6 TAN talyan zaferi karşısında dünya! Habeş meselesi tamamiyle halledilmiş telâkki edilemez Fransız, Alman, Rus Daily Telegraph'dan: Dünya basını Italyanların kati galebesi ile Habeş - Italyan mesele- sinin halledilmediği kanaatindedir. Muhtelif Fransız, Alman, Rus gaze- teleri başmakalelerinde o Avrupanm yeni bir giüşkülle karşılaştığını te- barüz ettirmektedirler, Fransız Basını: “İtalyanın tesirialtında olan birçok | gözeteler muayyen bir yol göster mekten ve İtalyan istilâsmın doğu- rabileceği musyyen neticeleri kay- detmekten. ictinap ediyorlar. Yalnız, Kalyan galebesinden sitayişle bah- sediyorlar, Kralı “Action Française” diyor ki: İtalyan ordusu muzafferdir.' 1915 - 1918 senelerinde Fransız or-İ dusunun . silâh arkadaşları, Habeş gaz | im ö vahşeti karşısmda Umumi Harpte| f Alman barbarlığma karşı kazandı- ğımız ayni galebeyi kazanmışlardır. “Le Jour”: Bir şey açıktır; Ingil terede Uluslar Kurumu taraftarları bundan birkaç ay evvel Laval - Ho- are plânını suya düşürmeselerdi va- giyet Londra lehine bugünkünden daha müsait bir şekilde halledilmiş olurdu, diyor, “Paris-Soir” siyasi muharriri ise, vaziyeti başka bir zaviyeden görü- yor. Uluslar Kurumunun karşılaşa- cağı en çatallı mesele Nil meselesi imiş, Musolinin “Habeşistan bundan sonra Italyanındır., sözlerine işaret eden muharrir şayet bu sözler Ha- beşistanm ilhak edileceği demekse, Cenevrede Paul Boneour ve Flande- nin vaziyeti çok güçleşeceğini iddia edip ilâve ediyor: İ İngiltere uzun müddet Kurumu 18- lahtan bahsetmiştir. Eğer Ingiltere Uluslar Kurumunu diş siyasasının temeli yapmaktan vazgeçerse Al manya ile doğrudan doğruya'bir an- Jaşma yapmağu mecbur. olacaktır. Fransa bu iki devlete tâbi olmak zurunu hissederek İtalya yalnız kalmış olacaktır. Halkçı . cephesinden müteşekkil bir hükümetin İngiltere aleyhine bir Fransız - Halyan politikası gütmesi tabii beklenemez. Onun için Musso- Tini yalnız bir askeri galebe istihsal etmekle iktifa etmeyip galebesinin gekil itibarile de dürüst olmasına dikkat etmeli idi. Esasen İngiltere Adisababanm işgalinden çok evvel Fransız hükümetine müracaat ile Malya ile Uluslar Kurumu tarafın- dan kabulü kabil üç taraflı biran- laşma “yapılması için o Fransanm Mussolini nezdinde tavassutunu İs- temişti. Alman Basını: Alman efkârr umumiyesi Mussoli- ninin Habeşistandaki galebesinin te- Biri altında kalmışsa benziyor. İtal -| yan muzafferiyeti Uluslar Kurumu- | nun mütereddit siyasasma karşt bir galibiyet addedilmektedir. Ayni za- manda Mussolininin askeri galebe Üzerine diplomatik çarpışmalarda da lip geleceğine dair emniyet vardır. Iddia edildiğine göre “emri vakiler” siyaseti daima nihayette galip gelmeğe müsaittir, “Deutsche Allgemeine gu mütaleayı ileri sürüyor: Italyanm hayretbahş zaferi Şarki Afrika sergüzeştine aleyhtar olan lar nezdinde Mussolininin vaziyetini tahkim etmiş bulunuyor. Her zaman olduğu gibi Mussolini bu sefer de kazandığı bu avantajdan mümkün olduğu kadar istifade etmeğe çalışa» cak, hiç çekinmiyecektir. Fakat ne de olsa Habeş İmpara- torluğunun istikbali için bir “diplo- matik harbe” hazır olmalıyız. Bi- lindiği veçhile Ingiliz noktai nazarı ba göre Habeşistanla ilgili mesele - ler İngilizleri yakinen alâkadar ef