Rençper inciri çuvala doldu- rurken çuvalların alt, üst kısımları- Ba o cins incirin iyilerini, orta yeri- ne de fena cinslerini koyar. Bunlara, ağızlık ve dip namı verilir. Bu hal ay ni zamanda ihracatçı tacirlerde de vardır. Bir kutuyu işçi işlerken ku- tunun alt kısmına o kutuya mahsus incirin iyilerinden ortasına 'da Tena- ek kor. En üstünede da- ha iyilerini yerleştirir. Buna da alt — a —— ————— yükselmiştir. Son fiyatlar şöyledir: Mersinde Anadolu kirli yapak Konyada yapak 46,315 Konyada güz yünü 60,0 DIŞ PİYASALARDA — Ham- burg'tan Türk yünleri üzerinden az teklif alımdığı, bunun da Türkiyede stok mal kalmadığından ileri geldi- nin zannedildiği bildirilmektedir. Italyanm Cenubi Amerika piyasa- larında bir miktar yün mübayas- tmda bulunduğu bildirilmektedir. Italyanm iç piyasasında işler mah- dut devam etmektedir. Tezgâhlarda bulunan bulunan taranmış yünler. de bir milddettenberi değişiklik yok gibidir. Bu hal işlerin ağırlaştığına delâlet etmektedir. Merinos mevcudu çok azalmıştır. 52.66 , | Son yün fiyatları kilo başma ve li- : İret olarak şöyledir: 24,00 - 25,50 2.50 - 23,0) 21,75 -22,00 2100-2125 14,75- 18,00 Foggia nev'i Visso âlâ 1 inci nevi Visso orta nevi Adi nevi Kirli nevi O kadar çekingen oldu ki, alay ediyorum: — Müsaade edersen artık seni “Yeryem,, diye çağıracağım. Hani şu kiliselerde önlerine mumlar diki- len mukaddes Meryem! Ne demek istediğimi anlıyor. Fa- kat o kafada neler dönüyor bilmem ki! Ne yapıp yapıyor, lâkırdıyı de - İ ğistiriyor ve biz yine karşılıklı ders müzakere eden İki mektep arkadaşı oluyoruz... Iki mevsim böyle geçti. İstanbulda nihayet bir lise talebe- siydim. Fakat hayatım serbestti. He le tatil aylay tatlı bir haylazlık için- de geçiyordu. Avrupaya gelirken arkadaşlarım bana haset ediyorlar; — Yaşadım yine. Artik Istanbul- daki maceraları unutacaksın! diyor- ardı, İstanbuldaki, İzmirdeki macera » ları unutmak için Avrupaya kadar gitmeye hacet kalmadı. Daha bizim hudutları çıkmadan unuttum. Haki- kat, şimdi o günlere âit bir kadn ve bir kiz hatırası taşımıyorum. Hayal bir ağaç kurdu; gibi girmiş. Beni kemiriyor. Muhakkak İarı yok. Müzakere, mütales, bol bol haya almak, böyle! Bugün onunla nişanlıyım. | bu çocu Yazın İstanbula gidince nikâhlana -' hazırlıklar onun bir el işareti, bir arasında | piyasasmda süzme, | ve ihracatımız İncir ihraç maddeleri arasında işgal etmektedir | üst mostrası namı veri | B — Incir çuvallarından nümune almarak nümune Üzerine satış yapıl- sa, yani elleme incirlerin çuvalların- dan birer mikdar nümunelik çıkarı- İp alıcıya elleme incirdir diyip sat- mak istenilse alıcı da o nümuneye bakarak bu incirleri alsa çatlak, ya- nık, hastalıklı incirin yüzde 4,5 nis- tinde mevcut olduğunu görür. Bu suretle bozuk çıktığı görülen mal tabi ihracatçının işine yaramadığı in geriye iade edilir. Fakat bu iade İ edilen mala borsuda bir daha talip| İ çıkmaz. Sigorta şirketlerinde 'yapılan tahkikat isst Vekâleti teftiş heyeti reisi buradaki işlerini bitirmek ü- r. Aldığımız malümata