mektedir. Mister Baldvin'in Uluslar Kurumu aleyhindeki sözlerini nazardan ka- çırmamakia beraber İngiliz siyase- tinin değiştiğini zannetmemeliyiz. Fransa da bir dereceye kadar diz- ginlerini kısmak istiyorsa da İtal- yanın Habeşistandaki (o sömürgeci ernelleri büyüktür. Karşı koymak güçtür. Maamafih Mnssolininin bu nazari meseleleri kat'iyyen itibara almıya- sağından emin olabiliriz. Son altı vlik tecrübe, Il Duce'yi göstermiş- ki, bir adamın çabuk hareketi voklarmın münakaşalarından da- sidir ve bir netleeye müncer o- Zeitung” Kaçan Habeş İmparatorunun küçük kızı Zilahi ile büyük kizi lur. Tereddüt etmektense faaliyete geçmek lâzımdır. Rus basımı: Italyan durumunu daha şümullü bir sürette tetkik ederek bilhassa) ki muhtelif tesirlerini araştırmak - tadır. Moskova gazeteleri bu husus- ta şunları yazmaktadır: Londra, ilk önce Italyan zaferinin Afrika ve Arabistandaki psikolojik tesirinden müteessir olacaktır. Çün- eteleri Avrupanın yeni müşkillerle karşılaştığını kaydediyorlar kü bu İngiltereye bir darbe addedi- lip İngiliz prestijini kıracaktır. Sa- J Italyan zaferinin Ingiltere üzerinde-| niyen Italyanm Habeşistanı işgali, Müisırı doğrudan doğruya tehdit al - tmda bulunduracaktır. Salisen, In- gilterenin Akdenizde ve Kızildeniz- deki durumunu zayıflatacaktır ki, bunlar Ingiltereyi çok kuşkulandıra- cak amillerdir. Silâhlarını ve kurşunlarını şimdi İtalyanlara teslim etmek mecburiyetinde kalan bir Habeş kumandanı Maarif Birikmiş makam paraları veriliyor Baş muallimlerle müterakim ma- Türkiye Milli Sigorta Şirketi umumi heyeti Iktisat Vekâleti müfettişleri, Tür- kiye milli sigorta şirketi hakkındaki tetkiklerine devam (etmektedirler. SAĞLIK ÖĞÜTLERİ Erkek gibi kadınlar Adalelerin gelişmesi, deri altında belirmesi erkek vücuduna güzellik verirler. Fakat kadın vücudunda bu decek bir güzellik vermez. Pehlivan gibi, iriyarı pazularmı ve baldırla- rını şişirmiş kadm vücudu hiçbir yerde, hiçbir devinde makbul tutul mamıştır. Pek eski tarihlerde Ana- doluda at koşturan, erkekler gibi a- Zir kuvvet mümareselerine girişen amazon kadının heykeli yapılmışsa da bu heykelin Veniis heykelleri gi- bi güzellik ifade etmek için (değil, “acaip” bir kadın vücudu göstermek için yapılmış olduğu bellidir. Bu zamanda böyle, erkek gibi vü- İcut yapacak şey spor oyunlarında ifrattır. Pehlivan güreşleri, gülle kaldırmak, mahsus âletlerle kolları germek sporları kadın vücudunu erkek vücudu gibi iriyarı yaparlar. Dansetmekte ifrata gitmek bacak: larm, adalelerini en ziyade baldır - lart fazla gelistirdiğinden, gövde ve kollardaki adaleler küçük kaldıkları halde, bacakların şişkin ve biçimsiz olmasma sebep olur. Tenis oyunları bile bazılarmda böyle, vücuttaki te- nasübün bozulmasma sebep olabi - lir, Tarlada çalışan, ağır yük kaldıran kadmlarda da vücuttaki tenasüp bozulur, adaleler kalmlaşır. Fakat köylü kadm, erkek gibi kadın ola - maz, çünkü koşmaz, atlamaz, denize girdiği de — deniz kenarındaki köy- İlerde bile — az görülür. Onun için | köylü kadının vücudu biçimsiz, fa - kat erkek vücudu gibi değil, yuvar- lak biçimsiz olur. Bir kadında erkek gibi vücut bir hastalık sayılmazsa da, sağlık baki- mmdan mahzurları hiç yok da de- ! dildir. Bir kere iri adaleler çok hare- ket