göre, Hüsnü Yaman Türk milli sigorta şir keti ve gerekse Föniks hakkında bü- tün sigorta şirketleri hakkmda ya- n tahkikatı bir rapor halinde ve- kâlete verecektir. Bu raporun tet- kikinden sonra, evvelce de yazdığı »| mız gibi, sigorta kanunlarına yeni hü kümler ilâve edilecektir. Sigortacılık âleminde son çıkan hâdiseler Üzeri- ne ecnebi sigorta şirketleri hakkın - da, sigorta kanunlarına yeni hüküm- ler ilâvesi zaruri görülmektedir. Bil- hassa ecnebi sigorta şirketlerinin ih- tiyat akçelerinin Türkiyede bulun- ması mecburi olacaktır. Tiftik piyasasında hararetli işler oldu İstanbul tiftik piyasasmda son hafta içinde çok hararetli işler Ool- İ muştur. Bu isteğin bilhassa Fransa İnm taleplerinden ileri geldiği bildi- rilmektedir. Son hafta içinde talep- ler çok âttatış ve Almanya için mal alanlar ikinci plâ Fiyatlarda 3 - 5 kuruş kâdar bir yükseklik görülmüştür. (Piyasaya gelen mallar derhal satılmaktadır. Hafta içinde yapılan alış veriş miktarı 2.300 balya kadardır. Son fiyat durumu şu suretledir: Oğlak 91-98 Birinci mallar 88-92 Orta mallar 84-8 Yağlı mallar 73-176 Sarı mallar 72-75 Derili mallar 65 kuruştur. DIŞ PIYASALARDA — Ham- burgta piyasada mevcut tiftiklere fazla talep gösterilmektedir. Yükle- me mallara dahi istek vardır. Istan- bul tiftik piyasasmın Fransa, Ingü- tere ve Rusyadan önemli telepler geldiğinden çok sağlamlaştığı bildi- rilmektedir. Türk ihracatçıları son hafta yaptıkları tekliflerde bir haf. ta öncesine karşı daha yüksek fiyat istemişlerdir. İstenen fiyatlar 100 kilo başma cif Hamburg şöyledir: Oğlak birinci nevi 100,00 Karahisar birine nevi 86,00 Kastamonu İ 94,00 Ankara iyi average 00,00 dada geçiriyoruz. Fakat bugünkü vaziyette bile ona trendeilk gör- düğüm zamankinden daha yakm de- gilim. Bilmiyorum nasıl oluyor. Kendime şaşıyorum. Ben ki tanıştı. ğım ve gözüme kestirdiğim kadınla- ra karşı hiç de beceriksiz değilim. Hattâ bu yüzden bana küstah, hay- dut diyen kadınlar bile çoktu. Fakat bu kadınlar bana küstah, haydut, İ zorba derken bile öyle istekli, arzulu bakışlarla benden kaçmak isterlerdi | ki beni itmek için uzanan elleri yâ- İ kamr tutup çeker, benden kaçmak i8 tiyen ayakları ayaklarıma takılıp kösteklenirdi. Ben kadınların çoğunu böyle ta - nıdım. Kimbilir belki de böylelerine tesadüf ettim. Fakat Hayal o bir muamma! Karşı karşıya, diz dize, göz göz! yiz. Haftann dört gecesi bir oda nin havasını teneffüs ediyoruz. Fa- kat buğün de ona dünkü kadar u- zağım. Bazı akşamlar yemekte fazla şa- rap içiyorum. Ona da Içirmeğe çalı- şıyorum. Muhakememi, irademi, şu- İ urumu çürütmek istiyorum. Bütün kça, çocukça değil budalaca kalmışlardır. | BORSA - PİYASA 12 MAYIS SALI Para Borsası Anı 627— 125 İran 1btm 20 Belçika frangı 80,— 0 Drahmi 20 20 İsviçre fr. 815.— 20 Çek kuron 20 Ley 20 Dinar Liret vesikalı Florin Avastarya gilin Mark Zleti Pengo Leva Y. Sterlin Dolar 20 Fransız 627, 125,50 167 190, 52.50 22— ,— 21 22 22 32 yp Alim 910, Banknot 241 Çekler Paris üzerine İngiliz Üzerine Dolar Liret Belga Cenevre Lava Florin Çekoslovak Avusturya Marke İsveç kuronu İspnaya pezeta Esham İş Banka Mi Pu vE Anadolu .2— 20 0.50 n715 “.