etmeğe, çok kalori sarfetmeğe mecbur eder. Bunlara karşılık pek ziyade azotlu gıdalar yemek lâzım olur. Bunlar da kadında karaciğ rin, böbreklerin tahammül edebile - çekleri dereceden ziyade toksin bı- ENR Güzellik sağlıkla beraber Yürür, Kafesinin doğrmleğe barada da kendini gösterir. Güzellik baki- mından hoşa gitmiyen iriyarı bir ka» dın vücudu sağlık bakımından da hosa gidecek bir şey değildir. Böyle vücuttan korunmak için ya- pılacak şey hiçbir sporda ifrata git- memekle beraber kadm (vücuduna münasip olan sporu seçmektir. Ka- dın vücuduna en muvafık olan spor, vücudun tekmil adalelerini işletti - ren koşma, atlama #porlarıdır. “Teşbihteki kusura bakmıyarak, $u üç kısrağın vücutlarına bakmız: Bi- ri yük taşıyor, kuvvetli fakat iri, kı İ sa böylu, görünüşte ağır vücutlu. İkincisi arabaya koşuluyor, yarı na- rin, yarı kaba bir vücut. Üçüncüsü yalnız koşu kısrağı, hem kuvvetli, hem ince, zarif, uçacak gibi, bütün vücudu oynak. Kadın vücudunun tenasübünü boz madan sağlığını en İyi temin edecek hareket koşmak, atlamaktır. Onları yapamazsanız da çok yürüyünüz. Güzel adalelerinizi bozmadan kuv -| vetlendirir, hem de fazla yağı eri - tir, şişmanlamaya en iyi engel olur. N Lokman EKM kam maaşlarından üçer aylıklarının | Müfettişlerden Nahit Tahsin, Türki- verilmesi hakkındaki karar Ankara- ye milli sigorta şirketinin 6000 poli- ca tasdik edilmiştir. Birkaç güne ka | çesini tetkik edecektir. Hentiz poliçe| Belediye dar tediyata başlanacaktır. Idman şenlikleri için 14 mayıs- ta Taksim stadyomunda umumi biri prova raha yapılacaktır . Şehrimizde İrak kon- solosluğu ihdas edildi Dost Irak hükümetinin vermiş ol- duğu bir karar üzerine, şehrimizde! lik defa olarak ir Irak baş konsolo luğu ihdas edilmiş ve bu memuriyete tayin olunan El Sayit Kâmil Bey El Faylani, konsoloshane kâtibi Hikmet Sami Süleyman Beyle beraber, dün | Toros ekspresile şehrimize gelmiş tir. El Sayit Kâmil Bey, birkaç gün|beri deniz işçilerinin yevmiyelerin-| lerin tetkiki bitmediği için açık mik- tarı hakkında kat'i bir rakam Yyaz- mak mümkün değildir . Türkiye milli sigorta şirketi, 28 mayısta umumi heyet toplantısını yapacaktır. İdare heyeti bu toplantı için hazırlıklara başlamıştır. Umu - mi heyette okunmak üzere bir rapor hazırlanmaktadır. Şirket heyet İçti- mamda tasfiye kararı verilecektir. Deniz işçilerinin şikâyeti Zonguldakta Titisat Vekâleti mü- fettişleri, deniz işçileri birliği İle, iş- çiler arasındaki ihtilâf hakkında tet- kikat yapmaktadırlar, İbtilâfın sebe bi şudur: İşçiler birliği, on seneden- Gazi Köprüsü için inşaata başlanıyor Gazi köprüsünün inşasına filen başlanabilmek için son hazırlıklar bi tirilmek üzeredir. Birkaç güne ka- dar Azap kapısile Unkapanındaki kulübeler ve diğer ufak tefek bara - kalar kaldırılacak ve ayakların inga- atma başlanacaktır. * Boğazın Rumelihisarı ve civarm- da oturanlar namma bir heyet dün belediyeye müracaat ederek şirket vapurlarının iskelelere geldikleri za- man fayrap yapmalarından şikâyet etmişlerdir. Bu heyet sıhhi mahzur- tarı olan bu halin ayni zamanda çi kan kıvtlemlarla tahta olan binaları yakması tehlikeside mevcut olduğu- zarfında konsoloshane teşkilâtı ya|den yüzde sekiz bir aidat kesmekte-! nu iddin etmiştir. Belediye