— ..— 19,75 7,85 iü. Kupon kesik N Hamiline 1m Ki Şirketihayriye Tramvay Bomonti Nektar Kupon kesik Terkos 1239 Aslan Çimento 1040 Merkez Bankası Kupon kesik 63.— Osmanlı Bankas 26,50 Sark Merker Ecranesi 445 İstikrazlar Türk Borcu 1 nu ” mı İstikrarı dahil! Kuopo kesik Ergani A. B.C | Svanlirmurum Kupon kesik 23,17,50 2190 22— 9450 95 95.15 Mısır Tahvilleri 2mm6 0 —— 1903 II K. kesik 8850 1911 TEK. kesik“ #30 Tahvilât Rihtrı Anadolu 1 ve gi aden. kesik u Anadolu M Müreftede petrol bulundu Haber verildiğine göre Müreftede yapılmakta olan petrol araştırmala- rı müsbet bir yola girmiştir. Petrol arama grupu sondaj yaparken bur- gu kulesinin tepesine gazlı çamurlar fırlamaya başlamıştır. Burgu kulesi 27 metredir. 120 metre derinlikte petrol olduğu anlaşılmaktadır. Ame- rikalı mühendisler tetkikler yapmak tadırlar, Tahlisiye direktörü döndü Çanakkale Boğazında yaptırılan ve yaptırılacak olan fenerlerin devir muamelelerile bizzat meşgul olmak Üzere Çanakkaleye giden tahlisiye umum müdürü Necmeddin din şeh- rimize dönmüştür. Umum müdürün bugünlerde Karadenizde bir seyaha- te çıkması muhtemeldir. dudak büküşü ile sönüp gidiyor. Bu kaz fil, aslan, pars gibi vahşi hayvan mürebbiyelerine benziyor. Benim gibi ele avuca sığmaz bir ha- şarıyı hafıza döndürüyor. Mektepte, bir Ahmet Nureddin vardı. Çok ter- biyeli, sıkdgan bir çocuktu. Arka- daşlar bir hafta onu kandırıp bira içirmişler, fakat Obiranm © içine votka karıştırmıslar. Ahmet Nurettin adamakıllı çakir keyf O - Tunca başına bir sokük yosması sar- mişlar, Arkadaşlar Ahmet Nuretti- nin kızdan kurtulmak için çabalayı- şini anlatıyorlar, O görülecek'bir â- lemmiş. Kız Ahmet Nurettine ilânı aşk et- tikçe zavallı kan ter içinde yarı is- tekli, yarı ürkek: — Ayıp, ayıp! Diye hem yalvarır, hem süzülür. müş. Mektepte herkese bir ad koyduk- ları gibi ona da “Hafız,, adı vermiş» tik, Sofuca, utangaç biri oldu mu adı hemen: — Hafız! Olurdu. Hayal de beni bu kadar maceradan sonra hafız yaptı. Bir ak şam, bir pazar akşamı onun pansi- yonuna gene keyifli dönmüştük. Britanya otelinde verilen balodan | miş olacak ki kaydile gönderilmesi ve mümkün oldi Istanbuldan Ka, Göncü imzasile: “28 yaşındayım. Lise tahsili yap- tem, Uzun boy, geniş omuzlu erkek güzeli bir gencim. Halen bir devlet memuruyum. Bir aileyi rahatça ge - girecek kadar maaşım var, Genç bir kızı seviyorum. Evlenmek için sözleştik. Fakat benim ağzım ko kuyor. Bittabi bu şekilde evlenilmez. Kısı da çok seviyorum. o da beni 46- viyor. Yalnız ağzımın koktuğunu his sederse benden nefret edeceğinden korkuyor ve evlenmeğe cesaret ede- miyorum, Buna bir çar var mıdır? Ne yapayım? Ağiz kokusu hakikaten çekilmez, ya dişleriniz çürlüktür, yahut mideniz bozuktur. Bir doktora gidiniz. * Neşredilmiyen mektuba cevap Istanbuldan Aysel imzasma: Her geyden evvel kemanımızı eli - nizden attığınıza çok iyi ettiniz. Son ra da, kâdere karşı, bilhassa içtimaf kaidelere karşı mücadeleye girişme- lırsınız. Sevdiğiniz genç, bunu anla- izinle daha fazla mü- nasebette bulunmamağı tercih etmiş. Eğer muhakkak onubu fikrinden vazgeçirtmek İstiyorsanız ve sevdi - giniz genç ingilizce biliyorsa — ki siz biliyorsunuz, değil mi? — Ona Charles Morgan'n Fountain isimli kitabını alıp gönderiniz. Okusun. (Bu eserin fransızcası da vardır.) * Sevgilim askere gitti Eskişehirden L, M. imzasiyle: “Bir delikanlı ile seviştik. Şimdi âskere gitti. Ilk zamanlar mektup yazıyordu. İki buçuk aydır, birçok kereler mektup: yazdığım halde bana cevap vermedi. Birbayka dekikamiı da benimle alâkadar oluyor. Ondan ümidimi artık keseyim mif,, Askerde olan sevgilinize son bir defa daha mektup yazar, cevap ver- mediği takdirde onunla alâkanızı keseceğinizi ( bildirirsiniz. (Fakat bundan evvel, bir defa, bir yolunu bulup doğru adresini öğreniniz. Bel- ki kıt'asmı filân değiştirmiştir de mektuplarmız eline geçmemiştir? Adresini öğrenip de onunla alâka- nızın devam edip etmiyeceğini anla- dıktan sonra kendinize bir hattı ha- reket çizersiniz. » Evlenmekten korkuyorum İzmirden N. C. A, imzasiyle;: “Evlenmek üzereyim. — Nişanlım hoş bir genç. Onu seviyorum. Bana karşı çok iyi davranıyor. Yalmız, in- sanların evlendikten sonra, nişanlı oldukları #amandan başka türlü ol duklarını çok gördüm. Hattâ, anam ile babam bile bi kaide haricinde kalmadılar. Tereddüt ediyorum,iye dersiniz? Size, bu kaideye bir şaz olmanızı temenni ederiz. Tereddütleriniz, hem yerinde, hem değildir. Hayatınızı betbaht etmemek için teredditleriniz. geliyorduk. Çok içmiş, çok danset- Artık dayanamadım: — Peki Hayal, dedim. Nişanlıyız, yarın öbür gün nikâh olacağız.bütün bu formaliteleri bir yana bırakalım. Nihayet biribirini seven insanlarız. Bu bile mes'ut etmeğe kâfi. Neden biribirimize bu kadar yabancıyız. O bu telâşımı temelinden hallet- ister gibi yanıma sokuldu. El- omuzlarıma koydu. İçinde bin | bir rengin kaynaştığı nergis gözleri- ni gözlerime dikti. Kalbim çarpıyordu. Onu kendime bu kadar yakın ve bu kadar samimi görmemiştim. Tatlı, yumşak, seven bir sesle de- di ki; — Sevildiğini anlıyan İnsanlar o- nun'zevkini israf etmezler Kâmıran. Mes'ut olmak için sevginin manevi lezzetini tatmak kâfidir. Bugün ve yarm, ben senin eşinini.. Bütün var- lığımla seninim. Seni temin etmiye lüzum görmem ki, hayatıma senden başka bir erkek karışmasına imkân yoktur. Bugün mes'udum. İtiraf e- derim ki, bugüne kadar ömrümün yiniz. Bugünkünden daha fazla kırr| (Bu stitunlar için gönderilecek mektupların “Evlenmeler sütununa” luğu kadar kısa olması rica olunur) Ağzım kokuyor, ne yapayım? yerindedir, herkesin evlendikten son- ra mes'ut olmadığı kanaati için ye- rinde değildir.Insan, sandet ve felâ- keti biraz da kendi hazırlar. Siz sa- adetinizi hazırlamağa çalışınız vo.. evleniniz. * İtiraftan çekiniyorum İzmirden Şilkran imzasiyle: “Evlenmek üzereyim, 26 yaşında- yım. Nişanlım beni nekadar seviyor- 34 ben de onu ayni derecede seviyo - rum, Bu, tamamen