bu şikâ- parak vazifeye başlıyacaktır. Nezarethanenin camlarını kırmış Karaköyde birkaç satıcıya tecavüz zine getirilmiş, nezarethanenin cam- larmı kırdığından Galata Sulh Ceza hâkimliğince tevkif edilmiştir. dir, Işçiler, bu paranm gayri kanuni olarak almdığına itiraz etmişlerdir. Motosiklet kazası oldu Salkımsöğütte oturan Boraha, Sir İ eden sabıkalı Hüseyin, polis merke- | keciden geçerken bir motosikletin sadamesine uğramıştır. Boraha yü- zünden yaralnmış ve tedavi altma almmnıstır. yeti tetkik etmektedir. Köpek tarafından ısırılmış Koçgo adında biri polise müracast ederek on beş gün evvel Kurtuluş caddesinde bir kurt köpeği tarafm- bal sağlık ifade etseler de hoşa gi -! zaralı yeri Nasrettin Hocaya sormuşlar: Hiç düşünmeden: — Şu ayağımı bastığım yer! Ceva bmı vermiş. — Nereden bildin Hocam? Diyene| de; en kestirme sözü söylemiş: — Inanmazsan gel ölç! Şimdi bana da günün birinde, Istan bulun en güzel yeri, neresidir: diye s0| rulacak olsa, hiç düşünmeden: — Sarayburnudur! Cevabını vere. | ceğim. Ve, nereden bildiğimi soran ©- | lursa: | — Inanmazsan, gel.. Gör... Diyece- ğim. Geçen Pazar, birkaç saatimi orada geçirdim. Hava hafifçe bulutlu... Rıhtımı bir| sünger gibi delik deşik eden hirçin dalgaların şıpırtısını duyuyorum. Konduğu yeri, çimdikliyen rüzgâr bile öyle durgun esiyor ki, ortalıkta çıt yok. Sahilde, birkaç çocuk, başba- şa vermişler. Aralarmâ #okuluyo - — Burada ne yapıyorsunuz ? — Balık tutuyoruz... Diyorlar ve bana, küçük bir sepet içinde çırpınan küçük kaya balıkları gösteriyorlar. Ruhtımın geniş bir kavis çizdiği ye- re kadar yürüyorum. Uzakta, mavi bir duman yığını gibi beliren adalai Usküdarın “Selimiye” .si, Haydarpa- şanı “gar"ı, ve Fenerbahçeye kâdar ile uzayıp giderken, biraz soluma dö- her dönmez, ta Çengelköyüne kadar, yarı Boğazı seyrediyorum. Kulağıma | çarpan tramvay çanları bana şehirde bulunduğumu hatırlatıyor. Vapur dü- dilklerini dinlerken, kendimi bir yalı- nın köşe penceresinde sanıyorum, Ho murdana homurdana geçen trenin gü- rültüsüne kulak verince, uzak bir ka- ra yolculuğuna çıkıyormuşum. gibi İ- çimde sevinçle karışık bir heyecan du yuyorum, Yanımda bir arkadaşım İ var. Yavaşça kulağıma eğiliyor: — Ben şu Sarayburnunu ötedenbe- ri muza benzetirim!.. Soruyorum: — Şekil itiberile mi? — Hayır lezzeti itibarile.. — Anlamadım..: Diyorum. Anlatiyor: — Muz için, ne niyete yenilirse, 0- nun tadını verir, demezler mi? Saray burnu da öyle... lirsin. Halbuki Istanbuldan kilometrolar- ca uzaklarda da, ufuk bu kadar engin giderken, bir az sola döner dönmez, - İssu doldurmak Kendini gehrin ortasında sanabi-| dasları, bugün Adliyeye verilecekler” değildir. Gözlerini kapa ve bir lâhza için kendini özlediğin yerde bul!.. Bo- gaz, Adalar, Marmara, hattâ Yeşil - köy... Hoşlandığın bütün bu yerleri, ayni zamanda, birinden birine atla- mak için zahmet çekmeden karşında bulacaksın!” O, bunları anlatırken, önümüzden bir vapur geçti. Güvertedeki yolcular bu dünyanın şüphesiz en güzel ve yi- İne dünyanm şüphesiz en bakımsız ve en harap sahiline hiç görmedikleri bir yer gibi yabancı gözlerle bakıştı- lar. İçlerinden hiçbirisi, eminim ki, şu yıkık rıhtem kenarından bütün İstan bulun bir anda kucaklanabileceğini ummuyorlardı. “Yüreğimde acı bir sızı ile: — Sarayburnu, böyle mi kalmalı”. Diye düşlindüm, Ve kendi kendime: — Ababa, dedim, belediye, şu Ss- rayburnunu canlandırmağı niçin ö - 13.5.d36 ——— mal HERGUN BiR ROPORTAJ istanbulun en güzel man- neresidir ? Sağda Marmara bütün enginliği ile uzanıp ta Çengelköyüne kadar yarı boğaz seyrediliyor Sarayburnundan güzel bir görünüş Meselâ, Demirkapiya çikan şu ka- ranlık, izbe yolu, niçin karanlıktan kurtarıp ışığa kavuşturmaz? Denizden ve karadan gidiş gelişi, niçin kolaylaştırmaz? Park kapısı, er kenden kapandığı için burası, ortalık karardıktan sonra, etrafı su ile çev - ilmiş, sürgünlere mahsus bir ada ha“ Tini alıyor. Çok korkarım ki, önümüzdeki yaz için de bir şey yapılmıyacak ve Sa- rayburnu, şehrin; (kendisinden çok daha şerefsiz mesirelerini dolduran kalabalığı, uzaktan burnunu çeke çe- ke seyredecek! Salâhaddin GÜNGÖR Poliste Bir hasta metresini yaralıyarak öldürdü Hamide isminde bir kadın, beş e“ neden beri birlikte yaşadıkları Hüs- bem keyi in ermek rak öldürülmüştür. Valla Beyazit civarında Tavanlıçeşme önünde ol- muştur. Bundan birkaç gün evvel, Hüsnü tarafından hafif surette ya- ralanan Hamide, yaralar; iyileştiği için hastaneden çıkmış, istirtak hâ- «İ kimi karârile serbest bırakılan Hüs- nü de Hamidenin peşine düşerek yo" lunu beklemeğe başlamıştır. Nihayet için çeşmeye gelen kadının üzerine yürümüş, Hamide eski kocasını görünce haykırarak ei vardaki polis karakoluna doğru koş” mağa başlamıştır. Fakat Hüsnü Kar rakola girmeden evvel, Hamideye ye tişmiş, kadıncağızı arkasından alt kere bıçakladıktan sonra, kanlar r ginde yere sermiştir. Hamide, kald” rıldığı Cerrahpaşa hastanesinde dür akşam ölmüştür. Hüsnü, birinci sulh ceza hâkimi Reşit huzuruna çıkarıl& rak sorguya çekilmiş ve duruşma 4“ kabinde tevkif edilmiştir. Suçlunun bundan önce Bakırköy akıl hastane” sinde birkaç ay yattığı anlaşılmakta” dır. Hüsnü, ifadesinde hastaneden çıktıktan sonra, Hamidenin kendisi" ne İhanet ettiğini öğrenerek kadın” dan intikam almak maksadile bu ci nayeti işlediğini söylemiştir. Mücevherat hırsızları bu gün adliyeye veriliyor Mücevherat ve kıymetli eşya 8” maktan suçlu Eyüp Sabri ve ark#” dir. Emmiyet ikinci şube direktörlü” gü, e ye iş on kadar yakasi” 07 tesbit etmiştir. Dün de iki kişi 29 bıtsya müracaat ederek muhafı altında bulunan eşyalardan gram fonla altm bileziklerin kendileri"? ait olduğunu iddia etmişlerdir. Bu lardan biri de muharrir Suat Dervif” tir. Kamyon çarptı Şolör Hüseyinin idaresindeki ki”? yon, Beyasıtta seyyar köftecilik w pan Mehmede çarpııştır. Bu çar? mada Mehmet yere yuvarlanmış muhtelif yerlerinden yaralanmı# Şoför yakalanmıştır. Tabanca ile yaraladı a Dün Fener iskelesinde kani hâdise olmuştur: Kumkapıda mel lik yapan Hamdi isminde biri, ik. noter kâtibi İsmail Behçeti takip va miş, iskele civarında tabancasını saltmıştır. Çıkan kurşunlar N* e kâtibini dizinden ve omuzunda” ate | ralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa b#* dan ısırıldığn 1söylemiş, yara yerin-İ zenmez? Onu Taksim bahçesi, Tepe-| nesine kaldırılmış, iki ameliyat *., den ağrı hissettiği icin hastaneye | başı kadar himayeye niçin lâyık gör- | pılmıştır. Suçlu, tabancasi ile kaldırılmıştır. mez? lanmıştır.