mütekabil ve hiğ bir menfaate dayanmıyan bir aşktır. Yalnız nişanlımla tanışmadan dört sene evvel, başımdan bir macera geç- ti, Birisiyle seviştik, evlenmeğe ka- rar verdik. Aramızda tamir kabul etmez hâdise oldu. Fakat o, benim- ie evlenecekti. Buna emindim. Ld- kin nişanlım bir otomobil kasasında öldü, evlenmek ihtimali kalmadı. Şimdi, yeni nişanlıma bunu söyliye » yim mi? Acaba söylersem benden soğur mu? Onu kaybetmek istemiyo« TUM. Hayatımızı teşrik edeceğiniz biri « #ine karşı bir şey gizlemeniz doğru değil, Hele bu kimse sevdiğiniz bir kimse ise, Hem siz söylemeseniz de o farkına varmıyacak mı dersiniz. O zaman kendisine ne cevap verecek» siniz? Yalnız, her geyin bir usulü, bir yolu vardır. Kendisiyle, bir gö - rüşme esnasmda meselâ, bir erkek sevdiği bir kadının mazisine de hâ * kim olup olamıyacağı meselesini or- taya atarsak bu bahse gelebilirsiniz. Yahut kendisine dul olduğunuz tak- dirde sizi sevip sevmiyeceğini sorar- smız, Her halde kadınlık zekânız, 0 na bu hadiseyi münasip bir lisanla söyliyecek vesileyi bulduracaktır. * Çocuklarım yüzünden evlenemiyorum Aksaraydan K. N. imzasiyle? “Kocam bundan sekiz sene evvel öldü. Uç çocuğum var. Onları büyüt tüm, okuttum. Kırk yaşındayım. Ço- cuklarımın en küçüğü 19 yaşında - dır. Uçü de çalışıyorlar, ekmek pa“ yalarım kazanıyorlar. Ben ise tek- yar evlenmek niyetindeyim. Lâkin, bütün talipler çocuklarımdan çeki * nerek evlenmek istemiyorlar. Bem kadın olduğum halde onları bu hale getirdim, şimdi, hiçbir kimseye yük olmıyacak vaziyetteler, erkekler o” ten hürmete değer cesur ve iyi bir kadınsınız. Yalnız şurasını da ilâv9 etmek isteriz ki, evlenmek istediğini adamın çocuklarınızı o İstememekte bir dereceye kadar hakkı vardır. Talipler dediğinize göre oldukça gü” zelsiniz. Yapacağınız şey şudur: Ms- dem ki çocuklarınız artık kendileri" ni idare edecek bir vaziyete gelmis” lerdir. onlar sizin saadetinize mâri olmamalıdırlar ve sizden ayrılmalı” dırlar. Bu takdirde siz de hakkm olan rahata ve mes'ut bir (o yuvay& kavuşmuş olursunuz. Zannetmem Kİ çocuklarınızı görmenize sonradan bi” mâni çiksin. bu kadar mes'ut saatlerini yaşam” dım, Fakat yarın ne olacağını bilm” yorum Kâmıran... Sen tehlikeli bİf mahlüksun.. Ben kıskanç bir kızım Duyduğum saadeti zehirlemekte korkuyorum. Kadınlar çok 78) mahlüklardır. En kuvevtli silâblari gururlarıdır. Fakat onuda kendi sevgileri mahveder. Ben çok alm” gan, çok mağrur bir kızım Kâmırs” Bana gururumun ıstırabı duyu” ma! Gözleri yaşarıyordu. Içim parçalanır gibi öldu. Onu bu kadar meyus ve sa! görmemiştim. Gözlerinden her man neş'e taşan Hayalin ne için kanayan bir ruhü varmış. Boğazım düğümleniyor, uoluyordu: — Hayal beni o kadar kal sanıyorsun, diye kekeledim. omuzuma bıraktı. Göğsünün yaralı bir kuş için gi psiz Baş” giri pınışinı hissettikçe gözlerin Y yordu. Bu güzel başın ıstırap tiğini görmeğe tahammül ede” dim: — Hayal, Hayal diye hay iy” rd Dünyuda hiçbir şey senin sahi / bozamaz. Bunu yalnız seni seve vi (Arkası v8

Bu sayıdan diğer sayfalar: